212 research outputs found

    Child Abuse/Neglect and Depressive Symptomatology: The Mediating Roles of Early Maladaptive Schemas

    Get PDF
    Son dönemlerde, çocuk istismarı / ihmalinin erişkinlik döneminde psikopatolojinin gelişimini nasıl öngördüğünü anlamaya yönelik çalışmaların sayısında artış bulunmaktadır. Bu çalışmalar daha çok bu ilişkide etkili olan mekanizmalarının saptanması ve değerlendirmesi üzerine odaklanmaktadır. Bu bakımdan, şema terapi, erken dönem uyumsuz şemalar aracılığıyla yetişkin dönem psikopatolojisi ve çocukluk istismarı ve ihmalin arasındaki ilişkiyi açıklamaktadır. Mevcut çalışmada, üniversite öğrencileri örnekleminde çocuk istismarı / ihmali ve depresif semptomatoloji ilişkisi arasındaki beş farklı şema alanının aracı rolleri araştırılmıştır. Bu araştırmanın örneklemini, yaşları 18 ile 32 arasında değişen 414 üniversite öğrencisinden [312 (% 75,4) kadın, 102 (% 24,6) erkek] ve [322 (% 75,4) kadın] oluşmaktadır. Beş şema alanı için yürütülen Paralel Çoklu Aracı Değişken Analizi sonuçlarına göre, tüm şema alanları arasında yalnızca zedelenmiş otonomi/ performans şema alanının, çocuk istismarı / ihmali ve depresif semptomatoloji arasındaki ilişkiye aracılık ettiğini görülmektedir. Diğer bir deyişle, çocukluk çağında karşılaşılan istismar ve ihmal düzeylerinin yüksek olduğunu bildiren bireylerin, zedelenmiş otonomi / performans şema alanından uyumsuz şemalar geliştirme eğiliminde oldukları ve bunun sonucu olarak da depresif belirtiler açısından yüksek risk altında bulundukları söylenebilir. Araştırma sonuçları alan yazın ışığında tartışılmıştır.Recently, there has been a growing interest in identifying the mechanisms of how child abuse/neglect predicts the development of psychopathology in adulthood. In that respect, schema therapy explains the origin of psychopathology with early maladaptive schemas. This study aimed to explore the mediator roles of five different schema domains between child abuse/neglect and depressive symptomatology relationship in a university student sample. The sample of this study consisted of 414 undergraduate and graduate students from the various universities of Turkey [312 (75.4%) female, and 102 (24.6%) male], whose ages ranged between 18 and 32 (M = 21.69, SD = 2.08). Parallel Multiple Mediation Analysis for five schema domains showed that among all schema domains only impaired autonomy/performance schema domain-mediated the relationship between child abuse/neglect and depressive symptomatology. Individuals who reported higher levels of childhood abuse and neglect tended to develop more maladaptive schemas from impaired autonomy/performance schema domain, and as a consequence, were at increased risk for depressive symptoms. Results were discussed in light of the relavant literature

    A Study on the Students’ Attitudes Toward the Lesson ‘Drama’

    Get PDF
    DergiPark: 326582trakyasobedIn this study,it has been studied on the students’ attitudes toward the lesson class of drama in the programme of primary school teaching,Faculty of Education,Celal Bayar Universty. Also it has been evaluated the levels of the students’ general attitudes towards the lesson. In this research,a scale of behaviour in the primary school drama lesson developed by the researcher has been used as a means of collecting data.In analyzing the data, the aritmethic mean and standart deviation have been determined and each behaviour item.In terms of independent variations,to a t-test has been calculeted wheather there is a difference in meaning determine each attitude item. As a results, the attitude levels of the students for the ‘Class of Drama’ in primary school students have been found significantly different for some independent variables.Also,it has been found that students general attitude towards the class was possitive.Bu araştırmada, Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği programında öğrenim gören öğrencilerin almış oldukları İlköğretimde Drama dersine ilişkin tutumları çalışılmıştır. Ayrıca, öğrencilerin derse ilişkin genel tutum düzeylerine de bakılmıştır. Araştırmada,veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen ‘İlköğretimde Drama Dersi Tutum Ölçeği’ kullanılmıştır. Verilerin analizinde her bir tutum maddesi için ortalama ve standart sapma değerleri bulunup yorumlanmıştır. Bazı bağımsız değişkenler açısından,her bir tutum maddesinin ortalaması için anlamlı farklılığın olup olmadığını belirlemek için t-testi hesaplanmıştır. Analizlerin sonucunda, öğrencilerin ilköğretimde drama dersine ilişkin tutum düzeylerinin öğretim şekli, cinsiyet ve okul başarı durumlarına göre farklılıklar gösterdiği, genel olarak bakıldığında tüm öğrencilerin olumlu tutumlara sahip oldukları görülmüştür

    Oyun bağımlılığı, bir uzamış ergenlik öyküsü: vaka çalışması

    Get PDF
    Bilgisayar ve internet kullanımın yaygınlaşması, bilgisayarda oyun oynayarak ya da internette çevrimiçi geçirilen zamanın uzunluğu ile ilgili tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Artık aşırı bilgisayar ve internet kullanımı insanların iş, eğitim vb. yaşantılarını da etkileyen bir problem olmuş ve tedavi için ruh sağlığı çalışanlarına sıkça danışılmaya başlanmıştır. Ancak ruh sağlığı çalışanları olarak bu problemin tanımlanması ve tedavi edilmesi ile ilgili sınırlı bilgiye sahibiz. Karşılanan vakalarda örnek olması amacıyla, bu makalede terapiye oyun bağımlılığı ve derslerde başarısızlık şikâyetleri ile gelen Bay S. vakası ele alınacaktır. İlk olarak Bay S. ile ilgili demografik bilgiler, şikâyetlerin tarihçesi özetlenecek, ardından vaka formülasyonu ve terapi süreci detaylandırılacaktır.Publisher's Versio

    Genotoxicity and antioxidant enzyme activities induced by the captan fungicide in the root of bell pepper (capsicum annuum L. var. grossum L. cv. kandil)

    Get PDF
    In this study, we investigated the toxic effects of the captan fungicide by using morphological, physiological and cytological parameters in bell pepper (Capsicum annuum L. var. grossum L. cv. Kandil) root tissue. The seeds of bell pepper were germinated in Petri dishes including different concentrations (0, 25 μM, 50 μM, 100 μM, 150 μM) of captan fungicide for 7 days. The germination rates and root lengths were significantly reduced in captan-treated seeds. All concentrations caused a significant decrease in mitotic index and increase in different types of chromosomal abnormalities such as c-mitosis and chromosome stickness in meristematic cells of bell pepper root. Captan treatment also induced oxidative stress by leading to membrane damage with an increase in root electrolyte leakage in 7 days-old bell pepper root. Catalase, glutathione reductase and total peroxidase activities increased under different concentrations as a response to oxidative stress. Our results showed that captan fungicide had negative effects on germination and growth in bell pepper seed.Bu çalışmada, dolmalık biberde (Capsicum annuum L. var. grossum L. cv. Kandil) kök dokusunda morfolojik, fizyolojik ve sitolojik parametreler kullanarak captan fungisitinin toksik etkisi araştırıldı. Dolmalık biber tohumları 7 gün boyunca farklı konsantrasyonlarda (0,25 μM, 50 μM, 100 μM, 150 μM) captan fungisit içeren petri kabında çimlenmiştir. Elde edilen sonuçlar, captanla muamele edilmiş tohumlarda çimlenme oranının ve kök uzunluğunun düştüğünü göstermiştir. Ayrıca, captan fungisitinin tüm konsantrasyonları, mitotik indekste önemli bir azalmaya ve biber kökünün meristematik hücrelerinde c-mitoz ve kromozom yapışkanlığı gibi farklı tipte kromozomal anormalliklerin artmasına neden olmuştur. Ayrıca, captan muamelesi, 7 günlük dolmalık biber kökündeki kök elektrolit sızıntısında bir artış ile membran hasarına yol açarak oksidatif stresi tetiklemiştir. Oksidatif stres ile başa çıkmak için katalaz, glutatyon redüktaz ve toplam peroksidaz aktivitelerinin dolmalık biber köklerinde farklı captan fungisit konsantrasyonu altında arttığı belirlenmiştir. Elde ettiğimiz sonuçlar captan fungisitinin dolmalık biber tohumundaki çimlenme ve büyümeyi olumsuz yönde etkilediğini göstermiştir

    Evaluation of spinal-paraspinal parameters to determine segmentation of the vertebrae

    Get PDF
    Purpose: We aimed to evaluate whether lumbar vertebrae can be correctly numbered using auxiliary parameters. Material and methods: Vertebra corpus shape, O’Driscoll classification, lumbosacral axis angle, last two square vertebra dimensions, orifice of right renal artery (RRA), orifice of celiac truncus (CT), orifice of superior mesenteric artery (SMA), vena cava inferior confluence (CVC), abdominal aorta bifurcation (AB), and iliolumbar ligament were evaluated in this study. Results: Lumbosacral transitional vertebrae (LSTV) were observed in 13 (9%) patients. The most common locations of the paraspinal parameters were: RRA: L1 vertebrae (45%), SMA: L1 vertebrae (66%), CT: T12 vertebrae (46%), AB: L4 vertebrae (63%), and CVC: L4 vertebrae (52%). Conclusions: According to the results of our study, no single parameter in the magnetic resonance imaging can accurately indicate the number of vertebrae without counting the levels. As a result, we believe that these parameters may be suspicious in terms of the presence of LSTV rather than the correct level

    Determination of antimicrobial effects of Western Central Anatolian three ahlat species

    Get PDF
    Bu çalışma, biri endemik olmak üzere Türkiye’de yetişen üç Ahlat türünün [Pyrus anatolica Browicz (Som Ahlat) Pyrus elaeagnifolia Pall. subsp. elaeagnifolia (Ahlat) Pyrus amygdaliformis Vill. var. Amygdaliformis (Çöğür Ahlat)] yaprak, dal ve meyve ekstrelerinin, antibakteriyel ve antifungal etkileri araştırılmıştır. Antimikrobiyal aktivitesi için agar kuyu difüzyon yöntemi kullanıldı çalışmada incelenecek her üç Ahlat türlerde hem antifungal hem de antibakteriyel etkiye sahip olduğu saptandı. Endemik bir tür olan Pyrus anatolica, diğer türlerle karşılaştırıldığında güçlü antimikrobiyal kapasiteye sahip olduğu belirlendi. Bu nedenle Pyrus anatolica ekstraktından gıda katkı maddesi, tıp ve sağlık alanlarında yararlanılabileceği düşünülmektedir.In this study, antibacterial and antifungal efficiencies of leaves, branches, and fruit extracts of three Ahlat species growing in Turkey [Pyrus anatolica Browicz (Som Ahlat) (endemic species), Pyrus elaeagnifolia Pall. subsp. elaeagnifolia (Ahlat), Pyrus amygdaliformis Vill. var. Amygdaliformis (Çöğür Ahlat)] were investigated. Agar well diffusion method was used for the determination of antimicrobial activity. All three Ahlat species in the study were found to exhibit both antifungal and antimicrobial effects; however, the endemic species, Pyrus anatolica demonstrated stronger antimicrobial capacity compared to other species. Therefore, it is believed that Pyrus anatolica extract could be used in food additive, medicine and health fields

    TARİHİ SİLLE SUBAŞI HAMAMI TAŞIYICI SİSTEM ANALİZİ

    Get PDF
    TARİHİ SİLLE SUBAŞI HAMAMI TAŞIYICI SİSTEM ANALİZİÖzetBu çalışmada, 19. yüzyıl Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen ve Konya İli Selçuklu İlçesi’ne bağlı Sille Ak Mahallesi’nde bulunan tarihi Subaşı Hamamı’nın mevcut durum değerlendirmesi yapılıp, yapının statik ve dinamik yükler altındaki durumu incelenmiştir. Yapının üç boyutlu modeli oluşturulmuş, sonlu elemanlar yöntemine göre lineer analizi yapılmış ve taşıyıcı elemanları üzerinde oluşan gerilmeler ile yerdeğiştirmeler incelenmiştir. Subaşı Hamamı mimari açıdan kesit ve iç tasvir olarak iki sıcaklık, iki ılıklık ve bir su deposundan oluşmaktadır. İki sıcaklık ve iki ılıklık mekanının üzeri tuğladan yapılmış kubbeden, su deposunun üzeri ise beşik tonoz ile örtülmüştür. 19.5x18 metre boyutuna sahip olan hamamın yapılan araştırma, inceleme ve analiz sonucunda, yapının mevcut kesitlerinin büyük olmasından dolayı basınç ve kesme gerilmelerine karşı yeterli dayanımının olduğu; kubbe, beşik tonoz ve kapı köşelerinde bazı çatlakların oluştuğu; modal analiz sonunda mod şekilleri incelendiğinde en fazla zorlanan kısmın beşik tonoz olduğu tespit edilmiştir.Anahtar Kelimeler: Tarihi Yapı, Yığma Yapı, Taşıyıcı Sistem Analizi, Statik Lineer AnalizSTRUCTURAL ANALYSIS OF HISTORICAL SILLE SUBASI BATH AbstractIn this study, the present situation of the historical Subasi Bath, which was built in the 19th century Ottoman Period and located in the Sille Ak District of the Selcuklu District of Konya Province, was evaluated and the status of the building under static and dynamic loads was examined. A three-dimensional model of the structure was created using a computer program, a linear analysis was made according to the finite element method, and the stresses and displacements on the carrier elements were examined. Subasi Bath consists of two the hottest rooms, two the tepidity rooms and one water reservoir in terms of architectural cross-section and internal depiction. The hottest and the tepidity rooms spaces are covered with a dome made of brick, while the water tank is covered with a cradle vault. As a result of the research, examination and analysis of the bath, which has a size of 19.5x18 meters, it has sufficient resistance against pressure and shear stresses due to the big cross sections of the building; there are some cracks in the dome, cradle vault and door corners; When the modal analysis was examined, the most critical part was found to be the cradle vault.Keywords: Historical Structure, Masonry Structure, Structural Analysis, Static Analysi

    An economical and practical procedure of favipiravir synthesis for the treatment of Covid-19

    Get PDF
    Favipiravir is a wide-spectrum antiviral generic drug that has received large attention during the recent COVID-19 pandemic. While there are synthetic strategies for favipiravir synthesis, economical procedures could contribute to industrial scale synthesis and availability. Accordingly, our efforts focused on an economic and scalable procedure for favipiravir synthesis via the 3,6-dichloropyrazine-2-carbonitrile intermediate obtained from 3-aminopyrazine-2-carboxylic acid. The process afforded favipiravir with 43% yield (from 3,6-dichloropyrazine-2-carbonitrile, by fluorination, hydroxylation, and nitrile hydrolysis reactions) and greater than 99% purity without a chromatographic purification step. Graphical abstract: [Figure not available: see fulltext.]ATABAY Fine Chemicals and Pharmaceutical Compan

    Municipal waswater treatment with polymeric membranes having different characteristics

    Get PDF
    Bu çalışmada, ticari ve laboratuvar ortamında üretilen farklı özelliklere sahip polimerik membranlarla evsel atıksuların arıtılabilirliği araştırılmıştır. Çalışma dikey akışlı düz plaka membran modülünde 4 adet ticari membran (UP005, UP020, US100 ve NF270) ve 5 adet farklı oranlarda hazırlanmış kitosan (Ct) ve Fe3O4 katkılı poliakrilonitril (PAN) membranlar kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Evsel atıksu içerisindeki organik madde gideriminde en yüksek verim (%70, KOİ) %2 Fe3O4/PAN membranı ile elde edilmiştir. Membranların filtrasyon akılarına göre, kitosan ve Fe3O4 nanopartiküllerinin akı üzerinde önemli bir etkisinin olmadığını belirlenmiştir. Filtrasyon akısının azalması, büyük oranda atıksu içerisindeki organik ve inorganik askıda katı maddelerin membran yüzeyinde birikmesi sebebiyle meydana gelmiştir. Bu çalışmada ayrıca, taramalı elektron mikroskobu (SEM), zayıflatılmış toplam yansıma fourier dönüşümü kızılötesi (ATR-FTIR) spektroskopisi ve temas açısı cihazları kullanılarak kirlenmiş membranların karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir. Karakterizasyon çalışmalarının sonuçlarına göre, kirlenmiş membranların yüzeyinde %57.54 karbon (C), %38.23 oksijen (O) ve eser miktarda, Na, Mg, Al, Si, P, S, Cl, K, Ca, Ti, Fe elementleri tespit edilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre, evsel atıksuların arıtılmasında membran özelliklerini iyileştirici katkı maddeleri ile geliştirilmiş polimerik membranların kullanılmasıyla etkili bir arıtımın sağlanacağı sonucuna ulaşılmıştır.In this study, municipal wastewater treatability has been investigated with commercial and laboratory scale fabricated polymeric membranes having different characteristics. Studies were performed using 4 commercial membranes (UP005, UP020, US100 and NF270) and 5 polyacrylonitrile (PAN) membranes prepared with different ratios of chitosan (Ct) and Fe3O4 in a vertical flow flat plate membrane module. The maximum yield for the removal of organic substances in municipal wastewater (70%, COD) was obtained by 2% Fe3O4 / PAN membrane. According to the membrane filtration flux, there is no significant effect of chitosan and Fe3O4 nanoparticles on flux. The reduction of filtration flux have occurred due to the accumulation of the considerable amount of organic and inorganic suspended solids on the membrane surface. Also, in this study, characterization of fouled membranes were performed using scanning electron microscope (SEM), attenuated total reflection-fourier infrared (ATR-FTIR) spectroscopy and contact angle device. According to the results of characterisation studies, 57.54% carbon (C), 38.23% oxygen (O) and trace amounts of Na, Mg, Al, Si, P, S, Cl, K, Ca, Ti, Fe elements were determined on the surface of fouled membranes. The results showed that polymeric membranes which modified with high property additives would be provided efficient municipal wastewater treatment
    corecore