64 research outputs found
Dini temelli nefret söylemi ekseninde ifade özgürlüğünün sınırlandırılması
Tezin basılısı İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi'ndedir.Bu çalışma, özellikle internet fenomeninin ortaya çıkışı, sosyal medyanın kullanımının yaygınlaşması, genel olarak basın-yayın kanallarının çeşitlenmesi ve bu kanalların herkesçe erişilebilir hale gelmesiyle birlikte sıklıkla karşılaşılan ‘nefret söylemi’ne hasredilmiştir. Çağın epidemisi olarak da adlandırılan ve tanımlanması kadar tespiti de oldukça zor olan nefret söylemi pek çok farklı disiplinin alanına giren bir çalışma konusudur. Hukuk bilimini ilgilendiren nokta, nefret söyleminin ulusal ve uluslararası metinlerde nasıl tanımlandığı ile nefret söyleminin hak ve özgürlüklerle olan ilişkisidir. Nefret söylemi, içeriği itibarıyla ifade özgürlüğü ile yakından ilişkilidir. Nefret söylemi söz konusu olduğunda ifade özgürlüğünün akıbeti konusunda iki ana yaklaşım bulunmaktadır. Amerikan ‘free speech’ doktrini ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadının karşı karşıya geldiği bu nokta çalışmanın hareket noktasını oluşturmaktadır. İfade özgürlüğü, nefret söylemi karşısında sınırlandırılmalı mıdır? Sorunun cevabı olumlu ise bu sınırlandırma hangi durumlarda ve hangi ölçüde gerçekleştirilmelidir? Çalışmada bu sorunun yanıtı aranmakta ve muhtelif yargı organlarının ve uluslararası komitelerin ifade özgürlüğünün nefret söylemi sebebiyle sınırlandırılmasında kullandıkları kriterler açıklanmaktadır. Nihai amaç ise demokrasinin belkemiği olarak nitelendirilen ifade özgürlüğünün, dini temelli nefret söylemi karşısında ‘ideal’e yakın sınırlandırma kriterinin ne olabileceğini ortaya koymaktır.ÖZ ........................................................................................................................... iv
ABSTRACT ............................................................................................................ v
TEŞEKKÜR ........................................................................................................... vi
İÇİNDEKİLER ...................................................................................................... vii
KISALTMALAR ................................................................................................... ix
GİRİŞ ...................................................................................................................... 1
BÖLÜM
1. Nefret Söylemi .................................................................................................... 7 1. 1 Uluslararası Düzlemde Nefret Söylemi ........................................................ 7 1.1.1 Genel Nefret Söylemi Düzenlemeleri ve Tanımları ................................ 7 1.1.1.1 Birleşmiş Milletler .................................................................... 7 1.1.1.2 Avrupa Konseyi ........................................................................ 8 1.1.1.3 Avrupa Birliği ......................................................................... 11 1.1.2 Dini Temelli Nefret Söylemi ................................................................. 12 1.1.2.1 Birleşmiş Milletler .................................................................. 12 1.1.2.2 Avrupa Konseyi ...................................................................... 13 1.1.2.3 Avrupa Birliği ......................................................................... 15 1.1.3 Karşılaştırmalı Hukukta Nefret Söylemi ............................................... 16 1.2 Türkiye’de Nefret Söylemi .......................................................................... 17 1.2.1 Nefret Söylemine İlişkin Düzenlemeler ................................................ 17 1.2.2 Muhtelif Çalışma ve Öneriler ................................................................ 22 1.3 Nefret Söyleminin Benzer Kavramlarla İlişkisi ........................................... 24 1.3.1 Küfür (Blasphemy) ................................................................................ 24 1.3.2 Hakaret (Religious Insult) ..................................................................... 24 1.3.3 Nefret Suçu (Hate Crime) ..................................................................... 25
2. Temel Hak ve Özgürlükler ile Dini Temelli Nefret Söylemi Çatışması ........... 33 2.1 Nefret Söyleminin İfade Özgürlüğü ile İlişkisi ............................................ 33
2.2 Nefret Söyleminin Diğer Hak ve Özgürlükler ile İlişkisi ............................ 40 2.2.1 Yaşam Hakkı ......................................................................................... 41 2.2.2 İnsan Onuru ve Kişinin Maddi ve Manevi Varlığını Koruma ve Geliştirme Hakkı ............................................................................................ 43 2.2.3 Din Özgürlüğü ....................................................................................... 46 2.3 Nefret Söyleminin Yaptırıma Tabi Tutulması ............................................. 50
3. İfade Özgürlüğünü Sınırlayan Bir Sebep Olarak Dini Temelli Nefret Söylemi ve Sınırlandırma Kriterleri .................................................................................... 55 3.1 Sınırlandırma Kriterleri ................................................................................ 55 3.1.1 Birleşmiş Milletler ve Sınırlandırma ..................................................... 58 3.1.1.1 Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ile İnsan Hakları Komitesi ............................................................................................. 58 3.1.1.2 Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme ve Irk Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi (CERD) ............................................................................... 62 3.1.2 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Sınırlandırma ............................. 66 3.1.3 Amerikan Yüksek Mahkemesi ve Sınırlandırma .................................. 74 3.2 Örnek Kararlar Çerçevesinde Kriterlerin Uygulanması ............................... 81
SONUÇ ................................................................................................................. 92
KAYNAKÇA ........................................................................................................ 9
Gebelikte Nadir Görülen ve Başarılı Yönetilen Spontan Pnömotoraks: Olgu Sunumu
Spontan pnömotoraks gebelikte çok nadir görülen, hayatı tehdit eden bir klinik durumdur. Erken tanı, tedavisi, gebelik takibi, doğum zamanlaması ve şekli maternal ve fetal sonuçlar için önem arzetmektedir. 26 yaşında gravida 2 para 1 olan hasta 12. gebelik haftasında hastanemize akut göğüs ağrısı ve dispne ile başvurmuştur. Çekilen akciğer grafisinde ve Toraks MR’ da sol akciğerde akut pnömotoraks ile uyumlu görünüm izlenmiştir. Hastanın anamnezinde sigara içme ve bir önceki gebeliğinde de doğum esnasında gerçekleşen spontan pnömotoraks öyküsü mevcuttur. Hastaya tüp torakostomi uygulanmıştır. Hastaya spinal anestezi altında sezaryen ile doğum gerçekleştirilmiştir. Hasta postoperatif 6. gününde sorunsuz taburcu edilmiştir. Spontan pnömotoraks gebelikte çok nadir görülmesine rağmen, özellikle tekrarlama riskinin yüksek olduğu geçirilmiş spontan pnömotoraks öyküsü olan olgularda, şiddetli dispne ve göğüs ağrısı şikayeti olan gebelerde spontan pnömotoraks akılda tutulmalıdı
Problems and expectations of beekeeping enterprises in ardahan province
Aim: The study was carried out to determine the problems and
precautions on beekeeping in Ardahan Province.
Materials and Methods: The material of the research was the
data obtained from the survey that was carried out with face-toface
interviews with 216 people in 661 beekeeping enterprises
operating in Ardahan province in 2013.
Results: It was identified that 46.3% of beekeepers started beekeeping
activities within the last 10 years, 60.7% of them had at
least high school education level, and 93.5% of them had other
occupations in addition to beekeeping. Only 37.5% of participants
expressed that they were satisfied with the current prices
of honey, and 8.8% of them stated that they had the opinion of
quitting beekeeping practices in the future. The beekeepers stated
that three of the most important problems that they encountered
were "providing quality queen bee", "bee diseases and
harms of these diseases" and "low productivity of bee breeds".
Conclusion: In the study conducted in the province of Ardahan,
it was determined that the problems related to the sector
were in a situation that could not be considered separately from
the problems that were related to beekeeping practices all over
the country, therefore there were common problems countrywide.
For this reason, in order to solve the problems in beekeeping
sector in Turkey; the cooperation among beekeeping
associations, universities and the Ministry of Agriculture about
specializing and branding in organic/ecological beekeeping will
bring an important momentum to the production of honey and
other bee products
The Impact of Multiple Viral Infection in Children with Severe Lower Respiratory Tract Infections
Aim:We aimed to compare the clinical features and outcomes between single and multiple viral pathogens in children with severe lower respiratory tract infections (LRTIs) in a pediatric intensive care unit (PICU).Materials and Methods:This study was conducted retrospectively in patients who were admitted to a PICU between March, 2018 and March, 2020. The subjects were divided into two groups, single viral infection and multiple viral infection. The epidemiologic characteristics, clinical features, disease severity and outcomes were compared between these single and multiple viral infection groups.Results:During this study period, positive polymerase chain reaction (PCR) tests were carried out on 136 (29%) children among the 468 children admitted to the PICU with the diagnosis of LRTI. Rhinovirus and Respiratory Syncytial Virus (RSV) were the most commonly identified viruses (44.1% and 35.2%, respectively). Two viruses were detected in thirty-nine (28.6%) of samples via PCR tests. Rhinovirus and RSV co-infection was the most common combination (10/39, 25.6%) in our cohort. The multiple viral infection group had higher PRISM scores than the single virus infection group (10 vs. 7, respectively, p=0.009). In the multiple viral infection group, the invasive ventilatory support rate (56.4% vs 36.1%, p=0.030) and the non-invasive ventilatory (NIV) support rate (43.5% vs 6.1%, p=0.018) were significantly higher than in the single viral infection group.Conclusion:Lower respiratory multi-viral infections are associated with increased invasive and NIV support requirements. Close monitoring in a unit where support can be provided is essential for those infants with multi-viral LRTIs
Potansiyel antibiyotik ve antitümör özelliklere sahip yeni ferrosen türevlerinin tasarım ve sentezi
TÜBİTAK TBAG01.10.2008Ferrosen ve ferrosenyum tuzlarının son yapılan çalışmalarda antitümör aktivite göstermesinden sonra yapılarında ferrosen grubu ihtiva eden biyoaktif yapılar büyük önem kazanmıştır çünkü ferrosen grubu bu bileşiklerin sahip oldukları antitümör ve antibiyotik etkileri dahada artırmaktadır. Dolayısıyla daha etkili antitümör maddelerinin bulunması ve geliştirilmesi kanser gibi hastalıkların tedavisinde yeni umutlar olabilir. Organik ve organometalik bileşiklerin biyolojik aktiviteleri hakkında bazı tahminler yapılabilmekle beraber aktivitelerin kesin olarak belirlenmesi ancak biyolojik aktivite testleri ile mümkündür. Bu da genellikle bu bileşiklerin önce eldesini yani laboratuvarda sentezini gerektirmektedir. Bir ferrosenil grubunun antitümör ve antibiyotik gibi önemli biyolojik aktivitelere sahip alkilidensiklopentendion (1), siklopentenon (2), sikloheptadienon (3) ve pirazol (4) yapılarına direk bağlı olduğu bu tür türevler literatürde hemen hemen bilinmemekte ve bunların sentezine yönelik herhangi bir çalışmada yoktur. Bu projede yeni ve uygulanabilir yöntemler geliştirilerek yapıları aşağıda gösterilen literatürde bilinmeyen bu yeni ferrosenii türevlerinin sentezi gerçekleştirilmiştir. Ferrosenil grubunun bu maddelerin sahip oldukları biyolojik aktiviteyi dahada artırması beklenmektedir. Sentezlenen bu bileşiklerden bir veya bir kaçının istenilen düzeyde biyolojik aktivite göstermesi halinde bu bileşikler kanser gibi hastalıkların tedavisinde umut verici yeni ilaç maddeleri olabileceklerdir.After ferrocene and ferrocenium salts have shown antitumor activities in recent studies, biologically active compounds containing a ferrocene moiety have gained more importance since the ferrocene group increases their antitumor and antibiotic activities more and more. Development of new potential antitumor compounds is likely to provide new promising drug substances for curing the cancer type diseases. Although the biological activities of organic and organometallic compounds/complexes can be predicted to some extent, the certain activities can be determined only by their biological activity tests, which would require first the laboratory synthesis of such compounds/complexes. The examples of ferrocenyl-substituted alkylidenecyclopentenediones (1), cyclopentenones (2), cycloheptadienones (3) and pyrazoles (4), as well as general methods for their syntheses, are almost unknown, but these compounds should be medicinally very important compounds. In this project, the synthesis of these new compounds, which are unknown in literature, was achieved by developing new and applicable methods. It is expected that ferrocenyl moiety will increase their current biological activity more and more. If one or few of them shows the expected biological activity, then such compounds can be promising drug candidates to cure the cancer type diseases
- …