8 research outputs found

    Koronavirüs (COVID-19) Salgın Sürecinde Evden Çalışma ile İşten Ayrılma Niyeti Arasındaki İlişkide İş Yaşamı Kalitesinin Aracı Rolü

    Get PDF
    Amaç – COVID-19 salgını yaşamın birçok alanını olumsuz etkilemekte ve salgına yönelik temel tedbir olan sosyal izolasyonun sağlanması amacıyla çeşitli düzenlemeler gerçekleştirilmektedir. Bu tedbirlerin ötesinde, bireylerin sağlık ve güvenlik konusundaki endişelerini giderebilmek için çalıştıkları kurumlardan da birtakım beklentileri ortaya çıkmıştır. Örgütler bu beklentilere karşılık vermek ve mevcut işgücünü korumak adına birtakım düzenlemelerde bulunmaktadır. Bu düzenlemelere bağlı olarak çalışanların bir kısmı evden çalışma sistemine geçerken bir kısmı da iş yerlerine gitmeye devam etmektedir. Bireylerin hayatında önemli bir yer tutan iş yaşamındaki bu düzenlemeler, iş dışı faaliyetlerini ve örgüte yönelik tutumlarını etkileyebilmektedir. Bu doğrultuda mevcut araştırmada salgın sürecinde evden çalışmanın işten ayrılma niyeti ile ilişkisini ve algılanan iş yaşamı kalitesinin bu ilişkiye aracılık edip etmediğini incelemek amaçlanmıştır. Yöntem – Araştırmada ilişkisel tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırma verileri, kartopu örnekleme yöntemiyle ulaşılabilen ve çevrimiçi ankete katılım gösteren 292 beyaz yakalı çalışandan elde edilmiştir. Veri toplama araçları, evden çalışmaya ilişkin bilginin de alındığı Demografik Bilgi Formu, İş Yaşamı Kalitesi Ölçeği ve İşten Ayrılma Niyeti Ölçeği’nden oluşmaktadır. Veriler SPSS 21 paketinde korelasyon ve çoklu hiyerarşik doğrusal medyatör regresyon analizi ile analiz edilmiştir. Bulgular – Yürütülen çoklu hiyerarşik doğrusal medyatör regresyon analizi sonucunda salgın sürecinde evden çalışma ile işten ayrılma niyeti arasında negatif yönlü ilişki olduğu ve algılanan iş yaşamı kalitesinin bu ilişkiye tam aracılık ettiği görülmüştür. Tartışma – Evden çalışma düzenlemesinin, bireylerin salgın sürecinde ortaya çıkan sağlık, güvenlik ve ekonomi konularındaki temel ihtiyaçlarına cevap verdiği görünmektedir ve bu nedenle bireyler mevcut organizasyonlarında çalışmaya devam etmek istemektedir. Salgın sonrası süreçte evden çalışma sisteminin faydalarını korumak için bu sistemin bireylerin beklentileri ile örtüşmesine dikkat edilmelidir

    A study on the evaluation of the service quality of e-commerce sites

    No full text
    YÖK Tez No: 694765Bu çalışmanın temel amacı tüketicilerin kullanmakta olduğu e-ticaret sitelerinin hizmet kalitesinin belirlenmesidir. E-hizmet kalitesinin; etkinlik, sistem uygunluğu, işlem gerçekleştirme, gizlilik ve duyarlılık boyutları değerlendirilmiştir. Çalışmada tabakalı örneklem tekniğinden yararlanılmış olup, anketlerin bir kısmı çevrimiçi, diğer bir kısmı yüz yüze anket tekniğiyle Bolu, Düzce, Zonguldak, Karabük, Bartın, Kastamonu ve Sinop ili Merkez ilçesinde ikamet etmekte olan 400 tüketiciden elde edilen veriler SPSS istatistik analiz programı ile analiz edilmiştir. Araştırmada betimsel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen veriler, tanımlayıcı istatistikler, betimleyici analizlerden faydalanılarak değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda demografik faktörlerden eğitim durumu ile hizmet kalitesi alt boyutlarından duyarlılık arasındaki ilişkiye bakılmış üniversite mezunlarının ortaokul ve lise mezunlarına göre duyarlılık alt faktöründen daha fazla etkilendikleri, eğitim seviyesi arttıkça online alışveriş sırasında satın alınan ürünle ilgili işlemlerin hızı ve online alışveriş sitesinin uyguladığı politikalar hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istediği görülmüştür.The main purpose of this study is to determine the service quality of e-commerce sites used by consumers. E-service quality; Efficiency, system compliance, transaction processing, privacy and sensitivity dimensions were evaluated. In the study, stratified sampling technique was used, and some of the questionnaires were online and the other part was face-to-face survey technique, and the data obtained from 400 consumers residing in Bolu, Düzce, Zonguldak, Karabük, Bartın, Kastamonu and Sinop Province Merkez districts were analyzed with the SPSS statistical analysis program. . Descriptive research method was used in the research. The obtained data were evaluated by using descriptive statistics and descriptive analysis. As a result of the study, the relationship between the level of education, one of the demographic factors, and the sensitivity of the service quality sub-dimensions, were examined, and that university graduates were more affected by the sensitivity sub-factor than secondary and high school graduates, and that as the education level increased, there was more information about the speed of transactions related to the product purchased during online shopping and the policies implemented by the online shopping site. seemed to want to know

    Evaluation of cardiac arrhythmias by electrocardiographic markers in pediatric patients who have tuberous sclerosis without cardiac rhabdomyoma

    No full text
    Background: Tuberous sclerosis (TS) is an autosomal dominant and hereditary disorder. Cardiac rhabdomyoma and arrhythmias are the most deleterious risk factors linked to TS. Although arrhythmias in pediatric patients with TS who have cardiac rhabdomyoma have been frequently reported, arrhythmia in patients who have TS without rhabdomyoma is rarely reported in the literature. The study aimed to assess the susceptibility of pediatric patients who have TS without cardiac rhabdomyoma to cardiac arrhythmia using electrocardiographic (ECG) markers. Methods: This prospective study included 10 patients who had TS without cardiac rhabdomyoma. The control group was made up of 30 healthy children of the same age and sex as the patient group. P wave, P wave dispersion, QT dispersion, QTc dispersion, TP-e interval, and TP-e interval dispersion were calculated on 12-lead surface ECGs for each patient in both groups and compared. Results: P wave, P wave dispersion, QT dispersion, and QTc dispersion were found to be significantly higher in the patient group (P<0.001). Furthermore, patients had a greater Tp-e interval and Tp-e interval dispersion than healthy children (P<0.001). Conclusion: Pediatric patients with TS without cardiac rhabdomyoma might be prone to atrial and ventricular arrhythmias according to their prolonged ECG markers. Our findings suggest that patients with TS without cardiac rhabdomyoma need close monitoring for atrial and ventricular arrhythmias
    corecore