12 research outputs found
Voltammetric determination of epirubicin using a pencil graphite electrode in the presence of cationic surfactant
Bu çalışmada, bir antrasiklin ilaç olan epirubisin’in, kalem grafit elektrot kullanarak elektrokimyasal özelliklerini katyonik surfaktan varlığında Britton-Robinson tampon çözeltisinde (pH 2.0-10.0) araştırılmıştır. Öncelikle kalem grafit elektrotun performansını etkileyen parametreler örneğin, elektrot aktivasyonu, destek elektrolit seçimi, pH etkisi, biriktirme gerilimi ve süresi, surfaktan etkisi ve kare-dalga voltametrik yöntem parametreleri adsorptif sıyırma voltametrisi tekniği kullanılarak detaylı bir şekilde incelenmiştir. Daha sonra önerilen tekniklerin elde edilen en iyi koşullarında epirubisin için doğrusal aralık (0.01-2.0 μg mL-1) ve gözlenebilme sınırı (GS; 0.0018 μg mL-1) belirlenmiştir. Geliştirilen kare dalga adsorptif sıyırma voltametri tekniği, insan idrarına standart katma tekniğiyle uygulanmıştır.In this study, the electrochemical properties of epirubicin, an anthracycline drug using pencil graphite electrode, were investigated in Britton-Robinson buffer (pH 2.0-10.0) in the presence of cationic surfactant. Firstly, parameters affecting the performance of the pencil graphite electrode, such as electrode activation, support electrolyte selection, pH effect, deposition voltage and duration, surfactant effect, and square-wave voltammetric method parameters were investigated in detail by using adsorptive stripping voltammetry technique. Then, the linearity of epirubicin (0.01-2.0 μg mL-1) was determined as the detection limit (LOD; 0.0018 μg mL-1) in the best conditions obtained in the proposed techniques. The developed square wave adsorptive stripping voltammetry technique was applied to the human urine with standard addition technique
Sensitive electrochemical determination of yohimbine in primary bark of natural aphrodisiacs using boron-doped diamond electrode
For the first time, a simple and sensitive analytical method for the direct determination of yohimbine is presented using differential pulse voltammetry with a boron-doped diamond electrode. Two irreversible oxidation peaks, a distinct one at +0.80 and a second poorly-defined one at +1.65 V, were observed when cyclic voltammetry was carried out in Britton-Robinson buffer solution at pH 7 (vs. Ag/AgCl). With optimized differential pulse voltammetric parameters (pulse amplitude 100 mV, pulse time 25 ms, step potential 5 mV and scan rate 10 mV s(-1)), the current response of yohimbine at +0.80 V was linearly proportional to the concentration in the range from 0.25 to 90.9 mu mol L-1 with a low detection limit of 0.13 mu mol L-1 (0.046 mg L-1) and a good repeatability (relative standard deviation of 2.5% at 18.4 mu mol L-1 for n = 6). The practical applicability of the developed method was demonstrated by the assessment of the total content of yohimbine in extracts of the primary bark of natural aphrodisiacs such as Pausinystalia yohimbe and Rauvolfia serpentina with recoveries in the range of 92-97%. The proposed electrochemical procedure represents an inexpensive and effective analytical alternative for the quality control analysis of products containing yohimbine and other biologically and structurally related alkaloids used as natural dietary supplements
Toprak ve bitki örneklerinde toplam azot belirlenmesinde kjeldahl ve mikrodalga yaş yakma yöntemlerinin karşılaştırılması
TEZ7390Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2009.Kaynakça (s.36-41) var.ix, 42 s. ; 29 s.Toprak ve bitki örneklerinin toplam azot içeriği yaygın Kjeldahl yaş yakma, amonyumun (NH4 +) buhar destilasyonu ve titrasyonu yöntemiyle belirlenmektedir. Bu işlemlerle belirlenen amonyum (NH4 +) azotun en indirgenmiş biçimi olup, buna karşılık Kjeldahl yöntemi azotun örneklerde bulunabilecek nitrat (NO3 -) ve nitrit (NO2 -) gibi oksitlenmiş biçimlerini algılayamamaktadır. Ayrıca, Kjeldahl yöntemi uğradığı birçok değişikliklere karşın zaman alıcı ve pahalı bir yöntem olmaya devam etmektedir. Bu çalışmada Kjeldahl yönteminin yukarıda anılan dezavantajlarını içermeyen, daha basit bir mikrodalga yaş yakma yöntemi ve örneklerdeki tüm azotu NO3 -'a yükseltgeyen 6 farklı yaş yakma karışımı önerilmiştir. Örneklerin mikrodalga setinde önerilen yaş yakma karışımları ile yakılmasıyla elde edilen süzüklerin NO3 içerikleri UV-Viz spektrometrede belirlenmiş ve bu değerlerden toplam N içerikleri hesaplanmıştır. Çalışmada ele alınan toprak ve bitki örneklerinin toplam N içerikleri Kjeldahl yöntemiyle de belirlenmiştir.Determination of nitrogen content in soil and plant material is performed by the conventional Kjeldahl wet digestion followed by steam distillation and titration of ammonium (NH4 +). Ammonium (NH4 +) determined in this procedure is the most reduced form of nitrogen but this method cannot detect oxidized forms of nitrogen such as nitrate (NO3 -) and nitrite (NO2 -) that might be present in the samples. Furthermore, the Kjeldahl method, despite its various modifications, is still time consuming and expensive. In order to overcome the disadvantages of the Kjeldahl method, a simpler wet microwave digestion technique with 6 different mixtures of oxidizing chemicals to convert all the nitrogen in the samples to NO3 - were proposed. The NO3 - contents of the digests were determined on a UV-Vis. Spectrometer. The same samples were analyzed by the conventional Kjeldahl method too. Comparison of the results indicate that the conversion of organic-N in plant samples to NO3 - were either incomplete or N was lost in other oxidized forms such as gaseous nitrogen (N2). In soil samples the nitrogen contents determined by the oxidizing method were up to four times those of the Kjeldahl method suggestive of the severe interference of the dissolved mineral materials in the soil digests. Therefore, it has been concluded that the proposed method and the mixtures of wet digestion mixtures could not yet be used for determination of total nitrogen in soil and plant samples.Bu çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No:ZF2007YL4
RESPONSES OF SOME FRAGARIA CHILOENSIS GENOTYPES TO THE VARIOUS SALT (NaCl) CONCENTRATIONS DURING IN VITRO PROPAGATION
Kültür çileği (Fragaria ×ananassa) Güney (F. chiloensis) ve Kuzey Amerika’dan (F. virginiana) iki ayrı türün doğal melezlemesiyle ortaya çıkmıştır. Genellikle ebeveyn türler kültür çileğine oranla daha geniş bir çeşitlilik göstermektedirler. Kültür çileği tuza hassas bitkiler arasında yer almaktayken, ebeveyn türlerden F. chiloensis’in tuza tepkisi daha önce bilinmemektedir. Bu nedenle tuza dayanıklı çilek genotiplerinin elde edilmesinde bu yabani türün tuza dayanıklılığının test edilmesi önem taşımaktadır. Bu çalışmada çilek çekirdek koleksiyonundan dört F. chiloensis’in (2 TAB 4B, CFRA 1267, HM1 ve Scotts Creek) in vitro koşullarda değişik NaCl konsantrasyonlarına (0, 25, 50, 75 ve 100 mM) tepkileri araştırılmıştır. 45 günlük deneme sonucunda çoğaltma katsayısı ve kuru ağırlık ile birlikte bazı besin elementlerinin (K, Ca, Mg, Na) bitkilerdeki konsantrasyonları belirlenmiştir. Deneme sonuçları, yüksek tuz konsantrasyonunun çoğaltma katsayısını azalttığı, kuru ağırlık, Ca, Na konsantrasyonlarını da etkilediği tespit edilmiştir. En yüksek bitki Na konsantrasyonları 75 ve 100 μM NaCl uygulamalarından, en yüksek Ca konsantrasyonu ise 0 ve 25 mM NaCl uygulamalarından elde edilmiştir. Genotiplerin kuru ağırlıklarında, K/Na ve Ca/Na oranlarında genelde NaCl konsantrasyonundaki artışa bağlı olarak bir azalma gözlemlense de, bu azalma en düşük olarak da HM1 genotipinde kaydedilmiştir. Denemede elde edilen sonuçlar doku kültürü yoluyla çilek genotiplerinin yüksek NaCl konsantrasyonlarına tepkilerinin, hızlı ve etkili bir şekilde belirlenebileceğini göstermektedir
The effect of cadmium applied at increasing rates in cherry rootstock maxma 14 on plant growth and cadmium uptake
Bu çalışmanın amacı in vitro doku kültürü ve su kültürü koşulları altında yürütülen denemelerde artan oranlarda uygulanan kadmiyum (Cd) konsantrasyonlarının Maxma 14 kiraz anacında Cd toksisitesi simptomlarının şiddeti, kuru madde verimi (kök ve yeşil aksam), yeşil aksamdaki ve kökteki Cd konsantrasyonu gibi parametrelere göre Cd toksisitesi ve etkilerinin ortaya konulmasıdır. In vitro doku kültürü koşulları altında yürütülen denemelerde elde edilen bitkilerden 4 ayrı altkültür oluşturulmuş ve bitkiler artan oranlarda 11 farklı Cd dozu (0, 2.5, 5, 10, 50, 75, 100, 200, 300, 500, 1000 ?M) uygulanarak yetiştirilmiştir. Su kültürü koşullarında yürütülen denemelerde ise bitkiler 6 farklı Cd dozu (0, 10, 50, 100, 150 ve 200 ?M) uygulaması altında yetiştirilmiştir.Denemelerden elde edilen verilere göre artan dozlarda Cd uygulamasına bağlı olarak her iki büyüme ortamında da bitkilerde kuru madde miktarının azaldığı saptanmış ve kuru madde üretimindeki azalma toksisite simptomlarıyla paralellik gösterdiği görülmüştür. Her iki büyüme ortamında da 10 ?M’dan sonraki Cd dozları hem simptomolojik olarak hem de verim azalması açısından kirazda toksik konsantrasyonlar olarak belirlenmiştir. Kiraz bitkisinin Cd toksisitesine karşı dayanıklılığında belirleyici olan parametrelerin Cd toksisitesi simptomlarının şiddeti ve Cd toksisitesinden dolayı bitkide meydana gelen verim kayıplarının olduğu saptanmıştır. Sonuçta kiraz bitkisinde Cd konsantrasyonu birikimi kök>yeşil aksam şeklinde olmuş ve genel olarak değerlendirildiğinde kadmiyum konsantrasyonunun ortalama %94-96’sının kökte birikirken ancak %4-6’sı kadarının yeşil aksama geçtiği saptanmıştır.The aim of this study was to find out Cd toxicity and its effects in cherry rootstock Maxma grown under Cd concentrations applied at increasing rates in the experiments carried out under in vitro tissue culture and hydroponic conditions with respect to severity of cadmium (Cd) toxicity, dry matter yield (root and shoot), Cd concentration in root and shoot parameters. Four different cultures have been done using the plants obtained from the experiments carried out in vitro tissue culture and the plants were grown under different 11 Cd doses (0, 2.5, 5, 10, 50, 75, 100, 200, 300, 500, 1000 µM) applied at increasing rates. The plants were grown under 6 different Cd doses (0, 10, 50, 100, 150 and 200 µM) in the experiments grown under hydroponic conditions. According to the data obtained from the experiments it was determined that the amount of dry matter in plants decreased depending on application of Cd at increasing rates and decreases in dry matter production paralleled to toxicity symptoms. Cd doses above 10 µM was determined as toxic concentrations in cherry for symptoms appearance and decreasing in dry matter under both growing media. It was determined that the parameters determining the resistance of cherry plants were severity of Cd toxicity symptoms and decreases in dry matter occured because of Cd toxicity. In conclusion, accumulation of Cd concentration in cherry plants occured as root>shoot and it was determined that mean of 4-6% of Cd concentration translocated to shoot while that of 94-96% accumulated in root in a general evaluation of the results