37 research outputs found

    Proceedings of the Conference on Emerging Economic Issues in a Globalizing World

    Get PDF
    Until 2006, trade policy of the European Union (EU) had mainly been focused on multilateralism embraced by the Doha Development Agenda (DDA). Meanwhile, the EU maintained an effective suspension on the opening of bilateral or regional negotiations where their increasing number was considered a ‘spaghetti bowl’ that creates problems for the international trading system. However, the suspension of the DDA negotiations in July 2006 forced the EU to reveal a new trade policy with the motto of “rejection of protectionism at home, accompanied by activism in creating open markets and fair conditions for trade abroad” which focuses on the removal of tariff and non-tariff barriers to trade of goods and services. Consequently, the EU gave pace to signing FTAs with its significant trade partners. This new trade strategy based on increasing FTAs and thus on bilateralism, which aims at the highest possible degree of trade, investment, and services liberalization, targets regulatory convergence and the abolishment of non-tariff barriers beside stronger provisions on intellectual property rights and competition. This paper discusses whether the new trade strategy of the EU leads to a distraction of the EU’s trade policy focus from multilateralism to bilateralism or it still remains committed to the WTO.Multilateralism, Bilateralism, trade policy, Free Trade Agreements

    DEPENDENCE ON AGRICULTURAL TRADE IN TURKEY

    Get PDF
    This study is an attempt to show the dependence on agricultural trade in Turkey focusing on the import coverage of exports calculated by “exports divided by imports” in percentages. As such, one can easily see whether a country relies on exports or imports of a specific product or product group. Besides, export value of organic products will be displayed in a separate graph. Since organic imports are very limited, import coverage of organic exports has not been calculated due to lack of data

    Globalization and Labor Markets in the Developing World: Gendered Dynamics

    Get PDF
    This study attempts to identify the evolution of labor markets paying specific attention to female labor in the developing world and to its relationship with recent trends of globalized production, investment and trade. This is an inductive study which uses summarized statistics, tables and figures to provide an understanding of the developing world labor markets in the era of globalization and economic integration

    Factors Affecting the Support of Turkish Firms for the Emissions Trading System in the Context of Harmonization with the European Green Deal

    Get PDF
    Avrupa Birliği, iklim değişikliği ile mücadelede karbon kaçaklarını engellemek ve küresel düzeyde daha çok ülkenin bu mücadeleye katılmasını sağlamak için sınırda karbon düzenleme mekanizmasını uygulayacaktır. Avrupa Birliği ile ticaret ilişkisi olan ve karbon fiyatlandırma politikaları uygulamayan ülkeler bu düzenlemeye tabi olacaklardır. Bu ülkelerden biri olan Türkiye’de emisyon ticaret sisteminin kurulması için çalışmalar başlamıştır. Bu çalışmanın iki amacı vardır: Birincisi, enerji yoğun sektörlerde faaliyette bulunan ve emisyon ticaret sistemi tarafından regüle edilme olasılığı yüksek olan işletmelerin, ekolojik sürdürülebilirliği sağlamak için hangi yeşil pratikleri gerçekleştirdiklerini incelemektir. İkincisi, bu şirketlerin emisyon ticaret sistemine verdikleri desteğin hangi faktörlerden etkilendiğini araştırmaktır. Sonuçlarımız, işletmelerin yeşil uygulama pratiklerinin ve emisyon ticaret sistemini iklim değişikliği ile mücadele etkili bir araç olarak görmelerinin, emisyon ticaret sistemine verdikleri destek üzerinde olumlu etkiye sahip olduğunu göstermektedir.The European Union will implement a carbon border adjustment mechanism to curb carbon leakage and encourage more countries to participate in the fight against climate change. Countries trading with the Union and lacking carbon pricing policies will be subject to this regulation. Turkey, one of these countries, initiated efforts to establish an emissions trading system (ETS). This study has two objectives: The first is to investigate the environmentally sustainable practices of firms in energy-intensive industries that are likely to be regulated by the ETS. The second is to explore the determinants of support for the ETS. Our findings indicate that firms’ adoption of green practices and perception of the ETS as an effective tool have a positive impact on their support for the ETS.info:eu-repo/semantics/publishedVersio

    Socio-economic tools to mitigate the impacts of ocean acidification on economies and communities reliant on coral reefs — a framework for prioritization

    Get PDF
    Coral reef preservation is a challenge for the whole of humanity, not just for the estimated three billion people that directly depend upon coral reefs for their livelihoods and food security. Ocean acidification combined with rising sea surface temperatures, and an array of other anthropogenic influences such as pollution, sedimentation, over fishing, and coral mining represent the key threats currently facing coral reef survival. Here we summarize a list of agreements, policies, and socio-economic tools and instruments that can be used by global, national and local decision-makers to address ocean acidification and associated threats, as identified during an expert workshop in October 2017. We then discuss these tools and instruments at a global level and identify the key tasks for raising decision makers’ awareness. Finally, we suggest ways of prioritizing between different actions or tools for mitigation and adaptation

    Natural resource abundance and ITS impact on development prospects

    No full text
    ÖZETDOĞAL KAYNAK BOLLUĞU VE KALKINMANIN GELECEĞİNE ETKİSİEkonomik büyüme ve diğer makroekonomik sonuçlar dikkate alındığında, doğal kaynakların onlara sahip ekonomilerde olumsuz sonuçlara neden olduğu paradoksu birçok ülke için kanıtlanmıştır. Ancak, doğal kaynak bolluğunun insani gelişmişliği ve sosyal refahı sürdürülebilirlik bağlamında nasıl etkilediği konusu henüz yeterince ilgi çekmiş değildir. Bu çalışma öncelikle insani gelişme ve doğal kaynak zenginliği ilişkilerini kaynak tiplerine göre ayırarak literatüre katkı sağlamaktadır. Sonrasında, bir panel veri analiziyle, doğal kaynakların, farklı sermaye türlerindeki değişimleri kapsayan ve gelecek kuşakların refahını da dikkate alan hakiki tasarruflar üzerine etkisi incelenmiştir. Bu analizler sonucunda ortaya çıkan ana bulgu, tarımsal ham madde ihracatının insanı gelişmişlikte düşüşe yol açtığı; enerji ve maden gibi kaynakların ihracatının ise sürdürülebilir tasarruflar üzerinde ciddi olumsuz etkiler gösterdiğidir. Bir başka bulgu da kaynak bolluğunun farklı sonuçlarının siyasi rejimler, anayasal kökler, sömürgelik geçmişi, yönetişim kalitesi gibi çeşitli kurumsal çerçevelerle açıklanabilir olduğudur. Son olarak tezin kapsamı, petrol zengini bir ekonominin petrolü olmayan benzer bir ekonomiye göre nasıl geliştiğinin gösterilmesi için iki ülke kıyaslaması yaklaşımıyla genişletilmiştir. Bu amaçla Norveç’in ekonomik gelişiminin petrolün bulunmasından önce ve sonra izlediği yol İsveç ile karşılaştırılarak incelenmiştir. 1970’lere kadar aynı yolu takip eden iki ülkenin kişi başına düşen milli gelirleri arasındaki fark, Norveç’te petrol bulunmasından sonra belirgin şekilde açılmıştır.ABSTRACTNATURAL RESOURCE ABUNDANCE AND ITS IMPACT ON DEVELOPMENT PROSPECTSThe paradox that natural resources give rise to ill effects in most of the economies endowed with them has been proven for many countries when economic growth and other macroeconomic outcomes are considered. However, how resources affect human development and social well-being in a sustainability context has not attracted enough attention yet. This study contributes to the literature on the links between human development and natural resources distinguishing between types of resources. Then, a panel of countries are examined in terms of the effects of their resources on genuine saving, which is a sustainability indicator that takes into account the welfare of future generations incorporating the changes in different kinds of capital. The main finding is that exportation of agricultural raw materials is associated with significant deterioration in human development, while extractive resource exports, such as energy and minerals, imply severe negative outcomes for sustainable savings. The different effects of resources are explained by various institutional frameworks such as political regimes, constitutional roots, colonial origins and quality of governance. Finally, the scope of the thesis is extended to handle a two-country examination approach in order to demonstrate how an oil-rich economy can develop in comparison to a similar economy which lacks this resource. To that end, the development path of Norway before and after oil is examined with respect to that of Sweden. The two countries, which followed almost identical paths until the 1970s, are found to be significantly diverging in terms of per capita income after Norway found oil

    Natural resource abundance and ITS impact on development prospects

    No full text
    DOĞAL KAYNAK BOLLUĞU VE KALKINMANIN GELECEĞİNE ETKİSİ Ekonomik büyüme ve diğer makroekonomik sonuçlar dikkate alındığında, doğal kaynakların onlara sahip ekonomilerde olumsuz sonuçlara neden olduğu paradoksu birçok ülke için kanıtlanmıştır. Ancak, doğal kaynak bolluğunun insani gelişmişliği ve sosyal refahı sürdürülebilirlik bağlamında nasıl etkilediği konusu henüz yeterince ilgi çekmiş değildir. Bu çalışma öncelikle insani gelişme ve doğal kaynak zenginliği ilişkilerini kaynak tiplerine göre ayırarak literatüre katkı sağlamaktadır. Sonrasında, bir panel veri analiziyle, doğal kaynakların, farklı sermaye türlerindeki değişimleri kapsayan ve gelecek kuşakların refahını da dikkate alan hakiki tasarruflar üzerine etkisi incelenmiştir. Bu analizler sonucunda ortaya çıkan ana bulgu, tarımsal ham madde ihracatının insanı gelişmişlikte düşüşe yol açtığı; enerji ve maden gibi kaynakların ihracatının ise sürdürülebilir tasarruflar üzerinde ciddi olumsuz etkiler gösterdiğidir. Bir başka bulgu da kaynak bolluğunun farklı sonuçlarının siyasi rejimler, anayasal kökler, sömürgelik geçmişi, yönetişim kalitesi gibi çeşitli kurumsal çerçevelerle açıklanabilir olduğudur. Son olarak tezin kapsamı, petrol zengini bir ekonominin petrolü olmayan benzer bir ekonomiye göre nasıl geliştiğinin gösterilmesi için iki ülke kıyaslaması yaklaşımıyla genişletilmiştir. Bu amaçla Norveç’in ekonomik gelişiminin petrolün bulunmasından önce ve sonra izlediği yol İsveç ile karşılaştırılarak incelenmiştir. 1970’lere kadar aynı yolu takip eden iki ülkenin kişi başına düşen milli gelirleri arasındaki fark, Norveç’te petrol bulunmasından sonra belirgin şekilde açılmıştır. ABSTRACT NATURAL RESOURCE ABUNDANCE AND ITS IMPACT ON DEVELOPMENT PROSPECTS The paradox that natural resources give rise to ill effects in most of the economies endowed with them has been proven for many countries when economic growth and other macroeconomic outcomes are considered. However, how resources affect human development and social well-being in a sustainability context has not attracted enough attention yet. This study contributes to the literature on the links between human development and natural resources distinguishing between types of resources. Then, a panel of countries are examined in terms of the effects of their resources on genuine saving, which is a sustainability indicator that takes into account the welfare of future generations incorporating the changes in different kinds of capital. The main finding is that exportation of agricultural raw materials is associated with significant deterioration in human development, while extractive resource exports, such as energy and minerals, imply severe negative outcomes for sustainable savings. The different effects of resources are explained by various institutional frameworks such as political regimes, constitutional roots, colonial origins and quality of governance. Finally, the scope of the thesis is extended to handle a two-country examination approach in order to demonstrate how an oil-rich economy can develop in comparison to a similar economy which lacks this resource. To that end, the development path of Norway before and after oil is examined with respect to that of Sweden. The two countries, which followed almost identical paths until the 1970s, are found to be significantly diverging in terms of per capita income after Norway found oil

    Riders on the Storm

    No full text
    This chapter explores plausible environmental effects on American well-being from a historical perceptive, using quantitative data and a methodological approach that draws from green economics. This adds an environmental dimension of welfare to Robert Gordon's interpretation of the development of well-being. First, it may be hypothesized that the levels of environmental damage rose especially during the prosperous decades following the World War II, including the spread of motor vehicles, diffusion of air traffic, and increased energy consumption. If so, the traditional way of measuring economic progress, i.e., gross domestic product, would exaggerate the true development of well-being. On the contrary, second, the true progress of the post-1970 period may have been underestimated if environmental damage actually decreased as a consequence of an environmental awakening among producers, consumers, and agents, creating modern environmental policy. However, as the cost of carbon is time dependent, we can foresee that the environmental costs will continue to increase
    corecore