52 research outputs found

    Hastanede Çocuklara Bakım Veren Hemşirelerin Aile Merkezli Bakım Yaklaşımını Kullanma Durumlarının İncelenmesi

    Get PDF
    Amaç: Bu çalışma, hastanede çocuklara bakım veren hemşirelerin uygulamalarında aile merkezli bakım yaklaşımını kullanma durumlarının incelenmesi amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Kesitsel tipte olan bu çalışma, 1 Ekim-1 Aralık 2015 tarihleri arasında Karabük ilinde yer alan üniversite, devlet ve özel olmak üzere üç farklı hastanede yapılmıştır. Çalışma, bu hastane-lerde çocuk hastalarının yattığı kliniklerde görev yapan ve çalışmaya katılmayı kabul eden 173 hemşirenin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Veriler anket formu ile toplanmış, verilerin değerlendi-rilmesinde istatistiksel analizler kullanılmıştır.Bulgular: Hemşirelerin %42,2’sinin aile merkezli bakım ile ilgili bilgi sahibi olmadığı saptanmıştır. Aile merkezli bakım için, hemşirelerin %59’u kurumlarda uygulanmadığını, %59,5 ise kendisinin uygulamadığını belirtmiştir. Hemşirelerin aile merkezli bakımı uygulama durumu ile çalıştıkları klinik (p=0,030), çalışma yılı (p=0,012) ve aile merkezli bakım ile ilgili bilgi sahibi olma durumu (p=0,000) arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır.Sonuç: Çalışmada, hemşirelerin yarıdan fazlasının aile merkezli bakım yaklaşımını uygulamadığı saptanmıştır. Çocuk ile ilgili kliniklerde çalışan ve aile merkezli bakım ile ilgili bilgi sahibi olan hemşirelerin, aile merkezli bakım yaklaşımını daha fazla uyguladıkları sonucuna varılmıştır

    Responding to the Initial Challenge of the COVID-19 Pandemic: Analysis of International Responses and Impact in School and Higher Education

    Get PDF
    This paper presents and analyses solutions where open education and open science were utilised to reduce the impact of the COVID-19 pandemic on education. The COVID-19 outbreak and associated lockdowns created huge challenges in school and higher education, demanding sudden responses which aimed to sustain pedagogical quality. Responses have varied from conservative to radically innovative. Universally, the COVID-19 pandemic disrupted and shocked societies worldwide, and education systems were on the front line. The lockdowns largely stopped face-to-face and formal education in almost all countries, and in most cases, distance learning soon became the ‘new normal’. A central challenge concerned sustaining educational visions and ideals in such circumstances. To better understand the state of the art in the educational landscape, we collected case studies from 13 countries during the first year of the pandemic starting on 11 March 2020 (when the World Health Organization declared a pandemic). This paper presents summaries of the full country reports that were collected and describe lessons learned. Our overall aim was to identify good practices and recommendations from the collected case studies that can be taken forward in the future. We categorised the responses on the three generic educational levels (macro, meso and micro) and identified seven key aspects and trends that are valid for all or most countries: (1) formal education at a distance for first time; (2) similar approaches for formal education; (3) missing infrastructure and sharing open educational resources; (4) diverse teaching and learning methods and practices; (5) open education and access to open educational resources; (6) urgent need for professional development and training for teachers and (7) assessing and monitoring learning environments, teachers and students. Finally, we identified key recommendations on how open education and open science can benefit formal education in schools and universities in the future, namely, improved awareness of open educational practices, provision of ICT infrastructure, embracing and sustaining the practice of open access publications and OERs, capacity building for stakeholders and finally encouraging research and development in the area of open education and open science. We found significant evidence for the proposition that open education and open science can support both traditional face-to-face and distance learning

    Ulusaldan Küresele: Popülizm, Demokrasi, Güvenlik Konferansı

    Get PDF
    Öngörülmesi giderek güçleşen, sarsıntılı ve savrulmalı zamanlardan geçiyoruz. İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş ortak deneyimleri sonrasında 1950’lerden ve 1990’lardan itibaren demokratik sistemlerin peş peşe dalgalarla meşrulaşacağı, yaygınlaşacağı ve güçleneceği öngörüsü hakimdi. Ancak son yıllarda yaşanan bazı gelişmelerle demokrasilerin geleceği tekrar sorgulanmaya başladı. Gerek 11 Eylül ile başlayan ve IŞİD ile devam eden ve şiddet içeren İslamcı radikalizm, gerek Batı demokrasilerinde popülist radikal sağ hareketlerin ve beyaz ırkçı grupların yükselişi ve iktidara gelişi, bir yandan güvenlik-özgürlük ikileminin demokrasi dengesini bozdu, bir yandan da hem demokratik sistemlerin hem dünya barışının geleceğini bizi tekrar sorgular, sorgulatır hale getirdi. Demokrasileri bildiğimizi zannediyoruz, ama demokrasiler ile ilgili daha öğrenmemiz gereken çok şey var. Demokrasi kaderimiz de geleceğimiz de olmak zorunda değil belki de. Ya da belki yanlış yerden soru sormaya başlıyoruz, belki demokrasi yerine yeni bir referansa ihtiyacımız var. Aslında demokrasileri çantada keklik görmeyip, sabırla büyütüp yeşertmek, geliştirmek, korumak, ileri safhalara taşımak ve bizden sonraki nesillere aktarmak bir sorumluluk, ve bu sorumluluk bizlere ait. Popülizm, demokrasi, güvenlik kavramlarının her biri bugün sıkça ve yaygın olarak kullandığımız kavramlar olarak gündelik sohbetlerimizin içine kadar girmiş durumda. Bu yaygın kullanımlarına rağmen her bir kavram, üzerine düşünmeye, tartışmaya ve değerlendirmeye tekrar tekrar olanak verecek derinlikte. Her bir tartışma bir diğerini açarken, farklı gibi görünen bu kavramların birbirleriyle kesiştikleri zeminler bulmak mümkün. Popülist liderlerin politikaları bütün siyaset yapma biçimlerini kendine çeken ya da kendinden uzaklaştıran eksenler yaratarak her ikisini de aynı anda besleyebiliyor. Popülist politikaya angaje olan liderler ve grupların yanında bu politikaya karşı mücadele eden kişiler ve kitleler de yok değil, ancak kimi zaman bu kitleler eleştirdiği bu siyaset biçiminin kurucu öznesi haline de gelebiliyor. Bunun karşısında tabandan gelen demokratikleşme talepleri ve popülist siyasetle beraber kurumsallaşan diğer politika yapma biçimleri, demokrasi anlayışımızı farklı yönlere çekebiliyor. Bu demokratikleşme talepleri kimi zaman olumlu karşılıklar alsa da, kimi zaman devletlerin güvenlik politikaları ile etkisizleştirilmeye ve bastırılmaya çalışılıyor. Güvenlik politikalarının alanı günümüz teknolojisi sebebiyle o kadar genişledi ki, bu politikanın nesnesi haline gelmemiş varlık ve alan bulmak neredeyse mümkün değil. Ulusaldan Küresele: Popülizm, Demokrasi, Güvenlik konferansımız bu alanların kendine özgülüklerini göz önünde bulundururken, aralarındaki kesişimleri de ortaya koyan pek çok değerli sunuma ev sahipliği yaptı. Konferansın düzenlenmesinde emeği geçen herkese, ve bu bildiri kitabında tam metinleri ve özetleri bulunan bütün katılımcılarımıza çok teşekkür ederiz.Publisher's Versio

    Analyse und Optimierung von kollaborativen Unternehmensprozessen zur Produktkostenreduzierung

    No full text
    Unternehmen befinden sich in einem kontinuierlichen Produktkostenreduzierungsprozess, um die Produktkosten, die den größten Kostenhebel eines Unternehmens darstellen, langfristig zu senken und damit eine starke Wettbewerbsposition einzunehmen. Diese komplexen Unternehmensprozesse zur Produktkostenreduzierung, die abteilungsübergreifend durchgeführt werden, können zu enormen Zeit- und Kostenaufwand führen, wodurch die Entdeckung und die Umsetzung der Erfolgspotentiale erschwert werden. Ziel der Masterarbeit war es, die kollaborativen Produktkostenreduzierungsprozesse der Bosch Rexroth AG aus Sicht des Controllings zu analysieren und hinsichtlich der Komplexität sowie Übersichtlichkeit zu optimieren. Dabei lag der Fokus auf der Identifizierung der Schwachstellen dieser Prozesse und der Konzepterstellung für eine neue Verfolgungslogik der Maßnahmen sowie der Erstellung eines Management-Reportings. Auf dieser Basis wurde die Projektorganisation rekonstruiert, das Projekt-Reporting standardisiert und eine automatisierte Schnittstelle zur Maßnahmendatenbank hergestellt, die im Rahmen der Arbeit neu aufgestellt wurde. Abschließend wurde das Konzept mit Hilfe der Microsoft Office Suite technisch implementiert

    Transactıon amount of credıt card usage on thebasıs of relatıons wıth ınflatıon: an applıcatıon on Turkey

    No full text
    Çalışmada işlem tutarı bazında kredi kartı kullanımı ile enflasyon arasındaki ilişki incelenmiştir. İlk bölümde kredi kartının tanımı ele alınmış, kredi kartı sistemleri ve kredi kartlarının olumlu ve olumsuz yönleri ile kredi kartlarında işlem türleri ve kredi kartlarının dünya ve Türkiye’deki tarihsel gelişimi, Türkiye’deki kredi kartı uygulaması anlatılmıştır. İkinci bölümde enflasyon kavramı, enflasyon çeşitleri ve enflasyon nedenlerine yer verilmiş, enflasyonun teorileri anlatılmıştır. Üçüncü bölümde ise; literatür araştırmalarının doğrultusunda Türkiye‘de işlem tutarı bazında kredi kartı kullanımı ile enflasyon ve para arzı arasında bir ilişkinin var olup olmadığını incelemek amacıyla yapılacaktır. Bu çalışmadaki değişkenler arasındaki ilişki, zaman serisi analiziyle aylık veriler kullanılarak araştırılacaktır. İşlem tutarı bazında kredi kartı kullanımı verilerini; Bankalararası Kart Merkezi’nden, enflasyon verileri; TÜİK’ den tedarik edilmiştir. İşlem tutarı bazında kredi kartı kullanımı ile enflasyon değişkenlerine ait veriler 2009-2018 dönemini kapsamaktadır. Çalışmada işlem tutarı bazında kredi kartı kullanımı ile enflasyon arasındaki ilişki, ARDL koentegrasyon ve Toda Yamamoto nedensellik testleri kullanılarak araştırılmiştırIn this study, the relationship between credit card usage and inflation is examined on transaction amount basis. In the first part the definition on the credit card is discussed, creditcard systems and their positive and negative direction of credit cards and credit card transactions and historal development of the world in Turkey, Turkey to implement the credit card is explained. In the second part the concept of inflation, types of inflation and causes of inflation, theories of inflation an explained. In the third section; inflation princess with some amount of research literature in Turkey line with their credit card usage and whether there is a relationship in the supply of money in order to examine whether it will be done between. The relationship between the variables in this study, time series analysis and monthly data will be investigated credit card usage data based on transaction amount; inflation data from interbank card center; obtained from TUIK. The data on credit card usage and inflation changes based on transactions amount include 2009-2018 period the relationship between credit card usage and inflation on the basis of transaction amount ARDL will be investigated using cointegration and Toda-Yamamoto causality tests

    Technology and politics: have the ICTs turned into a domain for civil-military relations in Turkey?

    No full text
    The implications of technology have been widely acknowledged in international relations. Studies ranging from the causes of war and military effectiveness to terrorism and nuclear proliferation have explored how technology shapes international politics. However, the implications of technology in domestic politics have not been scrutinised much. This paper helps fill this vacuum through an analysis of Turkey's civil-military relations. Although civilian control over the Turkish military has improved in the past decade, this process has not been smooth. With a focus on the recent court cases involving the military, the 2007 e-memorandum and the transfer of electronic military intelligence apparatus to the civilian authority, this paper demonstrates how technology has become an important domain for civil-military relations in Turkey.Publisher's Versio
    corecore