124 research outputs found

    Sub-Manifolds of a Riemannian Manifold

    Get PDF
    In this chapter, we introduce the theory of sub-manifolds of a Riemannian manifold. The fundamental notations are given. The theory of sub-manifolds of an almost Riemannian product manifold is one of the most interesting topics in differential geometry. According to the behaviour of the tangent bundle of a sub-manifold, with respect to the action of almost Riemannian product structure of the ambient manifolds, we have three typical classes of sub-manifolds such as invariant sub-manifolds, anti-invariant sub-manifolds and semi-invariant sub-manifolds. In addition, slant, semi-slant and pseudo-slant sub-manifolds are introduced by many geometers

    Öğretmenlerin Eğitimde İnsansı Robot Teknolojisini Kabul Düzeyleri

    Get PDF
    Bu araştırmada öğretmenlerin eğitimde insansı robot teknolojisini kabul düzeylerinin belirlenmesi ve çeşitli değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada nicel araştırma modellerinden olan temel tarama modeline dayalı ilişkisel araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırma 2018-2019 eğitim-öğretim yılında Tunceli il merkezinde bulunan okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki okullarda görev yapmakta olan 294 öğretmen üzerinde yapılmıştır. Araştırma verilerinin toplanması amacıyla öğretmenler için quot%253BEğitimde İnsansı Robot Teknolojisi Kabul Ölçeği [EİRTKÖ] geliştirilmiştir. Yirmi dört maddeden oluşan EİRTKÖ%253B Algılanan Fayda, Algılanan Kullanım Kolaylığı, Algılanan Öz-Yeterlik, Kaygı ve Kullanım Niyeti olmak üzere toplam beş faktörden oluşmaktadır. Araştırma bulgularına göre öğretmenlerin insansı robotların eğitimde kullanımını orta düzeyde (kararsız) kabul ettikleri sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerin eğitimde insansı robot teknolojisini kabul düzeylerine ilişkin görüşleri farklı değişkenler açısından incelendiğinde%253B cinsiyet, branş, hizmet verilen okul düzeyi ve mesleki kıdem değişkenleri açısından anlamlı bir farklılık olmadığı belirlenmiştir. En son mezun olunan eğitim kademesi değişkenine göre ise yüksek lisans mezunu öğretmenlerin eğitimde insansı robot teknolojisini kabul düzeylerine ilişkin kullanım niyetlerinin lisans mezunu öğretmenlere göre daha yüksek olduğu, ancak bu fark için hesaplanan etki büyüklüğünün düşük olduğu gözlenmiştir. Okul türü değişkeninde ise özel okulda görev yapan öğretmenlerin eğitimde insansı robot teknolojisini kabul düzeylerine ilişkin algılanan fayda, algılanan kullanım kolaylığı ve kullanım niyetlerinin devlet okulunda görev yapan öğretmenlere göre daha yüksek olduğu, ancak bu farkın da düşük düzeyde etkiye sahip olduğu görülmüştür

    The chemical and sensory effects of different essential oils on vacuum packeged and cold storaged shrimps

    Get PDF
    Bu çalışmada Akdeniz ve Ege sahillerimizde yaygın olarak bulunan yeşil kaplan karidesinin [Penaeus semisulcatus, (De Hann 1844)] farklı esansiyel yağ asitleriyle muamele edilerek raf ömrünün uzatılması amaçlanmıştır. Buzdolabında farklı esansiyel yağ asitleriyle muamele edilerek vakum pakette depolanan karides grupları 0.,4.,8.,12.,16.,20.,24. günlerinde kimyasal ve duyusal kalite değerlendirmeleri yapılmıştır. Kimyasal değerlendirmede pH değerlendirmesine göre kontrol grubu 8. günde, karvakrol ile muamele edilen grup 20. günde, timol ve eugenol ile muamele edilen gruplar 24. günde, Toplam Uçucu Bazik Azot (TVB-N) değerlendirmesine göre kontrol grubu 8. günde, karvakrol grubu 16. günde, timol ve eugenol ilave edilen gruplar 20. günde ve Trimetilamin Azot Tayini (TMA-N) değerlendirmesine göre, kontrol grubu 8. günde, karvakrol grubu 16. günde, timol ve eugenol gruplarının 20. günde raf ömrünü tamamladığı belirlenmiştir. Duyusal değerlendirmede, kontrol grubu görünüş ve koku değerleri açısından 8. günde ve tat değeri açısından 4. günde raf ömrünü tamamlarken, karvakrol içeren grubun görünüş ve koku değerlerinin 20. günde, tat değerlerinin ise 16. günde raf ömrünü tamamladığı belirlenmiştir. Timol grubunun görünüş, koku ve tat bakımından raf ömrünü 24. günde tamamladığı belirlenmiştir. Eugenol grubunun duyusal değerlendirmesine bakıldığında, görünüş olarak 24, koku ve tat olarak 20. günde raf ömrünü tamamladığı belirlenmiştir. Bu duyusal değerlendirme sonuçları pH, TVB-N, TMA-N değerlendirmesi sonuçları ile paralellik göstermektedir. Timol ile muamele edilen grup duyusal olarak daha iyi olduğu için su ürünlerinin korunmasında timol kullanımı önerilmektedir. Literatür taramalarında ülkemizde karideslerde henüz böyle bir çalışmanın yapılmadığı tespit edilmiştir.The aim of this study was to increase shelf life of shrimps [Penaeus semisulcatus, (De Hann 1844)] found commonly in the mediterranean and aegean sea, by treating with different essential oils. Treated and vacuum packeged shrimp were examined as chemical and sensory within 0, 4, 8, 12, 16, 20, 24, days of refrigerated storage. At the limit of the pH acceptability, 8. days for control, 20. for carvacrol and 24. for thymol and eugenol groups, according to Total Volatile Basic Nitrogen (TVBN) values, 8. days for control, 16. for carvacrol, 20. for thymol and eugenol groups, regarding to Trimethylamine–Nitrogen (TMAN) values, 8.days for control, 16. for carvacrol, 20. for tymole and eugenol groups were completed the shelf life. The control extended the shelf life 8. for appearance and odor, 4. days for taste. Carvacrol group reached the shelf life 20. for apparence and odor, 16. for taste evaluation. The shelf life of eugenol group was at 24. for apparence, odor and 20. days for taste. In the respect to apperance and odor, taste, the tymole used group completed shelf life at 24. days. The result of sensory evaluation showed the similar shelf life related days with pH, TVBN, TMAN values. Tymole was advised for consumer due to higher sensory evaluation. It has been determined that there was not a study like this one on shrimp at literature in Turkey

    Longitudinal 16S rRNA data derived from limb regenerative tissue samples of axolotl ambystoma mexicanum

    Get PDF
    WOS: 000469960800002PubMed ID: 31123261The Mexican axolotl (Ambystoma mexicanum) is a critically endangered species and a fruitful amphibian model for regenerative biology. Despite growing body of research on the cellular and molecular biology of axolotl limb regeneration, microbiological aspects of this process remain poorly understood. Here, we describe bacterial 16S rRNA amplicon dataset derived from axolotl limb tissue samples in the course of limb regeneration. The raw data was obtained by sequencing V3-V4 region of 16S rRNA gene and comprised 14,569,756 paired-end raw reads generated from 21 samples. Initial data analysis using DADA2 pipeline resulted in amplicon sequence variant (ASV) table containing a total of ca. 5.9 million chimera-removed, high-quality reads and a median of 296,971 reads per sample. The data constitute a useful resource for the research on the microbiological aspects of axolotl limb regeneration and will also broadly facilitate comparative studies in the developmental and conservation biology of this critically endangered species

    Wood-based panels industry in turkey: future raw material challenges and suggestions

    Get PDF
    World production of wood based panel has grown from 63,1 million cubic meters in 2005 to 75,5 million m3 in 2009, a 12 million m3 rise in production. China is the world’s largest wood based panel’s manufacturer. The Turkish wood based panels industry has shown a tendency of fluctuating during this time. Turkey, as the world’s 4th largest producer of wood based panels, is an important contributor to the industry. Turkey has made great strides in the last 20 years in the forest products industry. Both the development of new materials and techniques of domestic and international market demand have played a decisive role. Turkey’s wood panel production has gone from 100000 m3 in the early 2000s, to 5,5 million m³ of production in 2010. The sector’s total production capacity is approximately 9 million m³. The results obtained thus far indicate that the Turkish wood based panel industry demand for raw material is not being met by the GDF’s chip wood fiber production. Where the raw material supply problem in the industry, as well as the problems encountered in the forest and on the basis of the villagers living adjacent to, not to the time of product problems related to storage and transportation of raw materials and other related problems are bottlenecks. We examine problems related to the provision of raw materials and raw materials research, the need for future estimates of the level at which the world and close to the periphery countries will be examined, wood composite panel production and trade policy recommendations will be developed

    ÇOCUKLARIN RESİMLERİNDEKİ AİLEYİ TANILAMA DURUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

    Get PDF
    Çocuklar resim yoluyla bize duygularınıyansıtabilirler ve olaylar hakkındaki his ve düşüncelerini ifade edebilirler. Çocuğun yaptığıresimler onun iç dünyasının aynasıolarak kabul edilmektedir. Bu düşüncelerden yola çıkarak çocuk resmi konusunda pek çok araştırma yapılmıştır. Bu çalışmada; çocuk resminde aile kavramıdeğerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmaya Türkiye’den Konya İli Meram ve Selçuklu İlçelerinden ilköğretim okullarına devam eden 8-14 yaşarası66 öğrenci ve Almanya’nın Berlin Şehrinde 8-14 yaşarası58 öğrenci olmak üzere toplam 124 öğrenci alınmıştır. Öğrencilere zihinsel boyutu değerlendirmek amacıile Goodenough Harris Adam Çizme Testi uygulanmıştır. Ayrıca öğrencilerden aile kavramınıdeğerlendirmek amacıile birer aile resmi çizmeleri istenmiştir. Çalışmanın sonucunda her iki ülkede yaşayan çocukların cinsiyetine göre resim çizme ve aileyi tanıma durumlarıarasında kızların erkeklerden daha başarılıolduklarıve yaşilerledikçe aileyi tanıma düzeyinin yükseldiği gözlenmiştir. Ayrıca kardeşsayısına göre aileyi tanıma puanlarıfarklılaşmaktadır, okul başarısıyüksek olan öğrencilerin goodenhough harris testinden aldılarıpuan daha yüksek bulunmuştur

    Differentiation of claustrum resting-state functional connectivity in healthy aging, Alzheimer's disease, and Parkinson's disease

    Get PDF
    The claustrum is a sheet-like of telencephalic gray matter structure whose function is poorly understood. The claustrum is considered a multimodal computing network due to its reciprocal connections with almost all cortical areas as well as subcortical structures. Although the claustrum has been involved in several neurodegenerative diseases, specific changes in connections of the claustrum remain unclear in Alzheimer's disease (AD), and Parkinson's disease (PD). Resting-state fMRI and T1-weighted structural 3D images from healthy elderly (n = 15), AD (n = 16), and PD (n = 12) subjects were analyzed. Seed-based FC analysis was performed using CONN FC toolbox and T1-weighted images were analyzed with the Computational Anatomy Toolbox for voxel-based morphometry analysis. While we observed a decreased FC between the left claustrum and sensorimotor cortex, auditory association cortex, and cortical regions associated with social cognition in PD compared with the healthy control group (HC), no significant difference was found in alterations in the FC of both claustrum comparing the HC and AD groups. In the AD group, high FC of claustrum with regions of sensorimotor cortex and cortical regions related to cognitive control, including cingulate gyrus, supramarginal gyrus, and insular cortex were demonstrated. In addition, the structural results show significantly decreased volume in bilateral claustrum in AD and PD compared with HC. There were no significant differences in the claustrum volumes between PD and AD groups so the FC may offer more precise findings in distinguishing changes for claustrum in AD and PD

    Arsenik ve Selenyumun Eşzamanlı Türlendirilmesi için Analitik Yöntemler Geliştirilmesi ve Bitkilerde Arsenik-Selenyum Etkileşimi için Kullanılması

    Get PDF
    TÜBİTAK TBAG Proje15.03.2015Arsenik ve selenyum metabolizmadaki rolleri nedeniyle araştırmacıların sürekli ilgisini çeken elementler olmuşlardır. Selenyum derişim düzeyine göre hem gerekli hem de toksik, arsenik ise toksik bir elementtir. Her iki element de türlendirme analizi açısından da ilgi odağıdır. Literatürde, bu iki elementin canlılarda antagonistik veya sinerjik etkileri üzerine çalışmalar bulunmaktadır. Proje kapsamında arsenik ve selenyumun eşzamanlı türlendirmesi için enzimatik özütleme ve HPLC-ICP-MS sistemi kullanarak analitik bir yöntem geliştirilmiş ve arsenik ve/veya selenyum katılmış, Hoagland çözeltisinde yetiştirilmiş yeşil soğan bitkilerinde arsenik-selenyum etkileşimi incelenmiştir. As(III) veya As(V) ile beslemede, bu elementin çözelti ortamından büyük oranda alındığı ve kök bölümünde çoğunlukla As(III) formunda depolandığı, gövde ve yapraklara geçişinin ise sınırlı olduğu gözlemlenmiştir. Selenyum alınımının ise arseniğe oranla daha az olduğu, bitkinin Se(IV) ile beslenmesi durumunda selenyumun kök ve yaprak bölümlerinde selenometiyonin ve selenometil selenosistin formlarında depolandığı gözlemlenmiştir. Se(VI) ile besleme durumunda ise selenyumun çoğunlukla Se(VI) formunda korunduğu, düşük bir yüzdesinin organik selenyum formlarına dönüştüğü tespit edilmiştir. Besleme çözeltisinde As(III)-As(V) ve Se(IV)-Se(VI) çiftleri için bir türden diğerine geçiş olmadığının gösterilmiş olması, literatürdeki benzer çalışmalara göre bu proje sonuçlarının özgünlüğüne önemli bir katkıdır. Selenyum ile arseniğin birlikte verildiği durumlar incelendiğinde sinerjik ve antagonist sonuçlar alınmış ve bunlar ayrıntılı biçimde saptanmıştır. Literatürde farklı bitkiler için farklı etkileşim mekanizmalarının olduğu bilinmektedir. Bu proje kapsamında verilen sonuçlar sadece belli koşullarda yetiştirilmiş yeşil soğan bitkisi için geçerli olup diğer bitkiler için genel bir yargı yapmak için yeterli değildir

    Metaproteogenomic analysis of saliva samples from Parkinson's disease patients with cognitive impairment

    Get PDF
    Cognitive impairment (CI) is very common in patients with Parkinson's Disease (PD) and progressively develops on a spectrum from mild cognitive impairment (PD-MCI) to full dementia (PDD). Identification of PD patients at risk of developing cognitive decline, therefore, is unmet need in the clinic to manage the disease. Previous studies reported that oral microbiota of PD patients was altered even at early stages and poor oral hygiene is associated with dementia. However, data from single modalities are often unable to explain complex chronic diseases in the brain and cannot reliably predict the risk of disease progression. Here, we performed integrative metaproteogenomic characterization of salivary microbiota and tested the hypothesis that biological molecules of saliva and saliva microbiota dynamically shift in association with the progression of cognitive decline and harbor discriminatory key signatures across the spectrum of CI in PD. We recruited a cohort of 115 participants in a multi-center study and employed multi-omics factor analysis (MOFA) to integrate amplicon sequencing and metaproteomic analysis to identify signature taxa and proteins in saliva. Our baseline analyses revealed contrasting interplay between the genus Neisseria and Lactobacillus and Ligilactobacillus genera across the spectrum of CI. The group specific signature profiles enabled us to identify bacterial genera and protein groups associated with CI stages in PD. Our study describes compositional dynamics of saliva across the spectrum of CI in PD and paves the way for developing non-invasive biomarker strategies to predict the risk of CI progression in PD.FEMS Research and Training Gran

    Cochlear implantation in inner ear malformations: Considerations related to surgical complications and communication skills

    Get PDF
    Introduction: There are particular challenges in the implantation of malformed cochleae, such as in cases of facial nerve anomalies, cerebrospinal fluid (CSF) leaks, erroneous electrode insertion, or facial stimulation, and the outcomes may differ depending on the severity of the malformation. The aim of this study was to assess the impact of inner ear malformations (IEMs) on surgical complications and outcomes of cochlear implantation. Methods: In order to assess the impact of IEMs on cochlear implant (CI) outcomes, 2 groups of patients with similar epidemiological parameters were selected from among 863 patients. Both the study group (patients with an IEM) and control group (patients with a normal inner ear) included 25 patients who received a CI and completed at least 1 year of follow-up. Auditory performance, receptive and expressive language skills, and production and use of speech were evaluated preoperatively and at least 1 year after implantation. Types of surgical complications and rates of revision surgeries were determined in each group. Results: In the study group, the most common malformation was an isolated enlarged vestibular aqueduct (EVA) (44.8%). Overall, the patients with IEMs showed significant improvement in auditory-verbal skills. In general, the patients who had normal cochleae scored significantly better compared to patients with IEMs (p < 0.05). The complication rate was significantly lower in the control group compared to the study group (p = 0.001), but the rate of revision surgeries did not differ significantly (p = 0.637). Conclusion: It is possible to improve communication skills with CIs in patients with IEMs despite the variations in postoperative performances. Patients with EVA, incomplete partition type 2, and cochlear hypoplasia type 2 were the best performers in terms of auditory-verbal skills. Patients with IEMs scored poorly compared to patients with normal cochleae. CSF leak (gusher or oozing) was the most common complication during surgery, which is highly likely in cases of incomplete partition type 3
    corecore