2023'e Doğru Türkiye'de Üniversite Kütüphaneleri : Mevcut Durum, Sorunlar, Standartlar ve Çözüm Önerileri

Çağın gereklerine uygun ve dünya ile rekabet edebilir bir eğitim, öğretim ve araştırma altyapısı için üniversitelerin en azından kendi alanlarında üretilen bilgiye erişebilecek ve bu bilgiyi 7/24 kullanıcıların hizmetine sunabilecek altyapıya sahip olmaları gerekir. Bu altyapıdan yoksun bir üniversitede dünyanın bilgi ve deneyiminden yeterince yararlanılamadığı ve hatta daha önce üretilmiş bilgi ve deneyimleri tekrar üretmek üzere gereksiz yere zaman ve para harcadığı ileri sürülebilir. Oysa dünyadaki söz sahibi üniversitelere bakıldığında, bu üniversitelerin kütüphanelerine ciddi yatırımlar yaptıkları ve bu yatırımların sürüdürülebilir olması için gerekli önlemleri aldıkları görülür

Azot-kükürt elektron verici atomları içeren ligandlar kullanarak bazı ağır metal iyonlarının zenginleştirilmesi

ÖZETAZOT-KÜKÜRT ELEKTRON VERİCİ ATOMLARI İÇEREN LİGANDLAR KULLANARAK BAZI AĞIR METAL İYONLARININ ZENGİNLEŞTİRİLMESİÇalışmada azot ve kükürt içeren adsorban olarak 1,5-bis(feniltiyokarbamoil)tiyokarbohidrazid ligandı sentezlenmiştir. Sentezlenen adsorbanın foruier dönüşüm kızıl ötesi (FT–IR) spektrumu, CHNS elementel analiz, 1 H (proton) nükleer manyetik rezonans (NMR) spektrumu ile yapı karakterizasyonu yapılmıştır. Cu(II), Ni(II), Pb(II) ve Cd(II) iyonlarının adsorpsiyonuna ve geri kazanımına etki eden pH, temas süresi, adsorban miktarı, ağır metal iyonlarının derişimi, geri kazanım çözeltisinin miktarı ve cinsi, örnek hacmi, yabancı iyon etkisi incelenmiş ve optimum şartlar belirlenmiştir. Adsorpsiyonun en fazla olduğu optimum pH Cu(II) için 5, Ni(II), Pb(II) ve Cd(II) iyonları için ise 7 olarak bulunmuştur. Cu(II), Ni(II), Pb(II) ve Cd(II) iyonlarının zenginleştirme faktörleri bulunarak gözlenebilme ve tayin sınırları belirlenmiştir. Metallerin gözlenebilme sınırları 0,09-1,11 µg L-1 aralığında, tayin sınırları ise 0,19-2,17 µg L-1 aralığında değişmektedir. Söz konusu metallerin adsorpsiyon izotermleri incelenmiş ve sentezlenen adsorbanın her bir metal için maksimum adsorpsiyon kapasitesi hesaplanmıştır. Cu(II), Ni(II), Pb(II) ve Cd(II) metallerinin adsorpsiyon kapasiteleri sırasıyla 17,27; 10,98; 12,29 ve 11,92 mg g-1 olarak elde edilmiştir. Geliştirilen yöntemin musluk suyu, deniz suyu ve mineralli su örneklerinde Cu(II), Ni(II), Pb(II), Cd(II)’nin zenginleştirilmesinde kullanabileceği uygun görülmüştür. Adsorban, çok düşük derişimlerde çeşitli ortamlardan alınan su ve gerçek örneklerden Cu(II), Ni(II), Pb(II) ve Cd(II) iyonunun zenginleştirilmesinde kullanılmış ve derişimler tayin sınırlarının üzerine çıkarıldıktan sonra bakır, nikel, kurşun, kadmiyum içeriği alevli atomik absorpsiyon spektrofotometresi (A-AAS) ile tayin edilmiştir.Anahtar Kelimeler: Zenginleştirme, eser element, bakır, nikel, kurşun, kadmiyum, kompleks, alevli atomik absorpsiyon spektrofotometresi (A-AAS)ABSTRACTENRICHMENT OF SOME HEAVY METAL IONS USING NITROGEN SULPHUR ELECTRON-DONATING LIGANDSIn this study, 1,5-bis(phenylthiocarbamoyl)thiocarbohydrazide ligand was synthesized as a nitrogen and sulfur containing adsorbent. The structure characterization of the synthesized adsorbent was made by Fourier Transform Infrared Spectrum (FT-IR), CHNS Elemental Analysis, and 1 H (proton) Nuclear Magnetic Resonance (NMR) Spectrum. pH, contact time, the amount of adsorbent, the concentration of heavy metal ions, the amount and type of eluent solution, sample volume, and the foreign ion effect that affect the adsorption and desorption of Cu(II), Ni(II), Pb(II), Cd(II) ions were investigated and the optimum conditions were evaluated. The optimum pH value for maximum adsorption was evaluated as 5 for Cu(II), and 7 for Ni(II), Pb(II), Cd(II) ions. The detection limit of the metals varies between 0.09-1.11 µg L-1, and the limit of quantitation 0.19-2.17 µg L-1. The Langmuir adsorption isotherms of the respective metals were examined and the maximum adsorption capacity of the synthesized adsorbent was calculated for each metal. The adsorption capacity of Cu(II), Ni(II), Pb(II) and Cd(II) metals was obtained as 17.27; 10.98; 12.29 and 11.92 mg g-1, respectively. It was deemed appropriate to use the developed methodology in enrichment of Cu(II), Ni(II), Pb(II), Cd(II) ions in tap water, sea water and mineral water samples. The adsorbent was used in enrichment of very low concentrations of Cu(II), Ni(II), Pb(II), Cd(II) ions, which were obtained from water and real water samples of various medias, and the copper, nickel, lead and cadmium contents were determined by flame atomic absorption spectrophotometer (F-AAS) after increasing the concentrations of those ions over the quantitation limits. Key words: Enrichment, trace elements, copper, nickel, lead, cadmium, complex, flame atomic absorption spectrophotometer (FAAS)

Farklı kuvvet sistemine sahip iki yüz maskesinin maksilla üzerindeki etkilerinin karşılaştırılması

Protraksiyon headgearleri, maksiller retrognati olgularında sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak, protraksiyon sırasında maksillada oluşturdukları saat yönünün tersine rotasyon, klasik protraksiyon headgearlerinin open bite eğilimi olan maksiller retrognati olguların tedavisinde kullanılmasını engellemektedir. Bu etkiyi ortadan kaldırmak amacıyla, klasik kuvvet uygulama noktasının yerine, kuvvet uygulama noktası maksillanın iskeletsel rezistans merkezinin hizasına taşınmıştır.Bu çalışmada, biri klasik protraksiyon headgeari ile diğeri ise kuvvet uygulama noktası maksillanın iskeletsel rezistans merkezinin hizasına taşınmış 2 grup karşılaştırılmıştır. Birinci grup, 5 kız, 4 erkek, 9 olgudan, ikinci grup ise, 6 kız, 5 erkek, 11 olgudan oluşmuştur. Her iki grupta olguların yaşları 7 ile 10 arasındadır.Tedavi protraksiyon işleminden hemen önce uygulanan, 1 haftalık RPE işlemi ile başlamıştır. Bundan sonra, protraksiyon işlemi başlamış ve tek taraflı 450 gr kuvvet uygulanmıştır.Tedaviye başlamadan hemen önce ve tedavinin 3. ve 6. aylarında lateral sefalometrik filmler alınmış ve araştırma bu filmler üzerinde yürütülmüştür.8 açısal, 11 lineer ölçüm istatistiksel olarak Wilcoxon Testi ile istatistiksel olarak incelenmiş ve gruplar arası farkın önemi Mann Whitney U Testi ile değerlendirilmiştir.3. ayın sonunda her iki grupta da maksilla ileri hareket etmiştir. 1. grupta SNA açısı 2.440, Nper-PA uzunluğu 2.44mm, TV-ANS uzunluğu 2.44mm, TV-A uzunluğu 2.89 mm, TV-MM uzunluğu 3.11mm, artmış, 2. grupta SNA açısı 2.360, Nper-PA uzunluğu 2.77mm, TV-ANS uzunluğu 2.82mm, TV-A uzunluğu 1.82 mm, TV-MM uzunluğu 2.59mm, artmıştır. 1. grupta maksilla, saat yönünün tersine rotasyon yapmıştır. SN-PP açısı -10 azalırken, TH-PNS uzunluğu 1.56 mm artmıştır. 2. grupta ise maksilla saat yönünde rotasyon yapmıştır. PP-OP açısı 7.450, TH-ANS uzunluğu 1.73 mm, SN-OP açısı 6.180 artmıştır. 2. grupta maksiller kesici dişlerde palatinal tipping oluşmuştur. U1-SN açısı -5.820, U1-PPA açısı -6.550 azalmıştır.6. ayın sonunda, her iki grupta da maksilla ileri hareket etmiştir. 1. grupta SNA açısı 3.110, Nper-PA uzunluğu 5.11mm, TV-ANS uzunluğu 1.44mm, TV-A uzunluğu 3 mm, TV-MM uzunluğu 4.89 mm artmış, 2. grupta SNA açısı 3.890 Nper-PA uzunluğu 5.36 mm, TV-ANS uzunluğu 1.91mm, TV-A uzunluğu 2.45 mm, TV-MM uzunluğu 3.59mm, artmıştır. 1. grupta maksilla, saat yönünün tersine rotasyon yapmıştır. SN-PP açısı -2.440azalırken, TH-PNS uzunluğu 2.44 mm artmıştır. 2. grupta ise maksilla saat yönünde rotasyon yapmıştır. PP-OP açısı 11.090, TH-ANS uzunluğu 1.45 mm, SN-OP açısı 8.910 artmıştır. 2. grupta maksiller kesici dişlerde palatinal tipping oluşmuştur. U1-SN açısı -80, U1-PPA açısı -8.550 azalmıştır.Kuvvet uygulama noktasının maksillanın iskeletsel rezistans merkezinin hizasına taşınmasıyla maksillada saat yönünde rotasyon elde edilmiştir. Sonuç olarak bu tip kuvvet sisteminin maksiller retrognati vakalarında etkili bir şekilde kullanılabileceği düşünülmektedir. COMPARISON OF TWO DIFFERENT FORCE SYSTEMS ON MAXILLARY ORTHOPEDİC PROTRACTION SUMMMARYProtraction headgears are frequently used in maxillary retrognathic cases. However, the counterclockwise rotation produced during protraction prevents the usage of protraction headgears in maxillary retrognathic cases with open-bite tendency. In order to eliminate this effect the point of force application was carried to the level of skeletal center of resistance of the maxilla, instead of the conventional point of force application.In this study, we compared two patient groups, one treated with the conventional protraction headgear, and the other one treated with protraction headgear in which the point of force application was carried to the level of skeletal center of resistance of the maxilla.Group one was comprised of 9 cases, 5 of which were girls and 4 boys. As for group two, it was comprised of 11 patients, 6 girls and 5 boys. The age in both groups ranged between 7 to 10 years. Treatment began in both groups with one week of RPE prior to the protraction headgear application. After that the protraction procedure was begun and in both groups a force of 450 gms was applied unilaterally.Lateral cephalograms were taken, prior to treatment, 3 and 6 months into treatment as well, and study was carried out on these films. 8 angular and 11 linear measurements were statistically investigated by means of Wilcoxon test and the significance of the difference between the two groups was evaluated using the Mann Wittney U test.At the end of the third month, maxillae moved forward in both groups. In the first group, SNA angle, Nper-PA length, TV-ANS length, TV-A length, TV-MM length increased, 2.440, 2.44mm, 2.44mm, 2.89 mm, 3.11mm, respectively, in the second group, SNA angle, Nper-PA length, TV-ANS length, TV-A length, TV-MM length increased, 2.360, 2.77mm, 2.82mm, 1.82 mm, 2.59mm, respectively. In the first group, maxillae made counterclockwise rotation. While SN-PP angle decreased -10, TH-PNS length increased 1.56 mm. In the second group, maxillae made clockwise rotation. PP-OP angle , TH-ANS length, SN-OP angle increased, 7.450, 1.73 mm, 6.180, respectively. In the second group, palata tipping occured in maxillary incisors. U1-SN angle and U1-PPA açısı decreased , -5.820, -6.550, respectively.At the end of the sixth month maxillae moved forward in both groups. In the first group, SNA angle, Nper-PA length, TV-ANS length, TV-A length, TV-MM length increased, 3.110, 5.11mm, 1.44mm, 3mm, 4.89mm, respectively, in the second group, SNA angle, Nper-PA length, TV-ANS length, TV-A length TV-MM length decreased, 3.890, 5.36mm, 1.91mm, 2.45 mm, 3.59mm, respectively. In the first group, maxillae made counterclockwise rotation. While SN-PP angle decreased -2.440, TH-PNS length increased 2.44 mm. In the second group, maxillae made clockwise rotation. PP-OP angle, TH-ANS length, SN-OP angle increased, 11.090, 1.45 mm, 8.910, respectively. In the second group, palatal tipping occurred in maxillary incisors. U1-SN angle, U1-PPA angle decreased, -80, -8. 550, respectively. By carrying the point of force application to the skeletal center of resistance of maxilla, clockwise rotation is obtained. As a result, this type of force system can be used effectively in maxillary retrognatic cases with open bite tendency

Farklı kuvvet sistemine sahip iki yüz maskesinin maksilla üzerindeki etkilerinin karşılaştırılması .

Protraksiyon headgearleri, maksiller retrognati olgularında sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak, protraksiyon sırasında maksillada oluşturdukları saat yönünün tersine rotasyon, klasik protraksiyon headgearlerinin open bite eğilimi olan maksiller retrognati olguların tedavisinde kullanılmasını engellemektedir. Bu etkiyi ortadan kaldırmak amacıyla, klasik kuvvet uygulama noktasının yerine, kuvvet uygulama noktası maksillanın iskeletsel rezistans merkezinin hizasına taşınmıştır. Bu çalışmada, biri klasik protraksiyon headgeari ile diğeri ise kuvvet uygulama noktası maksillanın iskeletsel rezistans merkezinin hizasına taşınmış 2 grup karşılaştırılmıştır. Birinci grup, 5 kız, 4 erkek, 9 olgudan, ikinci grup ise, 6 kız, 5 erkek, 11 olgudan oluşmuştur. Her iki grupta olguların yaşları 7 ile 10 arasındadır. Tedavi protraksiyon işleminden hemen önce uygulanan, 1 haftalık RPE işlemi ile başlamıştır. Bundan sonra, protraksiyon işlemi başlamış ve tek taraflı 450 gr kuvvet uygulanmıştır. Tedaviye başlamadan hemen önce ve tedavinin 3. ve 6. aylarında lateral sefalometrik filmler alınmış ve araştırma bu filmler üzerinde yürütülmüştür. 8 açısal, 11 lineer ölçüm istatistiksel olarak Wilcoxon Testi ile istatistiksel olarak incelenmiş ve gruplar arası farkın önemi Mann Whitney U Testi ile değerlendirilmiştir. 3. ayın sonunda her iki grupta da maksilla ileri hareket etmiştir. 1. grupta SNA açısı 2.440, Nper-PA uzunluğu 2.44mm, TV-ANS uzunluğu 2.44mm, TV-A uzunluğu 2.89 mm, TV-MM uzunluğu 3.11mm, artmış, 2. grupta SNA açısı 2.360, Nper-PA uzunluğu 2.77mm, TV-ANS uzunluğu 2.82mm, TV-A uzunluğu 1.82 mm, TV-MM uzunluğu 2.59mm, artmıştır. 1. grupta maksilla, saat yönünün tersine rotasyon yapmıştır. SN-PP açısı -10 azalırken, TH-PNS uzunluğu 1.56 mm artmıştır. 2. grupta ise maksilla saat yönünde rotasyon yapmıştır. PP-OP açısı 7.450, TH-ANS uzunluğu 1.73 mm, SN-OP açısı 6.180 artmıştır. 2. grupta maksiller kesici dişlerde palatinal tipping oluşmuştur. U1-SN açısı -5.820, U1-PPA açısı -6.550 azalmıştır. 6. ayın sonunda, her iki grupta da maksilla ileri hareket etmiştir. 1. grupta SNA açısı 3.110, Nper-PA uzunluğu 5.11mm, TV-ANS uzunluğu 1.44mm, TV-A uzunluğu 3 mm, TV-MM uzunluğu 4.89 mm artmış, 2. grupta SNA açısı 3.890 Nper-PA uzunluğu 5.36 mm, TV-ANS uzunluğu 1.91mm, TV-A uzunluğu 2.45 mm, TV-MM uzunluğu 3.59mm, artmıştır. 1. grupta maksilla, saat yönünün tersine rotasyon yapmıştır. SN-PP açısı -2.440azalırken, TH-PNS uzunluğu 2.44 mm artmıştır. 2. grupta ise maksilla saat yönünde rotasyon yapmıştır. PP-OP açısı 11.090, TH-ANS uzunluğu 1.45 mm, SN-OP açısı 8.910 artmıştır. 2. grupta maksiller kesici dişlerde palatinal tipping oluşmuştur. U1-SN açısı -80, U1-PPA açısı -8.550 azalmıştır. Kuvvet uygulama noktasının maksillanın iskeletsel rezistans merkezinin hizasına taşınmasıyla maksillada saat yönünde rotasyon elde edilmiştir. Sonuç olarak bu tip kuvvet sisteminin maksiller retrognati vakalarında etkili bir şekilde kullanılabileceği düşünülmektedir. COMPARISON OF TWO DIFFERENT FORCE SYSTEMS ON MAXILLARY ORTHOPEDİC PROTRACTION SUMMMARY Protraction headgears are frequently used in maxillary retrognathic cases. However, the counterclockwise rotation produced during protraction prevents the usage of protraction headgears in maxillary retrognathic cases with open-bite tendency. In order to eliminate this effect the point of force application was carried to the level of skeletal center of resistance of the maxilla, instead of the conventional point of force application. In this study, we compared two patient groups, one treated with the conventional protraction headgear, and the other one treated with protraction headgear in which the point of force application was carried to the level of skeletal center of resistance of the maxilla. Group one was comprised of 9 cases, 5 of which were girls and 4 boys. As for group two, it was comprised of 11 patients, 6 girls and 5 boys. The age in both groups ranged between 7 to 10 years. Treatment began in both groups with one week of RPE prior to the protraction headgear application. After that the protraction procedure was begun and in both groups a force of 450 gms was applied unilaterally. Lateral cephalograms were taken, prior to treatment, 3 and 6 months into treatment as well, and study was carried out on these films. 8 angular and 11 linear measurements were statistically investigated by means of Wilcoxon test and the significance of the difference between the two groups was evaluated using the Mann Wittney U test. At the end of the third month, maxillae moved forward in both groups. In the first group, SNA angle, Nper-PA length, TV-ANS length, TV-A length, TV-MM length increased, 2.440, 2.44mm, 2.44mm, 2.89 mm, 3.11mm, respectively, in the second group, SNA angle, Nper-PA length, TV-ANS length, TV-A length, TV-MM length increased, 2.360, 2.77mm, 2.82mm, 1.82 mm, 2.59mm, respectively. In the first group, maxillae made counterclockwise rotation. While SN-PP angle decreased -10, TH-PNS length increased 1.56 mm. In the second group, maxillae made clockwise rotation. PP-OP angle , TH-ANS length, SN-OP angle increased, 7.450, 1.73 mm, 6.180, respectively. In the second group, palata tipping occured in maxillary incisors. U1-SN angle and U1-PPA açısı decreased , -5.820, -6.550, respectively. At the end of the sixth month maxillae moved forward in both groups. In the first group, SNA angle, Nper-PA length, TV-ANS length, TV-A length, TV-MM length increased, 3.110, 5.11mm, 1.44mm, 3mm, 4.89mm, respectively, in the second group, SNA angle, Nper-PA length, TV-ANS length, TV-A length TV-MM length decreased, 3.890, 5.36mm, 1.91mm, 2.45 mm, 3.59mm, respectively. In the first group, maxillae made counterclockwise rotation. While SN-PP angle decreased -2.440, TH-PNS length increased 2.44 mm. In the second group, maxillae made clockwise rotation. PP-OP angle, TH-ANS length, SN-OP angle increased, 11.090, 1.45 mm, 8.910, respectively. In the second group, palatal tipping occurred in maxillary incisors. U1-SN angle, U1-PPA angle decreased, -80, -8. 550, respectively. By carrying the point of force application to the skeletal center of resistance of maxilla, clockwise rotation is obtained. As a result, this type of force system can be used effectively in maxillary retrognatic cases with open bite tendency

Türkçe konuşma tanıma için sözcük altı birimlerin kullanımının iyileştirilmesi

Subword units are often utilized to achieve better performance in speech recognition because of the high number of observed words in agglutinative languages. In this study, the proper use of subword units is explored in recognition by a reconsideration of details such as silence modeling and position-dependent phones. A modified lexicon by finite-state transducers is implemented to represent the subword units correctly. Also, we experiment with different types of word boundary markers and achieve the best performance by adding a marker both to the left and right side of a subword unit. In our experiments on a Turkish broadcast news dataset, the subword models do outperform word-based models and naive subword implementations. Results show that using proper subword units leads to a relative word error rate (WER) reductions, which is 2.4%, compared with the word level automatic speech recognition (ASR) system for Turkish.Istanbul Medipol UnivWOS:000653136100017Scopus - Affiliation ID: 60105072Conference Proceedings Citation Index- ScienceProceedings PaperUluslararası işbirliği ile yapılmayan - HAYIROctober2020YÖK - 2020-2

Adolescent mothers' postpartum sex life quality: A cross-sectional study

*Çetinkaya, Funda ( Aksaray, Yazar )Objective: This study was planned to review adolescent mothers' sex life quality for the time till 12th month postpartum. Methods: This is a descriptive study that was composed of 60 adolescent mothers who met the criteria and appealed to a family health center in Turkey's southeast region between January-June 2018. Inquiry form and Sex Life Quality Scale-Female (SLQS-F) that determine the socio-demographic attributes of participants were used as the data collection tool. Results: Age average of adolescent mothers was found as 18.50 +/- 0.74. With reference to another findings, there is a statistically significant relationship (p<0.05) between marriage age and sex life quality; smoking affects sex life quality adversely; sex life quality of companionate marriages is higher (p<0.05) in comparison with arranged marriages; mode of delivery affects the sex life quality; sex life quality of adolescents who experience vaginal delivery is lower in comparison with adolescents who prefer cesarean. Sex life quality of adolescents was found as ultra-low. Conclusions: It was determined that adolescents whose marriage age is more advanced have better quality of sexual life than adolescents who married younger. It is revealed at the end of the research that as the age decreases, the sex life quality becomes poor at the same time