197 research outputs found

    The effect of education about epilepsy on quality of life and knowledge level of children: A mixed-method study

    Get PDF
    Amaç: Epilepsili çocuklarda tekrarlayan nöbetlerin varlığı, yaşam kalitelerini etkileyebilmektedir. Bu çalışma, epilepsili çocuklara verilen hasta eğitiminin, yaşam kalitelerine ve bilgi düzeylerine etkisini değerlendirmek amacıyla randomize kontrollü deneysel desende bir karma yöntem çalışması olarak yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Bir üniversite hastanesinin çocuk nöroloji polikliniğinde yalnızca epilepsi tanısıyla izlenen 7-16 yaş grubu çocuk, çalışma (n=52) ve kontrol grubu (n=52) olacak şekilde çalışmaya alınmıştır. Çalışmanın yapılabilmesi için etik kurul onayıyla çocuk ve annelerinden onamları alınmıştır. Verilerin toplanmasında; Çocuk Tanıtıcı Form, Epilepsiye İlişkin Yaşam Kalitesi Ölçeği, Epilepsi Bilgi Testi ve Çocuk Görüşme Formu kullanılmıştır. Veriler; ortalama, yüzdelik, Mann-Whitney U, Independent t, Paired t ve Wilcoxon eşleştirilmiş 2 örnek testleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Yapılan derinlemesine görüşmeler için içerik analizi oluşturulmuştur. Bulgular: Çalışma grubundaki çocukların yaş ortalamasının 10,69±2,78, %50’sinin kız; kontrol grubundaki çocukların yaş ortalamasının 10,40±2,65, %53,8’inin kız olduğu bulunmuştur. Eğitim öncesi; çalışma ve kontrol grubundaki çocukların yaşam kalitesi ve bilgi puan ortalamaları açısından fark olmadığı görülmüştür. Eğitim sonrası, çalışma grubundaki çocukların yaşam kalitesi ve bilgi testi puan ortalamalarının arttığı ve çalışma grubundaki çocukların hastalığa ilişkin daha olumlu ifadelerde bulundukları belirlenmiştir. Kontrol grubundaki çocukların yaşam kaliteleri ve bilgi düzeyleri azalırken, epilepsiye ilişkin yanlış bilgilerinin ve olumsuz görüşlerinin devam ettiği saptanmıştır. Sonuç: Epilepsiye ilişkin verilen eğitimin, çocukların yaşam kalitesi ve bilgi düzeylerine olumlu katkıları olduğu bulunmuştur.Objective: Epilepsy with recurrent seizures may affect life quality of child. This study was conducted to evaluate the effect of education about epilepsy on their quality of life and knowledge levels, as a mixed-method study, randomized controlled experimental design. Material and Methods: Epileptic children between 7-16 years old in study (n=52) and control groups (n=52) followed up at Child Neurology Policlinic of a university hospital were taken to the study. Written consents of ethical committee, children and mothers were obtained. Data were collected with Child Questionnaire Form, Quality of Life in Epilepsy Inventory for Adolescent, Epilepsy Knowledge Test, Child Interview Form and evaluated by mean, percentage, Mann Whitney U, Independent t, Paired t and Wilcoxon tests. Context analysis was improved for depth interviews. Results: The average age of the children in the study group was 10.69±2.78, 50% of them were girls. These mean age was 10.40±2.65 for the control group and 53.8% of them were girls. Before the education; there was not any significant difference in terms of the mean scores in the quality of life and knowledge levels. After the education, the quality of life and knowledge test mean scores of the study group increased and they made more positive statements about the disease. The quality of life and knowledge levels of control group decreased, their misinformation and negative opinions about epilepsy continued. Conclusion: Education about epilepsy has positive effects on children's quality of life and knowledge level

    Sağlık Hizmetlerinden Yararlanma Üzerinde Kültürel Özelliklerin Etkisinin "Giger and Davidhizar'ın Kültürlerarası Tanılama Modeli" İle Değerlendirilmesi: Türkiye'nin doğusundan bir köy örneği

    Get PDF
    Background: Knowing the cultural factors existing behind health behaviors is important for improving the acceptance of services and forelevating the quality of service. Objectives: This study was conducted for the purpose of evaluating the effect of cultural characteristics onuse of health care services using the "Giger and Davidhizar's Transcultural Assessment Model". Methods: The research is qualitative. Thestudy group was 31 individuals who volunteered to participate in the study and living in a rural area. The snowball method was used. Datawere collected in 2005. Results: Limitations/obstacles to the use of health care services were the widespread gender, use of traditionaltreatment methods, a high level of environmental control, and a fatalistic attitude about health. Conclusion: According to the results the mostimportant limitation/obstacle to using health care services was being a woman. Giriş: Sağlık davranışlarının arkasında yatan kültürel etmenlerin bilinmesi, hizmetin kabul edilebilirliğini artırmada ve hizmetin kalitesiniyükseltmede önemlidir. Amaç: Bu araştırma, sağlık hizmetlerinden yararlanma üzerinde kültürel özelliklerin etkisini "Giger veDavidhizar'ın Transkültürel Değerlendirme Modeli" ile değerlendirmek amacıyla yapıldı. Metod: Araştırma kalitatifdir. Çalışma grubunukırsal alanda yaşayan ve gönüllü olan 31 birey oluşturdu. Kartopu yöntemi kullanıldı. Veriler odak grup görüşme yöntemi ile 2005 yılındatoplandı. Araştırmaya başlamadan önce gerekli izinler alındı. Veriler betimsel analiz yöntemi kullanılarak değerlendirildi.Bulgular: Cinsiyet, geleneksel tedavi kullanımına meyil, çevresel kontrolün yüksek olması ve kaderci yaklaşım sağlık hizmeti alımındakiyaygın sınırlılık/engellerdir. Sonuçlar: Araştırma sonuçlarına göre sağlık hizmeti alımındaki sınırlılık/engellerin en önemli nedeni kadınolmaktır

    Hemşirelik bakımında kültürel özellikleri tanılama rehberi

    Get PDF
    Use of cultural models and guides is useful in accessing cultural data in a more systematical and standardized manner and in increasing information accumulated on inter-cultural nursing field. Thus, nurses know cultural factors underlying health- and disease-related attitudes of individual, whom they provide healthcare, and occurrence of any possible cultural shock between nurse and cared individual is avoided. As a consequence, quality of care provided by nurses to individuals is increased. Although it is not common in our country, models and guides are used in nursing care. However, these are not adequate for collecting cultural data from individuals. In our country, a model of guide is required to remove this deficiency in nursing care. For this purpose, “Guide for Identifying Cultural Features in Nursing Care” is developed. This guide is consisted of four fields identifying cultural features. These are as follows: personal features, communication features, familial and social roles as well as healthcare procedures. Use of this guide in clinics and in the field and also use and development of present guide by other healthcare professionals can be recommended. ÖzetKültürel model ve rehberlerin kullanılması, hemşirelerin bakım verdikleri toplumun kültürel özelliklerini değerlendirmesinde, kültürel verilere daha sistematik ve standardize yollarla ulaşmasında ve kültürlerarası hemşirelik alanında bilgi birikiminin artmasında yararlı olmaktadır. Böylece hemşireler bakım verdikleri bireylerin sağlık ve hastalık davranışları arkasındaki kültürel etmenleri bilir ve bakım verdikleri kişilerle aralarında olası gelişebilecek ve bakıma olumsuz yansıyacak bir algılama ya da davranış yaşanması engellenir. Böylece, hemşirelerin bireylere sunduğu bakımın kalitesi yükselir. Türkiye’de hemşirelik bakımında yaygın olmamakla birlikte model ve rehberler kullanılmaktadır. Bunlar bireyden, kültürel veri toplamada yetersiz kalmaktadır.  Türkiye’de hemşirelik bakımında bu yetersizliği gidermeye yönelik bir model ya da rehbere gereksinim duyulmaktadır. Bu amaçla araştırmacılar, Hemşirelik Bakımında Kültürel Özellikleri Tanılama Rehberi’ni hazırlamışlardır. Rehber kültürel özellikleri tanımlayan dört alandan oluşturulmuşturdu: bireysel özellikler, iletişim özellikleri, aile içi ve toplumsal roller ve sağlık uygulamaları. Rehberin kliniklerde ve alanda kullanılması, geliştirilerek diğer sağlık çalışanları tarafından da kullanılması önerilebilir.Bilgilendirme:Bu çalışma aslında tutum ve davranışların dayandığı kültürel kalıpları belirlemeye yönelik sosyolojik bir rehber-ölçek çalışmasıdır. Fakat özgün olarak sağlık personeli-hasta ilişkisinde ortaya çıkan tutumların kültürel dayanaklarının belirlenmesinde kullanılacaktır. (Editörün notu)Kültürel model ve rehberlerin kullanılması, hemşirelerin bakım verdikleri toplumun kültürel özelliklerini değerlendirmesinde, kültürel verilere daha sistematik ve standardize yollarla ulaşmasında ve kültürlerarası hemşirelik alanında bilgi birikiminin artmasında yararlı olmaktadır. Böylece hemşireler bakım verdikleri bireylerin sağlık ve hastalık davranışları arkasındaki kültürel faktörleri bilir ve bakım verdikleri kişilerle aralarında olası gelişebilecek ve bakıma olumsuz yansıyacak bir algılama ya da davranış yaşanması engellenir. Böylece hemşireler bakım verdikleri bireylerin sağlık ve hastalık davranışları arkasındaki kültürel faktörleri bilir ve bakım verdikleri kişilerle aralarında olası gelişebilecek bir kültürel çatışma yaşanması engellenir. Bunların sonucunda hemşirelerin bireylere sunduğu bakımın kalitesi yükselir. Ülkemizde hemşirelik bakımında yaygın olmamakla birlikte model ve rehberler kullanılmaktadır. Ancak bunlar bireyden, kültürel veri toplamada yetersiz kalmaktadır.  Ülkemizde hemşirelik bakımında bu yetersizliği gidermeye yönelik bir model yada rehbere gereksinim duyulmaktadır. Bu amaçla araştırmacılar, Hemşirelik Bakımında Kültürel Özellikleri Tanılama Rehberi’ni hazırladı. Rehber kültürel özellikleri tanımlayan dört alandan oluşturuldu. Bunlar; bireyin göç etme durumu, dini ve etnik özellikleri, iletişim özellikleri, aile içi ve toplumsal roller ve sağlık uygulamalarıdır. Rehberin kliniklerde ve alanda kullanılması, geliştirilerek diğer sağlık çalışanları tarafından da kullanılması önerilebilir

    Change in Critical Thinking Levels of the Nursing Students During Learning Experiences

    Get PDF
    Giriş: Eleştirel düşünme; kendine güven, atılganlık, sorumluluk alma, problem çözme becerilerini gerektiren karmaşık bir süreçtir. Eleştireldüşünme gücünü kazanmada öğrencilerin etkin rol aldığı eğitim yöntemlerini kullanmak önemlidir. Amaç: Çalışma, entegre müfredat veinteraktif eğitim yöntemleri uygulanan hemşirelik bölümü öğrencilerinin eleştirel düşünme düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Çalışma, derslerin modüler sistemle, entegre müfredat ve interaktif eğitim yöntemiyle işlendiği bir sağlık yüksekokulundayapılmıştır. Okulda, 2005-2006 Eğitim-Öğretim yılında entegre müfredata geçilmiş ve hemşirelik bölümüne kayıt yaptıran bütün öğrenciler(N = 47) çalışmaya alınmıştır. Öğrencilere birinci sınıfta sosyodemografik özelliklere ilişkin anket formu; birinci, üçüncü ve dördüncü sınıftaWatson-Glaser Eleştirel Akıl Yürütme Gücü Ölçeği uygulanmıştır. Veriler, homojenlik ve tekrarlı ölçümlerde varyans analizi testleri iledeğerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin, %31.9'unun 18 yaşında olduğu, %51.1'inin kendisini atak-girişken olaraktanımladığı, %93.6'sının çekirdek ailede yaşadığı, %55.3'ünün annesinin, %34.3'ünün babasının ilkokul mezunu olduğu belirlenmiştir.Öğrencilerin üçüncü sınıftaki eleştirel düşünmeye ilişkin tüm ölçek puan ortalamalarının birinci ve dördüncü sınıfa göre fazla olduğusaptanmıştır (p < .001). Yapılan tekrarlı ölçümlerde özellikle çıkarsama, yorumlama ve tartışmaların değerlendirilmesi alt ölçek ve geneltoplam puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu belirlenmiştir (p < .05). Sonuç: Entegre müfredat ve interaktiföğretim yöntemiyle yapılan eğitimin öğrencilerin eleştirel düşünme düzeyleri üzerinde olumlu etkisi olduğu görülmektedir. Background: Critical thinking is a complex process that requires self-confidence, assertiveness, taking responsibility and problem solvingskills. In developing critical thinking ability, it is important to use educational methods that students play active role. Objectives: The aim ofthis study was to determine the critical thinking levels of nursing students' that applied integrated curriculum and interactive educationalmethods. Methods: The study was conducted in a health school that taught lessons with integrated curriculum, interactive educationalmethods and modular system. The school was adopted an integrated curriculum in the academic year 2005-2006. The research groupconsisted of all nursing students (N = 47) attending to nursing department. The data was collected by a questionnaire form (in the first-grade)and Watson-Glaser Critical Thinking Appraisal Scale (in the first, third and fourth-grades). The data were evaluated by tests of homogeneityand analysis of variance for repeated measurements. Results: Of the students, 31.9% were 18 years old, 51.1% described as confidentassertivethemselves, 93.6% lived in nuclear family were determined. Also, 55.3% their mother and, 34.3% their father were graduated fromprimary school. All the critical thinking mean scores of students measured in the third-grade were higher than the first and fourth-grade (p <.001). In repeated measurements, it was determined were statistically significant differences between the mean scores of interpretation,evaluation of the discussions subscales and total (p < .05). Conclusion: It is seen that education used integrated curriculum and interactiveeducational methods are a positive impact on critical thinking levels of nursing students

    A lógica do duelo e o enigma da política

    Get PDF
    Raymond Aron inicia o Capítulo 1 de Paz e guerra entre as nações citando a célebre definição de Clausewitz, segundo a qual “a guerra é um ato de violência destinado a obrigar o adversário a realizar nossa vontade”, tomando-a como o “ponto de partida para este estudo”. Embora Aron advirta, em seguida, que “esta dialética da luta é puramente abstrata e não se aplica às guerras reais”, a definição clausewitziana, repetida à exaustão, provocaria inúmeros mal-entendidos. Não obstante esses mal-entendidos subsistam, em sua maioria, à revelia da obra de Aron e tributáveis a intérpretes belicitas e a duzentos anos de guerras totais, Paz e guerra não passará incólume a eles. De fato, em suas Memórias, ao comentar Paz e guerra, Aron registrará que “Clausewitz trouxe-lhe a idéia germinal de toda teoria das relações interestatais”, a “alternância da paz e da guerra, a complementaridade da diplomacia e estratégia”, etc. Trata-se, porém, de um Clausewitz incompleto. Não surpreende, portanto, que não haja aí menção à definição trinitária da guerra, única que contempla a infinita diversidade das guerras reais. As insuficiências e incorreções na compreensão da teoria clausewitziana da guerra levarão Aron a debruçar-se sobre a sua obra nos anos dos 70. Clausewitz escreveu sob o impacto da Revolução Francesa, das guerras napoleônicas e da emergência do povo na guerra. É sob o impacto das guerras totais do século XX que Aron escrevera a sua obra. É o espectro da guerra absoluta a assombrar a Europa e o mundo. A compreensão da alternância da guerra e da paz exige, portanto, que exorcizemos esse espectro.Facultad de Humanidades y Ciencias de la Educación (FAHCE

    Araştırmalarda Model Kullanımı

    No full text

    YENİDOĞAN HEMŞİRELİĞİ

    No full text

    Öğretim Süreci ve Hemşirelik

    No full text

    Hemşirelik Teorileri ve Modelleri

    No full text

    Kültürlerarası Hemşirelik

    No full text
    corecore