142 research outputs found

    ANALYSIS OF THE EFFECT OF FOREIGN DIRECT INVESTMENT ON ECONOMIC GROWTH: THE CASE OF GHANA

    Get PDF
    This paper analyzes the effect of foreign direct investment in a typical developing economy: Ghana, for the period 1980-2015. The Vector Error Correction Model (VECM) results show that foreign direct investment has a negative and statistically significant effect on economic growth. The result seem to support the argument that foreign direct investment into the industrial sector might not be growth enhancing. In addition the results showed that trade openness had a negative and statisticlly significant effect on economic growth. Gross Domestic Investment and the human capital proxy were found to have a positive, though, statistically insignificant effect on growth. Gross Fixed Capital formation was also found to have a negative  and statistically insignificant effect on economic growth. To investigate the long run equilibrium relationship, Johansen and Juselius co-integration approach is used, while the speed of adjustment in the short run is analyzed through the use of Vector Error Correction Method (VECM) method. In order to check for the direction of causality between the two variables, the Toda Yamamoto Granger causality test is applied. The results indicate that foreign direct investment has a negative effect on economic growth in Ghana in the long run.

    RISK IN FINANCIAL INVESTMENT DECISIONS AND VALUE AT RISK

    Get PDF
    Finansal yatırım kararları sistematik ve sistematik olmayan birçok faktörden etkilenmektedir. Yatırımcılar finansal varlıkların getirileri ile risk arasında somut bir iliski kurmak konusunda zorlanmakta, bu zorluk bireysel düzeyde olduğu kadar, finansal kurumlar düzeyinde de yasanmaktadır. Bu anlamda özellikle bankalar tarafından kullanılan ve bir risk ölçüm yöntemi olan Riske Maruz Değer (RMD) hesaplamaları yatırımcılara ve finansal kuruluslara yardımcı olmaktadır. Bu çalısmada, finansal yatırımları etkileyen sistematik ve sistematik olmayan risk faktörlerine değinilmis, risk unsurunun finansal piyasalardaki önemi vurgulanmıstır. Çalısmada bankacılık sektöründe risk ölçüm yöntemi olarak kullanılan RMD yöntemi incelenmis, Varyans – Kovaryans Analizi Yaklasımı, Tarihsel Benzetim Yaklasımı ve Monte Carlo Simülasyonu Yaklasımlarına kısaca değinilmis, bir portföy için RMD'nin hesaplanması örnek yardımıyla açıklanmıstır. Çalısmanın son bölümünde ise RMD hesaplamalarına iliskin önerilerde bulunulmustur. Financial investment decisions are affected from many factors, systematic or unsystematic. Investors face difficulty in founding a relation between the return of financial assets and risk, this difficulty is lived both by individuals and institutions. Hence, Value at Risk (VaR), used especially by banks and a risk measurement method, helps calculations, investors and financial institutions. In this study, systematic and unsystematic risk factors affecting investments is discussed and the importance of risk factor for financial markets is emphasized. Value at Risk, a risk measurement method used in the banking sector; Variance-Covariance Analysis Approach; Historical Analogy Approach; Monte Carlo Simulation Approachs are analysed and the calculation of Value at Risk for a portfolio is explained with an example. Finally, suggestions for Value at Risk calculations are given

    Borsa İstanbul AŞ. Perakende Ticaret Sektöründe Sermaye Yapısı Kararlarının Mikro Panel Veri Yöntemi ile İncelenmesi

    Get PDF
    İşletmenin sermaye yapısı, uzun vadeli yabancı kaynakları ile özsermayesinin toplamından oluşmaktadır. Başka bir ifadeyle sermaye yapısı, bir işletmede devamlı olarak bulundurulması zorunlu olan sermaye tutarını ifade etmektedir. Dolayısıyla işletme yönetim sürecinde sermaye yapısı kararları, stratejik finansal kararlar olarak değerlendirilmelidir. Çünkü sermaye yapısına ilişkin alınan kararlar işletmenin uzun vadede ortaya çıkacak faaliyetlerine yön vermekte, çeşitli çözüm önerileri geliştirmektedir. Öte yandan perakende ticaret sektörü ise; kısa vadeli kararların alındığı, tüketicinin eğilim ve yönelimlerinin işletmeler tarafından yoğun olarak hissedildiği, teknolojik gelişmelere açık, iş modeli temelinde insan odaklı olan dinamik bir sektördür. Bu çalışmada dinamik bir sektör olan perakende ticaret sektörü ile stratejik kararların odak noktası olan sermaye yapısı kararları arasındaki etkileşim incelenmiştir. Çalışmanın temel amacı, potansiyel yatırımcıların ve perakende ticaret sektöründe faaliyet gösteren işletme yöneticilerinin alacağı kararlara ışık tutmaktır. Bu doğrultuda çalışmada, iki ayrı model kurulmuş, ardından kısa ve uzun vadeli borçların, toplam varlıklar üzerindeki etkileri ayrı ayrı analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda kısa vadeli borçların, toplam varlıklar üzerindeki etkisinin toplam borç/özsermaye, özsermaye/toplam varlıklar ve büyüme faktörleri ile açıklanabildiği; uzun vadeli borçların toplama varlıklara etkisinin ise toplam borç/özsermaye, işletmenin yaşı ve özsermaye/toplam varlıklar faktörleri ile açıklanabildiği sonucuna ulaşılmıştır

    The ınteractıon of return and volatılıty: Usa and Turkey’s bond markets example

    Get PDF
    Amerika Birleşik Devletleri’nin gelişmiş ve gelişmekte olan finansal piyasalar üzerindeki etkisi ve özellikle ABD ipotek piyasasında meydana gelen kriz nedeniyle tahvil piyasaları arasındaki ilişkideki değişimlerin analizi finansal ve makroekonomik açıdan önemli hale gelmiştir. Bu çalışmada, Amerika ve Türkiye tahvil piyasaları arasındaki getiri ve koşullu varyans serileri arasındaki korelasyon ve nedensellik ilişkilerinin gelişimi parametrik olmayan Wavelet Granger nedensellik yöntemi kullanılarak incelenmiş ve varyans serisindeki kırılmaların dinamik nedensellik örüntüsündeki değişimlerle ilişkisi araştırılmıştır. Çalışma, volatilite ve varyans kırılmalarının modellenmesi konusunda literatürde yapılan ilk çalışmadır. Çalışmada, 2006 - 2019 döneminde ABD ve Türkiye için günlük veriler kullanılmıştır. Analiz sonucunda tahvil piyasaları arasındaki farklı periyoda sahip dalgalanmalar arasındaki nedensellik ve korelasyon testlerinin zamana bağlı değişimlerini içeren frekans – zaman dağılımları tahminlenmiştir. Çalışma sonucunda getiri ve varyans serilerinde nedensellik ve korelasyon ilişkisinin global kriz ve Amerika Birleşik Devletleri para politikasından uzun vadede etkilendiği bulgulanmıştır. FED politika adımlarının atıldığı ve sonrasında düzelme görülen dönemde ise kırılmalar seyrekleşmiş, uzun dönemli varyans nedenselliği ortadan kalkmıştır.Analysis of the changes in the relationship between the bond markets due to the impact of the United States on developed and developing financial markets and especially the crisis in the US mortgage market has become important financially and macroeconomically. This study investigates the evolution of comovement and causal relationship between USA and Turkey Treasury bond market return and volatility through nonparametric continuous wavelet transformation based Granger causality method also investigates the relationship between breaks in conditional volatility and changes in patterns of dynamic causality. This study is the first of the literature in terms of modelling variance and break interaction in this causality framework. This study uses daily data for the period 2006 - 2019. Estimation process yield frequency – time distribution of time dependent changes in both correlation and causality relationships between oscillations with different periods. Breaks cluster on global crisis period coincide with long run causality in variance. Breaks then become sparse in the FED policy adjustment period and the after crisis period and volatility causality disappears in the long run. Therefore, this study concludes that shocks and news are likely to contribute causality in the long run. Results indicate that direction and time dependent changes in both correlation and causality vary among oscillations with long and short periods

    Petrol ve Döviz Piyasaları Arasındaki Nedensellik İlişkileri: Dalgacık (Wavelet) Analizi ile Bir Uygulama

    Get PDF
    Küreselleşme ve piyasalar arası artan entegrasyon neticesinde finansal piyasalar ve emtia piyasaları arasındaki ilişki dinamik bir hale gelmiştir. Emtia ve finans piyasalarındaki nedensellik ilişkilerinin zamana bağlı değişiminin incelenmesi, piyasalar arası bilgi akışı ve şokların yayılma etkisinin doğasının anlaşılması açısından yararlı bilgiler sunması nedeniyle yatırımcı ve politika yapıcılar için zorunluluk halini almıştır. Bu çalışmanın ana amacı, SHP ve CWTC testlerinin kullanılmasını öngören ampirik yaklaşım aracılığıyla Petrol fiyatları ve Avro döviz kuru arasındaki zamana dayalı nedensellik etkisinin zamana ve zaman skalasına göre değişiminin ortaya çıkarılması ve söz konusu değişimlerin oluştuğu dönemlerde meydana gelen küresel ve yerel olayların ortaya konulmasıdır. Durağan olmayan verilerin analizine izin veren CWTC (Continuous Wavelet Transformantion Based Granger Casuality Test) ve SHP (Shi – Hurn – Phillips (2020) test) testlerinin uygulanması sonucunda, Avro döviz kuru ve petrol fiyatları arasındaki nedenselliğin zamana bağlı değiştiği ve zaman skalasına göre değişen dinamiklere sahip olduğuna ilişkin kanıtlar bulunmuştur. Söz konusu testlerin ortak sonucu 2010 – 2015 döneminde EUR’den OIL’e tek yönlü nedensellik, 2015 – 2020 döneminde ise çift yönlü nedensellik örüntüsüne dair kanıtlar elde edilmiştir. Ayrıca çalışma sonuçlarına göre EUR ve OIL arasında kısa dönemde kısa süreli meydana gelen çift yönlü nedensellik ilişkisi ve örüntüsünden bahsedilebilir. Uzun dönemde ise EUR’den OIL’e tek yönlü nedensellik ilişkisine dair bulgular sağlanmıştır

    Sürekli Dalgacık Dönüşümlü Granger Nedensellik Analizi ile Bist-30 Endeksi ve Endeks Vadeli İşlem Sözleşmesi Üzerine Bir Araştırma

    Get PDF
    Finansal veriler iç içe geçmiş salınımlar, ani değişimler ve görece olarak daha yavaş değişen trend bileşenlerini içeren karmaşık bir yapıya sahiptir. Dalgacık analizi ile söz konusu bileşenler ayrıştırılarak verinin sahip olduğu bileşenlerdeki değişmeleri içeren zaman-frekans grafikleri oluşturulmaktadır. Böylelikle verideki dinamiklerin ortaya çıkarılması amacıyla salınımların zamana, döneme ve salınım şiddetine göre değişiminin analizi mümkün olmaktadır. Bu kapsamda çalışmada, BIST-30 endeksi ve endeks vadeli işlem sözleşmeleri arasındaki nedensellik ilişkisi zaman boyutu dikkate alınarak incelenmiştir. BIST 30 endeksi Türkiye sermaye piyasaları için temel endeks niteliğindedir. Bu kapsamda endeks, imalat sanayi, bankacılık ve mali kurumlar, perakende gibi birçok sektörde faaliyet gösteren firmaları kapsamakta, Türkiye sermaye piyasaları için önemli bir gösterge niteliği arz etmektedir. Spot fiyatların, vadeli işlem fiyatları üzerindeki belirleyici etkisi bu endeks aracılığı ile görülmektedir. Bu çalışmada, BIST-30 Endeks ve endeks vadeli sözleşme fiyatları arasındaki nedensellik ilişkisinin belirlenmesi amacıyla 02.07.2012 – 30.11.2018 dönemindeki, 1613 adet günlük veri için sürekli dalgacık dönüşümünü temel alan parametrik olmayan Granger nedensellik testi yapılmıştır. Çalışmada MATLAB yazılımından yararlanılmıştır. Çalışmada kullanılan veri setleri www.investing.com adresinden temin edilmiştir. Çalışma sonucunda incelenen 16 günlük, 16-128 gün dönemlik, 16-32 gün dönemlik dalgalanmalarda ve 256 gün ve daha uzun dönemlik dalgalanmalarda nedenselliğin yönü ve şiddetinin gerek ekonomik gerek politik ve gerekse finansal nedenlerle farklılaştığı, dönemler düzeyinde incelenen nedensellik ilişkisinin küresel düzeyde piyasalar arasında da ortaya çıktığı sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla finansal piyasaların oynaklığının zamana bağlı olarak değişim gösterdiği, yatırımcıların spot pozisyonlarını alırken vadeli işlem fiyatlarını belirledikleri, gelecek dönemlere ilişki yapılacak yatırımlarda spot ve vadeli fiyatlar arasındaki ilişkilerin gözönünde bulundurulması gerektiği çalışmanın ilgi çekici sonuçları arasındadır

    Long-term US economic growth and the carbon dioxide emissions nexus : a wavelet-based approach

    Get PDF
    Economic growth has significantly boomed carbon emissions in the global economy. However, there is an ongoing debate about the economic growth–carbon emission nexus for various economies in the literature. This paper investigates the short/long-term causal information flow between fossil-fuel-related carbon dioxide emissions (CO2) and economic growth (GDP) in the US economy spanning from 1800 to 2014. Using wavelet-based-nonparametric Granger causality analysis, the empirical results indicate that (i) the long-run causal information flow running from GDP to CO2 is positive, strong, uninterrupted and concentrated since the 1990s; (ii) the reverse causality is positive but interrupted, short-term and intensifying during the early 1990s. Due to strong and very long-term unidirectional causality findings, economic growth leads to environmental deterioration. Hence, for policymakers, environment-based growth policies and structural reforms can foreshadow energy-efficient policies by limiting carbon emissions. Hence, sustainable economic growth policies are expected to decelerate environmental problems and promote environmental sustainability. The findings can be attractive for other booming economies.peer-reviewe

    Comparing the forecastability of alternative quantitative models: a trading simulation approach in financial engineering

    Get PDF
    AbstractIn this article, we build Box-Jenkins ARMA model and ARMA-GARCH model to forecast the returns of shanghai stock exchange composite index in financial engineering. Out-of-sample forecasting performances are evaluated to compare the forecastability of the two models. Traditional engineering type of models aim to minimize statistical errors, however, the model with minimum engineering type of statistical errors does not necessarily guarantee maximized trading profits, which is often deemed as the ultimate objective of financial application. The best way to evaluate alternative financial model is therefore to evaluate their trading performance by means of trading simulation.We find that both quantitative models are able to forecast the future movements of the market accurately, which yields significant risk adjusted returns compared to the overall market during the out-of-sample period. In addition, although the ARMA-GARCH model is better than the ARMA model theoretically and statistically, the latter outperforms the former with significantly higher trading performances
    corecore