24 research outputs found

    Temperature Effects Explain Continental Scale Distribution of Cyanobacterial Toxins

    Get PDF
    Insight into how environmental change determines the production and distribution of cyanobacterial toxins is necessary for risk assessment. Management guidelines currently focus on hepatotoxins (microcystins). Increasing attention is given to other classes, such as neurotoxins (e.g., anatoxin-a) and cytotoxins (e.g., cylindrospermopsin) due to their potency. Most studies examine the relationship between individual toxin variants and environmental factors, such as nutrients, temperature and light. In summer 2015, we collected samples across Europe to investigate the effect of nutrient and temperature gradients on the variability of toxin production at a continental scale. Direct and indirect effects of temperature were the main drivers of the spatial distribution in the toxins produced by the cyanobacterial community, the toxin concentrations and toxin quota. Generalized linear models showed that a Toxin Diversity Index (TDI) increased with latitude, while it decreased with water stability. Increases in TDI were explained through a significant increase in toxin variants such as MC-YR, anatoxin and cylindrospermopsin, accompanied by a decreasing presence of MC-LR. While global warming continues, the direct and indirect effects of increased lake temperatures will drive changes in the distribution of cyanobacterial toxins in Europe, potentially promoting selection of a few highly toxic species or strains.Peer reviewe

    Anti-demodex effect of commercial eyelid hygiene products

    No full text
    Purpose To investigate in vitro effects of active ingredients in eye cleansing wipes and solutions on the life span of Demodex. Methods Demodex mites were extracted by eyelash epilation method from volunteers who were found to have chronic demodex blepharitis during an ophthalmological examination. Preparations with three or more motile, live adult Demodex parasites were included in the study. Two drops of the test solution were dropped on the samples: saline, 2% tea tree oil (TTO; Osto (R), AKD Medical products, Turkey), 7.5% TTO (Blefaritto (R), Jeomed, Turkey), and 0.5% terpinen-4-ol (T4O; Blefastop plus (R), NTC, Italy). Under light microscopy at 100x and 400x magnification, samples were examined and followed. The average killing time of Demodex was noted for each preparation. Results The study was analyzed on 120 patient samples. In the control group with saline, the average killing time of Demodex had an average of 323.5 +/- 21.1 min. In other groups, an average mean of 95.9 +/- 25.2 min in the 2% TTO group, 67.1 +/- 21.8 min in the 7.5% TTO group, and 27.3 +/- 6.0 min in the 0.5% T4O group was observed. It was found that the 0.5% T4O group was significantly more effective than the other groups. Conclusion Chronic Demodex blepharitis treatment is quite difficult in ophthalmology practice. It appears that, even at very low concentrations, T4O has an effective anti-Demodex effect

    Farklı İşletmelerdeki Gökkuşağı Alabalıklarının (Oncorhynchus mykiss) Lizozim Aktivitelerinin Karşılaştırılması

    No full text
    Lizozim spesifik olmayan bağışıklık sisteminin en önemli humoral faktörlerinden biridir. Bakteriyel enfeksiyonlara karşı balıkların savunma sisteminde önemli rol oynar. Bu çalışmada farklı işletmelerdeki gökkuşağı alabalıklarının serum Lizozim aktivitesi üzerine su kalitesi parametreleri ve balık ağırlığının etkisi incelenmiştir. Mart-Mayıs 2008 tarihleri arasında Isparta'nın Aksu, Aşağıgökdere ve Çukurköy'deki 3 farklı gökkuşağı alabalığı işletmesinde gerçekleştirilen çalışmada 90 adet gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) kullanılmıştır. Bu işletmelerdeki fiziksel ve kimyasal su kalitesi parametreleri ölçülmüştür. Balıklardan alınan kan örnekleri serumları çıkartıldıktan sonra diffüzyon agar metodu ile lizozim aktiviteleri tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda işletmelerin su kalitelerinin farklı ve balıklardan tespit edilen lizozim aktivitelerinde ki farklılığında önemli olduğu bulunmuştur (p<0,05). Aşağıgökdere ve Çukurköy'deki işletmelerde, balık ağırlığının artmasıyla birlikte lizozim aktivitelerinin de arttığı tespit edilmiştir. Bu çalışma; su kalitesindeki değişimlerin lizozim aktivitesini etkileyebileceğini göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss), Lizozim Aktivitesi, Diffüzyon Agar Metodu, Su Kalites

    Farklı gübre kaynakları ve ekim sıklığının organik buğday da kök ve kök boğazı çürüklüğü etmenlerine etkisi

    No full text
    Organik g&uuml;breler ve ekim sıklığının organik buğdayın k&ouml;k ve k&ouml;k boğazı &ccedil;&uuml;r&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; hastalığı etmenlerine etkisi 2008-09 &uuml;r&uuml;n yılında Erzurum sulamasız koşullarında incelenmiştir. Şans blokları deneme planında fakt&ouml;riyel d&uuml;zenlemeye g&ouml;re 4 tekrarlamalı olarak y&uuml;r&uuml;t&uuml;len araştırmada; 2 buğday &ccedil;eşidi (Doğu-88 ve Kırik), 2 ekim sıklığı (475 tohum/m2 ve 625 tohum/m2) ve 7 g&uuml;bre kaynağı (Kontrol, standart inorganik (NP), Biyo- Organik, Biyo- Organik SR, Leonardit, Organik G&uuml;bre ve sığır g&uuml;bresi) yer almıştır. Organik buğdayın k&ouml;k boğazından yapılan izolasyonlarda Alternaria alternata, Arthrinium urticae, Bipolaris sorokiniana, Chaetomium spp., Chrysosporium spp., Cladosporium spp. Curvularia pallescens, Fusarium spp., Microdochium nivale, Mucor spp., Penicillium spp., Rhizopus stolonifer, Clonostachys spp., Ulocladium atrum ve steril misel tespit edilmiştir. Kullanılan ekim sıklıkları arasında fungus florası bakımından herhangi bir fark tespit edilememiştir. Organik buğdayın k&ouml;k ve k&ouml;k boğazı &ccedil;&uuml;r&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; etmenlerine etkisi bakımından kullanılan g&uuml;bre kaynakları arasında ise farklılıklar saptanmıştır.&nbsp;The effects of organic manures and sowing density on root and crown rot disease agents of organic wheat investigated during the 2008-09 seasons; in Erzurum (Turkey) dry agriculture conditions. Experiment was analyzed as factorial with completely randomized block design having 4 replications. Factors were 2 wheat cultivars (Doğu-88 and Kırik), 2 sowing density (475 seeds m-2and 625 seeds m-2) and 7 manure sources (Control, standard inorganic (NP), Bio-Organic, Bio-Organic SR, Leonardit, Organic Manure and cattle manure). Alternaria alternata, Arthrinium urticae, Bipolaris sorokiniana, Chaetomium spp., Chrysosporium spp., Cladosporium spp. Curvularia pallescens, Fusarium spp., Microdochium nivale, Mucor spp., Penicillium spp., Rhizopus stolonifer, Clonostachys spp., Ulocladium atrum and sterile mycelia were isolated from crown of organic wheat. Significant differences were not found in the mycoflora among the sowing density. However, there were differences among manure sources compared to the control on root and crown rot disease agents of organic wheat.&nbsp;</p

    Effects of different fertilizer sources and sowing density on root and crown rotdisease agents of organic wheat

    No full text
    Organik gübreler ve ekim sıklığının organik buğdayın kök ve kök boğazı çürüklüğü hastalığı etmenlerine etkisi 2008-09 ürün yılında Erzurum sulamasız koşullarında incelenmiştir. Tesadüf blokları deneme planında faktöriyel düzenlemeye göre 4 tekrarlamalı olarak yürütülen araştırmada; 2 buğday çeşidi (Doğu-88 ve Kırik), 2 ekim sıklığı (475 tohum/m2 ve 625 tohum/m) ve 7 gübre kaynağı (Kontrol, standart inorganik (NP), BiyoOrganik, Biyo- Organik SR, Leonardit, Organik Gübre ve sığır gübresi) yer almıştır. Organik buğdayın kök boğazından yapılan izolasyonlarda Alternaria alternata, Arthrinium urticae, Bipolaris sorokiniana, Chaetomium spp., Chrysosporium spp., Cladosporium spp. Curvularia pallescens, Fusarium spp., Microdochium nivale, Mucor spp., Penicillium spp., Rhizopus stolonifer, Clonostachys spp., Ulocladium atrum ve steril misel tespit edilmiştir. Kullanılan ekim sıklıkları arasında fungus florası bakımından herhangi bir fark tespit edilememiştir. Organik buğdayın kök ve kök boğazı çürüklüğü etmenleri üzerine etkisi bakımından kullanılan gübre kaynakları arasında ise farklılıklar saptanmıştır.The effects of organic fertilizers and sowing density on root and crown rot disease agents of organic wheat were investigated during the 2008-09 seasons; in Erzurum (Turkey) at dry agriculture conditions. Experiment design was factorial with completely randomized block design having 4 replications. Factors were two wheat cultivars (Doğu-88 and Kırik), two sowing density (475 seeds m-2and 625 seeds m-2) and seven fertilizer sources (control, standard inorganic (NP), Bio-Organic, Bio-Organic SR, Leonardit, Organic fertilizer and cattle manure). Alternaria alternata, Arthrinium urticae, Bipolaris sorokiniana, Chaetomium spp., Chrysosporium spp., Cladosporium spp. Curvularia pallescens, Fusarium spp., Microdochium nivale, Mucor spp., Penicillium spp., Rhizopus stolonifer, Clonostachys spp., Ulocladium atrum and sterile mycelia were isolated from crown of organic wheat. Significant differences were not found in the mycoflora among the sowing density. However, there were differences among fertilizer sources compared to the control on root and crown rot disease agents of organic wheat

    Eğirdir Gölü Mikrobiyoloji Kalitesinin Mevsimsel Değişimi

    No full text
    Bu çalışmada Türkiye’nin 2.büyük tatlısu gölü olan Eğirdir Gölü’nün mikrobiyolojik parametrelerinin mevsimsel değişiminin izlenmesi amaçlanmıştır. 2013 yılı içerisinde mevsimsel gerçekleştirilen çalışmada göl üzerinde belirlenen 9 istasyondan alınan su örneklerinde toplam koliform, fekal koliform, Escherichia coli (E. coli) ve toplam bakteri analizleri gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda göl suyu toplam koliform sayısı 0 ile 34 arasında değişim göstermiştir. Elde edilen değerler limit değerlerin (70 EMS/100 mL) altında olduğu belirlenmiştir. Fekal koliformlar yaz döneminde sadece 4.istasyonda,  sonbahar döneminde ise 7. ve 9. istasyonda tespit edilmiştir. Toplam E. coli ise bütün istasyonlarda tespit edilmemiştir. Toplam bakteri sayısı 0 ile 172 kob/100 mL arasında değişim göstermiştir. Elde edilen sonuçlar Yüzeysel Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliği Kıta içi Su Kaynakları Kalite Kriterleri yönüyle değerlendirildiğinde kabul edilebilir değerlerin altında olduğu belirlenmiştir

    Histopathological Effects of Formaldehyde (CH2O) on Rainbow Trout (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792)

    No full text
    <p>Formaldehyde is commonly used as a disinfectant and also in a control of fish disease in aquaculture sector. However, this widespread use, can lead to environmental degradation and can cause negative effects on the treated fish with. In this study 250 mg/L (1 hour) and 500 mg/L (45 min) concentrations of formaldehyde were used. From the results of the histopathological findings degeneration was determined in the epithelial cells and pilar in the gill lamellae, lymphoid infiltration interlamellar necrosis and degeneration of the muscle tissue, dilatation in the liver, congestion in veins, degeneration in hepatocytes, damage in the blood vessels of fish which were treated with formaldehyde. In conclusion; formaldehyde was found to have a negative impact in histological examination in applied rainbow trout. Therefore, it was concluded that it should be used consciously and according the needs in aquaculture.</p

    ÇİVRİL GÖLÜ YÜZEY SUYU KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

    No full text
    Bu çalışmada; Çivril Gölü’nün fizikokimyasal parametreleri 2004-2005 yılları arasında aylık olarak ölçülmüştür. Ölçümler, Çivril Gölü’nü en iyi temsil edecek şekilde seçilen dört istasyonda yapılmıştır. Elde edilen yıllık oratalama fizikokimyasal parametre verileri istasyonlar arasında istatistiksel olarak karşılaştırılmış, faktör analizi ile değişkenler sınıflandırılmıştır. Bütün istasyonlarda yıl boyu göl suyunun berrak ve kokusuz, tuzluluğun %0.0, hidroksilin ise 0 mg/L olduğu tespit edilmiştir. Faktör analizi sonucuna göre tüm istasyonlarda veri kümesinde toplam varyansın % 100’ünü açıklayan üç potansiyel faktör belirlenmiştir. İlk faktör toplam varyansın % 58.98’ini, ikinci faktör % 21.51’ini üçüncü faktör ise % 19.50’sini açıklamıştır. Bu çalışma; Çivril Gölü’nün bazı istasyonlarında özellikle yaz aylarında organik kirliliğin oldukça arttığını ve çözünmüş oksijen miktarının da özellikle 1. istasyonda sucul canlılar için kritik dereceye kadar azaldığını göstermiştir

    ÇİVRİL GÖLÜ YÜZEY SUYU KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

    No full text
    Bu çalışmada; Çivril Gölü’nün fizikokimyasal parametreleri 2004-2005 yılları arasında aylık olarak ölçülmüştür. Ölçümler, Çivril Gölü’nü en iyi temsil edecek şekilde seçilen dört istasyonda yapılmıştır. Elde edilen yıllık oratalama fizikokimyasal parametre verileri istasyonlar arasında istatistiksel olarak karşılaştırılmış, faktör analizi ile değişkenler sınıflandırılmıştır. Bütün istasyonlarda yıl boyu göl suyunun berrak ve kokusuz, tuzluluğun %0.0, hidroksilin ise 0 mg/L olduğu tespit edilmiştir. Faktör analizi sonucuna göre tüm istasyonlarda veri kümesinde toplam varyansın % 100’ünü açıklayan üç potansiyel faktör belirlenmiştir. İlk faktör toplam varyansın % 58.98’ini, ikinci faktör % 21.51’ini üçüncü faktör ise % 19.50’sini açıklamıştır. Bu çalışma; Çivril Gölü’nün bazı istasyonlarında özellikle yaz aylarında organik kirliliğin oldukça arttığını ve çözünmüş oksijen miktarının da özellikle 1. istasyonda sucul canlılar için kritik dereceye kadar azaldığını göstermiştir
    corecore