92 research outputs found

    Ideal city in the Republic’s utopia: Ankara, Istanbul, Bursa

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı, Cumhuriyet Dönemi’nde (1923-1938) kentlerin ideal şekilde nasıl düzenlendiğini ortaya koymaktır. Cumhuriyet Dönemi’nde ideal kent arayışları, geçmişten kopan her yönüyle Batılılaşan yeni bir toplum meydana getirmeye yönelik mekânsal çabalardır. Bu çabalarla kentlerin, rasyonel bir düzen içerisinde modern görünüm kazanması amaçlanmıştır. Cumhuriyet Dönemi’nde ideal kent arayışları en belirgin olarak Ankara’da başlamıştır. Ulus devletin başkenti olarak Ankara, Cumhuriyet ideallerine göre yeniden inşa edilirken, İstanbul ve Bursa’da ise çeşitli dönüşümler yaşanmıştır. Nitel bir araştırma olan bu çalışmada, doküman analizi yapılarak Cumhuriyet’in çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma hedefi, bu üç kentte bir ütopyanın gerçekleştirilmesi bağlamında incelenmiştir. Çalışmada temel yaklaşım ise kentsel mekân ve ütopya arasındaki etkileşimin, dönemin söylemleri üzerinden analiz edilerek Ankara, İstanbul ve Bursa örneğinde incelemektir. Cumhuriyet Dönemi’nde bu üç kent; politik, stratejik, ticari ve turistik nedenlerden dolayı ideal şekilde inşa edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca ideal şekilde inşa etme ve düzenlemenin arkasında, bir ütopyanın gerçekleştirilme arzusu yer almaktadır. Bu nedenle Ankara’nın yeni başkent olarak inşası gibi İstanbul ve Bursa’nın düzenlenmesi, eski yaşam şekillerinden kurtulup yeni yaşam şekline giren bir toplumun hızlı dönüşümünü de ortaya koymaktadır. Cumhuriyet Dönemi’nde bu dönüşümün, güçlü politik bir ivme ile birlikte ütopyacı bir arzunun mekânsal örnekleri olduğu görülmüştür.The aim of this study is to show how cities were organized in an ideal way during the Republican period (1923-1938). In the Republican era, the quest for an ideal city was spatial efforts to create a new society detached from the past and westernized in all aspects. With these efforts, it was aimed that cities would gain modern appearance in a rational order. During the Republican period, the search for an ideal city began most prominently in Ankara. As the capital of the nation state, Ankara was rebuilt according to the ideals of the Republic, while various transformations were carried out in Istanbul and Bursa. In this qualitative research, using document analysis, the goal of the Republic to reach the level of modern civilization, in the context of the realization of a utopia in these three cities, is examined. The main approach of the study is to analyze the interaction between urban area and utopia area by examining the periodic discourses with the examples of Ankara, Istanbul and Bursa. During the Republican period, these three cities had been aimed to be built ideally for political, strategic, commercial and tourist reasons. Furthermore, behind the ideal construction and arrangement was the realization of a utopia. For this reason, the arrangement of Istanbul and Bursa, like the construction of Ankara as the new capital, also revealed the rapid transformation of a society that was getting rid of its old way of life and entering its new way of life. During the Republican period, this transformation was seen as spatial examples of a utopian desire, combined with a strong political momentum

    Evaluation of article 11 of act no. 6271 on Presidential Election in Respect to right to be elected

    Get PDF
    2012 yılında kabul edilmiş olan 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nun 11. maddesi Cumhurbaşkanı adaylığının kesinleşmesi ile görevden ayrılmış sayılacak kişileri ve bu kişilerden hangilerinin seçilememeleri halinde görevlerine dönemeyeceklerini düzenlemektedir. Anayasa’nın 101. maddesinin sadece milletvekili seçilme yeterliliğine atıfta bulunması nedeniyle CBSK’nın 11. maddesinin görevden ayrılmayı düzenleyen 76. maddenin 3. fıkrasına dayanması mümkün değildir. Eğer bu fıkraya dayanıyor olsa bile fıkrada yer alan sınırlı sayıdaki listeyi fıkrayla çelişir biçimde genişletmiştir. 11. maddedeki sınırlandırmalar Anayasa’nın 67. maddesine dayanarak kanunla yapılmış olsa dahi, özel sınırlama sebeplerine dayanmaması, pratik uyuşum ilkesiyle açıklanamaması ve ölçülü olmaması nedeniyle Anayasa’ya aykırıdır. Göreve dönmeyi düzenleyen ikinci fıkra hükmü ise dar anlamda kamu görevlilerine dair hükümler içermekte, dar anlamda kamu görevlisi sayılmayan kişileri ise düzenlememektedir. Bu durumda dar anlamda kamu görevlisi olmayan kişilerin seçilememeleri durumunda görevlerine dönmesi gerekir. Hem sonraki tarihli hem de özel kanun olması nedeniyle diğer kanunlarda Cumhurbaşkanı adayı olup seçilemeyen kişilerin göreve dönmesini engelleyen hükümler 11. maddenin ikinci fıkrasıyla zımnen ilga edilmiştir. Ne var ki, Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Seçim Kurulu’nun yerleşik içtihatları karşısında 11. maddeye karşı başvurulabilecek bir iç hukuk yolu bulunmamaktadır.Article 11 of the Act no.6271 on Presidential Election adopted in 2012 lists public servants which will be automatically resigned from their Office at the time of approval of their candidacy at presidential elections; and determines which of these can not be reinstated. Since article 101 of the Constitution does not refer to article 76 as a whole but instead to the first two paragraphs which regulate candidacy criteria for parliamentary elections, article 11 of act no.6271 cannot be based on the third paragraph. Even if the reference of article 101 is accepted to cover paragraph 3 of article 76, the list determined by the article 11 of act no.6271 contains persons that are not included in the numerus clasus list given therei n. Article 11 cannot be justified by article 67 of the Constitution since there is not any specific reasons in article 67, it does not conform to the balancing test and it is unproportional. Second paragraph of the article 11 contains regulations on reinst atement of public servants in the narrowest sense but creates a legal lacuna for the rest of the list. We propose that persons that are not public servants in the narrow sense shall be reinstated.No sponso

    Generalized formulae for the periodic fixed and geometric-gradient series payment models in a skip payment loan with rhythmic skips

    Get PDF
    Nowadays, the periodic level payment model is the most widely used loan payment model by the banks. In addition, the periodic geometric and linear gradient payment models are available in the financial mathematics books. The arbitrary skip periodic level (or equal) loan payment model was firstly developed by Formato (1992). Formato’s model was extended to the geometric gradient loan payment model by Moon (1994) and the linear gradient model by Eroglu and Karaoz (2002). This loan payment models that have periodic level and geometric gradient series payment with rhythmic skips instead of arbitrary skips have beendiscussed. General formulae have been derived for these models. Numerical examples are solved to show the practical application of the developed payment models on home financing

    Heterojen Filolu Yeşil Araç Rotalama Probleminin Tavlama Benzetimi Yöntemi ile Çözümü

    Get PDF
    Araç rotalama problemi, müşterilere siparişlerini ulaştırmak için minimum maliyetli rota kümesinin belirlendiği optimizasyon problemidir. Son yıllarda çevresel duyarlılıktaki artışla beraber, uygulayıcılar ve araştırmacılar fosil yakıtların çevreye olan etkilerini azaltmak için taşıma faaliyetlerinin çevre ile ilgili özelliklerine odaklanmaya başlamıştır. Araç rotalama probleminin bu duyarlılığı dikkate alan türü ise yeşil araç rotalama problemi olarak adlandırılmaktadır. Yeşil araç rotalama problemi son yıllarda üzerinde oldukça yoğun çalışılan bir konudur. Çalışmanın ana motivasyonu, güncel hayatta doğal olarak karşılaşılan heterojen araç filoları için yük toplama/dağıtma rotalarının işlemesi sonucu ortaya çıkan emisyon gazlarının minimize edilmesi amacıyla bir yaklaşım geliştirmektir. Çalışmada, bölge distribütörü olarak faaliyet gösteren bir firmanın dağıtım faaliyetleri heterojen filolu yeşil araç rotalama problemi olarak ele alınmış ve tavlama benzetimi yöntemiyle daha düşük emisyon değerleri sağlayan çevreci çözümler elde edilmeye çalışılmıştır. Çözüm yaklaşımında heterojen bir filo için emisyon değerleri araçların taşıdığı yük miktarı ve yüklerin taşındığı mesafe üzerinden hesaplanmıştır. Yeşil Araç Rotalama çözümleri, standart araç rotalama problemi olarak elde edilen çözümler üzerinden hesaplanan emisyon değerleri ile kıyaslanmıştır. Sonuç olarak, yük miktarı, taşıma mesafesi ve emisyon salınımı ilişkileri nedeniyle önerilen yaklaşım bazı veri setlerinde daha yüksek dolaşım mesafesine karşın daha düşük emisyon miktarı içeren çözümler sağlamıştır. Bütün çözümlerin toplam değeri göz önüne alındığında, seyahat mesafesi bakımından %38,5 ve emisyon değeri bakımından ise %86,7 oranında daha iyi çözümler elde edilmiştir

    Effects of Tennis Training on Personality Development in Children and Early Adolescents

    Get PDF
    The objective of this study was to investigate the effects of a 12-week basic tennis training program on the personality development of early adolescents aged between 9 and 11 years. The research methodology consisted of a single group pre-test/post-test design implemented with a total of eight volunteer children (three boys and five girls). The Personality Inventory (PERI), a data collection tool used to quantify (openness to experience, sense of responsibility, extraversion, compatibility, emotional balance). The mean calculation for each personality trait is provided in the form of descriptive statistics while the Wilcoxon test was used to identify differences between the pre- and post-tests. In conclusion, the research team observes that by improving early adolescents’ openness to new experiences, tennis training facilitates the development of related characteristics, such as individuality, well-roundedness, ability to generate new ideas, creativity, flexibility, optimism, even temperament, low anxiety, attention to detail, discipline and ability to plan

    Thermal Model Of The Air Cooled Condenser Of An Electrical Power Production Plant And Its Verification With The Actual Operating Data

    No full text
    Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Enerji Enstitüsü, 2014Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Energy Institute, 2014Sanayinin ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte enerjiye duyulan ihtiyaç giderek artmaktadır. Oluşan bu talep artışına paralel olarak elektrik güç santrallarının daha etkin ve verimli çalışacak biçimde tasarlanması için araştırmalar yapılmaktadır. Bu talepleri karşılamanın çözümleri arasında enerji çeşitliliğinin arttırılması ya da var olan enerji tesislerinin iyileştirilmesi görülmektedir. Birçok enerji santralında ya da büyük güç kapasitesine sahip birleşik çevrimli santrallarda buhar türbini ve buhar türbinine bağlı olarak çalışan yoğuşturucu sistemler yer almaktadır. Su tüketimi fazla olan ıslak soğutmalı yoğuşturucular veya yüksek çevre sıcaklıklarında verimsiz çalışan hava soğutmalı yoğuşturucular kullanılmaktadır. Bazı durumlarda tekli sistemlere göre daha pahalı olmasına rağmen ıslak/kuru veya kuru/ıslak paralel soğutma sistemleri de kullanılmaktadır. Tez çalışmasının ilk bölümünde, Dünya'daki ve Türkiye'deki enerji durumu hakkında bilgi verilmiştir. Tez çalışmasının modelini ouşturan birleşik gaz buhar çevrim santralları ve bu tarz santralların çalışma süreçleri ile ilgili bilgiler sunulmuştur. Bölümün devamında, buhar türbinlerinin ana ekipmanı olan yoğuşturucuların çeşitleri, çalışma prensibleri ve iyileştirme yöntemleri hakkında literatür araştırması sunulmuştur. Ayrıca, kuru tip iki soğutma sistemi olan A yapılı hava soğutmalı yoğuşturucu ile doğal hava akışlı Heller kuru tip soğutma kulesinin karşılaştırılması yapılarak, A yapılı hava soğutmalı yoğuşturucunun seçim kriterleri hakkında bilgi verilmiştir. Tezin üçüncü bölümünde, A yapılı hava soğutmalı yoğuşturucunun ısıl analizi ve dizaynı için kullanılan metodoloji sunulmuştur. A yapılı hava soğutmalı yoğuşturucunun temel parametreleri ve geometrisi tanımlanmıştır. Yoğuşturucunun hava ve su tarafında ısı taşınım katsayılarının hesaplanması için formüller verilmiştir. Bu bölümde verilen formüller ve metodoloji kullanılarak, MATLAB dilinde yazılan bir bilgisayar programı ile yoğuşturucunun ısıl modeli oluşturulmuştur. Bölümün sonunda metodolojinin kullanımını gösteren sayısal bir örnek verilmiştir. Tezin dördüncü bölümünde, tez çalışması için referans alınan Yeni Elektrik Üretim A.Ş.'ye ait, 865 MWe elektrik üretim gücü olan birleşik gaz buhar çevrim santralının A yapılı hava soğutmalı yoğuşturucusunun karakteristik özellikleri ve çalışma ilkeleri hakkında bilgi sunulmuştur. A yapılı hava soğutmalı yoğuşturucu 15 oC çevre sıcaklığında ve buhar çıkış basıncının 7 kPa olduğu durumda yaklaşık 200 kg/s buhar yoğuşturma kapasitesine sahiptir. Buhar çıkış sıcaklığı ise yaklaşık 40 oC'dir. Yoğuşturucu 42 adet hücreden oluşmaktadır. Her bir hücrede 1 adet fan, 12 adet boru demeti ve 468 adet kanatlı boru bulunmaktadır. Tezin beşinci bölümünde parametrik çözümleme, doğrulama ve ekonomik model olmak üzere üç farklı çalışma yapılmıştır. Parametrik çözümleme için hava soğutmalı yoğuşturucunun bir hücresi ele alınmıştır. Temel boyutları sabit tutulmak üzere, bir hücredeki kanatlı boruların kanat yüksekliği ve boru demetinin birim yüksekliğindeki kanat sayısı değiştirilerek, Bölüm 3'te verilen termodinamik hesaplamalar yapılmıştır. Kanat yükseklikleri: 16.5 mm, 18 mm (HSY referans değeri), 19.5 mm ve boru demetinin birim yüksekliğindeki kanat sayıları: 400 adet/m, 410 adet/m, 420 adet/m, 433 adet/m ( HSY referans değeri) ve 440 adet/m olarak şeçilmiştir. Bu parametreler değiştirilerek, hücrenin hava hızı, Reynolds sayısı, Prandtl sayısı, Nusselt sayısı, hava ve su tarafının ısı taşınım katsayıları, toplam ısı geçiş katsayısı ve ısıl yükü hesaplanmıştır. Sonuçlar çizelgeler ve şekiller ile sunulmuştur. Beşinci bölümün doğrulama çalışmasında amaç, biri 9.51 oC, diğeri 15 oC olan iki farklı çevre sıcaklığında, oluşturulan model ile hesaplanan ısıl yükü referans olarak alınan A yapılı hava soğutmalı yoğuşturucusunun performans testi sırasında ölçülen gerçek ısıl yük ile karşılaştırmaktır. Çevre sıcaklığının 9.51 oC olduğu durumda ölçülen gerçek değer 518.6 MW iken, oluşturulan model ile hesaplanan değer 509.94 MW olmaktadır. Çevre sıcaklığının 15 oC olduğu durumda ölçülen referans değer 442 MW iken, oluşturulan model ile hesaplanan değer 441.75 MW olmaktadır. Yoğuşturucudan alınan gerçek ölçüm sonuçları ile oluşturulan model yardımıyla hesaplanan sonuçlar birbirine çok yakındır. Böylece, oluşturulan modelin doğruluğu ölçüm ve hesap hataları içinde kanıtlanmıştır. Beşinci bölümün sonunda kuru tip hava soğutmalı yoğuşturucu ile ıslak tip doğal akışlı hava soğutmalı yoğuşturucunun maliyet analizi yapılmıştır. Bu analizde referans olarak alınan kuru tip A yapılı HSY'nin fan giderleri ile ıslak tip doğal akışlı HSY'nin su tüketim giderleri yıllık bazda karşılaştırılmıştır. Ekonomik analiz neticesinde, referans santralın büyüklüğü esas alındığında kuru tip A yapılı HSY'nin yaklaşık yıllık 5.3 milyon TL'lik fan elektrik gideri olurken, ıslak tip doğal akışlı HSY'nin yıllık yaklaşık 15 milyon TL su tüketim maliyeti olmaktadır. Tezin sonuç bölümünde elde edilen sonuçların değerlendirilmesi yapılmıştır. Kanat yüksekliğinin ve boru demetinin birim yüksekliğindeki kanat sayısının azalması ile birlikte toplam ısı geçiş katsayısında artış gözlenirken, toplam ısı geçiş alanında azalma olmaktadır.The need for energy is growing with the development of industry, growing of income population. Along with the increase in demand for energy, new electric power plants are being built. One of the solutions to meeting this demand is to increase the diversity of energy sources and improve the performance of the existing power plants. Most of the power plants in use today incorporate steam cycles with wet-cooling towers which consume relatively large amounts of water or air cooled systems which operate inefficiently at high ambient temperatures. In some cases dry/wet or wet/dry cooling systems are employed, but these are often more expensive than the other options. Due to the decreasing availability and rising cost of cooling water, dry-cooling towers or direct air-cooled condensers (ACC's) are increasingly employed to reject heat to the environment in modern power plants incorporating steam turbines. Unfortunately, with an increase in the ambient temperature, the effectiveness of these cooling systems decrease resulting in a corresponding reduction in steam turbine efficiency. The reduction in turbine output during hot periods may result in a significant reduction revenue, especially in areas where the demand and cost for power during these periods is high. Enchancing the cooling performance during these periods may thus be justified. Dry/wet cooling systems, with their relatively low water consumption rate, provide the option of enhanced thermal performance during periods of high ambient temperatures, but their use is limited due to their relatively high capital cost. The wave finned flat tube heat exchangers are widely used in air cooled condensers of power plants. The wavy finned tubes are usually arranged in tube bundles which have an A frame structure. The width, length, thickness, and spacing of the finned tubes effect the thermal performance. This thesis aims to review the methodology of calculating the heat transfer performance and characteristics of the A-frame direct air cooled condensers, do a parametric investigation on the effect of fin height and spacing on the thermal performance and verify these results on the A frame air cooled condenser of 865 MWe combined cycle power plant of Yeni Elektrik Üretim A.Ş. in Dilovası, Gebze, Turkey. After the introduction, key information on energy is given for Turkey and the world in the second chapter of this thesis. Literature research related to gas steam combined cycle and steam turbine based power plants, their types and working principles are presented. The condensers of the steam turbines of these power plants are examined in greater detail. A comprasion between the A frame air cooled condensers and Heller type natural draft dry cooling tower is made and the selection criteria for the A frame air cooled condenser are given. In the third chapter of the thesis, the methodology used for the design and thermal analysis of the A frame air cooled condensers are given. Within this context, the geometry and the basic parameters of the A frame air cooled condensers are introduced. Then the formulas are given for the calculation of the heat transfer coefficients associated with the air and water flows in the condenser. Fin effectiveness and the overall heat transfer coefficient are formulized. The methodology and the formulas given in this chapter forms the basis of the computer program written in MATLAB, which is used later in Chapter 5 to do a parametric analysis. The chapter ends with a numerical example illustrating the use of the methodology. In the fourth chapter of the thesis the characteristics and the operation of the A frame air cooled condenser of the Yeni Elektrik 865 MWe combined cycle power plant is explained in detail. The A frame air cooled condenser of this power plant has a capacity of condensing approximately 200 kg/s of steam at 7 kPa. This corresponds to a condensation temperature of approximately 40 oC. The condenser consists of 42 cells. Each cell has 1 fan, 12 bundles which in turn consists of 468 waved finned tubes. In the fifth chapter of the thesis a parametric analysis of the A frame air cooled condenser was made first. One cell of the air cooled condenser was chosen. Keeping the basic cell dimensions constant the height and spacing of the fins were changed. 3 fin heights, namely 16.5 mm, 18 mm ( fin height in the reference A frame air cooled condenser), 19.5 mm and 5 fin spacings, namely 400, 410, 420, 433 ( fin spacing in reference A frame air cooled condenser ), 440 fins per meter were selected. The computer program written was used to do the pertinent computations to yield the heat transfer ares, the air velocities, Reynolds, Prandtl, and Nusselt numbers, heat transfer coefficients on the air and water sides, the overall heat transfer coefficient and the heat transfer in one cell. Heat transfer in one cell may also be termed heat duty or heat capacity of the cell. Results were presented by tables and diagrams. A verification study was also made in Chapter 5. The performance of the actual air cooled condenser of the reference combined cycle power plant at two different ambient temperatures, namely, 9.5 oC, and 15 oC, was compared with the values computed by the thermal model formed. The performance test result of the air cooled condenser when the ambient temperature was 9.51 oC, gave the heat duty as 518.6 MW and the value computed by the model was 509.94 MW. The reference design of the air cooled condenser when the ambient temperature was 15 oC, gave the heat duty as 442 MW and the value computed by the model was 441.75 MW. These results show that the measured and computed results match within the measurement and computational error tolerances. The economic comparison of dry A frame air cooled condenser (ACC) and natural draft wet air cooled condenser (ACC) were also made in the chapter 5. The fan operation cost of the dry ACC and the water consumption cost of the natural draft wet ACC were formulated. It was shown that for a power plant size similar to the reference power plant , the costs for the dry A frame air cooled condenser and natural draft wet air cooled condenser were approximately 5.3 million TL and 15 million TL respectively. Chapter 6 of the thesis contains the discussion of the results. Calculations of the heat transfer or heat duty per cell show a decrease with an increase in the fin height. On the other hand the heat duty per cell increases with decreasing fin spacing. The total heat transfer area increases with an increase in the fin height and also with an increase in number of fins per meter.Yüksek LisansM.Sc

    Tarihi ve çağdaş Türk yazı dillerinde hal ekleri ve işlevleri

    No full text
    ÖZETTürk dilinde ses, şekil bilgisi ve söz dizimi yönünden benzerlik veya farklılık gösteren dil bilgisi kategorilerinden birisi de hâl ve hâl ekleri olmuştur. Türk dilinin tarih içindeki gelişme seyrinde, hâl ekleri şekil değiştirmiş ve döneme göre dilde yeni ifade şekillerinin geliştirilmesinde baş rolü oynamıştır. Dilde hemen hemen her kelime grubunda veya cümlede yer alarak, kelime grubunda kendisinden başka bir kelimeyi; cümlede cümlenin ana öğesi olan yüklemi çeşitli yönlerden tamamlayan hâl ekleri çok geniş bir kullanım alanı bulmuştur.Çağdaş Türk yazı dilleri gramerlerinin incelendiği ve hâl eklerinin isim çekim ekleri içinde verildiği çalışmalara göre yalın, ilgi (Yakutçada bulunmaz), yükleme, yönelme, bulunma (Yakutçada işlevi sınırlı) ve çıkma hâlleri olmak üzere altı hâl kısmen Yakutça hariç bütün çağdaş Türk yazı dillerinde bulunmaktadır. Tarihî Türk yazı dillerinden özellikle Göktürkçe, Uygurca ve Karahanlıcada aktif olarak kullanılmış olan araç, yön ve kısmen eşitlik hâllerini ifade eden hâl ekleri, Türkiye Türkçesi dışındaki çağdaş Türk yazı dillerinde de isim çekim eki özelliklerini kaybederek, özellikle bazı zarf türünden kelimelerde kalıplaşmışlardır. Bu yazı dillerinin bazılarında ise çekim eki özelliğini kaybeden eski araç, yön ve kısmen eşitlik hâlleri ekleri yerine yukarıda da anlatıldığı gibi bazı ekler ve edat birleşimleri kullanılmaya başlanarak bu hâller yaşatılmaya devam etmiştir.Türk yazı dillerinde kullanılmış ve kullanılmakta olan hâl eklerine şekil bilgisi yönünden bakıldığında, tarihî ve çağdaş Türk yazı dillerinde bu eklerde benzerlikler olduğu gibi herbir yazı dili grubuna veya yazı diline göre ses veya şekil farklılıkları olmuştur.Tarihî ve çağdaş Türk yazı dillerinde hâl ekli kelimelerin cümle içindeki işlevlerine bakıldığında, hâlin bulunup bulunmaması dışında hâl ekini almış kelimelerin ve cümle içindeki yerlerinin değişmesinden başka genel olarak büyük ayrılık görülmez. Ancak, bazı Türk yazı dillerinde, diğer Türk yazı dillerinden farklılaşmış ve bazen kurallaşmış değişik kullanımlara da rastlanmaktadır. SUMMARYIn the course of the historical development of Turkic language, case endings have undergone considerable changes and contributed greatly to development of new forms of expression. In contemporary Turkic languages, except for Yakut, there are six cases: the nominative, genitive (not in Yakut), accusative, dative, locative (with limited functions in Yakut) and ablative. Some archaic cases (the instrumental, directive and partly the equative cases) have lost their function as case endings and have crystallised as adverbs. Case endings in archaic and contemporary Turkic languages show predominantly a morphological (with allophones) similarity. When the function of case endings is examined in their syntaxic context, there is, again, a predominant similarity. However, in several Turkic languages the entirely different use of some case endings are observed

    Yurt konulu Tatar şarkıları : metin-çeviri-dizin

    No full text

    Mehmet Ölmez, Tuvacanın Sözvarlığı Eski Türkçe ve Moğolca Denkleriyle

    No full text
    [No Abstract Available
    corecore