7 research outputs found
Erythrocyte arginase activity in lung cancer patients
Amaç: Bu çalışmada, akciğer kanserli hastalarda kanda eritrosit arginaz aktivitesi ve hücre tipi ve ekstrapulmoner metastazın bu aktiviteye etkisi incelendi. Hastalar ve Yöntemler: Çalışmaya akciğer kanserli 46 hasta (ort. yaş 63.1) ve sağlıklı 29 birey (ort. yaş 57.2) alındı. Eritrosit arginaz aktivitesi Geyer ve Dabich yöntemi ile ölçüldü. Ayrıca, küçük hücreli akciğer kanserli 15 hasta, küçük hücreli dışı akciğer kanserli 31 hasta, ekstrapulmoner metastazı olan 23 hasta ve metastazı olmayan 23 hastanın eritrosit arginaz aktiviteleri karşılaştırıldı. Bulgular: Sağlıklı kontroller ile karşılaştırıldığında, akciğer kanserli tüm hastaların (p<0.01), küçük hücreli akciğer kanserli hastaların (p<0.05), küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastaların (p<0.01), ekstrapulmoner metastazı olan (p<0.01) ve olmayan (p<0.01) hastaların eritrosit arginaz aktiviteleri anlamlı derecede yüksek bulundu. Öte yandan, küçük hücreli ve küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastalar arasında ve metastazı olan ve olmayan hastalar arasında eritrosit arginaz aktivitesi yönünden anlamlı farklılık görülmedi. Sonuç: Akciğer kanserli hastalarda eritrosit arginaz aktivitesinde sağlıklılara göre anlamlı bir artış olduğunu; ancak, hücre tipi veya ekstrapulmoner metastazın bu artış üzerinde etkisi olmadığını söyleyebiliriz.Objectives: We investigated blood erythrocyte arginase activity in lung cancer patients and the effect of cell type and extrapulmonary metastasis on this activity. Patients and Methods: The study included 46 lung cancer patients (mean age 63.1 years) and 29 healthy subjects (mean age 57.2 years). Erythrocyte arginase activity was determined with the use of the Geyer-Dabich method. Erythrocyte arginase activity was compared between patients with small cell lung cancer (n=15), non-small cell lung cancer (n=31), extrapulmonary metastases (n=23), and no metastasis (n=23). Results: Compared to healthy controls, erythrocyte arginase activity was significantly increased in all lung cancer patients (p<0.01), and in patient groups with small cell lung cancer (p<0.05), non-small cell lung cancer (p<0.01), extrapulmonary metastases (p<0.01), and no metastasis (p<0.01). On the other hand, erythrocyte arginase activity did not differ significantly between patients with small cell lung cancer and non-small cell lung cancer, and between patients with and without extrapulmonary metastases. Conclusion: Our data suggest that, compared to healthy subjects, erythrocyte arginase activity is significantly increased in lung cancer patients, with no additional effect of cell type or extrapulmonary metastases
Effects of vitamin A and E on arginase activity, ornithine and urea levels in brain tissues of rats on long-term alcohol administration
Amaç: Sıçanlarda uzun süreli alkol kullanımının beyin arjinaz enzim aktivitesi ve ornitin üzerine etkisi ile C ve E vitaminlerinin bu parametreler üzerindeki etkisi araştırıldı. Çalışma Planı: Çalışmada 4-6 aylık, 75 erkek Wistar Albino cinsi sıçan kullanıldı. On beşerlik gruplar halinde beş çalışma grubu oluşturuldu. Birinci gruba alkole eşit kaloride glukoz oral yoldan verilirken, 2. gruba alkol, 3. gruba alkole ek olarak C vitamini, 4. gruba alkole ek olarak E vitamini, 5. gruba alkole ek olarak C ve E vitaminleri 20 hafta süreyle verildi. Yirminci hafta sonunda sıçanlar sakrifiye edildi. Beyin dokusu örneklerinde arjinaz enzim aktivitesi, ornitin ve üre düzeyleri ölçüldü. Bulgular: Beyin dokusu arjinaz aktivitesi, ornitin ve üre düzeyleri tedavi alan gruplarda alkol grubuna oranla anlamlı olarak yüksek bulundu. Sonuç: Kronik alkol kullanımında arttığı bilinen nitrik oksit sentazın (NOS), L-arjinin havuzunun tükenmesine yol açarak arjinaz enzim aktivitesinde azalmaya neden olabileceği, antioksidan vitaminler olarak C ve E vitaminlerinin kullanımının, oksidatif stresi azaltıp arjinaz/NOS yolağını arjinaz lehine çevirebileceği ve olumsuz etkileri bilinen nitrik oksit üretiminin azalmasının söz konusu olabileceği düşünülmektedir. Aynı anda üretimi artan poliaminler bu olumlu etkiyi daha da artırabilecektir. Dolayısı ile kronik alkol kullanımının zararlı etkilerini azaltmada C ve E vitaminlerinden yararlanılabilir.Objectives: The effect of long-term alcohol administration on brain arginase enzyme activity, ornithine and urea levels and the changes induced by administration of vitamins C and E were investigated. Study Design: Seventy-five male Wistar Albino rats between 4-6 months of age were used. Five study groups, each consisting of 15 rats were formed. The first group received oral glucose with a calorie value equivalent to alcohol. The second group received alcohol, the third, fourth and fifth groups received vitamins C, E and C+E, respectively, in addition to alcohol, for 20 weeks. All animals were sacrificed by the end of 20 weeks and arginase activity, ornithine and urea levels were measured in brain tissue samples. Results: In the treatment groups, arginase activities, ornithine and urea levels were significantly higher than the alcohol group (group 2). Conclusion: These results suggest that the nitric oxide synthase (NOS) enzyme which isshown to have increased in chronic alcohol intake, may cause a decrease in arginase enzyme activity via depleting the L-arginine pool. Antioxidant replacement therapy may increase the arginase enzyme activity and therefore lead to a decrease in nitric oxide production which has been shown to have some negative effects. On the other hand, simultaneously increased polyamine production may potentiate the beneficial effects of these vitamins.Thus, vitamins C and E may prove to be effective in reducing the deleterious effects of chronic alcohol consumption
Koyunlarda gebelik öncesi, gebelik ve laktasyon dönemlerinde idrar, kan ve sütte orotik asit, üre ve amonyak miktarlarının belirtilmesi üzerinde araştırma
Araştırmada kullanılan 10 adet Karacabey merinos koyunundan gebelik öncesi 2, gebelik doneminde 6 ve laktasyonda 6 kez olmak uzere toplam 14 adet kan ve idrar örnekleri alinmiş ve bu örnekler üre, amonyak ve orotik asit bakimından analiz edilmiştir. Laktasyon doneminde ise içerisinde 10 kez süt örnekleri alinmış ve sütte orotik asit miktarı saptanmiştır. İdrarda amonyak miktari gebelik öncesinde 7.017 mg/100 ml, gebelikte 763 mg/100 ml ve laktasyonda 15.401 Mg/100 ml olarak tesbit edilmiştir. idrarda üre miktarı, gebelik oncesi dönemde 122.28 mg/100 ml, gebelikte 172.20 mg/100 ml ve laktasyonda 45.05 mg/100 ml kadardır. İdrarda saptanan orotik asit miktarları sırasıyla 16.62 g; 8.41 g üre 5.44 g/ml kadardır. Serumda amonyak düzeyi 194.74 g 222.48 g 301,60 g ml olarak saptanmıştır. Serumda üre sirasiyla 1.28; 1499 ve 1.716 g/100 ml olarak bulunmustur. Serumda orotik asit [iiizeyi yeterli miktarda olmadığından ölçülememiştir. Sütte orotik 311 miktari laktasyon suresine bağlı olarak giderek yükselmiş ise 3 koyunlarda birinci aydan itibaren süt miktarın düştüğü gözönüne alınırsa sütle atılan orotik asit miktarın ayni düzeyde oldugu kabul edilebilir. idrarla gebelik öncesinde gunde 16.52 ug/ml orotik atılırken laktasyon döneminde idrarda orotik asit miktari 5.44 g/ml düşmüş, fakat bu miktar sütle atılmaya başlamıştır. duruma göre günde canlıda sentezlenen orotik asit miktarı belli düzeyde bulunmaktadir
Bazı Orta Anadolu koyunlarının eritrositlerinde arginaz aktivitesinin dağılımı
TÜBİTAK VHAG15.05.1982Arginaz, arginini üre ve ornitine parçalayan enzimdir. Bu enzimin insan eritrositlerinde bulunmadığı durumlarda, çocuklarda kanda arginin düzeyi yükselmekte ve "Argineraia" denilen klinik tablonun şekillenmesi sonucu-çocuklar ölmektedir. Koyunlarda ise eritrositlerde arginaz düzeyinin değişmesi fizyolojik bozukluklar yaratmamaktadır. Araştırmamızda; Akkaraman, Dağlıç ve Rambouillet koyunlarında bir yıl süre ile eritrositlerde arginaz aktivitesi ölçülerek, enzim aktivitesi ile yapağı kalitesi arasında bir ilişki aranmıştır.Ayrıca enzim aktivitesinin ölçülmesi için gerekli yöntem, sahada çalışan zooteknistlerin kullanabilmesi amacı' ile basitleştirilmiştir. Yapağı kalitesinin düşük olduğu; Akkaraman ve Dağlıçlarda enzim aktivitesi yüksek bulunurken, iyi kalite yüne sahip Rambo illet 'lerde ise enzim aktivitesi önemli derecede düşük bulunmuştur. Genellikle enzim aktivitesi yaştan ziyade mevsime bağlı olarak değişmekte fakat bu değişiklikler, ırklar arasındaki farklılık sınırlarını aşamamaktadır
Meme kist sıvısı serbest amino asit profili
Amaç: Kistik meme hastalıkları kadınlarda en fazla görülen meme hastalığıdır. Apokrin epitelli (Na/K3) olmak üzere iki tip meme kisti bulunmaktadır. Yapılan çeşitli çalışmalar memesinde kistik bir oluşum bulunan kadınların 1.7-7.5 kat daha fazla meme kanserine yakalanma riski taşıdıklarını ortaya koymuştur. Kanserli hastaların periferal dolaşımına bakıldığında ise genellikle anormal bir amino asit profili saptanmıştır. Ayrıca, amino asit profilindeki değişiklikler organ düzeyindeki kanserler ile ilişkili bulunmuştur. Bu çalışmanın amacı meme kanseri gelişimi yönünden yüksek ve düşük risk grubu kistlerdeki amino asit düzeylerini incelemek ve bu kistlerden meme kanseri gelişimi yönündeki olası mekanizmaları araştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmada kistik meme hastalığı olan kadınlardan alınan meme kist sıvısı kullanıldı. Meme kist sıvısı amino asit düzeyleri HPLC metodu ile ölçüldü. Bulgular: Apokrin epitelli kist grubunda aspartik asit, glutamik asit, hidroksiprolin, serin, glisin, treonin, alanin, prolin, tirozin, metiyonin, izolösin, fenilalanin ve triptofan düzeyleri anlamlı olarak yüksek, lizin düzeyi ise düşük bulundu. Sonuç: Kanser gelişimi yönünden yüksek riske sahip olan apokrin epitelli kistlerde bulunan daha yüksek amino asit düzeyleri, amino asitlerin meme kanseri gelişim sürecinde potansiyel bir role sahip olabileceğini göstermektedir.Objective: Gross cystic breast disease (GCBD) is the most common benign breast disease. There are two types of breast cyst; lined by apocrine epithelium (Na/K<3) or flattened epithelium (Na/K>3). Several studies have shown that women with palpable breast cysts may have 1.7-7.5 times higher risk of developing breast cancer. Patients with malignant disease usually show abnormal amino acid profiles in the peripheral circulation. Changes in amino acid profile diagnostically correlate with organ sites of malignancy. The aim of this study was to investigate the levels of amino acids in two cyst groups and possible mechanisms involved in the development of breast cancer. Material and Methods: The breast cyst fluid aspirated from women with GCBD were analysed. Breast cyst fluid amino acid levels were determined with HPLC. Results: Aspartic acid, glutamic acid, hydroxyproline, serine, glycine, threonine, alanine, proline, tyrosine, methionine, isoleucine, leucine, phenylalanine and tryptophan levels were significantly higher, and lysine levels were lower in the apocrine epithelial cysts. Conclusion: In this study, higher concentrations of amino acids in apocrine cysts, which are also known to have a higher risk of developing breast cancer, may indicate the possible role(s) of amino acids in the mechanism of breast cancer development
The Importance of Erythrocyte Arginase Activity In Acute Myocardial
Arginase (L-Arginine amidinohydrolase; EC 3.5.3.1), the final enzyme in theurea cycle, is responsible for the detoxification of ammonia in the liver of themammalian. In extrahepatic mammalian tissues, arginase is believed to supply thecell with ornithine, a crucial metabolite in biosynthesis of glutamic acid, proline andpolyamines. The purpose of the present study is to investigate whether erythrocytearginase activity is changed in patients with acute myocardial infarction at 24 hour,48 hour and on day 10 post-infarction together with aspartate aminotransferase(AST), lactate dehydrogenase (LDH) and creatine kinase-MB (CK-MB), themarkers of myocardial cell damage. In this study, 49 subjects with acute myocardialinfarction and 35 healthy volunteers were included. Erythrocyte arginase activitydetermination was carried out by the methods of Geyer and Dabich. Serum AST,LDH and CK-MB activities were measured with an automatic biochemistryanalyzer by commercial kits. Our results showed that both arginase and cardiacmarker enzyme activities are elevated at 24 hour post-infarction, and then they aredecreased at 48 hour post-infarction as compared to those at the first day whilethey are still elevated when compared with control group and except LDH, allenzyme activities are returned to control levels on day 10 post-infarction in patientswith acute myocardial infarction. We think that the observation of the changes inerythrocyte arginase activity at 24 hour, 48 hour and on day 10 post-infarction maybe useful for diagnosis of acute myocardial infarction