Nevşehir Hacı Bektaş Veli University
Nevsehir Haci Bektas Veli University Institutional Repository (DSpace@NEVU)Not a member yet
8560 research outputs found
Sort by
The relationship between financial development and openness: An empirical examination in Türkiye
Finansal gelişmişlik, yalnızca daha fazla finansman
seçeneği ve daha etkili risk yönetimi sunmakla
kalmaz, aynı zamanda ekonomik kaynakların daha
verimli kullanılmasına olanak tanıyarak genel
ekonomik verimliliği artırır. Uluslararası ticaret ve
yatırımlar açısından gelişmiş finansal sistemler,
ülkelerin ve firmaların dış pazarlara açılmasına ve
bu pazarlarda rekabet etmesine olanak sağlar. Bu
rekabet, özellikle sermaye yoğun sektörlerde,
yenilikçi ve teknoloji odaklı yatırımların önünü
açar. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde finansal
gelişmişlik, küresel ekonomiye entegrasyonda kritik
rol oynar. Bu çalışmada, finansal gelişmişliğin
uluslararası piyasalarda rekabet eden firmalara
sermaye desteği sağlayarak ülkelerin küresel
ekonomiye entegrasyonunu artırdığı hipotezi ile
Türkiye'deki finansal gelişmişlik ve dışa açıklık
ilişkisi incelenmiştir. Veriler, Uluslararası Para
Fonu (IMF) veritabanından alınmış olup 1985-
2021 dönemini kapsamaktadır. ARDL modeliyle
yapılan analizde, finansal gelişmişlik göstergelerinin
dışa açıklık üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir.
Analiz sonuçları, uzun dönemde finansal
kurumlara ve finansal piyasalara erişimin dışa
açıklık üzerinde pozitif ve anlamlı bir etkisinin
olduğunu, buna karşılık finansal piyasaların
derinliğinin uzun dönemde dışa açıklığı azalttığını
göstermektedir. Finansal kurumların derinliğinin
ise uzun dönemde dışa açıklık üzerinde anlamlı bir
etkisi bulunmamaktadır.Financial development not only provides wider
financing options and more effective risk management,
but also enables more efficient use of economic
resources and thus increases overall economic
efficiency. In terms of international trade and
investments, advanced financial systems allow
countries and firms to open up to foreign markets and
compete effectively in these markets. This competition
paves the way for more innovative and technologyfocused investments, especially in capital-intensive
sectors. Especially in developing countries like Turkey,
financial development plays a critical role in the
integration process with the global economy. In this
study, the relationship between financial development
and openness in Turkey was examined with the
hypothesis that financial development will provide
capital support to firms competing in international
markets and thus increase the integration of countries
into the global economy. The data used in the study
were taken from the International Monetary Fund
(IMF) database and the analysis period covers the years
between 1985 and 2021. In the analysis conducted
using the ARDL model, the effect of financial
development indicators on openness was evaluated.
The analysis results show that access to financial
institutions and access to financial markets have a
positive and significant effect on openness in the long
run. On the other hand, it is found that the depth of
financial markets reduces openness in the long run.
The depth of financial institutions does not have a
significant effect on openness in the long run
Osmanlı manzum tarihçiliğinin öncülerinden Hadîdî: hayatı, eseri ve etkisi
ÖZET
Osmanlı tarih yazıcılığı, klasik dönem boyunca ağırlıklı olarak nesir formunda kaleme alınan kronikler ve vakayinamelerle şekillenmiştir. Ancak XV. ve XVI. yüzyıllarda, şiirsel formda yazılan tarihî eserler de dikkate değer bir yer tutmaktadır. Bu manzum tarih geleneği, edebî estetik ile tarihî gerçekliği birleştiren özgün bir sentez oluşturmuştur. Hadîdî'nin Tevârîh-i Âl-i Osmân adlı eseri, 6646 beyitten oluşan ve Hezec bahrinde yazılmış kapsamlı bir manzum tarih çalışmasıdır. Eser, Osmanlı hanedanının kökenlerinden başlayarak 1523 yılına kadar uzanan süreci şiirsel bir dille aktarmaktadır. Hadîdî'nin eserinin en dikkat çekici yönlerinden biri, Osmanlı hanedanının meşruiyetini sağlamadaki rolüdür. Eser, sadece tarihî olayları aktarmakla kalmamış, aynı zamanda hanedanın iktidar iddialarını güçlendiren ideolojik bir araç işlevi görmüştür. Özellikle Kanûnî Sultan Süleyman dönemine dair methiyeler içeren bölümler, bu siyasi işlevin açık göstergeleridir. Bu çalışmada özellikle Hadîdî'nin tarihî olayları edebî bir anlatımla sunma biçimi analiz edilmiş, onun olayları sadece nakletmekle yetinmeyip aynı zamanda estetik bir forma dönüştürme becerisi üzerinde durulmuştur. Bu makalede ayrıca Hadîdî'nin kaynak kullanımı, dil ve üslup özellikleri ile sonraki dönem tarihçiler üzerindeki etkisi de ele alınmıştır. Eserin günümüze ulaşan yedi nüshasının mukayeseli analizi, metnin farklı dönemlerde nasıl algılandığına dair önemli ipuçları sunmaktadır. Hadîdî'nin tarih yazımına getirdiği bu özgün yaklaşım, Osmanlı entelektüel geleneğinin çok yönlülüğünü anlamamız açısından büyük önem taşımaktadır
Examination of consumers’ knowledge and behaviors towards waste recycling: Nevşehir province example
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de insan nüfusu arttıkça, sanayileşme faaliyetleri yaygınlaştıkça, kentleşme düzeyi arttıkça ve teknolojik gelişmeler ilerledikçe ülke vatandaşlarına ve diğer kesimlere daha fazla ürün ve hizmet sunulmaktadır. Bu ise genellikle kişi başına ortalama tüketim miktarında artışa neden olmakta, bu tüketim artışı ise aynı zamanda üretilen atık miktarında bir artışa karşılık gelmektedir. Atıkların önlenmesi, kaynağında ayrıştırılması ve malzemelerin geri dönüştürülerek yeniden kullanılmasına ilişkin süreçlerde planlanan hedeflere ulaşılmasında belirleyici olan aktörlerden birisi de tüketicilerdir. Buradan hareketle çalışmada, Nevşehir’de yaşayan tüketicilerin atıklar ve geri dönüşüme ilişkin bilgileri ve davranışları analiz edilmiştir. Söz konusu analizi yapabilmek için 19 sorudan oluşan bir anket hazırlanmış ve bu anket soruları Nevşehir il merkezindeki 22 mahallede yaşayan katılımcılara iletilmiştir. Kolayda örneklem yönteminin kullanıldığı ve 1.146 katılımcı yanıtının değerlendirildiği bu çalışmada, katılımcıların çoğunun (%90’ından fazlası) atıklar ve geri dönüşüm hakkında bilgi sahibi oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonuçları Nevşehir’de yaşayan tüketicilerin büyük bir çoğunluğunun (%68.1) geri dönüşüm yaptığını ve geri dönüşüm yapmalarının ardındaki en önemli sebebin ise çevreyi korumak olduğunu göstermiştir. Ayrıca, Nevşehir’de yaşayan tüketicilerin geri dönüşüm yapma ve/veya yapmama davranışları üzerinde geri dönüşüm kutularının varlığı ve konumunun etkili bir faktör olduğu tespit edilmiştir
The mediating role of job satisfaction in the effect of mental workload on career satisfaction
Bu araştırmanın amacı vakıf üniversitelerinde
çalışan akademisyenlerin zihinsel iş yükünün
kariyer tatminine etkisinde iş doyumunun
aracılık rolü olup olmadığını ortaya koymaktır.
Nicel araştırma yönteminin kullanıldığı bu
araştırmanın evrenini vakıf üniversitelerinde
çalışan akademisyenler oluşturmaktadır.
Evrenden örneklem seçimi gerçekleştirirken
olasılık dışı örnekleme yöntemlerinden kolayda
örnekleme yöntemi tercih edilmiştir. Veri
toplama yöntemi olarak anket tekniği
kullanılmıştır. Veri toplama araçları alan
yazında geçerlilik ve güvenilirliği test edilmiş
ölçeklerden oluşmaktadır. Bu doğrultuda 127
akademisyenden elde edilen veriler R Studio
istatistik yazılımı kullanılarak analiz edilmiştir.
Araştırmada Kısmi En Küçük Kareler-Yapısal
Eşitlik Modellemesi (KEKK-YEM)
kullanılmıştır. Cronbach’s Alpha, rhoA, AVE
ve rhoC değerleri modelin yüksek güvenilirlik
seviyesini ve sağlam bir yapı taşıdığını
doğrulamaktadır. Elde edilen R²
(determinasyon katsayısı) değerleri, içsel/dışsal
iş doyumu ve kariyer tatmini değişkenlerinin
orta düzeyde açıklanabilirliğe sahip olduğunu
göstermektedir. Araştırmadan elde edilen
bulgulara göre zihinsel iş yükü alt boyutlarından
duygusal iş yükünün iş doyumu aracılığıyla
kariyer tatminini negatif yönde etkilediği
sonucuna ulaşılmıştır.The aim of this study is to reveal whether job
satisfaction has a mediating role in the effect of
mental workload on career satisfaction of
academicians working at foundation universities.
The universe of this study, in which the
quantitative research method was used, consists of
academicians working at foundation universities.
While selecting the sample from the universe,
convenience sampling method was preferred
among non-probability sampling methods. Survey
technique was used as the data collection method.
Data collection tools consist of scales whose
validity and reliability have been tested in the
literature. In this direction, the data obtained from
127 academicians were analyzed using R Studio
statistical software. Partial Least Squares-Structural
Equation Modeling (PLS-SEM) was used in the
study. Cronbach's Alpha, rhoA, AVE and rhoC
values confirm the high reliability level of the
model and its solid structure. The obtained R²
(coefficient of determination) values show that the
intrinsic/extrinsic job satisfaction and career
satisfaction variables have a moderate level of
explainability. According to the findings obtained
from the research, it was concluded that emotional
workload, one of the sub-dimensions of mental
workload, negatively affects career satisfaction
through job satisfaction
Determining the Factors Influencing the Preference for Ethnic Restaurants: The Moderating Role of Food Neophilia
Bu araştırmanın amacı; müşterilerin etnik restorana gitmesini belirleyen servis kalitesi, yiyecek kalitesi, yemek deneyimi, sosyal statü, pazarlama iletişimi, paranın değeri faktörlerinin etnik restoran tercihlerine etkisinin ne düzeyde olduğunu belirlemek ve bu etkide gıda neofilisinin düzenleyici rolünü ortaya koymaktır. Çalışmada kolayda örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Veriler, etnik restoranları ziyaret eden müşterilerden nicel bir veri toplama tekniği olan anket yöntemi kullanılarak elde edilmiştir. Elde edilen verilere yapısal eşitlik modellemesi uygulanmıştır. Analiz sonuçları; servis kalitesi, yiyecek kalitesi, pazarlama iletişimi ve paranın değeri değişkenlerinin etnik restoran tercihi üzerinde anlamlı bir etkisinin olduğunu, buna karşın yemek deneyimi ve sosyal statü değişkenlerinin ise etnik restoran tercihi üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığını göstermektedir. Ayrıca etnik restorana gidilmesini belirleyen faktörlerden pazarlama iletişiminin, etnik restoran tercihi üzerindeki etkisinde gıda neofilisinin düzenleyici rolü bulunduğu ortaya çıkmıştır
The Sogdian ancient letters and the information these letters give about the Silk Road, Sogdian, Chinese, and Turkish history
Bu çalışma İpek Yolu ticaretinin önemli
unsurlarından biri olan Soğdların, Çin’de
oluşturdukları ticari kolonilerin 4. yüzyıl
başlarındaki durumunu ve onlara ait “Eski
Mektupların” içeriğinin değerlendirilmesini
konu edinmektedir. Soğdlar genel olarak Sırderya ve Amu-derya Nehirleri arasında kalan
bölgede yaşamaktaydılar. Yaşadıkları
coğrafyanın özellikleri nedeniyle ziraat ve
ticaretle uğraştıkları bilinmekteydi. Ticaret
yapmak için uzun ve zorlu yolculuklar yaptılar
ve farklı coğrafyalara ulaştılar. Soğdların,
vatanları olan Sogdiana bölgesi dışına çıkarak
ticari koloniler kurdukları bilinmektedir. Bu
koloniler ile kendi vatanları arasında posta
yoluyla iletişim kurdukları anlaşılmıştır.
Soğdlara ait “Eski Mektuplar” bununla
ilişkilidir. Mektupların yazıldığı tarih
konusunda görüş ayrılıkları mevcut olmasına
rağmen genel kanaat MS 311-314 yılları arasına
ait olduklarıdır. Mektuplarda bulunan isimler,
yazarların kimliği, Çin’de yaşayan Soğdlu insan
nüfusu hakkında verilen sayılar, ticaretle ilgili
olarak bahsedilen ürünler, gerek Soğd gerekse
İpek Yolu tarihi için son derece önemlidir. Yine
mektuplarda o dönem gerçekleşen siyasi ve
askerî hadiselere dair bilgiler de bulunmaktadır.
Mektuplardan birinin Türklerden bahsettiği
anlaşılmaktadır. Bu nedenle Mektuplar, 4.
yüzyıl başlarındaki Türk ve Çin tarihi
bakımından da önemli ipuçları
barındırmaktadır.This study aims to evaluate the status of trade
colonies formed by the Sogdians, important
elements of the Silk Road trade, in the 4th century
and the content of their "Ancient Letters".
Soğdians generally lived between the Syr-Darya
and Amu Darya rivers. It is known that they were
engaged in agriculture and trade due to the
characteristics of the geography they lived in. They
made long and diffucult journeys to trade and
reached different geographies. It is known that
Sogdians went outside their homeland, the
Sogdiana region, and established commercial
colonies. It was understood that they
communicated between these colonies and their
homeland by postal service. The Ancient Letters of
the Sogdians are also related to this. Although
there are disagreements about the date of writing
of the letters, it is widely believed that they belong
to the years between 311-314 AD. The names
mentioned in the letters, the identity of the authors,
the numbers given about the Sogdian human
population living in China, and the products
mentioned concerning trade are extremely
important for both the Sogdian and the Silk Road
history. In addition, the "Ancient Letters" contain
information about the political and military events
that took place at that time. It is understand that
one of the letters mentions the Turks. Therefore,
the "Ancient Letters" include significant clues
regarding the early 4th-century Turkish and
Chinese history
Green optimization of vapour-cured geopolymer mortars: Predicting cost, mechanical properties, and environmental impact with artificial neural networks
In this study, prediction and optimization of Na concentration, Ms modulus (total ratio of SiO₂/Na₂O in alkali activators), fly ash (FA) and granulated blast furnace slag (GGBFS) contents of geopolymer mortars produced by vapour curing in a prefabricated element production plant were carried out focusing on compressive strength, cost and environmental impacts. After the compressive strengths of geopolymer mortars made with comprehensive mixture designs were obtained experimentally, an artificial neural network (ANN) model was developed to estimate the compressive strength from Na, Ms, FA and GGBFS input variables. Moreover, primary energy (PE), global warming potential (GWP, equivalent-CO₂ emission) and cost were optimized separately in different compressive strength ranges with ANN predictions. The efficiency optimizations were also performed to evaluate the cost and environmental impacts per unit compressive strength. As a result of the optimizations, the maximum compressive strength of geopolymer mortar coded with 0.41 FA/0.59 GGBFS (Na = 6.75, Ms = 0.83) was determined as 54.42 MPa. The most efficient geopolymer mortar mixtures within the optimization ranges were 0.29 FA/0.71 GGBFS (Na = 3, Ms = 0.25, 27.79 MPa) regarding GWP with 1.82 (kgCO₂/m³)/MPa, 0.34 FA/0.66 GGBFS (Na = 3, Ms = 0.55, 31.49 MPa) regarding PE with 27 (MJ/m³)/MPa, and 0.38 FA/0.62 GGBFS (Na = 6.56, Ms = 0.66, 52.50 MPa) considering cost efficiency with 2.29 (€/m³)/MPa. FA + GGBFS based geopolymer mortars stand out as the most sustainable options in terms of energy efficiency and carbon footprint with lower PE/MPa and GWP/MPa values compared to 100 %FA and 100 %GGBFS based geopolymer mortars. Optimized geopolymer mortars are 78 %, 35 %, and 42 % more efficient than traditional OPC based mortars in terms of CO₂ emissions, energy consumption, and cost, respectively
Yapay zekâ ve insan kaynakları yönetimi: İşyerinde dönüşüm
Artificial intelligence (AI) has redefined the HR
function by automating resume screening and
candidate assessment and raising employee
participation. AI tools like HireVue automate
resume reviews, and sentiment analysis technology
pervades employees' comments to optimize
human resources. AI has changed performance
management in a number of ways, involving the
analysis of employee data, which enables the
identification of patterns and trends that lead to
targeted development plans and objective
performance assessments. The domain of human
resource management (HRM) applications of AI
includes talent acquisition, employee engagement,
performance management, and workforce
analytics. Algorithmic bias, problems of personal
data privacy, and ethical dilemmas are just a few
that continue to be problematic. For AI benefits to
be harnessed while mitigating risks, organizations
must embed technological innovation with ethical
principles and human-centered approaches. Based
on AI, predictive analytics have great potential in
human resource management, allowing HR
departments to predict future workforce trends
and base decisions effectively. AI implementation
presents ethical and privacy issues requiring
companies to ethically employ AI technologies to
build trust and promote employee confidence.Yapay zeka (YZ), özgeçmiş taramasını, aday
değerlendirmesini otomatikleştirerek ve çalışan
katılımını artırarak İK işlevini yeniden
tanımlamıştır. HireVue gibi YZ uygulamaları,
özgeçmiş incelemesini otomatik hale getirmekte ve
duygu analizi teknolojisi, insan kaynaklarını
optimize etmek için çalışanların görüşlerini ele
almaktadır. Yapay zeka, hedeflenen gelişim
planlarına ve objektif performans
değerlendirmelerine yol açan kalıpların ve
eğilimlerin belirlenmesini sağlayan çalışan
verilerinin analizini içeren performans yönetimini
çeşitli şekillerde değiştirmiştir. YZ'nın insan
kaynakları yönetimi (İKY) uygulamaları arasında
yetenek kazanımı, çalışan bağlılığı, performans
yönetimi ve işgücü analitiği yer almaktadır.
Algoritmik önyargı, kişisel veri gizliliği sorunları ve
etik ikilemler, sorun olmaya devam edenlerden
sadece birkaçıdır. YZ'nın faydalarından
yararlanmak ve riskleri azaltmak için, kuruluşların
teknolojik inovasyonu etik ilkeler ve insan merkezli
yaklaşımlarla birleştirmesi gerekmektedir. YZ'ya
dayanan öngörüsel analitik, insan kaynakları
yönetiminde büyük bir potansiyele sahiptir ve İK
departmanlarının gelecekteki işgücü eğilimlerini
tahmin etmesine ve kararları etkili bir şekilde temel
almasına olanak sağlar. YZ kullanımı, şirketlerin
güven oluşturmak ve çalışan güvenini artırmak için
YZ teknolojilerini etik bir şekilde kullanmalarını
gerektiren etik ve gizlilik sorunları ortaya
çıkarmaktadır
German as an academic language in Turkey: Thesis regulations and language preferences in Graduate Studies
Review of studies with gamification and marketing: A biometric analysis
Oyunlaştırma, kullanıcıları motive etmek ve
etkileşim sağlamak için oyun unsurlarının oyun dışı
bağlamlara entegre edilmesi olarak tanımlanırken,
pazarlama stratejileri bu yöntemi giderek daha
fazla kullanmaktadır. Bu çalışmada, Scopus veri
tabanı üzerinde "oyunlaştırma" ve "pazarlama"
anahtar kelimeleri kullanılarak yapılan arama
sonuçlarından elde edilen veriler Rstudio programı
ile analiz edilmiştir. Amaç, bu alanlardaki eğilimleri
ve metodolojik yaklaşımları ortaya koymaktır.
Çalışmanın bulguları, son on yılda oyunlaştırma ve
pazarlama konularında yayınlanan makalelerin
sayısında belirgin bir artış olduğunu
göstermektedir. Analiz, en çok atıf alan makaleler,
en üretken yazarlar, en sık kullanılan dergiler ve
işbirliği ağları gibi çeşitli bibliyometrik göstergeleri
içermektedir. Elde edilen veriler, oyunlaştırma ve
pazarlama alanındaki akademik çalışmaların geniş
bir yelpazede disiplinler arası işbirliği ile
gerçekleştirildiğini ortaya koymaktadır. Özellikle,
oyunlaştırma unsurlarının pazarlama stratejilerine
entegrasyonunun müşteri sadakati, marka bağlılığı
ve tüketici davranışları üzerinde olumlu etkiler
yarattığına dair bulgular öne çıkmaktadır. Ayrıca,
bu çalışmalarda kullanılan yaygın metodolojik
yaklaşımlar ve teorik çerçeveler de detaylı bir
şekilde incelenmiştir. Bu bibliyometrik analiz,
araştırmacılara oyunlaştırma ve pazarlama
alanındaki eğilimleri ve boşlukları anlamalarına
yardımcı olurken, gelecekteki çalışmalar için de
yönlendirici bir kaynak niteliğindedir.Gamification is defined as the integration of game
elements into non-game contexts to motivate and
engage users, and this method is increasingly used in
marketing strategies. In this study, the data obtained
from the search results using the keywords
“gamification” and “marketing” on the Scopus
database were analyzed with the Rstudio program.
The aim is to identify the trends and methodological
approaches in these fields. The findings of the study
show that there has been a significant increase in the
number of articles published on gamification and
marketing in the last decade. The analysis includes
various bibliometric indicators such as most cited
articles, most prolific authors, most frequently used
journals and collaboration networks. The data reveals
that various academic studies in gamification and
marketing are carried out through interdisciplinary
collaboration. In particular, the findings that
integrating gamification elements into marketing
strategies positively affects customer loyalty, brand
engagement, and consumer behaviour stand out. In
addition, the common methodological approaches
and theoretical frameworks used in these studies are
also examined in detail. This bibliometric analysis
helps researchers understand the trends and gaps in
gamification and marketing and serves as a source of
guidance for future research