162 research outputs found

    Dijital bankacılık ve Türkiye'deki mevcut durumunun analizi

    Get PDF
    Bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişmeler ve yenilikler bütün sektörleri etkilediği gibi, bankacılık sektörünü de ciddi biçimde etkilemiştir. Böylece işlem hızı açısından önemli kazançlar sağlandığı gibi, maliyetler de önemli oranda düşürülmüştür. Artan rekabet ortamında müşteri memnuniyetini en üst noktaya çıkarmayı hedefleyen bankalar, dijital bankacılık hizmetlerinde çeşitlilikler oluşturarak müşterinin en hızlı şekilde bankacılık hizmetini alabilmesini sağlayacak çözümler üretme yoluna girmiştir. İnternet bankacılığı ve mobil bankacılık kullanımları açısından dünya ülkelerine bakıldığında, şube bankacılığının yerini internet ve mobil bankacılığa bıraktığı görülmektedir. Çin’de bankacılık hizmeti alanların yarısından fazlası, mobil bankacılık kullanmaktadır. Benzer şekilde internet bankacılığı açısından Almanya ve Japonya’da da hizmet alanların yarısından fazlası, internet bankacılığını tercih etmektedir. Türkiye’de internet bankacılığını aktif kullanan müşteri sayısı, 2016 yılının Eylül ayı itibarı ile 18.672.000 kişiye ulaşmıştır. Özellikle para transferleri ve ödemeler için internet bankacılığına yönelik tercihler de her geçen yıl önemli oranda artmaktadır. Mobil bankacılık hizmetlerini kullanan kişi sayısı da 2016 yılının Eylül ayı itibarı ile 16.613.000 kişi olarak hesaplanmıştır. Bu çalışma, bankacılık sektöründe çok önemli bir hizmet dağıtım kanalı durumuna gelen dijital bankacılığın dünyadaki ve Türkiye’deki var olan durumunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Developments and innovations in information technologies have affected not only all sectors but also the banking sector. Thus, in addition to significant gains in terms of processing speed, costs have also been significantly reduced. Banks aiming to bring customer satisfaction to the top in an increasingly competitive environment, banks have diversified in digital banking services and entered into a way to produce solutions that will enable their customers to receive banking services in the fastest way possible. Looking at world countries in terms of online banking and mobile banking usage, it is seen that branch banking has left its place to online and mobile banking. In China, more than half of the banking services use mobile banking. Similarly, in terms of online banking, more than half of the service areas in Germany and Japan prefer online banking. The number of customers who actively use online banking in Turkey has reached 18.672.000 as of September, 2016. Especially, the preferences for online banking for money transfers and payments are increasing every year. The number of people using mobile banking services has been calculated as 16.613.000 people as of September 2016. This study aims to reveal the existing situation of digital banking in the world and in Turkey which is a very important service distribution channel in the banking sector

    GERİ DÖNÜŞÜM AGREGALI BETONLARDA ELASTİSİTE MODÜLÜNÜN DENEYSEL VE TEORİK OLARAK İNCELENMESİ

    Get PDF
    Bu çalışmada, yaşı ve sınıfı belli beton atıklarından elde edilen iri ve ince agreganın geri dönüşüm agregası olarak bir alt sınıf betonda kullanım olanakları araştırılmıştır. Araştırmada; kırma iri agrega yerine %0, 10, 20, 30, 40, 50; kırma ince agrega yerine %0, 10, 20, 30, 40, 50 oranların da ağırlıkça geri dönüşüm beton agregası (GDBA) kullanılmıştır. Beton örneklerinin basınç dayanımları, elastisite modülleri birim ağırlık ve su emme oranları belirlenmiştir. Ayrıca, üretilen geri dönüşüm agregalı betonların elastisite modülleri çeşitli ülkelerin standartlarında önerilen ampirik formüllerle de hesaplanmıştır. Deneysel olarak belirlenen elastisite modülleri ile ampirik formüllerle hesaplanan elastisite modülleri arasındaki ilişki belirlenmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak, betondaki geri dönüşüm agrega miktarı arttıkça deneysel verilerle hesaplanan elastisite modülleri ile ampirik formüllerle hesaplanan elastisite modülleri arasındaki ilişkinin azaldığı belirlenmiştir. Amerika Beton Enstitüsü (ACI) tarafından önerilen formül ile deneysel olarak hesaplanan elastisite modülü arasında oldukça yüksek bir ilişki olduğu görülmüştür

    Evaluation of the mobile phone electromagnetic radiation on serum iron parameters in rats

    Get PDF
    Background: Electromagnetic fields (EMF) created by mobile phones during communication have harmful effects on different organs.Objectives: It was aimed to investigate the effects of an EMF created by a mobile phone on serum iron level, ferritin, unsaturated iron binding capacity and total iron binding capacity within a rat experiment model.Methods: A total of 32 male Wistar albino rats were randomly divided into the control, sham, mobile phone speech (2h/day) and stand by (12 h/day) groups. The speech and stand by groups were subjected to the EMF for a total of 10 weeks.Results: No statistically significant difference was observed between the serum iron and ferritin values of the rats in the speech and stand by groups than the control and sham groups (p>0.05). The unsaturated iron binding capacity and total iron capacity values of the rats in the speech and stand by groups were significantly lower in comparison to the control group (p<0.01).Conclusion: It was found that exposure to EMF created by mobile phones affected unsaturated iron binding capacity and total iron binding capacity negatively.Keywords: cellular phone, electromagnetic fields, ferritin, serum iro

    ÇEPER ETKİSİ OLUŞMAYAN FARKLI BİÇİM VE BOYUTTAKİ BETON NUMUNELERİN BASINÇ DAYANIMLARININ DENEYSEL KARŞILAŞTIRILMASI

    Get PDF
    Beton basınç dayanımında geometrinin önemine ait birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada da beton numunelerde geometrinin ve narinliğinin önemini görmek için çeper etkisi oluşumu engellenerek basınç dayanımları incelenmiştir. 28 günlük basınç dayanımları incelendiğinde en yüksek dayanım 100 mm ayrıtlı küp numune olan 100G’de 34,133 değeri ile elde edilmiştir. Standart numune olan 150 mm ayrıtlı küp numunede ise 33,600 Mpa değeri elde edilmiş ve en az 30 Mpa olması gereken değer sağlanmıştır. En az 25 Mpa değeri aranan 150x300 mm silindir numunede 27,633 Mpa dayanım elde edilirken 100x200 mm silindir numunede 29,500 Mpa’lık dayanım elde edilmiştir. Kimyasal kür uygulanan numunelerde ise beklenenin aksine fazla bir dayanım artışı olmazken bu tür malzemelerin küçük yüzey alanlardaki etkisinin çok olmadığı tespit edilmiştir. Yapılan deneysel çalışma sonucu sahada kullanılan beton karışımını içindeki maksimum agrega boyutuna uygun numune kalıbı seçilmesinin daha doğru olacağı tespit edilmiştir. Ayrıca farklı geometrideki numuneler arasında geçiş katsayıları ve çeşitli modeller önerilmiştir

    Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Medya ve Kompulsif Çevrimiçi Alışveriş Bağımlılığı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

    Get PDF
    Günümüzde sosyal medya kullanımı çok hızlı bir biçimde artış göstermektedir. Sosyal medya ve diğer çevrimiçi platformlarda fazla zaman harcanması üniversite öğrencileri de dâhil tüm nüfus grupları arasında çevrimiçi bağımlılıklara neden olabilmektedir. Dolayısı ile sosyal medya kullanımının çok yaygın olduğu düşünülen üniversite öğrencilerinde sosyal medya ve alışveriş bağımlılığı arasındaki ilişkinin incelenmesi önemli bir konudur. Bu sebeple araştırma, üniversite öğrencilerinin sosyal medya bağımlılık düzeyleri ve kompulsif çevrimiçi alışveriş bağımlılıkları arasındaki ilişkinin bazı değişkenler bakımından incelenmeyi amaçlanmaktadır. Araştırmada nicel desenlerden korelasyonel araştırma modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini 2020-2021 eğitim ve öğretim yılında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Muğla Meslek Yüksekokulu öğrencileri olarak belirlenmiştir. Araştırmaya 413 üniversite öğrencisi katılmıştır. Araştırmada veriler Kişisel Bilgi Formu, Sosyal Medya Bağımlılık Ölçeği- Yetişkin Formu (SMBO-YF) ve Kompulsif Çevrimiçi Satın Alma Ölçeği (KÇSA) kullanılarak çevrimiçi ortamda Google Formlar vasıtasıyla toplanmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, t testi, ANOVA testi ve regresyon yöntemleri kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler, kadınların erkeklere göre sosyal medya ve çevrimiçi alışveriş bağımlılıklarının daha düşük olduğunu göstermiştir. Katılımcıların yaş, çalışma durumu, medeni durumu ve sosyal medya hesap sayısının sosyal medya ve çevrimiçi alışveriş bağımlılıklarını etkilemediği anlaşılmıştır. Çevrimiçi alışveriş yapanların sosyal medya ve çevrimiçi alışveriş bağımlılık düzeylerinin yapmayanlara göre daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca çevrimiçi alışveriş tercihlerinin, alışveriş sıklıklarının ve indirimleri takip etmenin sosyal medya ve çevrimiçi alışveriş düzeylerini etkilediği görülmüştür. Çevrimiçi alışveriş yapanların yapmayanlara göre sosyal medya ve çevrimiçi alışveriş puanlarının daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Kurumsal alışveriş sitelerini tercih edenlerin sosyal medya ve çevrimiçi alışveriş bağımlılıklarının diğer alışveriş yöntemlerine göre daha düşük olduğu görülmüştür

    The Effect of N-acetylcysteine on Biomarkers for Radiation-Induced Oxidative Damage in a Rat Model

    Get PDF
    Our study aimed to investigate the potential radioprotective effects of N-acetylcysteine (NAC) by comparing its biochemical effects with those of WR-2721, as a representative of clinically used radioprotectors, in preventing oxidative damage caused by gamma irradiation (single dose, 6Gy) in normal rat tissue. The rats (n=40) were divided randomly and equally into 4 groups:Control (C), Radiation (R), R+NAC (received irradiation and 1,000mg/kg NAC) and R&#65291;WR-2721 (received irradiation and 200mg/kg WR-2721) rats. Liver tissues and blood samples were harvested and utilized for reduced glutathione (GSH), malondialdehyde (MDA) and myeloperoxidase (MPO) detection. Serum and tissue GSH levels of R rats decreased compared to those of other groups (p&#60;0.01). Tissue MDA levels of R+NAC and R+WR-2721 rats decreased compared to R rats (p&#60;0.01;p&#60;0.05, respectively). Tissue MPO activities of R+NAC and R+WR-2721 rats were higher than those of R rats (p&#60;0.001). Serum MPO levels of R+WR-2721 rats were lower than those of C rats and R rats (p&#60;0.01, p&#60;0.001, respectively). In conclusion, the study suggests that the radioprotective effect against radiation-induced oxidative damage of NAC may be similar to that of WR-2721.</p

    Mushroom poisoning: retrospective analysis of 294 cases

    Get PDF
    OBJECTIVE: The objective of this study was to present special clinical and laboratory features of 294 cases of mushroom poisoning. MATERIALS AND METHODS: In this retrospective study, 294 patients admitted to the Pediatric and Adult Emergency, Internal Medicine and ICU Departments of Cumhuriyet University Hospital were investigated. RESULTS: Of 294 patients between the ages of 3 and 72 (28.97 ± 19.32), 173 were female, 121 were male and 90 were under the age of 16 years. One hundred seventy-three patients (58.8%) had consumed the mushrooms in the early summer. The onset of mushroom toxicity symptoms was divided into early (within 6 h after ingestion) and delayed (6 h to 20 d). Two hundred eighty-eight patients (97.9%) and six (2.1%) patients had early and delayed toxicity symptoms, respectively. The onset of symptoms was within two hours for 101 patients (34.3%). The most common first-noticed symptoms were in the gastrointestinal system. The patients were discharged within one to ten days. Three patients suffering from poisoning caused by wild mushrooms died from fulminant hepatic failure. CONCLUSION: Education of the public about the consumption of mushrooms and education of health personnel working in health centers regarding early treatment and transfer to hospitals with appropriate facilities are important for decreasing the mortality

    Elit taekwondo sporcularında aile-antrenör-kulüp desteği ve başarı motivasyonu arasındaki ilişkinin incelenmesi

    Get PDF
    &lt;!-- /* Style Definitions */ p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal {mso-style-parent:""; margin:0cm; margin-bottom:.0001pt; mso-pagination:widow-orphan; font-size:12.0pt; mso-bidi-font-size:10.0pt; font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-font-family:"Times New Roman";} @page Section1 {size:612.0pt 792.0pt; margin:70.85pt 70.85pt 70.85pt 70.85pt; mso-header-margin:35.4pt; mso-footer-margin:35.4pt; mso-paper-source:0;} div.Section1 {page:Section1;} --&gt; The purpose of the survey, achievement motivation of athletes supported by detection of the relationship between viewing and elite Taekwondo athletes support to detect the level of motivation and success in the years, in sports, sex, marital status, education level and income groups in terms of significant differences is not available to investigate. Research to date in April 2009 in Turkey (Kayseri) the 300 athletes participating in the Taekwondo Championships 138 athletes selected from the random method has participated as volunteers. Achievement motivation and support Araştırmada scale is used to detect scale. Moreover, survey research took place in the form of 6 individual questions. Research data in computer environment was evaluated, and personal information ort he frequency and percentage distribution table, success, motivation and support to detect the relationship between the direction of the determination to Pearson correlation analysis, athlete support to detect and achievement motivation level demographic findings of significant differences available to the middle to put the bilateral groups Mann-Whitney test, Kruskal Wallis test analysis of the two groups than are used. According to research results, success, motivation and support for athletes to detect a relationship between the 0.05 level was found in the positive way.Araştırmanın amacı, sporcularda başarı motivasyonu ile destek algılaması arasındaki ilişkinin incelenmesi ve elit taekwondo sporcularının destek algılaması ile başarı motivasyon d&uuml;zeylerinde yaş, spor yılı, cinsiyet, medeni durum, eğitim d&uuml;zeyi ve gelir grupları a&ccedil;ısından anlamlı farklılıkların bulunup bulunmadığını araştırmaktır.Araştırmaya Nisan 2009 tarihlerinde Kayseri&rsquo;de yapılan T&uuml;rkiye taekwondo şampiyonasına katılan 300 sporcudan tesad&uuml;fi y&ouml;ntemle se&ccedil;ilmiş 138 sporcu g&ouml;n&uuml;ll&uuml; olarak katılmıştır.Araştırmada başarı motivasyonu &ouml;l&ccedil;eği ve destek algılaması &ouml;l&ccedil;eği kullanılmıştır. Ayrıca araştırmanın anket formunda 6 adet kişisel soru yer almıştır.Araştırma verileri bilgisayar ortamında değerlendirilmiş olup, kişisel bilgiler i&ccedil;in frekans ve y&uuml;zdelik dağılım tablosu, başarı motivasyonu ile destek algılaması arasındaki ilişkinin y&ouml;n&uuml;n&uuml; tayin etmek i&ccedil;in pearson korelasyon analizi, sporcuların destek algılaması ve başarı motivasyon d&uuml;zeylerinde demografik bulgular a&ccedil;ısından anlamlı farklılıkların bulunup bulunmadığını ortaya koymak i&ccedil;in ise, ikili gruplarda Mann-Whitney test, ikiden &ccedil;ok gruplarda Kruskal Wallis test analizleri kullanılmıştır.Araştırma sonu&ccedil;larına g&ouml;re, sporcularda başarı motivasyonu ile destek algılaması arasında 0,05 d&uuml;zeyinde pozitif y&ouml;nl&uuml; bir ilişki bulunmuştur

    Spatial Analysis of Urban Form and Pedestrian Exposure to Traffic Noise

    Get PDF
    In the Macao Peninsula, the high population density (49,763 inhabitants/km2) and the lack of control over the number of vehicles (460 vehicles/km) have led to an increase in urban pollution. To provide useful information to local government and urban planners, this paper investigates the spatial distribution of traffic noise in the Macao Peninsula. The interactions among urban form, traffic flow and traffic noise are addressed. Considering the spatial nature of urban geometry and traffic, a high-resolution GIS-based traffic noise model system is applied. Results indicate that the Macao Peninsula has fallen into a situation of serious traffic noise pollution. About 60% of traffic noise levels along the major pedestrian sidewalks in the evening peak hour exceed the National Standard of 70 dB(A) in China. In particular, about 21% of traffic noise levels along the pedestrian sidewalks are above the National Standard by 5 dB(A). Noticeably, the high pedestrian exposure to traffic noise in the historical urban area reduces the comfort of tourists walking in the historic centre and is ruining the reputation of the area as a World Cultural Heritage site
    corecore