163 research outputs found
Shaping of Organizational Identification by Organizational Commitment: Example of Private Education Institutions in Malatya and Tunceli
This study examined the shaping of organizational identification concept by organizational commitment. Discussion continues within the literature on whether these are “different” or “the same” concepts. The present study was conducted in the light
of the approach that “Identification and commitment are two different concepts and commitment is a predecessor of identification.” From this point of view, the problem
statement of this study was defined as “Is organizational commitment a determiner of organizational identification?” and the main hypothesis was “organizational commitment is a strong determiner of organizational identification”. The Turkish
literature lacks a sufficient number of studies analyzing “determiner” relationship between these two concepts and investigating whether these are two different concepts.
Therefore, this study is thought to contribute to expanding the related literature. The study population comprised 232 teachers and administrators employed in private education institutions operating in the Malatya and Tunceli Provinces of Turkey. The study sample consists of the 135 teachers and administrator. A questionnaire was used as the data collection tool. To test the main hypothesis and answer the study questions, “single sample t-test”, “correlation test”, “multiple regression test”, “independent samples t-test” and “one-way ANOVA” were conducted.
Identification levels of participants were found to be high. Mean affective commitment and normative commitment scores –two dimensions of commitment- among participants were found to be high while their continuance commitment scores were found to be at medium level. The regression model was found to be meaningful and the main hypothesis was suggested to be valid. Examination of identification and commitment values on the basis of demographic characteristics produced findings partially complying with the literature. This may have resulted from a reflection of
theoretic confusion between these two concepts in the scales
Application of Activity Based Costing in Reverse Logistics Environment: A Case of End-of-life Vehicle Recovery in Turkey
Nowadays, there has been a growing interest in reverse logistics in both theory
and practice due to legislations, economic and ecological benefits, and social
responsibilities. If enterprises incorporating reverse logistics activities to its structure
want to realize the required level of customer service and comply with related
obligations at the lowest total cost, analyzing the actualized reverse logistics activities
and correct determination and reduction of costs of these activities are essential for
them. Traditional accounting methods are inadequate for accurate assignment of
overhead costs. In this paper, an actual application of Activity Based Costing (ABC) to
reverse logistics activities is presented in order to help managers to improve their
understanding of costs that arises from reverse logistics activities. An illustrative case
study in the end-of-life vehicle (ELV) recovery industry in Turkey is presented to
demonstrate the steps of how ABC is applied to reverse logistics systems. The results
enable to efficient management of reverse logistics activities and their costs in an ELV
recovery chain and exhibit which reverse logistics activities performed by a dismantler
cause the highest cost and can be improved. In the case study, products (ELVs) are
evaluated as inputs and the obtained materials from reverse logistics activities are
evaluated as outputs of the system by force of the nature of reverse logistics. Results
show that while most cost of the company (52.7%) was related with the output of B
Group of components/parts (sent to shredders); the minimum cost (12.3%) was realized
for the output of A Group components/parts (sent to recyclers). The remaining 35% of
the costs belong to the C Group of outputs (sent to secondary markets)
Tükenmişlik sendromunun örgütsel bağlılığı zayıflatıcı etkilerinin Malatya Merkez’de görev yapan hemşireler üzerinde incelenmesi
Bu çalışma hemşirelerin örgütsel bağlılık düzeylerinin düşüklüğünde
tükenmişlik düzeylerinin ne derece etkili olduğunu bulmak amacıyla
yapılmıştır. Çalışmanın evreni, Malatya İl Merkezi’nde bulunan kamuya ait
hastanelerde çalışan hemşirelerdir. Amacı gerçekleştirmek için evren
içerisinde yer alan 1172 hemşireden 288’ine anket uygulanmıştır. Anketin
içeriğinde, Allen-Mayer’in geliştirdiği “Örgütsel Bağlılık Ölçeği” ve
“Maslach Tükenmişlik Envanteri” yer almaktadır. Araştırma sorularına
cevap verebilmek için korelasyon, regresyon ve yol analizi yapılmıştır.
Analizler için SPSS 19.0 ve LISREL 8.8 programlarından yararlanılmıştır.
Sonuç olarak, “tükenmişliğin tüm boyutlarının örgütsel bağlılığın tüm
boyutları üzerinde negatif yönde etkili olduğu” bulgusuna erişilmiştir
Prediction of pulmonary complications following spine surgery: The ASA and ARISCAT risk indexes
Objective: We aimed to evaluate the effectiveness of predicting postoperative pulmonary complications (PPCs) following spine surgery, comparing American Society of Anesthesiologist (ASA) and Assess Respiratory Risk in Surgical Patients in Catalonia (ARISCAT) risk scoring systems.
Material and methods: We reviewed 377 patients aged≥18 years who had undergone vertebral surgery. Demographic data, comorbidities, ASA classification, body mass index, ARISCAT risk score, pulmonary complications developing with in the postoperative 1st month were assessed.
Results: A total of 377 patients, 221 (58.6%) women and 156 (41.4%) men, mean age of 59±11.8 years were evaluated. Out of the 377 patients, 73 (19.4%) patients were ASA I, 235 (62.3%) patients were ASA II, 69 (18.3%) patients were ASA III, and the mean ARISCAT score was 22.51±8.38. In the postoperative period, PPC was identified in 30 (8%) patients, with atelectasis in 15 (4%), pneumothorax in 4 (1.1%), pneumonia in 4 (1.1%), respiratory failure in 4 (1.1%), bronchospasm in 2 (0.5%) patients, and pulmonary embolism in 1 (0.3%) patient. There was a statistically significant correlation between the presence of PPC and ASA score, and between the presence of PPC and the ARISCAT levels (p=0.000, p=0.000). The incidence of PPC increased with increasing ASA scores. The ARISCAT scores were higher in patients who developed PPC. The hospital stay of patients with PPCs were longer than other patients (p=0.000).
Conclusion: In our study, in which ASA classification and ARISCAT risk index were compared as a means to predict PPC, both scores were found to be effective
Örgütsel yaratıcılığın self organizasyon oluşumuna etkisi
Çalışmanın problem cümlesi, “Malatya’da tekstil alanında faaliyette bulunan
KOBİ’lerin örgütsel yaratıcılık düzeylerinin self organizasyon oluşumuna etkisi
nedir?” şeklinde tasarlanmıştır. Araştırmanın evrenini, Malatya’da bulunan
KOBİ ölçeğindeki 130 tekstil işletmesinin yöneticisi oluşturmaktadır. Uygulama
esnasında 59 işletmeden veri toplanabilmiştir. Bulguların değerlendirilmesi için
faktör, tek örnek t ve regresyon analizlerinden yararlanılmıştır. Araştırma
bulguları ile “örgütsel yaratıcılığın self-organizasyon üzerinde istatistiksel açıdan
manidar bir belirleyici etkisinin olduğu” kanısına varılmıştır
Yöneticiye duyulan güvenin işgören sesliliği üzerindeki etkisinde psikolojik rahatlığın aracı rolü
Problem Durumu: Çalışanın içinde bulunmuş olduğu organizasyonda yetenek ve tecrübeleriyle doğru olduğunu düşündüğü fikir, düşünce, önerilerini ileride ayıplanma, baskıya maruz kalma, soyutlanma, aşağılanma korkusu olmadan doğru yer ve zamanda ifade ederek öğrenmeye katkı sağlayabilmesi olarak tanımlanan psikolojik rahatlığın yazındaki bilgiye göre öncüllerinden birisi yöneticiye güvendir. Yöneticiye güven aynı zamanda işgörenlerin işe yönelik duyduğu kaygıların ve işe ilişkin önerilerinin işyerindeki karar alma mekanizmasındaki etkisinin sınırlarını gösteren işgören sesliliğini de etkilemektedir.
Bu kapsamda yapılan yazın taramasında, yöneticiye güvenle psikolojik rahatlık ve işgören sesliliği arasındaki ilişkileri, özellikle sosyal mübadele ve örgütsel destek kuramı kuramı bakış açısıyla inceleyen kuramsal ve görgül çalışmaların çok sınırlı olduğu gözlemlenmiştir.
Çalışmanın problem cümlesi, “yöneticiye güven ve işgören sesliliği arasındaki ilişkide, psikolojik rahatlığın aracılık rolü var mıdır? şeklinde belirlenmiştir.
Araştırmanın Katkısı: Araştırma problemine yönelik yazın bulgularının sınırlı olması, değişkenler arası ilişkinin varlığına, yönüne ve gücüne yönelik kanıtların da zayıf kalmasına neden olmaktadır. Değişkenler arasında bulunan ilişkiler ve roller, yazında görülen kısmi belirsizliğin azalmasına katkıda bulunacaktır.
Araştırmanın Amacı: Bu çalışmanın amacı; yöneticiye duyulan güveninin, psikolojik rahatlık ve işgören sesliliğine etkisini tespit etmek ve yöneticiye güven ile işgören sesliliği ilişkisinde psikolojik rahatlığın aracılık rolü olup olmadığını saptamaktır
Kapsam ve Yöntem: Araştırma verisi, İnönü Üniversitesi öğretim elemanları arasından 210 kişinin cevap verdiği anket yöntemi ile toplanmıştır. Anketin içeriğinde, demografik sorular, Psikolojik rahatlık, yöneticiye güven ve işgören sesliği ölçekleri bulunmaktadır. Edmondson,(2010) tarafında geliştirilen psikolojik rahatlık ölçeğinin, Türkçe geçerlilik ve güvenirlilik çalışmasını, Yener (2015) yapmıştır. Katılımcıların yöneticiye güven düzeylerini belirlemek için; Mayer vd. (1995) geliştirdikleri, Türkçe geçerlilik ve güvenirlilik çalışması Tokgöz ve Aytemiz Seymen (2013) tarafından gerçekleştirilen ölçek kullanılmıştır. İş gören sesliliği için ise Van Dyne ve Le pine (1998) geliştirdikleri, Türkçe geçerlilik, ve güvenirlilik çalışmasını Çetin ve Çakmakçı (2012)’nın yaptığı ölçek kullanılmıştır. Elde edilen veriler yapısal regresyon modeli ile analiz edilmiştir
Bulgular: Analiz sonucunda değişkenler arasında anlamlı ve pozitif yönlü ilişkilerin olduğu, ayrıca yöneticiye güvenin hem psikolojik rahatlık hem de işgören sesliliği üzerinde pozitif yönde bir etkisinin olduğu görülmüştür. Bununla birlikte psikolojik rahatlığın, yöneticiye duyulan güvenin işgören sesliliği üzerindeki etkisinde aracılık etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır
Kurum imajının kurum kimliği açısından açıklanabilirliği: İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi örneği
Çalışma; “kurum imajının kurum kimliği açısından açıklanabilir olup olmadığını”
ortaya koymak üzere gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma evreni, İnönü
Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut ÖZAL Tıp Merkezi’nden ayakta tedavi hizmeti alan
hastalar ve hasta yakınlarından meydana gelmektedir. Örneklem, tesadüfi yöntemle
belirlenen 184 kişiden oluşmaktadır. Çalışma, yazın tarama ve gözlem sonucunda
oluşturulan anketin uygulanmasıyla tamamlanmıştır. Değerlendirme sonucunda, örnek
gurubunun hem kurum kimliğine ilişkin algıları hem de kurum imajına ilişkin algıları
yüksek bulunmuştur. Ayrıca kurum kimliği ile kurum imajı arasında pozitif yönde ve
güçlü bir korelasyon tespit edilmiştir (r = 0,784). İki değişken arasındaki çoklu
regresyon modeline göre de kurum imajının %71,2’sinin kurum kimliğini oluşturan
faktörlerce açıklanabildiği ortaya konulmuştur
Finansal performansın yükseltilmesinde iki belirleyici faktör: müşteri memnuniyeti ve çalışan tatmini: Malatya’da faaliyet gösteren süpermarketlerde bir uygulama
Bir işletmenin finansal performansının değerlendirilmesinde karlılık, büyüme, satışlar, pazar payı gibi finansal ölçütlerin dikkate alınması yeterli görülmemektedir. Çünkü bu ölçütler daha çok firmanın geçmişteki performansına yöneliktir. Geleceğe yönelik değerlendirmeler için finansal ölçütlerin dışında finansal başarı üzerinde etkili olan çeşitli faktörlerin de dikkate alınması gerekmektedir. Firmanın gelecekteki finansal performansı üzerinde etkili olan müşteri memnuniyeti ve firma çalışanlarının iş tatmini düzeyi finansal performans üzerinde doğrudan ya da dolaylı çeşitli düzeylerde etkilidir. Bu çalışmanın amacı “işgören tatmini ve müşteri memnuniyeti arasındaki ilişkiyi test etmek ve her ikisinin hizmet yönü ağır basan ticari işletmeler olan süpermarketlerin finansal başarısı üzerindeki etkisini araştırmaktır”. Elde edilen araştırma sonuçları; “çalışan tatmini ile finansal performans arasında müşteri memnuniyetinin aracılık etkisinin güçlü olduğunu” göstermektedir
- …