115 research outputs found

    Üniversite Öğrencilerinin Tolerans Düzeylerinin Farklı Değişkenlerle İlişkisi

    Get PDF
    Tolerans bireyler arası ilişkilerde, genel olarak diğerlerini olduğu gibi kabul edebilmeyi, onlara saygı duymayı; inancı, yaşantısı, kimliği veya aidiyeti her ne olursa olsun özgürlük alanına müdahale etmemeyi ifade etmektedir. Kavram bu çerçevesi ile eşitlik, özgürlük gibi liberal değerlere atıf yapan önemli bir tarihsel arka plana sahiptir. Günümüzde farklılıklar konusu, tarihsel sürecin ve sosyolojik dinamiklerin etkisi ile çok daha görünürleşerek sosyal bilimlerin önemli tartışma çerçevelerinden birisi haline gelmiştir. Bu bağlamda tolerans kavramı ve sosyal ilişkilerdeki yeri, bu ilişkilerin niteliği, sınırı ve düzeyi konusunda fikir veren, modern dünyada sosyal etkileşimin potansiyeli ve sorun alanları üzerinde düşünülmesini sağlayan önemli anahtar kavramlardan birisidir. Bu çalışma ise tolerans olgusunun sosyal düzeydeki yerini ampirik olarak görebilmek amacı ile üniversite gençliğinin bireylerarası toleransı ifade eden bazı yargılar konusunda verdikleri cevaplara ilişkin istatistiksel anlamlılık ilişkilerini test etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada konu ile ilgili bazı teorik yaklaşımlar ve ilgili literatüre değinilmiştir. Yurtdışında konu ile ilgili çalışmaların genellikle politik tolerans alanında gerçekleştirildiği görülmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda çoğunlukla toleransın eğitim ile ilişkisi ve kavramsal analizlere değinilmiştir. Bu çalışmada farklı fakülte ve sınıflarda öğrenim gören 452 üniversite öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilen alan araştırmasından elde edilen veriler analiz edilerek bazı sonuçlara ulaşılmıştır. Çalışmada Bireyler Arası Tolerans Ölçeği BATÖ Türkçeye ilk kez uyarlanarak uygulandığı için saha araştırmasından elde edilen veriler yapı geçerliliğini tespit etmek amacı ile doğrulayıcı faktör analizi CFA sonuçları üzerinden değerlendirilmiştir. Ölçeğin orjinalinde tolerans düzeyleri, soğuk, sıcak ve tolerans limiti olmak üzere üç farklı faktöre ayrımlaşmıştır. Üniversite gençliğinin tolerans tutumları, bireyler arası tolerans ölçeğine verilen cevaplar doğrultusunda, aslı ile aynı biçimde ayrımlaşan sıcak, soğuk ve tolerans limitleri faktörleri üzerinden değerlendirilerek bir takım istatistiksel bulgulara ulaşılmıştır. Verilere göre cinsiyet, dindarlık ve eğitim görülen fakülte değişkenleri ile sıcak tolerans arasında anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Bu çerçevede bireylerarası toleransın ölçüldüğü üniversite öğrencileri örnekleminde, kadınlar ve edebiyat fakültesinde okuyan kişilerin sıcak tolerans düzeyi yüksek iken aynı durumun dindar olmayanlar için de geçerli olduğu bulgusuna ulaşılmıştır

    Salt kiln application to paperclay ceramic bodies with grogged clay and characterization

    Get PDF
    Seramik ürünler üzerinde tuz sırı pişirimi uygulamaları, ilgi çekici görüntüler elde edilmesini sağlamaktadır. Diğer pişirim yöntemlerinden farklı olarak tuz sırı uygulamaları, seramik ürünlerin fırına sırsız yerleştirilmesi ve 1200 °C sıcaklıkta tuzun fırın deliklerinden ürün üzerine atılarak ince sır tabakası oluşturulması ile elde edilir. Bu çalışmada şamotlu seramik çamuruna üç farklı oranda (ağırlıkça %5, %10, %15) kâğıt eklenerek deney tabletleri hazırlanmıştır. Hazırlanan deney tabletlerine 1200 °C sıcaklıkta odun yakıtı kullanılarak 12 saat tuz fırını pişirimi uygulanmıştır. Doğal soğuma süreci sonucunda elde edilen tuz sırlı ürünlerin mikroyapısı taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve kimyasal analizi enerji saçınımlı x-ışınları spektrofotometresi (EDS) ile incelenmiştir. Sonuç olarak, şamotlu çamura ilave edilen kâğıt miktarı arttıkça kuru küçülme, pişme küçülmesi ve su emme değerlerinin arttığı gözlenmiştir. Ayrıca 1200 °C’de tuz fırını uygulamasının %10 ve altındaki kâğıt katkılı şamotlu bünyeler için uygun olduğu gözlenmiştir.Salt glaze firing application on ceramic products provide interesting images. Unlike other firing methods, salt glaze application is obtained by placing ceramic products in the kiln without glaze and creating a thin layer of glaze by throwing salt into the product through the kiln holes at a temperature of 1200 ℃. In this study, experimental bars were prepared by adding three different proportions (5%, 10%, 15% by weight) of paper to the grogged clay. Salt kiln firing application was carried out using wood fuel at 1200 °C on the experimental bars for 12 hours. Microstructural examinations obtained as a result of the natural cooling process were examined by scanning electron microscopy (SEM) and chemical analysis by energy scattering X-ray spectrophotometer (EDS). As a result, it was observed that as the amount of paper added to grogged clay increased, dry shrinkage, firing shrinkage and water absorption values increased. In addition, it has been observed that salt kiln application at 1200 °C is suitable for paper clay ceramic bodies with grogged clay of 10% and below

    Management of Foreign Body Aspiration in Children: Insights From 664 Cases in the Operating Room

    Get PDF
    Tracheal or bronchial foreign body aspiration is an important emergency o childhood requiring bronchoscopy under general anesthesia. In this retrospective study, bronchoscopy were performed for foreign body aspiration; anesthesia methods, risks, and postoperative complications were evaluated. Children who underwent bronchoscopy with suspicion of a foreign body in the pediatric surgery operating room between January 2010 and December 2021 were included in the study. Six hundred and sixty four children were evaluated. General anesthesia was applied to all bronchoscopy. Demographic characteristics of the patients, type of foreign body, localization of foreign body, distribution of foreign body according to age groups, complications related to anesthesia and surgical process, length of stay in the postoperative intensive care unit, and duration of hospital stay were evaluated. The patients who aspirated foreign bodies most frequently were children aged 1-3 years (73.6%). During bronchoscopy, organic matter (seeds, hazelnuts, peanuts, chickpeas) was the most frequently removed foreign body in children (559 patients). It was observed that foreign bodies were mostly located in the right main bronchus at a rate of 52.4%, the left main bronchus at 28%. The most common anesthesia-related complications were desaturation in 400 patients, hypercarbia in 200 patients, bronchospasm in 108 patients, and respiratory arrest in 2 patients. Many problems may be encountered in foreign body inhalation, and bronchoscopy of these patients should be performed by an experienced anesthesiologist and surgeon at the right time and in the safest way in terms of anesthesia and surgery

    DİNDARLIĞIN ÖLÇÜLEBİLİRLİĞİ ÜZERİNE GELİŞTİRİLEN DİNDARLIK ÖLÇEKLERİ / THE RELIGIOSITY SCALES DEVELOPED ON THE MEASURABILTY OF RELIGIOSITY

    No full text
    Din, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren sosyologların dikkatini çekmeye başlamıştır ve bu alanda detaylı çalışmaların ise yirminci yüzyıla denk geldiği görülür. Yapılan çalışmalarda birçok din tanımı olması yansıra dinin evrensel bir tanımının yapılamamış olması, ona bağımlı olarak yapılabilecek bir dindarlık tanımlaması yapmayı da oldukça güç hale getirecektir. Ayrıca, tek tip bir dindarlıktan söz etmenin mümkün olamadığı gibi ampirik yöntemlerle bilgi toplayarak dindarlığı ölçmek de hiç kolay olmamaktadır. Literatürde sadece dindarlığın nasıl ölçüleceği değil, ölçülüp ölçülemeyeceği konusu üzerine bile tartışmalar yapıldığı görülmektedir. 1960’lardan sonra dindarlık çok boyutlu bir fenomen olarak görülmeye başlanmış ve dindarlığı çok boyutlu ölçen ölçekler geliştirilmiştir. Bu yıldan sonra dinin ölçülmesi ile ilgili yapılan çalışmalarda dinin tek boyutlu, homojen bir yapıda olmadığını görülür. Bunlara bağlı olarak bu çalışma kapsamında; dindarlığın ölçülebilirliği tartışmaları ile beraber oluşturulan çok boyutlu dindarlık ölçeklerine yer verilmiştir. Bunu yaparken ülkemizde yapılan dindarlık ölçme çalışmaları da incelenerek dindarlığın farklı boyutlarının kimler tarafından nasıl oluşturulduğu da incelenmiştir. Ayrıca; dindarlık ölçme çalışmalarının zorluğu ile beraber dindarlığın bundan sonra da ölçülmeye devam edeceğini söylemek mümkündür.</p

    Differentiating Aspect of University Youth's Values: What Does the Relationship Between Values and Religiosity Tell Us Today?

    No full text
    anemonStudies conducted on the valuesof university youth since 1980s in our country mention negative relationshipsbetween the expressions of factors related to religiosity and moral values andthe factors related individualistic, hedonist and material values. One of therecent study has found a positive relationship between the material and moralvalues as opposed to previous studies. This indicates that nowadays youthperceives stimulus values such as pleasure, ambition, image and traditionalvalues such as religiosity in a similar way. In order to understand thedifference, the relationship between values and religiosity is discussed moredeeply in the study by measuring youths intrinsic and extrinsic religiousorientation. This research was conducted with 1194 students studying at SelçukUniversity in 2019 and a positive correlation was found between the sub-scalesof values and religiosity without any difference in orientation. This indicatesus there is a serious change in values of university youth. Üniversite gençliğinin değerleriüzerine ülkemizde 1980’li yıllardan itibaren yapılan çalışmalar; dindarlığa vemanevi yaşama ilişkin ifadeler ile bireyci, hazcı ve maddi değerlere yönelikifadelerin gruplandığı faktörler arasında negatif yönlü bir ilişkininvarlığından bahsetmektedir. Güncel çalışmalardan biri, üniversite gençliğinde maddive manevi değerler arasında daha öncekilerin aksine pozitif yönlü bir ilişki bulgulamıştır.Bu durum günümüzde gençliğin haz, hırs, imaj gibi uyarıcı değerlerle dindarlığıda içeren geleneksel değerleri benzer biçimde algıladığını işaret etmektedir.Bufarklı anlamak amacıyla bu çalışmada, gençliğin içsel ve dışsal dini yönelimdüzeyleri ölçülerek değerler ve dindarlık arasındaki ilişki daha derinlemesineele alınmıştır. Araştırma Selçuk Üniversitesinde 2019 yılında öğrenim gören 1194kişi ile gerçekleştirilmiş ve değer alt boyutları ile dindarlık arasındayönelim farkı olmaksızın pozitif yönlü bir ilişikli tespit edilmiştir. Bu durumbize üniversite gençliğinin değerlerinde ciddi bir değişim olduğunu göstermektedir.55210

    KADIN DERGİLERİ, TOPLUMSAL CİNSİYET İDEOLOJİSİ VE KADIN KİMLİĞİ

    No full text
    Kadın dergileri, farklı sosyal alt yapılardan gelen kadınları eğlendiren ve bilgilendiren basılı materyallerdir. Bu dergiler, farklılaşan toplumsal cinsiyet rolleri ve kadın kimliklerini temsil eder. Bu çalışma, kadın kimliğinin ve toplumsal cinsiyet rollerinin, reklam, ünlülere mülakatlar ve diğer sayfalarda nasıl temsil edildiğini göstermeyi amaçlıyor. Bütün kadın dergilerinde, ideal kadın kimliğinin, giysi ve kozmetik reklamları, diyetler, fiziksel egzersiz alternatifleri yoluyla zayıf ve güzel kadın bedenlerine bir vurgu yapılayarak, sunulduğu gözlemlenmiştir. Bu çalışmada, ayrıca, dergilerin, ideal kadın kimliğini, düzenli okurlarının sosyo-ekonomik ve kültürel özelliklerine göre sundukları da gözlenmiştir. Bu anlamda, Cosmopolitan dergisi ideal kadın kadını, cinsel olarak aktif, bağımsız ve bir kariyeri olan biri olarak betimlerken; Seda dergisi, hem anne olan hem de kısıtlı bir bütçeyle; güzelliğine, beslenmesine ve modaya dikkat eden bir kadını betimliyorWomen’s magazines are printed materials which entertain and inform women from different social backgrounds. They represent differing gender roles and female identity and create and flourish consumer culture for women. This study aims to depict how female identity and gender roles are represented in the advertisements, interviews with famous people and other pages. It is observed that all women’s magazines present an ideal women identity with an emphasis on slim and beautiful women bodies through their advertisements of clothes and cosmetics, diets, physical exercise alternatives etc… In this study, it is also observed that the magazines present the ideal female identity according to their regular customer’s socio-economic, and cultural characteristics. In this sense, while the Cosmopolitan portrays an ideal woman who is sexually active, independent and have a career, Seda Magazine portrays a woman who is a mother but also caries for her beauty, diet and being fashionable with a limited budge

    Relationship Between Marital Offense-Specific Forgiveness and Marital Adjustment

    No full text
    anemonBu araştırma, evli bireylerin suçu affetme düzeyleri ve evlilik uyumu arasındaki ilişkileri belirlemeyi amaçlayan ilişkisel tarama modeli ile gerçekleştirilmiş nicel bir araştırmadır. Araştırmanın örneklemini 125’i kadın ve 85’i erkek 210 evli birey oluşturmuştur. Araştırma kapsamında, Evlilik uyumu Locke ve Wallace (1959) tarafından geliştirilmiş Evlilik Uyumu Ölçeği (EUÖ) ile Suçu Affetme ise Palegari, Regalia ve Fincham (2000) tarafından geliştirilmiş Evlilikte Suçu Affetme ölçeği (ESAÖ) ile ölçülmüştür. Araştırmanın sonuçlarına göre EUÖ anlaşma boyutu ile ESAÖ dargınlık-kaçınma boyutu arasında negatif yönlü yüksek düzeyde bir ilişkinin olduğu saptanmıştır. Ayrıca, EUÖ ilişki tarzı boyutu ile ESAÖ dargınlık-kaçınma boyutu arasında negatif yönlü orta düzeyde bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Son olarak, araştırmadan elde edilen bulgular literatür eşliğinde tartışılmış ve ortaya çıkan sonuçlar doğrultusunda öneriler getirilmiştir.This study is a quantitative research conducted with correlational survey model and aiming to determine the relationships between marital adjustment and marital offense-specific forgiveness level of married individuals. The sample of the study consisted of 210 married individuals including of 125 women and 85 men. While marital adjustment was measured in order to measure the quality of marriage by the Marital Adjustment Test (MAT) developed by Locke and Wallace (1959), marital offense-specific forgiveness was measured with the Marital Offense-Specific Forgiveness Scale (MOFS) developed by Palegari, Regalia and Fincham (2000). Finally, the findings of the research was discussed in the light of the literature and recommendations were made according to the results.77292
    corecore