Necmettin Erbakan University Institutional Repository
Not a member yet
    8737 research outputs found

    Trends of studies in realistic mathematics education between 2000-2022: A systematic review study

    No full text
    Yüksek Lisans TeziGerçekçi Matematik Eğitimi (GME) yaklaşımı Hollanda’da ortaya çıkmış olup günümüze kadar bazı ülkelerde araştırmacılar tarafından ele alınan bir konu olmuştur. Bununla birlikte bu yaklaşıma yönelik yapılan çalışmaların sayısı günden güne artış göstermiş ve artan çalışmalarla birlikte bu çalışmaların eğilimlerini görmek zorlaşmıştır. Bu çalışmada 2000-2022 yılları arasında Gerçekçi Matematik Eğitimi yaklaşımına yönelik yayımlanan çalışmaların eğilimlerinin hangi yönde olduğu sistematik olarak incelenerek elde edilen bulgular üzerinde değerlendirme yapılması amaçlanmıştır. Bu sistematik derleme çalışmasının veri grubunu ERIC, ESCI ve SSCI alan indekslerinde taranmış, 2000-2022 yılları arasında yayımlanan, belirli kriterlere göre seçilen 98 makale oluşturmaktadır. Seçilen bu makaleler içinde aranan bilgiler, araştırmanın amacına uygun olarak hazırlanan veri kayıt formu ile kaydedilmiştir. Kaydedilen bu bilgilerle çalışmaların yayım yılı ve ülkesi, araştırma yöntemi ve deseni, örneklem grubu ve büyüklüğü, veri toplama araçları, öğrenme ve alt öğrenme alanları, konu eğilimleri, amaç ve sonuçları betimsel analiz yöntemi ile analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular kategoriler halinde frekans ve yüzde dağılımlarıyla birlikte betimsel olarak sunulmuştur. Yapılan analizler sonucunda yayımlanan çalışmaların 2021 yılında yoğunlaştığı, en çok Endonezya’da yayımlandığı, nitel araştırma yönteminin diğer araştırma yöntemlerine göre daha çok tercih edildiği, nitel desenlerden en çok durum çalışması deseninin kullanıldığı, en fazla tercih edilen örneklem büyüklüğü aralığının 1-50 olduğu, örneklem grubu olarak en çok ortaokul öğrencileri ile çalışıldığı, ilkokul kademesi sayılar ve işlemler öğrenme alanının ağırlıkta olduğu, çoğunluk olarak öğretim modeli/dizisi geliştirme/test etme konu eğilimine yönelik çalışmaların yapıldığı bulgularına ulaşılmıştır. Çalışmaların sonuçları incelendiğinde GME yaklaşımının öğrencilerin akademik başarılarını artırdığı, kavram anlayışlarını geliştirdiği, kendi stratejilerini geliştirebildiği, özyeterliğini geliştirebildiği, motivasyonlarını artırdığı; eleştirel düşünme, problem çözme, akıl yürütme, matematiksel iletişim, yaratıcı düşünme gibi matematiksel becerileri geliştirdiği sonuçlarına ulaşılmıştır. Öğretmen ve öğretmen adaylarının ise GME’ ye yönelik olumlu tutum ve bakış açılarına sahip oldukları söylenebilir. Elde edilen bu bulgulara göre çalışmaların eğilimlerindeki eksik yönler tespit edilmiştir. GME’ ye yönelik çalışmalar ortaöğretim kademesinde de artırılabilir. Çalışmaya konu olan bu yaklaşım ile farklı yaklaşımlar arasında karşılaştırmalar yapılabilir.Realistic Mathematics Education approach has been appeared in Netherlands and since has been surveyed by researchers in some countries. Through the time, numbers of the studies have risen and due to this rise, being able to see these studies disposition has gotten harder. In this research it is aimed to make an evaluation of the studies of Realistic Math Education approach during the years 2000-2022. The data group of this systematic compilation study has scanned ERIC, ESCI and SSCI and it consists of 98 selected essays with certain criterias that have been published in 2000-2022 years. The acquired knowledge from the selected essays are recorded with submission forms which have previously been prepared which are goal ariented. With these recorded informations, years, countries of studies, researches methods and patterns, sample groups and magnitudes, collecting data tools, learning and sub-learning spaces, topic compilation, aim-result are analiyzed by descriptive analysis technique. The acquired findings are presented descriptively with frequency and percantage distribution. According to the result of analysis, it is concluded that studies are mostly published in Indonesia, qualitative researches are preferred rather than other methods, the most used sample distance is 1-50, as sample group secondary school education is selected, numbers and process learning area is wide in primary classes and mostly teaching model/sequence improving/test are applied for topic compilation. When the studies results are analyzed it sis concluded that GME research has increased students academic success, improved their concept of understanding, their self strategies, self sufficiency, self motivation, mathematical communication, creative thinking. It can be said that both teachers and teacher candidates have positive attitudes towards GME. In this research the inadequacies of studies are defined. GME studies can be widen in secondary school education. The mentioned study can be compared with different approaches

    The relationship between conflict management strategies and personality traits of school managers

    No full text
    Yüksek Lisans TeziBu araştırmanın amacı, okul müdürlerinin kişilik özellikleri ile çatışma yönetim strateji düzeylerini çeşitli değişkenler açısından incelemek ve aralarında bir ilişki olup olmadığını belirlemektir. Araştırmanın evreni, 2021-2022 eğitim öğretim yılında Gazze ilinde devlet okullarında görev yapmakta olan ortaokul müdürlerinden oluşmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise Gazze'de basit seçkisiz örnekleme tekniğiyle seçilen devlet ortaokullarında görev yapan 275 okul müdüründen oluşmaktadır. Tarama modelinde betimsel bir nitelik taşıyan araştırmada, veri toplamak amacıyla kişisel bilgi formu ve iki adet ölçek kullanılmıştır. Ölçeklerden biri "Kişilik Özellikleri Ölçeği", diğeri ise "Çatışma Yönetim Stratejileri Ölçeği"dir. Veriler elektronik ortam aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmada ortaokul müdürlerinin kişilik özelliklerinin duygusal dengesizlik, dışa dönüklük, açıklık, geçimlilik ve sorumluluk boyutlarının çatışmayı çözme stratejilerinin hükmetme, kaçınma, uzlaşma ve ödün verme boyutlarıyla ilişkisi incelenmiştir. Ayrıca ortaokul müdürlerinin kişilik özelliklerinin sosyo-demografik özelliklerden olan cinsiyet, yaş, öğrenim durumu, mesleki kıdem, medeni hal ve kurum statüsü değişkenleriyle ilişkisi incelenmiştir. Verilerin analizinde geçerlik ve güvenilirlik testleri ile faktör analizinden yararlanılmıştır. Araştırmada katılımcıların demografik özellikleri frekans ve yüzde aracılığıyla belirlenirken, ölçeklerden elde edilen verilerin normal dağılıp dağılmadığını saptamak için Kolmogorov-Smirnov testi yapılmıştır. Normal dağılım gösteren veriler parametrik testlerle (t testi ve Anova) analiz edilmiştir. Ayrıca, iki ölçek verileri arasındaki ilişkiyi saptamak için Pearson korelasyon katsayısından yararlanılmıştır. Yapılan analizlerden elde edilen bulgulara göre, okul müdürlerinin çatışma yönetimi stratejileri algılarının cinsiyet değişkenine göre farklılaşmadığı; kişilik özelliklerinin ise geçimlilik ve sorumluluk boyutlarında kadınlar lehine anlamlı derecede farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Okul müdürlerinin çatışma yönetimi stratejilerinin yaş değişkenine göre hükmetme ve kaçınma alt boyutlarında anlamlı düzeyde farklılaştığı; kişilik özelliklerinin ise duygusal dengesizlik, dışa dönüklük ve sorumluluk alt boyutlarında anlamlı derecede farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Diğer bir bulguya göre, okul müdürlerinin çatışma strateji yönetim algılarının öğrenim durumuna göre sadece ödün verme alt boyutunda anlamlı düzeyde farklılaştığı; kişilik özelliklerinin ise dışa dönüklük ve açıklık alt boyutlarında anlamı düzeyde farklılaştığı görülmüştür. Okul müdürlerinin çatışma strateji yönetim algılarının sadece uzlaşma alt boyutunda medeni hallerine göre farklılaştığı tespit edilirken öte yandan kişilik özelliklerinin hiçbir alt boyutunda anlamlı düzeyde farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca okul müdürlerinin çatışma yönetimi stratejileri algı puanlarının ödün verme, hükmetme ve kaçınma alt boyutlarında anlamlı düzeyde farklılık gösterdiği; kişilik özelliklerinin ise duygusal dengesizlik, dışa dönüklük, geçimlilik, sorumluluk boyutlarında anlamlı düzeyde farklılık gösterdiği saptanmıştır. Diğer bir bulguya göre, okul müdürlerinin çatışma yönetimi stratejileri algı puanlarının kurum statüsü değişkenine göre sadece hükmetme ve kaçınma alt boyutlarında; kişilik özelliklerinin ise açıklık dışındaki diğer boyutlarda anlamlı dercede farklılaştığı tespit edilmiştir. Korelasyon analizleri sonuçlarına bakıldığında, okul müdürlerinin çatışma çözme stratejilerine ait alt boyutlar ile okul müdürlerinin kişilik özelliklerine ait alt boyutlar arasında pozitif yönlü anlamlı ilişkilerin olduğu görülmektedir. Elde edilen bu verilere dayanarak okul müdürlerinin çatışma yönetirken kullandıkları stillerin kişilik özelliklerinden etkilendiği söylenebilir. Yani kişilik özelliklerinin çatışma yönetme becerisi üzerinde önemli bir rol oynadığı ifade edilebilir. Araştırma sonucunda ise elde edilen bulgulara dayalı olarak araştırmacı ve uygulayıcılara yönelik önerilerde bulunulmuştur.The aim of this study is to examine the personality traits of school principals and their conflict management strategy levels in terms of various variables and to determine whether there is a relationship between them. The sample of the research consists of school principals working in public schools in the province of Gaza in the 2021-2022 academic year. The sample of the research consists of 275 school principals working in public schools in Gaza, selected by simple random sampling technique. Personal information form and two scales were used to collect data in the research which has a descriptive nature in the survey model. One of the scales is the "Personality Traits Scale" and the other is the "Conflict Management Strategies Scale". Data were collected via e-mail. In the study, the relationship between the personality traits of secondary school principals and the dimensions of conflict resolution strategies to dominating, avoiding, integrating, compromise and obliging were examined. Additionally, the relationship between the personality traits of secondary school principals and socio-demographic characteristics such as gender, age, educational status, professional seniority, marital status and institution status were examined. Validity and reliability tests and factor analysis were used to analyze the data. While the demographics of the participants were determined by frequency and percentage in the study, the Kolmogorov-Smirnov test was used to determine whether the data obtained from the scales were normally distributed. Normally distributed data were analyzed using parametric tests (t-test and Anova). In addition, Pearson's correlation coefficient was used to determine the relationship between the data of the two measures. According to the results obtained from the analyses, principals' perceptions of conflict management strategies did not differ according to the gender variable. On the other hand, it was determined that personality traits differ significantly in favor of women in the dimensions of compatibility and responsibility. The conflict management strategies of school principals differed significantly in the sub-dimensions of control and avoidance according to the age variable. Additionally, it has been determined that personality traits differ significantly in the subdimensions of emotional instability, extraversion, and responsibility. According to another finding, principals' perceptions of conflict strategy management differ significantly only in the bargaining sub-dimension according to their educational status; It has also been observed that personality traits are significantly different in the sub-dimensions of extraversion and openness. While it was determined that the principals' perceptions of conflict strategy management differed according to their social status only in the reconciliation sub-dimension it was determined that there is no significant difference in any of the sub-dimensions of personality traits. In addition, principals' awareness scores of conflict management strategies were found to differ significantly in the Compromise, Control, and Stay away subdimensions; Personality traits were found to vary greatly in the dimensions of emotional instability, extraversion, agreeableness, and responsibility. According to another result, the degrees of perception of conflict management strategies for school principals were only in the sub-dimensions of control and avoidance according to the institution state variable; Additionally, it has been determined that personality traits are significantly different in other dimensions except for openness. When the results of correlation analyses are examined, it is found that there are positive and significant relationships between the sub-dimensions of conflict resolution strategies for school principals and the sub-dimensions of the personality traits of school principals. Based on these data, it can be said that the methods used by principals in conflict management are affected by their personal characteristics. In other words, it can be said that personality traits play an important role in conflict management skills. Finally, suggestions were made to researchers and practitioners based on the results

    Comparison of news-2 and m-sofa scores for in-hospital mortality estimation of patients admitted to the emergency intensive care unit

    No full text
    Giriş Yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) hasta sonuçlarının geliştirilmesi için prognoz tahmininde skorlama sistemlerinin kullanılması önemlidir. Gelecekteki olası influenza, coronavirüs pandemileri ve insan kaynaklı afetlerde YBÜ kapasiteleri aşılabilir. Yoğun bakımdan en çok fayda görecek ve dolayısıyla sağkalımı en yüksek hastaların belirlenmesi hastaların triyajına katkıda bulunabilir. Hastane ve YBÜ'de hastaların triyajı ve mortalite tahmininde çok sayıda skorlama sistemleri kullanılmaktadır. Ancak, yoğun iş gücü ve kaynak tüketimine neden olan kompleks skorlama sistemlerinin uygulanması zordur. Ulusal Erken Uyarı Sistemi (NEWS-2) ve Modifiye Ardışık Organ Yetmezlik Değerlendirmesi (mSOFA) skorlamaları neredeyse tamamen hastaların rutin takiplerinde değerlendirilen vital bulguları temel almaktadır. YBÜ hastalarında prognoz tahmininde NEWS-2'nin performansını değerlendiren çalışmalar sınırlıdır. Bu çalışmanın amacı görece yeni bir skorlama sistemi olan NEWS-2'nin acil YBÜ hastalarında mortalite tahminindeki rolünün gösterilmesi ve iyi bilinen bir skorlama sistemi olan mSOFA ile karşılaştırılmasıdır. Gereç ve yöntem Çalışmamıza üçüncü basamak bir hastanenin acil YBÜ bölümüne Aralık 2021 ile Haziran 2022 tarihleri arasında başvuran 393 hasta prospektif olarak dahil edildi. Hastaların YBÜ'ye kabulü sırasında demografik verileri, prokalsitonin, C-reaktif protein (CRP) ve laktat seviyeleri kaydedildi. Hastaların hem YBÜ'ye kabulü hem de 24. saatinde NEWS-2 ve mSOFA skorları hesaplandı. NEWS-2 skorunun hesaplanmasında kalp hızı, solunum hızı, sistolik kan basıncı, oksijen satürasyonu, bilinç düzeyi, vücut sıcaklığı ve solunum desteği gibi klinik gözlemler dikkate alındı. Mortalite hesaplamaları alıcı operatör karakteristikleri (ROC) analizleri ile eğri altında kalan alan (AUC) ile gerçekleştirildi. Bulgular Hastaların yaş ortalaması 67,0 ± 17,3 yıldı, hastaların %55'i erkek, %45'i kadındı. Hastaların %85'inde komorbid hastalık izlenmişti. En sık izlenen hastalıklar hipertansiyon (%42,7), diyabetes mellitus (%30,3) ve koroner arter hastalığı (%27,7) idi. Başvuru NEWS-2 skorunun mortalite için AUC değeri 0,757 (%95GA = 0,764-0,845, p5 showed a sensitivity of 77.2% and a specificity of 63.1%, and 24th hours NEWS-2>4 had a sensitivity of 85.3%, and a specificity of 61% to predict mortality. The cutoff point for the admission mSOFA was 4, with 59% sensitivity and 84.5% specificity, and for the 24th mSOFA was 3, with 66.9% sensitivity and 77.1% specificity. Both admission and 24thNEWS-2 had higher AUC than procalcitonin (AUC=0.731), CRP (AUC=0.705), and lactate (AUC=0.692) levels for mortality. Conclusion NEWS-2 score shows similar performance to mSOFA score in predicting prognosis in emergency ICU patients.NEWS-2 scoring, which is calculated with routine vital parameters and does not require laboratory, is useful in prognosis estimation in ICU patients

    A research on values education in Abbas Cılga's children's novels

    No full text
    Yüksek Lisans TeziBu araştırmada Köy Enstitüsü mezunu, öğretmenlik, yöneticilik ve müfettişlik yapan, çocuk edebiyatı alanında pek çok eser kaleme almış olan Abbas Cılga'nın yayımladığı on çocuk romanı ele alınmıştır. Değerler eğitimine yönelik bir araştırma ve inceleme amaçlanmaktadır. Bu araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi kullanılmıştır. Bu araştırmanın araştırma alanı Abbas Cılga'nın tespit edilen eserleridir. Değerlerin belirlenmesinde Schwartz Değer Ölçeği kullanıldı. Abbas Cılga'nın yazdığı on kitaptaki değerlerin analizinde nitel araştırma çalışmasını desteklemek için içerik analizi ve betimsel analiz yöntemleri kullanılmıştır. Bu inceleme, araştırmaya konu olan eserlerin okunması, dosyalanması ve tasnif edilmesi şeklinde gerçekleştirilmiştir. Schwartz Değer Ölçeği'nde 10 ana değer ve 57 alt değer bulunmaktadır. İncelenen hikâyelerde 10 ana değer ve bunlara bağlı toplam 2301 değer tespit edilmiştir Buna göre; 515 özyönelim; 314 yardımseverlik; 274 uyma; 254 güç; 216 hazcılık; 202 güvenlik; 146 uyarılma; 139 evrenselcilik; 126 geleneksellik; 115 başarı ana değer tespit edilmiştir. Çocuk edebiyatının genel amaçları kapsamında, çocuğun eğlenirken bir takım bilgi, beceri ve deneyimler kazanması amaçlanır. Abbas Cılga'nın eserleri değer bakımından zengindir. Bu, öğrenciler için bir yaşam zenginliği yaratacaktır. Araştırma, Abbas Cılga'nın incelenen eserlerinde öğrenciyi düşünmeye, eylemde bağımsız kararlar vermeye ve diğer değerlere teşvik eden birçok değer olduğu sonucuna varmıştır. Değerler eğitiminde Abbas Cılga'nın eserlerinden yararlanılabilir. Okul kitaplıklarında yer alması tavsiye edilmektedir.In this research, ten children's novels published by Abbas Cılga, who graduated from Village Institute, worked as a teacher, manager and inspector, and wrote many works in the field of children's literature, were discussed. A research and examination on values education is aimed. In this study, document analysis, one of the qualitative research methods, was used. The research area of this research is the identified works of Abbas Cılga. The Schwartz Value Scale was used to determine the values. Content analysis and descriptive analysis methods were used to support the qualitative research study in the analysis of the values in the ten books written by Abbas Cılga. This examination was carried out in the form of reading, filing and classifying the works that are the subject of the research. There are 10 main values and 57 sub-values in the Schwartz Value Scale. In the analyzed stories, 10 main values and a total of 2301 values related to them were determined. According to this; 515 self-direction; 314 benevolence; 274 compliances; 254 powers; 216 hedonism; 202 security; 146 arousal; 139 universalism; 126 traditions; 115 success core values have been identified. Within the scope of the general purposes of children's literature, it is aimed that the child gains some knowledge, skills and experiences while having fun. The works of Abbas Cılga are rich in value. This will create a wealth of life for students. The research concluded that there are many values in the reviewed works of Abbas Cılga that encourage the student to think, make independent decisions in action, and other values. The works of Abbas Cılga can be used in values education. It is recommended to be included in school libraries

    Examination of high school biology textbooks in terms of 21st century skills

    No full text
    Yüksek Lisans TeziBu araştırmada, 2022-2023 eğitim-öğretim yılında okutulan lise biyoloji ders kitaplarında 21.yüzyıl becerilerinin ne kadar yer aldığı belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada 21.yüzyıl becerileri; düşünme yolları, çalışma yolları, çalışma araçları ve dünyaya entegrasyon beceri alanları ve bunların alt boyutları açısından ele alınmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. 2022-2023 eğitim öğretim yılında okutulan 9, 10, 11 ve 12.sınıf lise biyoloji ders kitaplarında belirlenen analiz birimleri amaçlı örnekleme yöntemiyle seçilmiştir. Doküman inceleme yöntemi ile toplanan veriler betimsel analiz yöntemiyle incelenmiştir. Verilerin analizinde; düşünme yolları beceri alanı alt boyutları, çalışma yolları beceri alanı alt boyutları, çalışma araçları beceri alanı alt boyutları ve dünyaya entegrasyon beceri alanı alt boyutları analiz kodları olarak kullanılmıştır. Yapılan değerlendirmelere göre, lise biyoloji ders kitaplarında yer alan düşünme yolları beceri alanı ile ilgili analiz birimlerinin diğer beceri alanlarına oranla daha fazla olduğu görülmüştür. Fakat bu beceri alanında üst düzey düşünme becerileri gerektiren problem çözme becerilerinin sayısı oldukça az görülürken, araştırma sorgulama yaklaşımının yansıması olduğu düşünülen eleştirel düşünme becerilerinin sayısının daha fazla olduğu görülmüştür. Yapılan değerlendirmelere göre, lise biyoloji ders kitaplarında dünyaya entegrasyon beceri alanı ile ilgili olduğu belirlenen analiz birimlerinin ise diğer beceri alanlarına oranla daha az olduğu tespit edilmiştir. Ders kitaplarında yer alan bazı ünitelerde dünyaya entegrasyon beceri alanı alt boyutlarına hiç rastlanmadığı görülmektedir. Lise biyoloji kitabında birden fazla beceri alanını aynı anda yansıtması dolayısıyla başarılı bulunan etkinliklerin sayısının artırılmasının gerekli olduğu düşünülmektedir.In this research, it has been tried to determine how much 21st century skills are included in the high school biology textbooks taught in the 2022-2023 academic year. 21st century skills in study; ways of thinking, ways of working, tools of work and integration to the world are discussed in terms of skill areas and their sub dimensions. Qualitative research method was used in the study. The analysis units determined in the 9th, 10th, 11th and 12th grade high school biology textbooks taught in the 2022-2023 academic year were selected by purposive sampling method. The data collected by the document analysis method were analyzed with the descriptive analysis method. In the analysis of data; ways of thinking skill area sub-dimensions, ways of working skill area sub-dimensions, working tools skill area sub-dimensions and integration to the world sub-dimensions of skill area were used as analysis codes. According to the evaluations, it was seen that the units of analysis related to the thinking paths skill area in the high school biology textbooks were more than the other skill areas. However, while the number of problem-solving skills that require high-level thinking skills in this skill area is quite low, the number of critical thinking skills, which are thought to be a reflection of the research-inquiry approach, is higher. According to the evaluations, it was determined that the units of analysis that were determined to be related to the integration skill area in high school biology textbooks were less than the other skill areas. In some units in the textbooks, it is seen that the sub-dimensions of the integration to the world skill area are not encountered at all. It is thought that it is necessary to increase the number of successful activities, since they reflect more than one skill area at the same time in the high school biology textbook

    The extraction and evaluation of hadits in the commentaly of Ebussuûd Efendi titled Irshad al-aql al-Salim ila mazâya al-Kitâb al-karim (Specific to surah al-Fatiha and Bakara)

    No full text
    Yüksek Lisans TeziBu çalışmada Ebussuûd Efendi'nin İrşâdü'l-ʿAkli's-Selîm İlâ Mezâya'l-Kitâbi'l-Kerîm isimli tefsirindeki hadislerin (Fatiha ve Bakara Suresi örneği) tahric ve değerlendirilmesi yapılmıştır. Ebussuûd Efendi yaşadığı dönemde Şeyhülislâmlık yapan, ilmi çalışmalarıyla adından söz ettiren ve fetvaları ile devrine damga vuran büyük bir şahsiyettir. Böyle birisinin yazdığı tefsir de ilim câmiâsında değer ve itibar görmüştür. Bir döneme damgasını vuran bir alim olması ve eserin üzerine herhangi bir tahric çalışması yapılmaması bizi bu çalışmaya sevk etmiştir. Bu sebeple bu eserin Fâtiha ve Bakara Sûresindeki (1. Cildindeki) rivâyetler incelenmiştir. Giriş bölümünde araştırmanın önemi, amacı araştırmada takip edilen metod, Ebussuûd Efendi'nin hayatı, ilmi kişiliği ve eserleri zikredilmiştir. İlk bölümde Fâtiha Sûresinde yer alan rivâyetlerin tahrici, ikinci bölümde Bakara Sûresindeki rivâyetlerin tahrici ve sıhhat değerlendirmesi yapılmıştır. Bölüm sonlarında ise rivâyetlerin kritiği yapılmış Ebussuûd Efendi'nin hadis kullanım metodu üzerinde durulmuştur.In this study, the hadiths in Ebussuûd Efendi's commentary titled Irshad Al-Aql Al-Salim İla Mazâya Al-Kitâb Al-Karim (specific to Surah Al-Fatiha and Bakara) were analyzed and evaluated. Ebussuûd Efendi is a great person who practiced as Şeyhülislam during his lifetime, made a name for himself with his scientific studies and left his mark on his era with his fatwas. The commentary written by such a person was also valued and respected in the scientific community. The fact that he is a scholar who left his mark on a period and that no work has been done on the work has led us to this study. For this reason, the narrations in Surah Fatiha and Bakara (Volume 1) of this work have been examined. In the introduction, the importance of the research, the aim of the research, the method followed in the research, the life, scientific personality and works of Ebussuûd Efendi are mentioned. In the first part, the narrations in the Fatiha Surah are analyzed, and in the second part, the authenticity and authenticity of the narrations in the Al-Bakara Surah are made. At the end of the chapter, the hadith usage method of Ebussuud Efendi, whose narrations were critiqued, was emphasized

    Effect on survival of PPI use with capecitabin in patientswith breast cancer and colorectal cancer

    No full text
    Meme kanseri ve kolorektal kanser dünya genelinde en sık görülen başlıca kanserlerdendir. Kolorektal kanserli ve meme kanserli hastalarının tedavisinde kapesitabin içeren tedavi rejimleri oldukça önemli bir kısmı kapsamaktadır. Kapesitabin oral olarak alındığından diğer ilaçlar ile eş zamanlı kullanıldığında etkileşim gösterebilmektedir. Yapılan sınırlı çalışmalarda kapesitabin ile eş zamanlı ppi kullanımının sağkalımı azalttığı gösterilmiştir. Yapılan çalışmalar daha çok kolon kanseri üzerine yoğunlaşmış olup, bu alanda yapılan çalışmalar sınırlı sayıdadır. Bu çalışma ile kolon kanserli ve metastatik meme kanserli hastalarda kapesitabin eş zamanlı ppi kullanımının sağkalım üzerine negatif etkisini incelemeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Ocak 2015 ile Aralık 2020 tarihleri arasında Meram Tıp Fakültesi Onkoloji Kliniğinde takip ve tedavisi yapılan 66 neoadjuvan-adjuvan kolon kanseri, 40 metastatik kolon kanseri ve 60 metastatik meme kanseri tanılı hasta demogrofik özellikler ve ppi kullanımına göre retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Bu çalışmaya 66’sı adjuvan-neoadjuvan kolon kanseri, 60’ı metastatik meme kanseri, 40’ı metastatik kolon kanseri olan toplam 166 hasta dahil edildi. Metastatik kolon kanseri olan hastaların %62,50’si (n=25) erkek, %37,50’si (n=15) kadındı. Bu gruptaki hastaların yarısı ppi kullanırken yarısı ppi kullanmıyordu. Metastatik kolon kanserli hastalar grubunda PPI kullanan hastaların ortalama sağkalım süresi 39,47 (CI: 30,06-48,87) ay, PPI kullanmayan hastaların 44,29 (CI: 33,77-54,81) ay olarak belirlendi. PPI kullanımının sağkalım üzerine etkisi istatistiki olarak anlamlı bulunmadı (p=0,39) vi Metastatik kolon kanserli hastalar grubunda PPI kullanan hastaların ortalama progresyonsuz sağkalım süresi 15,92 (CI: 9,73-22,12) ay, PPI kullanmayan hastaların 21,88 (CI: 12,39-31,36) ay olarak belirlendi. PPI kullanımının progresyonsuz sağkalım üzerine etkisi istatistiki olarak anlamlı bulunmadı (p=0,80) Adjuvan- neoadjuvan kolon kanseri olan hastaların %63,60’ı (n=42) erkek, %36,40’ı (n=24) kadındı. Bu grupta 26 kişi ppi kullanırken, 40 kişi ppi kullanmıyordu. Adjuvan-neoadjuvan kolon kanserli hastalar grubunda PPI kullanan hastaların ortalama sağkalım süresi 84,44 (CI: 62,64-106,24) ay, PPI kullanmayan hastaların 78,58 (CI: 70,37-86,78) ay olarak belirlendi. PPI kullanımının sağkalım üzerine etkisi istatistiki olarak anlamlı bulunmadı (p=0,85) Metastatik meme kanserli hastaların tamamı kadındı. 33 kişi ppi kullanırken, ppi kullanmayan 27 kişi vardı. Meme kanserli hasta grubunda PPI kullanan hastaların sağkalım süresi ortalama 105,21 (CI: 77,37-133,05) ay, PPI kullanmayan hastaların 139,13 (CI: 100,86-177,39) ay olarak belirlendi. Meme kanserli hastalarda PPI kullanımının sağkalım üzerine etkisi istatistiki olarak anlamlı bulunmadı (p=0,12) Meme kanseri grubunda PPI kullanan hastaların ortalama progresyonsuz sağkalım süresi 19,53 (CI: 12,99-26,06) ay, PPI kullanmayan hastaların 36,91 (CI: 21,44-52,39) ay olarak belirlendi. PPI kullanımının progresyonsuz sağkalım üzerine etkisi istatistiki olarak anlamlı bulunmadı (p=0,34) Sonuç: Çalışmamızda kapesitabin ile eş zamanlı ppi kullanımının kolon kanserli ve meme kanserli hastalarda progresyonsuz sağkalıma ve ortalama genel sağkalıma anlamlı negatif etkisi bulunmamıştır. Bu çalışmadaki en önemli kısıtlayıcı faktör hasta sayısının az olmasıdır.Breast cancer and colorectal cancer are among the most common cancers worldwide. In the treatment of patients with colorectal cancer and breast cancer, capecitabine-containing treatment regimens cover an especially important part. Since capecitabine is taken orally, it may interact with other drugs when used simultaneously. Limited studies have shown that concomitant use of ppi with capecitabine reduces survival. Studies have focused on colon cancer, and studies in this area are limited. In this study, we aimed to examine the negative effect of simultaneous ppi use of capecitabine on survival in patients with colon cancer and metastatic breast cancer. Materials and methods: Between January 2015 and December 2020, 66 patients with neoadjuvant-adjuvant colon cancer, 40 metastatic colon cancer and 60 metastatic breast cancer patients who were followed up and treated in Meram Medical Faculty Oncology Clinic were evaluated retrospectively according to demographic characteristics and ppi use. Results: A total of 166 patients, 66 of whom had adjuvant-neoadjuvant colon cancer, 60 metastatic breast cancer, 40 metastatic colon cancer, were included in this study. Of the patients with metastatic colon cancer, 62.50% (n=25) were male and 37.50% (n=15) were female. While half of the patients in this group were using ppi, half were not using ppi. In the group of patients with metastatic colon cancer, the mean survival time of patients using PPI was 39,47 (CI: 30.06-48.87) months, and patients not using PPI were 44,29 (CI: 33.77-54,81) months. The effect of PPI use on survival was not statistically significant (p=0.39) viii The mean progression-free survival time of patients using PPI in the group of patients with metastatic colon cancer was 15,92 (CI: 9,73-22,12) months, and 21.88 (CI: 12.39-31.36) months in patients not using PPI . The effect of PPI use on progression-free survival was not statistically significant (p=0.80) Of the patients with adjuvant-neoadjuvant colon cancer, 63.60% (n=42) were male and 36.40% (n=24) were female. In this group, 26 people were using ppi, while 40 people were not using ppi. In the adjuvant-neoadjuvant colon cancer patients group, the mean survival time of patients using PPI was 84,44 (CI: 62.64-106,24) months, and patients not using PPI were 78,58 (CI: 70.37-86.78) months. The effect of PPI use on survival was not statistically significant (p=0.85) All patients with metastatic breast cancer were women. While 33 people used ppi, there were 27 people who did not use ppi. In the breast cancer patient group, the mean survival time of patients using PPI was 105,21 (CI: 77.37-133,05) months, and 139,13 (CI: 100,86-177,39) months in patients not using PPI. The effect of PPI use on survival in breast cancer patients was not statistically significant (p=0.12). The mean progression-free survival time of patients using PPI in breast cancer group was 19,53 (CI: 12,99-26.06) months, and patients not using PPI were 36,91 (CI: 21,44-52.39) months. determined. The effect of PPI use on progression-free survival was not statistically significant (p=0.34) Conclusion: In our study, concomitant use of capecitabine and ppi did not have a significant negative effect on progression-free survival and mean overall survival in patients with colon and breast cancer. The most important limiting factor in this study is the small number of patients

    Descriptive content analysis of studies on misconceptions in secondary mathematics education in Türkiye between 2001-2020

    No full text
    Yüksek Lisans TeziBu araştırmanın amacı 2001-2020 yılları arasında Türkiye’de ortaöğretim matematik eğitiminde kavram yanılgıları ile ilgili yapılan çalışmaları sistematik olarak derleyerek bu alanda yapılan çalışmaların eğilimini ortaya çıkarmaktır. Çalışmada 2001-2020 (2001 ve 2020 dahil) yılları arasında yapılmış ve araştırmanın sınırlandırmalarına uyan 62 çalışmaya erişilmiştir. Erişilen bu 62 çalışmanın 28 tanesi tezden (%45) ve 34 tanesi makaleden (%55) oluşmuştur. Yapılan çalışmalara erişim sağlanırken Google Akademik arama motoru, YÖK Ulusal Tez Merkezi, TR Dizin, Web of Science (WOS), Education Resources Information Center (ERIC) ve Dergi Park’tan yararlanılmıştır. Erişilen çalışmalar öğrenme alanlarına, alt öğrenme alanlarına, yıllarına, çalışma türlerine, kullanılan veri toplama araçlarına ve örneklem büyüklüklerine göre sınıflandırılarak analiz edilmiştir. Ayrıca çalışmaların sonucunda elde edilen kavram yanılgılarından bazıları da bulgular kısmında sunulmuştur. Verilerin çözümlenmesinde veri analiz yöntemlerinden betimsel içerik analizi kullanılmıştır. Araştırmada, çalışmaların büyük çoğunluğunun “Sayılar ve Cebir” öğrenme alanında yapıldığı görülmüştür. Yapılan araştırmalar alt öğrenme alanları bakımından incelendiğinde ortaöğretim kavram yanılgıları ile ilgili yapılan araştırmaların çoktan aza doğru sırasıyla “Sayılar”, “Fonksiyonlar” ve “Limit ve Süreklilik” alt öğrenme alanlarında yapıldığı, “İntegral ve Uygulamaları” ve “Polinomlar” alt öğrenme alanlarında ise araştırmanın kriterlerine uygun olan bir çalışmaya rastlanılmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan araştırmalar en çok 2013 yılında yapılırken 2002, 2003 ve 2020 yıllarında araştırmanın kriterlerine uygun olan bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Ayrıca, 2001-2020 yılları arasında ortaöğretim matematik eğitiminde yapılan kavram yanılgıları çalışmalarının sayılarının giderek arttığı görülmektedir. Ulaşılan çalışmalar çalışma türlerine göre yüksek lisans tezi, doktora tezi, TR Dizin makalesi ve diğer makale olmak üzere 4 başlık altında incelenmiştir. Yapılan çalışmaların çoktan aza doğru sırasıyla yüksek lisans tezin (f=24, %39), diğer makale (f=19, %31), TR Dizin makalesi (f=15, %24) ve doktora tezi (f=4, %6) türünde yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan çalışmaların birçoğunda birden fazla veri toplama aracının kullanıldığı gözlemlenmiştir. Ayrıca, veri toplama aracı olarak en çok açık uçlu sorular ve görüşme kullanılmıştır. Yapılan çalışmalar katılımcı sayıları bakımından incelendiğinde, kavram yanılgıları çalışmalarının büyük çoğunluğunun 0-50 arasındaki katılımcı sayısı ile gerçekleştirildiği görülmüştür. Ancak, 251+ örneklemini tercih eden çalışmaların sayısı oldukça fazladır. İncelenen çalışmalardaki örneklem büyüklüğüne çalışmalarda kullanılan veri toplama araçlarının etki ettiği düşünülmektedir. Elde edilen bu sonuçlar doğrultusunda araştırmanın, bu alanda çalışma yapacak kişilere katkıda bulunacağı düşünülmüştür. Çalışmanın sonunda bu alanda çalışma yapmak isteyen araştırmacılara öneriler sunulmuştur.The purpose of this research is to reveal the trend of studies that misconceptions in secondary education mathematics education in Türkiye between 2001 and 2020 by using systematic rewiev. In the study, 62 studies were conducted between 2001-2020 (including 2001 and 2020) and complied with the limitations of the research were accessed. Of these 62 studies accessed, 28 were thesis (45%) and 34 were articles (55%). Google Scholar search engine, YÖK National Thesis Center, TR Index, Web of Science (WOS), Education Resources Information Center (ERIC) and Dergi Park were used to access the studies. Accessed studies were analysed by classifying them according to learning areas, sub-learning areas, years, study types, data collection tools used and sample sizes. In addition, some of the misconceptions obtained as a result of the studies are presented in the findings section. Descriptive content analysis, one of the data analysis methods, was used to analyse the data. In the research, it was seen that the majority of the studies were conducted in the “Numbers and Algebra” learning domain. When the studies were analysed in terms of sub-learning areas, it was concluded that the studies on misconceptions in secondary education were conducted in the sub-learning areas of “Numbers”, “Functions” and “Limits and Continuity”, respectively, from most to least, and that there were no studies in the sub-learning areas of “Integral and its Applications” and “Polynomials” that met the criteria of the research. While most of researches were conducted in 2013, there were no studies that met the criteria of the research in 2002, 2003 and 2020. In addition, it is seen that the number of misconceptions studies conducted in secondary education mathematics education between 2001 and 2020 has increased gradually. The studies reached were examined under 4 titles according to their types: master’s thesis, doctoral thesis, TR Index article and other articles. It was concluded that the studies were conducted in the following order: master’s thesis (f=24,39%), other article (f=19, 31%), TR Index article (f=15, 24%) and doctoral thesis (f=4, 6%). It was observed that more than one data collection tools were used in most of the studies. In addition, open-ended questions and interviews were the most used data collection tools. When the studies were examined in terms of the number of participants, it was seen that the majority of misconceptions studies were conducted with the number of participants between 0-50. However, the number of studies that prefer 251+ samples is also substantial. It is thought that the data collection tools used in the studies affect the sample size in the analysed studies. In line with these results, it is thought that the research will contribute to the people who will work in this field. At the end of the study, suggestions were presented to researchers who want to work in this field

    The relationship between color, shape and composition in Pop-Art painting

    No full text
    Yüksek Lisans TeziPopüler kelimesi toplum arasında herkesçe bilinen ve sevilen yaşam şekli, alışkanlıklar, kıyafet tercihleri vb. verilerin anlatımında kullanılır. Eski çağlardan beri toplumlarda popüler olaylar veya durumlar olmuş, halk da dolaylı olarak bu olaylardan etkilenmiştir. Antik çağda yapılan festivaller, Yunan döneminde agora meydanlarında toplanıp felsefi konular üzerine tartışma yapmak dönemin popüler konularından biridir. Buna ek olarak Rönesans döneminde perspektif kullanılarak yapılan çalışmalar Rönesans çalışmalarının popüler görüntülerindendir. Barok, Romantizm, Realizm, Fovizm, Dadaizm, Ekspresyonizm, Kübizm ve Sürrealizm gibi sanat akımları da kendi içerisinde üslup bakımından popülaritesini barındırmaktadır. Tarihi süreç içerisinde hem farklı konularda hem de sanatsal alanlarda popüler olaylar ve gelişmeler olmuş, ancak bu tür olayların sanat diline dönüşmesi Pop-Art akımıyla gerçekleşmiştir. 1950 yılından itibaren eş zamanlı olarak İngiltere ve Amerika da başlayan Pop-Art resim sanatı konu olarak dönemin popüler kültürünü kullanmıştır. Özellikle Amerika'da hızla artan tüketim kültürüyle olgunlaşan popüler olayların hızla duyulması olayı toplum yaşantısının kaçınılmaz bir parçası haline gelmiştir. Pop-Art ve popüler kültür her zaman iç içe gelişmiş, bu iki durum her zaman birbirini tetiklemiş ve kendini güncel tutmayı başarmıştır. "Pop-Art Resminde Renk, Biçim ve Kompozisyon İlişkisi" adlı bu çalışmanın giriş bölümünde araştırmanın konu ve problem durumu, amacı, önemi, sınırlılığı, evren ve örneklemi ve yöntemi anlatılmıştır. Kavramsal çerçeve bölümünde Pop-Art düşüncesinin oluşumu ve dönemin popüler gelişmeleri ele alınmış, Pop-Art resim üslubu, renk kullanımı, kompozisyon ilişkisi ve diğer sanatsal özellikleri değerlendirilmiştir. Bulgular ve yorumlar bölümünde Pop-Art Resmin öncü ressamları olan Richard Hamılton, Roy Lıchtensteın, Andy Warhol ve David Hockney' in Pop-Art tarzında yaptıkları üçer adet eserine yer verilmiş, bu eserlerdeki renk, biçim ve kompozisyon yapıları ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Pop-Art' a öncülük etmiş ve değer katmış bu sanatçılar dönemin popüler kültürünü ve Pop-Art estetiğini yansıtması açısından önem arz etmektedir. Uygulama çalışmaları bölümünde bu tez kapsamında uygulama yapılma gerekliliğine değinilmiş ve Enes Kurt'un Pop-Art tarzında yapmış olduğu sekiz adet çalışması ele alınarak renk, biçim, kompozisyon ilişkisi açısından değerlendirilmiştir.The word popular is a well-known and loved way of life, habits, clothing preferences, etc. among the society. used to describe the data. Since ancient times, there have been popular events or situations in societies, and the public has been indirectly affected by these events. Festivals held in ancient times, gathering in the agora squares and discussing philosophical issues during the Greek period were popular topics of the period. In addition, the work done using perspective during the Renaissance period is one of the popular images of Renaissance studies. Art movements such as Baroque, Romanticism, Realism, Fauvism, Dadaism, Expressionism, Cubism and Surrealism also have their popularity in terms of style. During the historical process, there have been popular events and developments in both different subjects and artistic fields, but the transformation of such events into the language of art was realized with the Pop-Art movement. Pop-Art painting art, which started simultaneously in England and America since 1950, used the popular culture of the period as a subject. Especially in America, the rapid hearing of popular events maturing with the rapidly increasing consumption culture has become an inevitable part of social life. Pop-Art and popular culture have always developed intertwined, these two situations have always triggered each other and managed to keep itself up to date. In the introductory part of this study named "The Relationship between Color, Form and Composition in Pop-Art Painting", the subject and problem situation, purpose, importance, limitation, universe, sample and method of the research are explained. In the conceptual framework section, the formation of Pop-Art thought and the popular developments of the period were discussed, Pop-Art painting style, use of color, compositional relationship and other artistic features were evaluated. In the findings and comments section, three works by Richard Hamilton, Roy Lichtenstein, Andy Warhol and David Hockney, who are the leading painters of Pop-Art Painting, in Pop-Art style are included, and the color, form and composition structures of these works are discussed and evaluated. These artists, who pioneered and added value to Pop-Art, are important in terms of reflecting the popular culture and Pop-Art aesthetics of the period. In the section of the application studies, the necessity of making applications within the scope of this thesis was mentioned and the eight works of Enes Kurt made in Pop-Art style were evaluated in terms of color, form and composition relationship

    Examination of ecotourism in central European countries

    No full text
    Yüksek Lisans TeziEkoturizm faaliyetlerinin gerçekleştirildiği destinasyonlarda gelişen turizmin yönetilmesi günümüzde nerdeyse zorunlu bir ihtiyaç haline gelmiştir. Dolayısıyla, dünyanın çeşitli destinasyonlarında ekoturizm ile ilgili faaliyetler çeşitlenmiştir. Küresel anlamda, ekoturizm faaliyetlerinin gerçekleştirildiği destinasyonların koşullarına göre geliştirilen çözümlere ve iyi uygulamalara (best practice) odaklanan araştırmalar yapılmıştır. Tez çalışmasının amacı Orta Avrupa ülkelerinde (Almanya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Lihtenştayn, Macaristan, Polonya, Slovakya, Slovenya ve İsviçre) ekoturizm faaliyetlerinin incelenmesidir. Tez nitel bir çalışmadır. İkincil veriler ve fotoğraflar tez kapsamındaki ülkelerin resmi sitelerinden elde edilmiştir. Araştırmanın uygulama bölümünde tez kapsamındaki ülkeler tek tek ekoturizm bağlamında incelenmiştir. Bu ülkelerde gerçekleştirilen ekoturizm faaliyetleri dağ turizmi, yamaç paraşütü, yaban hayatı gözleme, kamp-karavan turizmi, kuş gözlemciliği, inanç turizmi, avcılık, doğa yürüyüşü, foto safari, yayla turizmi, mağara turizmi, festivaller, su sporları, botanik turizm, ekogastronomi turizmi, yöresel ürünler, sportif olta balıkçılığı, termal turizm, kültür turizmi gibi ekoturizm türleri kapsamında incelenmiştir.Managing the tourism industry that develops in destinations where ecotourism activities take place has become almost a mandatory need nowadays. Therefore, ecotourism-related activities have diversified in various destinations around the world. Globally, research has been focused on solutions and best practices developed according to the conditions of destinations where ecotourism activities take place. The aim of the thesis is to examine ecotourism activities in Central European countries (Germany, Austria, Czech Republic, Liechtenstein, Hungary, Poland, Slovakia, Slovenia, and Switzerland). The thesis is a qualitative study, and secondary data and photographs were obtained from the official websites of the countries within the scope of the thesis. In the implementation part of the research, the countries within the scope of the thesis were individually examined in the context of ecotourism. Ecotourism activities carried out in these countries were studied within the scope of ecotourism types such as mountain tourism, paragliding, wildlife observation, camping-caravan tourism, bird watching, faith tourism, hunting, nature walks, photo safaris, highland tourism, cave tourism, festivals, water sports, botanical tourism, eco-gastronomy tourism, local products, sport fishing, thermal tourism, and cultural tourism

    1,970

    full texts

    8,737

    metadata records
    Updated in last 30 days.
    Necmettin Erbakan University Institutional Repository is based in Türkiye
    Access Repository Dashboard
    Do you manage Open Research Online? Become a CORE Member to access insider analytics, issue reports and manage access to outputs from your repository in the CORE Repository Dashboard! 👇