13 research outputs found

    Evaluation of Anaesthetic Approaches in Transcatheter Aortic Valv Implantation Procedures

    Get PDF
    Objective:Transcatheter aortic valve implantation (TAVI) has emerged as an alternative to surgical aortic valve replacement and has become a popular treatment modality for inoperable or patients at high surgical risk with severe aortic stenosis. We aimed to evaluate our perioperative anaesthetic experiences with patients undergoing TAVI under sedation or general anaesthesia (GA).Methods:One hundred and fifty-nine patients who underwent TAVI procedures were enrolled. Effects on TAVI outcomes of sedation and GA were compared.Results:The duration of surgery and anaesthesia was significantly longer in patients who received GA. Insertion site complication and post-TAVI pacemaker implantation rates were similar between the groups, but the frequency of intraoperative complications (10% vs. 0.8%; P=0.015), intraoperative hypotension (35.3% vs. 70%; P < 0.001), and acute kidney injury (12.6% vs. 27.5%; P=0.028) was significantly higher in the GA group. Stroke occurred in seven patients, and all were in the sedation group.Conclusion:GA is related to increased procedure time and acute kidney injury; therefore, local anaesthesia and sedation may be the first option in patients undergoing TAVI

    Aggressive Treatment of Refractory Coronary Artery Vasospasm in a Patient with Malignant Ventricular Tachyarrhythmia and Cardiac Arrest

    Get PDF
    Coronary artery vasospasm (CAVS) is a clinical entity that can cause angina, but also unstable angina pectoris, acute myocardial infarction, fatal arrhythmias, and sudden death. Although it is a condition that is usually controlled with medical treatment, more aggressive treatments may rarely be required. In this case, the patient with a known diagnosis of CAVS had multiple arrests despite optimal medical treatment. We observed that fatal arrhythmias persisted in the Implantable Cardioverter Defibrillator (ICD) records, even though we implanted a stent and gave the patient maximal medical treatment. We performed sympathectomy as a last resort and we did not detect any recurrence in the 6-month follow-up of the patient. ICD implantation and sympathectomy should always be considered in resistant CAVS cases

    Left Atrial Appendage Transcatheter Occlusion with AMPLATZER™ Amulet™ Device

    No full text
    Background Left atrial appendage (LAA) occlusion is an alternative therapy for atrial fibrillation patients who have high embolic risk and contraindications to anticoagulant therapy. Objective To evaluate the feasibility, safety, and mid-term outcomes of percutaneous LAA occlusion, including device-related thrombosis. Methods Sixty consecutive patients who had undergone percutaneous LAA occlusion with AMPLATZER™ Amulet™ device from September 2015 to March 2018 were enrolled. Patients were followed for 21 ± 15 months (median - 20 months, interquartile range - 9 to 27 months). The postprocedural assessment was done at the 1st, 6th, and 12th month. Patients were clinically evaluated, and transesophageal echocardiography was performed at each visit. We evaluated the condition of normality of variables using the Kolmogorov-Smirnov test. P-values 3 mm) at the 1st month evaluation, which disappeared at the 12th month follow-up. Conclusion We concluded that LAA occlusion using the Amulet™ LAA occluder can be performed with high procedural success and acceptable outcomes.PubMedWoSScopu

    Effect Of Age And Plaque Morphology On Diagnostic Accuracy Of Dual Source Multidetector Computed Tomography Coronary Angiography

    No full text
    Background Multidetector computed tomography (MDCT) coronary angiography represents one of the most exciting technological revolutions in cardiac imaging and it has been increasingly used in the diagnosis of coronary artery disease. The purpose of this study is to investigate the effect of age and coronary plaque calcification on diagnostic accuracy of MDCT. Methods The patients were examined by using dual-source MDCT and conventional coronary angiography. MDCT results were analyzed with regard to the severity (> 50% stenosis) and morphology (non-calcified, mixed, or calcified) of coronary atherosclerotic plaques evaluated in a 16-segment model. Results In total, 181 patients (94 men and 87 women) with 2,687 coronary artery segments were examined with MDCT. Ninety three patients were older than 65 years of age (group A, 42 men) and 88 were younger (group B, 52 men). Two-hundred nine coronary artery segments (7.2%) were excluded because of small distal coronary vessel segments and/or motion artifacts. The overall number of segments with non-diagnostic image quality was similar in both groups of patients. Of the 2,687 evaluated segments, 157 (5.8%) were significantly diseased, and 144 of them were correctly detected by MDCT. Diagnostic evaluation showed that the sensitivity, positive predictive value, specificity, and negative predictive value were 89.5%, 62.5%, 96.0%, and 99.2%, respectively in group A, and 95.2%, 64.8%, 97.5%, and 99.8% in group B, respectively. In addition, detailed segment-based analyses in coronary segments with non-calcified, mixed and calcified plaques in both groups were similar diagnostic accuracy. Conclusions Very high diagnostic accuracy observed in this study suggests that MDCT coronary angiography could be a suitable diagnostic tool for not only younger patients but also for older patients.PubMe

    Antithrombotic treatment patterns and stroke prevention in patients with atrial fibrillation in Turkey: Inferences from GARFIELD-AF registry

    No full text
    Objective: The corner stone of atrial fibrillation therapy includes the prevention of stroke with less adverse effects. The Global Anticoagulant Registry in the FIELD-Atrial Fibrillation (GARFIELD-AF) study provided data to compare treatment strategies in Turkey with other populations and every-day practice of stroke prevention management with complications

    Hekimlik Sanatı ve Öykü Alma ve Muayene

    No full text
    İyi bir Hekim ve Klinisyen olma, bilimsel olarak bilgeliğin, teknik ve intellektüel yeterliliğin ötesinde bir olaydır. Teknik yeterlilik ve tibbi bilgiler öğretilebilir ve öğrenilebilir. Fakat iyi bir hekim ve klinisyen olmak için, ayrıca insanlara ilgi duymak ve insanları seviyor olmak gerekir. Meslekdaşlarımızın, kanunların ve toplumun Hekim olarak bizlere yüklediği beklentiler, profesyonel mecburiyetler, daha öğrenciliğimizde başlayıp mesleki çalışma hayatımız boyunca devam edecektir. Günümüzde teknoloji çok ilerlemiş, sanayide ve başka sektörlerde de robotlar insanlar yerine kullanılmaya başlanmış, evlerimiz akıllı evler haline getirilmiş, bizlere evlerde işlerimizi yapabilecek veya bize arkadaşlık edebilecek, duyguları bile olan robotlar imal edilmeye başlanmıştır. Tıp alanında da tanı için kullanılan teknolojik yöntemler ve cerrahi branşlarda kullanılan robotlar (Robotik Cerrahi) bizlere çok yardımcı olmaktadır. Çok yakın bir gelecekte, bugün hayal bile edemediğimiz bir takım yöntemlerle, uzay filmlerindeki gibi belki hastayı bir alete yatırdığımızda, o hasta hakkında birçok bilgiyi, hastanın tüm tıbbi sorunlarını, hatta ruhsal durumunu, gerekli bazı laboratuvar sonuçlarını birkaç dakika içinde bize rapor edebilecek yöntemler bulunacaktır. Fakat o günler gelinceye kadar, biz hekimler hastanın derdini, varsa tıbbi sorununu anlayabilmek için, öyküsünü alacak, fizik muayenesini yapacak, hastanın olası tanılarını düşünüp ona göre hastadan gerekli tetkikleri isteyecek, tanı koyacak ve varsa bildiğimiz bir tedavisi bunu uygulayacak ve hastanın şifa bulmasını sağlayacağız ve hem kendimizi, hem de hastamızı ve varsa yakınlarını da mutlu edebileceğimiz günler yakın olabilir. Günümüz koşullarında ise, bu süreç içinde yapılması gerekenler, bu kitabın içerik konusunu oluşturmaktadır. Bu bağlamda özellikle ülkemiz koşullarında, doktorlarımızın çoğu, hasta yoğunluğunun yarattığı ağır yükle, zaman yetersizliğiyle, hastaların sağlıkla ilgili tıbbı öykülerini yeterli şekilde almaya ve hatta muayene etmeye vakit bulamamakta, “Şikayetin nedir ?” diye sorarak, bir sorunu atlamamak için hemen, gerekli ve belki de gereksiz çok çeşitli laboratuvar tetkikleri istemektedirler. Bu arada hastayla ilgili birçok önemli veriyi öğrenemediklerinden veya saptayamadıklarından, hastanın tanısı tam konamamakta ve sonuçta hastaya önerilen tedavi yetersiz olmakta, hastalar dertlerine başka doktorlarda çare aramak zorunda kaldığından, değişik hastanelerde doktordan doktora dolaşmaktadırlar. Bu da hastanelerde hasta sayılarının daha da artmasına katkıda bulunduğunda sağlık sisteminde çözümsüz bir kısır döngü oluşturmaktadır. Sonuçta bu döngü, hasta-doktor- sosyal güvenlik sistemi sarmalının her basamağında, büyük bir yük yaratmakta ve bu yükün bedelini, toplum olarak hep birlikte ödemekteyiz. Oysa hastaya ayrılacak yeterli zaman ile bu durumu önlemek mümkündür, zira öykü alma ve iyi bir muayene, hastanın tanısına giden en kısa yol olabilir ve gerekli tetkiklerle de tanı konduğunda hastaya gereken tedavi ile de hasta şifa bulabilir. Bu kitap, Tıp Fakültelerinde mezuniyet öncesi eğitimlerini tamamlama aşamasında olan geleceğin hekimlerine, hekim olmuş tüm meslektaşlarımıza yukarıda yazılmış gerçekleri tekrar hatırlatmak ve Hekimlik Sanatını öğretmekte katkılarımız olsun diye kaleme alınmış bir kitaptır. “Hekimlik bir sanat mıdır” diye düşünenler olabilir. Sanat denilince hepimizin aklına Müzik, Resim, Mimarlık, Dans, Fotoğrafçılık vb. gibi Güzel Sanatlar gelir. Oysa güzel sanatlar yanında, Plastik veya Endüstriyel sanatlar da denilen (diğer adıyla “Zanaat”) bir grup meslek insanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, günlük hayatımıza girmiş, deneyim, beceri ve ustalık gerektiren işler veya bazı meslekler olarak tarif edilirse de, hekimlik bu grup içinde tanımlanmamıştır. Oysa Hekimlik, yoğun bilgi, ustalık ve tecrübe gerektiren, bireylerin yaşam sürelerini ve kalitelerini etkileyen bir meslektir. Hekimlik mesleğinin objesi insandır ve hekimlik, görevi; hasta dediğimiz bireylerin beden veya ruh sağlığının bozulduğu durumlarda, sorunların kaynağını bulmak için uğraşı vermek ve nedeni bulunduğunda, bu sorunu ortadan kaldırmak, yani tedavi etmek olan bir meslektir. Bu işi başarmak kolay değildir, çünkü her birey birbirinden farklıdır ve bu gerçek “Hastalık yok hasta vardır” terimi olarak, tıp eğitimi sırasında her öğrenciye öğretilmektedir. Bir bilge kişinin dediği gibi de “Hekimlik zor bir zanaat” tır. Hekimlik, hastanın tanı, tedavi ve takip sürecinde, durmadan öğrenmeyi, bilgilenmeyi kendini yenilemeyi de gerektiren bir meslektir. Dolayısıyla bir sanat (veya zanaat) dalı olarak kabul edilmelidir. Bu mantık bağlamında da, bu kitabın adı ‘Hekimlik Sanatı’ olarak konmuştur. Kitap, tanı için gerekli öykü alınması ve muayene usulleri yanında, iyi hekimlik için uygulanması gereken bazı kuralları da içermektedir. Bu zor zanaatin doğru ve iyi uygulanmasında, bu kitabın tüm doktorlara ve doktor olacaklara yararlı olacağını umuyoruz. Yoğun günlük mesaileri içinde, kitabın yazılmasına katkıda bulunan tüm meslektaşlarıma, Yardımcı Editör Dr. Nursel Çalık Başaran’a, kapak tasarımı, mizanpaj, bazı şekillerin görsellerin yapılmasına katkıda bulunan Grafiker Miyase Yılmaz’a, Nilsu Asiltürk’e, kitap için Önsöz yazan HÜ Tıp Fakültesi Dekanı Dr. Bülent Altun ve İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Dr. Arzu Topeli İskit’e ve kitaptaki bazı resimler için gönüllü olan Özel Ankara Endomer çalışanlarına, resimlerinin çekilmesine izin vermiş hastalarımıza ve özel resim arşivlerini daha önce bizimle paylaşmış ABD’deki hocam Prof. Dr. C.P Lucas, rahmetli Prof. Dr. Semra Dündar’a ve bu kitap için paylaşan Prof. Dr. Aydan Usman, Prof. Dr. Mehmet Orhan, Prof. Dr. Kaynak Selekler, Doç. Dr. Gökhan Demirkan, Doç. Dr. Sibel Kocabeyoğlu, Doç. Dr. Sibel Doğan Günaydın ve diğer meslektaşlarımıza, kendim ve diğer yazarlar adına teşekkürlerimi sunarım
    corecore