57 research outputs found
Ergenlerde kariyer ve yetenek gelişimi öz-yeterliliğin, üstbilişsel farkındalık, yaşam doyumu ve algılanan arkadaş sosyal desteği ile ilişkisi
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Bu araştırmada, ergenlerin kariyer ve yetenek gelişimi özyeterlik düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, ergenlerin kariyer ve yetenek gelişimi özyeterlik düzeyleri, üstbilişsel farkındalık düzeyleri, yaşam doyumu düzeyleri, algıladıkları arkadaş sosyal desteği düzeyleri ve demografik özellikleri (cinsiyet, sınıf düzeyi, algılanan maddi durum düzeyi, algılanan okul başarısı düzeyi) açısından incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubu İstanbul?da yaşayan 1047 ergenlik çağındaki bireyden oluşmaktadır. Kariyer ve yetenek gelişimi özyeterlik düzeyleri ile ilgili veriler ?Kariyer ve Yetenek Gelişimi Özyeterlik Ölçeği (KYG-ÖYÖ)? (Yuen, Gysbers, Chan, Lau and Shea, 2010), yaşam doyumu değişkeni verileri ?Yaşam Doyumu Ölçeği (YDÖ) ? (Köker, 1991), üstbilişsel farkındalık ile ilgili veriler ?Çocuklar İçin Üst Bilişsel Farkındalık Ölçeği (ÜBFÖ-Ç)? (Karakelle ve Saraç, 2007) ve algılanan arkadaş sosyal desteği değikeni ile ilgili veriler ?Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (ÇBASDÖ) ? Arkadaş Altölçeği? (Eker, Arkar & Yaldız, 2001) ile toplanmıştır. Demografik özelliklere (cinsiyet, sınıf düzeyi, algılanan maddi durum düzeyi, algılanan okul başarısı düzeyi) ilişkin verileri toplamak için ise ?Kişisel Bilgi Formu? kullanılmıştır.Çalışmada toplanan verilerin çözümlenmesi ?LISREL8.51 for windows?? ve `?SPSS 11.5 for windows? paket programlarıyla bilgisayar ortamında gerçekleştirilmiştir. Kariyer ve yetenek gelişimi özyeterliğini yordayan değişkenlerin belirlenmesinde yapısal eşitlik modeli (YEM) kullanılmıştır. Verilerin analizi sırasında, betimleyici istatistiklerin yanı sıra ergenlik dönemindeki bireylerin sınıf düzeyine, algılanan maddi durum düzeyine ve algılanan okul başarısı düzeyine göre kariyer ve yetenek gelişimi özyeterlik düzeylerinin farklılaşıp farklılaşmadığı Tek Yönlü Varyans Analizi ile, tespiti ise Scheffe testi ile yapılmıştır. Ayrıca cinsiyet ile kariyer ve yetenek gelişimi özyeterlik düzeyinin önemli bir biçimde farklılaşıp farklılaşmadığı T-testi ile incelenmiştir. Değişkenler arasındaki korelasyonları incelemek için Pearson Korelasyon Katsayısı dikkate alınmıştır. Etki büyüklüğünün belirlenmesi için de Eta Squared (µ²) değerleri kullanılmıştır.Yapısal eşitlik modelinde üstbilişsel farkındalık değişkeninin, kariyer ve yetenek gelişimi özyeterliğini pozitif etkilediği ve doğrudan etki ile yordadığı bulunmuştur. Yaşam doyumu ve algılanan sosyal destek değişkenlerinin de üstbilişsel farkındalığı pozitif etkilediği ve doğrudan etki ile yordadığı bulunmuştur. Ayrıca yaşam doyumu ve algılanan sosyal destek değişkenlerinin, üstbilişsel farkındalık değişkeni aracılığıyla, kariyer ve yetenek gelişimi özyeterliğini dolaylı etki ile yordadığı sonucuna da ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda kızların erkeklerden daha yüksek kariyer ve yetenek gelişimi özyeterlik düzeyine sahip olduğu bulunmuştur. Kariyer ve yetenek gelişimi özyeterlik düzeyinin sınıf düzeyine göre farklılaştığı bulunmuştur. Kariyer ve yetenek gelişimi özyeterlik düzeyinin, maddi durum düzeyini ve okul başarısı düzeyini yüksek algılayan bireyler lehine farklılaştığı sonucuna da ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Kariyer ve Yetenek Gelişimi Özyeterliği, Üstbilişsel Farkındalık, Yaşam Doyumu, Algılanan Arkadaş Sosyal Desteği.The present study aimed to investigate the career and talent development self-efficacy of adolsecents through various variables. During the study, career and talent development self-efficacy of adolsecents were examined in terms of metacognitive awareness, perceived friend social support, life satisfaction and demographic characteristics (gender, grade level, perceived level of financial status, perceived level of success in school).The sample of the present study included 1047 adolescents living in İstanbul. Level of career and talent development self-efficacy was assessed by using ?Career and Talent Development Self Efficacy Scale (CTD-SES)? (Yuen, Gysbers, Chan, Lau and Shea, 2010), data related to the metaconitive awareness variable were collected through ?Metacognitive Awareness Inventory for Children (Jr. MAI)? (Sperling, Howard, Miller and Murphy, 2002), data related to the perceived friend social support were assessed by using ?Multidimensional Scale of Perceived Social Support (MSPSS) ? Friend Subscale? (Zimet, Dahlem, Zimet and Farley, 1988), and the data corresponding to life satisfaction were collected by using ?Life Satisfaction Scale? (Diener, Emmons, Larsen and Griffin,1985). Finally, demographic characteristics (gender, grade level, perceived level of financial status, level of success in school) were assessed through ?The Personal Information Questionnaire?, prepared by the researcher.The statistical analyses of the data collected through the assessment tools were conducted on the computer, by using ?LISREL for Windows, version 8.51?? and `?SPSS for Windows, version 11.5? package programs. Structural equation model was used to determine of predictors variables to career and talent development self-efficacy. During the data analyses, besides descriptive statistics, One-Way Analysis of Variance was conducted in order to determine whether career and talent development differed according to grade level, perceived financial status and perceived success in school. Scheffe test was utilized in order to understand which variable had a role in the resulted significant difference. Moreover, whether the career and talent development significantly differed in gender examined via T-test. Furthermore, Pearson Product-Moment Correlation Coefficient was used in order to investigate the relationship between variables. Finally, effect size was determined via Eta Squared (µ²) values.In the structural equation model was found that career and talent development self-efficacy variable was predicted with a direct effect of metacognitive awareness. Metacognitive awareness variable were predicted with direct effect of perceived friend social support and life satisfaction. In addition, result of the study was obtained that career and talent development self-efficacy was predicted with a indirect effect to perceived friend social support and life satisfaction.Result of the study career and talent development self-efficacy level is found higher for girls than boys. There were also significant differences between gender, grade level, perceived financial status, perceived success in school with career and talent development self-efficacy. Keyword: Career and Talent Development Self-Efficacy, Metacognitive Awareness, Perceived Friend Social Support, Life Satisfacito
Olumsuz Değerlendirilme Korkusu ve Duygusal Dışavurum İlişkisi: Empatinin Aracılık ve Düzenleyici Etkisi
Olumsuz değerlendirilme korkusu gibi sosyal kaygı ile ilişkili durumlarda duyguların ifade edilmesi, duyguların dışavurumu büyük önem taşımaktadır. Empati duygusal gelişim açısından önemli bir kavram olarak görülmüştür. Dolayısı ile bu çalışmada olumsuz değerlendirilme korkusu ve duygusal dışavurum arasındaki ilişkide bu iki psikolojik yapı ile ilişkili olduğu değerlendirilen empatinin aracılık ve düzenleyici etkisi incelenmiştir. Çalışma grubunu 104’ü kız, 108’i erkek olmak üzere toplam 212 birey oluşturmaktadır. Çalışmada olumsuz değerlendirilme korkusu ve duygusal dışavurum arasındaki ilişkide empatinin aracılık ve düzenleyici etkisi SPSS PROCESS makro ile incelenmiştir. Çalışmada Olumsuz Değerlendirilme Korkusu Ölçeği Kısa Formu, Berkeley Duygusal Dışavurum Ölçeği ve Temel Empati Ölçeği kullanılmıştır. Çalışmada öncelikle olumsuz değerlendirilme korkusunun empatiyi yordama durumu incelenmiş ve olumsuz değerlendirilme korkusunun empatiyi anlamlı bir biçimde yordadığı sonucuna ulaşılmıştır. Sonra olumsuz değerlendirilme korkusunun duygusal dışavurumu yordama durumu incelenmiş ve sonuç anlamlı bulunmuştur. Daha sonra ise olumsuz değerlendirilme korkusu ve duygusal dışavurum arasındaki ilişkide empatinin aracılık etkisi incelenmiştir. Sonuç olarak empatinin kısmi aracılık etkisi gösterdiği sonucu bulunmuştur. Ayrıca empatinin bu ilişkide düzenleyici etkisinin olup olmadığı araştırılmıştır. Olumsuz değerlendirilme korkusu ve duygusal dışavurum arasındaki ilişkide empatinin düzenleyici etkisi olduğu görülmüştür. Bu sonuçlara göre empati sosyal kaygı gibi kaygı durumları ile ilişkili psikolojik yapıların (olumsuz değerlendirilme korkusu gibi) daha iyi anlaşılmasında önemli bir yapı olarak kabul edilebilir. Bu çalışma sonucunda, sosyal kaygı ile ilişkili durumlarda empatinin baş etme sürecinde önemli bir rol oynayabileceği düşünülmüştür. Bireyin duygularını dışavurması ve sosyal kaygı gibi kavramların doğasının daha iyi anlaşılabilmesi için empatinin nedensellik, düzenleyici etkisinin farklı modellerle (örneğin iki faktörlü duygusal dışavurum veya iki faktörlü empati) incelenmesi önerilmiştir
Career and Talent Development Self-Efficacy Scale: Adaptation and Validation in the Turkish Population
The aim of the study is to adapt and conduct reliability and validity studies of the Career and Talent Development Self-Efficacy Scale. Participants were 1047 students in İstanbul. To assess content validity, expert consultancy was utilized and to assess construct validity confirmatory factor analysis was utilized. Reliability of the scale was examined with Cronbach’s Alpha, split-half reliability, test of upper and lower 27% of the groups in terms of item mean differences. Confirmatory factor analysis results showed that chi-square was significant (χ2 = 719.30, SD = 130, p = .00); and fit indices were as follows RMSEA = .066, GFI = .93, AGFI = .91, CFI = .93, IFI = .93, NFI = .91, RFI = .90, SRMR = .041. According to the model results provided a good fit to the data and factor structure in the Turkish form was parallel to the original factor structure. In terms of reliability, internal consistency reliability was. 92 and split-half reliability was. 86. Furthermore, corrected item total correlations were ranged between. 49 and. 67 and all the differences between upper and lower 27% groups were significant. The results of the analysis supported the conclusion that the Turkish form of Career and Talent Development Scale is a reliable and valid measurement tool
The Validity and Reliability of the Turkish Version of the Integrative Self-knowledge Scale
AbstractThe aim of this research is to examine the validity and reliability of the Turkish version of the Integrative self -knowledge Scale (ISKS; Ghorbani, Watson, & Hargis, 2008). Participants were 396 university students (277 were female and 119 were male) from Sakarya University. The results of confirmatory factor analysis indicated that the three dimensional model was well fitted and Chi-Square value (x2=108. 38, df=49, p=0. 00) which was calculated for the adaptation of the model was found to be significant. The goodness of fit index values of the model were RMSEA=.055, NFI=.97, CFI=.98, IFI=.98, RFI=.96, GFI=.96, and SRMR=.041. The internal consistency coefficients of three subscales were .74, .77, and .83, respectively. The overall internal consistency coefficient of the scale was .86. The corrected item-total correlations of ISKS ranged from .37 to .67. Overall findings demonstrated that this scale had high validity and reliability scores and that it may be used as a valid and reliable instrument in order to assess self-knowledge levels of individuals
A study on the numerical prediction of cavitation erosion for propellers
This paper presents a numerical study on the prediction of performance, cavitation and erosion characteristics of King's College-D (KCD)-193 model propeller in different flow conditions. The present work is achieved by using unsteady Detached Eddy Simulation (DES) turbulence model in a Computational Fluid Dynamics (CFD) software STAR-CCM+. Cavitation is modelled by Schnerr-Sauer cavitation model with Reboud correction. Flow velocity and flow turbulent intensity, derived from Laser Doppler Anemometry (LDA) measurements conducted at the Emerson Cavitation Tunnel for the KCD-193 propeller, are applied as numerical boundary fields for the inlet of the cavitation tunnel domain to reflect the experimental flow conditions. Cavitation erosion is modelled by three different approaches using pressure, saturation pressure, volume fraction of vapour, time derivative of the pressure and time derivative of the volume fraction of vapour on the propeller blades obtained from simulations. A new approach to predict cavitation erosion intensity on the propeller blade is proposed. The preliminary results of the study are compared with the experimental results carried out at Emerson Cavitation Tunnel of Newcastle University. Qualitative cavitation extent and erosion comparisons are made for different conditions. Computation results are in good agreement with those of experiments
Syndrome of Inappropriate Secretion of Antidiuretic Hormone Cholestasis and Pericardial Effusion Due to Brucellosis Infection: A Case Report
Syndrome of inappropriate secretion of antidiuretic hormone (SIADH) is an extremely rare complication of infectious diseases. A rare case of brucellosis complicated by syndrome of inappropriate secretion of antidiuretic hormone (SIADH) cholestasis and pericardial involvement is reported. A 27-year-old woman was admitted for fever, abdominal pain, and scleral icterus. Her medical history revealed no recent use of diuretic agents. In addition to cholestasis and elevated liver enzymes, euvolemic hyponatremia, hypouricemia, low plasma osmolality, and high urinary osmolality were also detected. Surrenal and thyroid tests were also within normal range. Echocardiography revealed minimal pericardial effusion with normal cardiac functions. The final diagnosis was SIADH due to Brucellosis. Hyponatremia, cholestasis, and pericardial disease were resolved with effective antibrucellar treatment with streptomycine and doxycycline. After completing treatment of brucellosis, there was not any more evidence of cholestasis and pericardial fluid
Reducing the environmental impact of surgery on a global scale: systematic review and co-prioritization with healthcare workers in 132 countries
Abstract
Background
Healthcare cannot achieve net-zero carbon without addressing operating theatres. The aim of this study was to prioritize feasible interventions to reduce the environmental impact of operating theatres.
Methods
This study adopted a four-phase Delphi consensus co-prioritization methodology. In phase 1, a systematic review of published interventions and global consultation of perioperative healthcare professionals were used to longlist interventions. In phase 2, iterative thematic analysis consolidated comparable interventions into a shortlist. In phase 3, the shortlist was co-prioritized based on patient and clinician views on acceptability, feasibility, and safety. In phase 4, ranked lists of interventions were presented by their relevance to high-income countries and low–middle-income countries.
Results
In phase 1, 43 interventions were identified, which had low uptake in practice according to 3042 professionals globally. In phase 2, a shortlist of 15 intervention domains was generated. In phase 3, interventions were deemed acceptable for more than 90 per cent of patients except for reducing general anaesthesia (84 per cent) and re-sterilization of ‘single-use’ consumables (86 per cent). In phase 4, the top three shortlisted interventions for high-income countries were: introducing recycling; reducing use of anaesthetic gases; and appropriate clinical waste processing. In phase 4, the top three shortlisted interventions for low–middle-income countries were: introducing reusable surgical devices; reducing use of consumables; and reducing the use of general anaesthesia.
Conclusion
This is a step toward environmentally sustainable operating environments with actionable interventions applicable to both high– and low–middle–income countries
Kariyer uyumluluğu geliştirme psiko-eğitim programının kariyer kararsızlığı ile başa çıkma üzerindeki etkisi
22.12.2020 tarihine kadar kullanımı yazar tarafından kısıtlanmıştır.Çalışmada kariyer yapılandırma kuramı temelli Kariyer Uyumluluğu Geliştirme Psiko-eğitim Programı'nın, lise öğrencilerinin kariyer kararsızlığı ile başa çıkmaları üzerindeki etkisini incelemek amaçlanmıştır. Bu kapsamda kariyer kararsızlığı ile başa çıkma ölçeği geliştirilmesi de amaçlanmıştır. Ayrıca araştırmada, lise öğrencilerinin kariyer kararsızlığı ile başa çıkma düzeyleri, kariyer uyum yetenekleri, kariyer ve yetenek gelişimi öz-yetkinlikleri ve demografik özellikleri (cinsiyet, lise türü, algılanan maddi durum, algılanan okul başarısı, kardeş sayısı, anne eğitim düzeyi, baba eğitim düzeyi, anne meslek türü ve baba meslek türü) açısından incelenmiştir. Çalışma üç farklı çalışma grubundan veri toplanarak yapılmıştır. Kariyer Kararsızlığı ile Başa Çıkma Ölçeği, 372 katılımcının yer aldığı, birinci çalışma grubundan toplanan veriler üzerinden geliştirilmiştir. Kariyer kararsızlığı ile başa çıkmanın, kariyer uyum yeteneği, kariyer ve yetenek gelişimi öz-yetkinliği ve demografik değişkenlerle olan ilişkisinin incelendiği ikinci çalışmada, veriler 735 katılımcıdan toplanmıştır. Son olarak Kariyer Uyumluluğu Geliştirme Psiko-eğitim Programı'nın etkililiğinin incelendiği, üçüncü çalışma grubunda ise 106 katılımcı yer almıştır. Kariyer kararsızlığı ile başa çıkma değişkeni ile ilgili veriler, Kariyer Kararsızlığı ile Başa Çıkma Ölçeği, kariyer uyum yeteneği değişkeni ile ilgili veriler Kariyer Uyum Yetenekleri Ölçeği (Büyükgöze-Kavas, 2014), kariyer ve yetenek gelişimi öz-yetkinliği ile ilgili veriler Kariyer ve Yetenek Gelişimi Özyeterliği Ölçeği (Turan, 2013) ile toplanmıştır. Demografik özelliklere ilişkin verileri toplamak için ise Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Çalışmada toplanan verilerin çözümlenmesi bilgisayar ortamında gerçekleştirilmiştir. Kariyer ve yetenek gelişimi öz-yetkinliği ve kariyer kararsızlığı ile başa çıkma arasındaki ilişkide, kariyer uyum yeteneğinin aracılık etkisi yapısal eşitlik modeli ile incelenmiştir. Verilerin analizi sırasında, betimleyici istatistiklerin yanı sıra, kardeş sayısına, anne eğitim durumuna, baba eğitim durumuna, anne meslek türüne, baba meslek türüne göre kontrol odaklı başa çıkma düzeyinin farklılaşıp farklılaşmadığı Tek Yönlü Varyans analizi ile algılanan maddi durum ve algılanan okul başarısına göre kontrol odaklı başa çıkmanın farklılaşıp farklılaşmadığı ise Welch testi ile incelenmiştir. Algılanan maddi duruma, kardeş sayısına, anne eğitim durumuna, baba eğitim durumuna, anne meslek türüne göre kaçınma odaklı başa çıkma düzeyinin farklılaşıp farklılaşmadığı Tek Yönlü Varyans analizi ile algılanan okul başarısı ve baba meslek türüne göre kaçınma odaklı başa çıkmanın farklılaşıp farklılaşmadığı ise Welch testi ile incelenmiştir. Ayrıca cinsiyet, lise türü değişkenleri açısından, kontrol odaklı başa çıkma ve kaçınma odaklı başa çıkma düzeylerinin farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek için T-testi kullanılmıştır. Etki büyüklüğünün belirlenmesi için de Eta Squared (µ²) değerleri dikkate alınmıştır. Deneysel işlemin ölçümlerinden elde edilen verilerin analizinde, tekrarlı ölçümler için iki faktörlü varyans analizi (ANOVA) tekniği kullanılmıştır. Deneysel işlemin ölçümleri arasındaki farkılıkların tespiti için ise Bonferroni testi kullanılmıştır. Yapısal eşitlik modeli sonucunda kariyer ve yetenek gelişimi öz-yetkinliği ve kariyer kararsızlığı ile başa çıkma arasındaki ilişkide, kariyer uyum yeteneğinin aracılık etkisi olduğu bulunmuştur. Araştırma sonucunda, kızların erkeklerden, anadolu lisesi öğrencilerinin de meslek lisesi öğrencilerinden daha yüksek kontrol odaklı başa çıkma, daha düşük kaçınma odaklı başa çıkma düzeyine sahip oldukları bulunmuştur. Ayrıca algılanan maddi duruma, algılanan okul başarısına, baba eğitim düzeyine ve baba meslek türüne göre kontrol odaklı başa çıkmanın farklılaştığı tespit edilmiştir. Araştırma kapsamında, Kariyer Uyumluluğu Geliştirme Psiko-eğitim Programının, lise öğrencilerinin kariyer uyum yeteneklerini ve kariyer kararsızlığı ile başa çıkmalarını anlamlı bir biçimde etkilediği ve bu etkinin 4 ay sonra gerçekleştirilen izleme testi sonucunda kalıcılığını sürdürdüğü bulunmuştur.The purpose of this study is to investigate the effects of career construction theory oriented Career Adaptability Training Psycho-educational Program on coping with career indecision in high school students. It is also aimed at developing a scale for coping with career indecision. During the research period, high school students' coping with career indecision were examined in terms of career adaptability, career and talent development self-efficacy, and demographic characteristics (gender, type of high school, perceived level of financial status, perceived level of success in school, number of siblings, mother's education level and profession and father's education level and profession). Study is conducted by collecting data from three different study groups. The Coping with Career Indecision Scale was then developed using data from the first study group, comprised of 372 participants. In the study of the relationship between coping with career indecision and career adaptability, career and talent development self-efficacy, demographic characteristics, data was collected from the second study group, composed of 735 participants. Finally, 106 participants in the third study group took part in the experimental study to test of the effectiveness of the Career Adaptability Training Psycho-education Program. Coping with career indecision variable was assessed using the Coping with Career Indecision Scale; data related to career adaptability variable was collected through the Career Adapt-Abilities Scale (Savickas & Porfeli, 2012); and data related to career and talent development self-efficacy variable was assessed by using Career and Talent Development Self-Efficacy Scale (Yuen, Gysberg, Chan, Lau, & Shea, 2010). Demographic characteristics were assessed using The Personal Information Questionnaire. Statistical analyses of the data collected through the assessment tools were conducted by computer. The mediating effect of career adaptability in the relationship between career and talent development self-efficacy and coping with career indecision was examined by structural equation model. During the data analyses, in addition to descriptive statistics, One-Way Analysis of Variance was conducted during data analysis to determine whether control-oriented coping differed according to number of siblings, mother's education level and profession, and father's education level and profession. Welch test was conducted to determine whether control-oriented coping differed according to perceived level of financial status and perceived level of success in school. One-Way Analysis of Variance was also conducted to determine whether avoidance-oriented coping differed according to perceived level of financial status, number of siblings, mother's education level and profession, and father's education level. Likewise, Welch test was conducted to determine whether avoidance-oriented coping differed according to perceived level of success in school and father's profession. Moreover, T-test was used to determine whether control-oriented coping and avoidance-oriented coping differed significantly in terms of gender and type of high school. Effect size was determined by Eta Squared (µ²) values. For experimental process data analysis, repeated measures two-way ANOVA test was conducted. The Bonferroni test was used to determine the differences between experimental process' measures. The structural equation model revealed that career adaptability has a mediating effect in the relationship between career and talent development self-efficacy and coping with career indecision. This research also found that girls have higher control-oriented coping and lower avoidance-oriented coping than boys; anatolian high school students have higher control-oriented coping and lower avoidance-oriented coping than vocational high school students. Furthermore, the results indicated that control-oriented coping differed according to perceived level of financial status, perceived level of success in school, and father's education level and profession. It was also found that the Career Adaptability Training Psycho-educational Program has a significant effect on career adaptability and coping with career indecision in high-school students; the same effect was found for the follow-up measures performed four months later
Taxation of income obtained through social media platforms
Ekonominin dijital araçlarla bütünleşmesi uluslararası ticareti daha az maliyetli ve verimli hale getirse de bu durum vergilendirme konusunda vergi otoritelerini zor durumda bırakmakta ve birtakım vergisel sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Çalışmanın amacı dijital ekonominin ortaya çıkardığı vergisel sorunları tespit etmektir. Çalışmada betimsel yöntem kullanılmıştır. Dijital ekonomi ve sosyal medya platformlarının kapsam ve özelliklerine ilişkin yapılan çalışmaların ardından sosyal medya platformları aracılığıyla elde edilen gelirin vergilendirilmesinde dikkate alınması gereken kazanç ve iratların tespitine ilişkin tartışmalara yer verilmektedir. Vergilendirilebilir bir alan olarak sosyal medya kavramı ele alınmakta olup bu platformda elde edilen gelirin vergilendirilmesinde esas alınacak ilkeler vergi hukuku ve Türk Vergi Sistemi çerçevesinde ele alınmaktadır. Sosyal medyadan elde edilen gelirin vergilendirilmesi kapsamında dünyada ne tür çalışmaların yapıldığı sorusuna cevap aramak çalışmanın temel motivasyonunu oluşturmaktadır. Sosyal platformlardan elde edilen gelirin yaratacağı mükellefiyete ilişkin yükümlülüklere uyulmaması durumunda olası cezai müeyyidelerin tespiti yapılmaktadır. Gerçekleşmesi muhtemel vergi kayıplarının önlenmesi ve çifte vergilendirme sorunlarının çözümüne ilişkin kurumlar arası iş birliği ve mevzuat değişikliklerinin önemi vurgulanmaktadır.Although the integration of the economy with digital tools makes international trade less costly and efficient, this situation puts tax authorities in a difficult situation in taxation and creates some tax problems. The aim of the study is to identify the tax problems caused by the digital economy. Descriptive method was used in the study. Following the studies on the scope and characteristics of digital economy and social media platforms, discussions on the determination of earnings and revenues that should be taken into account in the taxation of income generated through social media platforms are included. The concept of social media as a taxable area is discussed, and the principles to be taken as a basis in the taxation of the income obtained on this platform are discussed within the framework of tax law and the Turkish Tax System. Searching for an answer to the question of what kind of work is done in the world within the scope of taxation of income from social media constitutes the main motivation of the study. In case of non-compliance with the obligations related to the liability created by the income from social platforms, possible penal sanctions are determined. The importance of inter-institutional cooperation and legislative changes regarding the prevention of possible tax losses and the solution of double taxation problems is emphasized
- …