338 research outputs found

    Elizabethkingia meningosepticum (Chryseobacterium meningosepticum) Infections in Children

    Get PDF
    Chryseobacterium meningosepticum is a ubiquitous Gram-negative bacillus historically associated primarily with meningitis in neonates and a wide variety of infections in immunocompromised patients. Neonatal infections often occur as outbreaks with environmental contamination being the source. C. meningosepticum infections are not common but are clinically important because the organism is naturally resistant to multiple antibiotics. In this paper, we have reviewed the nosocomial outbreaks of C. meningosepticum in newborns and infants reported so far in the literature and overviewed the infection control interventions, treatment modalities, and prevention measures

    A phenomenological study of military retirees: Reasons for retirement and post-retirement employment in Turkish military staff

    Get PDF
    Recently, an increasing number of retired individuals decide to return to work and seek for post-retirement employment. Although research has already focused on individual and organizational based factors in retirement and post-retirement, the works are limited in some observable settings and well-known professions. The purpose of this study is to delve into the reasons for retirement and post-retirement employment and describe how human capital and social capital takes role in post-retirement employment. A qualitative approach was used with a descriptive phenomenological research design. Ten volunteer military retirees constitute the participants; in-depth semi-structured interviews were conducted for data collection. Findings indicate that social and human capital heavily affect the retirement process, and trigger the return to work. The higher the hierarchy of the military staff, the more the social factors are motivating them to post-retirement employment, contrarily. For lower hierarchy, financial issues are more dominant for returning to work. Additionally, the effect of social capital on the post-retirement employment varies according to individual differences such as dependents, beliefs, and passions. The study contributes to theoretical discussions related to retirement and post-retirement employment reasons that can be linked to existing explanations

    Düzeltme: Mersin İlindeki Küçük ve Orta Ölçekli Mobilya İşletmelerinde Hammadde Sorunu Üzerine Bir Araştırma

    Get PDF
    Ana faaliyet konusu üretim olan mobilya işletmeleri temel olarak orman ürünlerini hammadde olarak kullanmaktadırlar. Masif odun, liflevha, yongalevha ve tabakalı ağaç malzeme üretim sürecine giren önemli hammadde bileşenlerindendir. Bu hammaddelerin yetersizliği ve özel tüketim alanlarının oluşması mobilya işletmeleri için hammadde sorunlarını ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmada Mersin ilindeki küçük ve orta ölçekli mobilya işletmelerinin karşılaştıkları hammadde sorunları araştırılmıştır. Çalışma kapsamında işletmelerin hammadde temin problemleri, hammadde stokları, hammadde öncelikleri, en fazla kullandıkları hammaddeler, hammadde kullanım amaçları, çeşitli hammadde türlerini kullanma ve kullanmama nedenleri, hammadde sipariş süreçleri ve hammadde Ar-Ge faaliyetleri irdelenmiştir. Bu çalışmanın sonucunda mobilya işletmelerinin hammadde tedarik problemleriyle ilgili genelde sorun yaşamadıklarını ifade ederken, sermaye yetersizliği gibi birkaç sebepten dolayı hammadde stokundan kaçınıldığı ve firmaların %95’i siparişe yönelik üretim yaptığı ortaya çıkmıştır. Düzeltme: Düzce Üniversitesi Bilim ve Teknoloji dergisinin 2020 8(1) sayısının 258-263 sayfalarında yayınlanan “Mersin ilindeki küçük ve orta ölçekli mobilya işletmelerinde hammadde sorunu üzerine bir araştırma” adlı makalenin yazarlarında değişiklik yapılmıştır. Ayrıca desteklenen proje hakkında bilgi ve teşekkür yazısı eklenmiştir.Bu makalenin ilk hali 31-01-2020 tarihinde yayınlandı. https://dergipark.org.tr/tr/pub/dubited/issue/49725/64312

    Makrozomik fetuslar 38. gebelik haftasında doğurtulabilir mi?

    Get PDF
    Objective: Numerous articles have been written on macrosomic fetuses, including the American College of Obstetricians and Gynecologists practice bulletin. However, there is no clear consensus about the time of birth. The aim of this study was to compare the maternal and fetal outcomes of women giving birth at 38+0-38+6 weeks and those with deliveries at ≥39 weeks in pregnancies complicated by fetal macrosomia, and to determine the effect on morbidity and mortality of delivery in the 38th gestational week.Material and Methods: Data of women and their infants born in Kayseri Training and Research Hospital between 01 May 2018 and 31 March 2020 were analyzed retrospectively. The patients included were those with a singleton pregnancy delivered at ≥38 weeks with a birthweight of ≥4000 gr. Demographic data and medical history and birth outcomes of the patients were recorded from the hospital data system. Multiple pregnancies, those with fetal anomalies and births <38 weeks were excluded from the study. The patients were separated into two groups as those who gave birth at 38+0-38+6 gestational weeks (Group 1) and those who gave birth at ≥39 weeks (Group 2).Results: Maternal and/or fetal trauma was found to be statistically significantly higher in nulliparous women with vaginal delivery ≥39 weeks compared to those with vaginal delivery at 38+0-38+6 weeks (p=0.017). No significant difference was observed between the groups in respect of fetal morbidity and mortality.Conclusion: When fetal macrosomia is determined antenatally, rates of fetal and/or maternal trauma can be reduced with delivery planned for the 38th week without increasing fetal morbidity and mortality.Amaç: Makrozomik fetüsler hakkında, Amerikan Obstetrik ve Jinekoloji Derneğinin bültenleri de dahil olmak üzere çok sayıda makale yazılmıştır. Ancak doğum zamanı konusunda net bir fikir birliği yoktur. Bu çalışmanın amacı fetal makrozomi ile komplike gebeliklerde 38+0-38+6 hafta arasında doğum yapan kadınlar ile ≥39 hafta sonrasında doğum yapan kadınların maternal ve fetal sonuçlarını karşılaştırmak ve doğum haftasının 38. haftaya çekilmesinin yenidoğanın morbidite ve mortalitesini etkileme düzeyini belirlemektir.Gereç ve Yöntemler: Bu retrospektif çalışmada, 01 Mayıs 2018-31 Mart 2020 tarihleri arasında Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinde doğum yapan kadınların ve bebeklerinin verileri geriye dönük olarak tarandı. Doğum ağırlığı ≥4000 gram, tekil, ≥38 hafta üzerinde doğum yapan hastalar çalışmaya dâhil edildi. Hastaların demografik ve medikal öyküleri ve doğum sonuçları hastane veri sisteminden kayıt edildi. Çoğul gebelikler, fetal anomaliler ve <38 gebelik haftasındaki doğumlar çalışma haricinde tutuldu. Hastalar 38+0- 38+6 hafta arasında doğum yapanlar (Grup 1) ve ≥39 haftada doğum yapanlar (Grup 2) olarak iki gruba ayrıldı.Bulgular: ≥39 haftadan sonra vajinal doğum yapan (grup 2) nullipar kadınlarda maternal veya fetal travma 38+0 - 38+6 (grup 1) hafta arasında vajinal doğum yapan nullipar kadınlara oranla istatistiksel anlamlı olarak yüksek bulundu (p=0.017). İki grup arasında fetal morbidite ve mortalite incelendiğinde gruplar arasında anlamlı farklılık izlenmedi.Sonuç: Doğum öncesi değerlendirmede fetal makrozomi saptanan gebelerde fetal ve/veya maternal travma oranları, fetal morbidite ve mortalite arttırılmadan 38. haftada planlanacak bir doğum ile azaltılabilir

    Finsler Geometry for Two-Parameter Weibull Distribution Function

    Get PDF
    To construct the geometry in nonflat spaces in order to understand nature has great importance in terms of applied science. Finsler geometry allows accurate modeling and describing ability for asymmetric structures in this application area. In this paper, two-dimensional Finsler space metric function is obtained for Weibull distribution which is used in many applications in this area such as wind speed modeling. The metric definition for two-parameter Weibull probability density function which has shape (k) and scale (c) parameters in two-dimensional Finsler space is realized using a different approach by Finsler geometry. In addition, new probability and cumulative probability density functions based on Finsler geometry are proposed which can be used in many real world applications. For future studies, it is aimed at proposing more accurate models by using this novel approach than the models which have two-parameter Weibull probability density function, especially used for determination of wind energy potential of a region

    Determining Effect Of Personality Traits on Voter Behavior Using Five Factor Personality Inventory

    Get PDF
    The researchers have used four sub-dimensions (rule obedience, innovativeness, reactiveness and self confidence) of the five factor personality inventory redeveloped and modified by Somer, Korkmaz and Tatar (2002) for Turkish citizens to analyze the interactions of personality and voter behavior. The intentions are examined as intentions for certain groups of parties: left, right, new, new and religious. Rule obedience is found to create significant differences among respondent's intentions to vote for a specific political orientation. The influence of demographic variables (age, gender and occupation) on personality sub-dimensions and on intentions (together with personality traits) is examined. Age is found to have interactions with rule obedience, innovativeness and self-confidence while gender and occupation had interactions only with self confidence. These three demographic factors were able to explain the intentions of voters depending on their political orientations. Kisilik ve oy verme davranısı arasındaki iliskileri incelemek amacıyla Türk deneklerde kullanılmak üzere Somer, Korkmaz ve Tatar (2002) tarafından gelistirilen ve adapte edilen bes faktör kisilik envanterinde yer alan dört alt boyut (kurallara baglılık, yenilikçilik, tepkisellik ve kendine güven) kullanılmıstır. Cevaplayıcıların oy verme niyetleri politik yaklasımlarına göre dört grupta toplanmıstır: sag, sol, yeni, yeni ve dinci. Kisilik alt boyutlarından kurallara baglılıgın cevaplayıcıların oy verme niyetlerinde anlamlı derecede farklılık yarattıgı görülmüstür. Çalısmada, demografik degiskenlerin (yas, cinsiyet ve meslek) politik yaklasım ve kisilik üzerindeki etkileri de arastırılmıstır. Yasın kurallara baglılık, yenilikçilik ve kendine güven ile iliskili oldugu; cinsiyet ve meslegin ise sadece kendine güven ile iliskili oldugu görülmüstür. Bunun yanı sıra, üç demografik degiskenin oy verenlerin oy verme niyetlerini açıklayabildigi ortaya konmustur

    Kıvırcık, Sakız ve Gökçeada Yerli Irk Dişi Kuzuların İlk Yaş Üreme ve Büyüme Özellikleri

    Get PDF
    Bu çalışma, Bandırma Koyunculuk Araştırma İstasyonunda yetiştirilen Kıvırcık, Sakız ve Gökçeada yerli koyun ırklarımızın ilk yaş üreme özellikleri ve büyüme performansını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada ilk yaş üreme özellikleri için 15 baş Kıvırcık, 8 baş Sakız ve 10 baş Gökçeada dişi kuzu, büyüme özellikleri için ise 16 baş Kıvırcık, 12 baş Sakız ve 11 baş Gökçeada dişi kuzunun verileri kullanılmıştır. Kızgınlık tespitleri kuzuların beşinci ayını doldurması ile beraber arama koçları ile on iki saat arayla günde iki kez yapılmıştır. Kıvırcık, Sakız ve Gökçeada kuzularında ilk kızgınlık canlı ağırlığı sırasıyla; 37,93; 33,35 ve 29,75 kg, ilk kızgınlık yaşı; 315, 320 ve 337 gün, kızgınlık süresi; 30,99; 25,85 ve 20,28 saat, kızgınlık siklusu; 16,59; 17,91 ve 17,76 gün bulunmuştur. Kıvırcık, Sakız ve Gökçeada dişi kuzuların doğum ağırlığı sırasıyla; 3,64; 3,90; 3,28 kg, sütten kesim ağırlığı; 31,01; 25,44 ve 23,67 kg, altıncı ay canlı ağırlığı; 32,87; 26,95 ve 24,15 kg, bir yaş canlı ağırlığı; 39,01; 30,95 ve 30,27 kg ve günlük canlı ağırlık artışı; 0,271; 0,257 ve 0,202 kg bulunmuştur.This study was conducted to determine first age reproduction characteristics of indigenous Kıvırcık, Sakız and G&ouml;k&ccedil;eada sheep breeds and growth performances of ewe lambs which have been kept in Bandırma Sheep Research Station (BSRS). The data of reproduction characteristics of ewes and growth characteristics of lambs were collected on 15 Kıvırcık, 8 Sakız and 10 G&ouml;k&ccedil;eada ewes, and on 16 Kıvırcık, 12 Sakız and 11 G&ouml;k&ccedil;eada lambs, respectively. After the lambs completed their fifth month ages, estrus detection was carried out with a teaser ram twice a day with 12 hour intervals. For the Kıvırcık, Sakız and G&ouml;k&ccedil;eada lambs, the first oestrus weights were 37.93, 33.35 and 29.75 kg; first oestrus ages were 315, 320 and 337 days; oestrus durations were 30.99, 25.85 and 20.28 hours and the duration of the oestrus cycles were 16.59, 19.91 and 17.76 days, respectively. The birth weights of Kıvırcık, Sakız and G&ouml;k&ccedil;eada lambs were found to be 3.64, 3.91, 3.28 kg; the weaning weight (WW), 31.01, 25.44 and 23.67 kg, the six month live weight (SMLW), 32.87, 26.95 and 24.15 kg, the yearling live weight (YLW), 39.01, 30.95 and 30.27 kg and the average daily weight gain (ADWG), 0.271 0.257 and 0.202 kg, respectivel

    The effect of total factor productivity on economic growth: panel data analysis for 15 OECD countries

    Get PDF
    Toplam faktör verimliliği, refahın ve uzun dönemli büyümenin temel kaynağıdır. Sermaye ve emek aynı kalarak, daha yüksek çıktı ve gelir sağlanması, toplam faktör verimliliğinin artması anlamına gelmektedir. Toplam faktör verimliliği düşük olan ülkeler nispeten daha fakir, toplam faktör verimliliği yüksek olan ülkeler ise daha zengin ve gelişmiş ülkelerdir. Bu çalışmada 15 OECD ülkesinde 1995-2016 dönemleri için toplam faktör verimliliğinin ekonomik büyüme üzerine etkisi panel veri analizi ile incelenmiştir. Serilerde birimler arası korelasyon, değişen varyans ve otokorelasyon problemi bulunduğundan dolayı Parks-Kmenta tahmincisi kullanılmıştır. Yapılan analizlere göre, toplam faktör verimliliğinden ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir nedensel ilişki tespit edilmiştir. Parks-Kmenta tahmincisi sonuçlarına göre de toplam faktör verimliliğindeki bir birimlik artış ekonomik büyümeyi 1.19 birim artırmaktadırTotal factor productivity is the main source of prosperity and long-term growth. Increasing efficiency and revenue without changing capital and labor increases total factor productivity. Countries with low total factor productivity are relatively poor, whereas countries with high total factor productivity are richer and developed countries. In this study, the effect of total factor productivity on economic growth for the period of 1995-2016 in 15 OECD countries was examined by panel data analysis. In the series, Parks-Kmenta estimator was used because of the correlation between the units, heteroscedasticity and autocorrelation problems. According to the analysis, a one-way causal relationship was determined from total factor productivity to economic growth. Parks-Kmenta tahmincisinin sonuçlarına göre, toplam faktör verimliliğindeki bir birim artış, ekonomik büyümeyi 1.19 birim arttırmaktadı
    corecore