65 research outputs found

    Antiangiogenic therapy in ovarian cancer – for whom and when?

    Get PDF
    Tumor angiogenesis appears to be an important process in epithelial ovarian cancer development. Bevacizumab is a monoclonal antibody that can neutralize vascular endothelial growth factor, a promoter of the initiation phase of angiogenesis. First-line chemotherapy in combination with bevacizumab followed by maintenance bevacizumab demonstrated efficacy over chemotherapy alone in two phase III trials (Gynecologic Oncology Group, GOG 218 and ICON7); however, absolute progression-free survival benefit remains modest, with no demonstrated impact on overall survival. The addition of molecularly targeted agents to the treatment of women with recurrent and platinum-sensitive disease has been recently reported in the OCEANS study, which evaluated the benefit of adding bevacizumab to carboplatin and gemcitabine in women with platinum-sensitive recurrent disease. Bevacizumab-based therapy also extended progressionfree survival from 8 to 12 months. However, overall survival was not different between the two arms. In the Gynecologic Oncology Group 213 (GOG 213) trial, women with platinum-sensitive recurrent epithelial ovarian cancer were randomly assigned to medical treatment (carboplatin plus paclitaxel with or without bevacizumab). A significant improvement in progression-free survival (14 versus 10 months, respectively) was observed. A trend towards a significant improvement in overall survival, which was not statistically significant, was reported. In November 14, 2014, based on AURELIA findings, the Food and Drug Administration approved bevacizumab in combination with paclitaxel, pegylated liposomal doxorubicin, or topotecan, for the treatment of patients with platinum-resistant recurrent epithelial ovarian cancer. Ovarian cancer is a primary cancer against which these new agents are being tested. This review will describe the role of angiogenesis inhibitors in epithelial ovarian cancer

    Safra kesesinin intravasküler diffüz büyük hücreli lenfoması

    Get PDF
    Intravascular large B-cell lymphoma (IVLBCL) is a rare type of extranodal B-cell lymphoma characterized by the growth of lymphoma cells within the lumina of small vessels. Two major patterns of clinical presentation have been recognized: the first is in European countries, with brain and skin involvement, and the second in Asian countries, where patients typically present with multiorgan failure, hepatosplenomegaly, pancytopenia, and hemophagocytic syndrome [1,2,3,4,5]. Primary IVLBCL of the gallbladder is exceedingly rare

    Production of Bovine Colostrum for Human Consumption to Improve Health

    Get PDF
    Colostrum contains all essential nutrients for the neonate during the first days of life, with impacts that continue far beyond these first days. Bovine colostrum has been used for human consumption due to the high concentrations of bioactive proteins, vitamins, minerals, growth factors, as well as free and conjugated oligosaccharides. Processes involved in the preparation of bovine colostrum for human consumption play a pivotal role in preserving and maintaining the activity of the bioactive molecules. As bovine colostrum is a multifunctional food that offers a myriad of benefits for human health, assessing the main processes used in preparing it with both advantages and disadvantages is a crucial point to discuss. We discuss major processes effects for colostrum production on the nutritional value, some advanced technologies to preserve processed bovine colostrum and the endproduct forms consumed by humans whether as dairy products or dietary supplements

    Okul yöneticileri ve öğretmenlerin tükenmişlik algıları

    No full text
    Bu çalışmada Denizli metropol ilçelerinde görev yapmakta olan okul yöneticileri ile öğretmenlerin tükenmişlik algı düzeyleri ve bunun faklı değişkenlere göre değişiklik gösterip/göstermediği araştırılmıştır. Araştırmada “tarama modeli” kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini 2020–2021 Eğitim-Öğretim yılı Denizli ili metropol ilçeleri Merkezefendi ve Pamukkale ilçesinde görev yapan okul yöneticileri ile öğretmenler oluşturmaktadır. “Tesadüfi örnekleme” yöntemiyle 313 okul yöneticisi ve öğretmene ulaşılarak veriler toplanmıştır.Okul müdürleri ve öğretmenlerin tükenmişlik düzeyleri en yüksek olan maddenin “Yolun sonuna geldiğimi hissediyorum.” Maddesi ile “Öğrencilerle aramda rahat bir hava yaratıyorum.” maddesine “Çoğu zaman” düzeyinde katılım gösterildiği görülürken en az katılımın “işimin beni kısıtladığım biliyorum.” maddesine “Hiçbir zaman” şeklinde olduğu görülmüştür. Alt boyutlara katılım düzeyinin ise Duygusal Tükenme ve Duyarsızlaşma alt boyutlarına katılım düzeyine “Çok nadir” düzeyinde katılım gösterirken Kişisel Başarı alt boyutuna ve tükenmişlik algılarının genel olarak “Bazen” düzeyinde olduğu görülmüştür. Dolayısıyla okul yöneticileri ve öğretmenlerin zaman zaman tükenmişlik algıları yaşadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Okul yöneticileri ve öğretmenlerin tükenmişlik algılarının cinsiyete göre duygusal tükenme ve kişisel başarı alt boyutlarıyla genel olarak tükenmişlik algılarında anlamlı farklılık görülmez iken duyarsızlaşma alt boyutunda farklılık olduğu tespit edilmiştir. Yine yaşa göre duyarsızlaşma ve kişisel başarı alt boyutlarıyla genel manada farklılık göstermediği ancak duygusal tükenme alt boyutunda ise farklılık olduğu ve bu farklılığın 20-30 yaş aralığında olanlar ile 51-65 yaş aralığında olanlar arasında ve 31-40 yaş aralığında olanlarla ile 51-65 yaş aralığında olanlar arasında olduğu görülmüştür.Okul müdürleri ve öğretmenlerin tükenmişlik algılarının eğitim düzeyine göre duygusal tükenme, duyarsızlaşma, kişisel başarı alt boyutlarıyla genel olarak tükenmişlik algılarında anlamlı farklılık olmadığı eğitim düzeyinin lisans veya lisansüstü mezunu olmaya göre hem alt boyutlarda hem de tükenmişlik algılarında genel olarak herhangi bir farklılık yaratmadığı ve algılarının benzer şekilde olduğu tespit edilmiştir. Okul müdürleri ile öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerinin kıdeme göre duygusal tükenme alt boyutunda farklılık olduğu ancak duyarsızlaşma, kişisel başarı alt boyutlarıyla genel manada tükenmişlik algılarının farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Okul müdürleri ile öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerinin öğrenci sayısına göre duygusal tükenme alt boyutu ile genel tükenmişlik algılarının farklılık gösterdiği görülürken; duyarsızlaşma ve kişisel başarı alt boyutlarında ise tükenmişlik algılarının farklılık göstermediği görülmüştür. Yine okulun bulunduğu yerin sosyo-ekonomik düzeyine göre duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarı alt boyutlarıyla genel tükenmişlik algılarının anlamlı düzeyde farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Okul müdürleri ile öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerinin aldıkları ödül sayısına göre duygusal tükenme alt boyutunda farklılık gösterdiği görülürken diğer alt boyutlar duyarsızlaşma ve kişisel başarı alt boyutlarıyla tükenmişlik genel algılarında anlamlı farklılık görülmemiştir. Okul müdürleri ile öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerinde aldıkları ceza-disiplin suçu sayısına göre duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarı alt boyutlarıyla tükenmişlik genel algılarında anlamlı farklılık görülmemiştir. Okul müdürleri ile öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerinin çalıştıkları okullardaki öğretmen sayısına göre; duygusal tükenme alt boyutunda ve tükenmişlik genel algılarında anlamlı farklılık görülmüş ve bu farklılığın 41-50 kişilik okullarda çalışanlarla 61-70 kişilik okullarda çalışanlar arasında olduğu görülmüştür. Duyarsızlaşma ve kişisel başarı alt boyutlarında ise anlamlı farklılık görülmemiştir

    Anonim ortaklık genel kurul kararlarının iptalinde davacı sıfatı

    No full text
    ÖZET Anonim ortaklıkta genel kurul olağan ya da olağanüstü toplanır. Bu şekilde toplanan genel kurulda alınan kararlar tüm pay sahipleri bakımından geçerli olur. Anonim ortaklık genel kurul kararları hukuki işlem niteliğini haizdir. Bu sebeple kararların yokluğuna ilişkin TTK’da düzenleme bulunmasa dahi genel kurul kararları yokluk yaptırımına maruz kalabilir. Genel kurul kararlarının butlanı ve iptali ise TTK’ da özel olarak düzenlenmiştir. Öncelikle hangi durumlarda anonim ortaklık genel kurul kararlarının yokluğunun, butlanının söz konusu olduğu açıklanmaya çalışılmış, sonrasında ise hangi kararların iptal edilebilirlik yaptırımına tabi olacağı açıklanmıştır. Genel kurulda alınan kararların TTK m. 445’de belirtildiği üzere Kanuna, esas sözleşmeye, özellikle dürüstlük kuralına uygun olması gerekir. Aksi halde TTK m. 446’da belirtilen kişiler bu kararların iptali için dava açabilirler. TTK m. 446’da dava açabilecek kişiler olarak pay sahipleri, yönetim kurulu ve kararların yerine getirilmesi kişisel sorumluluğuna yol açacaksa her bir yönetim kurulu üyesi gösterilmiştir. Ayrıca SerPK’da SPK’ya da belirli koşullarda iptal davası açma yetkisi verilmiştir. Dolayısıyla bu belirtilen kişi ve kurumlar kanunda gerekli koşulları sağladıkları takdirde anonim ortaklık genel kurul kararları aleyhine iptal davası açabilirler. Kanun’da belirtilen bu kişiler haricinde kimlerin iptal davası açabileceği ise tartışma konusu olmuştur. Özellikle pay üzerinde intifa hakkı bulunması halinde intifa hakkı sahibinin mi yoksa pay sahibinin mi iptal davası açabileceği tartışması mevcuttur. Ya da payın devri halinde iptal davasını yeni pay sahibinin açıp açamayacağı, ya da açılan bir iptal davasına devam edip edemeyeceği tartışması bulunmaktadır. Tezde pay üzerinde rehin hakkı bulunması, hapis hakkı bulunması payın saklama ya da kullanım ödüncü sözleşmesine konu olması, payın haczedilmesi, pay sahibinin iflas etmesi vb. hallerde iptal davasının kimin tarafından açılabileceği açıklanmaya çalışılmıştır. Anonim ortaklık genel kurul kararlarının iptaline ilişkin verilmiş Yargıtay içtihatlarından da yararlanılarak, tezin, uygulama ile bağlantısı sağlanmaya çalışılmıştır. -------------------- Abstract In joint stock companies, a general assembly convenes in ordinary or extraordinary cases. The decisions reached at such assemblies are considered valid for all shareholders. As decisions by a general assembly of any joint stock company are legal actions by their nature, they may be deemed null, void or cancelled. Although no provision on the nullity of such decisions exists in the Turkish Commercial Code, the declaration of decisions by a general assembly as void and cancelled is regulated by the Turkish Commercial Code. This study firstly attempts to explain which situations can lead to the declaration of decisions by the general assembly as null or void, and secondly, discusses the decisions which may be subject to the sanction of cancellation. Common regulations on the cancellation of decisions by a general assembly are enshrined in Article 445 of the Turkish Commercial Code and its subsequent provisions. According to Article 445 of the Turkish Commercial Code, any decision by a general assembly shall comply with laws, articles of association, in particular with good faith. Otherwise, the persons listed in Article 446 of the Turkish Commercial Code can bring an action for the cancellation of these decisions. In accordance with Article 446 of the Turkish Commercial Code, the persons entitled to bring an action are shareholders, a general assembly and if the execution of decisions may yield their personal liability, each member of a general assembly. In addition, according to the Capital Markets Law No 6362, the Capital Markets Board is also authorized to file a claim in certain circumstances. Therefore, these persons and entities may file a claim against decisions by a general assembly of joint stock companies, provided that the requirements specified by law are met accordingly. However, there is still an argument over the persons granted a right to bring an action for cancellation, except those determined by law. Especially, in cases when the share is subject to the right of usufruct, it is unclear whether the owner of the right of usufruct or the shareholder is entitled to file a claim for cancellation. Furthermore, in cases of the assignment of shares, the new owner’s right to bring a claim for cancellation or resume the case of cancellation already initiated is a matter dispute. In this study, the persons entitled to bring an action for cancellation in cases when a share is subject to pledge or custody or the storage or loan contract or seizure or the bankruptcy of a shareholder or similar conditions are also discussed. The connection between this study and practice has been secured by the contribution of the case law of the Supreme Court of the Republic of Turkey in relation to the cancellation of decisions by a general assembly of joint stock companies

    Kokil kalıba alüminyum döküm proseslerinin iyileştirilmesi

    No full text
    Bu tez çalışmasında hegzagonal kristal kafes yapısına sahip bor nitrür bileşeni kullanılarak, kokil kalıba alüminyum gravite döküm ile imalat prosesinin iyileştirilmesi doğrultusunda çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Otomotiv sektörüne alüminyum motor parçaları ihraç eden Cevher Döküm Sanayii ile ortak yürütülen bu çalışmada, kokil kalıbın hegzagonal bor nitrür ile kaplanarak sık karşılaşılan döküm sorunlarının çözülmesi hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda; motorsiklet silindir kapağı, turbo gövde, su pompa gövdesi, kompresör gövde, benzinli otomotiv silindir kapağı vb farklı ürün grupları üzerinde, farklı döküm kusurlarına yönelik deneme dökümler gerçekleştirilip sonuçlar konvansiyonel yöntemlerle karşılaştırılmıştır. Profilometre ile yüzey karakteristikleri, radiyografik kontrol ile malzeme sağlığı, brinell sertlik ölçüm cihazı ile mekanik değer incelenmiştir. Metalografik incelemeler ile alüminyumun katılaşma hızına bağlı olarak dentrit kolları arasındaki mesafe karşılaştırılmış, uzun süreli denemeler ile kaplama ömrü tespit edilmiştir. Alüminyum gravite döküm prosesinde, hegzagonal bor nitrürün kokil kalıba kalıp kaplaması ve kum maça boyası olarak kullanılabilirliği incelenmiş, faydaları ve sınırlamaları ortaya konulmuştur

    Terapia antyangiogenna w raku jajnika – dla kogo ikiedy?

    No full text
    Tumor angiogenesis appears to be an important process in epithelial ovarian cancer development. Bevacizumab is a monoclonal antibody that can neutralize vascular endothelial growth factor, a promoter of the initiation phase of angiogenesis. First-line chemotherapy in combination with bevacizumab followed by maintenance bevacizumab demonstrated efficacy over chemotherapy alone in two phase III trials (Gynecologic Oncology Group, GOG 218 and ICON7); however, absolute progression-free survival benefit remains modest, with no demonstrated impact on overall survival. The addition of molecularly targeted agents to the treatment of women with recurrent and platinum-sensitive disease has been recently reported in the OCEANS study, which evaluated the benefit of adding bevacizumab to carboplatin and gemcitabine in women with platinum-sensitive recurrent disease. Bevacizumab-based therapy also extended progressionfree survival from 8 to 12 months. However, overall survival was not different between the two arms. In the Gynecologic Oncology Group 213 (GOG 213) trial, women with platinum-sensitive recurrent epithelial ovarian cancer were randomly assigned to medical treatment (carboplatin plus paclitaxel with or without bevacizumab). A significant improvement in progression-free survival (14 versus 10 months, respectively) was observed. A trend towards a significant improvement in overall survival, which was not statistically significant, was reported. In November 14, 2014, based on AURELIA findings, the Food and Drug Administration approved bevacizumab in combination with paclitaxel, pegylated liposomal doxorubicin, or topotecan, for the treatment of patients with platinum-resistant recurrent epithelial ovarian cancer. Ovarian cancer is a primary cancer against which these new agents are being tested. This review will describe the role of angiogenesis inhibitors in epithelial ovarian cancer.Angiogeneza nowotworowa wydaje się istotnym procesem w rozwoju raka jajnika. Bewacyzumab jest przeciwciałem monoklonalnym zdolnym do neutralizacji naczyniowo-śródbłonkowego czynnika wzrostu, promotora początkowej fazy angiogenezy. W dwóch badaniach klinicznych III fazy (Gynecologic Oncology Group – GOG 218 oraz ICON7) wykazano skuteczność chemioterapii pierwszego rzutu w skojarzeniu z bewacyzumabem i następowym leczeniem podtrzymującym bewacyzumabem w porównaniu z samą chemioterapią, jednak bezwzględne korzyści czasu wolnego bez progresji pozostają niewielkie, bez wpływu na przeżycie całkowite. W  badaniu OCEANS oceniono korzyści wynikające z  włączenia bewacyzumabu do terapii karboplatyną i gemcytabiną u kobiet z nawrotowym rakiem jajnika wrażliwym na platynę. Leczenie oparte na bewacyzumabie wydłużyło czas przeżycia bez progresji choroby z 8 do 12 miesięcy. Nie stwierdzono różnicy w odniesieniu do przeżycia całkowitego między dwiema grupami pacjentek. W badaniu klinicznym GOG 213 (Gynecologic Oncology Group 213) kobietom z nawrotowym rakiem jajnika wrażliwym na platynę losowo przypisywano rodzaj leczenia (karboplatynę plus paklitaksel z lub bez bewacyzumabu). Zaobserwowano istotną poprawę w zakresie przeżycia bez progresji choroby (odpowiednio 14 i 10 miesięcy). Odnotowano tendencję do poprawy w zakresie przeżycia ogólnego, jednak bez istotności statystycznej. W oparciu o wyniki badania AURELIA 14 listopada 2014 roku Agencja Żywności i Leków zatwierdziła bewacizumab w skojarzeniu z paklitakselem, pegylowaną liposomalną doksorubicyną lub topotekanem w leczeniu chorych z wrażliwym na platynę nawrotowym rakiem jajnika. Rak jajnika jest pierwszym nowotworem, wobec którego badane są te leki. W niniejszej pracy opisano rolę inhibitorów angiogenezy w nabłonkowym raku jajnika

    gamma-Fe2O3 magnetic nanoparticle functionalized with carboxylated multi walled carbon nanotube for magnetic solid phase extractions and determinations of Sudan dyes and Para Red in food samples

    No full text
    WOS: 000413291700070PubMed ID: 29037726Hybrid nanostructures composed of gamma-Fe2O3 (maghemite) and carboxylated-multi walled carbon nanotube (cMWCNT) were used for the magnetic solid phase extractions and determination of Sudan I, II, III, IV, Para Red, Sudan Black B and Sudan Red 7B in chili products. High performance liquid chromatography (HPLC) was employed for the measurements. Limit of quantification (LOQ) values were found in the range 0.44-2.82 ng mL(-1) for analytes. The best extraction parameters were determined as pH 8.0, 40 mg of magnetic nanoparticle, 4.0 min of contact time, 0.3 mL desorption by acetonitrile. The samples were dissolved in acetone-dichloromethane-methanol (3: 2: 1, v/v/v) and diluted with acetonitrile-methanol (v/v; 80: 20) before the method was applied. Concentrations of Sudan dyes and Para Red were determined in four samples of chili powder from less than LOQ to 31.21 +/- 1.6 ng g(-1), two samples of chili tomato sauces (lower than LOQ) and two samples of ketchup (lower than LOQ).Mardin Artuklu University [MAU-BAP-14-SHMYO-09]The present work was carried out under the financial support of Mardin Artuklu University (MAU-BAP-14-SHMYO-09)
    corecore