Eğitim ve Bilim / Education and Science (E-Journal)
Not a member yet
    1537 research outputs found

    Farklı Ülkelerde Fen Eğitimi: Türkiye’de ve Farklı Bölgelerde Gözlenen Eğilimler Arasındaki Farklılıklar

    Get PDF
    This review aimed to understand how trends in science education have changed from 2000 to 2021 and how these patterns are studied in different regions. We investigated science education articles published in Web of Science (WoS) database and grouped them into five regions: North America, Europe, Australia, Asia, and South America & Africa. From 2000 to 2010, there were 2159 published articles, with North America accounting for 51% of these. From 2011 to 2021, the number of publications increased to 7186 articles, with North America accounting for 43% of the articles. From 2000 to 2010, Asia published fewer studies than Australia, but from 2011 to 2021, Asian countries published more. The top journal analysis revealed that local journals and technology related journals were instrumental in non-English speaking countries. The number of common keywords appearing in different regions increased concurrently with the number of studies. Conceptual change and scientific literacy appeared as frequently used keywords in four different regions from 2000 to 2010. On the other hand, teacher education, professional development, scientific literacy, argumentation and nature of science appeared as frequently used keywords in four different regions from 2011 to 2021. Scientific literacy was a common theme across different periods, and the emphasis on inquiry shifted to argumentation. While presenting the changing dynamics across different spans and our review also included evidence that scholars in different countries started to investigate similar ideas in different contexts from 2011 to 2021.Bu derleme çalışması, fen eğitimindeki eğilimlerin 2000'den 2021'e nasıl değiştiğini ve bu eğilimlerin farklı bölgelerde nasıl araştırıldığını belirlemeyi amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında Web of Science (WoS) veritabanında yayınlanan fen eğitimi makalelerini incelenmiştir ve yayın yapan ülkeler beş bölgeye ayrılmıştır: Kuzey Amerika, Avrupa, Avustralya, Asya ve Güney Amerika ve Afrika. 2000'den 2010'a kadar 2159 yayınlanmış makaleye ulaşılmıştır ve bu çalışmaların %51'i Kuzey Amerika’daki ülkelerde yayınlanmıştır. 2011'den 2021'e kadar yayın sayısı 7186 makaleye yükselmektedir ve makalelerin %43'ünü Kuzey Amerika ülkelerinin çalışmaları oluşturmaktadır. 2000'den 2010'a kadar Asya ülkelerinde, Avustralya'dan daha az çalışma yayınlandığı, ancak Asya ülkelerinin 2011-2021 yılları arasında daha fazla makale yayınladığı tespit edilmiştir. En çok yayın yapılan dergi analizi, yerel dergilerin ve teknoloji ile ilgili dergilerin ana dili İngilizce olmayan ülkelerdeki araştırmacılar tarafından sık tercih edilen dergiler olduğunu ortaya çıkarmıştır. Farklı bölgelerde ortaya çıkan ortak anahtar kelimelerin sayısının, çalışma sayısıyla eş zamanlı olarak arttığı görülmektedir. 2000'den 2010'a kadar dört farklı bölgede kavramsal değişimin ve fen okur yazarlığının en sık kullanılan anahtar kelimeler olarak ortaya çıkmıştır. Diğer yandan, öğretmen eğitimi, hizmet içi eğitim, fen okuryazarlığı, argümantasyon ve bilimin doğası anahtar kelimeleri, 2011'den 2021'e kadar olan zaman aralığında dört bölgede yüksek frekanslı anahtar kelimeler olarak bulunmuştur. Fen okuryazarlığı, her iki zaman aralığında da ortak bir eğilim olarak ortaya çıkarken, kavramsal değişime yapılan vurgu daha sonraki dönemde argümantasyona ve bilimin doğasına yönelmiştir. Bu derleme, iki farklı zaman aralığında değişen dinamikleri ortaya koyarken, farklı ülkelerdeki akademisyenlerin 2011'den 2021'e kadar farklı bölgelerde benzer fikirleri araştırdıklarına yönelik bulgular da sunmaktadır

    Farklı Uyruklardan Öğrencilerin Uyum Sınıfında Bireysel ve Kültürel Farklılıklardan Kaynaklanan Sorunları Hakkındaki Öğretmen Görüşleri

    Get PDF
    Various problems experienced by children of foreign families who immigrated to Turkey from different countries for various reasons have been frequently discussed in learning environments recently. Among these, primary problems such as individual differences, cultural differences and language problems at school come to the fore. PICTES (Supporting the Integration of Syrian Children into the Turkish Education System) project (2016-present) is jointly carried out by UNICEF and the Ministry of National Education to integrate Syrian students under temporary protection living in Turkey into the Turkish education system. This research aims to examine teachers' views on the problems arising from the cultural differences of students from different nationalities in an adaptation class opened within the scope of the PICTES project. The participants of this research, in which a holistic single case design was used among the qualitative research methods, were determined by the criterion sampling method, one of the purposeful sampling methods. Research data were collected from an adaptation class in Afyonkarahisar. The descriptive analysis method was used to analyse the research data. According to the findings, teachers state that language difference is the main cultural difference in the adaptation class and that students are reluctant to learn Turkish. In addition, the participants state that there is a tendency among students to engage in aggression, lying, violence, and grouping according to their nationality, that they have problems adapting to school, and that their families avoided cooperation. As a result of the research, teachers need professional development in teaching foreign students, eliminating cultural differences and establishing cooperation with foreign families. It is also determined that students tend to speak in their native language because they do not need to speak Turkish in the adaptation class.Çeşitli nedenlerle farklı ülkelerden Türkiye'ye göç eden yabancı ailelerin çocuklarının yaşadıkları çeşitli sorunlar son zamanlarda öğrenme ortamlarında sıklıkla tartışılmaktadır. Bunlar arasında bireysel farlılıklar, kültürel farklılıklar ve okuldaki dil sorunları gibi birincil sorunlar daha çok öne çıkmaktadır. PICTES (Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi) projesi (2016-günümüz), Türkiye'de yaşayan Suriyeli geçici koruma kapsamındaki öğrencileri Türk eğitim sistemine entegre etmek için UNICEF ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ortaklaşa yürütülmektedir. Bu araştırma, PICTES projesi kapsamında açılmış bir uyum sınıfında yer alan farklı uyruklara mensup öğrencilerin kültürel farklılıklarından kaynaklanan sorunlara ilişkin öğretmen görüşlerini incelemeyi amaçlamaktadır. Nitel araştırma yöntemlerinden bütüncül tek durum deseni kullanılmış olan bu araştırmanın katılımcıları, amaçlı örnekleme yöntemlerinden biri olan ölçüt örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir. Araştırma verileri, Afyonkarahisar ilinde birleştirilmiş uyum sınıfına sahip bir ilkokuldan toplanmıştır. Araştırma verilerinin analizinde betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre öğretmenler uyum sınıfında dil farklılığının temel kültürel farklılık olduğunu ve öğrencilerin Türkçe öğrenmeye isteksiz olduklarını belirtmiştir. Ayrıca katılımcılar, öğrenciler arasında saldırganlık, yalan söyleme, şiddet, uyruklarına göre gruplaşma eğiliminin olduğunu, okula uyum sorunlarının yaşandığı ve ailelerin işbirliğinden kaçındıklarını belirtmiştir. Araştırma sonucunda öğretmenlerin yabancı uyruklu öğrencilere eğitim vermede, kültürel farklılıkları gidermede ve yabancı ailelerle işbirliği kurmada mesleki gelişime ihtiyaçlarının olduğu görülmüştür. Ayrıca öğrencilerin uyum sınıfında Türkçe konuşma ihtiyacı hissetmedikleri için ana dillerinde konuşma eğiliminde oldukları belirlenmiştir

    Oryantiring Uygulamalarının 6. Sınıf Öğrencilerinin Akademik Başarı ve Harita Okuryazarlık Düzeylerine Etkisi

    Get PDF
    This study aimed to examine the effects of orienteering practices on the sixth-grade students' academic achievement and map literacy in social studies. As one of the mixed-method designs, this study adopted an experimental (intervention) design, which provides a means of integrating the qualitative approach into an experimental process. Fifty-three sixth-grade students from a secondary school in the eastern region of Turkey comprised the study sample. The study included an experimental group (n= 26) and a control group (n= 27). In the experimental group, the "People, Places, and Environments" unit was taught using orienteering techniques, whereas, in the control group, standard curriculum-based instruction was conveyed. The quantitative data were collected through the Academic Achievement Test (AAT) and Map Literacy Test (MLT), while a semi-structured interview protocol was used to gather the qualitative data. The experimental and control groups were administered the AAT and MLT as pre- and post-tests, and the SPSS 22.0 program was used for the analysis. The students' opinions in the experimental group regarding the orienteering practices were taken through a semi-structured interview protocol. The data obtained from these interviews were subjected to content analysis. The results show no statistically significant difference between the experimental and control groups on the pre-test regarding academic achievement and map literacy levels; however, there was a substantial difference in favor of the experimental group on the post-test. Additionally, the analysis of qualitative data showed that all of the stuBu çalışmanın amacı, sosyal bilgiler öğretiminde kullanılan oryantiring uygulamalarının öğrencilerin akademik başarı ve harita okuryazarlık düzeylerine etkisini belirlemektir. Araştırma, deneysel bir sürecin içine nitel yaklaşımın gömüldüğü karma araştırma yöntem desenlerinden biri olan, deneysel (müdahale) desene dayalı olarak yürütülmüştür. Araştırmanın örneklem grubunu, Erzurum ili Pasinler ilçesinde bulunan bir ortaokulda öğrenim gören 6. sınıftaki 53 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada bir deney grubu (n= 26), bir de kontrol grubu (n= 27) yer almaktadır. Deney grubunda “İnsanlar, Yerler ve Çevreler” öğrenme alanında yer alan konuların öğretimde oryantiring uygulamaları kullanılırken; kontrol grubunda ise öğretim süreci, mevcut programa dayalı olarak yürütülmüştür. Araştırmada nicel veriler, Akademik Başarı Testi (ABT) ve Harita Okuryazarlık Testi (HOT), nitel veriler ise yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığı ile toplanmıştır. ABT ve HOT deney ve kontrol grubuna ön test ve son test olarak uygulanmış ve analizleri SPSS 22.0 paket programı ile yapılmıştır. Deney grubunda yer alan öğrencilerin oryantiring uygulamaları ile ilgili görüşleri yarı yapılandırılmış görüşme formu ile alınmıştır. Görüşme formundan elde edilen veriler içerik analizi yöntemi ile yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda deney ve kontrol grubu arasında, akademik başarı ve harita okuryazarlık düzeyleri açısından ön testte istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olmadığı, son testte ise deney grubu lehine anlamlı bir farkın olduğu tespit edilmiştir. Deney grubu ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşme sonucunda, öğrencilerin tamamının oryantiring uygulamaları ile ilgili olumlu düşünceler geliştirdiği görülmüştür

    Anahtar Kelime Oyunlarının İlkokul 4. Sınıf Öğrencilerinin Okuduğunu Anlama ve Akıcı Okuma Becerileri Üzerindeki Etkisi

    Get PDF
    The objective of this study is to establish whether the Keyword Games (KWG) created by the researcher using the keywords in the texts affect the students' reading comprehension and fluent reading skills. In the research, in which the experimental method, one of the quantitative research methods, was utilized; a quasi-experimental design with pre-test post-test control group has been used. The study group of the research, which has been conducted in one of the central districts of Van province in the fall semester of the 2021-2022 academic year, consists of 50 students attending 4th grade in two different primary schools in the same district. In order to obtain the research data, 'Running Records', 'Reading Comprehension Questionnaire' and 'Multidimensional Fluency Scale' have been utilized. As a result of the research, a significant difference has been obtained in favor of the experimental group in terms of students' reading comprehension levels. In the sense of fluent reading skills, a significant difference was obtained in favor of the experimental group in terms of correct reading and prosodic reading levels, no significant difference was obtained in terms of reading speeds as well. It was concluded that the students in the experimental group, who were taught vocabulary using Keyword Games (KWG), had higher reading comprehension and fluent reading levels than the students in the control group, who were taught vocabulary in accordance with the current Turkish lesson curriculum (2019).Bu araştırmanın amacı; öğrencilerin okuduğunu anlama ve akıcı okuma becerilerini, metinlerde yer alan anahtar kelimeler kullanılarak araştırmacı tarafından oluşturulan Anahtar Kelime Oyunlarının (AKO) etkileyip etkilemediğini belirlemektir. Nicel araştırma yöntemlerinden deneysel yöntemin kullanıldığı araştırmada, ön test son test kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. 2021-2022 eğitim ve öğretim yılının güz döneminde Van ilinin merkez ilçelerinin birinde gerçekleştirilen araştırmanın çalışma grubunu, aynı ilçede bulunan iki farklı ilkokulda 4. sınıfa devam eden 50 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma verilerinin elde edilmesinde ‘Yanlış Analizi Envanteri’, ‘Okuduğunu Anlama Soru Ölçeği’ ve ‘Çok Boyutlu Akıcılık Ölçeği’ kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, öğrencilerin okuduğunu anlama düzeyleri açısından bakıldığında deney grubu lehine anlamlı bir farklılık elde edilmiştir. Akıcı okuma becerileri açısından bakıldığında ise öğrencilerin doğru okuma ve prozodik okuma düzeyleri açısından deney grubu lehine anlamlı bir farklılık elde edilirken; okuma hızları açısından anlamlı bir farklılık elde edilmemiştir. Anahtar Kelime Oyunları (AKO) kullanılarak kelime öğretimi yapılan deney grubu öğrencilerinin; mevcut Türkçe dersi öğretim programına (2019) bağlı olarak kelime öğretimi yapılan kontrol grubunda yer alan öğrencilere göre okuduğunu anlama ve akıcı okuma düzeylerinin daha yüksek olduğu sonucu elde edilmiştir

    Ergenlerde Akademik Stresle Uyku Kalitesi Arasındaki İlişki: Okul Tükenmişliğinin ve Depresyonun Aracı Rolü

    Get PDF
    This study examines the mediating role of school burnout and depression in the relationship between academic stress and sleep quality. The participant group of the study consists of 353 adolescents between the ages of 13-18 who are continuing their high school education (185 girls and 158 boys). The study data were collected using the Academic-Based Stress Inventory, Sleep Quality Scale, School Burnout Scale, and Kutcher Adolescent Depression Scale. Correlation analysis, confirmatory factor analysis (CFA), and structural equation modeling (SEM) were used to analyze the data. The results from testing the model have confirmed the tested mediation model. The study has found academic stress, depression, and school burnout to have direct effects on sleep quality, with academic stress also having an indirect effect on sleep quality through school burnout and depression within the scope of a model. The study also discusses the results in line with the obtained findings and makes suggestions for the literature.Bu araştırmada akademik stresle uyku kalitesi arasındaki ilişkide okul tükenmişliğinin ve depresyonun aracı rolü olup olmadığı incelenmiştir. Araştırmanın katılımcı grubu lise eğitimine devam eden ve yaşları 13 ile 18 arasında değişmekte olan 185’i kız ve 158’si erkek olmak üzere toplam 353 ergen bireyden oluşmaktadır. Araştırmanın verileri akademik temelli stres envanteri, uyku kalitesi ölçeği, okul tükenmişliği ölçeği ve Kutcher ergen depresyonu ölçeği ile toplanmıştır. Araştırmanın verilerinin analizinde korelasyon analizi, doğrulayıcı faktör analizi (DFA) ve yapısal eşitlik modeli analizi kullanılmıştır. Model testi sonucunda test edilen aracılık modelinin doğrulandığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda, akademik stresin, depresyonun ve okul tükenmişliğinin uyku kalitesi üzerindeki doğrudan etkilerinin yanında, akademik stresin de bir model kapsamında okul tükenmişliği ve depresyon yoluyla dolaylı etkisinin olduğu bulgusu elde edilmiştir. Araştırmada ulaşılan bulgular ışığında sonuçlar tartışılmış ve alanyazın için önerilerde bulunulmuştur

    Öğrenme Yaklaşımları Bağlamında 2005 ve 2018 Hayat Bilgisi Ders Kitaplarının İncelenmesi: Sınıf Öğretmenleri Değişimi Nasıl Yorumluyor?

    Get PDF
    The purpose of the current study is to unveil classroom students’ perceptions towards the textbooks prepared in reference to the 2005 and 2018 Life Studies Curricula and to reveal the impact of these textbooks on the teachers’ preparation for the lesson and teaching- learning processes. To this end, the study consists of 15 classroom teachers, 7 of whom are female and 8 of whom are male working in the province of Gaziantep. The study was carried out as a case study model and the research data were collected through document analysis, questionnaire, and semi- structured interviews. In the analysis of the data, the content analysis method was used. In the light of the findings obtained, the codes were created based on the transcripts. The similar codes were grouped together within the framework of certain themes. The findings have revealed that the participants are of various perceptions and understandings regarding both textbooks under the themes of the representation of written information, visuals and their functions, activities and their qualities and teaching- learning process. It was indicated that classroom teachers who preferred 2005 textbook developed in-class processes in accordance with the principles of the constructivist approach; however, those who preferred 2018 textbook were found to have developed certain processes in compliance to constructivist approach and behaviourist learning theory. It was determined that teachers had a perception that there were traces of both learning theories related to 2018 textbook and developed in-class processes there away. Furthermore, it was concluded that teachers were in the orbit of the textbooks presented to them and attempted to generate a learning experience in accordance with the approach that the books were based on in the preparation and in-class processes. In this regard, it can be said that textbooks have a significant impact concerning teachers’ perceptions on the roles attributed to teachers and students during in-class processes.Bu araştırmada, sınıf öğretmenlerinin 2005 ve 2018 Hayat Bilgisi Öğretim Programlarına göre hazırlanmış ders kitaplarının öğrenme yaklaşımına yönelik algılarını ve bu ders kitaplarının öğretmenlerin derse hazırlık ve öğretme-öğrenme sürecine olan etkisini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu kapsamda, araştırma, Gaziantep ilinde yer alan 7’si kadın, 8’i erkek toplam 15 sınıf öğretmeni ile yürütülmüştür. Durum çalışması deseninde yürütülen araştırmanın veri toplama aşamasında doküman incelemesi, anket formu ve yarı yapılandırılmış görüşmelerden faydalanılmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Ulaşılan veriler ışığında, oluşturulan transkriptler üzerinden kodlara ulaşılmıştır. Devamında birbiriyle ilişkili kodlar bir araya getirilerek belirli temalar altında birleştirilmiştir. Araştırma bulgularına göre katılımcıların yazılı bilginin sunumu, görseller ve işlevi, etkinlikler ve niteliği ve öğretme-öğrenme süreci temalarında her iki kitaba yönelik farklı algı ve anlayışa sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Sınıf öğretmenlerinden ders kitabı olarak 2005 ders kitabını tercih edenlerin yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının ilkelerine uygun sınıf içi süreçler geliştirdikleri; 2018 ders kitabını tercih edenlerin ise kısmen yapılandırmacı kısmense davranışçı öğrenme kuramının ilkelerine uygun süreçler geliştirdikleri belirlenmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin 2018 ders kitabına ilişkin her iki öğrenme kuramının da izlerinin olduğuna yönelik bir algıya sahip oldukları ve bu yönde sınıf içi süreçler geliştirdikleri belirlenmiştir. Ayrıca öğretmenlerin kendilerine sunulan ders kitaplarının yörüngesinde kalarak derse hazırlık ve sınıf içi süreçlerde o kitabın temele aldığı yaklaşıma uygun öğrenme deneyimi oluşturma çabasına girdikleri sonucuna varılmıştır. Bu bağlamda, öğretmenlerin sınıf içi süreçlerinde öğretmen ve öğrencilere atfettikleri rollere yönelik algılarında ders kitaplarının önemli bir etkisinin olduğu söylenebilir

    Meta-Değerlendirme Rubriğinin Geliştirilmesi ve Hizmet Öncesi Öğretmen Eğitimi Programlarının Meta-Değerlendirilmesi

    Get PDF
    In this study, evaluation research in initial teacher education programs were evaluated with a rubric developed in line with Joint Committee Standards (Yarbrough, Shulha, Hopson, & Caruthers, 2011) This meta-evaluation study consisted of two phases. In the first phase, a rubric was developed to assess the evaluation reports based on program evaluation standards. In the second phase, theses and articles selected with certain criteria were analyzed based on the meta-evaluation rubric. Adopting the empirical reevaluation of multiple data sets about the same program model, the data were analyzed with the descriptive analysis method. According to the results, the selected research mostly met accuracy standard whilst feasibility and propriety standards were limitedly met. It was concluded that program evaluation research in the Turkish context needed to be improved by further considering program evaluation standards.Bu çalışmada, öğretmen eğitimi programlarına yönelik değerlendirme araştırmaları Ortak Komite Standartları (Yarbrough, Shulha, Hopson ve Caruthers, 2011) doğrultusunda geliştirilen bir rubrik ile değerlendirilmiştir. Bu meta-değerlendirme çalışması iki aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada, değerlendirme raporlarını program değerlendirme standartlarına göre değerlendirmek için bir rubrik geliştirilmiştir. İkinci aşamada, belirli ölçütlere göre seçilen tezler ve makaleler geliştirilen meta-değerlendirme rubriğine göre analiz edilmiştir. Aynı program modeline ilişkin birden fazla veri setinin ampirik olarak yeniden değerlendirilmesi benimsenerek, veriler betimsel analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Sonuçlara göre, seçilen araştırmalar doğruluk standardını çoğunlukla karşılarken, uygulanabilirlik ve uygunluk standartlarını sınırlı düzeyde karşılamıştır. Türkiye bağlamında yürütülen program değerlendirme araştırmalarının, program değerlendirme standartlarını daha etkili şekilde dikkate alarak geliştirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır

    Gelişimsel Yetersizliği Olan Öğrencileri Bağımsız Yaşama Geçişe Hazırlamada Öğretmenlere Yönelik Tasarlanan Eğitim Programının Etkililiği

    Get PDF
    The present study aims to determine the efficacy of the curriculum designed for students with developmental disabilities (SDDs) for their transition to independent life and to analyze the effectiveness of the curriculum designed based on the determined requirements. The study participants included 44 teachers who instructed SDDs and 13 of these students’ parents, who attended third-tier private education institutions. The study included three stages and was designed as an exploratory sequential mixed-method research. In the first stage, observation, interview, and document analysis methods were employed to determine teacher requirements. Based on the collected data, teacher requirements were determined as follows: (a) personal traits of the individuals with developmental disabilities; (b) independent living skills; (c) transition; (d) behavior management; (e) error-free instruction methods; (f) video modeling; (g) direct instruction; (h) social stories; (i) material design; (j) an individualized education program; and (k) parental training. The TABA model was employed in the design of the curriculum, which included the abovementioned requirements. Based on the curriculum content, a knowledge test that included 35 multiple-choice questions was developed. In the second stage of the study, the knowledge test was applied to the teachers before (pre-test) and after (post-test) the implementation of the curriculum. The comparison of the pre-test and post-test data demonstrated a significant increase in the knowledge level of the teachers. In the third stage, an open-ended questionnaire was used to determine the views and recommendations of the teachers about the program. It could be suggested that teacher views about the curriculum were generally positive. A total of 15 teachers stated that they acquired new knowledge and skills during the program, and nine teachers stated that they revised prior knowledge.Bu araştırmada gelişimsel yetersizliği olan (GYO) öğrencilerin bağımsız yaşama geçişlerinde öğretmenlerine yönelik tasarlanan eğitim programının etkililiğinin belirlenmesi ve belirlenen gereksinimler doğrultusunda tasarlanan eğitim programının etkililiğinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın katılımcıları III. kademe özel eğitim okullarına devam eden GYO öğrencilerle çalışan 44 öğretmen ve GYO öğrencilerin 13 aile üyesidir. Üç aşamadan oluşan araştırma keşfedici sıralı karma yöntem araştırması olarak desenlenmiştir. Araştırmanın birinci aşamasında öğretmenlerin gereksinimlerinin belirlenmesi amacıyla gözlem, görüşme ve belge incelemesine yer verilmiştir. Toplanan verilerin ışığında öğretmenlerin gereksinimlerinin (a) gelişimsel yetersizliği olan bireylerin özellikleri, (b) bağımsız yaşam becerileri, (c) geçiş, (d) davranış yönetimi, (e) yanlışsız öğretim yöntemleri, (f) video modelle öğretim, (g) doğrudan öğretim, (h) sosyal öyküler, (i) materyal tasarımı, (j) bireyselleştirilmiş eğitim programı (BEP) ve (k) aile eğitimi konuları olduğu görülmüştür. Sözü edilen konuları içeren eğitim programının tasarlanması sürecinde Taba modelinden yararlanılmıştır. Eğitim programının içeriği doğrultusunda 35 sorudan oluşan çoktan seçmeli sorulardan ibaret bir bilgi testi hazırlanmıştır. Araştırmanın ikinci aşamasında, eğitim programının uygulanması öncesinde (ön-test) ve sonrasında (son-test) öğretmenlere bilgi testi uygulanmıştır. Ön-test ve son-testten elde edilen veriler karşılaştırıldığında öğretmenlerin bilgi düzeylerinde anlamlı bir artış olduğu görülmüştür. Üçüncü aşamada öğretmenlerin program hakkındaki görüş ve önerilerinin belirlenmesi amacıyla açık uçlu soru formu uygulanmıştır. Öğretmenlerin eğitim programı hakkındaki görüşlerinin genel olarak olumlu olduğu söylenebilir. Öğretmenlerden 15’i eğitim programı sayesinde yeni bilgi ve beceriler kazandıklarını, dokuzu da var olan bilgilerini tazelediklerini söylemişlerdir

    7. Sınıf Öğrencilerinin Enerji Dönüşümleri İle İlgili Model Tabanlı Açıklamalarının Tasarım Odaklı Düşünme Aracılığıyla Desteklenmesi

    Get PDF
    Learning environments should give opportunities for students to learn the topic of energy transformations that include interdisciplinary, and difficult to understand concepts meaningfully. For this purpose, design thinking, an innovative approach, was employed in the present study. In this context, a module based on design thinking on energy transformations was developed and implemented to 7th-grade students. In addition, the development of students' model-based explanations on the topic of energy transformations was examined. In the study designed as a design-based empirical research, pre- and post-model-based explanations created by students were used as data collection tools. Two rubrics were developed for components and sequences as elements of model-based explanations, benefiting from expert opinions for data analysis. As a result of the implementation of design thinking, it was revealed that the level of the components that the students used in relation to the concepts falling under energy transformations and of the sequences they established, in short, their model-based explanations improved. The current study contributes to the literature by providing information on how the design thinking approach supports the development of middle school students' model-based explanations about energy transformations.Öğrenme ortamları, öğrencilerin disiplinler arası ve anlaşılması zor kavramları içeren enerji dönüşümleri konusunu anlamlı bir şekilde öğrenmelerine olanak sağlamalıdır. Bu amaçla, bu çalışmada yenilikçi bir yaklaşım olan tasarım odaklı düşünme (design thinking) kullanılmıştır. Bu bağlamda, enerji dönüşümleri konusu ile ilgili tasarım odaklı düşünme temelli bir modül geliştirilmiş ve 7. sınıf öğrencilerine uygulanmıştır. Ayrıca öğrencilerin enerji dönüşümleri konusuna ilişkin model tabanlı açıklamalarının gelişimi incelenmiştir. Tasarım temelli ampirik bir araştırma (design-based empirical research) olarak dizayn edilen çalışmada, veri toplama aracı olarak öğrenciler tarafından oluşturulan ön ve son model tabanlı açıklamalar kullanılmıştır. Veri analizi için uzman görüşlerinden yararlanılarak, model tabanlı açıklamaların öğeleri olan bileşenler (components) ve bağlantılar (sequences) için iki ayrı rubrik geliştirilmiştir. Tasarım odaklı düşünmenin uygulanması sonucunda, öğrencilerin enerji dönüşümleri kapsamına giren kavramlara ilişkin kullandıkları bileşenlerin ve kurdukları bağlantıların düzeylerinin, kısacası model tabanlı açıklamalarının geliştiği ortaya çıkmıştır. Bu çalışma, tasarım odaklı düşünme yaklaşımının ortaokul öğrencilerinin enerji dönüşümleri ile ilgili model tabanlı açıklamalarının gelişimini nasıl desteklediği hakkında bilgi sağlayarak literatüre katkı sunmaktadır

    Çocuğun Öz-Düzenleme Gelişimi: Okul Öncesi Eğitim Süresi ve Öğretmenlerin Öz-Düzenleme Düzeyi Bağlamında İncelenmesi

    Get PDF
    This study was conducted to examine the self-regulation of teachers working in preschool education institutions, their practices to support self-regulated learning, and the relationship between preschool education status and children's self-regulation skills. The sample of this study, in which the relational survey model, one of the quantitative research methods, was used, consisted of 316 teachers and 213 children working in primary school preschool classes and independent kindergartens affiliated with the Ministry of National Education in Mersin province. The demographic information of the participants was collected through the Demographic Information Form prepared by the researcher. Teachers' self-regulation was assessed with the "Self-Regulation Scale", while the practices they used to support self-regulated learning were assessed with the "Scale for Evaluating Preschool Teachers' Practices to Support Self-Regulated Learning" (SC-SRLS). Children's self-regulation skills were assessed with the "Preschool Self-Regulation Scale" (PSRS), which requires face-to-face practice with each child. As a result of the study, it was found that children's self-regulation skills differed significantly in favor of children older than 68 months. In addition, it was determined that children's self-regulation and emotion regulation differed in favor of girls according to gender. In the study, the self-regulation skills of children with more than one year of preschool education were significantly higher than those of children with less preschool education. As a result of the study, it was determined that there was a positive and significant relationship between teachers' self-regulation and classroom practices to support self-regulated learning. In addition, there was a positive and significant relationship between teachers' self-regulation and the practices they used to support self-regulated learning and children's self-regulation skills.Bu araştırma, okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin öz-düzenlemelerinin, öz-düzenlemeli öğrenmeyi desteklemeye yönelik uygulamalarını ve okul öncesi eğitim alma durumunun çocukların öz-düzenleme becerileri ile ilişkisini incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modelinin kullanıldığı bu araştırmanın örneklemini Mersin ili genelinde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilköğretim okul öncesi sınıfı ve bağımsız anaokullarında çalışmakta olan 316 öğretmen ve 213 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada katılımcılara ait demografik bilgiler araştırmacı tarafından hazırlanan Demografik Bilgi Formu aracılığıyla toplanmıştır. Öğretmenlerin öz-düzenlemeleri “Öz-Düzenleme Ölçeği” ile değerlendirilirken, öz-düzenlemeli öğrenmeyi desteklemek için kullandıkları uygulamaları ise “Okul Öncesi Öğretmenlerinin Öz-Düzenlemeli Öğrenmeyi Desteklemek İçin Uygulamalarını Değerlendirme Ölçeği” (Ö-ÖDÖ) ile değerlendirilmiştir. Çocukların öz-düzenleme becerileri ise her bir çocukla yüz yüze uygulama yapmayı gerektiren “Okul Öncesi Öz-Düzenleme Ölçeği” (OÖDÖ) ile değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda, çocukların öz-düzenleme becerilerinin 68 aydan büyük çocuklar lehine anlamlı olarak farklılaştığı görülmüştür. Ayrıca çocukların öz-düzenlemelerinin ve duygu düzenlemelerinin cinsiyete göre kız çocuklar lehine farklılaştığı tespit edilmiştir. Araştırmada bir yıldan fazla okul öncesi eğitim almış çocukların öz-düzenleme becerileri daha az okul öncesi eğitim alan çocuklara kıyasla anlamlı olarak daha yüksektir. Araştırma sonucunda, öğretmenlerin öz-düzenlemeleri ve öz-düzenlemeli öğrenmeyi desteklemeye yönelik sınıf içi uygulamaları arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Ayrıca öğretmenlerin öz-düzenlemeleri ve öz-düzenlemeli öğrenmeyi desteklemek için kullandıkları uygulamaları ile çocukların öz-düzenleme becerileri arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki olduğu da görülmüştür

    1,451

    full texts

    1,537

    metadata records
    Updated in last 30 days.
    Eğitim ve Bilim / Education and Science (E-Journal) is based in Türkiye
    Access Repository Dashboard
    Do you manage Open Research Online? Become a CORE Member to access insider analytics, issue reports and manage access to outputs from your repository in the CORE Repository Dashboard! 👇