517 research outputs found
Some languages do not respect the designs of linguists
Baseret på tradition og på generationers erfaring har lingvister etableret en sprogmodel, gennem hvilken vi opfatter og analyserer nye sprog, som vi kommer i kontakt med. I denne artikel præsenterer jeg to tilfælde, hvor sprog ikke passer ind i lingvisters model.
I det første tilfælde optræder et hyppigt forekommende morfem tre helt forskellige steder i sproget og behandles derfor også tre forskellige steder i beskrivelsen af sproget.
Det andet drejer sig om et sæt personpræfikser, som i mayasprog traditionelt beskrives to forskellige steder og med to forskellige sæt funktioner, mens et forsøg på at identificere en fælles betydning for de adskilte forekomster ville fange deres grundlæggende funktion mere hensigtsmæssigt, men det ville bryde med den traditionelle syntaktiske analyse af sproget.
Min konklusion er at forstyrrende særheder i enkelte sprog burde tages mere alvorligt af typologer
Mandibular involvement of solitary plasmocytoma : a case report
Plasma cell neoplasms (multiple myeloma, solitary plasmocytoma of bone and extra medullar plasmocytoma) are characterized by a monoclonal neoplastic proliferation of plasma cells. Solitary plasmocytoma of bone (SPB) is a localized form of them. SPB is most frequently seen in vertebrae and secondarily in long bones. Its presence in jaws is extremely rare and when it is seen, angulus and ramus mandible are most common sites of occurrence. Prognosis of SPB is worse than extra medullar plasmacytoma (EMP) and approximately 50% of SPB will transform to multiple myelom. A 76- year old woman consulted to our clinic with a chief complaint of slowly developed swelling in her mandible. She had an operation from caput femur because of plasmocytoma two months before. Panoramic radiography revealed a radiolucent lesion in the mandibular anterior region, 60×35 mm in dimension. Aspiration biopsy was performed and histopathological examination was reported as plasmocytoma. She was referred to the oncology department for treatment but died before the treatment finished
A retrospective study of the prevalence and characteristics of dens invaginatus in a sample of the Turkish population
Objective: The purpose of this study was to assess the prevalence of dens invaginatus and to classify the types of dens invaginatus in a sample of the Turkish population.. Study Design: A retrospective study was performed using periapical and panoramic radiographs of 5355 patients who presented to the Department of Oral Diagnosis and Radiology at the Ondokuz May?s University Dentistry Faculty between January 2009 and December 2010. Maxillary and mandibular anterior teeth were evaluated for the presence and characteristics of dens invaginatus. Statistical evaluation of the presence of dens invaginatus related to gender was performed by the Pearson chi-squared test. Results: Dens invaginatus was observed in 116 of 4556 subjects, with a frequency of 2.5%. There was only one periapical lesion in teeth with type I dens invaginatus, but 8.1% of patients with type II and 87.5% of patients with type III dens invaginatus had apical periodontitis at the time of referral. There were 116 (72%) females and 32 (27%) males with dens invaginatus. Conclusion: This data represents the only study carried out in a large population in Turkey, and no dens invaginatus was found in mandibular teeth. The most commonly observed type of dens invaginatus was type I (69.8%)
Neutralization in Aztec Phonology – the Case of Classical Nahuatl Nasals
This article investigates nasal assimilation in Classical Nahuatl. The distribution of nasal consonants is shown to be the result of coda neutralization. It is argued that generalizations made for root and word level are disproportionate and cannot be explained through the means of rule-based phonology. It is shown that the process responsible for nasal distribution can only be accounted for by introducing derivational levels in Optimality Theor
İntranazal diş
Burun boşluğunda ektopik diş varlığı oldukça nadir bir olaydır. Burun tıkanıklığı, kanama, akıntı,mukozada kurutlanma, orta yüz bölgesinde ağrı başlıca semptomlardır. Klinik olarak, nazal kavitede granülasyon dokusu ve debrisle kaplı beyaz bir kitle olarak görülür. Radyografik olarak da normal dişlerle aynı opasitede görüntü verirler. Bazen de nazal kavite tabanında soket içerisinde görülür. Tedavisi, semptomları ortadan kaldırmak ve komplikasyonları önlemek için yapılır. Bu çalışmamızda sol nazal fossada ektopik diş olduğu saptanan 46 yaşındaki kadın hastamızın konik ışınlı bilgisayarlı tomografi ile incelenmesi ve literatürdeki vakalarla karşılaştırılması sunulacaktır
Periodontitis ile ilişkili trabeküler kemik değişikliklerinin fraktal analiz ile incelenmesi
Amaç: Periodontitis kemik ve diş dokularını etkileyen patolojik bir süreçtir bu nedenle trabeküler kemik yapısı da etkilenmiş olabilir. Kemik yıkımının erken teşhisi tedavi
planını etkiler ve kemik
yıkımının önüne geçilmesinde önemlidir. Fraktal
analiz fraktal yapıların karmaşıklığını tarif etmek için geliştirilmiş bir doku analizidir. Bu çalışmanın amacı
sağlıklı diş etine sahip hastalar ile periodontitisli hastaların trabeküler kemik yapılarının Konik Işınlı
Bilgisayarlı Tomografi (KIBT) görüntüleri üzerinden fraktal analiz ile incelenmesidir. Gereç ve Yöntemler:
96 hastaya ait kayıtlar retrospektif olarak incelendi. Hastalar klinik ve radyolojik bulgular yardımıyla iki gruba ayrıldı. Mandibular birinci molar ve ikinci premolar dişin ortasındaki multiplanar KIBT kesitleri belirlendi. 64x64 piksel boyutundaki ilgili alanlar mandibular kanalın yukarısında, trabeküler kemiğin içerisinde olacak şekilde
seçildi. Fraktal analiz kutu sayma metodu ile gerçekleştirildi. Bulgular: Sağlıklı dişetine sahip hasta grubunun ortalama fraktal boyut (FB) değeri 1.22 (±0.07), periodontitis hasta grubunun ortalama FB değeri 1.25 (±0.1) olarak
bulunmuştur. Sağlıklı dişeti grubu ve periodontitis grubunun yaş ortalamaları 39.54 (±8.33) ve 43.72 (±10.53)
idi. Sonuç: Sağlıklı dişetine sahip hastalar ile periodontitis hastalarının
FB değerleri arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır (p>0.05). Daha yüksek hasta sayısına sahip ve hem konvansiyonel radyografi hem KIBT kullanılarak yapılan fraktal analiz çalışmaları hastalık süreci ve kemik yapısına
etkisi hakkında daha çok bilgi verecektir. ANAHTAR KELİMELER
Periodontitis, Erişkin Periodontitis, sünger kemik, Konik ışınlı bilgisayarlı tomograf
Bifosfonat kullanan hastaların mandibular kemik yapısının fraktal analiz ile incelenmesi
Amaç: Bifosfonatlar,
osteoklastik aktiviteyi baskılayarak kemik yıkımını azaltması nedeniyle kemik
metabolizmasını etkileyen pek çok hastalıkta kullanılmaktadır. Fraktal analiz
fraktal yapı kompleksisitesini tarif etmek için kullanılan bir metottur ve
sayısal olarak fraktal boyut (FB) değeri ile ifade edilirGereç
ve Yöntemler: Fraktal
analiz metodu kullanılarak malignansi sebebiyle bifosfonat kullanan hastaların
çene kemiğinin trabeküler yapısı kontrol hastalarıyla karşılaştırıldı.
Çalışmamız 81 bifosfonat kullanan hasta 81 kontrol grubu hastasından elde
edilen verilerle retrospektif olarak yürütüldü. Kullanılan panoramik
radyografiler Instrumentarium Dental Orthopantomograph OP200 D cihazı ile
alınmıştı. Fraktal boyutlar (FB) Image J v 1.52 programı ile hesaplandı.
Çalışmamız 81 bifosfonat kullanan hasta 81 kontrol grubu hastasından elde
edilen verilerle retrospektif olarak yürütüldü. Analizin yapıldığı ilgili
alanlar (İA) manuel olarak seçildi.Bulgular: Bifosfonat
kullanan hastalar ve kontrol grubunda İA1, İA2 ve İA3 değişkenleri normal
dağılıma uymuyordu. İA1 ve İA2 de FB değerleri bifosfonat kullanan hastalarda
kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur. İA1 ve İA2 için istatistik
anlamlılık düzeyi sırasıyla p=0.002 ve p=0.004 dür. İA3 de hasta grubuyla
kontrol grubu arasına anlamlı fark bulunamamıştır.Sonuç: Yüksek
fraktal boyut değeri kemik trabeküler yoğunluğunu ve kompleks trabeküler
mimariyi gösterir. Bu çalışmada bifosfonat kullanan hastalarda FB değeri,
kontrol grubuna göre yüksek bulunmuştur. Fraktal analiz metodu bifosfonat ve
kemik metabolizmasını etkileyen diğer ilaçların çene kemikleri üzerindeki
etkisini değerlendirmek için etkin bir metottur.ANAHTAR KELİMELER
Bifosfonat, fraktal analiz, panoramik radyogra
- …