Mut Yöresinde Organik Zeytin Yetiştiriciliği

Ülkemiz zeytincilikte dünya genelinde önemli bir yere sahiptir. Son yıllarda zeytin fidanı dikimi çok büyük bir ivme kazanmıştır. Üretilen zeytinin yaklaşık3/4’ü yağlık olarak işlenirken son yıllarda sofralık zeytin oranı hızla artmaya başlamıştır. Üretimin hızlı artışına karşılık elde edilen ürünlerin gerek yurtiçinde değerlendirilmesi ve gerekse ihracatta artışlar aynı oranda gelişmemektedir. Özellikle ihracattaki dar boğazın aşılması için sektörün bugünkü yapısal ve teknik sorunlarının çözülmesi gerekir. Bu çalışmada 2003–2006 yılları arasında Mersinin Mut ilçesinde Gemlik zeytin çeşidinde organik zeytin yetiştiriciliğinin uygulanabilirliği araştırılmıştır. İncelenen Gemlik çeşidinde verim, ürün özellikleri ve pomolojik özelliklere bakılmıştır. Çalışma neticesinde verim, 100 dane ağırlığı, et/çekirdek oranı ve kuru örnekte yağ oranlarına t testi uygulanmış olup ayrıca ekonomik analiz yapılmıştır. Bu çalışmada mikro klima özellik gösteren Mut ilçesinde organik zeytinciliğin başarıyla yapılabileceği görülmüştür

Mut Yöresinde Organik Kayısı Yetiştirciliği

Bu çalışma, 2005-2007 yılları arasında Mersin ili Mut ilçesi Selamlı Köyü’nde Perecoce De Tyrinthe çeşidi ile tesis edilmiş 5 yaşındaki bir kayısı bahçesinde yürütülmüştür. Organik ve konvansiyonel uygulama yapılan kayısılarda Pomolojik analizler (meyve ağırlığı, meyve eni, meyve boyu, meyve yüksekliği, çekirdek ağırlığı, SÇKM, pH ve toplam asit) ve yaprak-toprak analizleri yapılmıştır. Bu ölçümler sonucunda çalışmanın birinci yılında (2005) pomolojik özellikler bakımından organik ve konvansiyonel uygulamalar arasında bir fark bulunmamıştır. Çalışmanın ikinci yılında (2006) yapılan istatistiksel analizler sonucunda verim, meyve etinin çekirdeğe oranı, meyve sertliği ve pH değerleri açısından %1 önem düzeyinde önemsiz bulunmuştur. Konvansiyonel yetiştiricilik, SÇKM dışında incelenen diğer kriterler açısından organik yetiştiriciliğe göre %5 önem düzeyinde önemli bulunmuştur. Verim, meyve eti/çekirdek oranı, meyve sertliği gibi parametrelerde önemli bir fark görülmemesine karşın; meyve ağırlığı, meyve eni, meyve boyu, meyve yüksekliği, çekirdek ağırlığı, toplam % asitlik, SÇKM ve pH değerleri arasındaki farklar önemli bulunmuştur. Çalışmanın üçüncü yılında (2007) ise, yapılan istatistiksel analizler sonucunda organik yetiştiricilikte meyve eni, meyve boyu, meyve yüksekliği, meyve eti/çekirdek oranı, meyve sertliği, toplam asit ve pH değerleri açısından %5 önem düzeyinde önemsiz bulunurken; konvansiyonel yetiştiricilikte verim, meyve ağırlığı, çekirdek ağırlığı ve SÇKM % 5 önem düzeyinde önemli bulunmuştur. Mut yöresindeki erkenci sofralık kayısı yetiştiriciliğinde bitki koruma çalışmaları açısından ise organik üretim yapmanın günümüz koşullarında mümkün olabileceği ortaya konmuştur

Health-Related Work Loss: Wellness Profiles of Information Technology Employees

Understanding health-related work loss and creating a comprehensive approach requires the identification of lifestyle behavior patterns. An essential part of this process is the examination of different profiles within the target population to develop effective intervention strategies. This study explored the wellness profiles of information technology (IT) employees regarding lifestyle behaviors and health-related work loss. The cross-sectional study surveyed 405 employees (174 women and 231 men) in six cities in Türkiye to examine lifestyle behaviors (exercise, nutrition, stress management, health responsibility, mental development, and interpersonal relations) and health-related work loss (presenteeism and absenteeism). Data analysis was conducted using independent samples t-test, ANOVA, multiple linear regression, and two-step cluster analysis. Regression findings indicated that physical activity, nutrition, and stress management behaviors statistically predict work performance in IT employees (

Verim,kalite ve erkencilik yönünden Çukurova Bölgesi'ne uyabilecek şeftali ve nektarin çeşitleri üzerine araştırmalar

TEZ1514Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 1994.Kaynakça (s. 181-190) var.xix, 190 s. ; 30 cm.

Mut yöresinde yetiştirilen bazı kayısı çeşitlerinde yaz, kış, yaz+ kış budama uygulamalarının verim, kalite, karbonhidrat ve azot birikimi üzerine araştırmalar

TEZ3004Tez (doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 1998.Kaynakça (s. 159-167) var.xvi, 168 s. : rnk. res. ; 30 cm.…Bu çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No: FBE. 96. D- 2

iSNP: An integrated, automatically updated SNP database

Single Nucleotide Polymorphisms (SNP) is a DNA sequence variation that occurs when a single nucleotide differs between members of a biological species or paired chromosomes in an individual. Studies on SNP data are important for scientists to shed light on identifying genetic variations underlying complex diseases. While recent advances in high-throughput genotyping technologies are resulting in data accumulation at large scales, the need for collection and service of this data under a standard format and globally normalized and structured metadata that houses the structured SNP data is becoming essential. Here, we present iSNP that is a regularly updated, machine curated database that holds SNP and its associated metadata from publicly available databases under a structured standard format that can be efficiently utilized within different applications. © 2012 IEEE

Putative roles of soluble trophic factors in facial nerve regeneration, target reinnervation, and recovery of vibrissal whisking

It is well-known that, after nerve transection and surgical repair, misdirected regrowth of regenerating motor axons may occur in three ways. The first way is that the axons enter into endoneurial tubes that they did not previously occupy, regenerate through incorrect fascicles and reinnervate muscles that they did not formerly supply. Consequently the activation of these muscles results in inappropriate movements. The second way is that, in contrast with the precise target-directed pathfinding by elongating motor nerves during embryonic development, several axons rather than a single axon grow out from each transected nerve fiber. The third way of misdirection occurs by the intramuscular terminal branching (sprouting) of each regenerating axon to culminate in some polyinnervation of neuromuscular junctions, i.e. reinnervation of junctions by more than a single axon. Presently, fascicular or topographic specificity cannot be achieved and hence target-directed nerve regeneration is, as yet, unattainable. Nonetheless, motor and sensory reinnervation of appropriate endoneurial tubes does occur and can be promoted by brief nerve electrical stimulation. This review considers the expression of neurotrophic factors in the neuromuscular system and how this expression can promote functional recovery, with emphasis on the whisking of vibrissae on the rat face in relationship to the expression of the factors. Evidence is reviewed for a role of neurotrophic factors as short-range diffusible sprouting stimuli in promoting complete functional recovery of vibrissal whisking in blind Sprague Dawley (SD)/RCS rats but not in SD rats with normal vision, after facial nerve transection and surgical repair. Briefly, a complicated time course of growth factor expression in the nerves and denervated muscles include (1) an early increase in FGF2 and IGF2, (2) reduced NGF between 2 and 14 days after nerve transection and surgical repair, (3) a late rise in BDNF and (4) reduced IGF1 protein in the denervated muscles at 28 days. These findings suggest that recovery of motor function after peripheral nerve injury is due, at least in part, to a complex regulation of nerve injury-associated neurotrophic factors and cytokines at the neuromuscular junctions of denervated muscles. In particular, the increase of FGF2 and concomittant decrease of NGF during the first week after facial nerve-nerve anastomosis in SD/RCS blind rats may prevent intramuscular axon sprouting and, in turn, reduce poly-innervation of the neuromuscular junction

Manual stimulation of the whisker pad after hypoglossal–facial anastomosis (HFA) using a Y-tube conduit does not improve recovery of whisking function

Facial nerve injury is a common clinical trauma involving long-term functional deficits with facial asymmetry leading to associated psychological issues and social hardship. We have recently shown that repair by hypoglossal-facial or facial-facial nerve surgical end-to-end anastomosis and suture [hypoglossal-facial anastomosis (HFA) or facial-facial anastomosis (FFA)] results in collateral axonal branching, polyinnervation of neuromuscular junctions (NMJs) and poor function. We have also shown that another HFA repair procedure using an isogenic Y-tube (HFA + Y-tube) and involving a 10-mm gap reduces collateral axonal branching, but fails to reduce polyinnervation. Furthermore, we have previously demonstrated that manual stimulation (MS) of facial muscles after FFA or HFA reduces polyinnervation of NMJs and improves functional recovery. Here, we examined whether HFA + Y-tube and MS of the vibrissal muscles reduce polyinnervation and restore function. Isogenic Y-tubes were created using abdominal aortas. The proximal hypoglossal nerve was inserted into the long arm and sutured to its wall. The distal zygomatic and buccal facial nerve branches were inserted into the two short arms and likewise sutured to their walls. Manual stimulation involved gentle stroking of the vibrissal muscles by hand mimicking normal whisker movement. We evaluated vibrissal motor performance using video-based motion analysis, degree of collateral axonal branching using double retrograde labeling and the quality of NMJ reinnervation in target musculature using immunohistochemistry. MS after HFA + Y-tube reduced neither collateral branching, nor NMJ polyinnervation. Accordingly, it did not improve recovery of function. We conclude that application of MS after hypoglossal-facial nerve repair using an isogenic Y-tube is contraindicated: it does not lead to functional recovery but, rather, worsens it