Çocuğun gelişiminde bağlanma, ilgi-bakım ve aile dinamiklerinin etkisi

TÜBİTAK SBB01.02.200

Prefrontally guided memory development in 4-6 yaer old children

Bu araştırmada okulöncesi dönem olarak tanımlanan 4-6 yaş grubu kız ve erkek çocuklarda prefrontal alan işlevi olarak kabul edilen çalışma belleği işlevlerinin yaşa bağlı gelişimi çalışılmıştır. Örneklem grubu hepsi normal çocuk olan 4-6 yaşlarında («=64) kız ve erkek denekten oluşmaktadır. Literatürde prefrontal alan bellek işlevlerini ölçmeye yönelik olarak kullanılan deneysel üç test bu çalışma için yeniden uyarlanmıştır. Bu testler Zamanda Sıralama ve Tanıma Testi (basit çizimler formu), Gecikmeli Yanıt Testi ve Gecikmeli Değişim testidir. Bunun yam sıra klinik kullanım için geliştirilmiş olan Çocuklar îçin Kategori Testi genel frontal yönetici işlevleri ölçmek amacıyla tüm yaş gruplarına uygulanmıştır. Genel olarak bulgular; mekansal gecikmeli yanıt testi hariç, 4-6 yaş grubundaki çocukların belirlenen çalışma belleği testlerinde eşit performans gösterdiklerini ortaya koymaktadır. Mekansal gecikmeli yanıt testinde bekleme zamanı ve yaş ve yaş x zaman ortak etkisi gözlenmiştir. Bekleme zamanı arttıkça performansta düşüş gözlenmektedir. Mekansal gecikmeli yanıt testinde farklı zaman aralıklarında farklı yaş grubunun performansları düzenli bir seyir göstermemiştir. Daha uzun zaman aralıklarında 6 yaşm en iyi performansı gösterdikleri ve 4 yaş ve 5 yaşın performansın birbirine yaklaştığı bulunmuştur. Prefrontal alana bağlı üç bellek testinde 4-6 yaş grubunda farklı bir gelişimin gözlenmesi, prefrontal korteksin çocukluk döneminde farklı işlevler yüklenen alanlarının ve onların bağlantılarının farklı gelişimsel seyir izlediği düşüncesini desteklemektedir. Tüm bu sayıltıların test edilebilmesi için daha geniş örneklemler ve yaş grupları ile davranışsal ve işlevsel görüntüleme yöntemleri kullanılarak çalışmalar yapılması uygun olacaktır.Thesis In this study, we aimed to investigate the developmental course of a well known prefrontal area process: working memory in preschool children. The group of interest was between 4-6 year old boys and girls(n=64). Three tests that were used by many investigators to assess prefrontal memory processes were modified for the study. These tests were; recency judgement and recognition test, spatial delayed reponse and delayed alternation test. Also, Children's Category Test-I was administered for assessment of executive functioning. The results indicated that: except spatial delayed response test, 4- 6 year olds showed an equal pattern of performance on working memory tests. In spatial delayed response test, time and age main effects and time x age interaction effect were found. The performance declined as the delay time increased. Although there was a time x age interaction effect, there was no steady performance trend in different delay intervals for all age groups. For longer delay intervals, 6 year olds showed the best performance and 4 and 5 year olds performances were comparable for the longer delay times. The results indicated that, there was a difference in terms of the developing times of different areas in the same cortex (prefrontal cortex). For further investigation larger sample size with broader age ranges and the application of neuroimaging and ERP procedures are recommended

PORNOGRAPHIC WEB CONTENT FILTERING WITH SKIN COLOR INFORMATION

Bu çalışmada ten rengi bilgisi kullanılarak pornografik içerikli web sayfalarının otomatik olarak filtrelenmesini sağlamak amacıyla bir sistem tasarlanmış ve gerçekleştirilmiştir. Web içeriğinin filtrelenmesinde daha çok metin bilgisi kullanılmaktadır. Ancak metin bilgisi kullanılarak yapılan filtrelemede özellikle sağlık ile ilgili içeriğe sahip sayfalar da filtrelenebilmektedir. Bu nedenle günümüzde web sayfalarındaki imgeler ile filtreleme konusunda çalışmalar yürütülmektedir. Farklı şartlar altında çekilmiş fotoğraflar göz önüne alındığında ten renginin tespiti oldukça zor bir problem olarak karşımıza çıksa da pornografik imgelerin filtrelenmesinde ten rengi tespit yöntemi sıkça kullanılan yöntemlerdendir. Seçilecek renk uzayı performans üzerinde etkili olduğundan RGB, HSV ve RGB & HSV gibi renk uzayları üzerinde çalışılmıştır. Ten rengi tabanlı imgelerin pornografik olup olmadığını sınıflandırmada ise yapay sinir ağları kullanılmıştır ve GezgIN olarak isimlendirilen, ten rengi tabanlı pornografik imge filtreleme yazılımı geliştirilmiştir. Yapılan deneysel çalışmalar ve testler sonucunda, RGB ve HSV renk uzaylarının beraber kullanımının, ayrı ayrı kullanımlarından daha etkin olduğu, web sayfasında yer alan imgelerin boyutlarının işlem süresini etkilediği, imge sayısının 50'nin altında ve imgelerin boyutlarının 200x200 gibi makul ölçülerde olduğu sürece GezgIN'in kabul edilebilir sonuçlar ürettiği görülmüştür.In this study, a system has been designed and implemented for filtering pornographic web sites automatically. Usually, text information is used for web content filtering. However, web pages especially health pages can also be filtered by text information filtering technique. Hence, studies about web page filtering via image information are in progress nowadays. Detection of skin color pixels from images is a quite difficult problem because of the conditions that images taken from but skin detection technique is frequently used for detecting nudity images. Color spaces are important because of the performance. In this study, RGB, HSV and RGB & HSV color spaces have been selected. Artificial Neural Networks were used to classify the nudity pictures and software named GezgIN was developed. Experimental results have shown that, RGB & HSV color spaces results are more effective than the results of the usage of these color spaces individually, GezgIN has generated appropriate results as long as image count on a web site is lower than 50 and each image size on this site is about 200x200

Mother to Mother: Mothers’ Social Comparison-Based Emotions on Social Networking Sites

Social networking sites (SNSs) are platforms where people make social comparisons very frequently, and because of those comparisons, they have the potential for evoking a wide range of emotions. According to typology of social comparison-based emotions, the emotions felt after social comparisons may vary according to the direction of comparison (upward vs. downward) as well as the internal process that triggered by those comparisons (assimilation vs. contrast). The current study aims to examine the mothers' emotions they felt after social comparisons they make with other mothers on the SNSs, and search out the usefulness of using the typology of social comparison-based emotions in examining those emotions. For this purpose, an online survey was conducted on 42 mothers between the ages of 20 and 48, who have been a member of SNSs for at least six months. Mothers responses to two open-ended questions; one is about the emotions they feel after upward comparisons, and the other is about the ones that they felt after downward comparison they made with other mothers on SNSs, were examined through thematic analyses. The results pointed out that the emotion classification offered in Smith’s theory might be useful in examining the social comparisons on SNSs made by mothers, with the addition of some new categories. Specifically, it was found that some mothers feel doubts about the credibility of information in other mothers’ posts, and some others denied they are emotionally influenced by social comparisons. Another interesting finding was that mothers reported to feel assimilative and contrastive emotions simultaneously

Questioning impact : interconnection between extra-organizational resources and agency of equality and diversity officers

This paper examines the change agency of equality and diversity (E&D) officers with a specific emphasis on the role of extra-organizational influences and resources. The paper is informed by qualitative material collected through interviews with E&D officers from 20 higher education institutions in the UK. The paper offers an evidence-based analysis of the utility of extra-organizational mechanisms and intervention programmes for organizational E&D agenda and for the agentic influence of E&D officers. The paper contributes to both academic literature and policy-making. We present original empirical insights into the change agency of E&D officers by exploring the impact of extra-organizational bodies as potential mechanisms for support and influence. At the policy level, the paper provides evidence on the value of extra-organizational resources and tools that are produced by policy bodies in promoting progressive E&D agendas in organizations