93 research outputs found

    Hücre Membranından Geçemeyen Ajanların Antiproliferatif Etkilerinin Nanoenkapsülasyon ile Modifikasyonu

    Get PDF
    Amaç: Bu çalışmada amaç hücre membranından geçemeyen ajanların düşük dozlarda nanoenkapsülasyonla hücreye girmesini sağlamaktır. Gereç ve Yöntem: Bunun için araştırma materyali olarak hidrojen soy fosfatidilkolin ve kolesterol lipitleri toz halinde satın alınmıştır. Bu tozlar 3:1 kloroform/metanol içinde çözündürüldükten sonra vakum altında kloroform/metanol uzaklaştırılmıştır. Elde edilen lipit tabakası sitrat tamponu içinde lipozom enkapsüle edilecek toksik kimyasallar ile homojen hale getirilip filtreden geçirilerek lipozom elde edilmiştir. Son aşamada bu karışım kolondan geçirilerek lipozom enkapsüle olmayan kimyasallardan arındırılmış ve lipozomlar saf halde elde edilmiştir. Bulgular: Elde edilen lipozomların boyutları yaklaşık 200-300 nanometre boyutundadır. DTPA ve TPEN ile yüklenen lipozomların enkapsülasyon verimi hesaplanmıştır. DTPA’nın paketlenme verimi %43,8, TPEN’in paketlenme verimi %1,45 bulunmuştur. DTPA’nın PC3 hücreleri üzerinde IC50 değeri 48 saatte 50 μM olarak bulunmuştur. TPEN’in PC3 hücreleri üzerinde IC50 değeri 24 saatte 4-6 μM arasında olduğu saptanmıştır. Sonuç: Lipozomal DTPA’nın PC3 hücreleri üzerinde IC50 değeri 72 saatte 50-60 μM olarak değerlendirilmektedir. Lipozomal TPEN’de ise bu değerin 72 saatte 6-8 μM arasında olduğu sonucuna varılmıştır. Yalın DTPA ya da TPEN’in toksik etkisinin lipozomal formülasyonlarından daha fazla olduğu sonucu elde edilmiştir.KABUL VE ONAY ................................................................................................................ i TEŞEKKÜR .......................................................................................................................... ii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ............................................................................ v ŞEKİLLER DİZİNİ ............................................................................................................... vi TABLOLAR DİZİNİ .......................................................................................................... viii ÖZET .................................................................................................................................... ix ABSTRACT .......................................................................................................................... x 1. GİRİŞ ................................................................................................................................. 1 2. GENEL BİLGİLER ............................................................................................................ 3 2.1. Prostat Kanseri ................................................................................................................ 3 2.2. Reaktif Oksijen Türlerinin Kanserle İlişkisi ..................................................................... 4 2.3. Normal Prostat Hücrelerinde Çinkonun Rolü .................................................................. 5 2.4. Çinko Şelatlayıcı Ajanlar ................................................................................................. 5 2.5. İlaç Taşıma Sisteminde/Kanser Çalışmalarında Nanoenkapsülasyon ................................ 7 2.6. Hücre Membranı ve Özellikleri ....................................................................................... 9 2.7. Lipozom ........................................................................................................................ 10 2.8. Lipozomların Sınıflandırılması ...................................................................................... 12 2.8.1. Lipozomların Stabilitesi .............................................................................................. 13 2.8.2. Lipozom Karakterizasyonu ......................................................................................... 13 2.9. Lipozomların Terapötik Uygulamaları ........................................................................... 16 2.10. Lipozomlara İlaç Yükleme .......................................................................................... 17 2.11. Lipozom Sentezleme Metodları ................................................................................... 17 2.12. Antikanser Terapide Lipozomlar ................................................................................. 19 2.13. Lipozomal Antikanser İlaç Formülasyonları ............................................................... 19 2.14. Lipozomların Hücresel Cevabı .................................................................................... 22 2.15. Literatür Taraması ....................................................................................................... 22 3. GEREÇ VE YÖNTEM ..................................................................................................... 25 3.1. Lipozom Yapımı ........................................................................................................... 25 3.2. Lipozom Karakterizasyonu ve Optimizasyonu ............................................................... 25 3.3. TPEN Referans Grafiğinin Çıkarılması .......................................................................... 26 3.4. DTPA Şelasyonu ........................................................................................................... 26 iv 3.5. DTPA yüklü lipozomların Konsantrasyonlarının Belirlenmesi ....................................... 27 3.6. Hücre Kültürü ............................................................................................................... 27 4. BULGULAR .................................................................................................................... 30 4.1. TPEN ve DTPA Referans Grafikleri .............................................................................. 30 4.2. TPEN Yüklü ve Boş Lipozomların TEM Altında Morfolojik Görüntüsü........................ 31 4.3. DTPA Yüklü Lipozomların TEM Altında Morfolojik Ggörüntüsü ................................. 33 4.4. Kontrol ve TPEN Yüklü Lipozomların Partikül Analizi ve Zeta Potansiyeli Ölçümü ..... 35 4.5. Kontrol ve DTPA Yüklü Lipozomların Zeta Ölçümü ve Partikül Analizi ....................... 37 4.6. DTPA’nın PC3 Hücreleri Üzerine Etkisi ....................................................................... 39 4.7. TPEN’in PC3 Hücreleri Üzerine Etkisi .......................................................................... 40 4.8. Lipozomal DTPA’nın PC3 Hücreleri Üzerine Etkisi ...................................................... 42 4.9. Lipozomal TPEN’in PC3 Hücreleri Üzerine Etkisi ........................................................ 43 5. TARTIŞMA ..................................................................................................................... 44 6. SONUÇ VE ÖNERİLER .................................................................................................. 50 KAYNAKLAR .................................................................................................................... 52 BİLİMSEL ETİK BEYANI .................................................................................................. 62 ÖZ GEÇMİŞ ........................................................................................................................ 6

    Development of appropriate glaze compositions for the avanos pottery

    Get PDF
    Bu Projede Doç. Dr. Elif Eren Gültekin yürütücü olup, Doç. Dr. Betül Aytepe Serinsu ve Öğr. Gör. Bahadır Cem Erdem araştırma olarak görev almıştır.El sanatlarının ve çömlekçiliğin önemli geçim kaynağı olduğu ilçelerden biri olan Avanos, çömlek üretimi konusunda Türkiye'de önde gelen yerler arasında yer almaktadır. Avanos ilçesi ve Nevşehir iline bağlı çömlek üretimi yapılan diğer bölgelerde çömlek çamuru kullanılan uygulamalarda, sırlı üretim her ürün yelpazesinde tercih edilmemekle birlikte sırlı ürünlere de rastlamak mümkündür. Avanos ve civarında çıkan kırmızı killerle elde edilen çömlekçi çamurlarına sır uygulandığında, sır çatlakları, sır atmaları ve dökülmeler olduğu gözlenmektedir. Bu nedenle sağlıklı ürünler üretilememektedir. Çömlekçi ustalarının kullandığı sırlar, fabrikalardan satın alınmakta ve sırların bünye ile uyuşmasında çeşitli sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Bu projede Avanos çömlek çamuruna uygun Avanos hammaddeleri kullanılmıştır ve hazırlanan sırların ısıl genleşme katsayıları dilatometre cihazıyla belirlenmiştir. Böylece bünye ile sır uyumunu sağlayacak uygun sır kompozisyonlarının üretilmesi amaçlanmıştır. Projede, Avanos’taki çömlek atölyelerinin kullandığı çömlek çamuru çeşitleri belirlenerek, deneylerde kullanılmıştır. Belirlenen bünyelere uygun sır reçeteleri oluşturulmuş ve her bir reçete için firitler hazırlanmıştır. Ürünlerin kromatik koordinatları (L*, a*, b*) Minolta CM-3600d renk ölçüm cihazı ile yapılmış ve elde edilen renk değerleri kıyaslanmıştır. Deney plakaları dışında, aynı kil bünyelerden artistik formlar şekillendirilerek sırların dokulu yüzeylerdeki etkileri gözlemlenmiştir. Ayrıca sırların ergime davranışı incelenmiş, mikroyapıları araştırılmıştır.The Avanos district of Nevsehir is a major handicraft center of both the Cappadocia region and of Turkey. The craft sector has become increasingly important for commercial purposes, with pottery being considered to be the most important area of the sector. This project aimed to develop appropriate glaze compositions for Avanos pottery. Glaze raw materials have been used in suitable for Avanos muds and thermal expansion coefficient of the prepared glazes were determined by dilatometry device. Thus, compliance with the glazes and the bodies are intended to provide the proper glaze composition production. In the project, determined types of mud used by pottery producers in Avanos have been used in the experiments. The glaze compositions appropriate to bodies were designed and frits were prepared for each glaze composition. Chromatic coordinates (L *, a *, b *) of products were performed by Minolta CM-3600d device, and the resulting color values were compared. Except from experiment plates, artistic forms were shaped with same bodies to observe surface texture. The melting behavior of the glazes were also examined, microstructures were investigated

    Castleman's Disease: Due to a Rare Intraabdominal Location

    Get PDF
    Castleman disease (CD) is a rare benign disease with unknown etiology. It is also called angiofollicular lymph node hyperplasia, giant lymph node hyperplasia, lymph node hamartoma, benign giant lymphoma. Histologically, it is classified as hyaline vascular and plasma cell variant, but rarely features of two types can coexist. Most of the cases with unisentric disease are hyaline vascular and most of the cases with multicentric disease are in plasma cell histological type. Although it is frequently located in thorax, it can be found throughout the body. Salivary glands, lungs, pancreas, larynx, parotid gland, meninges, and even limb muscles can be affected as extralymphatic spread. Since it is localized in the middle and anterior mediastinum in the thorax, it should be differentiated from mediastinal autoimmune and neoplastic diseases. In this case report, we aimed to present the radiological findings of a CD case with a rare intraabdominal location

    Leaf Hexane Extracts of Two Turkish Fig (Ficus carica L.) Cultivars Show Cytotoxic Effects on a Human Prostate Cancer Cell Line

    Get PDF
    The world-famous Turkish fig, grown in Aydin, is also used for the treatment of various diseases with its leaves and latex. Studies have shown that fig leaf has antioxidant, antiviral, antidiabetic, antimicrobial, and anticancer effects. The objective of the study is to examine the anticarcinogenic and antimicrobial effects of nonpolar extracts from the leaves of two fig cultivars (Sari Lop and Aydin Black) that are the most widely grown in Aydin. The fig leaves collected in the summer of 2017 were dried in shade at room temperature and crumbled. The n-hexane extracts of the dried fig leaves obtained with manual soxhlet and semi-automated soxhlet apparatus were applied on PC3 human prostate cancer cell line for 24h. The antimicrobial activities of the extracts were examined on Escherichia coli and Bacillus cereus using disc and agar well diffusion methods. As a result, antimicrobial activity of the n-hexane extracts on the bacteria was not detected at the highest dose tested (100 mg/ml). The n-hexane extracts showed cytotoxic effect on PC3 cells in a dose-dependent fashion and caused close to 100% death at 1000 μg/ml. No significant difference was observed between the cytotoxic effects of n-hexane extracts of two fig cultivars and the extraction methods (P>0.05)

    An Acute Renal Failure Case Due To Overdose Use Of Perindopril/Amlodipin

    Get PDF
    Fixed -dose combination therapies are important alternative of hypertension treatment. The management of suicidal intoxication with these conbination preparations which might have different and sometimes interactive mechanisms is still unclear. In this case-report a 51 -yearold male patient who had taken 26 pills of perindopril 5 mg and amlodipine 10 mg combination drug. He admitted to the emergency department with the complications of dizziness and fatigue. He was followed in intensive care unit after his first medical care unitafter his first medical emergency intervensions. After development of hypotensionand acute renal failure, he improved with fluid resussitation and symtomatic treatment and he was discharged

    Diagnosis of comorbid migraine without aura in patients with idiopathic/genetic epilepsy based on the gray zone approach to the International Classification of Headache Disorders 3 criteria

    Get PDF
    BackgroundMigraine without aura (MwoA) is a very frequent and remarkable comorbidity in patients with idiopathic/genetic epilepsy (I/GE). Frequently in clinical practice, diagnosis of MwoA may be challenging despite the guidance of current diagnostic criteria of the International Classification of Headache Disorders 3 (ICHD-3). In this study, we aimed to disclose the diagnostic gaps in the diagnosis of comorbid MwoA, using a zone concept, in patients with I/GEs with headaches who were diagnosed by an experienced headache expert.MethodsIn this multicenter study including 809 consecutive patients with a diagnosis of I/GE with or without headache, 163 patients who were diagnosed by an experienced headache expert as having a comorbid MwoA were reevaluated. Eligible patients were divided into three subgroups, namely, full diagnosis, zone I, and zone II according to their status of fulfilling the ICHD-3 criteria. A Classification and Regression Tree (CART) analysis was performed to bring out the meaningful predictors when evaluating patients with I/GEs for MwoA comorbidity, using the variables that were significant in the univariate analysis.ResultsLonger headache duration (<4 h) followed by throbbing pain, higher visual analog scale (VAS) scores, increase of pain by physical activity, nausea/vomiting, and photophobia and/or phonophobia are the main distinguishing clinical characteristics of comorbid MwoA in patients with I/GE, for being classified in the full diagnosis group. Despite being not a part of the main ICHD-3 criteria, the presence of associated symptoms mainly osmophobia and also vertigo/dizziness had the distinguishing capability of being classified into zone subgroups. The most common epilepsy syndromes fulfilling full diagnosis criteria (n = 62) in the CART analysis were 48.39% Juvenile myoclonic epilepsy followed by 25.81% epilepsy with generalized tonic-clonic seizures alone.ConclusionLonger headache duration, throbbing pain, increase of pain by physical activity, photophobia and/or phonophobia, presence of vertigo/dizziness, osmophobia, and higher VAS scores are the main supportive associated factors when applying the ICHD-3 criteria for the comorbid MwoA diagnosis in patients with I/GEs. Evaluating these characteristics could be helpful to close the diagnostic gaps in everyday clinical practice and fasten the diagnostic process of comorbid MwoA in patients with I/GEs

    GWAS meta-analysis of over 29,000 people with epilepsy identifies 26 risk loci and subtype-specific genetic architecture

    Get PDF
    Epilepsy is a highly heritable disorder affecting over 50 million people worldwide, of which about one-third are resistant to current treatments. Here we report a multi-ancestry genome-wide association study including 29,944 cases, stratified into three broad categories and seven subtypes of epilepsy, and 52,538 controls. We identify 26 genome-wide significant loci, 19 of which are specific to genetic generalized epilepsy (GGE). We implicate 29 likely causal genes underlying these 26 loci. SNP-based heritability analyses show that common variants explain between 39.6% and 90% of genetic risk for GGE and its subtypes. Subtype analysis revealed markedly different genetic architectures between focal and generalized epilepsies. Gene-set analyses of GGE signals implicate synaptic processes in both excitatory and inhibitory neurons in the brain. Prioritized candidate genes overlap with monogenic epilepsy genes and with targets of current antiseizure medications. Finally, we leverage our results to identify alternate drugs with predicted efficacy if repurposed for epilepsy treatment

    The Performence of Functıonalized Graphene Oxide Doped Composiıte Membranes in Water Treatment

    No full text
    Temiz su ihtiyacının sağlanması 21. yüzyılın ve Avrupa Öngörü Platformu eylem planının öncelikli konularından (Çevre Teknolojileri Yol Haritası 2020, Entegre Su Yönetimi) birisi olup su temininde ileri teknolojilerin kullanılması ve geliştirilmesi önem arz etmektedir. Membran teknolojisi su arıtımı için yüksek seçicili ve verimlilikte yaygın olarak kullanılan bir teknolojidir. Günümüzde su arıtımı için uygun ve ekonomik bir teknoloji olarak kullanılmakta ancak membran teknolojisinin etkinliğine, performans verimliliğine ve ekonomikliğine etki eden mekanik kararlılığı ve membran yüzeyinin kirlenmesi gibi önemli parametreler vardır. Bu dezavantajlarını bertaraf etmek için son yıllarda nanomalzemelerin üretimindeki gelişmeler sayesinde karbon bazlı nanomalzemelerin membran teknolojisine dahil edilmesi sağlanmıştır. Bu proje; Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Ajansının son raporunda belirtiği üzere ―Ülkemizde mevcut arıtma teknolojilerinin sürdürülebilir kavramı çerçevesinde gelecekte öngörülecek deşarj limitlerini sağlamasının mümkün olmadığı görülmektedir. Mevcut arıtma teknolojileri dünyada gelinen arıtma teknoloji ve yaklaşımlarının oldukça gerisinde kaldığımızı, su kaynaklarının korunması ve atık su arıtımda mutlaka yeni teknolojiler doğrultusunda yeniden tasarlanması ve 'temiz su üretim teknolojileri 'kavramı dahilinde yeni teknolojik uygulamaların hayata geçirilmesi zorunludur‖ ifadesine yeni bir bakış açısı, kaynak ve veri sağlamaktadır. Projede grafen oksit (GO) ve farklı molekül boyutlarına sahip α-,β-,γ-Siklodekstrinler(x-SDs) ile fonksiyonlandıgeliĢmerılmıĢ grafen oksit elde edilerek yapısal ve morfolojik karakterizasyon işlemleri gerçekleştirilmiştir. Elde edilen kompozit malzemenin farklı oranlarda polimer matriksi (PSf) içerisinde homojen bir şekilde dağıtılıp, destek malzemesi üzerine kaplanmasıyla yeni nesil kompozit membranlar oluşturulmuştur. Kompozit membran performans testlerinin; su geçirgenliği, akı geri kazanım oranı, bovin serum albümin/ovalbumin kullanarak kirlilik testleri ve arsenik giderimi Prozesstechnik GmbH pres masaüstü membran pilot sisteminde her bir kompozit membran için karşlaştırılarak araştırılmış ve Emet-Kütahya bölgesinden temin edilen gerçek su numunesinde membranların performansı incelenmiĢtir. Bu projenin önemli çıktıları; polimer destek içinde grafen ve modifiye grafen temelli malzemeler (iGO/x-SDs) kullanarak performansı yüksek membran tasarlanmıştır. Bu sayede, gerçek su numunelerinin arıtma iĢlemlerinde; GO ve iGO/x-SDs (x: α,β,γ) katkılı kompozit membranlarla gerçekleştirilmesi, membran teknolojileri alanında bilgi birikiminin sağlanması, membran ve malzeme teknolojileri alanında bilim insanı yetiştirilmesine katkı sağlanmıştır.Providing the need for clean water is one of the primary issues of the 21st century and The European Foresight Platform action plan (Environmental Technologies Roadmap 2020, Integrated Water Management), and it is important to use and develop advanced technologies in water supply. Membrane technology is a highly selective and efficient technology for water treatment. Today, it is used as a suitable and economical technology for water treatment, but there are important parameters such as mechanical stability and contamination of the membrane surface that affect the efficiency, performance efficiency and economy of membrane technology. To overcome these disadvantages, thanks to the developments in the production of nanomaterials in recent years, carbon based nanomaterials have been included in membrane technology. This project; As stated in the last report of the Environment and Sustainable Development Agency, ―It is not possible for the existing treatment technologies in our country to meet future discharge limits within the framework of the sustainable development concept. The current treatment technologies provide a new perspective, resources and data to the expression of ―New technological applications must be implemented within the concept of clean water production technologies‖ and the redesign of water resources and the design of water in waste water treatment. In the project, structural and morphological characterization processes were performed by obtaining graphene oxide (GO) and graphene oxide functionalized with α-, β-, γ-Cyclodextrins (x SDs) having different molecular sizes. A new generation of composite membranes were created by distributing the obtained composite material homogeneously in different proportions of polymer matrix (PSf) and covering it on the backing material. Composite membrane performance tests; water permeability, flux recovery rate, pollution tests using bovine serum albumin/ovalbumin and arsenic removal were investigated by comparing them for each composite membrane in the Prozesstechnik GmbH press desktop membrane pilot system and the performance of the membranes in the real water sample obtained from the Emet-Kütahya region was investigated. The important outputs of this project are; A high performance membrane is designed using graphene and modified graphene based materials (iGO/x-SDs) in the polymer support. Thus, in the treatment processes of real water samples; It has contributed to the realization of GO and iGO/x-SDs (x: α, β, γ) with composite membranes, providing knowledge in the field of membrane technologies, and training of scientists in the field of membrane and material technologies

    Melanoma detection from histopatological images with convolutional neural networks

    No full text
    YÖK Tez No: 677476Dünya üzerinde kanser gün geçtikçe ciddi bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Kanser türlerinden malign melanom, tüm cilt kanseri vakalarının %4'ünü oluşturmasına rağmen cilt kanserine bağlı ölümlerin yaklaşık %75'ine sebep olmaktadır. Cilt kanserinde erken teşhis konulması diğer kanser türlerinde olduğu gibi hayati bir öneme sahiptir. Erken teşhis konulan cilt kanserinin yaklaşık %98 oranında tedavi edilebildiği ortaya konulmuştur. Cilt kanseri öncelikle görsel olarak teşhis edilir, ilk klinik taramayla başlar ve bunu potansiyel olarak dermoskopik analiz, biyopsi ve histopatolojik inceleme izler. Burada patologların tecrübesi, görme kabiliyeti, incelemenin detaylı yapılıp yapılmadığı ve pataloglar arası görüş ayrılıkları gibi etkenler doğru teşhis koymada oldukça önemlidir. Derin öğrenme algoritmaları, özellikle evrişimli sinir ağı (ESA), görüntü analizi ve gösterimi için etkili bir metodolojiyi temsil eder. Histopatoloji dahil farklı görüntü türlerine otomatik bir yaklaşım için gerekli olan özellik çıkarımı ve sınıflandırma gibi görevleri optimize ederler. Bu çalışmada, histopatolojik görüntülerden lezyonun nevüs, displastik nevüs yada malign melanom olup olmadığının belirlenmesinde patologlara yardımcı bir ESA mimarisi geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla uzman patoloji ekibi tarafından nevüs, melanom, displastik nevüs olarak tanı konulmuş¸ Hematoksilen ve Eozin (H&E) boyalı, 2× büyütülmüş görüntüler, çeşitli evrişim, maksimum havuzlama ve tam bağlantı katmanlarına sahip bir ESA modelinin eğitiminde kullanılmıştır. Deneysel sonuçlara göre histopatolojik görüntü sınıflandırma modeli için 0,94964 doğruluk skoru elde edilmiştir. ESA modeli histopatolojik görüntülerin sınıflandırılması için etkili bir yöntem olmuştur ve modelin yüksek sonuçları geliştirilen sistemin cilt kanseri teşhisi konulması sürecinde patologlara yardımcı olmasını etkili kılmaktadır.Cancer has become a serious health problem in the world day by day. However malignant melanoma constitutes 4% of all skin cancer cases, it causes approximately 75% of skin cancer-related deaths. Early diagnosis of skin cancer is of vital importance as in other types of cancer. It has been demonstrated that early diagnosed skin cancer can be cured at a rate of aproximately 98%. Skin cancer is first diagnosed visually, starting with the initial clinical screening, followed by dermoscopic analysis, skin biopsy, and histopathological analysis. Here, factors such as the experimentation of pathologists, visual skill, detailed analysis and disagreements among pathologists are very important in making an accurate diagnosis. Convolutional Neural Network (CNN), one of the deep learning algorithms, is an effective method for classification and image analysis. They perform the feature extraction and classification tasks required for an automated approach on different types of images, including CNN histopathology. In this thesis, it is aimed to develop a CNN architecture that helps pathologists in determining whether the lesion is a nevus, dysplastic nevus or malignant melanoma from histopathological images. For this purpose, Hematoxylin and Eosin (H&E) stained, 2× magnified images diagnosed as nevus, melanoma, dysplastic nevus by the expert pathology team were used in the training of a CNN model with various convolution, maximum pooling and full link layers. According to the experimental results, an accuracy score of 0.94964 was obtained for the histopathological image classification model. The CNN model has been an effective method for classifying histopathological images, and the high results of the model make the developed system effective to assist pathologists in the process of diagnosing skin cancer

    Skin Type Detection with Deep Learning: A Comparative Analysis

    Get PDF
    There are many factors that can change and affect appearance, including age and environment. Knowing the skin type helps to choose the products best suited to the needs of the skin and therefore the right skin care. Recently, the increasing demand for cosmetics and the scarcity of well-equipped cosmetologists have encouraged cosmetology centers to meet the need by using artificial intelligence applications. Deep learning applications can give high accuracy results in determining the skin type. Recent research shows that learning performs better on nonlinear data than machine learning methods. The aim of this study is to find the best classification model for skin type prediction in skin analysis data with deep learning. For this purpose, 4 different optimization algorithms as Sgd, Adagrad, Adam and Adamax; Tanh and ReLU activation functions and combinations of different neuron numbers using, 16 different models were created.In experimental studies, the performance of the models varies according to the parameters, and it has been observed that the most successful deep neural network model is the model consisting of 64 neurons, Sgd optimization function and ReLU activation function combination with a success rate of 93.75. The accuracy result obtained has a higher classification success compared to other methods, and shows that deep neural networks can make an accurate skin type classification
    corecore