Gazi University Dspace
Not a member yet
26928 research outputs found
Sort by
Bıology Teachers' Vıews About Dıstance Educatıon In The Covıd-19 Pandemıa Process (Ankara-Sıncan Example
Covid-19 pandemi süreci tüm dünyayı etkilemiş ve yaşamın her alanında önlem amaçlı bir takım değişikliklere gidilmiştir. Bu bağlamda ülkemizde yüz yüze eğitime ara verilerek uzaktan eğitim uygulamaları yapılmaya başlanmıştır. Daha önce genellikle yükseköğretimde uygulanmakta olan uzaktan eğitim bu süreçte tüm eğitim kademelerinde yüz yüze eğitimin alternatifi olmuştur. Ancak örgün eğitim veren ilk ve orta dereceli okullarda ilk kez karşılaşılması nedeniyle uzaktan eğitimin öğretmen, öğrenciler ve veliler açısından farklı yansımaları olmuştur. Bu araştırmanın amacı Covid-19 pandemi sürecinde biyoloji öğretmenlerinin ev ve okul hayatlarındaki değişimin yansımalarını, uzaktan eğitim sürecine ilişkin görüşlerini ortaya koymaktır. Nitel bir araştırma olan bu çalışmada betimsel model kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Ankara’nın Sincan ilçesindeki resmi liselerde görev yapan öğretmenler, örneklemini ise rastgele örnekleme yöntemi ile belirlenen ve gönüllülük esasına göre katılan 10 biyoloji öğretmeni oluşturmuştur. Yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kapsamında önceden hazırlanan 12 açık uçlu soru çevrim içi ortamlarda öğretmenlere yöneltilmiştir. Sorulara verilen yanıtlar word ortamına aktarılarak satır satır okunup içerik analizi yöntemi ile değerlendirilmiştir. Ardından cevaplardan yola çıkılarak kod belirlemesi yapılmıştır. Araştırma sonucunda öğretmenlerin özellikle evde veli ve öğretmen
vi
rolünü üstlenmeleri ve ikisini bir arada yürütmenin zor olduğu, öğrenci katılımının teknik ekipman yetersizliği, devam zorunluluğunun olmaması ya da isteksizlik gibi nedenlerle çok az olduğu, kameraların kapalı olması nedeniyle öğrenciler ile etkileşim oluşturulamadığı ve bu nedenlerden ötürü öğretmenlerin performanslarından memnun olmadıkları tespit edilmiştir. Bunların yanı sıra öğrenciler ile sürekli iletişim halinde olmak ve görsel-işitsel materyal kullanımının artması uzaktan eğitimde karşılaşılan avantajlar olarak karşımıza çıkmıştır.The Covid-19 pandemic process has affected the whole world and a number of precautionary changes have been made in all areas of life. In this context, face-to-face education was suspended in our country and distance education practices were started. Distance education, which was previously applied only in higher education, has become an alternative to face-to-face education in primary and secondary schools in this process. However, since it was encountered for the first time, distance education had different reflections for teachers, students and parents. The purpose of this research is to present the reflections of the change in home and school life of biology teachers and their views on the distance education process during Covid-19 pandemic. Descriptive model was used in this qualitative study. The universe of the study was composed of teachers working in official high schools in Sincan district of Ankara and the study’s sample was composed of 10 biology teachers who were determined by random sampling method and participated on a voluntary basis. Within the scope of semi-structured interview technique, 12 open-ended questions prepared beforehand were directed to teachers in online environments. The answers given to the questions were typed to word document and evaluated by content analysis method by reading line by line. Then, based on the answers, code were determined. As a result of the research, it was
viii
determined that, it is difficult for teachers to undertake the role of parents and teachers at home and to carry out both together; student participation is very low due to lack of technical equipment, lack of attendance or unwillingness; it is not possible to interact with students due to the cameras being turned off, and for all these reasons teachers were not satisfied with their performances. On the other hand, staying in touch with students constantly and increasing the use of audio-visual materials are the advantages of distance education
Classıfıcatıon Of Encrypted Internet Traffıc Usıng Machıne Learnıng Approach
İnternet kullanım oranı dünya genelinde %62’inin üzerindedir ve bu oran günden güne
artmaktadır. Bu artış ile birlikte internet üzerinden akan trafikteki bilgilerin gizliliğini
sağlamak önem kazanmaktadır. Bunun için şifreleme algoritmaları ve protokoller
kullanılmaktadır. Kullanıcılar için faydalı olan bu durum saldırganlar tarafından gizlenmek
amaçlı da kullanılmaktadır. Saldırganlar şifrelenmiş trafik ile IDS/IPS ve antivirüs
sistemlerini atlatabilme yeteneği kazanmaktadırlar. Şifrelenmiş trafiğin deşifrelenmesi
işlemi yapılmadan içerik analizi yapılamadığı için mevcut ticari güvenlik çözümleri bu
durum karşısında yetersiz kalmaktadır. Bu çalışmada XGBoost, Karar Ağacı ve Rassal
Orman sınıflandırma algoritmaları kullanılarak şifrelenmiş paketler üzerinden giden-gelen
veriler analiz edilerek trafiğin sınıflandırılması amaçlanmıştır. Bu sayede deşifreleme
yapılmadan sadece akan trafik üzerinde gelen giden paketlerin boyut, süre gibi bazı meta
verileri kullanılarak sınıflandırılması ile ağ uzmanları ve siber güvenlik uzmanlarının ağ
üzerindeki analiz yetenekleri artırılarak siber saldırıların tespiti ve saldırılara karşı önlem
alınması mümkün olmaktadır. Bu çalışmada önerilen modelin test edilmesi için ISCX VPNnonVPN
veri seti kullanılmıştır. Oluşturulan yapı ile şifreli paketler yüksek başarı oranı ile
sınıflandırılmış ve XGBoost sınıflandırma metodu kullanılarak %94,53 başarı
yakalanmıştır.The rate of internet usage in the world is over 62% and this rate is increasing day by day.
With this increase, it becomes important to ensure the confidentiality of the information in
the traffic flowing over the internet. Encryption algorithms and protocols are used for this
purpose. This situation, which is beneficial for normal users, is also used by attackers to
hide. Cyber attackers or hackers gain the ability to bypass security precautions such as
IDS/IPS and antivirus systems with using encrypted traffic. Since payload analysis cannot
be performed without deciphering the encrypted traffic, existing commercial security
solutions fall short in this situation. In this study, it is aimed to classify the network traffic
by analysing the outgoing and incoming data over the encrypted traffic using Extreme
Gradient Boosting (XGBoost), Decision Tree and Random Forest classification methods. In
this way, it is possible to detect cyber attacks and take measures against attacks by increasing
the analysis capabilities of network experts and cyber security experts on the network by
classifying the encrypted traffic using only some metadata such as the size and duration of
incoming and outgoing packets on the flowing traffic without deciphering. ISCX VPNNonVPN
dataset was used to test the proposed model in this study. With the created
framework, encrypted traffic was classified with a high success rate and 94,53% success was
achieved by using the XGBoost classification method
The Relatıonshıp Between Teachers’ Perceptıons Of Skıll Teachıng Competency And Assessment And Evaluatıon Competency
Bu araştırmada öğretmenlerin beceri öğretimi yeterlik algılarıyla ölçme ve değerlendirme yeterlik algıları arasındaki ilişkinin incelenmesi bağlamında öğretmenlerinin beceri öğretimi yeterlik algısı ölçeğinin geliştirilmesi neticesinde, öğretmenlerin ölçme ve değerlendirme genel yeterlik algısı ölçeği ile uygulanması ve bu ikisi arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Alanyazında ele alındığı haliyle beceri, 21. yüzyıl becerileri, beceri öğretimi, öğretmen yeterlikleri, öğretmenlerin beceri öğretimi ve ölçme ve değerlendirme yeterlikleri incelenmiştir. Araştırma betimsel tarama yönteminde tasarlanmıştır. Bu bağlamda araştırmada nicel veriler toplanmıştır. Öğretmenlerin beceri öğretimi algılarıyla ölçme ve değerlendirme algılarına yönelik görüşleri toplanan veriler incelenerek ele alınmıştır. Bu verilere ulaşmak için öğretmenlerin beceri öğretimi yeterlik algısı ve ölçme değerlendirme genel yeterlik algıları ölçekleri uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre geliştirilen öğretmenlerin beceri öğretimi yeterlik algısı ölçeği, iletişim, eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcı düşünme ve iş birliği olmak üzere beş alt boyuttan oluşmaktadır. Veri toplama sürecinde, Kırıkkale ili ve ilçelerinde farklı branşlardan, ilkokul, ortaokul ve liselerde görev yapan 340 öğretmene ölçekler yüz yüze uygulanmıştır. Bu öğretmenlerden, 53 tanesi ilkokul, 71 tanesi ortaokul ve 216 tanesi lise düzeyi okullarda görev yapmaktadır. Bunun yanında söz konusu 340 öğretmenin 180’i kadın, 160 tanesi erkek öğretmendir. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre öğretmenlerin beceri öğretimi yeterlik algıları yüksektir. Benzer şekilde öğretmenlerin ölçme ve
vi i
değerlendirme genel yeterlik algıları da yüksektir. Öğretmenlerin beceri öğretimi yeterlik algıları ile ölçme değerlendirme genel yeterlik algıları arasında orta düzeyde anlamlı ilişki saptanmıştır. Buna göre öğretmenlerin beceri öğretimi yeterlik algıları yükseldikçe, ölçme ve değerlendirme genel yeterlik algıları da yükselmektedir. Araştırmada cinsiyet, kıdem ve görev yapılan kademenin gerek beceri öğretimi algısı gerekse ölçme ve değerlendirme yeterlik algısının bazı boyutlarında farklılık yaratan birer değişken olduğu bulgulanmıştır. Fakat her iki ölçeğin tüm alt boyutlarında da farklılık yaratan birer değişken görevi üstlenememişlerdir. Sonuç olarak bu araştırmada hem ölçme ve değerlendirme yeterlik algısının hem de beceri öğretimi yeterlik algısının öğretmenlerde çok düşük düzeyde olmadığı, birbirleriyle ilişkili oldukları, cinsiyet ve görev yapılan kademe gibi bazı değişkenlere göre farklılıklar gösterebileceği bulgulandı. Ancak ölçeklerin her ikisinin de algı düzeyinde veri sağladığı unutulmamalıdır. Gerçekte bu özellikler gerçek sınıf atmosferi ve doğal ortamında öğretmenin görev başı performansı olarak belirlenebilecek özelliklerdir. Bireylerin gerçekteki davranışları ile algıları arasında farklılıkların olması muhtemeldir. Araştırma bulguları bu sınırlılığı da dikkate alarak yorumlanmalıdır.In this study, within the context of investigating the relationship between teachers’ perceptions of skill teaching competency and those of assessment and evaluation competency, it was aimed to develop the scale of teachers’ perceptions of skill teaching competency, then apply it with teachers’ perceptions of assessment and evaluation general competency scale and determine the relationship between them. As referred in the literature, skill, 21 century skills, skill teaching, teacher competencies, teachers’ skill teaching and assessment and evaluation competencies were investigated. The study was designed as a descriptive survey model. In this context, quantitative data were collected in the study. Teachers opinions on skill teaching perceptions and assessment and evaluation perceptions were held via investigating the data collected. In order to gain the data, teachers’ perceptions of skill teaching competency scale and assessment and evaluation general competency scale were applied. The teachers’ perceptions of skill teaching competency scale, which was developed during the process of the study, was determined to compose of five sub-dimensions: communication, critical thinking, problem solving, creative thinking, and collaboration. During data collection process, in Kırıkkale Province and its districts, from different branches, data were collected from 340 teachers working at primary school, secondary school and high school levels via face to face application. Of these teachers, 53 worked at primary schools, 71 worked at secondary schools and 216 ones worked at high schools. Besides, of these teachers, 180 were female and 160 were
ix
male. All required permissions were taken for the study and volunteering was essential. According to the results, teachers’ perception of skill teaching competency is high. Similarly, teachers’ assessment and evaluation general competency perception is also high. According to the results, there is a significant relationship at a medium level between teachers’ perception of skill teaching competency and assessment and evaluation general competency perception. Accordingly, while teachers’ perception of skill teaching competency arises, so does teachers’ assessment and evaluation general competency perception. In the study, gender, length of service, educational stage served were determined to be significantly different for both skill teaching and assessment and evaluation competency perceptions’ some sub-dimensions. Yet, they were not significant for all of the sub-dimensions of both scales. Consequently, in this study it was determined that teachers’ perceptions of assessment and evaluation competency and skill teaching competency were not at a low level, that they were in relationship with each other and showed difference according to some variables such as gender, length of service and educational stage served. Yet it should not be forgotten that both of the scales were at perception level. In reality, these characteristics will be determined more efficiently as ongoing teacher performances in the class atmosphere and in a natural environment. Study’s findings are to be interpreted according to these limitations
Improvıng Of The Hole Drıllıng Process For Metal Composıte Combınatıons At Aerospace Industry
Bu çalışmada, havacılık sektöründe kompozit ve kompozit/metal istif yapılar üzerinde gerçekleştirilen ve montaj aşamasındaki tüm delme sürecini kapsayan manuel ve otomatik delik delme operasyonlarında matkap geometrisinin ve kesme hızının, delik kalitesi ve kesme performansına olan etkisi incelenmiştir. Çalışmalar dört aşamada gerçekleştirilmiştir. Faz-1 aşamasında ticari olarak elde edilebilen matkap geometrisi ile bu çalışma için geliştirilen üç yeni matkap geometrisi; delik çapı, silindiriklik ve delaminasyon verilerine göre deneysel olarak karşılaştırılmıştır. Faz-2 aşamasında, kompozit/metal istif plakada test edilmek üzere geliştirilen üç adet matkap geometrisi; delik çapı, yüzey pürüzlülüğü, delaminasyon ve takım aşınması verilerine göre deneysel olarak karşılaştırılmıştır. Faz-3A aşamasında, daha başarılı olduğu tespit edilen Tip-A matkap ile üç farklı kesme hızı değeri (51 m/dak, 94 m/dak, 163 m/dak); delik çapı, dairesellik, silindiriklik, ve yüzey pürüzlülüğü verilerine göre deneysel olarak karşılaştırılmıştır. Faz-3B aşamasında 94 m/dak kesme hızı ile delinen delikler; delik çapı, dairesellik, silindiriklik, yüzey pürüzlülüğü, takım aşınması ve delaminasyon verilerine göre deneysel olarak karşılaştırılmıştır. Deney sonuçları varyans analizi ve proses yeterlilik analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Çalışmalar montaj aşamasında kullanılan havalı portatif ekipmanlar ile tüm delik delme prosesini analiz edecek şekilde gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, montaj aşamasında delik delme operasyonlarında matkap geometrisinin ve optimum kesme hızının belirlenmesinde farklı yaklaşımların deney sonuçları üzerindeki önemi ve etki oranları ortaya konmuştur. Faz-1 aşamasında yeni geliştirilen 17 nolu matkap geometrisinin, Faz-2 aşamasında Tip-A matkap geometrisinin, Faz-3A aşamasında 94 m/dak kesme hızının daha başarılı sonuçlar verdiği gözlenmiştir. Faz-1 aşamasındaki çalışma ile delik delme süresi delik başına 1,5 dakikadan 1 dakikaya düşürülmüştür. Faz-3B aşamasında delinen 30 adet delik sonuçlarına göre Tip-A matkap ve 94 m/dak kesme hızı için proses yeterlilik indisi değerlerinin 1,33 üzerinde çıktığı gözlenmiştirIn this study, the effect of drill geometry and cutting speed on hole quality and cutting performance in manual and automatic drilling operations performed on composite and composite / metal stack structures by covering the entire drilling process during the assembly phase in the aviation industry was investigated. Studies were carried out in four stages. In Phase-1, three new drill geometries developed for this study and commercially available drill geometries were compared experimentally according to the hole diameter, cylindricity and delamination data. In Phase-2, three drill geometries developed for testing on composite / metal stack were compared experimentally according to the hole diameter, surface roughness, delamination and tool wear data. In Phase-3A, three different cutting speed values (51 m / min, 94 m / min, 163 m / min) by using Type-A drill were compared experimentally according to the hole diameter, circularity, cylindricity, and surface roughness data. In phase-3B, the holes drilled at 94 m / min cutting speed were compared experimentally according to the hole diameter, circularity, cylindricity, surface roughness, tool wear and delamination data. Experimental results were evaluated using variance analysis and process capability analysis. The studies were carried out to analyze the whole drilling process with pneumatic portable equipments used during the assembly operations. As a result, the importance and effect rates of different approaches on the test results in determining the drill geometry and optimum cutting speed in drilling operations during the assembly were revealed. It was observed that the newly developed drill geometry no 17 in Phase-1, Type-A drill geometry in Phase-2, cutting speed of 94 m / min in Phase-3A yielded more successful results. With the work in Phase-1, the drilling time has been reduced from 1.5 minutes per hole to 1 minute per hole. According to the results of 30 holes drilled in Phase-3B, it was observed that the process capability index values for Type-A drill and 94 m / min cutting speed were higher than 1,33
Developıngaırcraft Contact Bellows For Passenger Boardıng Brıdge
Yolcu biniş köprülerinin terminale yanaşan uçağa göre uçak füzelaj yüzeyine uyarak, yolcuların güvenli ve konforlu şekilde dış ortamdan etkilenmeden uçağa giriş ve çıkışlarını sağlayan yapıya yolcu biniş köprüsü uçak temas körüğü denir. Uçak temas körüğünün, kambur oluşturmadan yumuşak bir geçiş sağlamak, zemin seviyesini yaklaşılan uçağa göre otomatik ayarlamak ve sızdırmazlığa yardımcı olmak gibi önem arz eden özellikleri vardır. Piyasada mevcut ihtiyacı karşılayacak, esnek, kullanıcı odaklı, estetik, yenilikçi ve milli bir yolcu biniş köprüsü uçak temas körüğü bulunmamaktadır. Pahl ve Beitz’in Sistematik Tasarım Yaklaşımı kullanılarak sistematik bir tasarım işlemi yürütülmüştür. İşlem; problem tanımlama, formüle etme (fonksiyon şeması), seçenekler oluşturma ve seçim şeklinde ilerlemiştir. Yeni tasarımın düşük maliyetli, dayanıklı ve duyarlı olması hedeflenmiştir. Bununla birlikte yeni uçak temas körüğünün, diğer çeşitlerinin avantajlarına sahip ve dezavantajlardan arınmış olmasına özen gösterilmiştir. Kavramsal tasarım aşaması yürütülürken, maliyeti düşürecek yeni bir tasarım çözümü bulunmuştur. Şekillendirme tasarımı aşamasında, parçalar netlik, basitlik ve emniyet kuralları açısından gözden geçirilerek yapılandırılmıştır. Parçaların ve montajın modellenmesi, optimizasyonu, mekanik analizi ve kinematik analizi için CAD programları kullanılmıştırCanopy is a part of passenger boarding bridge that perfectly attaches to the aircraft body allowing passengers to enter and exit the aircraft safely and comfortably without being affected by the ent. Canopy have important features such as providing a external environmsmooth transition for passage, automatically adjusting the ground level to the approaching aircraft, and sealing the interiors. There are no flexible, user-oriented, aesthetically appealing, innovative and nationally produced passenger boarding bridge canopies to meet current needs in the market. A systematic design process was carried out using a systematic design approach of Pahl and Beitz. The process progressed in the form of problem identification, formulating (function diagram), creating options and selection. The new design was intended to be cost - effective, durable and responsive . New aircraft canopy was designed to combine all known advantages and avoid shortcomings of n the current models imarket. A new design solution to reduce the cost was determined during a conceptual design phase. Afterwards, canopy parts were reviewed and structured in terms of clarity, simplicity
and safety rules during a forming design phase. CAD programs was used for parts and assembly modeling, optimization, mechanical and kinematic analysis
Elektrodrıven Extractıon Of Some Metal Catıons By Usıng Polımerıc Supported Membranes
Çalışmamızda sıvı membran kullanılarak elektromembran ekstraksiyonu yardımıyla iyonların taşınımı gerçekleştirilmiştir. Deneylerde taşıyıcı olarak Aliquat 336 ve polimerik destek materyali olarak Celgard 2500 kullanılmıştır. Toksik özellikteki Cr(VI) metal katyonunun destekli sıvı membran tekniği ve elektro membran ekstraksiyonu (EME) olarak adlandırılan elektrodianalitik yaklaşım sayesinde voltaj gücünden faydalanılarak taşınımı sağlanmış ve optimum şartlar belirlenerek taşıyıcı değişim/derişim etkileri, çözücü değişimi etkisi, membran türünün değişim etkisi sabit akım ve sabit voltaj altında incelenmiş olup her bir değişken için belirlenen süre aralıklarında donör ve akseptör hücrelerinden alınan örneklerden Cr(VI) metalinin konsantrasyon değerleri UV-spektrofotometresinden yararlanarak saptanmıştır. Yapılan çalışmalar ile hız sabiti (k), geçirgenlik katsayısı (P), akış hızı (J) ve son olarak da geri kazanım faktörü olan (% RF)’nin kinetik verileri saptanmıştır.
Sonuç olarak kısa ekstraksiyon süresinde SLM-EME prosesinin Cr(VI) metal katyonunun transportunu başarılı bir şekilde gerçekleştirdiği belirlenmiştirIn this study, the transport of ions was carried out with the help of electromembrane extraction using liquid membrane. In the experiments, using the Aliquat 336 as the carrier and Celgard 2500 as the support material, the Cr (VI) metal cation, which is a toxic feature, is supported by the voltage-supported liquid membrane technique and the electrodianalytical approach called EME, and the carrier change and concentration effects, solvent change effect, by determining the optimum conditions, The change effect of the membrane type was examined under constant current and constant voltage. Concentration values of Cr (VI) metal were determined using UV-spectrophotometer from samples taken from donor and acceptor cells at time intervals determined for each variable. With the studies conducted, the kinetic data of the rate constant (k), permeability coefficient (P), flow rate (J) and finally the recovery factor (% RF) were determined. As a result, it was determined that the EME-SLM process successfully carried out the transport of Cr (VI) metal cation in the short extraction time
The Fabrıcatıon Of Au/(Mgo-Pvp) /N-Si (Mps) Schottky Barrıer Dıodes And The Investıgatıon Theır Electrıcal And Dıelectrıcal Propertıes
Au/(MgO-PVP)/n-Si Schottky diyotlar ⟨100⟩ yönelimli ve 350 μm kalınlıklı tabaka üzerine, elektriksel parametreleri ve iletim mekanizmaları hakkında araştırma yapmak amacıyla büyütüldü. Dielektrik ve elektrik parametreler -2-3 Volt gerilim ve 10 kHz-5 MHz frekans aralığında empedans spektroskopi yöntemiyle incelendi. Ardından idealite faktörü, bariyer yüksekliği, seri direnç gibi elektriksel parametreler, akım voltaj ölçümleri kullanılarak Termiyonik emisyon teorisinden, Cheung ve Norde fonksiyonlarından bulundu ve bulunan sonuçlar karşılaştırıldı. Yapının arayüzey tuzakları ve durumlarının enerjiye bağlı dağılımı, yine I-V ileri beslem verilerinden n ve FB dikkate alınarak çıkarıldı. Hem kapasitans hem de iletkenlik değerleri inversiyon, deplesyon ve akümülasyon bölgelerinde arayüzey durumları ve tuzaklar, seri direnç ve organik (MgO-PVP) arayüzey nedeniyle geniş bir dağılıma sahiptir. Bunlar arasında Nss ve polarizasyon düşük frekanslarda inversiyon ve deplesyon bölgelerinde etkindir fakat Rs yüksek frekanslarda akümülasyon bölgesinde etkilidir. Difüzyon potansiyeli (VD), Fermi enerjisi (EF), tükenme bölgesi genişliği gibi bazı temel elektriksel parametreler (WD) ve bariyer yüksekliği (ΦB) gibi bazı temel elektriksel parametreler, frekansın fonksiyonu olarak C-2-V eğrilerinin lineer bölgesindeki eğimi ve kesme noktası değerlendirilerek hesaplandı. Ek olarak kompleks dielektrik sabiti, kompleks modülüsün gerçek ve sanal kısımları, ac iletkenlik frekans ve gerilimin fonksiyonu olarak C ve G/w verilerinden bulunmuştur. MgO-PVP ara katmanı dielektrik sabiti 10 kHz de 5,0 olarak bulunmuştur ki bu geleneksel yalıtkan katmana göre çok yüksektir. SiO2 gibi geleneksel yalıtkanlara göre kolay büyütme süreci, düşük maliyet, esneklik, yüksek dayanıklılık gibi avantajları da bulunmaktadır. Bu sonuçlar kullanılan (MgO-PVP) polimer ara tabakanın MOS ve MPS tip kapasitörlere kıyasla daha büyük kutuplanma ve daha fazla depolanma sağladığını göstermektedirIn this thesis Au/(MgO-PVP)/n-Si Schottky Dilodes (SDs) , ⟨100⟩ orientation and 350 μm thickness are grown on to a wafer for analyzing electrical paremeters and conduction mechanism. Dielectric and electrical parameters were investigated between -2-3 V voltage and 10kHz-5MHz frequency by impedance analyzer. Then electrical paramteres such as ideality factor, barrier hight, series resistance were extracted from three different methods (TE, Cheung and Norde functions) using I-V measurements and the results were compared. Nss and energy dependent distribution of MgO-PVP organic interlayer was calculated by I-V datas. When Ln(I)-Ln(V) curves were investigated, it was seen that conduction mechanism were ohmic and limit space charge at low, medium and high voltages. Both capacitance and conduction values have wide distrubition in inversion, depletion and acumulation region due to organic (MgO-PVP) Nss, series resistance. Between these two Nss and polarization are effective in inversion and depletion regions at low intermediate frequencies, but Rs are effective in accumulation region at high frequencies. The voltage and frequencies dependent Nss and Rs were extracted from respectively Hill Coleman ve Nicollian Brews methods. Some basic electrical parameters such as diffusion potential, Fermi Energy, depletion region width and barrier high were extracted from the intercept and slope of the C-2-V curves as function of frequency. In addition, complex dielectric constant, reel and imaginary parts of complex modulus, ac conductivity were extracted from C and G/w datas as function of frequency and voltages. MgO-PVP interlayer dielectric constant was calculated as 5.0 at 10 kHz such that this calculation is higher than traditional insulator layer. (MgO-PVP) has more advantages such as easy grown processes, low cost, flexibility, high mechanical power than traditional insulators like SiO2. These results show that (MgO-PVP) polymer interlayer has more storage and bigger polarization than MPS and MOS type capacitor
Educatıon Vıew Of Nusret Koymen
Araştırmada Cumhuriyet dönemi öncesi eğitim anlayışıyla Nusret Köymen’in Cumhuriyet dönemi eğitim anlayışı sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik yönlerden karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Literatür tarama, doküman incelemeye dayalı yapılan bu araştırmanın verileri, Köymen’in eserleri çerçevesinde nitel veri analizi yöntemi kullanılarak elde edilmiştir. Araştırmanın sonucunda, Türk eğitim tarihinde özellikle de Cumhuriyet dönemi eğitim düşüncesinin oluşumunda Köymen’in ifade ettiği “demokrasi, halk eğitimi, köycülük, çağdaşlaşma, kalkınma” gibi kavramların önemine “Demokrasiyi Kurtaralım Demokrasiyi Kurtaracak Halk Eğitimidir”, “Büyük Aydınlığa Doğru”, “Cemiyet Teşkilatlanmasında Köy ve Şehir Yahut Devletçiliğin Esasları”, “Meksika’da Köycülük”, “Türk Köyünü Yükseltme Çareleri” vb. eserlerinde dikkat çekilmiştir. Köymen’in eğitim düşüncesinin bütün olarak oluşumunda Atatürk’ün önemli bir yeri vardır. Araştırmada Köymen’in eğitim fikrini oluştururken özellikle Atatürk’ün Atatürkçü düşünce yapısının temelini oluşturan “demokrasi, halk eğitimi” gibi önemli kavramlardan yararlandığı ve eğitim düşüncesine bu bağlamda yön verdiği üzerinde durulmaktadırIn the study, Nusret Köymen's understanding of education in the Republican period was analyzed comparatively in terms of social, cultural, political and economic aspects. The data of this research, which is based on literature review and document review, were obtained by using qualitative data analysis method within the framework of Köymen's work of art. As a result of the research, "Let's Save Democracy is Public Education that Will Save Democracy", "Towards Great Brightness", "Principles of Village and City or Statism in Organization of Society", "Remedy in Mexico", "Remedies for Upgrading the Turkish Village" etc. work of arts have drawn attention to the importance of concepts such as “democracy, public education, peasantry, modernization and development” expressed by Köymen in the history of Turkish education, especially in the formation of the Republican education thought. Atatürk has an important place in the formation of Köymen's educational thought as a whole. In the research, it is emphasized that while establishing the education idea of Köymen, especially Atatürk, he benefited from important concepts such as “democracy and public education”, which form the basis of Atatürk's mindset, and that he directs education thought in this contex
Mobıle Healthcare Servıce Routıng And Schedulıng Problem: Solutıon Approaches
Sanayi devrimi sonrası insanların kentlere göç etmesi, kırsal kesimin kamusal hizmetlerden istenilen seviyede faydalanamaması, halkın refahının artırılabilmesi için kamusal hizmetlerin her yere götürülmesi gerekliliğini ortaya çıkartmıştır. Son 60 yılda herkesin sağlık hizmetine eşit olarak erişebildiği sağlık politikaları geliştirilmiştir. Her yerleşim yerine bir hastane açılması mümkün olmadığından gezici sağlık hizmeti (GSH) modelleri ile halkın temel sağlık hizmetlerine erişimi sağlanmaya çalışılmaktadır. Türkiye’de GSH yaklaşık 3400 aile sağlığı merkezinde (ASM) bulunan ~7500 aile hekimi (AH) tarafından sunulmaktadır. AH’ler günde 8 saat çalışarak ayda ~9 milyon kişiye GSH sunmaktadır. Bu tezin amacı ülkemizde kırsal bölgeler için verilen GSH’yi eniyilemektir. Bu nedenle, farklı ASM’lerde hizmet veren AH’lerin aylık olarak, mesai, rota süresi, her ziyaretteki asgari hizmet süresi, köylere her zaman aynı AH’nin atanması, vb. kısıtlar altında; her gün kullanacakları rotalarda aylık kat edilen mesafenin enküçüklenmesi problemi ele alınmıştır. GSH Rotalama ve Çizelgeleme Problemi (GSHRÇP) olarak tanımlanan problem, birden fazla ASM, zaman kısıtı ve bir aylık bir süre söz konusu olduğundan dolayı çok depolu, zaman kısıtlı, periyodik araç rotalama problemine (Çd-ZK-PARP) eşdeğerdir. GSHRÇP’nin çözümü için öncelikle matematiksel model geliştirilmiştir. Ancak, GSHRÇP NP-zor problemler sınıfında yer almaktadır. Bu nedenle, orta ve büyüklü boyutlu problemlere makul sürelerde iyi çözümler üretebilmek amacıyla açgözlü sezgisel algoritma (AGS) ve açgözlü rassallaştırılmış adaptif arama algoritması (ARAAP) ve kayıttan kayda gezinti (KKG) algoritmasına dayalı iki karma sezgisel algoritma geliştirilmiştir. Bu karma algoritmalar, başlangıç çözümünü oluşturma açısından farklı olup ARAAP_KK ve ARAAP(K)-KK olarak adlandırılmıştır. Geliştirilen matematiksel model ve sezgisel algoritmaların performansı, T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan Ankara’daki 18 ilçe elde edilen GSH verileri üzerinde değerlendirilmiştir. Matematiksel model ile mevcut duruma göre 10 ilçede aylık katedilen rota uzunluğu ortalama %15,6 iyileştirilmiştir. Üç sezgisel algoritma arasında en iyi performansı gösteren ARAAP_KK ile aynı 10 ilçede mevcut duruma göre %22,3, Ankara genelinde ise %16,5 seviyesinde bir iyileşme sağlanmıştırAfter the industrial revolution, population migration from village to city, rural poverty and inequities in healthcare access have made it necessary for governments to provide public services everywhere and to change the health policy in order to improve people's wellbeing. It is not possible to build a hospital in every village, especially sparsely populated settlements. On the other hand, governments, must ensure that people have equal access to healthcare services. To tackle this issue, Ministry of Health of Turkey has enforced to give mobile healthcare services (MHS) in rural areas by approximately 7.5 thousand doctors located in approx. 3.4 thousand medical centers. These doctors work 8 hours a day and give MHS to approx. 9 million people each month. This study considers Turkish rural healthcare delivery system as a Multi-depot Time Constrained Periodic Vehicle Routing Problem (md-TCPVRP) and presents a mixed-integer linear programming formulation and heuristic algorithm for the problem. The goal is to determine the doctors’ daily routes for each month. Objective is minimizing the total route distance under some constraints, such as maximum workhours, route duration, minimum service time per visit, assigning dedicated doctors to villages. To solve this problem firstly a mathematical model is developed. In order to investigate the performance of the mathematical model and heuristic algorithms computational experiments are carried. Md-TCPVRP, on the other hand, belongs to the class of NP-hard problems. As a result, two hybrid heuristic algorithms based on greedy heuristic algorithm, greedy randomized adaptive search algorithm, and record-to-record travel (RRT) are developed to produce good solutions to medium and large sized problems in reasonable time. These hybrid algorithms are different in terms of creating the initial solution and are named ARAAP_KK and ARAAP(K)-KK. The performance of the developed mathematical model and heuristic algorithms are compared using MHS data from 18 districts in Ankara obtained from the T.C. Ministry of Health. The mathematical model improved the monthly route length in ten districts by an average of 15.6% over the current real life application. ARAAP_KK, which performed the best of the three heuristic algorithms, resulted in a 22.3% improvement in the same 10 districts compared to the current real life application, and a 16.5% improvement in 18 districts of Ankar
Investıgatıon Of The Varıables Affecting The Wrıtıng Levels Of The Students Of Turkısh Language And Lıterature Departments In Egypt (Sample Of Aın Shams Unıversıty)
Bu araştırmada Mısır’da Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde eğitim almakta olan öğrencilerin yazma becerisindeki düzeyleri ve öğrencilerin yazma performanslarını etkileyebilecek bireysel değişkenler ile Türk Dili Edebiyatı Bölümünde verilen eğitimin içeriğinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma hem nicel hem de nitel verilerin bir arada kullanıldığı karma yöntemli bir araştırmadır. Çalışma grubunu 2018-2019 eğitim öğretim yılında Ayn Şems Üniversitesi Al-Alsun Fakültesinde öğrenim gören iki, üç ve dördüncü sınıflardan araştırmaya gönüllü katılım sağlayan öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın nicel verileri iki oturumda toplanmıştır. Yazılı anlatım performansını belirlemek için yapılan oturuma 124, yazma performansını etkileyebilecek değişkenlere ilişkin verilerin toplandığı oturuma 199 öğrenci gönüllü katılım sağlamıştır. Her iki oturuma katılan öğrenci sayısı ise 73 olmuştur. Nitel veriler ise öğrencilerin yazılı anlatım ürünlerinin ve Bölümde verilen eğitimin içeriğini gösteren dokümanların incelenmesi ile elde edilmiştir. Araştırma sonucunda Mısır’da Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde okumakta olan öğrencilerin yazma beceri düzeylerinin çoğunlukla orta ve zayıf olduğu belirlenmiştir.
vi
Öğrencilerin yazılı anlatım performanslarının sınıf düzeyi dışında incelenen değişkenlere bağlı olarak farklılaşmadığı, sınıf düzeyinde de beklenenin aksine son sınıf öğrencilerinin başarı düzeyinin daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca yapılan incelemelerde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümlerinde öğrencilerin Türkçe bilgilerini ve dil becerilerini geliştirecek, onları lisans eğitimine hazırlayacak yoğunlaştırılmış bir hazırlık eğitimi bulunmadığı saptanmıştır. Buna ek olarak 4 yıllık eğitim boyunca her yıl bir dönem haftada iki ders saati okutulan yazma/ kompozisyon dersi dışında doğrudan yazılı anlatım becerisini geliştirmeye yönelik bir dersin de bulunmadığı belirlenmiştir. Ulaşılan sonuçlar öğrencilerin yazılı anlatım becerilerini geliştirme konusunda bölüm tarafından sağlanan imkânların yetersiz olduğunu göstermiştir.This study aims to examine the level of writing skills of the students studying in the Department of Turkish Language and Literature in Egypt, the individual variables that may affect the writing performance of the students and the content of the education given in the Department of Turkish Language and Literature. The study is a mixed-method research in nature that uses both quantitative and qualitative data. The study consists of a group of second year, third and fourth-year students studying at Ain Shams University, Faculty of Al-Alsun in the academic year 2018-2019. The quantitative data of the research were collected in two sessions. 124 students participated in the session to determine the performance of writing skills and 199 students participated in the session for the questionnaire data collection on variables that could affect the writing performance. The number of students attending both sessions was 73. Qualitative data were obtained by examining the composition writing skills of the students and the documents showing the content of the education given in the department. The results show that the writing skill of the students studying in the Turkish Language and Literature Department in Egypt were mostly intermediate and lower intermediate levels. It was found that the writing performance of the students did not differ depending on the variables examined outside the classroom level. The achievement level of the fourth year students was lower than the
viii
expected result in the classroom level. In addition, it was observed that there was no intensified preparatory education in Turkish Language and Literature departments to improve students' knowledge and language skills in Turkish and prepare them for undergraduate level education. Moreover, during the four-year education period, it was witnessed that there was no single class to develop writing skills beside the two writing/composition classes during every week of either semester each year. Thus, it can be concluded that the facilities provided by the department were not insufficient to improve the students' writing skills