1,043 research outputs found
Ayarlı Kütlesel Sönümleyicilerin Açık Deniz Yapılarına Uygulanması
Konferans Bildirisi -- Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2008Conference Paper -- Theoretical and Applied Mechanical Turkish National Committee, 2008Bu çalışmada, üzerine ayarlı kütlesel sönümleyici yerleştirilmiş bir deniz yapısına bir geminin yanaşma probleminin modellemesi ve sayısal çözümü sunulmuştur. Platform ve gemi arasındaki dönme ve hidrodinamik etkileşimkuvvetleri basitlik açısından ihmal edilmiştir. Usturmaça ve kazıklar lineer olmayan yaylar ile modellenmiştir. Sayısal analizde Wilson-θ metodu durum vektörü kavramı ile kullanılmıştır. Ayarlı kütlesel sönümleyicinin sistem cevabına ve enerji dağılımına etkisi sayısal olarak araştırılmış ve sonuçlar tartışılmıştır.The modeling and numerical solution for berthing a ship to a nonlinear flexible marine structure equipped with a passive tuned mass damper are studied. For simplicity; rotations and hydrodynamic interaction between the platform and the ship are ignored. Fenders and piles are modelled by nonlinear springs. In the numerical analysis, Wilson-θ method is used with the state vector concept. The effects of the tuned mass damper on the system response and energy distribution are investigated numerically and the results are discussed
Nonobstruktif azospermi olgularında yeni yaklaşımlar
Azospermi semende hiç sperm bulunamaması durumudur.
Obstrüktif ve nonobstrüktif olmak üzere iki
kategoriye ayrılır. Azospermi tanısı alan hastalardan
elde edilen spermatozoayla, ilk gebelik ICSI (intrasitoplazmik
sperm enjeksiyonu) işlemiyle 1993 yılında
oluşmuştur. Obstrüktif azospermi olgularında sperm
bulma şansı daha yüksek olmasına karşın, erkek
infertilitesinin en şiddetli formu olan nonobstrüktif
azospermide ise bu oran yaklaşık olarak %40-50 aralığındadır.
Yapılan mikroTESE (testiküler sperm ekstraksiyonu)
işlemiyle testiste immatür germ hücreleri
bulunursa ROSI (round spermatid enjeksiyonu) işlemi
yapılır ya da in vitro kültürlerle bu hücreler farklılaştırılmaya
çalışılır. Matür germ hücresi bulunamayan bir
mikroTESE sonrasında, hormon replasmanı veya ilaç
tedavileriyle spermatozoaların elde edilmesi hedeflenir.
Son yıllara kadar testislerde varlıkları bilinen spermatogoniumlara
(sperm kök hücresi) ek olarak, yeni
keşfedilen VSEL (very small embriyonic-like stem
cell) kök hücrelerinin gösterilmesi tedavi yönündeki
umutları daha da artırmıştır. Bunlardan başka deneysel
olarak, hücre kültürleri, seminifer tübül kültürleri,
organ kültürleri, testiküler organoidler, gen tedavileriİnsan üzerinde başlayan gen terapilerinde ve mezenkimal
kök hücre çalışmalarında, önemli ilerlemeler olması
nedeniyle yakın bir zamanda azospermi tedavisinde
de önemli gelişmeler olacağı düşünülmektedir.
ve kök hücre bazlı tedavilerin etkinliği gösterilmiştir
Mikroalgenkultivierungen und die Überwachung des Kultivierungsprozesses mittels Durchflussmikroskopie
[no abstract
Effect of Stirrup Spacing and Polypropylene Fiber Ratio on Behavior of Reinforced Concrete Beams
In this study, the effect of the change of stirrup ratio and polypropylene (PP) fiber ratio on the behavior of reinforced concrete beams was investigated. The variables of this study consisting of without stirrup, spacing up to 20 %, 40 % and 80 % of beam depth as stirrup spacing and 0.125 % and 0.500 % of the weight of reinforced concrete beam were used as PP fiber ratios. In the context of experimental study, 1/2 scaled 12 reinforced concrete beams were tested with 4-point bending mechanism. In the light of the obtained data, the load-displacement, stiffness and energy absorption graphs were plotted. The results were interpreted comparatively. According to the results, it is observed that the PP fiber additive significantly changed the behavior of the reinforced concrete beams, and the fiber effect decreased in proportion to the increase of the stirrup rate. It has been observed that the cracks spread more to the beam surfaces with the increase of PP fibers. In addition, the increase in the fiber ratio especially in the non-stirrup beams increases the bending capacity
Epigenetic
Lately, a brand-new studies agenda emphasizing interactions between societal elements and wellness has emerged. The phrase social determinant of health and fitness typically refers to any nonmedical element directly effecting health, including behaviors, knowledge, attitudes, and values. Status of health is adversely and strongly impacted throughout the life span by social disadvantages. Epigenetic mechanisms are implicated in the processes through which social stressors erode health in humans and other animals. Research in epigenetics suggests that alterations in DNA methylation might offer a temporary link between interpersonal adversity and wellness disparity. Likewise, accelerated loss in telomeres is extremely correlated not only with chronic and social stress but also aging. Therefore, it may provide a link between the various physiological events associated with health inequalities. Research in epigenetics indicates that alterations in DNA methylation may provide a causal link between social adversity and health disparity. Additionally, these experimental paradigms have yielded insights into the potential role of epigenetic mechanisms in mediating the effects of the environment on human development and indicate that consideration of the sensitivity of laboratory animals to environmental cues may be an important factor in predicting long-term health and welfare
Endüstri mirası kapsamında İstanbul Yedikule TCDD Atölyelerinin mimarisi ve koruma sorunları
Dünyada 1825 yılında İngiltere’de başlayarak kısa bir süre içinde Avrupa’ya yayılan demiryolu ulaşımının Osmanlı İmparatorluğu'na girişi 19. yüzyıl ortalarında olmuştur. 1856 yılında başlayan inşaat çalışmaları sonucunda demiryolları, Osmanlı İmparatorluğu’nu Avrupa’nın ağır bastığı dünya ekonomisine daha sıkı bağlamanın yanı sıra, bir zamanlar uzak ve huzursuz olan vilayetler üzerinde Osmanlı Devletinin idari ve askeri denetimini de güçlendirmiştir. Bu çalışmada, inşası Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlayan ve Cumhuriyet Dönemi’nde de devam eden demiryolu ulaşım sistemin sağlıklı işlemesine olanak sağlayan Loko Bakım ve Cer Atölyelerinin tarihsel gelişimi, mimari özellikleri incelenmiş, 19. Yüzyıl Endüstri Mirası” ve “Demiryolu Mirası” içindeki yerleri ve koruma sorunları tanımlanmaya çalışılmıştır. Bu amaçla, birçoğu Osmanlı Döneminde inşa edilen 12 adet loko bakım ve cer atölyesinden, Rumeli Demiryolu Hattı üzerinde yer alan ve ilk inşa edilen atölye kompleksi olan İstanbul Yedikule Loko Bakım ve Cer Atölyeleri genel inceleme alanı, bu alan içinde yer alan Tornaj Yapısı ise ayrıntılı incelenecek yapı olarak seçilmiş yukarıda tanımlanan kapsam ve hedefler doğrultusunda araştırmalar gerçekleştirilmişti
İdil/Şırnak Ekolojisinde Yetiştirilen Yerel Üzüm Çeşitlerinin Etkili Sıcaklık Toplamı İsteklerinin Belirlenmesi
Bu çalışma; 2017 ve 2018 yıllarında, Şırnak ili İdil ilçesinde yetiştirilen Misabık, Tayifi, Zeynebi, Raşe
gurnik, Payizi, Sinceri, Bilbizeki, Bakari, Kerküş, Zerine, Gawre, Raşe kewnar, Bahdo, Beytilhamam, Goglani,
Hasani, Mazrona, Nasiri, Şikari, Zeyti yerel üzüm çeşitlerinde yürütülmüştür. Çalışmada çeşitlerin bazı
genel özellikleri, farklı fenolojik safhalara göre gelişme süreleri ve Etkili Sıcaklık Toplamı (EST) değerleri
hesaplanmıştır. Araştırma sonucunda, gözlerin uyanması-olgunlaşma dönemleri arasında hesaplanan EST
değerleri 1837 gün-derece(Misabık) ile 2942 gün-derece(Mazrone) arasında; gelişme süresi ise 126 gün
(Misabık) ve 170 gün (Mazrone) arasında değiştiği belirlenmiştir. EST değerleri yıl ve çeşitlere göre
farklılık göstermiştir. Sonuç olarak; “Sıcak İklim” sınıfına giren İdil ekolojisinin ticari değeri yüksek geçci ve
kurutmalık üzüm çeşitleri için son derece uygun olduğu ortaya konulmuştur. Şırnak ilinde
yetiştirilebilecek ticari değeri yüksek üzüm çeşitlerine ilişkin önerilerde bulunulurken araştırma
sonucunda belirlenen EST değerlerine yakın isteği olan üzüm çeşitlerinin önerilmesi ile doğru çeşitler
seçilebilecektir
I. Petro’nun Batı Türkistan’a karşı izlediği altın madeni politikası
Otuz Yıl Savaşları ile başlayıp artarak devam eden Reform ve Rönesans’ın etkileri, Skolastik felsefeyi yıkıp yerini pozitif bilimlere bırakmıştır. Bu doğrultuda modern bilimin temelleri atılırken emperyalist devletler kendi ekonomilerini güçlendirmek adına modern bilimleri askeri stratejileri doğrultusunda
kullanmıştır. Ham madde eksikliği ve finansal dünya rekabetine ayak uydurmak isteyen devletler, proleter
halk tabakası yaratmak maksadıyla yaptıkları coğrafi keşifler sayesinde, Asya’nın zenginliklerini öğrenmiş ve bu topraklara egemen olmak için çabalamışlardır
- …