99 research outputs found

    Medya Etiğine Dair Tartışmalar: The Post Filminin Medya Etiği Kriterleri Açısından Analizi

    Get PDF
    Yasanın kendilerini muhayyer bıraktığı durumlarda gazeteciler, bir olay haberleştirirken kişisel çıkarlar ile toplumun çıkarı, evrensel ahlaki prensipler ile kişisel ahlaki kanaatler arasında bir seçim yapmak zorunda kalabilirler. Her iki seçeneğin de almaşık biçimde dezavantajlar yarattığı bu tür durumlara etik ikilemler denir. Aslında gazetecilik etik sorunları, her zaman vicdanen mutmain bir karar verebilmek için derin ve dikkatli uslamlamalar gerektiren ikilemler şeklinde karşımıza çıkmaz. Bazen de duyarsızlık, özensizlik, eski yazma alışkanlıkları hatta bencillik, korkaklık, kayırmacılık gibi sosyo-psikolojik etkiler altında etik uslamlamaya gerek duymaksızın ahlaken kötü tercihler yapılabilir. Ahlaken kötü tercihler, kişinin kendi vicdanı ya da kamu vicdanı tarafından suçlanacağı anlamına gelir. Cinsiyetçi dil ve nefret söylemi, haberden kişisel çıkar sağlama, bir ürünün reklamını yapma, özel yaşamı ihlal etme, güçlüyü savunma gibi durumlar da etik tartışmalara yol açar. Gazetecilik etiği, en nihayetinde bir meslek etiğidir ve habercilik yaparken muhabirin özgür iradesini ne yönde kullanacağına dair yönergelerle doludur. Evrensel etik ilkelere karşı yerel etik prensipler, mutlakçılığa karşı rölativist tutumlar, her seferinde basın çalışanını en doğru eylemin ne olduğuna dair kişisel ve vicdani bir sorgulama yükü altına sokar. Bu sorgulama öylesine evrenseldir ki onun izini en başında tanıklık, anlatıcılık, ulaklık, postacılık gibi olgularda, en nihayetinde ise basın-yayın faaliyetlerinde takip etmek mümkündür. Yine bu sorgulama öylesine karmaşıktır ki belli koşullar altında deontolojik davranan bir gazeteci, başka koşullar altında utilitarist davranabilir. Bu değişken tercihlerin altında yatan zihinsel mekanizmaların sorgulanması gerekir. Gazetecilik meslek etiği sorgulamalarını daha görünür kılan, bir anlamda eşsiz bir simülasyon sunan sinema filmleri çekilmiştir. The Post Filmi, Washington Post gazetesinin, bir ordu analisti tarafından basına sızdırılan, Vietnam Savaşı hakkındaki gizli gerçekleri açıklayan Pentagon Belgelerini ele alır. Film’de Washington Post Gazetenin Sahibi Bayan Meyer Kay Graham ve Editör Ben Bradlee arasında geçen diyaloglara, hükümetin gerçekleri gizleme çabasına ve bunlarla ilgili çıkarımlara odaklanılmaktadır. Gerçek olayların anlatıldığı, basın özgürlüğü kavramının sıkça kullanıldığı bu filmde, basınla etiğiyle ilgili bazı sorulara cevap aranmaktadır. Gazetecilerin Basın Meslek İlkelerine bağlı kalmaları mümkün müdür? Gazeteciler mesleklerini icra ederken onların tercihlerini hangi ilkeler yönlendiriyor? Gazetecilerin genel tutumu deontolojik mi yoksa teleolojik midir? Özgür basın, yoğun politik ve ekonomik baskı altında varlığını nasıl sürdürebilir? Bu metinde, bu tür sorulara cevap bulabilmek için The Post filmi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (2019) Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumlulukları Bildirgesinden Işıklı (2023) tarafından türetilen Medya Etiği Analiz Kriterleri göz önünde bulundurularak incelenmiştir. Analizlerden filmin büyük oranda basın etiğine uygun içerikler sunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuç, araştırmacılar tarafından gazetecilerin etik tercihlerinin bağlama duyarlılığı ve bir önceki tercihten bağımsızlığı olarak yorumlanmıştır

    Hydrating softwood and hardwood samples using pure and modified supercritical carbon dioxide

    Get PDF
    This article describes an in-progress research project that looks to investigate the use of supercritical carbon dioxide (scCO2) for the addition of water to historic and modern, softwood and hardwood samples. The experiments were carried out at 20 MPa and 50 °C, the effects of co-solvent addition, methanol (MeOH), were examined. A three point bend test provided mechanical data for the wood samples treated with both pure and modified scCO2. All the wood samples, with only one exception, saw an increase in Modulus of Rupture (MOR) after being treated with scCO2. Thereby indicating an increased resistance to force in the treated samples. Diffuse Reflectance Infrared Fourier Transform (DRIFT) spectroscopy was performed to help deduce if any trends in the OH/CH and OH/Cellulose peak area ratios could be established with the nature of the treatment and the type of wood used. The development of this technique seeks to be relevant and safe for applications within modern conservation practices, where dry and fragile materials are prevalent

    Bir Devlet Hastanesi Acil Servisinden Göğüs Hastalıkları Servisine İstenen Konsültasyonların Değerlendirilmesi

    No full text
    Amaç: Bu çalışma, bir devlet hastanesi acil servisinden Göğüs Hastalıkları bölümüne istenen konsültasyonların genel klinik özelliklerini ve konsültasyon istenme nedenlerini ortaya koymak amacıyla tasarlandı. Gereç ve yöntem: Çalışmaya 1 Ocak 2018-31 Aralık 2018 tarihleri arasında Kastamonu Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne başvuran ve göğüs hastalıkları konsültasyonu(GHK) istenen hastalar dahil edildi. Hastaların sosyodemografik verileri, başvuru şikayetleri, hastaneye geliş şekilleri, evde cihaz kullanımı durumları, konsültan hekimin konsültasyona cevap verme süresi, konsültasyon olan ön tanısı, konsültasyon sonrası aldığı son tanı, radyolojik bulguları veri toplama formuna kaydedildi. Kendi isteğiyle hastaneden ayrılan, dosya bilgileri eksik olan ve konsültasyon istenmesine rağmen herhangi bir nedenle göğüs hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmeyen hastalar çalışma dışı bırakıldı. Bulgular: Çalışmaya ortalama yaşı 72,8±14,4 olan, 280(%53,9) erkek, 239(%46,1) kadın hasta çalışmaya dahil edildi. En sık eşlik eden hastalıkları kardiyovasküler hastalıklar iken, en sık başvuru nedeni nefes darlığı idi. En sık pnömoni, kronik obstruktif akciğer hastalığı alevlenmesi ve pulmoner emboli nedeniyle GHK istenmişti. Göğüs hastalıkları uzmanlarının acilden istenen konsültasyonları yanıtlama süresi 93,8±127,3 (1-837) dakika olarak tespit edildi. En sık saptanan radyolojik anormallik infiltrasyondu. Acil servisten istenen konsültasyonların %20(104) terminal dönem hastalardan oluşmaktaydı Sonuç: Acil servislerden istenen GHK önemli bir kısmının ileri yaşta, bakıma muhtaç hastalardan oluştuğu gözlemlendi. En sık hastaneye yatış nedeninin pnömoni olduğu sonucuna varıldı

    Determination of bulb yield and bolting tendencies of some onion inbred lines in alata climate

    No full text
    Edible onion (Allium cepa L.) has an important place in the world economy. Within the content of this thesis, existing breeding materials were grown in Alata climate and their early bolting tolerance and efficiency were determined. For a good short day onion variety, it is undesirable trait to bolting in the first season. Within the content of this thesis, 22 short day onion genotypes were used as vegetable material. Parcel yield, average and standard deviations of onion bulb width, length and bulb weight data were found in shortday genotypes using SAS Statistics package program and correlation analysis of the data was also performed. As a result of these analyzes, the average yield of our short-day onions grown in Alata was found to be 9.578 Kg, average bulb width and height, respectively, 8.05 and 7.93 cm, and average bulb weight was 200.15 g. In addition, as a result of the correlation, all other correlations were significant except for the correlation between yield and bulb length in short-day genotypes. None of the 22 short-day genotypes that we used in our thesis study had a bolting

    Kamera hareket bulanıklığı ve öznitelik vektörlerine etkileri.

    No full text
    Perception, hence the usage of visual sensors is indispensable in mobile and autonomous robotics. Visual sensors such as cameras, rigidly mounted on a robot frame are the most common usage scenario. In this case, the motion of the camera due to the motion of the moving platform as well as the resulting shocks or vibrations causes a number of distortions on video frame sequences. Two most important ones are the frame-to-frame changes of the line-of-sight (LOS) and the presence of motion blur in individual frames. The latter of these two, namely motion blur plays a particularly dominant role in determining the performance of many vision algorithms used in mobile robotics. It is caused by the relative motion between the vision sensor and the scene during the exposure time of the frame. Motion blur is clearly an undesirable phenomenon in computer vision not only because it degrades the quality of images but also causes other feature extraction procedures to degrade or fail. Although there are many studies on feature based tracking, navigation, object recognition algorithms in the computer vision and robotics literature, there is no comprehensive work on the effects of motion blur on different image features and their extraction. In this thesis, a survey of existing models of motion blur and approaches to motion deblurring is presented. We review recent literature on motion blur and deblurring and we focus our attention on motion blur induced degradation of a number of popular feature detectors. We investigate and characterize this degradation using video sequences captured by the vision system of a mobile legged robot platform. Harris Corner detector, Canny Edge detector and Scale Invariant Feature Transform (SIFT) are chosen as the popular feature detectors that are most commonly used for mobile robotics applications. The performance degradation of these feature detectors due to motion blur are categorized to analyze the effect of legged locomotion on feature performance for perception. These analysis results are obtained as a first step towards the stabilization and restoration of video sequences captured by our experimental legged robotic platform and towards the development of motion blur robust vision system.M.S. - Master of Scienc

    Çukurova yöresindeki suda boğulma olgularının diatom,biyokimyasal değerler ve hıstomorfolojik değişiklikler yönünden incelenmesi

    No full text
    TEZ4207Tez (Uzmanlık) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2002.Kaynakça (s. 51-57) var.viii, 57 s. ; 30 cm.

    Der einsatz von maerchen im daf-unterricht

    No full text
    Bu yüksek lisans tezinin ana amacı, masalların Almanca öğretiminde kullanımını çeşitli uygulama örnekleri vererek ayrıntılı bir şekilde tanıtmaya çalışmaktır. Temel çıkış noktası, Almanca yabancı dil derslerinde masallarla hedef dile dair çeşitli dilsel unsurların aktarılabileceğini ve bunun yanında dört temel dil becerisine yönelik çalışmaların yapılabileceğini somut olarak ortaya koymaktır. Bu doğrultuda çalışmada, Grimm Kardeşler'in "Çocuklar- ve Ev Masalları" adlı ünlü masal seçkisinde yer alan "Kırmızı Başlıklı Kız" masalı üzerine bir yabancı dil dersinin tüm aşamalarına yönelik olarak yararlanılabilecek örnek bir ders planı hazırlanmıştır. Bu çalışma, hedef dile orta düzeyde hakim üniversitede eğitim gören yetişkin öğrenciler ile işlenecek bir derste masalla ilgili farklı bir ders materyalinin kullanımının Almanca'yı öğrenme sürecine hangi açılardan katkıda bulunacağı sorusunu cevaplamaya çalışmaktadır. Bu soruyu cevaplamak için, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Alman Dili Eğitimi Ana Bilim dalında eğitim gören 2. sınıf öğrencilerinden küçük bir grup ile sınıf içi uygulama çalışması yapılmıştır. Uygulamada kullanılan ders materyali, internet üzerinden erişilebilen iki interaktif masaldır. Uygulama kapsamında kullanılan veri toplama aracı ankettir. Uygulama öncesinde öğrencilerin masallara karşı genel tutumlarını; uygulama sonrasında oynadıkları interaktif masallar ve bu tarz masalların Almanca yabancı dil derslerinde kullanımına yönelik düşüncelerini belirlemek amacıyla iki farklı anket uygulanmıştır. Anketlerden elde edilen veriler doğrultusunda, uygulama öncesinde öğrencilerin çoğunun masallara karşı olumlu bir tutum içinde olmadıkları; ancak uygulama sonrasında bu tutumlarında belirgin bir değişikliğin meydana geldiği gözlenmiştir. Ayrıca uygulama sonrasında öğrencilerin hepsinin, Almanca dil düzeylerinin gelişimi adına olumlu bir geri bildirimde bulundukları ve klasik materyallerden ziyade derste masallarla ilgili bu tarz farklı materyallerin kullanımına daha sıcak baktıkları tespit edilmiştir.The main objective of this thesis is to present the use of tales in teaching German language in a detailed manner by giving various application examples. The starting point is to put forward in a concrete manner that various linguistic elements can be transferred to the target language and works as to four basic language skills can be done in the German language courses by virtue of tales. Accordingly, an exemplar course plan has been prepared which can be utilized for all stages of a foreign language course basing on the "Little Red Riding Hood" tale which is in the famous tale selection named "Children's and Household Tales" of the Grimm Brothers in the study. This study is intended to answer the question in what aspects will use of a different course material related to tales contribute to learning process of the German language in a course given to adult students studying at universities and who have a medium command of the target language. To answer this question, an application was carried out within the class with a small group of sophomores studying in Uludağ University's Faculty of Education/ German Language Education Department. The course materials used in the application are two interactive tales which can be accessed via the internet. Data collection tool used within the application is a survey. Two different surveys were conducted in order to determine the attitudes of students towards tales prior to application and the interactive tales they played after the application and their thoughts as to the use of such tales in German language courses. It has been observed that majority of students did not have a positive attitude towards tales prior to application however a significant change occurred in their attitude after the application, in accordance with data obtained from the survey. In addition, all students provided a positive feedback regarding the development of their German language level after the application and they leaned towards use of such different materials like tales rather than the conventional materials in the courses.Ziel dieser Masterarbeit ist es, den Einsatz von Märchen im DaF- Unterricht mit diversen Umsetzungsbeispielen detailliert vorzustellen. Dass im DaF- Unterricht anhand von Märchen in der Zielsprache verschiedene sprachliche Elemente übertragen werden können und damit zusammenhängend auch verschiede Aktionen zur Aus- und Weiterbildung von den vier Fertigkeiten durchgeführt werden können, wird als Ausgangspunkt betrachtet und mit Hilfe dieser qualitativen Studie konkretisiert. Demzufolge wurde in dieser Studie ein Modell- Unterrichtsplan erstellt. Dieser Unterrichtsplan könnte in jedem Studienjahr des Fremdsprachenunterrichtes etabliert werden. Den Rahmen dieses Modell- Unterrichtes bildet das Märchen “Rottkäppchen”, entnommen aus der berühmten Märchensammlung “Kinder- und Hausmärchen” von den Gebrüder Grimm. Diese Studie geht der Frage nach, in wieweit der Einsatz von Märchen zum DaF- Fernprozess bei erwachsenen Studierenden mit mittlerem Sprachniveau einen Beitrag leistet. Um diese Frage beantworten zu können, wurde der Einsatz von Märchen im FSU mit einer kleinen Probandengruppe erprobt. Diese waren Studierende im zweiten Studienjahr aus der Deutschlehrerausbildung der Uludağ Universität. Das hier in dieser Studie eingesetzte Material sind zwei interaktive Märchen, die im Internet zugreifbar sind. Als Datenerhebungsinstrument dienen zwei verschiedene Fragebögen. Der erste tastete vor Beginn der Umsetzung die Einstellung der Probanden zu Märchen ab. Sinn und Zweck des zweiten Fragebogens war es, die Meinungen der Probanden über die eingesetzten interaktiven Märchen und den Einsatz derartiger Märchen im DaF- Unterricht zu ergreifen. Aus den, anhand der Fragebögen gewonnenen Daten geht hervor, dass ein Großteil der Probanden vor der Umsetzung kein Interesse an Märchen hatten. Jedoch wurde nach der Umsetzung bei den Probanden eine deutliche Änderung bezüglich ihrer Einstellungen gesichtet. Ferner wurde festgestellt, dass alle Probanden ein positives Feedback in Bezug auf die Entwicklung ihres Sprachniveaus in der Zielsprache gaben und dass anstelle von klassischem Unterrichtmaterial, Durchführungen mit unterschiedlichen Materialien basierend auf Märchen, sie eher interessieren würden

    Türk-İslam edebiyatında evliya hilyeleri

    No full text
    "TÜRK-İSLÂM EDEBİYATINDA EVLİYÂ HİLYELERİ"Konulu yüksek lisans tezi özetiFatma Hilâl ÜZERDanışman: Prof. Dr. Mustafa UZUNHilyeler, başta Hz. Peygamber olmak üzere, diğer peygamberler, ilk dört halîfe, din ve tarîkat büyüklerinin iç ve dış güzellikleri, örnek davranış biçimlerini anlatan eserlerdir. Türk-İslâm Edebiyatında, hilye türünde yazılmış eserlerin çoğunluğunu Hz. Peygamber ve dört halîfeye yazılanlar oluşturmaktadır. Tarikat ve tin büyüklerine yazılan hilye türü eserler çok daha az yer tutar. Biz bu çalışmada, Edebiyat Tarihimizde tespit edebildiğimiz beş evliyâ hilyesini konu edindik:I. bölümde ; Abdullah Salahaddin-i Uşşâkî (ö. 1782) tarafından yazılan "Hilye-i Haseneyn" isimli, 413 beyitlik eseri, II. bölümde; Neccarzâde Şeyh Rızâ (ö. 1746)'nın yazdığı "Hilye-i Hâce Bahâeddin Şâh-ı Nakşibend" isimli, 75 beyitlik eseri,III. bölümde; Lütfî Muhammed Efendi ( ö. 1737) tarafından Mevlâna için yazılan "Hilye-i Hazret-i Mevlânâ" isimli 126 beyitlik eseri,IV. bölümde; Bursalı Rızâ (ö. 1905) tarafından yazılan "Hilye-i Hazret-i Mevlânâ" isimli, 45 beyitlik eseri,V. bölümde; Tâhirü'l-Mevlevî (ö. 1951) tarafından yazılan, "Hilye-i Hazret-i Mevlânâ" isimli, 197 beyitlik eseri, incledik.Her bir bölümde, şairlerin geniş biyografilerini, hilyelerin muhtevâları, şekil ve dil husûsiyetleri hakkındaki değerlendirmelerimizi verdik. Akabinde, hilyelerin mevcut nüshalarını karşılaştırmalı olarak transkıribe ettik.Sonuç bölümünde genel bir değerlendirmede bulunduktan sonra, Ek'te hilye metinlerinin orijinal nüshalarının birer fotokopilerini verdik.THE SUMMARY OF MASTER THESIS ON "HİLYE'S OF EVLİYÂ IN TURKISH ISLAMIC LITERATURE"Prepared by: Fatma Hilâl ÜZERThesis Adviser: Prof. Dr. Mustafa UZUNHilye's are works of art which describe the model behaviour and the physical and the spiritual beauty of primary Hz. Muhammed, other prophets, the four great caliphes and the religion or tarekat leaders.In Turkish Islam Literature, this kind of work written in hilye from, involves poems written mostly for Hz. Muhammed and the four great caliphes.In this thesis, known five tarekat leaders hilyes in Turkish Literature are explained:I. section; "Hilye-i Haseneyn" composed of 413 verses written by Abdullah Salahaddin-i Uşşâkî (death 1782),II. section; "Hilye-i Hâce Bahâeddin Şâh-ı Nakşibend" composed of 75 verses written by Neccarzâde Şeyh Rıza (death 1746),III. section; "Hilye-i Hazret-i Mevlânâ" composed of 126 verses written by Lütfî Muhammed Efendi ( death 1737),IV. section; "Hilye-i Hazret-i Mevlânâ" composed of 45 verses written by Bursalı Rızâ (death 1905),V. section; "Hilye-i Hazret-i Mevlânâ" composed of 197 verses written by Tâhirü'l-Mevlevî (death 1951), works are studied.In every section, the biographies of the poets, the contents, the language and the form of Hilye's are evaluated and the poems are trascribed according to the comparison with the existing original copies.In the conclusion section, after a general evaluation is made, a photocopy of each hilye text original copy is attached
    corecore