80 research outputs found

    Determination of factors affecting the selection of Turkish coffee places: an example of Nevsehir

    Get PDF
    Dünyanın pek çok yerinde üretilen ve farklı biçimlerde sunulan kahvenin kültür hayatımızın zenginleşmesinde de önemli katkıları olduğu görülmektedir. İşletmelerin rakiplerine göre farklılığını gösterebilmek için kahvenin sunulduğu mekânlarda önemli rol oynamaktadır. Çalışmada Türk kahvesinin gelişim süreci anlatılmış ve Nevşehir örneğinde Türk kahvesi tüketilen mekânların seçimini etkileyen faktörlerin belirlenmesi, Türk kahvesi tüketim amacı ve tüketim alışkanlıkları tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma, Türk kahvesi tüketen 409 kişi üzerinde anket tekniği kullanılarak yapılmıştır. Belirlenen beş faktörün algılanma düzeylerinin demografik değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini test etmek için yapılan tek yönlü varyans (MANOVA) analizi sonucu tüketicilerin eğitim durumu, meslek ve gelirleri itibariyle farklılıklar bulunmuştur. Yapılan t-Testi sonucunda ise tüketicilerin cinsiyetleri itibariyle hizmet düzeyi ve fiziki ortam olarak adlandırılan faktörlerin algılanmasında, medeni duruma göre ise fiziki ortam adlı faktörün algılanmasında farklılık bulunmuştur

    The relationship between ethical perception dimentions of television advertising with purchase decision of consumers: an empirical study

    Get PDF
    Son yıllarda televizyon reklamlarının etik unsurlara önem verilerek planlanması, gerçekleştirilmesi ve yayınlanması, tüketicilerin satın alma kararlarını ve reklamın amacına ulaşmasını etkileyebilmektedir. Bu sebeple gerçekleştirilen çalışmada, televizyon reklamlarıyla ilgili etiksel algı boyutlarının belirlenmesi ve bu boyutlarla, tüketicilerin satın alma kararları arasında ilişki olup olmadığı tespit edilmeye çalışılmıştır. 250 katılımcıdan anket yöntemiyle veri toplanmış olup, faktörleri belirlemek amacıyla da 24 değişken, beşli Likert ölçeği ile ölçülmüştür. Etiksel algı ile ilgili “Dil ve Ahlak Boyutu”, “Erkek-Kadın ve Çocukların Kullanılması Boyutu”, “Güvenme ve İnanma Boyutu” ve “Aşırı Tüketime Özendirme Boyutu” olmak üzere 4 faktör bulunmuştur. Bu faktörlerle, tüketicilerin satın alma kararları arasındaki ilişkiyi tespit etmek amacıyla yapılan korelasyon analizine göre, ilk 3 faktör ile negatif yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, katılımcıların büyük çoğunluğunun televizyon reklamlarında verilen mesajların etik olmadığını düşündükleri ve satın alma kararlarında reklamların etkisinin olduğu görülmüştür.Nowadays, planning, realization and broadcast of television advertisements by giving importance to ethical facts may affect purchase decisions of consumers and reaching the goals of advertising. In this study, aimed that determine ethical perception dimensions with television advertisements and whether relationship between these dimensions with purchase decisions of consumers. To determine the factors, 24 variables done on 250 participants with the help of survey method were evaluated on 5 Likert Scale. 4 factors related to ethical perception, namely, “Language and ethic dimension”, “Employing woman, man and children dimension”, “Believing and trusting dimension” and “Encouraging overconsumption dimension” were found. According to correlation analysis done to find out the relationship between these factors and purchase decisions of consumers, negative relationship with first three factors was found. Additionally, it was seen that most participants do not think that messages are ethical and television advertisements have effected on purchase decisions of consumers

    Bernstein Collocation Method for Solving Nonlinear Fredholm-Volterra Integrodifferential Equations in the Most General Form

    Get PDF
    A collocation method based on the Bernstein polynomials defined on the interval [a,b] is developed for approximate solutions of the Fredholm-Volterra integrodifferential equation (FVIDE) in the most general form. This method is reduced to linear FVIDE via the collocation points and quasilinearization technique. Some numerical examples are also given to demonstrate the applicability, accuracy, and efficiency of the proposed method

    Diagnosis of comorbid migraine without aura in patients with idiopathic/genetic epilepsy based on the gray zone approach to the International Classification of Headache Disorders 3 criteria

    Get PDF
    BackgroundMigraine without aura (MwoA) is a very frequent and remarkable comorbidity in patients with idiopathic/genetic epilepsy (I/GE). Frequently in clinical practice, diagnosis of MwoA may be challenging despite the guidance of current diagnostic criteria of the International Classification of Headache Disorders 3 (ICHD-3). In this study, we aimed to disclose the diagnostic gaps in the diagnosis of comorbid MwoA, using a zone concept, in patients with I/GEs with headaches who were diagnosed by an experienced headache expert.MethodsIn this multicenter study including 809 consecutive patients with a diagnosis of I/GE with or without headache, 163 patients who were diagnosed by an experienced headache expert as having a comorbid MwoA were reevaluated. Eligible patients were divided into three subgroups, namely, full diagnosis, zone I, and zone II according to their status of fulfilling the ICHD-3 criteria. A Classification and Regression Tree (CART) analysis was performed to bring out the meaningful predictors when evaluating patients with I/GEs for MwoA comorbidity, using the variables that were significant in the univariate analysis.ResultsLonger headache duration (<4 h) followed by throbbing pain, higher visual analog scale (VAS) scores, increase of pain by physical activity, nausea/vomiting, and photophobia and/or phonophobia are the main distinguishing clinical characteristics of comorbid MwoA in patients with I/GE, for being classified in the full diagnosis group. Despite being not a part of the main ICHD-3 criteria, the presence of associated symptoms mainly osmophobia and also vertigo/dizziness had the distinguishing capability of being classified into zone subgroups. The most common epilepsy syndromes fulfilling full diagnosis criteria (n = 62) in the CART analysis were 48.39% Juvenile myoclonic epilepsy followed by 25.81% epilepsy with generalized tonic-clonic seizures alone.ConclusionLonger headache duration, throbbing pain, increase of pain by physical activity, photophobia and/or phonophobia, presence of vertigo/dizziness, osmophobia, and higher VAS scores are the main supportive associated factors when applying the ICHD-3 criteria for the comorbid MwoA diagnosis in patients with I/GEs. Evaluating these characteristics could be helpful to close the diagnostic gaps in everyday clinical practice and fasten the diagnostic process of comorbid MwoA in patients with I/GEs

    Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nin Nevşehir ile etkileşimi ve şehrin Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesini algılayışı

    No full text
    Üniversiteler, ülkelerin ve bulunduğu bölgelerin gelişmesinde, değişip kalkınmasında rol alan en önemli faktörlerden biridir. Üniversitenin nitelikli insan gücü yetiştirme, teknolojiyi geliştirme, fırsat eşitliği yaratma, gelir dağılımını etkileme gibi toplum hayatı üzerinde olumlu etkileri vardır. Günümüzde küreselleşmenin artması ve bölgesel değerlerin önem kazanması ile üniversiteler için şehir ile etkileşimi ve şehrin onu algılayış biçimi önem kazanmıştır. Üniversiteler, şehir için; bilgi, iş, eğitim gibi hizmetler konusunda önemli bir kaynaktır ve şehre önemli katkılar sağlamaktadır. Üniversitenin şehre katkıları değerlendirilirken, bunun şehrin ihtiyaçları dikkate alınarak yapılması, şehrin sorun ve önceliklerinin belirlenmesi önemlidir. Bu noktada üniversitenin işbirliği yaptığı kurumlar ve hangi alanlarda işbirliği yapılabileceğinin belirlenmesi, ortak çalışmalarda bilginin karşılıklı kullanılması ve üniversitelerin şehirde algılanma düzeylerinin belirlenmesi önemlidir. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nin şehre sağladığı ekonomik ve sosyo-kültürel etkiler ve bu etkilerin daha fazla nasıl arttırılabileceğinin değerlendirilmesinde; şehrin üniversite hakkındaki algılama düzeylerinin tespit edilmesi ve değerlendirilmesi gerekir. Bu araştırmada, iki temel amaç söz konudur. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nin şehir ile bütünleşmesi için gerekli olan temel verileri elde etmek ve şehir üniversite ilişkilerini inceleyen bir çalışma olarak literatüre de katkıda bulunmaktır. Çalışmada, literatürdeki ekonomi ağırlıklı çalışmalardan farklı olarak, üniversitenin şehirdeki sosyo-kültürel işlevleri, sunduğu olanaklar ve etkinlikleri de ele alınmıştır. Araştırmanın, bu özelliği ile literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Yapılan değerlendirme sonucunda Nevşehir halkının Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi ile ilgili algısının olumlu olduğu sonucu bulunmuştur.Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversites

    Pınarbaşı destinasyonunun pazar potansiyelinin değerlendirilmesine yönelik bir swot analizi

    No full text
    Bu araştırmada SWOT analizi yöntemi kullanılarak Kayseri ili sınırları içerisinde bulunan Pınarbaşı’nın bir turizm destinasyonu olarak değerlendirilmesi yapılmıştır. Araştırma, Pınarbaşı’nda çeşitli kurumlarda görevli yöneticiler ve memurlar, esnaflar, öğrenciler, yerel halktan kişiler olmak üzere toplam 50 kişiden oluşan paydaşlarla yapılan mülakatlarla yürütülmüştür. SWOT analizi yöntemi kullanılarak Pınarbaşı’nın tanıtılmasında ve pazarlanmasında etkili olabilecek değerler hakkında farkındalık oluşturulmasına ve yöre halkının bilinçlendirilmesinde etkili olabileceği düşünülen değerlerin ortaya konulmasına çalışılmıştır. Yapılan değerlendirmeler bölgenin bir turizm destinasyonu olarak pek çok üstünlüğe ve fırsata sahip olduğunu bununla birlikte birtakım zayıflıklar ve tehditlerle de karşı karşıya kaldığını göstermiştir. Elde edilen bulgular, Pınarbaşı’nın turizm potansiyelinin daha etkin kullanılması ve bir destinasyon olarak çekiciliğinin ve sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekliliğini göstermiştir. Pınarbaşı’nın sahip olduğu tarihi, doğal ve kültürel varlıklara önem verilmesi ve alternatif turizm çeşitlerinin geliştirilmesi, halkta turizm bilincinin oluşturulması, konaklama, yeme-içme, alışveriş, eğlence ve benzeri ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yatırımların teşvik edilmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir. Olumlu değerlendirmelerde mevcut düzeyi geliştirmek ve sürekliliği sağlamak ve olumsuz değerlendirmeleri de olumluya yönlendirmek hedeflenmelidir

    Investıgatıon Of Antıoxıdant Response And Autophagy By P62/Nrf2/Keap1 Pathway In Inherıted Metabolıc Dıseases

    No full text
    Due to the enzyme, enzyme cofactor, carrier deficiency or disorder in the metabolic pathways, Inherited Metabolic Diseases (IMDs) cause the accumulation of the substrate and / or end product deficiency that are the single gene disorders, among the important causes of childhood morbidity and mortality. From a pathophysiological point of view, metabolic disorders are examined in three main groups: intoxication type, energy deficiency type and storage type. Oxidative stress (OS) plays an important role in the pathophysiology of many diseases, including IMDs. In IMDs, ROS (reactive oxygen species) and RNS (reactive nitrogen species) contribute significantly to disease pathophysiology as well as accumulated toxic metabolites. It is known that OS causes mitochondrial dysfunction, the change of metabolites in cellular pathways, damage to molecules including proteins, lipids and DNA. Reductive stress is dangerous for ensuring cell homeostasis as OS that reduce cell growth responses, cause changes in the formation of disulfide bonds in proteins, decrease mitochondrial function and cellular metabolism. The Nrf2/Keap1 pathway is considered the main regulator of cellular defense mechanisms against cellular stress that allows the cell to survive in stress conditions by regulating gene expressions of various cell protective protein networks involved in repairing or eliminating damaged macromolecules. Also, selective autophagy is linked via Nrf2/Keap1/p62. Before the cell is directed to death with increased OS, p62 functions as a protective alarm system, as a cargo receptor for autophagy. The aim of this study is to investigate the relationship between OS, mitochondrial dysfunction and autophagy in IMDs. For this purpose, 6 healthy and 45 individuals with IMD (methylmalonic (MMA), propionic (PA), isovaleric (IVA) acidemia, mitochondrial diseases (MIT) and mucopolysaccharidosis IV (MPS IV) were examined. Six different experimental plans were created using peripheral blood including TAS (Total Antioxidant Status)/TOS (Total Oxidant Status) analysis, intracellular ATP, ROS and mitochondrial membrane potential (MMP) measurement and cell imaging, real-time polymerase chain reaction (RT-PCR) and Western blot analysis. As a result of TAS/TOS analysis, the highest antioxidant response was found in the MMA group compared to the healthy group. In cell experiments, while high ROS values were determined in the MMA and IVA groups compared to healthy ones; low ROS values were detected in PA, MIT and MPS IV groups. In intracellular ATP amounts of alteration are compatible with ROS changes of IMD groups. Although there are no major changes in MMP in IMD groups compared to the healthy group, alteration of mitochondrial function have been detected. Cell imaging experiments demonstrate that each patient in the IMD groups should be evaluated separately. Induction of the Nrf2/Keap1/p62 pathway was detected in all IMD groups compared to the healthy group, and the increase in HMOX1 expression indicated that the main detoxification enzyme was HO-1. The increase in LC3B-II and p62 protein expression detected in MIT and MPS IV groups indicates that there is a problem in autophagic flux; increased LC3B-II and decreased p62 in the MMA, PA and İVA groups indicate autophagic flux induction. Partial expression of Beclin1 observed in all IMDs is an adaptation that enables autophagy activation without directing the cells to the death pathways.Metabolik yolaklarda yer alan enzim, enzim kofaktörü, taşıyıcı eksikliği ya da bozukluğu sebebiyle, substratın birikmesi ve/veya son ürün eksikliğine neden olan kalıtsal metabolik hastalıklar (KMH’lar), çocukluk dönemi morbidite ve mortalitenin önemli nedenleri arasında olan tek gen bozukluklarıdır. Patofizyolojik bir bakış açısıyla metabolik bozukluklar, intoksikasyon tipi, enerji eksikliği tipi ve depolama tipi olmak üzere üç ana grupta incelenmektedir. KMH’ların da dahil olduğu pek çok hastalığın patofizyolojisinde oksidatif stres (OS), önemli bir rol oynamaktadır. KMH’larda, biriken toksik metabolitler kadar, ROS (reaktif oksijen türleri) ve RNS (reaktif nitrojen türleri) de hastalık patofizyolojisine önemli katkıda bulunmaktadır. OS’nin mitokondriyal işlev bozukluğuna, hücresel yolaklardaki metabolitlerin değişimine, proteinlerin, lipitlerin ve DNA'nın da dahil olduğu moleküllerde hasara neden olduğu bilinmektedir. En az OS kadar azaltıcı stres de; hücre büyüme tepkilerini azaltması, proteinlerde disülfür bağlarının oluşumunda değişikliklere yol açması, mitokondriyal fonksiyonu ve hücresel metabolizmayı azaltması ile hücre homeostazının sağlanmasında tehlike arz etmektedir. Hücresel strese karşı hücresel savunma mekanizmalarının ana düzenleyicisi olarak kabul edilen Nrf2/Keap1 yolağı, hasarlı makromoleküllerin onarımında veya ortadan kaldırılmasında görev alan çeşitli hücre koruyucu protein ağlarına ait gen ekspresyonlarını düzenleyerek, hücrenin stres koşullarında hayatta kalmasını sağlamaktadır. Ayrıca seçici otofaji, Nrf2/Keap1/p62 yoluyla bağlantılıdır. Artan OS ile hücre ölüme yönlendirilmeden önce koruyucu bir alarm sistemi gibi işlev gören p62, otofaji için kargo reseptörü olarak işlev görür. Bu çalışmanın amacı, KMH’larda OS, mitokondriyal disfonksiyon ve otofaji arasındaki ilişkinin araştırılmasıdır. Bu amaç doğrultusunda, 6 sağlıklı ve 45 KMH sahibi birey (metilmalonik (MMA), propiyonik (PA), izovalerik (İVA) asidemi, mitokondriyal hastalıklar (MİT) ve mukopolisakkaridoz IV (MPS IV)) incelenmiştir. TAS (Total Antioksidan Seviye)/TOS (Total Oksidan Seviye) analizleri; hücre içi ATP, ROS ve mitokondri membran potansiyelinin (MMP) ölçümü ve hücre görüntülemesi; gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PZR) ve Western Blot analizleri olmak üzere periferik kan kullanılarak 6 farklı deney planı oluşturulmuştur. TAS/TOS analizleri sonucu sağlıklı gruba göre en yüksek antioksidan cevap MMA grubunda saptanmıştır. Hücre deneylerinde MMA ve İVA grubunda sağlıklıya göre yüksek ROS değerleri saptanırken; PA, MİT ve MPS IV gruplarında düşük ROS değerleri tespit edilmiştir. Hücre içi ATP miktarlarının değişimleri KMH gruplarının ROS değişimleri ile uyumludur. KMH gruplarında sağlıklı gruba kıyasla MMP’de büyük değişimler saptanmamakla birlikte mitokondriyal fonksiyonda değişiklikler tespit edilmiştir. Hücre görüntüleme deneyleri, KMH gruplarında yer alan her bir hasta bireyin ayrı olarak değerlendirilmesi gerekliliğini göstermektedir. Tüm KMH gruplarında sağlıklı gruba kıyasla Nrf2/Keap1/p62 yolağında indüksiyon saptanmış, HMOX1’deki artış temel detoksifikasyon enziminin HO-1 olduğuna işaret etmiştir. MİT ve MPS IV gruplarında saptanan LC3B-II ve p62’deki artış, otofajik akışta problem olduğuna işaret etmekle birlikte; MMA, PA ve İVA gruplarında artan LC3B-II ve azalan p62, otofajik akış indüksiyonunu göstermektedir. Tüm KMH’larda gözlenen kısmi Beclin1 ekspresyonu, hücrelerin ölüm yollarına yönlendirilmeden, otofaji aktivasyonunu sağlayan bir adaptasyon olarak karşımıza çıkmaktadır
    corecore