22 research outputs found

    Bilgisayar destekli ve geleneksel mimari tasarım süreçlerinde tasarım kararları

    Get PDF
    This publication is derived from a PhD thesis that aims to explore the possible reflections of the design domains on the students design behavior by analyzing the similarities and differences between the computer-aided and conventional architectural design process. The focus of this study is on conceptual and overall design decisions in these two different cases. A comprehensive literature review was conducted before starting to design the research method. Theoretical concepts and empirical findings were revised with the focus on possible dimensions of measurement, analysis and evaluation methodologies. It was concluded that there is a lack consensus in the research area. Although there is a variety of unstructured observations and assumptions about computer-aided design process, only a limited number of empirical studies have been carried out in the related research area. In all of the empirical studies, computer aided architectural design (CAAD) process was evaluated in comparison to the conventional design process. Thus, different descriptions of the design activity by different researchers were reviewed and considered in all research phases, especially while determining the preliminary and final dimensions of measurement. A hybrid theoretical model is used to combine two major approaches to design research (rational problem solving by Herbert A. Simon and reflection-in-action by Donald A. Schön) for investigating the design process. After the general survey of former empirical research on CAAD, it was decided to conduct a controlled experiment with two conditions: first experimental condition (E01), the subjects were obliged to design with the software they prefer while participants in the control condition (E02) were only allowed to utilize only conventional tools. The sample population was determined as senior students of Istanbul Technical University, Faculty of Architecture. This decision was based on the homogeneity of design expertise and software use among the students, shared design terminology between the researcher and the students, high accessibility of subjects and possibility of contributing to the architectural design approaches in ITU. The duration of the experiment was defined as 120 minutes, considering time length of the previous studies and feasibility issues. The experiments were conducted in ITU Faculty of Architecture and a total of 1890 minutes of protocol recordings were obtained. In terms of the number of participants and length of the experiments, this research is one of the most comprehensive studies ever undertaken among the indexed publications. The design problem for the experiment was formulated considering the characteristics of the research question, sample population, the duration of the experiment and the problems that were used in similar surveys. The problem description is decided to be relatively short in order to motivate the participants to restructure and redefine requirements. Analysis of the experiments revealed that there is significant difference between the means of total number of design decisions in conventional design and CAAD conditions. Moreover, in certain experimental sessions, the design decisions were found to be differently organized in time. These observations may be related to the unique properties of CAAD media. The potential of the medium to create automated reproductions, complex representations and rich visual content may have led the subjects to focus more on the design process and the medium itself. The expertise level of the students that participated CAAD experiments may also have affected the findings, as their awareness in this area is lower than professional architect. Another possible reason of the difference in the mean number of decisions on design process can be the fact that sketching is a goal-directed automatic behavior. In contrast, CAAD processes require human computer interaction, conscious reasoning, thinking about the tools and process planning. The interactive nature of the medium may be shifting the focus of the subjects to the process itself, as they are obliged to use a certain format, which can be transformed, processed and stored by the computer. It is important to note that findings of this study are generalizable only to a limited domain as they are limited with the number and profiles of participating students and specific to the design problem and setup used in the experiments. All of the observations reflect the conceptual design phase; therefore, they cannot be generalized to the whole design process. Further research on the use of digital domains in the design process is needed for a clearer insight into architectural education and professional practices. Keywords: Design research, computer aided architectural design, protocol analysis.Bu çalışma, mimari tasarım öğrencilerinin bilgisayar destekli ve geleneksel tasarım süreçlerinde aldıkları tasarım kararları ve gerçekleştirdikleri eylemlerin benzerlik ve farklılıklarının deneysel olarak incelenmesinin amaçlandığı bir doktora tezinden üretilmiştir. Doktora tezinde ölçülen boyutlar ve tartışılan kavramlar sayıca tek bir makalede değerlendirilemeyecek kadar çok olduğundan bu makalede toplam ve kavramsal tasarım kararları ve bunların üretilen temsiller ile ilişkilerine odaklanılmıştır. Araştırma hipotezi, bilgisayar destekli ve geleneksel mimari tasarım süreçlerinde mimarlık öğrencilerin verdiği toplam tasarım kararları arasında niceliksel farklılıklar bulunduğunu öngörmektedir. Bu hipotezi test etmek amacıyla, iki değişik deneysel durum içeren kontrollü bir deney yürütülmesi kararlaştırılmıştır: birinci deneysel durumda (E01) denekler tercih ettikleri yazılım(lar)la tasarım yaparken, ikinci deneysel durumda (E02) deneklerin yalnızca kalem, kağıt, cetvel gibi geleneksel tasarım araçları ile tasarım yapmalarına izin verilmiştir. Deneyler İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde gerçekleştirilmiş ve toplam 1890 dakikalık protokol kaydı elde edilmiştir. Deney çalışmasında yer alan deneklerin tamamı İTÜ Mimarlık Fakültesi son sınıf öğrencisidir. Eğitimsel ve mesleki deneyim farklılıklarını en aza indirgemek için deneklerin tamamı benzer demografik yapılarda seçilmiştir. Bu bağlamda yürütülen deneysel çalışma -indekslenmiş yayınlar göz önüne alındığında- şimdiye kadar gerçekleştirilmiş en kapsamlı tasarım deneyi olarak tanımlanabilir. Bu da sonuçların güvenilirliğini pozitif yönde etkilemiştir. Elde edilen kayıtlar, protokol analizi yöntemi ile nitel ve nicel olarak değerlendirilmiş ve yapılan istatistiksel testler sonucunda iki grubun ortalamaları arasındaki farklar anlamlı bulunmuştur. Ayrıca bilgisayar ortamında tasarım yapan deneklerin kararlarının zaman içindeki organizasyonunda da farklılıklar gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Tasarım araştırmaları, bilgisayar destekli mimari tasarım, Protokol analizi

    Endüstri 4.0’ın Gelişim Sürecinde Unutulan Bileşen: Siber Güvenlik

    Get PDF
    İnsanlık tarihi teknolojik açıdan önemli aşamalardan geçmiştir ve geçmeye devam etmektedir. Bu aşamaların en önemlilerinden birisi de Endüstri 4.0 sürecidir. Bu süreçle birlikte geleneksel sanayi üretimi yerini bilişim sistemlerinin ön planda olduğu bir yaklaşıma bırakmıştır. Endüstriyel haberleşme sistemleri ilk üretildikleri zamanlarda tamamen izole olarak yönetilmişlerdir. Zamanla iç ağlara (intranet) devamında ise internete bağlanmaları ile Endüstri 4.0 süreci başlamıştır. Bu süreçte siber-fiziksel sistemlerin ortaya çıkmasıyla birlikte, bu sistemler siber tehditlere karşı açık hale gelmişlerdir. Bu zafiyetler akıllı sistemleri ve Endüstri 4.0 sistemlerini saldırganların gözdesi haline getirmiştir. Her ne kadar bu sistemler verimlilik, sürat, işlerlik gibi insan hayatına önemli katkılar sağlasa da siber güvenlik açıklıkları uygun şekilde değerlendirilmezse, Endüstri 4.0'ın gerçek potansiyeline asla ulaşılamayabilir. Bu nedenle, çalışmada Endüstri 4.0’ın tüm bileşenleri ele alınarak, Siber Güvenlik bileşeni üzerine odaklanılmıştır. Çalışma, Endüstri 4.0’ın siber güvenlik boyutuna yönelik çalışmalara önemli katkı sağlayacaktır

    İstanbul Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü’nde Araştırma Eğilimleri 1967-2008: Lisansüstü Tezlerinin İçerik Analizi

    Get PDF
    The main purpose of this study is to identify and discuss the research trends in the Department of Information Management, Istanbul University through content analysis of the graduate theses which were submitted to the Department for the period from 1967-2008. In order to achieve this purpose, firstly, a total of 58 master’s and PhD theses were investigated in terms of organization context, topic, method and the data collection techniques for period from 1995 to 2008. The classification schemes for topics and research methods of LIS used in the content analysis were those based on Jarvelin and Vakkari's. Apart from the master’s and PhD theses, the data provided in the article written by Yontar (1995) has also been referred to obtain pertinent findings for the period from 1967-1994. These data sources have provided an opportunity to compare the obtained results and helped to determine trends. The overall findings reveal that the total number of theses has tripled over the last 15 years. Although it is encouraging to see the increase in the numbers, a strong interest in certain subcategories (in terms of organization context, topic, and method) can be seen as a problem. The article also discusses the reasons for this problem.Bu araştırmanın temel amacı, İstanbul Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü’ndeki araştırma eğilimlerini, 1967-2008 yılları arasında tamamlanmış lisansüstü tezlerini içerik analizi yöntemiyle inceleyerek belirlemektir. Bu amacı gerçekleştirmek üzere, öncelikle 1995-2008 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü’nde yapılmış 58 lisansüstü tezinde incelenen örgüt türleri, ana ve alt konular ile kullanılan araştırma stratejileri (yöntem türleri) ve veri toplama teknikleri içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bu amaçla Jarvelin ve Vakkari (1990; 1993) ’nin içerik analizi modeli kullanılmıştır. 1967-1994 yılları arasında yapılmış tezler, Yontar (1995) tarafından daha önce içerik analizi yöntemiyle incelendiğinden bu araştırmada tekrar analiz edilmemiş; fakat, Yontar’ın 1967-1994 yılları arasındaki döneme ilişkin olarak elde ettiği bulgular, 1995-2008 dönemiyle karşılaştırma yapmak üzere kullanılmış; böylece, hem dönemler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar belirlenmeye, hem de Bölüm’ün araştırma eğilimlerine/karakteristiklerine toplu bir bakış (1967-2008) sağlanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın genel sonuçlarıİstanbul Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü’nde Araştırma Eğilimleri 1967-2008: Lisansüstü Tezlerinin İçerik AnaliziResearch Trends in the Department of Information Management, Istanbul University 1967-2008: A Content Analysis of the Graduate Theses        | 536göstermektedir ki, son 15 yılda, Bölüm’de yapılan lisansüstü tezlerinin sayısı en az üçe katlanmıştır. Sayısal artış sevindiricidir; fakat incelenen tezlerin belirli birkaç alt kategori (örgüt türü, konu ve yöntem açılarından) altında yoğunlaşması sorun olarak görülebilecek bir tür dengesizliğe işaret etmektedir. Çalışmada, bu durumun nedenleri de açıklanmaya çalışılmaktadır

    Yüksek güvenlikli kızılötesi iletişim uygulaması

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Haberleşmede güvenlik her zaman ön plandadır. İletişim sırasında veriler kötü niyetli kişiler tarafından ele geçirilebilir. Güvenli bir haberleşme için günümüze kadar birçok çalışma yapılmıştır. Fakat teknolojinin her alanında olduğu gibi güvenlik alanında yapılan çalışmalarda da en iyi sonuç elde edilememiştir. Son yıllarda hızla ilerleme kaydeden sayısal elektronik teknolojisi sayesinde mikroişlemcili ve bilgisayar tabanlı birçok elektronik sistemin tasarımı ve uygulaması haberleşmeyi daha kolay ve güvenilir hale getirmiştir.Bu tez çalışmasında, kablosuz ortamda yüksek hızla çalışan ve diğer kablosuz haberleşme yöntemlerine göre maliyeti düşük olan IR tabanlı sistemlerin güvenliğini arttırmaya yönelik bir çalışma yapılmıştır. İlk olarak standart protokollerden farklı olarak SATE isimli yeni bir protokol tasarlanmıştır. Ardından güvenliği daha da artırmak için sisteme bir simetrik anahtar şifreleme yöntemi olan TEA blok şifreleme algoritması eklenmiştir. Son olarak ise, sistemin yetkisiz kişiler tarafından kullanılmasını önlemek ve kullanımı kolaylaştırmak amacıyla kullanıcı arayüzü eklenmiştir. Arayüz sayesinde sistemi sadece tanımlı kullanıcılar kullanabilecek ve yönetici tarafından kullanıcıların sistemi hangi sıklıkla ve ne zaman kullandıkları kontrol edilebilecektir. SATE protokolünün başarımı bellek boyutu ve çalışma performansı kriterlerine göre incelenerek var olan protokoller ile karşılaştırılmıştır.Security is always an important issue in communication. Communication data may be got by malicious people during communication. Many studies have been focused for safety communication until today. However, any studies in the field of security haven?t been reach perfection like all fields of technology. In recent years due to advancing digital electronic technology, communication has become easier and reliable.In this thesis, design and applications are performed to increase security in IR based systems, which can work at high speeds in wireless environment with low costs. Firstly, a new protocol is called SATE is designed instead of standard protocol. After TEA algorithm, which is a block encryption algorithm in symmetric key systems, is added to the system. Finally, a user interface implemented in the system to prevent unauthorized entries from transmitting circuit. This interface will accept users who are authorized to use system. With this interface administrator can check the user statistics such as usage rates and access times of users, and interfere the system if necessary. Success of SATE protocol is performed according to memory size and performance of work measures and then compared with existing protocols

    Cyber Advantage Uygulamamıza Modül Geliştirilme

    Get PDF
    Yüksek Lisans Bitirme ProjesiBu tez, bilgi sistemlerinin güvenliğini sağlamak için önemli bir adım olan Security Testing'in kapsamlı bir incelemesini sunmaktadır. Tezin amacı, güvenlik testinin önemini vurgulamak, yöntemlerini ve tekniklerini tanıtmak, sürecini ayrıntılı olarak açıklamak ve güvenlik açıklarının tespit edilmesi ve düzeltilmesi için kullanılan çeşitli araçları incelemektir. Tez, güvenlik testinin organizasyonlar için neden önemli olduğunu ve güvenlik açıklarının tespit edilmesi ve düzeltilmesi sürecinde nasıl yardımcı olduğunu açıklamaktadır. Tezin kapsamı, güvenlik testinin temel prensipleri ve yöntemleri, pasif ve aktif güvenlik testleri, beyaz şapka, siyah şapka ve gri şapka yaklaşımları, manuel ve otomatik güvenlik testleri, bilgi toplama ve saldırı simülasyonu yöntemleri, zafiyet tarama ve penetrasyon testi araçları, istismar araçları, kod analizi araçları ve çeşitli güvenlik testi tekniklerini kapsamaktadır

    Transformation Of Concrete, Abstract And Emotional Concepts Into Product Form In The Design Process

    Get PDF
    Tez (Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013Thesis (PhD) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2013Bu tez, çeşitli duygusal içeriklere sahip (soyut, somut ve duygusal) kavramların ürün biçiminde somut hale dönüştürülmesine odaklanan bir bilişsel tasarım çalışmasını temsil eder. Tasarım sürecinin ilk aşamalarındaki yeni ürün geliştirme ve form oluşturma aşamalarındaki zihinsel aktivitelerdeki farklılıkları ortaya koymayı ve tanımlamayı hedefler. Araştırmada nitel ve nicel araştırma metodlarının bir arada kullanıldığı bir yaklaşım benimsenmiş, veri analizinde ise birincil yöntem olarak retrospektif protokol analizi kullanılmıştır. 12 profesyonel tasarımcının, doğal çalışma ortamlarında, soyut, somut ve duygusal kavramları ürün biçimine dönüştürme süreçleri analiz edilmiş, karşılaştırılmış ve betimlenmiştir. Veri seti, üç farklı kavram tipi genelindeki teorik ve işleyişten kaynaklanan farklılıkları belirten güncel bilişsel yayınlar ışığında analiz edilmiştir. Bulgular, soyut kavramları biçime dönüştürürken tasarımcıların kullandığı zihinsel süreçlerin anlaşılması ve tanımlanmasına ilişkin önemli bilgiler verir. Biliş bilimi ve tasarım modellerine atıfta bulunularak sonuçlar tartışılmıştır. Bir kavramın somutluğu veya duygusal içerikli olması, sözel alanda işlenme şekli ile tasarımcıların kavramsal çıkışlı biçim oluşturma süreçleri ile doğrudan benzerlikler göstermektedir. Bulgular istatiksel olarak anlamlıdır. Bulgular ışığında, tasarımcıların öncelikle, kavramların zihinsel görüntülerinin elde etmeye yönelik çağrışımlar yaparak, bir sözcüksel imajı olası resimsel imaja dönüştürdüğü ve daha sonra zihinlerinde betimlenen görsel imaja dayanarak eskizler yapmaya ya da o görsel imajı tanımlamaya başladığı sonucuna varılabilir.This thesis represents a design cognition study focused on the embodiment of concepts with varying emotional content (i.e., concrete, abstract and emotional) into product form. It is aimed at identifying differences in terms of cognitive processing among these three states during the initial part of the design process and during the creation of a new product by professional designers via the use of design briefs. A mixed-methods approach was used including both qualitative and quantitative approaches, and retrospective protocol analysis was used as a primary source of data analysis. Results were discussed with reference to models of cognition and design. Findings suggest that the ways in which the concreteness or emotionality of a concept is processed in the verbal domain is directly related in the ways in which designers move from their conceptual understandings to actual forms derived from those concepts. The correspondences are many and quite often, statistically reliable. Knowledge generated by the current work may contribute to future research focused on generalizing these results to other types of design tasks, as well as towards the development of tools and instructional methods that might capitalize on what we know about the various characteristics of abstract, concrete, and emotional concepts in order to facilitate their embodiment or transformation into form.DoktoraPh

    Erken çocukluk döneminde kodlama becerilerinin değerlendirilmesi-test geliştirme

    Get PDF
    Bu araştırmanın amacı; erken çocukluk dönemindeki çocukların kodlama beceri düzeylerini belirlemeye yönelik geçerli ve güvenilir bir test geliştirmektir. Araştırma, erken çocukluk dönemindeki 5-7 yaş çocuklarının kodlama becerilerinin belirlenmesinde kullanılabilecek bir test geliştirmeyi amaçlayan tarama modelinde bir çalışmadır. Araştırmanın örneklemini 2020-2021 eğitim öğretim yılında Ağrı il merkezindeki Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı 6 bağımsız anaokulu, 8 ilkokul bünyesindeki anasınıfları, 1. Sınıflar ve 2. sınıflarda öğrenim gören 143 çocuk; Gaziantep il merkezindeki Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı 7 bağımsız anaokulu, 7 ilkokul bünyesindeki anasınıfları, 1. sınıf ve 2. sınıflarda öğrenim gören 165 çocuk her iki ilde de toplamda 308 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak; çocuklar ve ebeveynlerine ilişkin kişisel bilgilerin yer aldığı ''Kişisel Bilgi Formu'' ve 5-7 yaş çocuklarının kodlama beceri düzeylerini değerlendirmek amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen geçerlilik ve güvenirlik çalışması yapılan kodlama beceri düzeylerini değerlendiren ''Erken Çocukluk Döneminde Kodlama Becerileri Testi'' A Formu ile robotik kodlama beceri düzeylerini değerlendiren ''Erken Çocukluk Döneminde Kodlama Becerileri Testi'' B Formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde testin geçerlilik ve güvenilirliğini belirlemek için geçerlilik analizinde; kapsam-yapı geçerliliği, ölçüte dayalı geçerlik analizleri; güvenirlik analizinde; KR-20 güvenirlik analizi, madde güçlük ve madde ayırt edicilik indeksi analizleri kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular sonucunda; geliştirilen ''Erken Çocukluk Dönemindeki Kodlama Becerileri Testi''nin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu ortaya konulmuştur. Sonuç olarak, ''Erken Çocukluk Döneminde Kodlama Becerileri Testi''nin 5-7 yaş çocukların kodlama beceri düzeylerini belirlemede kullanılabilecek bir ölçme aracı olduğu belirlenmiştir
    corecore