Energy performance analysis of buildings in terms of alternative reinforced concrete structural systems

In this study, the thermal energy performances and environmental effects of two different reinforced concrete structures, Pure Shear Wall (PSW) Building and Shear Wall-Frame (SWF) Building, were investigated in the climatic conditions of Elazig province. Thermal performance analysis for both buildings; was carried out with the TS 825 program. First of all, through this program, monthly and annual heating loads were determined for 11 different alternative building component scenarios of two different buildings. Subsequently, efficiency alternatives were created in accordance with the climatic conditions of the region and TS 825. Efficiency alternatives designed for both buildings have been analyzed together with their completely uninsulated and current states. Finally, buildings with reinforced concrete carrier systems, energy analysis methods and efficiency alternatives were compared and evaluated based on the results of the analysis. As a result, it has been observed that the building with the PSW system consumes more energy than the building with the SWF system when it is uninsulated and in its current condition

Hastanelerde bina yönetiminin hizmet alanların görüşleri açısından incelenmesi: Bir ölçek geliştirme çalışması

Bu araştırmanın amacı, hastaneden hizmet alan hastaların, hastane binasına yönelik görüşlerinin incelenmesi, hasta ve ziyaretçilerin beklenti ve ihtiyaçlarını karşılayacak, memnuniyetlerini arttıracak bir hastane modeli oluşturmak ve buna yönelik bir ölçek geliştirmektir. Araştırmanın evrenini Elazığ ilinde bir şehir hastanesine başvuru yapan hastalar oluşturmaktadır. Araştırmada basit tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçilen 193 hastaya anket uygulanmıştır. İlgili alan yazın taranarak ve uzman görüşlerinden faydalanılarak ölçek maddeleri oluşturulmuştur. Çalışmadan elde edilen veriler neticesinde, betimleyici testler, güvenilirlik testi, "madde-toplam korelasyonu testi", “alt-üst %27 fark testi", “keşfedici faktör analizi” ve "doğrulayıcı faktör analizi" ile analiz edilmiştir. Yapılan “keşfedici faktör analizi” ve "doğrulayıcı faktör analizi" sonuçları neticesinde 48 maddeden oluşan ölçek 42 maddeye indirilmiştir. Analiz sonuçlarına göre, ölçeğin üç faktörden oluştuğu tespit edilmiştir. Bu üç faktör, toplam varyansın %55,97’sini oluşturmaktadır ve ölçeğin güvenilirlik katsayısı ise 0,951 hesaplanmıştır. Ölçeğin geçerli ve güvenilir olduğu tespit edilmiştir

An estimation of the performance of a passive cooling system incorporating a ground heat exchanger using a multilayer artificial neural network

Abstract Objective: This paper examines the cooling of an office building without a heat pump, using only ground heat exchangers (GHE) and implementing artificial neural network (ANN) to train it on experimental data. Methods: The office building is situated at 38° 40′ 57′′ N latitude and 39° 10′ 29′′ E longitude in the province of Elazig. Each minute, the installed system was monitoring the office’s external meteorological data, the office’s indoor meteorological data, the GHE inlet and outlet temperatures, and the amount of heat load developed during the cooling process. In this study, the passive cooling system’s cooling load and coefficient of performance (COP) were experimentally examined. A second important contribution of this paper is the multilayer ANN model that was created using data selected from the experimental setup, which was measured and recorded. Results: During the summer months of 2018, the COP of the system was measured to be 1.67 on average. The accuracy rates of the multilayer ANN model proposed for cooling systems were calculated to be over 99% and 95% in the training and test datasets, respectively. It was observed that the performance value estimated by ANN converges to the true value by 99%. Conclusion: Having performed this study, it has been demonstrated that passive cooling can be achieved with GHE, and by conducting this study without utilizing a heat pump system, we intend to contribute significantly to the relevant scientific literature

Bağdere Tufası’nın jeolojik, jeokimyasal ve jeokronolojik özellikleri (Elazığ, D Türkiye)

Çalışmaya konu olan tufa yüzleği, Türkiye’nin ikinci büyüklükteki neotektonik yapısı olan sol yanal doğrultu atımlı Doğu Anadolu Fay Sistemi’nin önemli zonlarından biri olan Elazığ Fay Zonu üstünde, Elazığ şehir merkezinin yaklaşık 20 km güneybatısında bulunur. Tufaların yanal-düşey ilişkili olduğu Kuvaterner yaşlı Palu Formasyonu, karasal kökenli kırıntılı çökellerle karakterize edilir. Tufa oluşumunda kaynak kaya rolü oynayan Devoniyen-Jura yaşlı Keban Metamorfitleri’nin Elazığ çevresindeki yüzlekleri, çoğunlukla mermerlerle karakterize edilir. Keban Metamorfitleri’nin litolojisi ve sol yanal doğrultu atımlı Elazığ Fay Zonu’nun meydana getirdiği kırıklı yapı, akışkan dolaşımında ve bundan dolayı tufanın oluşmasında önemli bir görev almıştır. Tufa örneklerinde belirlenen element miktarları, Ca: 384719-390151 ppm, Mg: 3498-4764 ppm, Sr: 112-338 ppm düzeyindedir. δ13C değerleri, 0.4 ila 2.6 (‰ PDP), δ18O değerleri ise -9.9 ila -11.4 (‰PDB) arasındadır. Çalışmadan elde edilen veriler birlikte değerlendirildiğinde, Bağdere tufasının, sığ göl ortamında oluştuğu düşünülmektedir. Örneklerden elde edilen U-Th yaş verileri, tufa çökeliminin günümüzden en azından 524,597 yıl önce başlamış olduğuna işaret etmektedir

Drought assessment in the Aegean Region of Turkey

Drought indices are commonly used to monitor the duration and severity of droughts. In this regard, the continuously changing climate regardless of its cause or effect pushes the limit of the water deficit through time and space. Izmir is a raising city in Turkey, which owns various water resources including but not limited to seashores, lakes, river streams, and groundwater aquifers. In this study, the long-term precipitation and temperature records from 14 meteorological stations between 1973 and 2020 (for 47 years) are used to investigate the drought characteristics in Buyuk Menderes, Kucuk Menderes, and Gediz basins located in the Aegean region of Turkey. For this, the Standardized Precipitation Index (SPI) and the Standardized Precipitation Evapotranspiration Index (SPEI), Percent of Normal (PNI), and the so-called Discrepancy Precipitation Index (DPI) are used with consideration to 1-, 3-, 6-, and 12-month moving averages to investigate the drought patterns. Results showed that the monthly indices depict very similar results for the entire region. However, in the 1980s and 2010s droughts were more severe than the rest of the historical records. When the moving average operator is implemented in the analysis (3-, 6- and 12-month periods), neither SPI nor the SPEI showed the same results at any stations. It is illustrated that the periods of severe and normal drought have occurred in the past, yet the indices that are obtained using average values are generally within the normal limits, but extreme values (extremely arid or extremely wet) occurred occasionally. It is also concluded that although there is a similarity between the implemented indices, the DPI and PNI depict the highest resemblance

Doğu Anadolu fay sistemi boyunca gelişen kuvaterner mafik alkali volkanizmasının petrojenezi ve tektonik konumu, Güneydoğu Anadolu Orojenik Kuşağı (Elazığ)

Bu çalışma ile Elazığ Bölgesinde yüzeyleyen Kuvaterner volkanik kayaçlarının inceleme sonuçları verilmiştir. Sol yönlü doğrultu atımlı Doğu Anadolu Fay Zonu (EAFZ) Türkiye’nin en önemli faylarından birisidir. Elazığ bölgesinde EAFZ boyunca mafik alkali özellikte volkanik kayaçlar yüzeylemektedir. Bu volkanik kayaçlar, yüksek LILE ve HFSE içeriklerine ve düşük LILE/HFSE oranlarına (Ba/Nb=2.28-10.7) ve düşük 87Sr/86Sr (0.703149-0.703915) ve yüksek 143Nd/144Nd (0.512751-0.512895) oranlarına sahiptirler. Kimyasal bileşimleri levha içi magmaların bileşimlerine benzemektedirler. Yüksek Nb (34-76.6 ppm), ve Nb/La oranları (>1.0) gösterirler. Nb/La oranları lavların kirlenmemiş veya çok az kirlenmiş olduğunu belirtmektedir. Pozitif Sr anomalisi ve Eu anomalisinin olmaması plajiyoklasların esas fraksiyonlaşma mineral fazı olmadığını belirtir. Farklı veriler Harput volkanitlerinin spinel lerzolitin düşük derecede kısmi ergimesi (~%0.4-4) ile Doğu Anadolu Fay Zonu’na ait fay sistemlerinin kesişme noktalarında oluşmuştur

A YOLOv4-based method for underwater litter detection

Su altı görüntü işleme, su altı canlıları ve nesnelerin tespiti için önemli bir araştırma alanıdır. Bu çalışmada, insansız su altı robotu kullanılarak su altı çöp tespiti için derin öğrenme tabanlı bir yöntem önerilmiştir. Su altında bulunan plastik şişe, cam şişe ve plastik paket ve büyük plastik bidon nesnelerine ait görüntüler toplanarak bir veri seti oluşturulmuştur. Dört nesne türü için toplamda 720 sualtı görüntüsü toplanmıştır. 720 görüntü içerisinde 962 nesne mevcuttur. Bu görüntüler LabelImg programı kullanılarak etiketlenmiştir. Bu çalışmada nesne tespiti için YOLOv4 (You Only Look Once) algoritması kullanılmıştır. Önerilen yöntem 80:20 eğitim test ve 90:10 eğitim test oranı ile uygulanmış ve sırasıyla %88.7 ve %75.8 doğruluk hesaplanmıştır

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Türk yazılı basınında yansıması

Bu araştırmada; 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan ve halen devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Türkiye’de farklı yayın politikalarına sahip gazetelerde savaşın başlangıcının akabinde nasıl ele alındığı incelenmiştir. Basın İlan Kurumu’nun resmi internet sitesinden yararlanılarak yapılan bu çalışmada, yaygın gazeteler adı altında gösterilen Birgün ve Yeni Akit gazetelerinin ilk sayfalarındaki haberler içerik analizine tabi tutulmuştur. Araştırmaya konu olan gazetelerin aynı tarihlerde birinci sayfalarındaki haberler incelenmiş ve çıkarımlar yapılmıştır. Devam eden savaşın iki farklı yayın politikasına sahip yaygın gazetelerde ne ölçüde yer aldığı savaşın hangi özelliklerine vurgu yapıldığı, gazeteler arasında haber başlıklarının farklılıklarının olup/olmadığı analiz edilmiştir. Gazetelerde sunulan haberlerde Türkiye’nin savaşa ilişkin tavrının her iki gazete tarafından farklı şekilde haber içeriklerinde yer aldığı vurgulanmıştır.In this study; the ongoing war which was started on February 24, 2022 between Russia and Ukraine was investigated within the scope of how it has been handled by newspapers that have different publishing policies in Turkey, after the beginning of the war. The official website of Press Advertisement Agency was used, and content analysis method was applied to the news on the first pages of the Birgun and Yeni Akit newspapers which have been categorized under the heading of common newspapers. The news on the first pages of the newspapers that are subject of the research on the same dates were examined and inferences were made. The extent of the news, the emphasized features of the war, and the differences in the headlines were analyzed in the mainstream newspapers with two different publication policies about the ongoing war. It was emphasized that the attitude of Turkiye regarding the war were differently involved in the content of the news in these two different newspapers