48 research outputs found
Ultrafine conducting fibers: metallization of poly(acrylonitrile-co-glycidyl methacrylate) nanofibers
Electrospun poly(glycidylmethacrylate) (PGMA) and poly(acrylonitrile-co-glycidyl methacrylate) (P(AN-GMA)) nanofibers were coated with monodisperse silver nanoparticles by using an electroless plating technique at ambient conditions. Oxirane groups on the surface of nanofibers were replaced with reducing agent, hydrazine. Surface modified nanofibers were allowed to react with ammonia solution of AgNO3. A redox reaction takes place and metallic silver nucleate on fibers surface. Parameters affecting the particle size were determined
Pnömonili sığırlarda miyeloid hücrelerde eksprese edilen mid-regional pro-adrenomedullin ve soluble tetikleyici reseptörün serum düzeyleri
This study aimed to determine the serum levels of two inflammatory biomarkers, named, mid-regional pro-adrenomedullin (MR-Pro ADM) and soluble triggering receptor expressed on myeloid cells (sTREM-1), in cattle diagnosed with pneumonia. For this purpose, 40 patient female cattle, which were aged 2-7 years and displayed coughing, dyspnea, nasal discharge, anorexia and abdominal respiration, and 15 healthy female cattle within the same age range, were evaluated. The diseased cattle underwent clinical and radiological examinations and were sampled for blood prior to receiving treatment. The healthy subjects also underwent clinical examination and were sampled for blood once. Blood samples were used for biochemical and hematological measurements. While the diseased group had higher serum levels of MR-Pro ADM (86.38±6.33), compared to the healthy control group (61.81±4.96); the pneumonic cattle had lower levels of sTREM-1 (75.93±1.86), in comparison to the healthy group (96.55±9.13).
In conclusion: MR-Pro ADM and sTREM-1 levels are very important diagnostically in cattle with pneumonia.Bu çalışma, pnömoni tanısı konulan sığırlarda mid-regional pro-adrenomedullin (MR-Pro ADM) ve miyeloid hücrelerde eksprese soluble tetikleyici reseptör olmak üzere iki enflamatuvar biyobelirteç ile bazı biyokimyasal ve hematolojik parametrelerin serum düzeylerinin belirlenmesini amaçladı. Bu amaçla 2-7 yaş arası öksürük, nefes darlığı, burun akıntısı, iştahsızlık ve abdominal solunumu gösteren 40 hasta dişi sığır ve aynı yaş aralığında 15 sağlıklı dişi sığır değerlendirildi. Hasta sığırlar tedavi edilmeden önce klinik ve radyolojik muayenelere tabi tutuldu ve kan örnekleri alındı. Sağlıklı sığırlar ayrıca klinik muayeneye tabi tutuldu ve bir kez kan örnekleri alındı. Kan örnekleri biyokimyasal ve hematolojik ölçümler için kullanıldı. Hasta grupta MR-Pro ADM serum düzeyleri (86,38±6,33) kontrol grubuna (61,81±4,96) göre daha yüksek bulundu. Hasta sığırların sTREM-1 seviyeleri (75,93±1,86) sağlıklı gruba kıyasla (96,55±9,13) karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı düşük bulundu.
Sonuç olarak: MR-Pro ADM ve sTREM-1 seviyeleri pnömonili sığırlarda diagnostik açıdan oldukça önemlidir
A newborn with moderate hemophilia A with severe intracranial and extracranial hemorrhage: A case report
Intracranial hemorrhage among term newborns is a rare clinical condition with high morbidity and mortality. Although major bleeding is relatively uncommon, the incidence of intracranial hemorrhage in hemophilic children is higher during the first few days of life than at any other stage in childhood, which relates to the trauma of delive ry.
Here, we reported a newborn case diagnosed with moderate hemophilia A, without the presence of a positive family history of hemophilia and presenting with intracranial and extracranial hemorrhage and we aimed to emphasize that the early diagnosis and replacement therapy carries an essential importance
Children in 2077: Designing Children’s Technologies in the Age of Transhumanism
What for and how will we design children’s technologies in the transhumanism age, and what stance will we take as designers? This paper aims to answer this question with 13 fictional abstracts from sixteen authors of different countries, institutions and disciplines. Transhumanist thinking envisions enhancing human body and mind by blending human biology with technological augmentations. Fundamentally, it seeks to improve the human species, yet the impacts of such movement are unknown and the implications on children’s lives and technologies were not explored deeply. In an age, where technologies can clearly be defined as transhumanist, such as under-skin chips or brain-machine interfaces, our aim is to reveal probable pitfalls and benefits of those technologies on children’s’ lives by using the power of design fiction
Mixture of Poses for Human Behavior Understanding
In this study, a global shape descriptor that we call Mixture of Poses (MoP) is proposed to solve human behavior understanding problem. Firstly, the Shape Context Descriptor (SCD) is obtained for each frame. SCD is a low level feature representing a single pose, that is the shape at a single frame. PCA is used for data reduction while obtaining SCDs. The collection of SCDs obtained in a video of a single action are clustered by a version of k-medoids algorithm. Center Poses, which are cluster medoids, are used in turn to initialize the mixture of Gaussians to be trained by expectation maximization algorithm. MoPs are these mixtures of Gaussians representing the distribution of SCDs. Number of mixtures in MoGs are found automatically by the system, since more clusters are emerged by itself for more complex actions undergoing with more different poses. Experiments are conducted on Weizmann dataset and quite encouraging results are obtained
Scleredema diabeticorum partially treated with low-dose methotrexate : A report of five cases
Skleredema nadir görülen skleroderma-benzeri bir grup konnektif doku hastalıklarından biridir. Bilinen küratif bir tedavisi olmamakla birlikte literatürde birçok tedavi şekli bildirilmiştir. Burada düşük-doz metotreksate tedavisine kısmen cevap veren 5 olgu sunulmaktadır. Tüm hastalar aynı zamanda tip II diyabetes mellitus hastası idi. Tüm hastalara 3 ay süre ile subkutan yolla 15mg/hafta metotreksate tedavisi verildi. Tüm hastalaradan tedavi öncesi ve tedavi sonrası biyopsi alınarak karşılaştırıldı. Tüm hastaların bu tedaviye kısmen cevap verdiği histopatolojik olarak gösterildi. Sonuç olarak, düşük doz metotreksate tedavisi skleredema için alternatif bir tedavi metodu olabilir.Scleredema is a rare connective tissue disorder that belongs to a group of scleroderma-like disorders. Although no known curative therapy exists, various specific treatments have been proposed in the literature. In this report, we describe five cases of scleredema partially treated with low-dose methotrexate therapy. All patients have diabetes mellitus type II. All patients were started on methotrexate 15 mg subcutaneously once weekly for 3 months. Biopsy specimens were taken from all patients and were examinated histologically before the treatment and after 3 months of treatment. All cases partially responded to low-dose methotrexate therapy. We believe that methotrexate therapy may be an alternative therapeutic options in scleredema in view of its efficacy
Pamukkale Üniversitesi Öğrencilerinin Yaşam Kalitesi, Örgütsel İmaj ve Özdeşleşme Düzeyleri Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi
Ara?tırmada, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) öğrencilerinin üniversite ya?am kalitesi, örgütsel imaj ve özde?le?me düzeyleri arasındaki ili?kilerin incelenmesi amaçlanmı?tır. Çalı?ma tarama ara?tırmaları kapsamında gerçekle?tirilmi?tir. PAÜ’ye bağlı birimlerde öğrenim gören 583 kadın ve 923 erkek toplam 1506 öğrenci kümelere göre örnekleme tekniğiyle belirlenerek örnekleme dâhil olmu?tur. Çalı?mada ki?isel bilgi formu, Üniversite Ya?am Kalitesi Ölçeği, Üniversite ?maj Algısı Ölçeği, Örgütsel Özde?le?me Ölçeği kullanılmı?tır. Verilere bağımsız gruplarda t-testi, korelasyon ve regresyon analizleri yapılmı?tır. Kadın öğrencilerin üniversite ya?am kalite düzeyleri, imaj algıları ve özde?le?me düzeyleri erkek öğrencilerden yüksek bulunmu?tur. Spor yapan öğrencilerin üniversite imaj algılarının yapmayanlara göre yüksek olduğu; özde?le?me düzeyinde ise anlamlı bir farklılık yaratmadığı görülmü?tür. Öğretim elemanı-öğrenci ileti?imi, sosyal olanak, öğrenciöğrenci ileti?imi ve gelecek alt boyutlarında spor yapanların ya?am kalitesi daha yüksek bulunmu?tur. Ölçeklerin tüm alt boyutlarında orta ve zayıf düzeyde pozitif anlamlı bir ili?ki tespit edilirken; ya?am kalitesinin yalnızca kimlik alt boyutunun, imaj algısının tüm alt boyutlarıyla ve özde?le?me ölçeğiyle aralarında zayıf düzeyde negatif anlamlı bir ili?ki tespit edilmi?tir. Ya?am kalitesi, üniversite imajını ve özde?le?me düzeyini etkilerken; imaj algısının ayrıca özde?le?me düzeyi üzerinde de etkisi olduğu görülmü?tür. Sonuç olarak, PAÜ ya?am kalitesinin öğrencilerin üniversite imajını algılama biçimlerini ve özde?le?me düzeylerini pozitif yönde etkilediği görülmü?tür