Disiplinler Arası Bir Doğa Eğitimi Projesinin Ortaokul Öğrencilerinin Çevreye Yönelik Duyuşsal Özelliklerine ve Çevre Bilinçlerine Etkisi

Bu çalışmada 2017 ve 2018 yıllarında TÜBİTAK 4004 Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları kapsamında desteklenen doğa eğitimi projelerine katılan ortaokul öğrencilerinin çevreye yönelik duyuşsal eğilimleri ile çevre bilinçlerinin değişimi araştırılmıştır. Tek grup ön test-son test deneysel desen esas alınarak yürütülen araştırmanın çalışma grubunu her yıl 30’ar olmak üzere toplamda 60 ortaokul öğrencisi oluşturmuş ve veriler Çevreye Yönelik Duyuşsal Eğilimler Ölçeği ve Çevre Bilincinin Kazanılmışlığına Yönelik Anket formu ile toplanmıştır. Ayrıca, bir çevre sorunu olan asit yağmurları hakkında yapılan bir etkinlikte katılımcılara uygulanan Bilgi-İstek-Öğrenme kartlarından elde edilen nitel verilerin içerik analizi yapılmıştır. Çalışma bulgularına göre, doğa eğitimi projesinin bitiminde katılımcıların çevreye yönelik duyuşsal özellikler ve çevre bilinci açısından hedeflenen düzeylere ulaştığı ve bu değişkenler açısından anlamlı artışlar sağlandığı belirlenmiştir. Çalışmanın sonuçları ışığında, doğa eğitimi projelerinin yaygınlaştırılması ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve üniversiteler arasındaki etkin işbirliği ile standart okul müfredatında bu tür okul dışı öğrenme imkânlarına daha fazla yer verilmesi önerilmiştir

Academic Achievement and Perceived Peer Support among Turkish Students: Gender and Preschool Education Impact

This study was conducted to investigate the academic achievement and perceived peer support levels of 4th-8th grade Turkish elementary and middle school students at low socio-economic status. Factorial design analyses were used to test the statistical effects of gender and preschool education variables on the dependent variables. The findings indicated that while girls performed a higher general academic achievement in school courses than boys, the perceived peer support levels were similar for both groups. On the other hand, although no significant effect of preschool education was detected on academic achievement, students who had completed preschool education were found to have significantly higher perceived peer support scores than their peers. Similar to findings of studies from non-Western contexts, no significant relationship was found between the Turkish students’ academic achievement and perceived peer support levels

Alt Sosyo-Ekonomik Düzeyli İlköğretim Öğrencilerinin 4-8. Sınıflar Fen ve Matematik Ders Başarıları: Cinsiyet Perspektifi

This study has investigated the change of the 4th-8th grades science and mathematics course success of 2142 elementary students in low socio-economic status by their grade level and gender via cross-sectional and longitudinal research approaches. Based on the findings of the study, consistent with the recent national and international studies, girls were found to have higher academic success than boys both in science and mathematics. When the changes in the annual science and mathematics course scores are investigated by the grade level, the mean scores of boys were found to decrease with the increasing grade level, whereas no significant change in any direction was observed for the mean scores of girls. Due to this difference, it has been observed that the achievement gap between girls and boys increases as the grade level increases, in favor of girls. Based on the related literature and the results of this study, it has been concluded that the traditional expectations about the gender gap, suggesting the male superiority in elementary science and mathematics courses, are no longer valid in today’s classrooms, even in a sample of students in low socioeconomic level.Bu çalışmada, alt sosyo-ekonomik düzeyli 2142 ilköğretim öğrencisinin 4-8. sınıflar arasındaki fen ve matematik dersi yılsonu notlarının değişimi kesitsel ve boylamsal yaklaşımlara göre ele alınarak öğrencilerin ders başarılarının sınıf düzeyi ve cinsiyete göre değişimi incelenmiştir. Çalışma bulgularına göre, son yıllarda yapılan ulusal ve uluslararası ölçekli çalışmaların sonuçlarına benzer olarak, kız öğrencilerin hem fen hem de matematik alanlarındaki akademik başarılarının erkeklerden anlamlı düzeyde yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ders notları değişimi sınıf düzeyine göre incelendiğinde ise 4-8. sınıflar arasında kızların ortalamalarında belirgin bir yönde değişim olmazken, erkek öğrencilerin ortalamalarının genellikle sınıf düzeyi arttıkça düşme eğiliminde olduğu belirlenmiştir. Bunun sonucunda kızlarla erkekler arasındaki başarı farkının sınıf düzeyi ilerledikçe kızlar lehine arttığı gözlenmiştir. Çalışma sonuçları, ilgili literatürle birlikte yorumlandığında, ilköğretim fen ve matematik dersleri için erkekler lehine olan cinsiyete dayalı başarı farkıyla ilgili geleneksel kabullerin, günümüzde alt sosyoekonomik düzeydeki bir örneklemde bile geçerliliğini yitirmeye başladığı sonucuna varılmıştır

Kuantum mekaniksel sıra değiştirme bağıntılarının bir optik deneyi yoluyla öğretimi

Heisenberg belirsizlik ilkesi ile doğrudan ilişkili olan kuantum mekaniksel sıra değiştirme bağıntıları, öğrencilerin kuantum mekaniğini anlamaları açısından büyük bir öneme sahiptir. Lisans programlarında genellikle teorik olarak verilen, modern fizik ve kuantum fiziği derslerinde kullanılan işlemci formalizmi, çoğu kez soyut olarak kalmakta ve öğrenciler tarafından yeterince anlaşılamamaktadır. Bu çalışma kapsamında, kuantum mekaniksel olguların geometrik optik araçları vasıtasıyla incelenebileceğinden yola çıkılarak sıra değiştirme bağıntılarının deneysel bir yöntem kullanılarak somutlaştırılması ve bu yolla daha kolay ve kalıcı öğrenmelerin sağlanması hedeflenmiştir. Deney içeriği ve matematiksel formalizm, çalışma içerisinde konuyla ilgili referans kitaplarla ilişkilendirilerek açıklanmıştır. Çalışma kapsamında kullanılan deney araçlarının kolay erişilebilir ve ekonomik olmalarına özen gösterilmiştir. Bu deneyin, kuantum fiziği içerikli derslerin verildiği başta fizik, fizik öğretmenliği ve fen bilgisi öğretmenliği programları olmak üzere, ilgili laboratuar uygulamalarında ve teorik dersleri destekleyen gösteri deneyi formatında kullanılabileceği düşünülmektedir

Synthesis and acetylcholinesterase enzyme inhibitory effects of some novel 4,5-Dihydro-1H-1,2,4-triazol-5-one derivatives; an in vitro and in silico study

In this study, a series of novel Schiff bases (4a-4h) containing 1,2,4-triazole structure were synthesized through a condensation reaction of 3-alkyl(aryl)-4-amino-4,5-dihydro-1H-1,2,4-triazol-5-ones with 3-(4-methylbenzenesulfonyloxy)-benzaldehyde. The structures of 3-alkyl(aryl)-4-[3-(4-methylsulfonyloxy)-benzylidenamino]-4,5-dihydro-1H-1,2,4-triazol-5-ones (4a-h) were determined through a range of spectroscopic techniques (FT-IR, H-1 NMR, C-13 NMR, and elemental analysis). In addition, enzyme inhibitory properties of the newly synthesized Schiff bases were determined against acetylcholinesterase (AChE). Their K-i values were calculated in the range of 0.70 +/- 0.07-8.65 +/- 5.6 mu M. Besides, their IC50 values were calculated in the range of 0.43-3.87 mu M. Finally, in silico molecular docking interactions of the compounds with AChE target enzyme (PDB ID:4EY7) were evaluated using Chimera and AutoDock Vina softwares. The lowest binding energy levels (-12.0 kcal/mol) of the compounds 4e and 4g with AChE target enzyme were verified the best binding affinities and molecular interactions. Communicated by Ramaswamy H. SarmaResearch Foundation of Kafkas University [2018-FM-18]The authors are grateful to the Research Foundation of Kafkas University for financial support under project 2018-FM-18

Antifungal consumption, indications and selection of antifungal drugs in paediatric tertiary hospitals in Turkey: Results from the first national point prevalence survey

Objectives: The aim of this point prevalence survey was to evaluate the consumption, indications and strategies of antifungal therapy in the paediatric population in Turkey

Antifungal consumption, indications and selection of antifungal drugs in paediatric tertiary hospitals in Turkey: Results from the first national point prevalence survey

WOS: 000452555000048PubMed ID: 30121343Objectives: The aim of this point prevalence survey was to evaluate the consumption, indications and strategies of antifungal therapy in the paediatric population in Turkey. Methods: A point prevalence study was performed at 25 hospitals. In addition to general data on paediatric units of the institutes, the generic name and indication of antifungal drugs, the presence of fungal isolation and susceptibility patterns, and the presence of galactomannan test and high-resolution computed tomography (HRCT) results were reviewed. Results: A total of 3338 hospitalised patients were evaluated. The number of antifungal drugs prescribed was 314 in 301 patients (9.0%). Antifungal drugs were mostly prescribed in paediatric haematology and oncology (PHO) units (35.2%), followed by neonatal ICUs (NICUs) (19.6%), paediatric services (18.3%), paediatric ICUs (PICUs) (14.6%) and haematopoietic stem cell transplantation (HSCT) units (7.3%). Antifungals were used for prophylaxis in 147 patients (48.8%) and for treatment in 154 patients (50.0%). The antifungal treatment strategy in 154 patients was empirical in 77 (50.0%), diagnostic-driven in 29 (18.8%) and targeted in 48 (31.2%). At the point of decision-making for diagnostic-driven antifungal therapy in 29 patients, HRCT had not been performed in 1 patient (3.4%) and galactomannan test results were not available in 12 patients (41.4%). Thirteen patients (8.4%) were receiving eight different antifungal combination therapies. Conclusion: The majority of antifungal drugs for treatment and prophylaxis were prescribed in PHO and HSCT units (42.5%), followed by ICUs. Thus, antifungal stewardship programmes should mainly focus on these patients within the availability of diagnostic tests of each hospital. (C) 2018 International Society for Chemotherapy of Infection and Cancer. Published by Elsevier Ltd. All rights reserved