33 research outputs found
Occupational anxiety and self-efficacy levels among prospective teachers
This study examined the relationship between occupational anxiety and self-efficacy levels of prospective teachers enrolled in pedagogical formation training certificate program at the faculty of education in universities under the Council of Higher Education to teach in secondary schools and high schools in Turkey, and evaluated them based on diverse variables (gender, department, high school type, educational level of parents). It was a descriptive study using survey model. The study group comprised 236 prospective teachers. Research data were gathered through “Teaching Occupation Anxiety Scale” and “Teachers’ Sense of Efficacy Scale”. The study concluded that the prospective teachers’ anxiety about the teaching profession was low, whereas they had high occupational self-efficacy, and there was a moderate, negative relationship between the two variables. The study also found that occupational self-efficacy levels of the participants differed in relation to the educational level of father
Evaluation and Interpretation of AMH in Female Infertility
Anti-Müllerian hormone (AMH) is a glycoprotein that secreted by the granulosa cells of the pre-antral and antral ovarian follicles that have a diameter <8 mm. By inhibiting both initial recruitments of primordial follicles into primary follicles and also the sensitivity of antral follicles to follicle stimulating hormone (FSH) in cyclic recruitment AMH acts as a “follicular gatekeeper”. AMH is recognized as an early marker of the decline in the follicular pool. Although AMH levels are accepted to be stable all through the menstrual cycle, inter- and intracycle variability are detected in the studies with the highly sensitive automated assays. Besides aging, body mass index, obesity, oral contraceptive use, previous ovarian surgery, chemotherapy, BRCA mutations, and ethnicity play a role on the AMH levels. Polycystic ovary syndrome (PCOS) is related with increased AMH level and thus proposed to be used as a diagnostic criterion. However, there is no universally accepted threshold value for AMH that can be used in the diagnosis of PCOS. AMH levels have also been used for designing an ideal treatment protocol in assisted reproduction. AMH measurements can be utilized for the prediction of poor or hyper ovarian response. The value of AMH levels in the prediction of pregnancy outcome remains controversial
Real-world efficacy and safety of Ledipasvir plus Sofosbuvir and Ombitasvir/Paritaprevir/Ritonavir +/- Dasabuvir combination therapies for chronic hepatitis C: A Turkish experience
Background/Aims: This study aimed to evaluate the real-life efficacy and tolerability of direct-acting antiviral treatments for patients with chronic hepatitis C (CHC) with/without cirrhosis in the Turkish population.Material and Methods: A total of 4,352 patients with CHC from 36 different institutions in Turkey were enrolled. They received ledipasvir (LDV) and sofosbuvir (SOF)+/- ribavirin (RBV) ombitasvir/paritaprevir/ritonavir +/- dasabuvir (PrOD)+/- RBV for 12 or 24 weeks. Sustained virologic response (SVR) rates, factors affecting SVR, safety profile, and hepatocellular cancer (HCC) occurrence were analyzed.Results: SVR12 was achieved in 92.8% of the patients (4,040/4,352) according to intention-to-treat and in 98.3% of the patients (4,040/4,108) according to per-protocol analysis. The SVR12 rates were similar between the treatment regimens (97.2%-100%) and genotypes (95.6%-100%). Patients achieving SVR showed a significant decrease in the mean serum alanine transaminase (ALT) levels (50.90 +/- 54.60 U/L to 17.00 +/- 14.50 U/L) and model for end-stage liver disease (MELD) scores (7.51 +/- 4.54 to 7.32 +/- 3.40) (p<0.05). Of the patients, 2 were diagnosed with HCC during the treatment and 14 were diagnosed with HCC 37.0 +/- 16.0 weeks post-treatment. Higher initial MELD score (odds ratio [OR]: 1.92, 95% confidence interval [CI]: 1.22-2.38; p=0.023]), higher hepatitis C virus (HCV) RNA levels (OR: 1.44, 95% CI: 1.31-2.28; p=0.038), and higher serum ALT levels (OR: 1.38, 95% CI: 1.21-1.83; p=0.042) were associated with poor SVR12. The most common adverse events were fatigue (12.6%), pruritis (7.3%), increased serum ALT (4.7%) and bilirubin (3.8%) levels, and anemia (3.1%).Conclusion: LDV/SOF or PrOD +/- RBV were effective and tolerable treatments for patients with CHC and with or without advanced liver disease before and after liver transplantation. Although HCV eradication improves the liver function, there is a risk of developing HCC.Turkish Association for the Study of The Liver (TASL
Öğretmen Adaylarının Değerlere İlişkin Metaforları
Bir toplumun sosyal, kültürel, ekonomik, milli ve manevi birçok kodunun şifresi olarak nitelendirebileceğimiz “değer” kavramı, yaşadığımız çağın en temel çalışma alanını oluşturmaktadır. Nitekim küreselleşen dünyada toplumlara özgü özellikler giderek yok olmakta ya da değişime uğramaktadır. Bu nedenle uluslara özgü değerlerin tespiti ve gelecek nesillere aktarılması hayati öneme sahiptir. Bu aktarımda en önemli vazife ise öğretmenlere düşmektedir. Bu nedenle değer kavramı ve bu kavram dahilindeki tüm bilinmezleri öğretmenlerin ve bu mesleğe henüz başlamamış öğretmen adaylarının her yönüyle bilmesi gerekmektedir. Bu araştırmaya da bu gereklilik kaynaklık etmiştir. Araştırmada iki kısımdan oluşan bir incelenmeye gidilmiştir. Bu kapsamda farklı alanlarda eğitim gören öğretmen adaylarının milli/manevi/evrensel değerlere yönelik metaforik algılarını belirlenmeye çalışan üç soruluk bir form kullanılmıştır. Yine aynı formda “Milli/manevi/evrensel değer nedir açıklayınız ve örnekler veriniz” şeklinde düzenlenmiş açık uçlu üç adet soru verilmiş ve öğretmen adaylarının daha çok bilgi ve kavrama düzeyinde değer kavramına ilişkin alt yapıları belirlenmeye çalışılmıştır. Nitel araştırma yöntemleri arasında yer alan fenomonolojik modelle desenlenen bu araştırmanın örneklemini 2017-2018 bahar yarıyılında Kafkas Üniversitesi Eğitim Fakültesi bünyesinde yer alan Anabilim Dallarının 4. sınıflarında öğrenim gören ve araştırmaya gönüllü olarak katılmak isteyen toplam 182 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Amaçsal örnekleme yöntemiyle belirlenen araştırmanın çalışma grubunu 4. sınıflarda öğrenim gören öğretmen adayları oluşturmaktadır. Bu grubun belirlenmesindeki amaç, bu adayların hizmet öncesi eğitimlerinin son aşamalarında olmaları nedeniyle, daha fazla sayıda genel kültür, öğretmenlik meslek bilgisi ve alan bilgisi dersleri almaları ve bu derslerin kapsamına serpiştirilmiş olan milli, manevi ve evrensel değerler hakkında diğer öğrenim kademelerindeki öğrencilere göre daha fazla bilgiye sahip olmaları sayıltısıdır. Verilerin analizinde nitel yöntemler arasında yer alan içerik analizi çözümleme tekniği kullanılmıştır. Araştırma sonucunda araştırmaya katılan 182 öğretmen adayından; 154’ünün milli değer kavramına ilişkin geçerli 71 adet, 125’inin manevi değer kavramına ilişkin geçerli 59 adet, 140’ının ise evrensel değer kavramına ilişkin geçerli 67 adet metafor ürettikleri tespit edilmiştir. Katılımcı öğretmen adaylarının milli değer kavramına yönelik olarak en sık ürettikleri metaforun ise “bayrak” olduğu belirlenmiştir. Katılımcı 182 öğretmen adayının 125’inin manevi değer kavramına ilişkin olarak 59 adet geçerli ve farklı metafor ürettiği tespit edilmiştir. Bu metaforlar içerisinde frekans değeri en yüksek olan ise “sevgi” metaforudur. Yine öğretmen adaylarının evrensel değer kavramına yönelik olarak geçerli 67 metafor ürettikleri ve en sık üretilen metaforların ise “dünya, gökyüzü” ve “su” metaforları olduğu tespit edilmiştir
Bir köpekte anal kese adenokarsinomu
Bu olguda 12 yaşlı, dişi, melez bir köpeğin anüsünün ventro-lateralinden sol arka bacak derisi altına doğru yayılan anal kese adenokarsinomunun klinik ve patomorfolojik bulguları açıklandı. Tümör, 20x15x10 cm boyutlarında, 1110 gr ağırlığında, nodüler bir yapıdaydı. Kesit yüzünde, kistik yapılar vardı. Mikroskobik olarak tümör; solid alanlar halinde dizilim gösteren, oval ya da yuvarlak şekilli, hiperkromatik çekirdekli, eozinofılik sitoplazmalı neoplastik hücrelerden ibaretti. Bazı alanlarda rozet formasyonları dikkati çekti. İmmunoperoksidaz yöntemiyle incelemede PCNA pozitif hücreler saptandı.In this report, anal cell carcinoma located from ventro-laterally of anus, spreading out to subcutis of hind left leg was described with clinical and pathomorphological findings in a 12-year-old female mongrel-dog. The mass was of 20x15x10 cm in diameter, 1110 g in weight and it was showing nodular structure. Cut section of the mass was cystic. Microscopically; oval or round shaped neoplastic cells with hyperchromatic nuclei and eosinophilic cytoplasm had formed solid sheets. In some areas, the cells surrounded a small amount of eosinophilic secr.etion and constituted rosette formations. PCNA positive neoplastic cells were seen by immunoperoxidase method
Oropharyngeal tumors between 1977 to 2005 at dog and cats:A retrospective study
Bu çalışmanın amacı 1977-2005 yılları arasında Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Klinikleri ile Özel Kliniklerden Patoloji Anabilim Dalı’na tümör şüphesi ile gönderilen köpek (80 adet) ve kedilerin (13 adet) orofaringeal bölge biyopsi/operasyon örneklerinin değerlendirilmesidir. Bu tümörler köpeklerde sıklıkla 6-10 yaşlarında, Terrier, Melez, Boxer, Kangal ve Kurt ırklarında; kedilerde ise 1-5 yaşlarında, Tekir, Yerli ve Siyam ırklarında gözlendi. Köpeklerde saptanan tümörler çoğunlukla epulis ve papillomlar olup (%26.3) en fazla etkilenen bölgeler dişeti (%21.3), submandibular bölge (%17.5) ve dudaklardı (%15). Kedilerde saptanan tümörler ise epulis (% 23.1), plazmasitom (%15.4) ve diğer tümörler (%61.5) olup, sıklıkla submandibular bölge (%38.5), dişeti (%30.8) ve damakta (%23.1) lokalize olmuştu.The aim of the study was to evaluate dog (80 cases) and cat&#8217;s (13 cases) oropharyngeal biopsy/operation materials, which were sent as tumor suspicion from Ankara University Veterinary Faculty Clinics and Private Clinics to Pathology Department between the years of 1977 to 2005. These tumors were frequently seen in dogs between 6-10 years, at the Terrier, Mongrel, Boxer, Shepherds breeds (Kangal and German), while cats were between 1-5 years, at the Tekir, Mongrel and Siamese breeds. Most of the dog tumors were diagnosed as epulides and papillomas (26.3%) and mostly affected regions were the gingiva (21.3%), submandibular area (17.5%) and lips (15%). Cat tumors were diagnosed as epulides (23.1%), plasmacytomas (15.4%) and other tumors (61.5%) and they were frequently located at the submandibular area (38.5%), gingiva (30.8%) and palate (23.1%)
Effects of acute L-carnitine supplementation on nitric oxide production and oxidative stress after exhaustive exercise in young soccer players
Erikoğlu Örer, G. (Aksaray, Yazar)Aim. The aim of this study was to investigate the effect of acute L-carnitine supplementation at two different doses on nitric oxide (NO) production and oxidative stress after exhaustive exercise. Methods. The subjects were 26 healthy males aged 17-19 years. Subjects were randomly divided into two groups of 13 each and received 3 or 4 g L-carnitine via a glass of fruit juice. After 1 h, the treadmill test was started at a speed of 8 km/h, afterwards increasing the speed 1 km/h every 3 min with a 1 min rest before every speed increase until exhaustion. Venous blood samples were collected again within 5 min following the exercise test. One week later, the test was repeated on the same athletes with placebo fluids. All subjects received a placebo via a glass of fruit juice. 1 h after the same exercise protocol mentioned above was performed and blood samples were drawn immediately. These plasma samples were used for measurement of nitrate-nitrite (NOx), which are known to be the stable end products of NO, TBARs as a lipid peroxidation indicator and an antioxidant glutathione (GSH) levels. Results and conclusion. The results of this study have shown that L-carnitine applied at a 3 g dose provides strong antioxidant action by increasing the GSH and NOx level and decreasing the TBARs level
Tuberculosis Case Presented with a Solid Mass Lesion in the Lung
Tuberculosis (TB), especially in least developed and developing countries is a serious health problem all over the world. Particularly in areas with a high incidence of TB it can occur with many different clinical and radiological findings. In our case we presented a patient that we thought to be lung cancer, however diagnosed as tuberculosis after the evaluations. We think that in countries with high tuberculosis incidence and prevalence such as our country, tuberculosis should be kept in mind in differential diagnosis in every clinical and radiological feature