54 research outputs found

    Hemşirelerin Duygusal Zeka Düzeylerinin Bakım Davranışlarına Etkisi

    Get PDF
    Amaç: Hemşirelerin bakım verirken terapötik ilişki kurabilmeleri, hastalarının fizyolojik ve duygusal gereksinimlerini karşılayabilmeleri için duygusal zeka düzeylerinin gelişmiş olması önemlidir. Bu çalışma hemşirelerin duygusal zeka düzeylerinin bakım davranışlarına etkisinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirildi. Çalışma Planı: Tanımlayıcı araştırmanın örneklemini, bir üniversite hastanesi yataklı servislerinde çalışan 172 hemşire oluşturdu. Araştırmanın verileri Tanıtıcı Bilgi Formu, Bakım Davranışları Ölçeği – 24 ve Gözden Geçirilmiş Schutte Duygusal Zeka Ölçeği ile elde edildi. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler, student t testi, ANOVA, Tukey testi ve pearson korelasyon analizleri kullanıldı. Veriler %95 güven aralığında değerlendirildi. Bulgular: Bakım davranışları ölçeği genelinin ortalaması 5.17+0.49, duygusal zeka ölçeği genelinin ortalaması 146.3+14.67 olarak bulundu. Bakım davranışları ölçeği geneli ve alt boyutları ile duygusal zeka ölçeği ve alt boyutları arasında istatistiksel olarak pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu belirlendi (p<0.05 ). Sonuç: Hemşirelere kendini tanıma ve duyguların yönetimine yönelik mezuniyet öncesi ve sonrası eğitim verilmesi duygusal zeka gelişimlerini destekleyecektir. Duygusal zeka gelişimi ise hasta bakım kalitesini arttırmaya fayda sağla

    Tourism Perception of Local Residents Who Are Near to Tourism Destinations But Away From Tourism Activities: a Case Study in Muğla Menteşe

    Get PDF
    DergiPark: 455847trakyasobedSonyıllarda yerel halkın turizme karşı olan algı ve tutumlarını ölçen çalışmalarınsayısı artmaktadır. Bu çalışmanın amacı, turizm destinasyonlarına fiziki olarakyakın olmasına rağmen turizm faaliyetlerinden uzak olan yerleşimlerde yaşayanyerel halkın turizm etkileri ve gelişimine yönelik algı ve tutumunu ölçmektir.Alan çalışması için Muğla merkez ilçesi Menteşe seçilmiştir. Çalışmaverileri 407 katılımcıdan anket yöntemi ile toplanmıştır. Araştırmanın hipotezlerini testetmek amacıyla turizmin ekonomik, sosyo-kültürel, çevresel etkilerine yönelikalgıları ile turizmin gelişimine verilen destek değişkenlerini ölçmeye yönelikgeliştirilen ölçeklere açıklayıcı faktör analizi uygulanmış ve araştırmadeğişkenleri arasındaki ilişkiyi belirlemek için korelasyon analiziyapılmıştır. Çalışma sonuçları, yerel halkın turizminekonomik, çevresel ve sosyo-kültürel etkilerine karşı bakışları ile turizmgelişimine verdikleri destek arasında ilişki olduğunu göstermektedir. Çalışmaturizm merkezinden uzak bölgelerdeki yerel halkın görüşünü kapsaması ve bubağlamda alan yazına katkı sağlayabilecek potansiyeli taşıması nedeniyle önemtaşımaktadır. Ayrıca, Muğla ili yoğun turizm faaliyetlerinin yaşandığı yerolmasına karşın Muğla merkezde bu kapsamda yapılan ilk çalışma olması daçalışmanın önemini arttırmaktadır.Studies on the perception and attitudes of localpeople towards the tourism have been increasing. The aim of this study is toexamine the perception and attitude of the local residents living insettlements that are physically close to tourism destinations but far away fromtourism activities. The central district of Muğla was chosen as Menteşe for thestudy field. Data gathered from 407 participants via structured questionnairemethod. In order to test the hypothesis of the research, exploratory factoranalysis and correlation analysis were performed to determine the relationshipbetween the research variables. The results indicate that there is arelationship between local residents’ attitudes towards economic, environmentaland socio - cultural effects of tourism and support for tourism development. Thestudy is important because it covers the opinion of the local resident inregions far away from the tourism centers and the possibly it contributes tothe field in this context. This study also hasimportance due to the fact that it is one of the first studies in Muğla citycenter where there are not many tourism activities while there is intensivetourism development in neighboring settlements

    Ali Emiri manzum 674’teki şiir mecmuası (Vr. 151a-200b) (İnceleme-Metin)

    No full text
    Çalışmamız, “Millet Kütüphanesi Ali Emiri Koleksiyonu Manzum:674 Mecmuâ-yı EşǾâr ” numarada kayıtlı olan nazîre mecmuasının 151a-200b varaklarının transkripsiyonlu metninden ve bu metnin fiziksel incelemesinden oluşmaktadır. Transkripsiyonlu metnin hazırlanmasınının akabinde bu bölümün içeriği hakkında inceleme tarafımızca yapılmıştır.İstinsah tarihi hakkında bir bilgi yer almayan mecmua toplamda 215 varak olup türü nazîre mecmuasıdır. Mecmuada en fazla 16. yüzyıl şair ve şiirleri yer almaktadır. En fazla şiiri yer alan şairlerden ilk ikisi Hayâlî Bey ve Necâtî Bey’dir.The study “MecmûǾa-yı EşǾâr”, registered on Millet Kütüphanesi Ali Emiri Koleksiyonu Manzum 674, comprises the transcripted text of 151a-200b sheets as well as the physical examination of the text. Following the preparation of the transcripted text, the content of this section has been prepared. The periodical doesn’t contain any information about the date in which the text was written. It is a total of 215 sheets and the type of the text is called “nazire”. The most frequently mentioned poets and poems belong to the 16th century and the poets whose poems are mostly written in the periodical, are Hayali Bey and Necati Bey

    İş Güvencesizliği ve Türk Üniversite Sisteminde Araştırma Görevlilerinin Belirsizlikle Mücadele Stratejileri

    No full text
    This study is about the impacts of the precarious work which has two dimensional feature and affects all the labor group regardless of either feature of labour force or qualify of labor, on the relationships of research assistants in organizational structure, how they build their social life and the future plans about maintaining their career after doctorate. The study is based on data which is obtained from interviews with 15 women and 9 men in total 24 research assistants who work according to 50 d article of Higher Education Act Code No. 2547. Research results show that precarious work effects the research assistants s who interviewed family life, economical preference, phsycological and psyhical health widely by emerging the subjective dimension which felt special to individuals.Bu çalışma işgücünün niteliğine ya da emeğin vasfına bakılmaksızın tüm çalışan gruplarını etkileyen ve iki boyutlu bir niteliğe sahip olan güvencesiz çalışmanın araştırma görevlilerinin kurumsal yapı içerisindeki ilişkilerine, sosyal yaşamlarını nasıl kurguladıklarına ve doktora eğitimleri sonrasında kariyerlerine devam etmek bakımından gelecek planlarına olan etkisi hakkındadır. Çalışma, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu nun 50 d maddesine göre çalışan 15 i kadın, 9 u erkek olmak üzere toplam 24 araştırma görevlisi ile yapılan mülakatlardan elde edilen verilere dayanmaktadır.Araştırma sonuçları, güvencesiz çalışmanın; bireylere özgü olarak hissedilen öznel boyutunun ortaya çıkarak, kendileriyle mülakat yapılan araştırma görevlilerinin aile yaşantılarını, iktisadi tercihlerini, psikolojik ve fiziksel sağlıklarını büyük ölçüde etkilediğini göstermektedir

    Kökenlerden Menzillere Toplumsal Hareketlilik Stratejileri: Türkiye'de ve Almanya'da Yaşayan Emekli Türk Bireylerin Durumları Üzerine Niteliksel Bir İnceleme

    No full text
    This study assesses methodological and explanatory relevance of various approaches concerned with explaining the dynamics of social mobility. This assessment is made on the basis of empirical data collected through an intensive and comparative study of the experiences of Turkish retirees from different occupations whose occupational lives were spent in Turkey and currently residing in Turkey, and those Turkish migrant workers who worked in Germany and currently residing in the same country. The leading argument of the study is that mobility dynamics can best be understood and explained by paying attention to how factors denoting macro-level structural inequalities come together with meso, and micro-level factors in the contingent context of actors. Therefore, it is necessary to problematize the relationship between the origins and destinations of individuals in connection with all the factors that affect the social mobility process and identify how their articulation produces different mechanisms leading to different patterns and different mobility outcomes for individuals starting from apparently the same origins. To this end, the study makes a within-case and between-case comparison of the mechanisms and patterns emerging from the data in the contexts of these two countries and of different occupational origins. The results of the research indicate that the macro-level factors concerned with the cultural, social, and political context of the individuals have an important effect on mobility strategies they employ. Furthermore, the ways individuals make use of their economic, cultural, and social resources and overcome certain restrictions are not only affected by their aspirations for their target destinations but also by their ethnic, religious, political affiliations as well as by their assumed or perceived social roles, responsibilities towards especially the members of their family of origin and the forms of solidarity they have to maintain with these family members. The definitional criteria to classify households or families as nuclear or extended do not make them uniform or identical social units and these criteria are not capable of capturing the diverse ways in which they use and invest their economic, social, and cultural capital for their own social mobility as a social unit and for their members’ inter-generational mobility. The results indicate also that all the decisions that the individuals make when planning their mobility trajectories have got nature of a rational evaluation-in-a-given contingent context and mostly rests on a strategy of protecting primarily their current position and moving up one step if possible. Finally, coincidences of events and/or the assistance of “the significant others” may assume causal significance and affect the mobility trajectories in very significant ways.Bu çalışma toplumsal hareketlilik dinamiklerini açıklamaya çalışan çeşitli yaklaşımların metodolojik ve açıklayıcı kabiliyetlerinin bir değerlendirmesini yapmaktadır. Bu değerlendirme halen Türkiye’de ikamet etmekte olan emekli bireyler ile Almanya’ya göç etmiş ve orada ikamet etmekte olan Türkiye kökenli göçmen emekli bireylerden yoğun ve karşılaştırmalı bir araştırma tasarımı yoluyla derlenmiş verilerden yola çıkılarak yapılmaktadır. Bu çalışmanın temel iddiası hareketlilik dinamiklerinin en iyi makro düzeydeki yapısal eşitsizliklere işaret eden etkenlerin aktörlerin arızi bağlamlarında yer alan mezo ve mikro düzeydeki etkenlerle nasıl bir araya geldiğine dikkat etmek suretiyle anlaşılıp açıklanabileceğidir. Bu nedenle bireylerin kökenleri ile menzil konumları arasındaki ilişkiyi sosyal hareketlilik sürecini etkileyen tüm etkenlerle bağlantılı olarak sorunsallaştırmak ve eklemleşmelerin aynı konumlardan hareket eden bireyler bakımından nasıl farklı örüntülere ve farklı hareketlilik sonuçlarına yol açan farklı mekanizmalar ürettiğini belirlemek gerekmektedir. Bu amaca yönelik olarak çalışma, bu iki ülke bağlamında ve farklı mesleki kökenlerden elde edilen verilerden ortaya çıkan mekanizma ve örüntülerin vaka içi ve vakalar arası karşılaştırmasını yapmaktadır. Araştırma sonuçları, bireylerin kültürel, toplumsal ve siyasal bağlamları ile ilgili makro düzeydeki etkenlerin onların ne türden bir hareketlilik stratejisi izleyecekleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olduklarını göstermektedir. Dahası, bireylerin sahip oldukları iktisadi, kültürel ve toplumsal tüm kaynakları nasıl kullanacakları ve belirli kısıtları nasıl aşacakları yalnızca erişmeyi hedefledikleri menzil konumlarından değil, aynı zamanda kendilerinin etnik, dini, siyasi mensubiyetlerinden, toplumsal rolleri, sorumlulukları ve dayanışma ilişkilerinden etkilenen bir yapıya sahiptir. Hanehalklarını veya aileleri çekirdek veya genişletilmiş olarak sınıflandırmaya yönelik tanımsal ölçütler, onları tek tip veya özdeş olarak işleyen toplumsal birimler yapmamakta ve bu tanımsal ölçütler bir toplumsal birim olarak hanelerin kendileri veya üyelerinin kuşaklar arası hareketliliği için iktisadi, sosyal ve kültürel sermayelerini farklı şekillerde kullanıp yatırım yapmadaki çeşitliliği yakalamaya muktedir değildirler. Sonuçlar ayrıca, bireylerin hareketlilik yörüngelerini ve menzil konumlarını planlarken verdikleri tüm kararların, verili arızi bağlamda gerçekleşen rasyonel bir değerlendirmenin sonucu olduğunu ve çoğunlukla, öncelikli olarak mevcut konumlarını korumak ve mümkün ise de bir kademe daha yukarı çıkmak olduğunu göstermektedir. Son olarak, bireylerin yaşamlarındaki belirli dönüm noktaları ve/veya yaşamlarındaki ‘önemli ötekilerin’ yardımı nedensel bir önem kazanabilmekte ve hareketlilik yörüngelerini oldukça önemli şekillerde etkileyebilmektedir

    Hemşirelerin Yönetsel Kararlara Katılımlarının İş Yaşam Kalitesine Etkisi

    No full text
    Amaç: Hastanelerde hemşirelerin iş yaşamı kalitesinin arttırılması, hasta bakımının kalitesini ve hasta memnuniyetini de arttırır. Bu çalışmada, hemşirelerin yönetsel kararlara katılımının iş yaşamı kalitesi üzerine etkileri araştırılmıştır. Çalışma Planı: Tanımlayıcı ve kesitsel olarak gerçekleştirilen çalışmanın örneklemini özel bir hastanede çalışan 180 hemşire oluşturdu. Çalışmanın verileri, Tanıtıcı Bilgiler Formu, Kararlara Katılım Ölçeği (KKÖ) ve Hemşirelerin İş Yaşam Kalitesi Ölçeği (HİYKÖ) ile değerlendirildi. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiklerin yanı sıra t-testi, Mann- Whitney testi ve Kruskal Wallis varyans analizi kullanıldı. Veriler %95 güven aralığında değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya katılan hemşirelerin %26,7’si (n=48) 25 yaşın altında idi, %72,2’si (n=130) lisans mezunu olup, %85’i (n=153) servis hemşiresi olarak çalışıyordu. Yaş, eğitim düzeyi, devam eden bir öğretim programının varlığı, kurs ve sertifika programlarına katılım, pozisyon değişikliği ve çalışma süresinin iş yaşamı kalitesi üzerine etkisi istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.05). Hemşirelerin KKÖ puanları mevcut durum için 1,78±0.52; istenen durum için ise 2,6±0.63 olarak belirlendi (p<0.001). Sonuç: Hemşirelerin iş yaşamı kalitesini belirleyen faktörlerin iyileştirilmesine yönelik kurumsal düzenlemeler ve yönetsel kararlara katılım yoluyla hemşirelerin güçlendirilmesi, iş yaşamı kalitesini geliştirmeye katkı sağlayacaktır
    corecore