87 research outputs found

    Investigation of Properties ZnO, CuO, and TiO2 Reinforced Polypropylene Composites

    Get PDF
    414-419Nanotechnology is a multidisciplinary science and its popularity is increasing day by day. Nanotechnology could be applied to processing of many materials. Textile is one of such applications. Textile products which are produced by nanotechnology are more functional and superior than other products. It can improve material finishing, product processing or yarn production. Some examples of Nanotechnology mediated improvement are high strength and electrical properties. Polymer matrix nanocomposites are suitable for textile industry applications. For last several years lots of studies have focused on polymer matrix nanocomposites. Polypropylene (PP) is example of one of the polymers, being engaged for such purpose. Polypropylene fibers have high mechanical strength and light weight with widespread usage starting from automotives to packaging. In the light of these information on this study polypropylene was used as matrix and TiO2, ZnO and CuO used as reinforcement. In our study eighty five dtex thickness nanocomposites were produced by melt-mixing. According to results 0.5% CuO/PP nanocomposites increased electrical properties by 13%. TiO2/PP and ZnO/PP composites showed better mechanical properties than CuO/PP samples. When test results were evaluated together, considered reasons such as ease of application and production, accessibility of raw materials, it was decided that 0.5% TiO2/PP nanocomposite is most suitable

    Malatya Yöresinde Organik Kayısı Yetiştiriciliği

    Get PDF
    Bu çalışma, Malatya yöresinde organik tarım tekniğinde yer alan bitki besleme uygulamalarını konvansiyonel uygulamasıyla karşılaştırarak, kayısı yetiştiriciliği için en uygun organik tarım programını oluşturmak amacıyla planlanmıştır. Çalışma 2002-2006 yıllarında Malatya ili Akçadağ ilçesi Karapınar Köyü’nde, 5 yıldır sertifikalı olarak organik tarım yetiştiriciliği yapılan, 15 yaşında, 10x10 m aralık ve mesafede dikilmiş Hacıhaliloğlu kayısı çeşidinden kurulu kayısı bahçesinde yürütülmüştür. Bu bahçenin yakınında, konvansiyonel tarım sisteminin uygulandığı, 15 yaşında ve 10x10 m aralık ve mesafe ile dikilmiş Hacıhaliloğlu kayısı çeşidinden kurulmuş bir üretici bahçesi de kontrol bahçesi olarak kullanılmıştır. Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü ve her tekerrürde 3 ağaç olacak şekilde kurulmuştur. Çalışmada, organik tarım sistemine uygun 5 farklı bitki besleme uygulaması A (Toprağa Ticari Organik Gübre + Toprağa Çiftlik Gübresi + Yeşil Gübre Uygulaması), B (Toprağa Ticari Organik Gübre + Toprağa Humik Asit Uygulaması), C (Toprağa Ticari Organik Gübre + Toprağa Çiftlik Gübresi Uygulaması), D (Toprağa Organik Gübre + Yeşil Gübre Uygulaması) ve E (Toprağa Ticari Organik Gübre + Yaprağa Ticari Organik Gübre Uygulaması) yapılmıştır. Uygulamaların meyve verim ve kalitesi üzerine etkileri ile ekonomik analizleri yapılmıştır. Uygulamaların ortalama ağaç başına ve gövde kesit alanına verim değerleri üzerine etkisi %1 düzeyinde önemli bulunmuştur. En yüksek ağaç başına ve gövde kesit alanına verim değerleri sırası ile 111.30 kg/ağaç ve 0.18 kg/cm2 ile kontrol uygulamasından, organik uygulamalardan ise en yüksek verim 83.09 kg/ağaç ve 0.16 kg/cm2 ile A uygulamasından elde edilmiştir. En düşük verim ise 55.25 kg/ağaç ve 0.10 kg/cm2 ile D uygulamasından elde edilmiştir. Çalışmanın sonucunda, Malatya koşullarında verim, kalite ve net karlılık kriterleri göz önüne alınarak, organik kayısı yetiştiriciliği için A kombinasyonunun (Toprağa Ticari Organik Gübre Uygulaması + Toprağa Çiftlik Gübresi Uygulama + Yeşil Gübre Uygulaması), tavsiye edilebilir ve uygulanabilir en uygun organik kombinasyon olduğu saptanmıştır

    A Rare Tumor of Palatine Tonsils: Chondrolipoma

    Get PDF
    Chondrolipomas are benign mesenchymal tumors that have two mature tissues simultaneously and emerge as a result of cartilaginous metaplasia in lipomas. They rarely occur in the head and neck area (1%-4%), and occur more frequently in the 60-70 years age group. Although there are cases of the nasopharynx, tongue, lip, and neck reported in the literature, we have been able to find only two cases on tonsils. The case of a 17-year-old male patient, who presented to our clinic complaining of dysphagia and was diagnosed with tonsillar chondrolipoma, is described here, along with the radiological, clinical, and immunohistochemical findings, as well as the review of the literatur

    M9 Anaçlı Elma Bahçelerinde Organik Yetiştiriciliğin Uygulanabilirliği

    Get PDF
    M9 anacı üzerine aşılı Williams Pride, Jonafree, Rajka ve Golden Delicious elma çeşitlerinde organik tarım uygulamaları ile konvansiyonel tarım uygulaması fenolojik özellikler, verim, kalite, hastalık ve zararlılar, hasat sonrası muhafaza, pazarlama imkanları ve maliyet bakımından karşılaştırılmıştır. Bu çalışma ile Eğirdir (Isparta) koşulları ve benzer bölgelerde organik elma yetiştiriciliğinin uygulanabilirliği araştırılmıştır. Veriler değerlendirildiğinde kümülatif verim bakımından en yüksek değer konvansiyonel yetiştiricilikte Rajka çeşidinden elde edilirken en düşük değer organik yetiştiricilikteki 3. uygulamadaki Jonafree çeşidinden elde edilmiştir. Pazarlanabilir meyve oranı bakımından hem konvansiyonel hem de organik yetiştiricilikte en yüksek değerler Rajka çeşidinden elde edilmiştir. Yapılan ekonomik analizde, 1 kg elma maliyeti organik yetiştiricilikte daha yüksek olmasına rağmen, 2008 yılı elma satış fiyatlarına göre organik elma yetiştiriciliğinin daha karlı olduğu görülmektedir

    Capital Fixity and Mobility in Response to the 2008-09 Crisis: Variegated Neoliberalism in Mexico and Turkey

    Get PDF
    The article examines the 2008-9 crisis responses in Mexico and Turkey as examples of variegated neoliberalism. The simultaneous interests of corporations and banks relative to the national fixing of capital and their mobility in the form of global investment heavily influenced each state authority’s policy responses to the crisis at the expense of the interests of the poor, workers, and peasantry. Rather than pitching this as either evidence of persistent national differentiation or some Keynesian state resurgence, we argue from a historical materialist geographical framework that the responses of capital and state authorities in Mexico and Turkey actively constitute and reconstitute the global parameters of market regulatory design and neoliberal class rule through each state’s distinct domestic policy formation and crisis management processes. While differing in specific content the form of Mexico and Turkey’s state responses to the crisis ensured continuity in their foregoing neoliberal strategies of development and capital accumulation, most notably in the continued oppression of workers. That is, the prevailing strategy of accumulation continues to be variegated neoliberalism

    How much do we know about the venous thromboembolism? The approach of turkish plastic surgeons to the venous thromboembolism prophylaxis and preferred methods in prophylaxis: A survey study

    Get PDF
    Giriş: Derin ven trombozu (DVT) ve pulmoner emboli (PE) diğer cerrahi branşlarda olduğu gibi günümüz Plastik Rekonstrüktif ve Estetik cerrahi operasyonlarında da hastalar için önemli bir mortalite ve morbidite nedenidir. Bu çalışmada, Türk Plastik Cerrahların Venöz tromboemboli (VTE) farkındalık düzeyini belirlemek, uygulamakta oldukları VTE proflaksi protokolleri hakkında bilgi edinmek, ülkemizdeki VTE risk faktörlerinin sıklığını belirlenmesi amaçlarıyla uygulanan VTE anketinin sonuçlarının sunulması ve verilerin literatür ile karşılaştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda, Plastik Cerrahi prosedürlerine yönelik DVT ile ilgili 7 sorudan ve 2 sayfadan oluşan bir anket hazırlandı. Bu anket formu basılı ve elektronik olarak hazırlanarak, Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneğinin düzenlediği iki kongrede Türkiye’de çalışan Plastik Cerrahi uzman hekimlerine sunuldu. Ayrıca, anketin elektronik formatı, derneğin forum sayfası üzerinden Plastik Cerrahlara ulaştırılarak sonuçlar e-posta üzerinden toplandı. Bulgular: 57 elektronik, 42 basılı olmak üzere toplam 99 anket değerlendirildi. Anket sonuçlarının değerlendirilmesinde, katılımcıların % 90’in DVT proflaksi uyguladığı, %10 ise uygulamadığı saptandı. Katılımcıların %94’ü preoperatif risk faktörlerini tüm hastaları için sorgularken, %6’sı risk faktörü sorgulaması yapmamaktaydı. Risk grubu sorgulayan cerrahların, en sık karşılaştıkları risk faktörü 93% oranıyla geçirilmiş DVT hikayesi olarak saptanmıştır. Sonuç: VTE‘ye bağlı mortalilite ve morbidite oranlarının azaltılmasında en etkili ve ucuz yöntemin proflaksi olduğunu unutulmamalıdır. Bu bakımdan ülkemiz Plastik cerrahi hasta populasyonuna ait risk faktörlerinin ve toplumdaki edinsel ya da konjenital hiperkoagulabilite oranlarının belirlenmesi ile VTE profilaksisi konusunda kendi branşımıza ait bir protokol oluşturulması gerektiğini düşünmekteyiz.Introduction: Deep vein thrombosis (DVT) and pulmonary embolism (PE) are important causes of morbidity and mortality for patients undergoing Plastic Surgical operations. In this study we evaluated the results of the survey which is prepared to identify the level of the consciousness about the venous thromboembolism (VTE) of the Turkish Plastic Surgeons. On the basis of this survey we also aimed to define the risk factors for VTE and the preferred methods for VTE prophylaxis. We also compared the results of this survey with the literature. Material and Methods: We prepared a survey composed of 2 pages and 7 questions, regarding the Plastic Surgical operations and VTE. The printed forms of this survey were distributed to the Turkish plastic surgeons in two national congresses of the Turkish Society of Plastic and Reconstructive Surgery. The electronic forms were distributed through the web page of the Society and the results were collected via e-mails. Results: The study included 99 surveys (57 electronic and 42 printed). Ninety percent of the participants were administering DVT prophylaxis. Ninety four percent of the participants were evaluating the risk factors for VTE before administering VTE prophylaxis. Conclusion: The easiest and the cheapest way to prevent the morbidity and mortality due to VTE is prophylaxis. It is necessary to find out the risk factors for the Plastic Surgical operations. It is also necessary to create a Plastic Surgery specific protocol for VTE prophylaxis

    Dünyada Göçmenlerin Eğitim Alanındaki Sorununa İlişkin Yasal Düzenlemeler

    Get PDF
    Göç, gelişmiş toplumlara olumlu veya olumsuz etkileri olabilen nüfusların yer değiştirme hareketi olarak tanımlanabilir. Bu nüfus hareketliliğinin çeşitleri ve etkileri değişiklik göstermektedir. Bu değişiklikler ülkelere göre de çeşitlilik gösterebilmektedir. Bu değişiklikler, beraberindeki sorunların çözümlerini ve göçün topluma olan etkilerini ortaya çıkarması açısından önemlidir. Göç alan ülkelerin genel durumlarına bakıldığı zaman ülkelerin kendilerine ait bir göçmen politikası uygulaması, göçmenleri eğitme politikası ve kendi hukuk düzenlerinde düzenlemeler yapılması zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Göçmenlerin sorun olmaktan çıkarılıp onların topluma uyumunun sağlanması, göçmen eğitimindeki temel yolların başında gelmektedir. Eğitim alan insanların, toplumsal kurallara uymaları ve sosyolojik olarak topluma kendilerini adapte etmeleri daha kolaylaşır. Göç insanların ister kendi ülkeleri içerisinde isterse dış ülkelere yapılsın amaç kendi yaşadıkları bölgenin kötü koşullarından kurtularak daha iyi koşullar elde etmek içindir. Göçmenler çoğu zaman karma sebeplerle göç etmiş, insanların yer değiştirmelerine sebep olan durumlar, yaşanılan yer ve zamana göre değişiklik göstermiştir. Ekonomik rahatlık arayışı, çatışma ya da şiddetten uzaklaşma, politik düzensizlikler, siyasi sığınma isteği, mevcut durumlarına göre şartları daha uygun eğitim imkânları gibi çok farklı etkenden sebebiyle kişisel veya toplu göç hareketleri oluşmuştur ve oluşacaktır. Günümüzde ırkçılık kurumsal alanlarda gözle görülmez ancak derinden hissedilir olduğu bir zamana ırkçılığın artık abartılı ve saldırgan bir şekilde kendini gösterdiği zamandan doğru değişmiştir. Oluşabilecek tepkilerden çekinilmesi sebebiyle kurumsal birçok alanda ırkçılığın devam etmesinin önüne geçilmesiyle birlikte hala bu tutumun zihinlerde yer ettiği görülmektedir. Bundan dolayı hem bireysel hem de toplumsal anlamda sivil toplum örgütlerinin rolü bu alanda daha çok hissedilmektedir Dünyadaki göçmen sorununu çözmek için ülkeler, eğitim alanına ait kendi kanunlarında yeni yasal değişiklikler ve düzenlemeler yapmaktadır. Bu yasal düzenlemeler ülke içerisinde dahi değişiklikler göstermektedir. Günümüz dünyasında göç sorununa yönelik “çok kültürlülük anlayışı“ doğrultusunda uygulamalar yapılmaktadır. Çok kültürlülük çalışmaları toplumsal algının değişmesini ve kültürel çeşitliliği sağlamaktadır. Bunun için yapılan eğitim faaliyetleri, ülkelerin ve toplumların da eğitimiyle mümkün olmaktadır. Göçmen sorunlarının çözümüne yönelik daha gelenekçi anlayışlarda ise eğitimi “asimilasyon yoluyla“ yapılan politikalar çözüm yolu gibi görünse de eğitimin hedeflenen olumlu sonuçlarından ziyade olumsuz sonuçlara yol açtığı görülmektedir

    Esmâ bint Yezîd’in hayatı ve rivayetleri

    No full text
    Anahtar Kelimeler: Esmâ bint Yezîd, Hadis, Sahâbe, Hatîbetü’n-nisâ.ÖZETESMÂ BİNT YEZÎD’İN HAYATI VE RİVAYETLERİBu çalışmanın amacı, İslam dininin temel kaynaklarından biri olan hadislerin sonraki nesillere aktarılmasında önemli rol oynayan sahâbe neslinden biri olan Esmâ bint Yezîd’in hayatını, rivayetlerini ve hadis ilmindeki yerini incelemektir. Esmâ bint Yezîd’in hayatıyla ilgili bilgiler araştırılırken kaynak olarak ricâl ve tabakât eserleri temel alınarak ulaşılabilen bütün kaynaklardan yaralanılmıştır. Çalışma girişle beraber iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Esmâ bint Yezîd’in ismi, künyesi, nesebi, doğumu, ailesi, vefatı, ahlâkî ve ilmi kişiliği ve hadis ilmindeki yeri incelenmiş, talebeleri tanıtılmıştır. İkinci bölümde ise Esmâ bint Yezîd’in rivayetlerine yer verilmiş, rivayetler arasındaki farklara işaret edilmiş, bu rivayetlerin kaynaklardaki yerleri gösterilmiş, rivayetlerin senedinde yer alan râviler hakkında bilgi verilmiştir. Bu bölümün ikinci kısmında rivayetler konu başlıkları altında derlenerek tercüme edilmiştir. Ayrıca bazı konu başlıkları hakkında dipnot açıklamaları yapılmıştır. Bu çalışmanın sonunda Esmâ bint Yezîd rivayetlerinin senedleri ve rivayetlerin sıhhat durumları tablo halinde gösterilmiş, ardından Sonuç ve Kaynakça bölümü yer almıştır. Keywords: Esmâ bint Yezîd, Hadith, Companions, Orator of Women.ABSTRACTTHE LIFE OF ESMÂ BINT YEZÎD AND HER NARRATIONSThis study aims to examine Esmâ bint Yezîd’s life and her narratives and the place in Hadith science whom she was one of the genaration of Companions that played the most important role in the transfering Hadiths, one of the basic source of Islam, to the later genarations. While examining the life of Esmâ bint Yezîd, the basic sources tabakât and ricâl were taken as the basal and all the other sources that reached were considered. This study consists of two parts together with the introduction. In first part, the datum about the name, tag, ancestry, birth, family, death, scıentıfıc and ethical personality was examined and her pupils were introduced. In the second part of this, the narratives from Esmâ bint Yezîd in Hadith were taken place and the differences among the narratives were pointed out, besides the places of her narratives in the other sources were shown and general knowledge was given about her followers where the names were indicated in her narratives script. In the following section of this 2 nd part the narratives were translated by compiled under subject headings. Additionally footnotes concerning some headings were given into this part.At the end of this study, the isnads of the narratives from Esmâ bint Yezîd were handed out schematicaly, followed by a conclusion and a bibliography
    corecore