54 research outputs found

    Ana konuları ekseninde kalem sûresi ve tefsiri

    Get PDF
    Bu çalışma bir sûre tefsiri çalışması olup “ana konuları ekseninde” Kalem Sûresi’ni ele almaktadır. Çalışma esnasında kaynak olarak öncelikle klâsik tefsir kitaplarından faydalanılmakla beraber modern tefsir kitaplarından da yararlanılmıştır. Aynı zamanda konuyla alakalı farklı alanlarda te’lif edilmiş eserlere de müracaat edilmiştir. Bu araştırmada kalem sûresi, teknik özelliklerinin incelenmesinin yanı sıra, sûre önce ana konularına, sonra da ana konuları içerisindeki alt konularına ayrılarak tefsiri yapılmaya gayret edilmiştir. Çalışmanın nihayetinde ise; kalem sûresinin baştan sona, “nübüvveti savunma” ve “güzel ahlâk” konuları ekseninde bir sûre olduğu görülmüştür

    El ve Döner Alet Kullanımı Sonrasında Apikalden Taşan Debris Miktarının ve Kalsiyum Hidroksit Uzaklaştırılmasının Değerlendirilmesi

    Get PDF
    Amaç: Bu çalışmanın amacı el ve döner alet kullanımından sonra kök kanal duvarlarında kalan kalsiyum hidroksit miktarının ve kalsiyum hidroksit uzaklaştırılması süresince apikalden taşan debris miktarının değerlendirilmesidir.Gereç ve Yöntem: Yirmi-dört çekilmiş üst çene kesici diş K-tipi eğeler ile prepare edildi ve kalsiyum hidroksit ile dolduruldu. Dört diş pozitif ve negatif kontrol olarak ayrıldı. Kalan dişler iki gruba ayrıldı: ana apikal eğe grubu ve ProTaper Universal döner alet grubu. Uzaklaştırma işlemleri boyunca yıkama solüsyonu olarak sitrik asit kullanıldı. Apikalden taşan debris toplandı ve gruplar arasında karşılaştırıldı. Daha sonra dişler dikey eksenleri boyunca ikiye ayrıldı, stereomikroskop kullanılarak fotoğrafları çekildi ve bilgisayar programı kullanılarak resimlerin analizi yapıldı. Veriler tek yönlü varyans analizi ile istatistiksel olarak analiz edildi.Bulgular: Her iki grupta kalsiyum hidroksit uzaklaştırma süresince ölçülebilir miktarda apikalden taşan debris gözlemlendi. İstatiksel analiz apikal olarak debris çıkışı ve uzaklaştırılan kalsiyum hidroksit bakımından teknikler arasında anlamlı farkın olmadığını gösterdi.Sonuçlar: Kalsiyum hidroksit uzaklaştırma süresince tekniğe bağlı olmaksızın apikal olarak debris çıkışı meydana gelmektedir. Kullanılan tekniklerden hiçbirisi kök kanal duvarlarından kalsiyum hidroksiti tamamen uzaklaştıramadı

    Genetic diversity of wild and cultivated grapevine accessions from southeast Turkey

    Get PDF
    INRA UMR 1334 AGAP, Equipe DAVEM = Diversité et Adaptation de la Vigne et des Espèces MéditerranéennesWild grapevine genetic diversity in southeast Turkey has not been documented to date. In the present work, in order to clarify the relationships between wild and cultivated grape accessions from southeastern Turkey, 22 nuclear and three chloroplast microsatellite loci were used on 21 wild grapevine Vitis vinifera L. ssp. sylvestris (Gmelin) and 13 cultivated grapevine Vitis vinifera ssp. sativa accessions. The number of alleles per SSR locus ranged from 4 (VVIn16) to 20 (VVIv67) and the mean allele number per locus was 10.09. Expected locus heterozygosity ranged from 0.586 (locus VVIb01) to 0.898 (locus (VVIv67)). The three cpSSR molecular markers presented variation in size both in cultivars and in wild Turkish accessions. Two size variants were detected for cpSSR3 (106 and 107 bp) for cpSSR5 (104 and 105 bp), and for cpSSR10 (115 and 116 bp). The six alleles in wild grapevines fell into three haplotypes B, C and D. A genetic structure according to accessions taxonomic status (wild or cultivated) was revealed by UPGMA analysis. This highlighted a clear separation between domesticated and wild accessions in Turkish germplasm. The results pointed out the need to further collect and characterize this wild and cultivated grapevine germplasm

    Ceza muhakemesi hukukunda sanığın sorgusu ve işkence yasağı

    No full text
    ÖZETCeza muhakemesinde maddi hakikat aranır. Ancak bu faaliyet, muhakemenin mutlak gayesi değildir. Maddi hakikat, hukukun evrensel değerleri, uluslararası çalışmalara konu teşkil eden kurallar ve anayasal ilkeler doğrultusunda aranacaktır. Aykırı yaklaşım, insan hakları ihlalleri ve hukuka aykırılık sonucunu doğurur.Sanığın sorgusu, maddi hakikate ulaşmak konusunda hem önemli bir ispat aracı, hem özgürlükleri tehlikede olan sanığın masumiyetini ispat etme, kendini savunma aracıdır. İşlemin ceza muhakemesi açısından önemi ve menfaat çatışmasına yol açması bakımından hassasiyeti açıktır. Sanık bir insandır, suçluluğu kesinleşmemiştir; korunmak, saygı görmek hakkına sahiptir. Ceza muhakemesi ise, temel hedefi olan suçlulukla mücadeleyi devam ettirmek, masum bile olsa suç işlediği şüphesi taşıyan, hatta böyle bir şüphe dahi taşımayan kişileri işlemlerine konu etmek durumundadır. Sonuçta ne özgürlükleri zarar görebilir gerekçesiyle bireyler muhakeme işlemlerinin dışında tutulabilir ne de onlara, insan onuruna ve hukuka aykırı uygulamalar yapılabilir. "Sanığın Sorgusu ve İşkence Yasağı" adını taşıyan bu çalışmanın birinci kısmında "Sanığın Sorgusu", ikinci kısmında "İşkence Yasağı" ele alınmıştır. Çalışmada, birinci kısımda dört, ikinci kısımda üç olmak üzere, toplam yedi bölüm oluşturulmuştur. Bu bağlamda; birinci bölümde, genel olarak insan hakları, ceza muhakemesi ilkeleri, ikinci bölümde sanıklık statüsü, bu sıfatın kazanılıp kaybedilmesi ile ilgili hususlar, sanığın hakları ve yükümlülükleri, üçüncü bölümde tarihte, mukayeseli hukukta ve günümüz ceza muhakemesi hukukundaki sorgu, dördüncü bölümde soruşturma aşamalarına göre sorgu incelenmiştir. İkinci kısmı oluşturan bölümler olarak ise; birinci bölümde, genel olarak yasak sorgu ve işkence, ikinci bölümde işkenceye karşı ulusal ve uluslararası faaliyetler, üçüncü bölümde, delil yasakları ve hukuka uygunluk sorunu çalışma konusu yapılmıştır."Değerlendirme ve Sonuç" paragrafında ise, yapılan çalışma ile ulaşılan sonuçlar dile getirilmiştir.SUMMARYMaterial truth is sought in criminal judgment. However such action is not the sole object of the judgment. Material truth shall be sought in accordance with universal values of law, rules constituting the subject of international studies and constitutional principles. Contradictory approach shall result in human right violations and divergence to law.Inquiry of the accused is an important proof mechanism to reach the material truth as well as an instrument to prove the innocence of the accused whose liberties are in danger and a defense mechanism of the same. Importance of the action from the point of criminal judgment and sensitivity of it due to the reason that it may result in a conflict of interest. The accused is a human, and his guiltiness has not been concluded; and he has the right to be protected and respected. Criminal judgment is in a position to continue to struggle with the guiltiness, which is its fundamental target, and to concern about those who are suspected to have offended a crime even if they are innocent and, furthermore, even those who are not blamed with such a suspect. As a result, neither the individuals can be excluded from judgment proceedings on the ground that their freedom can incur any damage nor applications which are contrary to law and human honour can be made thereon.Of this study under the title "Inquiry of the Accused and Prohibition of Torture", the first section relates to "Inquiry of the Accused" and the second section relates to "Prohibition of Torture". This study consists of total seven parts, four of which form section one and three of which form section two. In this context, in the first part, human rights and principles of criminal proceedings in general are reviewed; in the second part status of being accused, matters related to acquiring and losing of such characteristic, and rights and obligations of the accused are analyzed. In the third part, inquiry in the history, in comparable law and in criminal proceedings law of today, and in the fourth part, inquiry as to investigation levels are reviewed. As the parts forming the second section, the first part relates to prohibited inquiry and torture, and the second part is focused on national and international activities against torture. In the third part, evidence prohibitions and compliance thereof with law are examined.In the paragraphs for "Evaluation and Conclusion", results reached upon this study are set forth

    THE INNOVATIVE TEACHER CHARACTERISTICS: A SCALE DEVELOPMENT STUDY

    No full text
    Günümüzde bilim ve teknolojide meydana gelen değişimler hayatımızın her alanını etkilemektedir. Sürekli değişen bir toplum içerisinde eğitim sistemi de değişmek zorundadır. Hızlı değişimlerin ve gelişmelerin yaşandığı yüzyılımızda, öğretmenlerin de yenilikçi öğretmen özelliklerine sahip olması gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, öğretmenlerin yenilikçi öğretmen özelliklerini belirleyebilmek için “Yenilikçi Öğretmen Özellikleri Ölçeği”ni geliştirmektir. Bu amaçla ölçeğin deneme uygulaması formu, literatür taranarak, öğretmenlerin ve uzmanların görüşleri alınarak oluşturulmuştur. 105 maddelik madde havuzundan aynı anlama gelen maddeler uzman görüşleri alınarak araştırmacılar tarafından çıkartılmış ve formda 83 madde kalmıştır. Ölçeğin deneme uygulaması 83 maddeyle yapılmıştır. Ankara ilindeki 14 özel ve kamu fen lisesinde görev yapmakta olan 200 öğretmene araştırmacılar tarafından yüz yüze uygulanmıştır. Deneme uygulaması ölçeğinin verileri analiz edildiğinde, ölçeğin genelinden elde edilen Cronbach α güvenirlik katsayısı (.95) güvenirliğin yüksek olduğunu göstermektedir. Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA) yapılmış, ölçek 53 maddelik, dört faktörlü bir yapıda oluşmuştur. Faktörler “yeniliklere açık öğretmen”, “bilişim teknolojilerine açık öğretmen”, “öğrenmeye açık öğretmen” ve “gelişime ve işbirliğine açık öğretmen” olarak nitelendirilmiştir. Ölçeğin tümü için Cronbach α=0.85 ve her bir alt boyut için hesaplanan Cronbach α katsayılarının 0.70’in üzerinde olması ölçeğin bütün olarak ve alt boyutlarının kendi içinde tutarlı olduklarına işaret etmektedir. Daha sonra 389 öğretmen üzerinde asıl uygulama yapılmıştır. Yapılan DFA sonuçlarına göre deneme uygulamasında ortaya konulan yapının doğrulandığı görülmüştür. Sonuç olarak, yapılan tüm geçerlik ve güvenirlik işlemleri, ölçeğin öğretmenlerin yenilikçi öğretmen özelliklerini belirlemede geçerli ve güvenilir biçimde kullanılabilecek bir ölçme aracı olduğunu ortaya koymaktadır

    Water menagement on the Asi (Oronties) River and appeared problems

    Get PDF
    Beslenme havzası iki ya da daha fazla ülke topraklarından olusan akarsularda, suyun paylasımı dünyanın bazı bölgelerinde ciddi sorunlara yol açmaktadır. Benzer bir durum bugün yüzeysel beslenme alanının % 7’si Lübnan, % 67’si Suriye ve % 26’sı Türkiye topraklarından olusan Asi Nehri sularının paylasımı konusunda, Türkiye ile Suriye arasında yasanmaktadır. Bu çalısmada, 1950-2008 yılları arasında Asi Nehri havzasındaki su yönetimi incelenerek buna baglı ortaya çıkan sorunlar tespit edilmistir. Bunun için önce söz konusu yıllar arasındaki sıcaklık ile yagısın, debi ve rejim degisiminde etkili olup olmadıgı sorgulanmıstır. Daha sonra havzadaki nüfus miktarı, arazi kullanımı, ürün deseni ve sanayi tesislerindeki degisim ile su yapılarının debi, rejim ve su kalitesine olan etkileri ortaya konulmaya çalısılmıstır. Buna göre, özellikle havzanın Suriye bölümündeki beseri faktörlerin degisimi, nehrin akımında azalmaya ve su kalitesinde bozulmaya yol açmıstır. Yıllık ortalama toplam akım 1950’li yıllarda 3 milyar 399,3 milyon m³ iken, bu deger geçen elli yıl içerisinde % 30 oranında azalarak bugün 2 milyar 400 milyon m³’e düsmüstür. Bu düsüsün Türkiye’ye yansıması, 1939 yılında Asi Nehri’nden Türkiye’ye bırakılan suyun (1 milyar 670 milyon m3) % 67 azalması (529 milyon m3) seklinde gerçeklesmistir. Ayrıca nehir suları 1975’te her türlü sulama için uygunluk arz ederken bugün amonyak ve agır metaller sınır degerlerini asmıs olup insan saglıgını tehdit eder boyutlara ulasmıstır. Bütün bunlar Asi Havzası’ndaki problemlerin asıl kaynagının beseri faktörler oldugunu göstermektedir.Sharing of water can cause serious problems in some areas of the world where the river basin is in existence from two or more countries’ lands. Today, a similar situation exists between Turkey and Syria in the surface maintain basin of the Asi (Orontes) river which is composed 7% from Lebanon, 67% from Syria, and 26% from Turkey’s land. In this study, some problems are determined between the years of 1950-2008 by researching water management in the Asi River basin. For this, firstly whether the temperature and precipitation affected the flow and regime change was investigated in the questioned years. After that, the effects of the population, land use, crop pattern change, industrial foundations, and water construction on the flow, regime, and water quality were studied in the basin. According to the results, particularly in the part inside the Syrian borders, change of human factor caused decrease on the flow and worsening on the water quality of the river. When annual main total flow of the river was 3 billion and 399,3 million m³ in 1950ies, today this amount has decreased to 2 billion and 400 million m³ with a reduction of about 30% in the past fifty years. Reflection of this decrease to Turkey had been occurred the shape of the water flowing into Turkey in 1939 (1 billion 670 million m3) 67% reduction (529 million m3). Also, when the river’s water was appropriate for irrigation in 1975, today, ammoniac and heavy metal contents had overcome to the limits and reached to threatening level for human health. All of these show that the real source of the problems is the human factor in the Asi (Orontes) Basin

    YENİLİKÇİ ÖĞRETMEN ÖZELLİKLERİ: BİR ÖLÇEK GELİŞTİRME ÇALIŞMASI

    No full text
    Günümüzde bilim ve teknolojide meydana gelen değişimler hayatımızın her alanını etkilemektedir. Sürekli değişen bir toplum içerisinde eğitim sistemi de değişmek zorundadır. Hızlı değişimlerin ve gelişmelerin yaşandığı yüzyılımızda, öğretmenlerin de yenilikçi öğretmen özelliklerine sahip olması gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, öğretmenlerin yenilikçi öğretmen özelliklerini belirleyebilmek için “Yenilikçi Öğretmen Özellikleri Ölçeği”ni geliştirmektir. Bu amaçla ölçeğin deneme uygulaması formu, literatür taranarak, öğretmenlerin ve uzmanların görüşleri alınarak oluşturulmuştur. 105 maddelik madde havuzundan aynı anlama gelen maddeler uzman görüşleri alınarak araştırmacılar tarafından çıkartılmış ve formda 83 madde kalmıştır. Ölçeğin deneme uygulaması 83 maddeyle yapılmıştır. Ankara ilindeki 14 özel ve kamu fen lisesinde görev yapmakta olan 200 öğretmene araştırmacılar tarafından yüz yüze uygulanmıştır. Deneme uygulaması ölçeğinin verileri analiz edildiğinde, ölçeğin genelinden elde edilen Cronbach α güvenirlik katsayısı (.95) güvenirliğin yüksek olduğunu göstermektedir. Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA) yapılmış, ölçek 53 maddelik, dört faktörlü bir yapıda oluşmuştur. Faktörler “yeniliklere açık öğretmen”, “bilişim teknolojilerine açık öğretmen”, “öğrenmeye açık öğretmen” ve “gelişime ve işbirliğine açık öğretmen” olarak nitelendirilmiştir. Ölçeğin tümü için Cronbach α=0.85 ve her bir alt boyut için hesaplanan Cronbach α katsayılarının 0.70’in üzerinde olması ölçeğin bütün olarak ve alt boyutlarının kendi içinde tutarlı olduklarına işaret etmektedir. Daha sonra 389 öğretmen üzerinde asıl uygulama yapılmıştır. Yapılan DFA sonuçlarına göre deneme uygulamasında ortaya konulan yapının doğrulandığı görülmüştür. Sonuç olarak, yapılan tüm geçerlik ve güvenirlik işlemleri, ölçeğin öğretmenlerin yenilikçi öğretmen özelliklerini belirlemede geçerli ve güvenilir biçimde kullanılabilecek bir ölçme aracı olduğunu ortaya koymaktadır

    İstanbul’un işlevsel alanı

    No full text
    Bu çalışmada İstanbul’un işlevsel alanını (functional area) belirlemek amacıyla İstanbul’dan çevre illere ve çevre illerden İstanbul’a doğru gerçekleşen iş akışları ve işgücü akışları analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda İstanbul için iş akışları bazlı işlevsel alan ve işgücü akışları bazlı işlevsel alan olmak üzere iki farklı işlevsel alan tanımlanmıştır. İstanbul’un iş akışları bazlı işlevsel alanının İstanbul il sınırları ile birlikte Kocaeli ilinin Gebze ilçesinden, iş akışları bazlı işlevsel alanının ise İstanbul il sınırı ile birlikte Tekirdağ ve Kocaeli illerinden oluştuğu tespit edilmiştir

    İSTANBUL'UN İŞLEVSEL ALANI

    No full text
    Bu çalışmada İstanbul'un işlevsel alanını (functional area) belirlemek amacıyla İstanbul'dan çevre illere ve çevre illerden İstanbul'a doğru gerçekleşen iş akışları ve işgücü akışları analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda İstanbul için iş akışları bazlı işlevsel alan ve işgücü akışları bazlı işlevsel alan olmak üzere iki farklı işlevsel alan tanımlanmıştır. İstanbul'un iş akışları bazlı işlevsel alanının İstanbul il sınırları ile birlikte Kocaeli ilinin Gebze ilçesinden, iş akışları bazlı işlevsel alanının ise İstanbul il sınırı ile birlikte Tekirdağ ve Kocaeli illerinden oluştuğu tespit edilmiştir

    Short Form of Barratt Impulsiveness Scale (BIS-11-SF) Turkish Adaptation Study

    No full text
    Amaç: Bu çalışmada Barratt Dürtüsellik Ölçeğinin (BIS-11), kısa formunun Türkçuyarlamasının yapılması amaçlanmıştır. Bu kısa form (BIS-11-KF), araştırmacılarözellikle saha araştırmaları, birinci basamak ve farklı klinik örneklemlerde kullanım olanağı sağlamaktadır. Yöntem: Bu çalışma iki aşamada yürütülmüştür. İlk aşamada 142 sağlıklı katılımcüzerinde uygulanan 30 maddelik BIS-11’in açımlayıcı faktör analizi yapılmış, dahönce yürütülen Türkçe uyarlama çalışmasında 3 faktörlü çözüme göre elde edileher bir faktöre ait en yüksek faktör yüküne sahip 5 madde belirlenmiştir. Son oluşa15 maddeli kısa form (BIS-15-KF) tekrar açımlayıcı faktör analizine alınmış, ayrıcbu formun toplam ölçek ve alt ölçeklerin iç tutarlığı hesaplanmıştır. Geçerlik analiziçin, Frontal Sistemler Davranış Ölçeği (FrSDa) ile korelasyonları değerlendirilmiştiBu ikinci aşamaya ilk aşamaya katılmamış 92 denek alınmıştır. Bulgular: İlk aşamada, 30 maddelik formun iç tutarlık ve madde toplam korelasyonunda yeterli olan 15 madde faktör analizine alındı. Orijinal ölçekte yer ala3 faktörlü yapının [Plan Yapmama (PY), Motor Dürtüsellik (MD) ve Dikkat Dürtüselliğ(D)] bu kısa formda da geçerli olduğu saptandı. 15 maddelik yeni formun afaktörlerinin iç tutarlıkları toplam ölçek için Cronbach alfa: 0,82, PY alt ölçeği içi0,80, MD için 0,70 ve DD için ise 0,64 olarak belirlendi. FrSDa (toplam ölçek ve tüm alt ölçek) ile orta-iyi düzeyde (0,31-0,67) pozitif korelasyon gösterdiği bulundu. Sonuç: Bulgularımız ölçeğin kısa formunun Türkçe uyarlamasının faktöryeyapısının sağlıklı gruplar için yeterli, güvenilir ve geçerli olduğunu göstermektedi( Nöropsikiyatri Arşivi 2013; 50: 130-134)Background: This study aims to conduct Turkish adaptation of abbreviated version of the Barratt Impulsiveness Scale (BIS-11). This short form (BIS-11-SF) would let the researchers easily use this impulsiveness scale in several different study fields including epidemiological studies, primary care and clinical samples. Methods: The present study was conducted in two stages. At the first stage, an exploratory factor analysis was carried out with 30-item BIS-11 which has been completed by 142 healthy participants. Through this analysis, 5 items with the highest factor loadings that belong to each of the three factors of the scale was determined. The final 15-item short form (BIS-15-SF) went on re-exploratory factor analysis and, internal consistency of the total scale and subscale scores were calculated. For validity analysis, the Frontal Systems Behavior Scale (FrSDa) was used. Ninety-two new subjects were included in this second stage. Results: At the first stage, 15 items of 30-item form that had sufficient rate of internal consistency and item-total correlation analysis have been included in factor analysis. The 3-factorial structure of the original 30-item scale [Non Planning (NP), motor impulsivity (M), and attention impulsivity (A)] was also valid in this short form. Internal consistency rates (Cronbach's alpha) for total and subscale scores of the 15-item new form were: 0.82, 0.80, 0.70 and 0.64 for total score, NP, M andsubscales, respectively. FrSDa (total scale and all subscales) had a moderately positive correlation (0.31-0.67) with BIS-11-SF total and subscale scores. Conclusion: Our findings show that the factorial structure of the Turkish adaptationBIS-11 short form is reliable and valid for healthy normal population. ( ArchivesNeuropsychiatry 2013; 50: 130-134
    corecore