30 research outputs found
Yönetim güçlendirmenin firmanın finansal performansı ve risk alma davranışı üzerindeki etkisi
Çalışmanın temel amacı, yönetim güçlendirmenin hem firmanın finansal performansını hem de risk alma davranışını nasıl ve ne yönde etkilediği sorusuna gelişmekte olan ülke bağlamının yaratacağı farklılıklar göz önüne alınarak yanıt aramaktır. Vekalet kuramı ve temsil teorisi çerçevesinde geliştirilen araştırma hipotezleri 336 firmadan elde edilen ikincil veriler ışığında, bir dizi kontrol değişkeni de göz önüne alınarak, hiyerarşik regresyon analizi ile test edilmiştir. Analiz sonuçları, güçlendirilmiş yönetimin firmanın finansal performansını ve risk alma davranışını farklı düzeylerde ve farklı yönlerde etkilediğine işaret etmektedir. Bulgular bütün olarak değerlendirildiğinde, Türkiye bağlamında yönetim güçlendirme ile örgütsel sonuçlar arasındaki ilişkiyi açıklamada temsil teorisi bakış açısının, vekalet kuramına kıyasla, daha baskın olduğu görülmektedir.Publisher's Versio
Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımı Kaynaklı Teknolojik Yayılımların Yerel Firmaların Uluslararasılaşma Faaliyetleri Üzerindeki Etkileri
Bu çalışmanın amacı, doğrudan yabancı sermaye yatırımları (DYSY) kaynaklı teknoloji yayılımlarını ölçmek ve DYSY ve yerel firmaların uluslararasılaşması ilişkisinde teknoloji yayılımlarının dolaylı etkilerini Mathews’un LLL modeli ve Dunning’in eklektik paradigması ışığında irdelemektir. Ayrıca, şirketlerdeki yabancı sermaye oranı ile yerli ve yabancı şirketler arasındaki teknoloji açığının teknolojik yayılım üzerindeki düzenleyici rolü de ele alınmaktadır. Çalışmanın gözlem birimini, Türk imalat sanayinde 18 farklı sektörde faaliyet gösteren 95 yabancı sermayeli firma oluşturmaktadır. Analiz bulguları, teknoloji yayılımının yerel firmaların patent yoğunlukları üzerinde kısmi bir olumlu etkiye sahip olurken işgücü verimliliği düzeyinde ise olumsuz bir etkisinin bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra, DYSY kaynaklı teknoloji yayılımlarında teknoloji açığının önemli bir düzenleyici etken olduğu görülmekle birlikte teknoloji açığının sektördeki DYSY yoğunluğu ile yerel firmaların uluslararasılaşması arasındaki ilişkide sadece patent yoğunluğu üzerinden sınırlı bir dolaylı etki yarattığı ortaya çıkmaktadır.
The aim of this study is to examine both the technology spillovers from foreign direct investment (FDI) and the indirect effects of FDI intensity containing technology spillovers on the internalization of local firms from the point of view of Mathew’s LLL Model and Dunning’s Eclectic paradigm. Moreover, it examines the moderator effects of the ownership structure of FDI and technology gap on the technology spillovers. The observation unit of this study is 95 FDI in Turkish Manufacturing Industry. The findings show that technology spillover has a partially positive effect on patent intensity while it has a negative effect on the local labour productivity. There is an important moderating effect of technology gap on technology spillovers form FDIs. On the other hand, there is a limited indirect effect of patent intensity on the relationship between the FDI intensity of industry and the internalization local firms
A Comparison Analysis Between Pre-departure and Transitioned Expat-Preneurs
This paper contributes to the understanding on the reasons that lead to
entrepreneurship in other countries. We focus on expat-preneurs, those who decided to
undertake business opportunities in other countries (before or after settling there). Using
comparison analysis and logistic regression, we examine pre-departure and transitioned
expat-preneurs’ demographic characteristics and push-pull factors that lead them to
expatriate. From a survey conducted in 2015-2016 of 5,532 Lithuanians expatriated
in 24 countries, a sample of 308 respondents with their own businesses abroad was
selected. This research contributes to the literature on expat-preneurs, with empirical
evidence on pre-departure and transitioned self-initiated (SI) expat-preneurs. The results
revealed that demographic features matter when studying such global entrepreneurs.
It is a process experienced differently by males and females and, as such, it can be
considered as gender selective. Thus, more pre-departure expat-preneurs are male
than female, but there is a growing number of female transitioned expat-preneurs.
Pre-departure expat-preneurs are older and less educated than transitioned ones and
have been pushed to move abroad by issues such as political corruption or a nonsupportive
tax system, and are attracted by a higher possibility of self-realisation as well
as the prestige of the host country. Meanwhile, transitioned expat-preneurs have been
pushed to emigrate due to family reasons or too few employment opportunities in their
home country.Lithuanian Council of Science
S-MIP-17-11
The embedding of transnational entrepreneurs in diaspora networks:Leveraging the assets of foreignness
In this paper we examine how foreign actors capitalize on their ethnic identity to gain skills and capabilities that enable them to operate in a new and strange environment. We explore the mechanisms by which Bulgarian entrepreneurs in London use their ethnic identity to develop competitive advantage and business contacts. We find that the entrepreneurs studied gain access to a diaspora network, which enables them to develop essential business capabilities and integrate knowledge from both home and host country environments. The diaspora community possesses a collective asset (transactive memory) that allows its members to remove competition from the interfirm level to the network level (i.e., diaspora networks vs. networks of native businesspeople). Additionally, the cultural identity and networks to which community members have access provide bridging capabilities that allow diaspora businesspeople to make links to host country business partners and thus embed themselves in the host country environment. Thus, this paper adds to the growing body of work showing how foreignness can serve as an asset in addition to its better-known role as a liability
YEREL PAZARLARDAKİ ÜRÜN ÇEŞİTLENDİRME İLE ULUSLARARASILAŞMA DERECESİ ARASINDAKİ İLİŞKİ: KURUMSAL YÖNETİŞİM MEKANİZMALARININ DÜZENLEYİCİ ETKİLERİ
Çalışmanın amacı, gelişmekte olan ülke kökenli
çokuluslu şirketlerin uluslararasılaşma faaliyetlerini daha iyi anlamak ve
tanımlamak amacıyla, ürün çeşitlendirme düzeyi ile uluslararasılaşma derecesi
arasındaki ilişkiyi kurumsal yönetişim mekanizmalarının düzenleyici (moderatör)
etkisini dikkate alarak incelemektir. Bu amaç çerçevesinde geliştirilen
hipotezler, kasıtlı örnekleme yöntemi bakış açısıyla çeşitli ölçütler dikkate
alınarak belirlenen, Borsa İstanbul’a koteli 325 işletmeden elde edilen ikincil
veriler kullanılarak test edilmiştir. Çalışma bulgularına göre, ürün
çeşitlendirme düzeyi, gelişmiş ülke bağlamlarında gerçekleştirilen çalışmaların
aksine, uluslararası çeşitlenmeyi olumlu yönde etkilemektedir. Yönetim kurulu
yapısı düzeyinde yönetim kurulu büyüklüğü ile bağımsız üye sayısı,
uluslararasılaşmayı doğrudan etkilerken, aile üye oranı, ürün çeşitlendirme ile
uluslararasılaşma arasındaki ilişkide düzenleyici role sahiptir. Sahiplik
yapısı düzeyinde tanımlanan değişkenlerin uluslararasılaşma üzerinde doğrudan
etkisi olmamakla beraber, en büyük birinci hissedarın payının düzenleyici
rolüne kanıt sağlanmıştır
The Status of University Business Schools Regarding Industry 4.0: From the Turkish Perspective
Industry 4.0, whose effects have been more and more noticeable in recent years, and the digital change it brings call for a new educational model that aligns university instructional processes and curricula with the demands of business. This approach, known as University 4.0, intends to promote more technology-based applications, the power of innovation, the training of skilled specialists to satisfy industrial needs, and the development of competences that can achieve multidisciplinary projects. It is of utmost importance to adapt late-industrializing nations’ educational systems, such as Turkey’s, to this change process. The aim of this research, which takes the Turkish context as a reference, is to reveal how the curricula and educational processes of business schools should be shaped with a perspective that takes into account the human resources requirements of industry 4.0. A decision-making technique that integrates QFD, Delphi, and DEMATEL methods was employed in the study. The results clearly show that the most important expectation for social stakeholders is to provide university-industry cooperation. However, some of the most pressing problems include applied learning through collaborative educational experiences, teamwork skills, changing roles and competencies of academics. The findings point out that the educational activities of business schools must be linked with industry expectations through technology-based training activities and teamwork
An International View of Early Childhood Education in Turkey: OECD Grades
Bu çalışmanın amacı, 15 Eylül 2016 tarihinde yayınlanan ‘Eğitime Kısa Bir Bakış 2016: OECD Göstergeleri” ve 21 Haziran 2017 tarihinde yayınlanan “2017’ye Güçlü Bir Başlangıç: Erken Çocukluk Eğitimi ve Bakımında Anahtar OECD Göstergeleri” raporlarından yola çıkarak Türkiye’deki erken çocukluk eğitimi ve politikalarını; okullaşma, okula devam, finansal destek miktarı ve eğitim programları açısından değerlendirmektir. Çalışmada, bu raporda yer alan; 3-4 yaş çocuklarının eğitime kayıt oranları, okul öncesi dönemde devlet okullarına kayıt oranları, okul öncesi ve ilkokulda yaşlara göre okullaşma oranları, okul öncesi eğitime ayrılan finansal destek oranları (kamu-özel), eğitimci başına düşen öğrenci sayısı, OECD ülkelerindeki erken çocukluk eğitimi programlarının kapsamı ve okul öncesi eğitim programlarının içeriği kapsamında OECD ülkeleri ve Türkiye kıyaslaması yapılarak incelenmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda; OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında, Türkiye’deki okul öncesi eğitime ayrılan finansal destek miktarının, okul öncesi öğretmenlerinin çalışma koşullarının ve özellikle 0-3 yaş grubundaki çocukların okul öncesi eğitime katılımının düşük olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın bulguları ışığında, okul öncesi eğitime ayrılan kamu harcamalarının arttırılması, dezavantajlı çocukların bulunduğu bölgelerdeki ailelerin bilinçlendirilmesi ve okul öncesi öğretmenlerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi önerilmektedir
The effects of ownership concentration and institutional distance on the foreign entry ownership strategy of Turkish MNEs
We investigate how ownership concentration and institutional distance both directly influence the equity-based
ownership strategies of a sample of Turkish MNEs, and also how institutional differences moderate the link
between ownership concentration and the equity-based ownership strategies of these firms. The findings suggest
that neither ownership concentration nor institutional distance significantly affects the level of equity ownership.
Although institutional distance variables have no direct effects on equity ownership, they tend to moderate
the relationships between the ownership concentration and foreign equity ownership strategy of Turkish MNEs.
In particular, we provide evidence that the regulative and normative dimensions of institutional distance affect
the strength of the relationships between equity ownership strategy of MNEs and ownership concentration more
so than the cognitive dimension of institutional distance