64 research outputs found
Biophilic Wisdom Of The Thirteenth And Fourteenth Century Seljukians' Mosque Architecture In Beysehir, Anatolia
Modern life is becoming disconnected from nature. Yet many scientific studies suggest that people feel better at places where they can engage with nature, or in places designed with nature in mind. This study is about Biophilia, one of the new design trends that connects the built environment to nature. The studies conducted in this field show that the existing historical buildings are fascinating thanks to their biophilic characterization. The basic idea of this research suggests that this effect is high in the thirteenth and fourteenth-century's buildings in Anatolia which are influenced from admiration of nature in the Sufism belief in Seljuks. Within this scope, the conformity with the biophilic criteria was determined to examine by the Esrefoglu Mosque, Bayindir Mosque and Kosk Mosque. Esrefoglu Mosque, in particular, was found to be a reference building in terms of biophilic design and the reason behind that is its harmony with nature.Taylor and Franci
Alt ve Orta Gelir Grubuna Yönelik Türkiye Toplu Konut Uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar Üzerine Bir İnceleme
Turkey has undergone a rapid change with the urbanization processes, and accordingly, different forms of housing production have emerged in the cities. The establishment of the Mass Housing Administration and the granting of powers to local governments to build houses are the most significant steps taken to solve the housing problem for people in the lower-middle income group. This study presents research that focuses on mass housing implemented by TOKİ and local governments and includes especially user satisfaction, post-use evaluation and current situation analysis. In line with the established content, the problems in mass housing were determined by literature review and the problems caused by construction phase were also added to the study. At this point, problems related to physical space characteristics, environmental problems, aesthetic problems, and social problems caused by housing have been investigated. Subjects covered separately in many different studies have been transformed into a common data pool within the scope of this study. It is predicted that the data to be obtained from this data pool will be a valuable resource in terms of transforming the design parameters for further studies and being a base for the solution of existing problems.Türkiye, kentleşme süreçleriyle birlikte hızlı bir değişim geçirmiş ve buna bağlı olarak kentlerde farklı konut üretim biçimleri ortaya çıkmıştır. Özellikle Toplu Konut İdaresi'nin kurulması ve yerel yönetimlere konut yapma yetkisi verilmesi alt-orta gelir grubundaki insanların barınma sorununun çözümü için atılan en önemli adımlardır. Bu çalışma, TOKİ ve yerel yönetimler tarafından gerçekleştirilen toplu konutlara odaklanan ve özellikle kullanıcı memnuniyeti, kullanım sonrası değerlendirme ve mevcut durum analizini içeren araştırmaları sunmaktadır. Belirlenen içerik doğrultusunda literatür taraması yapılarak toplu konutlarda yaşanan sorunlar belirlenmiş ve ayrıca inşaat aşamasından kaynaklanan sorunlar da çalışmaya eklenmiştir. Bu noktada fiziksel mekan özelliklerine ilişkin sorunlar, çevre sorunları, estetik sorunlar ve konuttan kaynaklanan sosyal sorunlar incelenmiştir. Birçok farklı çalışmada ayrı ayrı ele alınan konular, bu çalışma kapsamında ortak bir veri havuzuna dönüştürülmüştür. Bu veri havuzundan elde edilecek verilerin, ilerleyen çalışmalar için tasarım parametrelerine dönüştürülmesi ve mevcut problemlerin çözümüne altlık olması açısından değerli bir kaynak olacağı öngörülmektedir.GRID - Mimarlık Planlama ve Tasarım DergisiGRID - Architecture Planning and Design Journa
Evaluation Of Eu Building Energy Performance Standards Related To Commercial Buildings
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2006Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2006Bu tez çalışması kapsamında ticari binalarla ilgili Avrupa Birliği bina enerji performans standartları incelenmiş ve de Türkiye’de kullanılmakta olan TS825 standardı değerlendirilmiştir. Bu çalışma ticari binaların enerji tüketimini etkileyen sebepleri ortaya koyup, enerji standartlarının bu konudaki rolünü içermektedir Avrupa Birliği Bina Enerji Performans Direktifi çerçevesinde oluşturulan enerji performans standartlarının genel özellikleri, enerji performans değerlendirme yöntemleriyle ortaya koyulmuştur. Bu standartların ülkelere göre uygulanma şekli ticari binalar kapsamında incelenip, uygulama şekilleri değerlendirilmiştir. Türkiye’ de binalarda enerji konusunda standartlaşmalara bakıldığında binaların ısıtma enerjisi ihtiyacını hesaplayan TS825 irdelenip, temel hesaplama metodu ve eksiklikleri ortaya konmuştur. Avrupa Birliğine girme yolunda olan ülkemizin ticari binalarla ilgili enerji performans standartlarını oluştururken standartların içermesi gereken nitelikler çalışma sonuçları doğrultusunda önerilmiştir.The aim of this study is to understand the building energy performance standards of the European Union and to evaluate existing Turkish building energy standards related to commercial sector buildings. This study has been establishing the impacts on energy consumption of commercial sector buildings and shows the role of building standards on this subject. In this study modern commercial building properties are investigated and the impacts of these trends on the energy consumption are evaluated. General properties of energy building energy standards constituted at the frame of European Union Building Energy Performance Directive and the method of building energy performance assessment are given in this thesis. European Union member state national regulations and execution techniques are evaluated. However, when building energy standardization is evaluated, a heating energy demand standard ‘TS825’ is only exist in Turkey so in this thesis this standard, its calculation method and deficiencies are examined. At the final part of the study, recommendation for the content of new commercial building standards of Modern Turkey trying for membership in the EU is madeYüksek LisansM.Sc
Investigation of mineralogical and petrographic characteristics of cement raw materials used by OYSA Cement Factory (Niğde-Turkey)
Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.Fen Bilimleri Enstitüsü, Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim DalıÖZET NİĞDE OYSA ÇİMENTO FABRİKASI ÇİMENTO HAMMADDELERİNİN MİNERALOJİK VE PETROGRAFİK İNCELENMESİ TERECİ, Zehra Niğde Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı Danışman : Prof. Dr. İbrahim ÇOPUROĞLU Temmuz 2005, 109 sayfa Bu çalışma, Niğde OYSA Çimento Fabrikası çimento hammaddelerinin, oluşan klinker ve çimentonun mineralojik ve petrografik özelliklerinin incelenmesini kapsamaktadır. Bu amaçla arazi çalışmalarından elde edilen numuneler üzerinde granülometrik yöntemler, X-ışını kırınımı analizleri uygulanmış, ince ve parlak kesitler yapılmıştır. Hammadde olarak kullanılan marnlar mineralojik olarak yüksek oranda kalsit ve eser oranda kuvars minerallerinden oluşmaktadır. Kolsuz killeri, mineralojik olarak smektit, kuvars, feldispat, klorit, kalsit, montmorillonit içermektedir. Dikilitaş killeri ise yapısında kuvars, feldispat, illit, simektit, montmorillonit ve eser oranda opal içermektedir. Kullanılan alçıtaşı mineralojik olarak jipsten oluşmaktadır. Tras olarak kullanılan İnli tüflerinin, feldispat, albit, opal, kil (smektit), kristobalit minerallerinden oluştuğu belirlenmiştir. Demir cevherinin bileşimi ise hematit ve kuvars minerallerinden oluşmaktadır. Oluşan klinkerde C3S, C2S, C3A ve C4AF fazlan görülmektedir. Alçı taşıyla klinkerin öğütülmesi sonucu çimento oluşmaktadır. Çimentonun bileşiminin de C3S, C2S, C3A ve C4AF fazlarından oluştuğu gözlenmiştir. Sonuç olarak Kolsuz kili ile yapılan çimentoların Dikilitaş ile yapılana göre daha iyi pişebilen ve daha kaliteli bir farin oluşturduğu, içerisinde bol miktarda bulunan kuvarsın, killerin aşın nemlenmesini önlediği belirlenmiştir. Bu veriler sonucunda Kolsuz kili ile yapılan çimentonun istenilen standartlarda ve kalitede olduğu belirlenmiştir. Anahtar Sözcükler: Çimento hammaddeleri, Kolsuz killeri, Dikilitaş killeri, tras, marn, klinker, çimento.ABSTRACT INVESTIGATION OF MINERALOGICAL AND PETROGRAPHIC CHARACTERISTICS OF CEMENT RAW MATERIALS USED BY OYSA CEMENT FACTORY (Nİ?DE-TURKEY) TERECİ, Zehra Niğde Universty Institute of Art and Sciences Department of Geological Engineering Supervisor : Prof. Dr. Ibrahim ÇOPURO?LU July 2005, 109 pages This study is to investigate mineralogical and petrographic properties of cement and clinker raw materials used by OYSA Cement Factory (Niğde). Samples werw collected from the OYSA' s raw materials properties for a set of analiyses uncluding granulometric, X-ray difraction and optical microscopy on thin seetions. According to the results marl is composed ofnainly of calcite and trace quartz. Kolsuz property clays are consisted of simectite, quartz, feldspar, chlosite, calcite and montmorillonite. Dikilitiş property clays are composed of quartz, feldspar, illite, smectite, montmorillonite and trace opaline. İnli property tuffs contains feldispar, albite, opaline clay (mainly smectite) and cristobalite. Iron are is composed of hematite and quartz. Clinkers, on the other hand, contais C3S, C2S, C3A and C4AF phases. Cement is framed from the mixture of clinker and gypsum grinded together. Consequently, cement is composed of C3S, C2S, C3A, C4AF. This study reperts that cement produced from the Kolsuz area clays yields more cookable and higher qualty farm than that of the Dikilitaş clays. Quartz content of the Kolsuz clays controls moisture level of the clay minerals. Result inthecate that cements produced from the Kolsuz clays are of the desired standarts and quality. Keywords: cement raw materials, kolsuz clays, Dikilitaş clays, trass, marl, clinker, cement.
Indoor Air Quality Assessment İn The University Library During The COVID-19 Pandemic
COVID-19 pandemi süresince virüslerin kapalı ve havalandırılmayan alanlarda havada daha fazla asılı kaldığı, dolayısıyla bulaşma olasılığının arttığı yapılan sağlık sorunlarına ve semptomlarına neden olduğu bilinmektedir. Özellikle öğrencilerin zamanlarının çoğunu geçirdikleri kütüphanelerde iç hava kalitesi önemli bir sorun teşkil etmektedir. Kütüphanelerde yetersiz iç hava kalitesinin kütüphane materyalleri üzerinde olumsuz etkilerinin yanı sıra öğrenme güçlüklerine, çalışma veriminin düşmesine ve konsantrasyon bozukluğuna neden olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada üniversite kütüphanesi, iç hava kalitesi açısından incelenmiştir. İç hava kalitesi parametreleri olan sıcaklık, bağıl nem, CO₂, PM₂.₅ değerlerinin ölçümleri ara sınav haftalarında yapılmıştır. Ölçüm sonuçları analiz edilerek iç hava kalitesi standart değerleri ile karşılaştırılmıştır. Ayrıca iç hava kalitesi, memnuniyet anketi ile de değerlendirilmiştir. Ölçülen parametreler ve anket verileri sonucunda CO₂ ve PM₂.₅ değerlerinin kullanıcılar için sorun yaratabileceği ve bunun için havalandırma şemasının yeniden düzenlenmesi gerektiği tespit edilmiştir.During the COVID-19 pandemic, it has been determined by studies that viruses suspend more in closed and unventilated areas, so the possibility of transmission increases. It has also known that insufficient and poor quality of indoor air causes health problems and their symptoms. Particularly, indoor air quality is a significant problem in libraries where students spend most of their time. Besides, Inadequate indoor air quality in libraries has known to cause learning difficulties, decrease in working efficiency and concentration disorder, as well as negative effects on library materials. In this study, the university library was evaluated in terms of indoor air quality. The measurements of temperature, relative humidity, CO₂, PM₂.₅ values, which are parameters of indoor air quality, were carried out experimentally during the midterm weeks. The measurement results were analyzed and compared with the determined indoor air quality standard values. In addition, indoor air quality was assessed with the satisfaction survey. As a result of the measured parameters and survey data, it has been determined that the CO₂ and PM₂.₅ values may cause problems for the users and the ventilation scheme should be rearranged for this.GRID - Mimarlık Planlama ve Tasarım DergisiGRID - Architecture Planning and Design Journa
Evaluation of Approaches to the Concept Of Housing And Its Environment in The Context of Quality of Life
İnsanlar ve yaşadıkları çevreyi değerlendiren yaşam kalitesi kavramının kökeni çok eskilere dayanmasına rağmen yapılan araştırmalar öncelikli olarak kavramın uzlaşılan net bir tanımının olmadığını ortaya koymaktadır. Birçok kaynakta yaşam doyumu, genel refah, yaşam memnuniyeti olarak ifade edilen kavramın, farklı kaynaklarda 100’den fazla tanımı kaydedilmiştir. Yaşam kalitesi araştırmaları; bireylerin refah hissini oluşturan etmenlerin nedenlerini araştırma ve etkilerini ortaya koyma, memnuniyet ve memnuniyetsizliğin toplumsal ve mekânsal dağılımına ilişkin bilgi sağlama, araştırma sonuçlarına bağlı etkin politikalar ortaya koyup bu politikaların mekânsal etkilerini takip etme gibi amaçlar taşımaktadır. Tanımlar dışında özellikle farklı ülkelerde ve birçok akademik çalışmada yaşam kalitesi ölçümleri için farklı göstergelerin kullanıldığı görülmektedir. Bu noktada yaşam kalitesi araştırmalarında, kişinin yaşam kalitesinin sosyal çevre ve fiziksel çevre olmak üzere iki temel faktöre bağlı olduğunu ortaya çıkmıştır. Özellikle bireyin mekân ve çevresiyle olan ilişkisi, araştırmaların temel noktasını oluşturmuştur. Bu çalışma kapsamında yapılan literatür araştırmasıyla konut ve çevresi için kullanıcıların memnuniyet düzeylerini ve buna bağlı olarak yaşam kalitesi ölçme amacı taşıyan modeller irdelenmiştir.Although the origin of the concept of quality of life dates back to ancient times, researches primarily reveal that the concept does not have a agreed definition upon. More than 100 definitions of the concept, which is expressed as life satisfaction, general welfare, life satisfaction have been recorded in different sources. Quality of life Studies aim to investigate the causes and effects of the factors that make up the sense of well-being of individuals, to provide information on the social and spatial distribution of satisfaction and dissatisfaction, for establishing effective policies and to follow the spatial effects of these policies, it is seen that different indicators are used for quality of life measures, especially in different countries and in many academic studies. It has been revealed in the quality of life studies that the quality of life of the person depends on social environment and physical environment factors. The relationship of the individual with the place and its environment constituted the main point of the research. Within the scope of this study the models aiming to measure the satisfaction levels of the users for the house and its surroundings and accordingly the quality of life were conducted.İdealken
Ofis Bina Cephe Sistemlerinin Karşılaştırmalı Karbon Analizi
Türkiye 12. Kalkınma planında net sıfır karbon emisyonu hedefine dikkat çekilmiş, gömülü karbon miktarı ve karbon ayak izi azaltılmış inşaat malzeme üretim ve kullanımına ve binalarda uygulanacak tedbirler doğrultusunda karbonsuzlaşmanın kritik öneme sahip olduğu vurgulanmıştır. Ofis Binaları enerji kullanım yoğunluğu açısından yüksek yoğunluklu binalardan kabul edilmektedir ve tasarım aşamasından başlayarak karbon emisyonlarının azaltılması hedeflenmelidir. Ofis binalarında kullanım aşamasında seçilen ekipmanlarda sağlanan enerji etkinlik kadar bina ön tasarım aşamasında bina yapı elemanlarının belirlenmesi de binanın yaşam döngüsü açısından karbon emisyonlarının azaltılmasında belirleyici etmenlerden birisidir. Ofis yapı cephelerinde istenilen opaklık ve saydamlık oranına göre farklı cephe sistemleri ve kaplama malzemeleri uygulanmaktadır. Ayrıca konfor koşullarının oluşturulmasına yardımcı olan güneş kontrol elemanlarıyla cephe tasarımları şekillenmektedir. Bu çalışmada İstanbul için ofis yapısına uygulanan metal ve cam cephe sistemleri ile yatay ve dikey güneş kontrol elemanlarının kombinasyonlarının enerji ve yaşam döngüsü analizi yapılarak karbon açısından karşılaştırılması yapılmıştır. Cephelerde saydamlık oranları %50 ve %100 olarak değiştirilerek ve güneş kontrol elemanlarının farklı açılarla ve malzemelerle varyasyonları denenmiştir. Cam ömrü 30, metal cephe elemanı ömrü 60 ve güneş kontrol elemanları ömrünün 15 sene olarak alınmıştır. Üretim aşamasında yaklaşık %30 oranında karbon emisyonlarında değişim oluşurken, kullanım aşamalarında ise yaklaşık %10‘luk değişime neden olduğu tespit edilmiştir. Bu noktada özellikle cam elemanların cephe sistemlerinde kullanım oranının değişiminin kritik etkenlerden biri olduğu tespit edilmiştir
Adherence to GOLD guideline treatment recommendations among pulmonologists in Turkey
BACKGROUND: Low adherence to Global initiative for chronic Obstructive Lung Disease (GOLD) guideline recommendations has been reported worldwide. There has been no study on the adherence to GOLD guidelines for COPD treatment in Turkey. OBJECTIVES: To investigate the rates of adherence to GOLD 2010 guidelines for COPD treatment among pulmonologists. DESIGN: A multi-center, cross-sectional, observational study was carried out in eleven pulmonary outpatient clinics across Turkey. Adherence to GOLD was evaluated through hospital records. Demographic and clinical data were recorded. RESULTS: Study included 719 patients (mean age: 62.9±9.7 years; males 85.4%) of whom 16 was classified as GOLD Stage I, 238 as II, 346 as III, and 119 as IV, and only 59.5% received appropriate treatment. Rates of guideline adherence varied across GOLD stages (I, 6.3%; II, 14.7%; III, 84.4%; and IV, 84%). Causes of inappropriate therapies were overtreatment (Stage I, 100% and Stage II, 91.1%), undertreatment (Stage III, 3.3% and Stage IV, 10.9%) and lack of treatment (Stage II, 3.8%; Stage III, 2.3%; and Stage IV, 5.9%). The most preferred regimen (43.4%) was long-acting β2-agonist-inhaled corticosteroid-long-acting muscarinic antagonist. Overall, 614 patients (89%) received treatment containing inhaled corticosteroid. CONCLUSION: Pulmonologists in Turkey have low rates of adherence to GOLD guidelines in COPD treatment. Inappropriateness of therapies was due to overtreatment in early stages and excessive use of inhaled corticosteroid (ICS) in all disease stages
- …
