Disentangling Market Access Effects of Preferential Trading Arrangements Application for ASEAN Members under an ASEAN-EU FTA

The paper develops two synthetic measures at the HS-10 level to depict effective market access for a country receiving preferential access and applies these to the market access ASEAN members would receive on impact following the implementation of an FTA with the EU. First, the measures show that current effective market access for ASEAN EBA members is cut in half by the preferences granted by the EU to countries that compete with these countries in the EU markets. Second, the measures show that about one quarter of the preferential margin under the proposed FTA for EBA members would be lost as a result of preferential access granted to ASEAN GSP members. Third, disaggregated estimates of the restrictiveness of rules of origin confirm that rules are more restrictive for products with higher preferential margins and that ASEAN countries usually face tougher rules of origin in the EU because of the composition of their exports.market access;Rules of Origin;preferential trade agreements;ASEAN

Disentangling Market Access Effects of Preferential Trading Arrangements Application for ASEAN Members under an ASEAN-EU FTA

The paper develops two synthetic measures at the HS-10 level to depict effective market access for a country receiving preferential access and applies these to the market access ASEAN members would receive on impact following the implementation of an FTA with the EU. First, the measures show that current effective market access for ASEAN EBA members is cut in half by the preferences granted by the EU to countries that compete with these countries in the EU markets. Second, the measures show that about one quarter of the preferential margin under the proposed FTA for EBA members would be lost as a result of preferential access granted to ASEAN GSP members. Third, disaggregated estimates of the restrictiveness of rules of origin confirm that rules are more restrictive for products with higher preferential margins and that ASEAN countries usually face tougher rules of origin in the EU because of the composition of their exports.market access, Rules of Origin, preferential trade agreements, ASEAN

THE WIDE ASSORTMENT MODELS OF FORMATION IN THE RETAIL NETWORK

Retailers with an extended range of reasons for lack of required diagnostic efficiency of their activities. The organization of the retail network should take into account, the basic problem that is associated with the formation of the range.Retailers with an extended range of reasons for lack of required diagnostic efficiency of their activities. The organization of the retail network should take into account, the basic problem that is associated with the formation of the range

Eutectic Freeze Crystallization Of Boron Compounds

Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2016Boron birleşikleri, özelikle boraks ve borik asit, çeşitli endüstriler için istenilen ve önemli hammaddelerdir. Tarımdan nükleer reaktörlere kadar çok sayıda uygulamaları bulunmaktadır. Boraks ve borik asidinin ana kullanım alanları borosilikat cam, seramik sır ve deterjan üretimidir. Genel olarak boraks ve borik asit ürünleri, tinkal ve kolemanit minerallerinden üretilmektedir. Türkiye tinkal (35.5% B2O3) ve kolemanit (50.8% B2O3) kaynaklarıyla dünya lideridir. Türkiye’de 803 milyon ton bor rezervi bulunmakta ve günde tonlarca bor atığı endüstriyel süreçlerde oluşmaktadır. Bor üretim tesislerinden çıkan atıklar genellikle ince boyutlu katı veya pülp halindedir. Çevre duyarlılığı ve bilinci gelişmeden önce, bu atıklar direkt çevreye atılıyordu. Günümüzde endüstriyel atıklar, yeniden kullanılmak üzere zenginleştirmekte veya kullanılmayan kısımları çevresel ve ekolojik etkilerinden dolayı uygun şekilde imha edilmektedir. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, Dünya'nın birçok ülkesinde araştırmacılar ve işletmeler bu konuda yoğun çaba harcamaktadır. Başta çevresel ve ekonomik koşullar göz önüne alındığında, bor atıklarının değerlendirilmesi konusunda yeni bir yönteme ihtiyaç duyulmaktadır. Bor içeren atıkların yönetiminde üç temel seçenek mevcuttur: • bor minerallerinin atıktan geri dönüştürülmesi, • bor atıklarının çevreye zarar vermeden imha edilmesi, • bor atıklarının seramik ve inşaat sektöründe hammadde olarak kullanılmasıdır. Bu durum, sürdürülebilir proses ve teknolojileri, hammadde gelişimi, -atık su geri kazanılımı ve enerji verimi gibi- proses optimizasyonlarına yönlendirmiştir. Günümüzde bu amaca “Ötektik Dondurma Kristalizasyon” (ÖDK) teknolojisi hizmet etmektedir. Bu teknoloji özellikle atık suyunun arıtılması için uygundur. Ötektik dondurma kristalizasyonun temeli ötektik noktanın bulunmasına dayanır. Ötektik nokta, tuz-su karışımı faz diyagramında karakteristik bir noktayı ifade eder. Bu sıcaklıkta buz, tuz ve çözelti arasında belirli bir konsantrasyonda denge oluşmaktadır. Böylece, ötektik dondurma kristalizasyonu prosesi değersiz ve/veya tehlikeli atık çözeltilerini temiz su ve değerli katı tuz ürünlerine dönüştürülmektedir. Ayrıca, ÖDK teknolojisi saf buz ve tuzu son derece düşük maliyet ve yüksek verimde işlemektedir. Bu tezde, temel amaç boraks-su (Na2B4O7-H2O) ve borik asit-su (H3BO3-H2O) sistemlerinin ötektik noktalarının araştırılmasıdır. Birinci atık çözelti, sentetik boraks sistemi, 1 litrelik ÖDK deneysel düzeneğinde ötektik noktanın araştırması için kullanılmıştır. Bu çalışmada, tüm deneyler başlangıçta ağırlıkça 2% boraks sulu çözeltisi kullanılarak yapılmıştır. Karıştırcı 200 rpm devire ve soğutma makinası -10 ºC’ye ayarlanarak kesikli uygulama süreçlerinde ötektik noktası bulunmuştur. Şekil 4.3’te boraks-su çözünürlük grafiği verilmiştir. Yapılan 11 tane deney sonucunda ötektik nokta 1.06% Na2B4O7 ve -0.74 ⁰C olarak tayin edilmiştir. Ötektik Dondurma Kristalizasyon prosesi uygulandıktan sonra, buz ürün saflığı tespit edilmiştir. Bu çalışmadan elde edilmek istenilen bir diğer veri ise ötektik noktaya ulaştıktan sonra soğutucu akışkan (etilen glikol) ve boraks çözeltisi arasındaki süper doygunluk sıcaklığı (sürücü güç buzun safsızlık içeriğidir. Ötektik noktada, ΔT= 6 ºC’lik sürücü güç altında 60 dakika büyümesi sağlanmış, ve Na2B4O7∙10H2O tuz kristallerinin yoğunluk farkıyla birbirinden ayrılması sağlanmış (Şekil 4.4), ardından süzme ve yıkama işlemleri yapılmıştır. Süzme işlemi cam filtre yardımıyla vakum filtrasyonu gerçekleştirilmişti. Toplamda iki yıkama gerçekleştirilmiş ve her yıkama sonrası buzun ve alttaki çözeltinin ağırlıkları ölçülerek analiz için numuneler alınmıştır. Her birinden alınan numuneler titrasyon yöntemi ile analiz edilmiş. Sonucu olarak Şekil 4.5’de ötektik noktadaki tuz, buz, çözelti miktarları ve yıkamalar sonucu buzdaki safsızlık gösterilmiştir. Alınan tüm numuneler Otomatik Büret (schott titronic universal) ile analiz edilmiştir. Ötektik noktaya ulaşmış çözeltiden alınan 10 ml’lik numunenin boraks konsantrasyonu 0.1 N’lık NaOH çözeltisi ile yapılan titrasyonla belirlenmektedir. Ayrıca farklı ÖDK koşullarında süper-doygunluk ve değişik kesikli uygulama süreçlerinde, tuz kristal boyutunun ölçümü yapılmış ve büyüme hızı araştırılmıştır. Bu deneysel çalışmada, tuz ve buz kristalleri boyut ve görünüm özellikleri açısından Olympus BX51 marka mikroskop altında incelenmiştir. Mikroskop ile gözlemlenen kristallerin fotoğrafları mikroskopun 5X büyütme ile optik mikroskop ile çekilmiş ve Image-Pro Plus programı yardımıyla boyutlandırılmıştır. Deney sonrası, tuz kristalin kaydedilen görüntüleri kullanılarak, Image J programı yardımıyla kristal boyutunda meydana gelen değişimler hesaplanmıştır. Deneysel sonuçlar kısmında, boraks kristallerinin büyüme hızı ΔT ile değişimi grafiği ile ifade edilmiş ve Şekil 4.11’te gösterilmiştir. İkinci atık çözelti, sentetik borik asit sistemi, 1 litrelik ÖDK deneysel düzeneğinde ötektik noktanın araştırması için kullanılmıştır. Bu çalışmada, tüm deneyler başlangıçta ağırlıkça 2.5% borik asit sulu çözeltisi kullanılarak yapılmıştır. Karıştırcı 200 rpm devire ve soğutma makinası -10 ºC’ye ayarlanarak kesikli uygulama süreçlerinde ötektik noktası bulunmuştur. Şekil 4.3’te boraks-su çözünürlük grafiği verilmiştir. Ötektik nokta 2.57% H3BO3 ve -0.75 ⁰C olarak tayin edilmiştir. Ötektik Dondurma kristalizasyon prosesi uygulandıktan sonra, borakstaki gibi buz ürün saflığı tespit edilmiş ve sonucu Şekil 4.5’de gösterilmiştir. Ötektik noktada, ΔT= 4 ºC’lik sürücü güç altında 20 dakika büyümesi sağlanmış, ve H3BO3 tuz kristallerinin yoğunluk farkıyla birbirinden ayrılması sağlanmıştır (Şekil 4.14). Tuz ve buz kristalleri bir cam filtre yardımıyla vakum filtrasyonu yapılarak ayırmıstır. Daha sonra alınan çözelti numunesinin analizi aynı şekilde titrasyon ile yapılarak tuz, buz, çözelti miktarları ve yıkamalar sonucu buzdaki konsantrasyon belirtirilmişti (Şekil 4.15). Bu deneysel çalışmada, tuz ve buz kristalleri boyut ve görünüm özellikleri açısından da Olympus BX51 marka mikroskop altında incelenmiştir. Mikroskop ile gözlemlenen kristallerin fotoğrafları mikroskopun 5X büyütme ile optik mikroskop çekilmiştir. Ayrıca vakum filtrasyonu yapılarak tuz ve buz ayrılırtıktan sonra kütle dengesi kurularak ötektik noktadaki tuz, buz, çözelti miktarları ve yıkamalar sonucu dengesini sağlatmıştır. Detayli hesaplama Ekte gösterilmiştir. Bor içeren çözeltilerde deneysel araştırmalar ve ÖDK uygulama fizibilitesi, sonuç ve tartışmalar kısmında ele alınmıştır. Prosesin ayrıntılı hesabı ve mikroskobik görüntüleri Ekler kısmında verilmiştir.Boron compounds, especially borax and boric acid, are desired and important raw material in various industries. They have numerous applications from agriculture to nuclear reactors. Major usage of borax and boric acid includes borosilicate glass, ceramic glazes and detergent. Generally, borax and boric acid production is manufactured from tincal and colemanite minerals. Turkey is the world leader of tinkal (35.5% B2O3) and colemanite (50.8% B2O3) minerals. In Turkey, 803 million ton boron reserve exists, and every day several hundred to thousand tons boron waste is discharged in industrial processes. Before getting environmental awareness and consciousness, those wastes were disposed directly to the environment. Nowadays industrial wastes are enriched to reuse or wastes are discharged in appropriate way due to the negative environmental and ecological impacts. Three major options are available for the management of boron containing wastes: • recovery of boron minerals from tailings, • safe disposal of boron tailings without harming the environment, • utilization of boron tailings as raw materials in ceramics and cement industry. The continuous demand and consumption of raw materials and water in the world has increased significantly in the past decades. This leads to the necessity for sustainable processes and technologies in the development of raw material and for optimization of processes as regards recycling of wastewater, recovery of waste stream, and energy efficiency. This characterize the commonly known “Eutectic Freeze Crystallization” (EFC) technology in recent. This technology is in particular suited for the treatment of aqueous waste streams. The basis of eutectic freeze crystallization is the existence of eutectic point. The eutectic point refers to a characteristic point in the phase diagram of a salt-water mixture. At this temperature an equilibrium exits between ice, salt and a solution with a specific concentration. Thus, eutectic freeze crystallization process converts an invaluable and/or hazardous waste stream into clean water and valuable solid salt products. Besides, EFC has the biggest potential to treat aqueous streams at low cost and high yields. In this thesis, the primary purpose is to investigate eutectic points of borax-water (Na2B4O7-H2O) and boric acid-water (H3BO3-H2O) systems. The first stream, synthetic borax stream, was used for investigating the eutectic point in a 1 liter EFC experimental set-up. After crystallization process was conducted, ice product purity was detected. In addition, salt crystal size measurement was conducted for evaluating the salt crystal growth at different supersaturation process and different batch times. This aims to calculate the borax growth rates at different supersaturations under EFC conditions. In this experiment, microscopic studies were conducted by using Olympus BX51 microscope. The second stream, synthetic boric acid stream, was used for investigating the eutectic point in a 1 liter EFC experimental set-up. Similar to borax case, after crystallization process was conducted, the ice product pruty was detected. All experiments were done using starting compositions of 2 wt% borax aqueous, and 2.5 wt% boric acid aqueous solutions. The experimental investigations and feasibility of EFC applications for boron systems were discussed in result and discussion part. Detailed calculation of the processes and additional microscopic images were given in Appendices.Yüksek LisansM.Sc

Disentangling Market Access Effects for ASEAN Members under an ASEAN-EU FTA

The paper develops two synthetic measures at the HS-10 level to depict effective market access for a country receiving preferential access and applies these to the market access ASEAN members would receive on impact following the implementation of an FTA with the EU. These measures reveal quite a different picture than one that would be gleaned from the more usual ex-ante aggregate approaches. First, the measures show that current effective market access for ASEAN EBA members is cut in half by the preferences granted by the EU to countries that compete with these countries in the EU markets. Second, the small value of preferences is reflected in the pattern of preferential margins, the “significant” preferential margins almost always being for products that account for less than 1/10 of 1 percent of exports at the HS-10 level. Third the measures show that about one quarter of the preferential margin under the proposed FTA for EBA members would be lost as a result of preferential access granted to ASEAN GSP members. Fifth, disaggregated calculations on the restrictiveness of rules of origin not only confirm that rules are more restrictive for products with higher preferential margins, but also that, for a given preferential margin in the EU market, due to the product composition of their exports to the EU, ASEAN countries usually face tougher rules of origin in the EU.Market Access, Rules of Origin, preferential trade agreements, ASEAN

The Development Stage of Bond Market in Mongolia among Asian Countries

This paper aims to address the issue on bond market development by investigating the determinants of bond market development with a focus on Asian economies, and also by identifying the impediment factors to prevent its development in Mongolian economy. This paper contributes to the literature by enriching evidence of the determinants of bond market development with a focus on Asian economies with common characteristics such as their high dependence on banking sectors. In particular, while there have been few studies on an individual economy’s bond market, the strategic contribution is to identify the Mongolia-specific factors to prevent her bond market development among Asian economies. The estimation result shows that the two manageable variables, namely, bureaucracy quality and level of interest rate, are major determinants for both public and private bond market development in Asian economies, and also that these determinants are main factors to prevent the Mongolian bond market from developing

Product Specific Rules of Origin in EU and US Preferential Trading Arrangements: An Assessment

Building on earlier work by Estevadeordal, we construct a synthetic index (R-index)intending to capture the restrictiveness on market access due to product specific rules of origin (PSRO)that apply at the tariff-line level. The R-index is constructed for rules of origins under NAFTA and under the single list applying to PANEURO, the new regime applying to all EU preferential trade agreements. The R-index highlights how identical PSRO have different impacts across countries, and how the complexity of PSRO varies across sectors. Having controlled for the extent of tariff preference at the tariff-line level, the R-index contributes to account for differences in utilization rates at the tariff line level. The index is then used to assess composition effects across countries subjected to some set of PSRO and to compute estimates of the compliance costs associated with rules of origin under both regimesRules of Origin;costs;NAFTA;PANEURO

Recomendaciones para mejorar el nivel de preparación para la industria 4.0 en Mongolia

The Fourth Industrial Revolution, also called Industry 4.0, is characterized by the presence of cyber-physical systems that allow the hybridization of the physical world with the digital one. This process is deeply permeating all sectors of society, government organizations, the business sector and citizens. However, harnessing the advanced digital production technologies of the Fourth Industrial Revolution remains extremely concentrated in a few economies. In the case of Mongolia, the percentage of products manufactured by high-tech companies is very low, and the rate of adoption of this new paradigm is quite slow. For this reason, it is necessary to evaluate at the macro level the preparation conditions that the Mongolian nation has to adopt Industry 4.0. In this article, studies that include dimensions of Mongolia's readiness for Industry 4.0 are analyzed, in particular the assessment provided by the GRAMI4.0 model, complemented with some additional specific indicators. Comparisons are made with other countries in the Asian region to establish the position of the country under study with respect to its neighbors. The results of the evaluation made it possible to outline a SWOT matrix and propose general recommendations with the intention of increasing the awareness of government institutions that are leading the electronic transition and industrialization processes, to favorably contribute to the adoption of Industry 4.0 in a more growth in the Mongolian economy.La Cuarta Revolución Industrial, también llamada Industria 4.0, se caracteriza por la presencia de sistemas ciberfísicos que permiten la hibridación del mundo físico con el digital. Este proceso está calando profundamente en todos los sectores de la sociedad, las organizaciones gubernamentales, el sector empresarial y los ciudadanos. Sin embargo, el aprovechamiento de las tecnologías digitales avanzadas de producción de la Cuarta Revolución Industrial sigue estando extremadamente concentrado en unas pocas economías. En el caso de Mongolia, el porciento de productos fabricados por empresas de alta tecnología es muy bajo, y el ritmo de adopción de este nuevo paradigma es bastante lento. Por eso se hace necesario evaluar a nivel macro las condiciones de preparación que tiene la nación mongola para adoptar la Industria 4.0. En este artículo se analizan estudios que incluyen dimensiones de alistamiento de Mongolia para la Industria 4.0, en particular la evaluación proporcionada por el modelo GRAMI4.0, complementado con algunos indicadores específicos adicionales. Se hacen comparaciones con otros países de la región asiática para establecer la posición que ocupa el país objeto de estudio respecto a sus vecinos. Los resultados de la evaluación permitieron esbozar una matriz DAFO y proponer recomendaciones generales con la intención de incrementar la conciencia de las instituciones gubernamentales que están liderando los procesos de transición electrónica y de industrialización, para contribuir favorablemente en la adopción de la Industria 4.0 de forma más acelerada en la economía de Mongolia

Abundance of microplastics in sediments from the urban river in Mongolia

Microplastics (MPs) are ubiquitous pollutants of the aquatic environment; however, the behavior of these materials in freshwater environments is largely unknown. The present study aimed to identify types of MPs and quantify their concentration in the river bottom sediment in the Tuul River, northern central part of Mongolia. The goal was also to analyze and evaluate the behavior of MPs. Six sampling plots were chosen as the research objectives, which were close to the junctions between tributaries and the main river of Tuul in the capital of Mongolia,Ulaanbaatar. All sediment samples contained MPs with an average concentration of 603±251 items kg−1. The major morphotype was synthetic fibers, which originated from polyester and polyamide polymers. While the size of MPs ranged between 28.4 µm and 3409.1 µm, most of these materials varied between 100 and 200 µm. Furthermore, the finer the particle sizes of sediments, the higher the number of detected MPs. Distribution of the MPs in the study area indicates that the point-source of MPs such as wastewater treatment plant strongly affects their concentration. However, domestic wastes (i.e., plastic litter) impact the distribution of MPs as non-point sources