9 research outputs found
Algısal Yükün Seçici Dikkat Üzerindeki Etkisinin Duygusal Yüz İfadeleri Bağlamında Fmrg ile İncelenmesi
In this dissertation, the roles of perceptual load and dilution explanations in the selective attention were examined. In this context, three separate experiments (visual search task) related to each other were conducted. Letters were used in Experiment-1, facial expressions were used in Experiment-2 and 3. The study focuses on task-relevant and task-irrelevant load separation, which is the fundamental distinction between perceptual load and dilution. In this context, cue set size determines the perceptual load, and display set size determines the dilution—the central distractors presented as neutral, congruent, and incongruent. In Experiment-1, the roles of perceptual load and dilution in the selective attention and the confounding effect of the display duration were examined with 51 volunteer participants (26 female, 25 male). As a result, while the perceptual load theory is not supported, the zoom-limited dilution explanation has been kept only in the long-term duration. Thus, the confounding effect of the display duration has been revealed. In Experiment-2, perceptual load and dilution were examined in the context of the stimuli' emotional valance with 60 volunteer participants (30 female, 30 male). For this reason, positive (happy) and negative (angry) emotional facial expressions were used. As a result, neither the perceptual load theory nor the dilution explanation was supported. Besides, the negative stimuli affected performance only if the task was difficult. In Experiment-3, the neural basis of perceptual load and dilution on the basis of emotional stimuli were examined using fMRI with 30 volunteer participants (30 female). As a result, there was no distractor interference effect under any conditions. Although FEF, DLPFC, and ACC activations increase with high load and dilution. The emotional expressions did not lead to AMG activation. In summary, it was revealed that the confounding effect of the display duration should be taken into account in the perceptual load and dilution and the importance of how the congruency effect is defined. Also, it is thought that controlling arousal and saliency levels of the stimuli may be the reason why not observing the main effect of the emotional expressions.Tez çalışmasında, genel anlamda, algısal yük ve seyreltme açıklamalarının seçici dikkat sürecindeki rolleri incelenmiştir. Bu kapsamda birbiriyle ilişkili 3 ayrı deney (görsel arama görevi) yürütülmüştür. Deney-1’de harf uyarıcılar, Deney-2 ve 3’te ise yüz ifadeleri kullanılmıştır. Çalışmada, algısal yük ve seyreltme açıklamalarının temel ayrım noktası olan görevle ilgili ve ilgisiz yük ayrımına odaklanılmıştır. Bu kapsamda, ipucu sayısı algısal yükün; ekrandaki nesne sayısı ise seyreltmenin belirleyicisidir. Sunulan merkezi çeldiriciler ise nötr, uyumlu ve uyumsuz olarak değişimlenmiştir. Deney-1’de etkili dikkat seçimini algısal yük veya seyreltme yaklaşımlardan hangisinin daha iyi açıkladığı ve uyarıcı sunum süresinin karıştırıcı etkisi 51 gönüllü katılımcı (26 kadın, 25 erkek) ile incelenmiştir. Sonuçta, algısal yük kuramı desteklenmezken; sadece uzun süreli sunumda odak-sınırlı seyreltme yaklaşımı desteklenmiştir. Böylece sunum süresinin karıştırıcı etkisi ortaya konmuştur. Deney-2’de algısal yük ve seyreltme yaklaşımları uyarıcıların duygusal değerliği bağlamında 60 gönüllü katılımcı (30 kadın, 30 erkek) ile incelenmiştir. Bu kapsamda, olumlu (mutlu) ve olumsuz (sinirli) duygusal yüz ifadeleri kullanılmıştır. Sonuçta, algısal yük kuramı da seyreltme yaklaşımı da desteklenmemiştir. Ayrıca olumsuz uyarıcı, yalnızca görev zorken performans üzerinde etkili olmuştur. Deney-3’te duygusal içerikli uyarıcılar temelinde algısal yük ve seyreltme yaklaşımlarının nöral temelleri 30 gönüllü katılımcı (30 kadın) ile incelenmiştir. Bu kapsamda, fMRG yoluyla veri toplanmıştır. Sonuçta; algısal yük kuramı da seyreltme yaklaşımı da desteklenmemiştir. Artan yük ve seyreltmeyle birlikte FEF, DLPFC ve ACC aktivasyonları artarken; duygusal ifade türü AMG aktivasyonuna yol açmamıştır. Özetle, algısal yük ve seyreltme açıklamalarında sunum süresinin karıştırıcı etkisinin dikkate alınması gerektiği ve uyumluluk puanının nasıl işevuruklaştırıldığının önemi ortaya konmuştur. Ayrıca duygusal ifade türünün temel etkisinin gözlenmemesinde, uyarılmışlık ve belirginlik düzeylerinin kontrol edilmesinin etkili olabileceği düşünülmektedir
A Study Of Creating Face Photographs Set Including Different Levels Of Attractiveness
Introduction: This study was aimed to create a set of photographs including human faces with neutral expression and different levels of attractiveness that can be utilized scientifically by different disciplines and for different scopes. Methods: In total, 186 students (120 females, 66 males) volunteered to be photographed in passport style with a neutral expression. In these pictures there was no make-up, earring, or piercing. These photographs were evaluated by the participants for the neutrality and attractiveness. The secondary sex characteristics of the faces were also assessed. Results: Symmetrical faces were created by taking the mirror image of the right and left sides of the faces because sufficient number of photographs could not be obtained at the first stage. According to the evaluations of these photographs by the participants, 26 attractive (13 females, 13 males) and 26 average (13 females, 13 male) faces were selected for the final set. Conclusion: Finally, a set of 52 photographs representing human faces with neutral expression with different levels of attractiveness is developed. According to the measurement of the secondary sexual characteristics, attractive and average faces differ in terms of the width of the eyes, the nasal area, and the length of the chin. Thus, a scientific-based FaceSet including different levels of the attractiveness has been available for the use by those concerned.PubMedWo
Okul Öncesi Eğitim Ortamları Standartlarının Karşılaştırılması: Türkiye, Singapur, Avustralya, Yeni Zelanda ve İsviçre Örneği
Okul öncesi dönemde eğitim ortamlarının hazırlanmasında ülkelerin konu ile ilgili yasa ve yönetmeliklerinde yer alanstandartlar belirleyici olmaktadır. Bu açıdan Türkiye ele alındığında ve okul öncesi eğitim kurumlarının sağladıkları eğitselortam açısından farklılıkları göz önünde bulundurulduğunda ilgili yasa ve yönetmeliklerde ulusal bir standardın olmadığıgörülmektedir. Bu araştırmanın amacı; Türkiye (2015), Singapur (2016), Avustralya (2016), Yeni Zelanda (2018) ve İsviçre(2019)’nin okul öncesi sınıf içi ve sınıf dışı eğitim ortamlarına dair standartların karşılaştırmalı olarak incelenmesidir.Araştırmada nitel araştırma deseninde, doküman analizi yönteminde gerçekleştirilmiştir. Doküman analizi aracılığıyla Türkiye(2015), Singapur (2016), Avustralya (2016), Yeni Zelanda (2018) ve İsviçre (2019) ülkelerine ait okul öncesi eğitim ortamlarınıbetimleyen eğitim standartları incelenmiş ve döküman analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Veri analizi sonucunda ülkelerinokul öncesi eğitimde sınıf içi ve sınıf dışı eğitim ortamları ile ilgili standartlara ilişkin benzer ve farklı yönlerin olduğugörülmüştür. Bu nedenle Türkiye’de okul öncesi dönemde sınıf içi ve sınıf dışı eğitim ortamlarına dair standartlarıngeliştirilmesi ve eğitim kurumlarının bu standartlara uygunluğunun denetlenmesi önem kazanmaktadır
Pediatric kidney care experience after the 2023 Turkey/Syria earthquake.
Background. Two earthquakes on 6 February 2023 destroyed 10 cities in Türkiye. We report our experience with pediatric victims during these catastrophes, with a focus on crush syndrome related-acute kidney injury (Crush-AKI) and death. Method. Web-based software was prepared. Patient demographics, time under rubble (TUR), admission laboratory data, dialysis, and kidney and overall outcomes were recorded. Results. A total of 903 injured children (median age 11.62 years) were evaluated. Mean TUR was 13 h (interquartile range 32.5, max 240 h). Thirty-one of 32 patients with a TUR of > 120 h survived. The patient who was rescued after 10 days survived. Two-thirds of the patients were given 50 mEq/L sodium bicarbonate in 0.45% sodium chloride solution on admission day. Fifty-eight percent of patients were given intravenous fluid (IVF) at a volume of 2000-3000 mL/m2 body surface area (BSA), 40% at 3000-4000 mL/m2 BSA and only 2% at > 4000 mL/m2 BSA. A total of 425 patients had surgeries, and 48 suffered from major bleeding. Amputations were recorded in 96 patients. Eighty-two and 66 patients required ventilator and inotropic support, respectively. Crush-AKI developed in 314 patients (36% of all patients). In all, 189 patients were dialyzed. Age > 15 years, creatine phosphokinase (CK) =20 950 U/L, TUR =10 h and the first-day IVF volume 20 950 U/L, but not with death. Adolescent age and initial IVF of less than 3000-4000 mL/m2 BSA were also associated with Crush-AKI. Given that mildly injured victims can survive longer periods in the disaster field, we suggest uninterrupted rescue activity for at least 10 days