213 research outputs found
Nonequilibrium phase transitions and stationary state solutions of a three-dimensional random-field Ising model under a time dependent periodic external field
Nonequilibrium behavior and dynamic phase transition properties of a kinetic
Ising model under the influence of periodically oscillating random-fields have
been analyzed within the framework of effective field theory (EFT) based on a
decoupling approximation (DA). Dynamic equation of motion has been solved for a
simple cubic lattice () by utilizing a Glauber type stochastic process.
Amplitude of the sinusoidally oscillating magnetic field is randomly
distributed on the lattice sites according to bimodal and trimodal distribution
functions. For a bimodal type of amplitude distribution, it is found in the
high frequency regime that the dynamic phase diagrams of the system in
temperature versus field amplitude plane resemble the corresponding phase
diagrams of pure kinetic Ising model. Our numerical results indicate that for a
bimodal distribution, both in the low and high frequency regimes, the dynamic
phase diagrams always exhibit a coexistence region in which the stationary
state (ferro or para) of the system is completely dependent on the initial
conditions whereas for a trimodal distribution, coexistence region disappears
depending on the values of system parameters.Comment: 11 pages, 11 figure
Effective field theory analysis of 3D random field Ising model on isometric lattices
Ising model with quenched random magnetic fields is examined for single
Gaussian, bimodal and double Gaussian random field distributions by introducing
an effective field approximation that takes into account the correlations
between different spins that emerge when expanding the identities. Random field
distribution shape dependencies of the phase diagrams and magnetization curves
are investigated for simple cubic, body centered and face centered cubic
lattices. The conditions for the occurrence of reentrant behavior and
tricritical points on the system are also discussed in detail.Comment: 13 pages, 8 figure
Kendi Kendine Liderlik Stratejileri Açısından Kamu Okulu Ve Özel Okul Yönetici Uygulamaları: Gaziantep İli Örneği
Kendi kendine liderlik; davranış odaklı stratejiler, doğal ödül stratejileri ve yapıcı düşünce
modeli stratejileri olmak üzere üç önemli stratejiyi kapsamaktadır. Bu araştırmada, kamu ve özel
okullarda görev yapan idareci personelin kendi kendine liderlik strateji düzeylerinin karşılaştırılması
amaçlanmaktadır. Bu çalışmanın araştırma problemi ve alt problemlere cevap aramak amacıyla karma
analiz yöntemi kullanılmıştır. Zaman sıralı karma yöntem araştırmaları olarak tanımlanan bu
yöntemle, araştırma örnekleminde bulunan ve anketle veri toplanan katılımcılara nicel yöntemle elde
edilen bulguların sebepleri sorulmuş ve mesleğin uzmanları olarak yorumları alınmıştır. Böylece nicel
ve nitel veri setlerinin karışımı ile daha geniş ve zengin hale getirilmektedir. Karma yöntem kullanılan
bu araştırmanın nitel boyutunda veri toplama yöntemi olarak görüşme tekniği kullanılmıştır.
Bu araştırmanın nicel verileri, Gaziantep ilinin Şahinbey ve Şehitkâmil ilçesinde görev yapan
25’i özel, 65’i kamuya bağlı okullarda çalışan toplam 230 okul idarecisiyle birebir görüşülerek anket
yoluyla toplanmıştır. Nicel bulguların yorumlanması amacıyla kolayda örneklem yöntemi
kullanılarak belirlenen 3’ü özel, 5’i kamu okullarından olmak üzere toplam 8 idareciyle görüşme
yapılmıştır.
Kendi kendine liderlik ölçeği ile toplanan veriler ile frekans analizleri yapılarak örneklemin
demografik özellikleri birbiri ile karşılaştırılmıştır. Kamu ve özel okul yöneticilerinin kendi kendine
liderlik seviyeleri ve uyguladıkları stratejiler açısından farklılıklar bulunup bulunmadığını belirlemek
amacıyla t- testleri yapılmıştır. Yapılan testler sonucunda genel kendi kendine liderlik stratejileri ve
hedef belirleme alt boyutu açısından anlamlı fark tespit edilmesine rağmen; başarılı performans hayal
etme, kendi kendine konuşma, kendini ödüllendirme, düşünce/fikir değerlendirme ve kendini
cezalandırma stratejileri açısından anlamlı farklılık belirlenememiştir
Durağan durum ekonomisi: Ekolojik sürdürülebilirlik ve sosyal adalet için parasal ve mali politikalar
Mevcut makroekonomik politika sürekli olan bir ekonomik büyümeyi teşvik etmektedir. Bu iktisadi iklimde işsizlik, yoksulluk ve borç, yetersiz büyüme ile ilişkilendirilmektedir. Ekonomik faaliyet, doğal materyallerin dönüşümü ve nihai olarak çevreye atık olarak geri dönmesine dayanmaktadır ve mevcut akım hacmi seviyeleri gezegenimizin taşıma kapasitesini geçmektedir. Başarısız bir şekilde kurulmuş ekonomik kuruluşların bir sonucu olarak toplum, ekolojik felaket ve sefalet arasında kabul edilemez bir seçim yapmaya zorlanmaktadır. Gezegenin sınırları ile uyumlu bir akım hacmi ile karakterize edilen bir durağan durum ekonomisine geçiş şarttır. Bu çalışma, mevcut parasal ve mali politika yapılarının eksik yanlarını inceleyerek ve çözüm önerileri sunarak bir durağan durum ekonomisi kurulmasına katkı sağlayacaktır. Bir durağan durum para politikası, kamu sektörü aracılığıyla, sürdürülebilir bir refahı destekleyecek şekilde, döngüsel olmayan ve borçtan bağımsız bir dikey para yaratımı sağlar. Bir durağan durum maliye politikası, gelir elde etmek için değil ama para politikası hedeflerine ulaşmak için, harcanan ve borç verilen her para ile bu paranın geri kazanımı arasında dikkatli bir şekilde denge oluşturmak zorundadır. Bir durağan durum maliye politikasının öncelikleri stratejik kamu malı yatırımları, ekolojik zararların ve ekonomik rantların vergilendirilmesi ve artan oranlı vergi mekanizmalarının yürürlüğe konması olmalıdır. Bu çalışmada ayrıca, akım hacmini düzenleyecek bir "Müşterekler Sektörü" ve para arzını sıkı sıkıya düzenleyecek bir "Para Komitesi" da dahil olmak üzere çeşitli kurumsal yenilikler düşünülmüştür
Geç Osmanlı-Erken Cumhuriyet Dönemlerine Tarihlendirilen Bir Grup Kirkit Üzerine Değerlendirme
Kültürel mirasımızın önemli bir alanını oluşturan kirkitli dokumalar renk ve desen zenginliklerinin yanı sıra üretim biçimleri ve üretimde kullanılan araç-gereçleri ile kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze kadar ulaşmış bir ortak bellek ürünümüzdür. Bu dokuma grubunda kullanılan temel araç-gereçlerden birisi olan kirkit düğüm atma işleminden veya desen iplikleri sarıldıktan sonra ilmeleri, atkıları, desen ipliklerini sıkıştırmak, dokumaya sağlamlık vermek amacıyla ağaç, kemik ya da metalden yapılmış tarağa benzer dişleri olan bir dokuma aracıdır. Anadolu’da geleneksel kirkitli dokumaların kalitesinin belirlenmesinde de önemli rol oynayan kirkitler sadece işlevsel özellikleri ile değil aynı zamanda yüzeylerine işlenen zengin bezeme kompozisyonları ile de dikkat çekmektedirler. Kirkitlerde kullanılan bezme kompozisyonları incelendiğinde daha çok üretildikleri yörenin geleneksel el sanatlarında kullanılan motif veya figür dağarcığından yararlanıldığı görülmektedir. Çeşitli teknikler ve yöntemlerle uygulanan, yöre insanının duygularını, hayallerini, umutlarını, inançlarını sembolize eden bu zengin bezemeler Anadolu insanının dokumada kullandığı malzemelere salt işlevsel bir araç gözü ile bakmadığı, aynı zamanda estetik bir kaygı ile de yaklaştığını da göstermektedir. Ülkemizde son yıllarda kültür varlıklarının çeşitli nedenlerle erozyona uğradığı, bazı alanlara ait örneklerin üretimi yapılmadığı için gün geçtikçe yok olma süreci içerisine girdiği ve toplumumuzun hafızasından silinmeye başladığı görülmektedir. Kültürel mirasımızın önemli bir kolu olan dokumalar da artık üretim biçimlerinin değişmesi ile geleneksel yöntemlerle üretilmemekte ve bu dokumalarda kullanılan araç-gereçler de artık yapılmamaktadır. Yaptığımız yayın ve katalog araştırmalarında ülkemizde çeşitli müzelerde, koleksiyonlarda dağınık bir biçimde örnekleri bulunan ve geleneksel dokumaların en önemli araçlarından birisi olan kirkitler ile ilgi toplu bir kataloğun veya kapsamlı bir yayının olmadığı görülmüştür. Bu çalışma kapsamında tespit edebildiğimiz küçük bir grup kirkit bize bu alanın araştırılmaya muhtaç olduğunu ve yüzyılların mirası olan bu ata yadigârı kültür varlıklarının bilim dünyasına tanıtılması gerektiğini ortaya koymuştur. Temennimiz bir grup bezemeli kirkit üzerine yaptığımız bu çalışmanın bu alanda ileride yapılacak daha kapsamlı çalışmalara öncülük etmesi ve ülkemizde geleneksel dokumacılıkta kullanılan dokuma aletlerinin başlı başına sergilendiği müze ve koleksiyonların kurulmasıdır
An introduced effective-field theory study of spin-1 transverse Ising model with crystal field anisotropy in a longitudinal magnetic field
A spin-1 transverse Ising model with longitudinal crystal field in a
longitudinal magnetic field is examined by introducing an effective field
approximation (IEFT) which includes the correlations between different spins
that emerge when expanding the identities. The effects of the crystal field as
well as the transverse and longitudinal magnetic fields on the thermal and
magnetic properties of the spin system are discussed in detail. The order
parameters, Helmholtz free energy and entropy curves are calculated numerically
as functions of the temperature and Hamiltonian parameters. A number of
interesting phenomena such as reentrant phenomena originating from the
temperature, crystal field, transverse and longitudinal magnetic fields have
been found.Comment: 11 pages, 15 figure
The relationship between oxidative stress and coronary artery ectasia
Background: Whereas coronary artery ectasia (CAE) is a rare abnormality of the coronary
arteries, co-existent coronary artery disease (CAD) is commonly seen in CAE patients. Since
a causative relationship has been shown to exist between oxidative stress and CAD, we sought
to determine whether any relationship exists between oxidative stress and CAE.
Methods: Fourty four patients with CAE (without CAD) and 86 controls (without any
coronary disease) were recruited from among 1,520 patients undergoing coronary angiography.
CAE subgroups were determined in accordance with the Markis classification system.
Mean values for serum total oxidant status (TOS), total antioxidant status (TAS) and the
oxidative stress index (OSI) were statistically compared between these two study groups and
among CAE subgroups, with p = 0.05 set as the threshold for statistical significance.
Results: TOS and OSI were significantly increased (p = 0.018 and 0.0002) and TAS
decreased (p = 0.031) in the CAE versus control group. TOS and TAS were independently
related to CAE (p = 0.037 and 0.039), with an r2 of 0.127. Interestingly, however, among CAE
subgroups, no differences were observed.
Conclusions: Oxidative stress might be implicated in the pathogenesis of CAE. Clinically-defined CAE subgroups did not differ in terms of oxidative stress status. However, the clinical
implications of these findings are unclear and warrant further investigation. (Cardiol J 2010;
17, 5: 488-494
A literature review on accounting education in Turkey, etichal values, and occupational ethicsTürkiye’de muhasebe eğitimi, etik değerler ve meslek etiği üzerine literatür taraması
In this study, the basic ethical approaches in accounting are discussed by referring the concepts of accounting education, ethics, professional ethics, professional ethics training, accounting ethics education. Also it is devoted to fundamental ethical principles held by various institutions and organizations in Turkey and the World. The literature review are conducted on the studies carried out about the professional ethics in Turkey, accounting ethics, accounting ethics education and ethical principles. The purpose of this work is to try to create a perspective for the future within the scope of accounting ethics education and accounting ethics committees in Turkey. If examining the studies in Turkey within the code of ethics and accounting education, it is seen that the professionals and business owners generally exhibit behaviors consistent with ethical principles, but for exceptions there are reasons of gaps in legislation and pressure from payers. Studies show that people are more prone to the unethical behavior who are men by gender variable, youngs by age variable and low-income people by level of income variable. As examining the education variable, the results demonstrate that the level of education is lower in the parties done unethical behavior, the education received is not effective and efficient and the institutions offering education do not give importance sufficiently to the ethical education. ÖzetBu çalışmada muhasebe eğitimi, etik, meslek etiği, meslek etiği eğitimi, muhasebe etiği eğitimi kavramlarından bahsedilerek muhasebe de yer alan temel etik yaklaşımların bahsedilmiştir. Ayrıca Türkiye’de çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenen ve tüm dünyada da benzer şekilde var olan temel etik ilkelerden bahsedilmiştir. Türkiye’de meslek etiği, muhasebe etiği, muhasebe etik eğitimi ve etik ilkeler üzerine yapılan çalışmalar üzerine literatür taraması yapılmıştır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de muhasebe etik kurulları ve muhasebe etik eğitimi kapsamında geleceğe ilişkin bir perspektif oluşturmaya çalışmaktır. Muhasebe eğitimi ve etik kodlar kapsamında Türkiye’de yapılan çalışmalar incelendiğinde, genel itibariyle meslek mensupları ve işletme sahiplerinin etik ilkelere uygun davranışlar sergiledikleri, etik dışı davranışlarda bulunanların ise bunun nedeni olarak mükelleflerin baskısı ve yasal mevzuattaki boşlukları göstermişlerdir. Çalışmalarda cinsiyet değişkenine göre erkeklerin, yaş değişkenine göre gençlerin, gelir düzeyi değişkenine göre ise geliri düşük düzeyde olanların etik dışı davranışlara daha fazla yöneldikleri belirlenmiştir. Eğitim değişkenine bakıldığında ise etik dışı davranışlarda bulunan tarafların eğitim seviyesinin daha düşük olduğu, alınan eğitimlerin etkili ve verimli olamadığı ve bu eğitimi veren kurumların etik eğitimine gerekli önemi vermediği sonuçlarına ulaşılmıştır
Synthesis and inhibitory properties of some carbamates on carbonic anhydrase and acetylcholine esterase
A series of carbamate derivatives were synthesized and their carbonic anhydrase I and II isoenzymes and acetylcholinesterase enzyme (AChE) inhibitory effects were investigated. All carbamates were synthesized from the corresponding carboxylic acids via the Curtius reactions of the acids with diphenyl phosphoryl azide followed by addition of benzyl alcohol. The carbamates were determined to be very good inhibitors against for AChE and hCA I, and II isoenzymes. AChE inhibition was determined in the range 0.209-0.291 nM. On the other hand, tacrine, which is used in the treatment of Alzheimer's disease possessed lower inhibition effect (Ki: 0.398 nM). Also, hCA I and II isoenzymes were effectively inhibited by the carbamates, with inhibition constants (Ki) in the range of 4.49-5.61 nM for hCA I, and 4.94-7.66 nM for hCA II, respectively. Acetazolamide, which was clinically used carbonic anhydrase (CA) inhibitor demonstrated Ki values of 281.33 nM for hCA I and 9.07 nM for hCA II. The results clearly showed that AChE and both CA isoenzymes were effectively inhibited by carbamates at the low nanomolar levels
- …