8 research outputs found

    The Effects of Whole-Body Vibration Training on Trunk Muscle Strength: A Narrative Review

    Get PDF
    Mechanical vibration can improve neuromuscular function through postural control strategies, muscle tonic mechanisms, and tonic vibration reflexes. Whole body vibration (WBV) has also been announced to increase bone mineral density, muscle endurance and strength, as well as to enhance proprioceptive system. Moreover, WBV training was found to be a constructive strategy for improving the physical performance of elite athletes and healthy individuals in terms of muscle strength, agility, flexibility, and vertical jump height. Although there is still no consensus in research in this area, it is argued that certain molecular mechanisms involved in the physiological adaptations of exercise also emerge during WBV training. Clarifying these physiological mechanisms is crucial for optimizing the effectiveness of WBV trainings. Previous studies have examined the effects of WBV and have indicated developments in muscle strength, muscle endurance, flexibility, muscle cross sectional area, bone mineral density and body composition. However, no standard prescription has been established to optimize the effects of WBV, including the determination of vibration frequency and amplitude. In addition, the majority of previous studies have investigated the effects of WBV training on the extremities. There are few publications investigating its effectiveness on trunk and core muscle strength, which is one of the important indicators of athletic performance. Therefore, we conducted a narrative review of the literature, referring to the Cochrane Library and Medline databases, to summarize the most recent scientific evidence on the effects of whole-body vibration on trunk muscle strength. This narrative review concludes that at least 8 weeks of WBV training is more effective on trunk muscle strength than those performing the same exercises without WBV

    Mesleki Uygulama Derslerine Katılan ve Katılmayan Üniversite Öğrencilerinde COVID-19’a Yakalanma Korkusu, Anksiyete ve Yaşam Kalitesi Düzeyinin İncelenmesi

    Get PDF
    Amaç: Bu araştırmada, mesleki uygulama derslerine katılan ve katılmayan sağlık programı öğrencilerinde COVID-19’a yakalanma korkusu, anksiyete ve yaşam kalitesi düzeyinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırmaya toplam 597 üniversite öğrencisi katıldı. Veri toplama aracı olarak COVID-19 Korkusu Ölçeği, Koronavirüs Anksiyete Ölçeği ve SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği kullanıldı. Bulgular: Mesleki uygulama derslerine devam eden ve etmeyen öğrencilerin COVID-19’a yakalanma korkusu (p=0,144) ve anksiyete düzeyi benzerdi (p=0,861). SF-36 Ölçeği’ne ait fiziksel fonksiyon (p=0,003) ve genel sağlık algısında (p=0,020) gruplar arası anlamlı farklılık vardı. COVID-19’a yakalanma korkusuyla anksiyete düzeyi arasında orta düzey pozitif yönde ilişki bulundu (r=0,559, p=0,001). Koronavirüse bağlı yakınları vefat eden öğrencilerin COVID-19’ a yakalanma korkusu ile anksiyete seviyesinin, yakınları vefat etmeyen öğrencilere göre anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu görüldü (p=0,001). COVID-19 geçiren öğrencilerde koronavirüsle ilişkili anksiyete düzeyinin daha fazla olduğu saptandı (p=0,033). Sonuç: Araştırma sonuçları koronavirüs salgınının, üniversite öğrencilerin

    Histological examination of effects of kinesio®tape application on soft tissue after trauma

    No full text
    Amaç: Kinesio bantlamanın (KT), deneysel olarak oluşturulmuş travma sonrası oluşan yumuşak doku inflamasyonu üzerindeki etkilerini histolojik olarak incelemektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya, 24 dişi Wistar Albino sıçan (ort: 192.37 gr) dahil edildi. Sıçanlar sağlıklı doku üzerinde 6 saat KT uygulaması, travmalı doku üzerinde 30 dk KT uygulaması, travmalı doku üzerinde 6 saat KT uygulaması ve travmalı doku üzerinde 6 saat flaster uygulaması şeklinde 4 gruba ayrıldı. 1. grup hariç tüm sıçanların sağ ve sol gastrosoleus bölgesinde top düşürme tekniği ile inflamasyon ve kas hasarı yaratıldı. 2.ve 3. gruptaki sıçanlara KT uygulanırken 4. gruptaki sıçanlara flaster uygulandı. Kontrol grubu için aynı sıçanların sol tarafları kullanıldı. Sıçanlar ötenazi edildikten sonra doku örnekleri alındı. Elde edilen doku kesitleri, epidermal-dermal mesafe ve ödem alanı değerlendirilmesi için hematoksilen-eosin (H&E) boyama ile boyandı. Apoptozis, ağrı reseptörlerinin etkinliğini ve vaskülerizasyondaki değişiklikleri değerlendirmek için doku kesitleri NGF, Bcl-2, VEGF ile immunohistokimyasal olarak boyandı. Bulgular: KT uygulanmış gruplarda sağlıklı doku grubuna ve flaster uygulanmış gruba göre epidermal-dermal mesafenin artmış olduğu gözlendi (p<0.05). 6 saat KT uygulanan grupta, diğer gruplara göre ödematöz alanların genişliğinin belirgin olarak azaldığı tespit edildi (p<0.05). Travma sonrası KT uygulanan gruplarda Bcl-2 immün reaksiyonunda azalma olduğu gözlendi. KT uygulanan dokularda, bant uygulanmayan taraflarla ve flaster grubu ile karşılaştırıldığında NGF immun tutulumunun azaldığı gözlendi. VEGF immünreaksiyonu değerlendirildiğinde hiçbir grupta tutulum olmadı. Sonuçlar: KT uygulamasının, deneysel olarak oluşturulan yumuşak doku inflamasyonu sonrasında, epidermal-dermal mesafeyi artırarak ödemin, ağrı ve inflamasyonun azaltılmasında etkin bir yöntem olabileceği histolojik olarak gösterildi.Purpose: To perform a histological study on effects of Kinesio® taping (KT) applied on an soft tissue inflammation. Materials and Methods: 24 female Wistar albino rats (mean weight: 192.37 grams) were included in the study. Rats were randomized to four groups. Except first group, inflammation and muscle contusion was created with drop-ball technique. A plaster was applied in fourth group while Kinesio® tape was applied in the second and third groups. The left sides of same rats were used as control group. Tissue samples were taken after rats were euthanized. Obtained tissue sections were examined under a light microscope after staining with hematoxylin and eosin for the assessment of epidermal-dermal distance and edema area. To evaluate the apoptosis, effectiveness of pain receptors and vasculer changes in the tissue sections, they were stained with NGF, Bcl-2, VEGF immunohistochemically. Results: Epidermal- dermal distance in KT groups was found to be higher than distances in healthy tissue and plaster groups (p<0.05). Notable decrease in edematous areas were seen especially in groups with 6 hour KT application. There is a reduction in Bcl-2 immune reaction in the groups with KT application. Reduction in NGF immune retention was showed in the groups with KT application. Immune retention could not be showed in all groups when VEGF immune reaction was assessed. Conclusion: It was histologically proved that KT application is an effective method, which decreases edema and pain after experimentally created soft tissue inflammation by increasing the distance between epidermal-dermal tissue distance

    MESLEKİ UYGULAMA DERSLERİNE KATILAN VE KATILMAYAN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDE COVID-19’A YAKALANMA KORKUSU, ANKSİYETE VE YAŞAM KALİTESİ DÜZEYİNİN İNCELENMESİ

    No full text
    Giriş: Koronavirüs Hastalığı Salgını (COVID-19), Dünya Sağlık Örgütü tarafından uluslararası öneme sahip ‘’halk sağlığı acil durumu’’ olarak ilan edilmiştir.COVID-19’a yakalanma korkusunun, doğrudan mental sağlık ile ilişkili olduğu ve mental sağlığın bozulmasının da bireylerde yaşam kalitesinin azalmasına neden olduğu gösterilmiştir. Bu korku anksiyete ve stres faktörünü de eş zamanlı tetiklemiştir. Amaç: Çalışmanın amacı örgün mesleki uygulama derslerine katılan ve katılmayan üniversite öğrencilerinde COVID-19’a yakalanma korkusu, anksiyete ve yaşam kalitesi düzeylerinin incelenerek karşılaştırılmasıydı. Yöntem: Çalışmaya benzer yaş grubuna sahip, hastane stajı, klinik uygulama stajı, müfredatta yer alan uygulama derslerinin belirli bir saatine katılım vb. gibi mesleki uygulama derslerine katılan (Uygulama Grubu, n=273, yaş=20,48±1,22 yıl) ve katılmayan (Kontrol Grubu, n=324, yaş=20,07±1,31 yıl) sağlık bilimleri alanında öğrenim gören toplam 597 üniversite öğrencisi dahil edildi. Veri toplama aracı olarak web tabanlı online anket kullanıldı. Katılımcıların demografik özellikleri yazarlar tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu’na kaydedildi. COVID-19’a yakalanma korkusu COVID-19 Korkusu Ölçeği ile, anksiyete düzeyi Koronavirüs Anksiyete Ölçeği ile, yaşam kalitesi SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği ile değerlendirildi. Bulgular: Uygulama katılan ve katılmayan öğrencilerin COVID-19’ a yakalanma korkusu düzeyi, koronavirüse karşı oluşan anksiyete seviyesi ve SF-36 yaşam kalitesi ölçeğinin sekiz alt parametresinden altısı; fiziksel ve emosyonel rol güçlüğü, enerji/canlılık, ruhsal sağlık, ağrı benzerdi (p>0,05). Ölçeğin diğer iki alt parametresi; fiziksel fonksiyon (p=0,026) ve genel sağlık algısı (p=0,039) yüz yüze uygulama eğitimine katılmayan öğrencilerde daha yüksek bulundu. COVID-19’a yakalanma korkusu ile COVID-19’a bağlı anksiyete düzeyi arasında orta düzeyde (r=0,56, p=0,001) pozitif yönde korelasyon vardı. Sonuç: Pandemi sürecinde sağlık kuruluşlarından dolayısıyla hasta bireylerden izole ortamda devam eden üniversite hayatı öğrencilerin genel sağlık algısını olumlu yönde etkilemiş olabilir. Uygulama ve kontrol grubu arasında ölçek sonuçlarının benzer olması mezun olabilmek için zorunlu mesleki uygulama derslerinin sadece belirli bir kısmına katılımın geçerli sayılması ve öğrencilerin koronavirüs hastalığının etkileri hakkında tam farkındalık edinememiş olmalarından kaynaklanmış olabilir

    Adölesan Voleybol Oyuncularında Medial Longitudinal Arkı Destekleyici Dinamik® Bant Uygulamasının Plantar Basınç Dağılımı Üzerine Etkisi

    No full text
    Giriş ve Amaç Literatürde medial longitudinal ark (MLA) düşüklüğünün ayağın yük dağılımını bozarak taban basınç dağılımını değiştirdiği, sporcularda overuse yaralanmalarını arttırdığı gösterilmiştir. Arkı destekleyici bantlama yöntemlerinin MLA’a geçici eksternal destek sağladığı, plantar basınç dağılımını etkilediği ve düşük MLA yüksekliğine bağlı yaralanan ve/veya ağrısı olan sporcularda iyi bir geçici tedavi yöntemi olduğu da belirtilmiştir. Bu çalışmanın amacı MLA yapısında düzleşme olan adölesan voleybolcularda Dinamik® bantlamanın plantar basınç dağılımı (PBD) üzerine etkisini incelemektir. Yöntem: Çalışmaya, naviküler düşme miktarı (NDM) 8 mm ve üzerinde, yaş ortalaması 15.44 ± 1.68 yıl olan gönüllü 25 kadın voleybolcu dahil edildi. Katılımcıların NDM naviküler düşme testiyle, plantar basınç dağılımı baropodometri cihazıyla değerlendirildi. İlk ölçümler alındıktan sonra katılımcılara sertifikalı bir fizyoterapist tarafından MLA’ı destekleyici Dinamik® bant uygulandı. Banta uyumun sağlanması için ortalama 20 dk beklendi. Daha sonra sporcular aynı prosedürle yeniden değerlendirildi. İstatistiksel analiz için SPSS versiyon 22 analiz programı kullanıldı. Bulgular: NDM değerleri (ortalaması±ss) sağ ayak için bantsız 9.32±1.70 mm, bantlı 8.12±1.36 mm; sol ayak için bantsız 9.64±1.60 mm, bantlı 7.88±1.50 mm bulundu. Her iki ayak için bantlama sonrası naviküler düşme miktarının anlamlı olarak azaldığı saptandı (p0.05). Sonuç: Çalışma sonuçlarımız Dinamik® bantlamanın PBD’nı etkilemediğini ancak MLA yüksekliğini arttırmada etkili olabileceğini gösterdi. Direkt PBD üzerine etkisi gösterilememiş olsa da Dinamik® bant, asemptomatik adölesan sporcularda MLA’ı destekleyici, uygulaması kolay pratik bir tedavi ajanı olarak kullanılabilir

    The relationship between postural stability, core muscle endurance and agility in professional basketball players

    No full text
    Aim: The purpose of this study was to identify relationships between postural stability, core muscle endurance and agility in basketball players. Materials and Methods: 21 professional male basketball players [age: 17.±0.63 (years), body weight: 78.69±9.22 (kg), height: 186±7 (cm), BMI: 22.72±2.26 (kg/cm²)] were included to this study. Three balance variables were measured using Biodex Biosway™. Core muscle endurance was measured using three core endurance tests proposed by Mcgill. Agility was assessed by Hexagonal Obstacle Test (HOT). Results: The analysis results showed that postural stability is associated with HOT (r: 0.457). In addition, the postural stability was related to extension muscle endurance test and side bridge test (respectively, r: -0.501 and r: -0.468). There is no correlation between HOT and core muscle endurance test in basketball players. Conclusion: The athletes with good postural stability were better core muscle endurance and agility. It is important to apply exercise programs that enhance postural stability and increase core muscle endurance to improve sportive success

    What Is The Optimal Frequency For Ankle Muscles During Whole-Body Vibration Exercises?

    No full text
    Usage of the whole-body vibration (WBV) is effective in preventing the ankle injuries caused by increasing neuromuscular activity. The aim of this study was to investigate effective frequencies for neuromuscular activity of ankle muscles. A single-group, repeated-measures study design was used. Twenty-three healthy subjects (age 23.91 +/- 3.07, BMI 22.66 +/- 3.39) participated in this study. This study investigated the effects of WBV on the EMG responses of the Tibialis Anterior (TA), Peroneus Longus (PL), Gastrocnemius Medial (GM) and Lateral heads (GL). The muscle activity was measured with an 8-channel EMG Noraxon MiniDTS system (Noraxon, USA, Inc, Scottsdale, AZ) during 0, 20, 40 and 60 Hz of vibration. The Physio Plate (R) vibration platform (Physio Plate (R), Domino S.R.L, San Vendemiano, Italy) was used to deliver mechanical vibration. Compared with no vibration condition; EMG activity of all ankle muscles were significantly increased from at 60 Hz (123 % in TA, 64 % in PL, 53 % in GM, 77 % in GL) (p<0.01). At 40 Hz of vibration frequency, EMG responses of GM and GL was significantly increased (27 % and 53%, respectively) (p<0.01). Only GL was significantly increased of 33 % at 20 Hz (p<0.01). It could be concluded that using higher frequencies at whole-body vibration exercises are more effective than lower frequencies on ankle muscles' EMG activities. During squat exercises on the WBV platform, higher frequencies should be used to increase ankle muscle activation.Wo
    corecore