112 research outputs found

    Din Sosyolojisinde Dijitalleşme Teorileri ve Yaklaşımlar

    Get PDF
    Dijitalleşme ve din ilişkisi, çeşitli disiplinler altında çok boyutlu bir biçimde işlenmektedir. Dijitalleşme-din etkileşimine ilişkin ortaya konan teorik perspektiflerin alanda dağınık olarak yer alması, araştırmacıların kendi sahaları kapsamındaki verilere ulaşmasını zorlaştırmaktadır. Söz konusu zorluğu aşma amacını taşıyan bu çalışma; din sosyolojisi literatüründe yer alan dijitalleşme teorilerini alanda konumlandırmaya ve dijitalleşme-din sahasının sınırlarını belirginleştirmeye çalışmaktadır. Ancak teorilerin genel bir panoramasını sunan bu çalışma, dijitalleşme-din sahasına ilişkin tüm teorik perspektifleri kapsamamaktadır. Güncel gelişmeler ışığında dijitalleşme-din teorilerini temel dört teori ve daha küçük kapsamlı dört yaklaşım olarak sınıflayan bu çalışma; konuyu teorilerin başlıca temsilcileri ve temel argümanları çerçevesinde, dökümantasyon yöntemiyle incelemiştir. Bunlardan ilki, medya ortamının sosyal yapı üzerindeki belirleyiciliğini ön plana çıkaran “medya ekolojisi teorisi”; ikincisi, medyayı sosyal kurumlar için bir fırsat olarak değerlendiren “medyalaşma teorisi”; üçüncüsü, dijitalleşme sürecinin sosyal yapı üzerindeki makro, mezo ve mikro düzeydeki dönüştürücü etkilerine odaklanan “medyatikleşme teorisi”; dördüncüsü ise, konuya ilişkin daha önce ifade edilen teorileri sentezleyen “müzakere teorisi”dir. Bu teorileri, alanda yer edinmiş ana teoriler olarak konumlandırmak mümkündür. Öte yandan bunların dışında “çevrimiçi din”, “oyun”, “siyaset ve hukuk” ve “benlik sunumu” gibi kavramlar üzerinden din fenomenini okuyan daha küçük ölçekli yaklaşımlar da bulunmaktadır. Sonuç olarak medya ve din ilişkisini makro düzlemde inceleyen teorilerin, bu ilişkiyi olumlayanlar ve olumsuzlayanlar olarak temelde iki eğilime sahip olduğunu; mikro düzlemde inceleyen teorilerin ise özne, bağlam ve etkileşim kavramları çerçevesinde daha spesifik analizlere yöneldiğini söylemek mümkündür. Söz konusu teorik perspektiflerin, gerek bağımsız gerekse birbirleriyle ilişkili olan yönlerini ortaya koyan bu çalışmanın, dijitalleşme-din sahasının sınırlarını belirginleştirmesi açısından alana katkı sağlaması umulmaktadır

    Molecular epidemiological analysis of integron gene cassettes and tetA/tetB/tetD gene associations in Escherichia coli strains producing extended-spectrum beta-lactamase (ESBL) in urine cultures

    Get PDF
    Background. Epidemiological studies of tetracycline (TE) resistance genes and integron gene cassettes, particularly in urine samples, are limited in Turkey. Objectives. To investigate antibiotic susceptibility profiles, extended-spectrum beta-lactamase (ESBL) positivity, tet gene types, class-I/-II integron gene cassettes, and clonal relationships among tet-resistant isolates of Escherichia coli from urine cultures of outpatients. Materials and methods. Isolates were identified using conventional methods and the automated Vitek (R) 2 Compact system. Antimicrobial susceptibility was performed for 19 antibiotics. The ESBL production was performed using the Kirby-Bauer disk diffusion test. The double disk synergy test was used for confirmatory testing. Polymerase chain reaction (PCR) was used to determine the presence of class-I/-II integron gene cassettes and tetA, tetB and tetD resistance genes. The pulsed-field gel electrophoresis typing was performed to identify clonal relations. Results. A total of 121 isolates were obtained and found to be resistant or sensitive to ampicillin and amikacin/imipenem. Resistance to ceftazidime, cefotaxime and ceftriaxone was determined to be 31.3%, 77.6% and 83.1%, respectively. Tetracycline resistance was detected in 82 isolates, mostly caused by the tetB gene. No tet gene was detected in the remaining 39 isolates. Although 64 out of 82 isolates carried a class-I integron, only 4 had a class-II integron (with sizes of 800-2900 base pairs). Furthermore, tet genes were identified with different size class-I integron gene cassettes. However, tet genes were not detected in any isolate identified with integron gene cassette II. Clonally, the isolates were found to be related in subgroups because they were community-acquired. Conclusions. This study showed thatthe tetB gene is most commonly found in E. coli isolates grown in urine samples from the Turkish population

    International capital movements and country risk as the reason of crises in Turkey

    No full text
    1980’li yıllar itibariyle başlayan finansal serbestleşme ülkelerin kalkınmalarını gerçekleştirebilmek için dış kaynaklara ihtiyaç duyması, kendi sermayelerini diğer ülkelerde daha karlı yatırımlara yönlendirmek istemeleri, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin aynı kanaatte olması bu sürece hız kazandırmıştır. Serbestleşme sürecinin olumlu ve olumsuz birçok sonucu olmuştur. Serbestleşme sürecinde ve sonrasında yaşananlar akademik çalışmalara konu olmuştur. Çalışmanın amacı Türkiye’de yaşanan krizlere doğrudan yabancı yatırımların ve ülke riskinin neden olup olmadığının araştırılmasıdır. Birinci bölümde kriz tanımı, çeşitleri iktisadi kuramlar çerçevesinde incelenmektedir. Finansal krizlerin nedenleri, alınabilecek önlemler, krizlerin sınıflandırılması ve finansal kriz modelleri araştırılmış olup Türkiye’de ve Dünya’da yaşanan krizlere değinilmiştir. İkinci bölümde genel manadaki risk tanımını ile risk çeşitlerine, ülke riski kavramına, önemine, tarihsel gelişimine, ülke riskinin kaynaklarına, ülke riskini belirleyen faktörlere, ülke riskinin ölçülmesinde kullanılacak metotlara ve bu riski ölçen kuruluşlara yer verilmiştir. Daha sonra ülke riskinin sonuçlarına ve ülke riski ile ilgili literatüre yer verilmiştir. Üçüncü bölümde döviz kuru oranı, ticari dışa açıklık, işsizlik oranı ve yolsuzluk algı endeksinin doğrudan yabancı yatırımlar üzerinde bir etkisinin olup olmadığı araştırılmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda, Türkiye’ye yönelen doğrudan yabancı yatırımların seçilmiş makroekonomik değişkenler üzerindeki etkisi, 1995-2017 dönemini kapsayan yıllık veriler kullanılarak çoklu doğrusal regresyon analizi ile araştırılmıştır. Dördüncü bölümde doğrudan yabancı yatırımlar, portföy yatırımları, diğer yatırımlar, finansal risk, ekonomik risk, reel döviz kuru, işsizlik oranı ve toplam rezervlerin Türkiye’de yaşanan krizleri açıklayıcılığı araştırılmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda, Türkiye’de yaşanan krizlerin seçilmiş makroekonomik değişkenler tarafından etkilenip etkilenmediği, 2002-2015 yılları arasındaki döneme ilişkin aylık veriler kullanılarak, Probit analizi ile araştırılmıştır. Değişkenlere ait marjinal etkiler analizi de yapılmıştır. Probit model sonuçlarına göre, doğrudan yabancı yatırımlar, ekonomik risk, portföy yatırımları, diğer yatırımları, finansal risk, döviz kuru ve uluslararası rezerv değişkenlerinin istatistiksel olarak anlamsız çıkmıştır. Buna karşılık işsizlik oranı değişkeni anlamlı ve önemli olarak elde edilmiştir.The financial liberalization which started in the 1980’s has speeded up the process for the nee d for foreign resources by the countries in order to realize their economic progress, the motive to direct their capital to more profitable investment fields, and the consensus on these issues in both developed and developing countries. There has been a number of positive and negative consequences of this process. These effects occupy a large place in the academic literature. The aim of this thesis is to investigate whether foreign direct investment and country risk (financial and economic risks), real exchange rates, unemployment rates and total reserves might be the reasons of the crises in Turkey. In the first chapter, definitions and types of crisis will be explained within the framework of economic theories. The reasons of financial crisis, measures to be taken, classification of crisis, models of crisis in Turkey and in the World will be evaluated in this chapter. In the second part, definitions and types of risk and country risk; historical evolution and importance of risk and country risk; sources and factors of country risk; methods and institutions to measure country risk will be stated; and literature survey has been made to clarify the country risk and its consequences. In the third section, it has been studied that whether exchange rate, trade openness, unemployment rate and corruption perception index have a direct effect on the foreing direct investment. In this respect, the impact of inflows of foreign direct investment on selected macroeconomic indicators, by using the annual data between 1995-2017 and the multiple linear regression method, has been analyzed. In the fourth chapter, foreign direct investment, portfolio investment, other types of invesment, financial risk, economic risk, real exchange rate, unemployment rate and total reserves have been investigated as the possible reasons of crises in Turkey. In line with the aim of the thesis, it has been analysed that whether the cirises in Turkey have been affected by the macroeconomic variables, by using Probit analysis and the monthly data for the period between 2002-2015. The analysis of marginal effects of the variables have also been made. According to the Probit model results, foreign direct investment, portfolio investment, other types of investments, financial risks, exchange rate variables and international reserve variables have been proven statistically insignificant. On the other hand, unemployment rate is found to be significant and important

    Giresun ve Ordu yöresi kol havaları

    No full text
    Kol havaları, içkili- kadınlı muhabbetlerin yasak olduğu dönemlerde, o zamanın güvenlik güçlerinden olan Kolcular tarafından yapılan baskınlara ithaf edilerek çalınıp söylenen ezgilerdir. Bu muhabbetlerde, basılma korkusuyla gözcüler bulundurulurdu. Bu gözcüler, kendilerine has işaretlerle Kolcuların yaklaşıp uzaklaştığını haber verir ve orada bulunanlar da buna göre hareket ederdi. Kol havaları, sözlü-sözsüz olmasının yanı sıra karma ezgiler olarak da karşımıza çıkmaktadır. Sözlü ezgilerin tümü manilerden oluşmaktadır. Ezgilerde çoğunlukla Kerem ailesi kullanılmaktadır. Bu ezgilerin icrasında kullanılan temel saz bağlamadır. Buna, vurmalı sazlardan darbuka, tef ve zil de eşlik edebilmektedir. Orduʼda tamamen dokuz zamanlı olarak karşımıza çıkan Kol havalarına karşın, Giresunʼda iki ve dört zamanlı usuller de bu tür ezgilerde kullanılmıştır. Daha çok sekizlik ve onaltılık nota birimlerine yer verilmiştir. Giresun ve Ordu Kol havaları çıkıcı-inici seyir karakterine sahiptir. “Kostak” bir şekilde icra edilen eserler, oyuncuların insiyatifine bağlı olarak serbestçe oynanır. Ezgiler, melodi genişlemeleri, varyasyonlar, melodi yürüyüşleri ve atlamalı sesler yardımıyla monotonluktan uzaklaşıp, sıcak, akılda kalıcı, dinamik eserler halini almıştır. Giresun ve Ordu Yöresi Kol havalarının yeterince araştırılmamış olmasının yanı sıra, bilgilerin daha çok sözlü kaynaklardan meydana geldiği saptanmıştır. Bu bilgilerin yazıya dökülmemiş olmasından dolayı, ezgilerin yıprandığı ve kaybolmaya yüz tuttuğu görülmektedir

    General Subject Area Competencıes Of Teacher Educators In Educatıon Facultıes

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, Türkiye'nin gereksinim duyduğu öğretmen eğitimcilerinin genel alan yeterliliklerini belirlemek ve öğretmen eğitimcilerinin belirlenen yeterliliklere sahip olmalarına ilişkin algılarının düzeylerini değerlendirmektir. Araştırmada alanyazından yararlanılarak geliştirilen kavramsal çerçeve öğretmen eğitimcilerinin genel alan yeterliliklerinin oluşturulmasında kullanılmıştır. Araştırma tarama modeline göre yürütülmüştür. Öncelikle öğretmen yetiştirme alanında uzman olan öğretmen yeterliklerinin belirlenmesi ile ilgili komitelerde görev almış akademisyenlerle araştırmanın çerçevesine karar vermek amacıyla görüşme yapılmıştır. Ardından Gazi, Ankara ve Hacettepe Üniversitelerindeki toplamda 15 öğretmen eğitimcisinden yeterlilik maddeleri toplanmıştır. Görüşmeler ve literatür taraması ile öğretmen eğitimcilerinin genel alan yeterlilikleri 276 maddelik yeterlilik madde havuzu oluşturulmuştur. Yeterlilik maddeleri uzman görüşüne sunularak toplamda 144 maddeye indirilmiştir. Uzman görüşleri sonucunda geliştirilen ölçme araçlarının ön uygulaması 212 öğretmen eğitimcisi ile yapılmıştır. Ön uygulama sonuçlarına göre, ölçeğin yüksek güvenirlik derecesine sahip olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca KMO değeri örneklem seçiminin iyi düzeyde olduğunu göstermektedir. Faktör analizinin geçerliliği ve uygunluğunu ölçmek için Bartlett testi uygulanmıştır. Bu sonuçlar veri setinin faktör analizine uygun olduğu göstermektedir. Yapılan açımlayıcı faktör analizi sonucunda öğretmen eğitimcileri genel alan yeterlilik algıları ölçeği geliştirilmiştir. Elde edilen tek boyutlu öğretmen eğitimcileri genel alan yeterlilik algıları ölçeği toplam 106 maddeden oluşmaktadır. Öğretmen eğitimcilerinin genel alan yeterlilik algılarını ölçmek üzere hazırlanan ölçek çevrimiçi ortamda hazırlanarak elektronik posta yoluyla tüm eğitim fakültelerinde görev yapan 8200 öğretim elemanına bu konudaki algılarını belirlemek amacıyla gönderilmiştir. Türkiye'de toplam 789 öğretmen eğitimcisi ölçeğe cevap vermiş ve bu katılım hata payına göre yeterli görülmüştür. Araştırmada elde edilen veriler bilgisayar paket programı kullanılarak çözümlenmiştir. Öğretmen eğitimcilerinin yeterlilik algı düzeyleri öğretmen eğitimcileri genel alan yeterlilik algıları ölçeğine verdiği yanıtlar frekans, yüzde ve medyan değerlerinden elde edilen sonuçlar ışığında yorumlanmıştır. Öğretmen eğitimcilerinin genel alan yeterlilik algılarının cinsiyet, alan gibi değişkenlere göre karşılaştırılmasına ilişkin analizi için dağılımın normal ve homojen olduğu durumlarda t testi ve ANOVA, dağılımın normal ve homojen olmadığı durumlarda ise karşılaştırmalar için parametrik olmayan testlerden Kruskall Wallis ve Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. Araştırmada, öğretmen eğitimcileri kendilerini genel alan bakımından yüksek düzeyde yeterli görmektedirler. Hatta medyan puanı en düşük olan konularda bile öğretmen eğitimcileri kendilerini orta düzeyde yeterli bulmaktadırlar. Öğretmen eğitimcileri özellikle kişisel özellikler ve değerleri konu alan yeterlilik maddelerinde kendilerini oldukça yeterli görmekte iken, öğretmen eğitimcilerinin özellikle yeterlilik algı düzeylerinin en düşük olduğu maddeleri konu edinen alan ise yabancı dildir. Öğretmen eğitimcilerinin genel alan yeterlilik algıları cinsiyete, çalışmakta oldukları üniversite türüne (devlet/vakıf), akademik unvana (Prof. Dr, Doç. Dr. vb.), alanlarına (Eğitim Bilimleri/Alan Eğitimi), öğretmenlik deneyimlerine göre farklılık göstermemekte olup, bu değişkenler açısından katılımcılar kendilerini genel olarak yeterli görmektedir. Öğretmen eğitimcilerinin mesleki kıdemleri arttıkça kendilerini daha yeterli olarak görmektedir. Ayrıca akademik unvan açısından öğretim üyesi ve diğer öğretim elemanları şeklinde sınıflandırmaya göre yeterlilik algıları değişmekte olup öğretim üyeleri kendilerini diğer öğretim elemanlarından daha yeterli olarak görmektedir. Öğretmen eğitimcilerinin genel alan yeterliliklerinin belirlenmiş olması, hem öğretmen eğitimcilerinin mesleki gelişiminde hem de eğitim fakültesine öğretmen eğitimcisi alımında kullanılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir.The purpose of the current study is to determine the general subject area competencies of teacher educators and to evaluate the teacher educators' perceptions of the extent to which they have these competencies. The conceptual framework developed on the basis of a literature review was used to set up general subject area competencies of the teacher educators.The current study was carried out in line with survey method. First, interviews were conducted with academicians specialized in the field of teacher training and having participated in committees set up to determine teacher competencies. Then, in order to establish the item pool for teacher competencies, a total of 15 teacher educators from the universities of Gazi, Ankara and Hacettepe were interviewed to elicit their opinions about teacher competencies. As a result of these interviews and literature review, a 276-item pool of competencies was formed. Then these items were submitted to the scrutiny of experts and thus it was reduced to 144 items. Piloting of the developed scale was conducted on 212 teacher educators. According to results of the pilot study, Cronbach Alpha reliability. shows that the scale has a high degree of reliability. Additionally, the KMO value of the scale was measured that selection of sampling is a good level. In order to test validity and appropriateness of factor analysis, Barlett test was applied. The results has shown that data set is convenient to factor analysis. As a result of the exploratory factor analysis conducted on the collected data, the scale of teacher educators' perceptions of general subject area competencies was developed. The scale has 106 items. Online version of this scale developed to measure teacher educators' general subject area competencies was prepared and sent to 8200 teacher educators working in all the education faculties through e-mail to elicit their perceptions. A total of 789 teacher educators returned the scale and this return rate was found to be adequate according to the criteria level and margin. The data collected in the current study were evaluated by using a computer program package. The teacher educators' perceptions of subject area competencies were interpreted in light of the results obtained by calculating frequencies, percentages and median values for their responses to the scale items. In cases where the distribution for the analysis aiming to compare the teacher educators' perceptions of general subject area competencies depending on variables such as gender or subject is normal and homogenous, t-test and ANOVA and in cases where the distribution is not normal and variances are not homogenous for comparisons, two non-parametric tests, Kruskal Wallis and Mann-Whitney U test, were used. In the study, it was found that the teacher educators view themselves highly competent in their general subject area. Even in the competency items having the lowest median values, the teacher educators' competency level was found to be medium. While the teacher educators see themselves highly competent in items related to personal characteristics and values, the competency area in which they see their competencies as the weakest is foreign language competency.While the teacher educators' perceptions of general subject area competencies do not vary depending on gender, type of the affiliated university (state/foundation), academic title (Prof., Assoc. Prof., Ass. Prof., etc.) and their major (Educational Sciences/Subject Area Instruction) and teaching experience, they vary significantly depending on their seniority in their profession. Moreover, there is a significant difference between the perceptions of the group of teacher educators with the academic titles of Prof., Assoc. Prof., Ass. Prof. and those of the group including teacher educators with the other academic titles. Finally teacher educators have admitted themselves competent in terms of perceptions of general subject area competencies according to independence variables.Teacher educators' general subject area competencies can be used for various purposes such as professional development of teacher educators and recruitment of teacher educators in education faculties

    Biology of crocus olivieri subsp. oliviery

    No full text

    The effect of hedera helix folium extract (Prospan®) treatment in the lexperimental arthritis model

    No full text
    Yüksek Lisans TeziÇalışmamızda Hedera helix folium ekstresi (Prospan®) tedavisinin sıçanlarda deneysel olarak oluşturulan adjuvan artrit modelindeki etkisini inceledik. Toplam 6 grup oluşturuldu. Birinci grup kontrol grubu olarak ayrıldı ve diğer grupların sağ arka ayak pençelerine 0. gün intradermal yolla 0,1 ml Freund’s Complete Adjuvant injeksiyonu yapılarak artrit oluşturuldu. 17-27 günler arası; ikinci gruba serum fizyolojik, üçüncü gruba Hedera helix folium ekstresi (Prospan®) (10 mg/kg), dördüncü gruba Hedera helix folium ekstresi (Prospan®) (30 mg/kg), beşinci gruba Hedera helix folium ekstresi (Prospan®) (50 mg/kg) ve altıncı gruba da pozitif kontrol için ibuprofen (100 mg/kg) uygulandı. Tüm ilaçlar sıçanlara gastrik gavaj yoluyla verildi. 0, 17, 20, 23 ve 27. günlerde pençe çapları kumpasla, ağrı düzeyleri ise basıç uygulama cihazıyla ölçüldü. 27. günde kalpten ponksiyonla kanlar alındı ve patolojik inceleme için sağ arka ayak eklemleri çıkarıldı. Serumda malondialdehit, interlökin- 1beta, interlökin-2, interlökin-6, interlökin-10 ve tümör nekroz faktör-alfa düzeyleri ölçüldü ve eklemler histopatolojik olarak incelendi. Hedera helix folium ekstresi (Prospan® 30 mg/kg) tedavisinin deneysel adjuvant artrit modelinde antiinflamatuvar etki göstererek pençe ölçüm değerlerini azalttığı, histopatolojik bulgulardan inflamasyon, vasküler proliferasyon, sinoviyal proliferasyon ve ödemde etkili olduğu görülmüştür. Ağrı parametre ölçümlerinde analzejik etkisi bulunamamıştır. Sitokin ölçümlerinde ise anlamlı sonuçlar elde edilememiştir.abstractIn our study, we examined the effect of the Hedera helix folium extract (Prospan®) on the experimentally-induced adjuvant arthritis model in rats. In total, 6 groups have been formed. The first group served as the control group. In the other groups, 0.1 ml of Freund’s Complete Adjuvant was injected intradermally to the right back paws on day 0 to induce arthritis. Between days 17 and 27, saline has been administered to the 2nd group, Hedera helix extract (Prospan®) (10, 30 and 50 mg/kg) to the 3rd - 5th groups, respectively, and ibuprofen (100 mg/kg) was given as positive control to the 6th group. All of the drugs were administered through gastric gavage. On days 0, 17, 20, 23 and 27, paw diameters were measured with a caliper and pain was evaluated using a paw pressure apparatus. On day 27, bloods were taken from the heart by puncture and right hind leg joints were removed for pathological examination. Serum malondialdehyde, interleukin-1beta, interleukin-2, interleukin-6, interleukin-10 and tumor necrosis factor-alpha levels were measured and joints were examined histopathologically. Hedera helix folium extract (Prospan®) treatment exerted an antiinflammatory effect and reduced paw diameters in the experimental adjuvant arthritis model; histopathological findings indicate that it has been effective on inflammation, vascular proliferation, synovial proliferation and edema. No analgesic activity was observed in pain parameters. In cytokine measurements, no significant results were obtained
    corecore