10 research outputs found

    Nurses’ awareness as a result of short term stoma bag life experienceStoma torbası deneyiminin hemşirelerin farkındalıkları üzerine etkisi

    Get PDF
    This is an experimental study conducted for raising awareness about being a patient with stoma in nurses working in surgical services where intestinal stoma is opened in Balcalı Hospital, Çukurova University.The stoma bag was inserted after applying “Introduction and Evaluation Form” which involved 11 questions was developed by the researcher via face-to-face interview technique with the nurses participating in the study and administering “Pre-Application Data Form” consisting after studying with stoma bag, whose 1/3 was filled with water, for 6 hours; “Post-Application Data Form” was administered.In nurses’ evaluation of first three feelings that the patients were experiencing before and after the life experience of using stoma bag for a short time; the difference between the exclusion feeling scores was found to be highly significant (z=-3.411; p=0.001). In the evaluation of the nurses for the question “will you share the information that you have stoma with your friend if you were a person with a stoma” before and after the stoma bag life experiment, the difference was determined to be statistically significant (z=-2.000; p=0.001). The difference between the evaluation scores for the patients to cope with their stomas before and after the application was observed to be highly significant (z=-4.724; p=0.000).Extended English abstract is in the end of PDF (TURKISH) file.  ÖzetAraştırma, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’nde bağırsak stoması açılan cerrahi servislerde çalışan hemşirelerde stomalı hastalarla ilgili farkındalık yaratmak amacıyla yarıdeneysel tipte yapılmıştır.Veriler araştırmacılar tarafından literatür taraması yapılarak hazırlanmış kişisel bilgi formu ve öntest/sontest veri formları ile yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmış, sonrasında katılımcı hemşirelere stoma torbası takılmıştır. 1/3’üne kadar su ile doldurulan stoma torbası ile 6 saat çalıştıktan sonra tekrar anket formu uygulanmıştır.Hemşirelerin stoma torbası deneyimi öncesi ve sonrası hastaların en sık yaşadığı ilk üç duyguyu değerlendirmeleri incelendiğinde, dışlanma duygusu puan ortalamalarını diğer ortalamalara göre yüksek olduğu ve aradaki farkın istatistiksel olarak ileri derece anlamlı olduğu saptandı (z=-3.411; p=0.001). Hemşirelerin stoma torbası deneyimi öncesi ve sonrası “stomalı bir birey olsaydınız stomanız olduğunu iş arkadaşlarınız ile paylaşır mıydınız?” sorusunu değerlendirmelerinde farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlendi (z=-2.000; p=0.001).Uygulama öncesi ve sonrası hastaların stomaları ile baş etmelerini değerlendirme puanortalamaları  arasındaki farkın ileri derecece anlamlı olduğu görüldü (z=-4.724; p=0.000)

    İleostomili Hastaların Yaşam Deneyimleri, Duygu ve Algıları: Nitel Bir Çalışma

    No full text
    Amaç: Stoma uygulamaları yaşam biçiminde köklü değişiklik yapar. Bu araştırma  bir  stoma  türü  olan  ileostomide  hastaların  yaşam  deneyimlerini,  duygularını  ve  algılarını belirlemek amacıyla yapıldı.        Yöntem:  Niteliksel  tipteki  bu  araştırma,  15  Mart‐  15  Haziran  2015  tarihleri  arasında Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Stomaterapi Ünitesine başvuran  kalıcı ileostomisi olan 14 hasta ile yapıldı.  Bireysel özelliklere ilişkin veriler veri  toplama  formuna  kayıt  edildi.  Derinlemesine  görüşme  yöntemi  ile  yapılan  çalışmada  ileostomili  hastaların  yaşam  deneyimi,  duyguları  ve  algılarına  yönelik  soru/temalara  verilen  yanıtlar  teyp  kaydına  alındı.  Veriler  temel  içerikleri  çözümlenerek analiz edildi.           Bulgular: Araştırma kapsamına alınan hastaların yaş ortalaması 52±12 (23‐73),  %57.1’i erkek, %71.4’ü evli, %57.1’si ilkokul mezunu, %42.8 ev hanımı idi. İleostomili  hastaların sızıntı problemi yaşadığı, sızıntı olur endişesinin uyku düzenini ve kıyafet  seçimini etkilediği, sosyal yaşamda kısıtlılıklar yaşadıkları belirlendi. Duygu durumları  ve algılarının ilk zamanlar olumsuz olduğu belirlendi. Bununla birlikte, ileostomili  olmayı yaşamın sürdürülmesi için zorunluluk olarak algılayanların yanı sıra olumlu  algılayanlarda  vardı.  Ayrıca  stomalı  hastalarla  bilgi  paylaşmanın,  sosyal  ve  profesyonel destek almanın duyguları olumlu etkilediği bulundu.           Sonuç: Bu çalışmada ileostomili hastaların en fazla sızıntıdan rahatsız oldukları  bu nedenle uyuyamadıkları, kıyafet seçiminde güçlük yaşadıkları anlaşıldı. Ayrıca bu  yaşam  biçimine  alışmada  zamana  gereksinimleri  olduğu  görüldü.  Bu  sonuçlara  dayanarak sızıntıya neden olmayacak, uygun ileostomi malzemesinin belirlenmesi ve  kıyafet seçimi konusunda rehberlik yapılması önerilmektedir.  Ancak, ileostomili  hastaları temsil eden daha farklı örneklemlerde çalışılmasına ve ileri araştırmalar  yapılmasına gereksinim vardır. Bu araştırmadan elde edilen sonuçlar araştırmanın  yapıldığı kurumda ileostomili hastaların bakımına yönelik kanıt oluşturmak üzere  değerlendirilecektir.

    Nurse's Awareness as a result of short term stoma bag life experience

    No full text
    Taylan S., Akıl Y., Cihan R., Arslan S., "Nurse's Awareness as a result of short term stoma bag life experience", EORNA, Rodos, YUNANISTAN, 4-7 Mayıs 2017, pp.162-16

    Nurses’ awareness as a result of short term stoma bag life experience

    No full text
    Araştırma, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’nde bağırsak stoması açılan cerrahi servislerde çalışan hemşirelerde stomalı hastalarla ilgili farkındalık yaratmak amacıyla yarıdeneysel tipte yapılmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından literatür taraması yapılarak hazırlanmış kişisel bilgi formu ve öntest/sontest veri formları ile yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmış, sonrasında katılımcı hemşirelere stoma torbası takılmıştır. 1/3’üne kadar su ile doldurulan stoma torbası ile 6 saat çalıştıktan sonra tekrar anket formu uygulanmıştır. Hemşirelerin stoma torbası deneyimi öncesi ve sonrası hastaların en sık yaşadığı ilk üç duyguyu değerlendirmeleri incelendiğinde, dışlanma duygusu puan ortalamalarını diğer ortalamalara göre yüksek olduğu ve aradaki farkın istatistiksel olarak ileri derece anlamlı olduğu saptandı (z=-3.411; p=0.001). Hemşirelerin stoma torbası deneyimi öncesi ve sonrası “stomalı bir birey olsaydınız stomanız olduğunu iş arkadaşlarınız ile paylaşır mıydınız?” sorusunu değerlendirmelerinde farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlendi (z=- 2.000; p=0.001).Uygulama öncesi ve sonrası hastaların stomaları ile baş etmelerini değerlendirme puanortalamaları arasındak

    HEMŞİRELERİN ÇATIŞMA VE ŞİDDETE İLİŞKİN FARKINDALIK DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

    No full text
    Amaç: Bu çalışma bir üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin çatışma ve şiddete ilişkin farkındalık düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı araştırmanın evrenini bir üniversite hastanesinde çalışan 820 hemşire oluşturmuştur. Araştırmaya katılmayı kabul eden 376 hemşire örneklem kapsamına alınmıştır. Verilerin toplanmasında hemşirelerin tanıtıcı özelliklerini içeren ve 11 sorudan (yaş, cinsiyet, medeni durum, çocuk sayısı, eğitim düzeyi, çalışılan servis, çalışma statüsü, meslekte çalışma yılı, çalışma saatleri, son bir yıl içinde fiziksel şiddet görme durumu ve psikolojik şiddet görme durumu) oluşan “Kişisel Bilgi Formu” ve hemşirelerin çatışma ve şiddete ilişkin farkındalıklarını değerlendiren “Çatışma ve Şiddete İlişkin Farkındalık Ölçeği ” kullanılmıştır. Ohio Eğitim Komisyonu tarafından bir form olarak geliştirilen ve Sargın tarafından geçerlik güvenirlik çalışması yapılan Çatışma ve Şiddete İlişkin Farkındalık Ölçeği 27 kategorik belirtiler maddesi içeren beşli derecelendirilmeli likert tipi bir ölçektir. Ölçekteki maddelerin toplamından elde edilen puanın yüksekliği, bireyin çatışma ve şiddete ilişkin yüksek derecede farkındalığı olduğunu göstermektedir. Araştırma başlamadan önce ilgili kurumdan etik kurul onayı ve resmi izin alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesi SPSS 16.0 programında yapılmıştır. Elde edilen verilerin değerlendirilmesinde; yüzdelik dağılımlar, Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Sonuçlar %95 güven aralığında, p<0.05 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir. Bulgular: Hemşirelerin yaş ortalamasının 30.61±8.53 olduğu, % 90.4’ünün kadın, %51.1’inin evli, %55.9'unun lisans mezunu olduğu belirlenmiştir. Hemşirelerin %30.6’sının yoğun bakımda çalıştığı, %83.2’sinin servis hemşiresi olduğu, %45.7’sinin 1-5 yıldır çalıştığı, %64.9’unun nöbet tuttuğu,%92.3’ünün fiziksel şiddet yaşamadığı ve %63.8’inin psikolojik şiddet yaşadığı belirlenmiştir. Çatışma ve şiddete ilişkin farkındalık puan ortalamasının 95.71±18.03 olduğu, hemşirelerin eğitim durumu, çalıştıkları servis ve çalışma sürelerine göre çatışma ve şiddete ilişkin farkındalık puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmıştır (p<0.005). Sonuç: Çatışmaların yapıcı yöntemlerle çözümlenmesi ve şiddetin önlenmesi için sağlık çalışanlarında çatışma ve şiddete ilişkin farkındalık düzeylerinin belirlenmesi gereklidir. Çalışma sonucunda, araştırma kapsamındaki hemşirelerin çatışma ve şiddete ilişkin farkındalık düzeylerinin yüksek olduğu saptanmıştır

    Determination of Awareness Levels Related to Nurses’s Conflict and Violence

    No full text
    Bu çalışma bir üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin çatışma ve şiddete yönelik farkındalık düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapıldı. Tanımlayıcı nitelikte olan bu araştırmanın evrenini bir üniversite hastanesinde çalışan 820 hemşire oluşturdu. Araştırmada örneklem seçimine gidilmemiş, evrenin tümüne ulaşılması planlanmıştır. Çalışmada bir üniversite hastanesinde çalışan 820 hemşireye ulaşılması hedeflenmiş, ancak araştırmaya katılmayı kabul eden 376 hemşire çalışmaya dâhil edilmiştir. Araştırmanın katılım oranı %45,9’dur. Veriler Kişisel Bilgi Formu, Çatışma ve Şiddete İlişkin Farkındalık Ölçeği ile toplanmıştır. İstatistiksel analiz yüzdelik dağılımlar, Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis testi kullanılarak yapılmıştır. Hemşirelerin yaş ortalamasının 30,6±8,5, %90,4’ünün kadın, %51,1’inin evli, %55,9'unun lisans mezunu olduğu %30,5’inin yoğun bakımda çalıştığı, %83,2’sinin servis hemşiresi olduğu, %45,8’inin 1-5 yıldır çalıştığı, %64,9’unun nöbet usulü çalıştığı, %92,3’ünün fiziksel şiddet yaşamadığı ve %63,8’inin psikolojik şiddet yaşadığı belirlenmiştir. Hemşirelerin Çatışma ve Şiddete İlişkin Farkındalık Ölçeği puan ortalaması 95,7±18,0’tür. Hemşirelerin yaş grubu, medeni durumu, eğitim durumu, çalıştığı servis, statü ve çalışma süresine göre Çatışma ve Şiddete İlişkin Farkındalık Ölçeği puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır (p<0,05). Bu çalışma sonuçlarına göre, bir üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin çatışma ve şiddete yönelik farkındalık düzeyleri yüksektir, ayrıca hemşirelerin bu farkındalıkları yaş, medeni durumu, eğitim durumu, çalışılan servis, statü ve çalışma süresinden etkilenmiştir.This study was conducted in order to determine the level of conflict and violence awareness of nurses working at a university hospital. In this descriptive study, the statistical universe was composed of 820 nurses who work at the university hospital. The selection of sample wasn’t made, it was planned to reach all of the universe. A total of 820 nurses working at university hospital were targeted, but 376 nurses who accepted to participate in the study were included. The participation rate of the survey is 45.9%. The data were collected by using Personal Information Form, Awareness Concerning Conflict and Violence Scale. Statistical analysis was performed using percentage, frequency analysis, Mann Whitney U test and Kruskal Wallis test. The average age of nurses was 30.6±8.5, 90.4% of nurses were female, 51,1% were married, 55.9% graduated from bachelor degree, 30.5% worked at intensive care unit, 83.2% were service nurse, 45.8% of nurses worked for 1-5 year, 64.9 % worked in shifts, 92.3% didn’t experience physical violence, 63.8% experienced psychological violence. Nurses’ means of ACCV was 95.7±18.0 Statistically significant difference was determined among the means of Awareness Concerning Conflict and Violence Scale according to age group, marital status, education level, working unit, status, working time (p<0.05). According to this study results, nurses working at university hospital had high level of awareness concerning conflict and violence. Besides, these awareness of nurses were effected by age, marital status, education level, working unit, status and time

    Hemşirelerin çatışma ve şiddete ilişkin farkındalık düzeylerinin belirlenmesi

    No full text
    Bu çalışma bir üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin çatışma ve şiddete ilişkin farkındalık düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı nitelikte olan bu araştırmanın evrenini bir üniversite hastanesinde çalışan 820 hemşire oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçimine gidilmemiş, evrenin tümüne ulaşılması planlanmıştır. Çalışma 376 hemşire ile yapılmıştır. Veriler Kişisel Bilgi Formu, Çatışma ve Şiddete İlişkin Farkındalık Ölçeği ile toplanmıştır. İstatistiksel analiz yüzdelik dağılımlar, Man Whitney U testi ve Kruskal Wallis testi kullanılarak yapılmıştır. Hemşirelerin yaş ortalamasının 30,61±8,53, %90,4’ünün kadın, %51,1’inin evli, %55.9'unun lisans mezunu olduğu, %30,5’inin yoğun bakımda çalıştığı, %83,2’sinin servis hemşiresi olduğu, %45,8’inin 1-5 yıldır çalıştığı, %64,9’unun nöbet usulü çalıştığı, %92,3’ünün fiziksel şiddet yaşamadığı ve %63,8’inin psikolojik şiddet yaşadığı belirlenmiştir. Hemşirelerin çatışma ve şiddet farkındalığı puan ortalaması 95,71±18,03’tür. Hemşirelerin yaş, medeni durumu, eğitim durumu, çalıştığı servis, statü ve çalışma süresine göre Çatışma ve Şiddete İlişkin Farkındalık Ölçeği puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır (p<0,005).Bu çalışma sonuçlarına göre, bir üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin çatışma ve şiddete ilişkin farkındalık düzeyleri yüksektir, ayrıca hemşirelerin bu farkındalıkları yaş, medeni durumu, eğitim durumu, çalışılan servis, statü ve çalışma süresinden etkilenmiştir.This study was conducted in order to determine the level of conflict and violence awareness of nurses working at a university hospital. In this descriptive study, the statistical universe was composed of 820 nurses who work at the university hospital. The selection of sample wasn’t made, it was planned to reach all of the universe. A total of 820 nurses working at university hospital were targeted, but 376 nurses who accepted to participate in the study were included. The participation rate of the survey is 45.9%. The data were collected by using Personal Information Form, Awareness Concerning Conflict and Violence Scale. Statistical analysis was performed using percentage, frequency analysis, Mann Whitney U test and Kruskal Wallis test. The average age of nurses was 30.6±8.5, 90.4% of nurses were female, 51,1% were married, 55.9% graduated from bachelor degree, 30.5% worked at intensive care unit, 83.2% were service nurse, 45.8% of nurses worked for 1-5 year, 64.9 % worked in shifts, 92.3% didn’t experience physical violence, 63.8% experienced psychological violence. Nurses’ means of ACCV was 95.7±18.0 Statistically significant difference was determined among the means of Awareness Concerning Conflict and Violence Scale according to age group, marital status, education level, working unit, status, working time (p<0.05). According to this study results, nurses working at university hospital had high level of awareness concerning conflict and violence. Besides, these awareness of nurses were effected by age, marital status, education level, working unit, status and time

    Burnout of Nurses Working in a University Hospital and the Effect of Social Support

    No full text
    Amaç: Bu çalışmada; Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalışan hemşirelerin tükenmişlik düzeyleri ile algılanan sosyal destek sistemleri ve tükenmişliği etkileyen faktörlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: Bu çalışmada Sosyodemografik veri toplama formu, Maslach Tükenmişlik Ölçeği, Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği 403 hemşireye uygulanmıştır. Bulgular: Elde edilen sonuçlara göre hemşirelerin sosyal destek sistemlerinin yeterli olduğu ancak orta düzeyde duygusal tükenme (DT) ve duyarsızlaşma (D) yaşadıkları belirlenmiştir. Kişisel başarı yönünden ise; yüksek düzeyde tükenmişlik yaşadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Hemşirelerin çalışma şekline ait veri değerlendirildiğinde gece çalışan hemşirelerin DT ve D puan ortalamaları diğer gruplardan daha yüksek bulunmuştur ve istatistiksel açıdan anlamlıdır (p=0,001). Sonuç: Sonuç olarak; hemşirelerin algıladığı sosyal desteğin, tükenmişliği etkilediği bulunmuştur.Özellikle arkadaş desteğinin tükenmişliği etkileyen en önemli sosyal destek alt grubu olduğu belirlenmiştir.Purpose: In this study, levels of burnout in nurses working in Çukurova University Faculty of Medicine and perceived social support systems and to examine the factors that affect burnout. Material and Methods: Socio-demographic data collection form for this purpose, Maslach Burnout Inventory, Multidimensional Scale of Perceived Social Support 403 nurses applied. Results: According to the results obtained from the nurses' social support systems are adequate but moderate emotional exhaustion (EE) and depersonalization (D) were live. In terms of personal achievement, it is concluded their high levels of burnout. Nurses working in night mode of operation of the data evaluated EE and D were higher mean scores than the other groups, and statistically significant (p = 0.001). Conclusion: As a result, nurses' perceived social support, burnout was found to affect. In particular sub-group of friend support and burnout was determined that the most important social support

    A Prospective, Multicentered Study to Assess Social Adjustment in Patients With an Intestinal Stoma in Turkey.

    No full text
    Patients with a stoma undergo physiological, psychological, and social adjustment to their new life situation. A descriptive, prospective study was conducted to assess adaptation among patients >18 years of age with a new temporary or permanent colostomy or ileostomy living in Turkey and receiving care at a participating stomatherapy unit. The study took place between September 1, 2011, and September 1, 2012. During hospitalization and following discharge, patients with a stoma received training and counseling according to their individual characteristics and their physiological, psychological, and social needs. Each participant completed the 19-item "Identification Form for Patients with a Stoma" at the beginning of the study to document sociodemographic and stoma characteristics. To assess adjustment to the stoma, The Ostomy Assessment Inventory (OAI-23) was administered 2 times - the first within 1 month and the second within 6 months after surgery or when a temporary stoma was closed (whichever came first). This instrument comprised 23 items regarding adaptation to the stoma using Likert-type response options (0-4 range). Total scores ranged from 10 to 92, with higher scores indicating better adjustment. The instruments were completed by stoma and wound care nurses during face-to-face interviews. Data were analyzed using the Kruskal-Wallis, Mann-Whitney, and Wilcoxon tests. Of the 135 participants, the majority (77, 57.0%) were male; 73 (54.1%) had a colostomy, and 106 (78.5%) had a temporary stoma. The primary reason for stoma creation was cancer (89, 65.9%). Mean total OAI-23 scores were 48.63 ± 13.75 at the first administration and 50.59 ± 13.89 for the second. In terms of sociodemographic factors, significant increases in mean scores from the first to the second survey time were noted among patients in the 50-69 age group, women, married persons, and unemployed persons (P less than 0.05). With regard to stoma characteristics, the OAI-23 scores of patients with planned stoma operations and persons with permanent stomas increased significantly (P less than 0.05) between assessments. Significant increases in OAI-23 scores also were noted among persons who did not receive information before the operation, patients whose stoma site was not marked, and patients who had experienced a complication (P less than 0.05). Postoperatively, it is important to consider sociodemographic and stoma characteristics as well as preoperative variables that may influence adaptation to stoma. Additional larger, multicentered studies with extended patient follow-up are warranted

    Case Reports Presentations

    No full text
    corecore