38 research outputs found
AMOUNT OF MEDICAL WASTE COLLECTED BY METROPOLITAN UNICIPALITIES: DATA ON 2004 AND FIRST SIX MONTHS 2005; METHODS OF COLLECTING, AMASSING AND DISPOSAL MEDICAL WASTE IN 81 PROVINCES
Tehlikeli bulaşıcı hastalıkların artması, tek kullanımlık malzemelerin kullanımını artırmıştır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2000 yılında kontamine şırıngalarla 21 milyon Hepatit B (tüm yeni enfeksiyonların %32'si), 2 milyon Hepatit C (tüm yeni enfeksiyonların %40'ı), en az 260.000 HIV enfeksiyonu (tüm yeni enfeksiyonların %5'i) oluştuğu tahmin edilmiştir. Amaç: Büyükşehir Belediyeleri tarafından toplanan 2003-2004 yılları ve 2005 yılı ilk altı ayı tıbbi atık miktarlarının bulunması, 81 ilin tıbbi atık toplama, biriktirme ve imha yöntemlerinin tespit edilmesi ile bu konuda yapılacak çalışmalara katkı sağlanması amaçlanmıştır. Yöntem: Büyükşehir belediyeleri ilgili dairelerinden 2003, 2004 yılları ve 2005 yılı ilk altı ayı tıbbi atık miktarları, Temel Sağlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü (TSHGM) Çevre Sağlığı Açık Alan biriminden 81 ilin 2004 yılı toplama, biriktirme ve imha yöntemleri verileri alınmıştır. Bulgular: Yıllık tıbbi atık miktarı 82.803 ton tahmin edilmiştir. Çalışmada yer alan şehirlerde yatak başına tıbbi atık miktarı 0,36 ile 1,80 kg; kişi başına yıllık tıbbi atık miktarı 0,42 ile 1,86 kg arasında değişmektedir. Tıbbi atık toplama yöntemlerine bakıldığında 44 (% 54,3) ilde belediye çöp aracı ile (evsel atıklardan ayrı), 27 ilde (%33,3) özel tıbbi atık taşıma aracı ile toplanmaktadır. 33 il (%40,7) belediyesi çöp alanında, 32'si (%39,5) şehir dışındaki çöp alanında biriktirmekte, sadece 5'i (%6,2) özel tıbbi atık toplama alanında, 2'si (%2,5) özel şirket ve özel yakma tesisinde biriktirilmektedir. 40'ı (%49,4) gömme (12'si kireçlenerek), 22'si (%27,2) yakma methodu ile imha edilmektedir. Sonuç: Tıbbi atıkların imhası güç ve maliyetlidir. Üretim aşamasında azaltılması, üretim miktarlarının ölçülmesi önemlidir. Kesin değerlerin bilinebilmesi için sağlık kuruluşları ve belediyelerin tıbbi atıkları ayrı ayrı toplamaları gerekmektedir. Bu konuda yayınlanan yönetmelik ve genelgelerin ilgili kurumlar tarafından takiplerinin yapılması önem taşımaktadır. The increase in the prevalence of dangerous and communicable diseases gave rise to the use of disposable medical supplies all over the world. According to the estimations made by the WHO, 21 million cases of Hepatitis B (32 % of all infections) , 2 million cases of Hepatitis C (40 % of all infections), and minimum 260.000 cases of HIV infection (5 % of all new-borne infections) occurred due to syringes / injections. Objectives: To identify the amount of medical waste collected by the Metropolitan Municipalities in 2003-2004 term and the first half of 2005; to contribute to contribute to the future studies by identifying the medical waste collecting, storing and destroying methods used in 81 provinces across Turkey. Methods: Data on the amount of medical waste materials in 2003, 2004 and the first half of 2005 was received from the Metropolitan Municipalities and data on collecting, storing and destroying methods in 81 provinces was received from the Environmental Health Open Space Unit of Directorate General of Primary Health Care Services. Results: The estimated amount of medical waste materials per year was 82.803 tons. In the provinces subject to the above-mentioned study, the amount per hospital bed was 0.36 - 1.80 kg, the amount per person was 0.42 - 1.86 kg. As for the methods of collecting medical waste, in 44 provinces (54.3 %) medical was collected by the Municipality's dustcarts (apart from the household waste products) and in 27 provinces (33.3 %) with specially designed medical waste carts. In 33 of 81 provinces across Turkey (40.7 %) waste products were stored in the Municipality's dust field and in 32 (39.5 %) in a dust site far from the city center whereas just in 5 (6.2 %) of them it was kept in specially built medical waste collecting facilities and 2 (2.5 %) in private company-owned special burning centers. In 40 provinces medical waste materials (49.4 %) was preferably destroyed by burying (in provinces they are limed before burying) and in 22 (27.2 %) burning . Conclusion: Medical waste production should be reduced. Disposal is difficult and costly. Production amount should be known. Health care facilities and municipalities are supposed to collect medical waste materials separately in order to identify the exact amount. To this end, it is essential for relevant public agencies and authorities to follow-up and comply with the regulations and circulars issued
Effects of hospital facilities on patient outcomes after cancer surgery: an international, prospective, observational study
Background Early death after cancer surgery is higher in low-income and middle-income countries (LMICs) compared with in high-income countries, yet the impact of facility characteristics on early postoperative outcomes is unknown. The aim of this study was to examine the association between hospital infrastructure, resource availability, and processes on early outcomes after cancer surgery worldwide.Methods A multimethods analysis was performed as part of the GlobalSurg 3 study-a multicentre, international, prospective cohort study of patients who had surgery for breast, colorectal, or gastric cancer. The primary outcomes were 30-day mortality and 30-day major complication rates. Potentially beneficial hospital facilities were identified by variable selection to select those associated with 30-day mortality. Adjusted outcomes were determined using generalised estimating equations to account for patient characteristics and country-income group, with population stratification by hospital.Findings Between April 1, 2018, and April 23, 2019, facility-level data were collected for 9685 patients across 238 hospitals in 66 countries (91 hospitals in 20 high-income countries; 57 hospitals in 19 upper-middle-income countries; and 90 hospitals in 27 low-income to lower-middle-income countries). The availability of five hospital facilities was inversely associated with mortality: ultrasound, CT scanner, critical care unit, opioid analgesia, and oncologist. After adjustment for case-mix and country income group, hospitals with three or fewer of these facilities (62 hospitals, 1294 patients) had higher mortality compared with those with four or five (adjusted odds ratio [OR] 3.85 [95% CI 2.58-5.75]; p<0.0001), with excess mortality predominantly explained by a limited capacity to rescue following the development of major complications (63.0% vs 82.7%; OR 0.35 [0.23-0.53]; p<0.0001). Across LMICs, improvements in hospital facilities would prevent one to three deaths for every 100 patients undergoing surgery for cancer.Interpretation Hospitals with higher levels of infrastructure and resources have better outcomes after cancer surgery, independent of country income. Without urgent strengthening of hospital infrastructure and resources, the reductions in cancer-associated mortality associated with improved access will not be realised
Hipotiroidili sıçanlarda bozulan uzun dönemli güçlenme yanıtlarına selenyumun etkisi
Hipotiroidili sıçanlarda bozulan uzun dönemli güçlenme yanıtlarına selenyumun etkisiBilal Koşar, Cem Süer, Hatice Saray, Salih VarolErciyes Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı, KayseriAMAÇ: Hipotiroidizmin, beyinde sinaptik plastisite üzerine olumsuz etkileri olduğu bilinmektedir. DiO2 enzimi santral sinir sistemindeki tiroidhormon seviyesi değişikliklerine adapte olmada önemli bir föktördür. Selenyum, beyinde T4 hormonunun T3 hormonuna dönüşümünde rolalan deiyodinaz 2 (DİO2) enzim aktivitesini artırmaktadır. Bu amaçla, mevcut çalışmada hipotiroidizmde azalan uzun dönemli güçlenme (UDG)yanıtlarına selenyum takviyesinin yaptığı etkiler araştırılmıştır.GEREÇ VE YÖNTEM: Deneyler, 2 aylık yetişkin erkek Wistar sıçanlar üzerinde gerçekleştirildi. Sıçanlar; kontrol (K, n = 9), hipotiroid [6-n-propylthiouracil (Ptu), n = 9], hipotiroid+sodyum selenit (Sena, n = 7) ve hipotiroid+seleno-L-metiyonin (Semet, n = 7) grubu olmak üzere 4 gruba ayrıldı.Hipotiroidi grubuna, Ptu (1 mg/kg/gün), Sena grubuna sodyum selenit (0,5 mg/kg/gün)+ Ptu (1 mg/kg/gün), Semet grubuna ise seleno L-methionin(0,7 mg/kg/gün)+ Ptu (1 mg/kg/gün), 21 gün boyunca gavajla verilmiştir. Uzun dönemli güçlenme yanıtları dentat girus bölgesinden kaydedildi.Uzun dönemli güçlenme'yi indüklemek için hipokampüs yüksek frekanslı uyarım ile indüklendi (1sn'de 100 Hz frekans ile; 5'er dk aralıklarla 4 defa).BULGULAR: Uzun dönemli güçlenme yanıtları Populasyon Spike (PS) genliği ve Eksitatör Postsinaptik Potansiyel (EPSP) eğimleri baz alınarakdeğerlendirilmiştir. Tek yönlü ANOVA testi ile yapılan karşılaştırmalar sonucu: PS genlikleri bakımından Ptu grubu kontrol grubuna göre anlamlıölçüde azalmıştır (p=0.011), Sena ve Semet gruplarında ise anlamlı farklılık bulunmamıştır (p>0.05). EPSP eğimleri bakımından değerlendirildiğindegruplar arasında istatistiksel anlamlılık bulunmamıştır.SONUÇ: Çalışma bulgularına göre, hipotiroidizm UDG yanıtlarını azaltmaktadır ve bu sonuç daha önce yapılan çalışmalarla benzer sonuçlargöstermektedir. Selenyum ise bu azalmayı düzeltmektedir. PS genlik potansiyasyonu genellikle aksion potansiyellerin senkronizasyonu ile koreledir.Bu çalışmanın sonuçları özellikle, hipotiroidizmin sinaptik bağlantılar üzerine etkisinden çok, post sinaptik mekanizma ile UDG’yi bozduğunudüşündürmektedir. Sonuç olarak, selenyum takviyesinin hipotiroidi hastalarında tiroid hormon seviyelerini etkileyerek öğrenme ve bellekbozukluklarını düzeltebileceğini düşündürmektedir.Bu çalışma, Erciyes üniversitesi bilimsel araştırma projeleri birimi tarafından TTU-2016-6732 no’lu proje kapsamında desteklenmiştir.Anahtar Kelimeler: hipokampüs, hipotiroid, selenyum, uzun dönemli güçlenme.Evaluatıon of selenıum supplement effect on ımpaıred long term potentıatıonresponses of hypothyroıdBilal Koşar, Cem Süer, Hatice Saray, Salih VarolDepertment of Physiology, Faculty of Medicine, Erciyes University,Kayseri,TurkeyOBJECTIVE:Hypothyroidism has adverse effects on synaptic plasticity in thebrain. The DiO2 is an important factor in adapting the changes in thyroidhormone levels in Central Nervous System. Selenium increases this enzymeactivity, which is involved in the conversion of T4 to T3 hormone in the brain.Thus, in this study, it is aimed to investigate the effect of seleniumsupplimentation on decreased long-term potentiation (LTP) responses inhypothyroidism.METHODS:It was used 2-month-old male Wistar albino rats. The rats were dividedinto 4 groups as control(C, n=9), hypothyroid [6-n-propyl thiouracil(Ptu), n =9], hypothyroid+ sodium selenite group(Sena, n=7) andhypotiroid+seleno-L-methionine(Semet, n =7). For the hypothyroid group, Ptu(1mg/kg/day), Sena group was supplemented with sodium selenite(0.5 mg/kg/day)+Ptu(1 mg/kg/day) while seleno-L-methionine (0.7 mg/kg/day)+ Ptu(1 mg/kg/day)was given to the Semet group for 21 days with gavage. LTP responses wererecorded from hippocampus. The hippocampus was induced by high-frequencystimulation (with a frequency of 100 Hz in 1 sec, 4 times in 5 'intervals) toinduce LTP.RESULTS:LTP responses were assessed based on population spike (PS) amplitudeand excitatory postsynaptic potential (EPSP) slopes. One-way ANOVA test resultsshowed that the PS amplitudes for Ptu group was significantly lower than thatin control group (p = 0.011), but no significant difference was found in thaton Sena and Semet groups (p> 0.05). There was no statistical significancebetween the groups when evaluated EPSP slopes.CONCLUSION:According to results, hypothyroidism reduces LTP responses. Seleniumimproves this decline. The results of this study is suggested that thehypothyroidism, rather than its effect on synaptic connections, may disrupt LTDvia the post-synaptic mechanism. So selenium supplements may affect learningand memory disorders by affecting thyroid hormone levels in hypothyroidpatients.This study was supported by Erciyes University Scientific Research ProjectsUnit under the Project of 2016-6732.Keywords: Hippocampus, Hypothyroidism, Long-Term Potentiation, Selenium.</p
Hipotiroidili sıçanlarda bozulan uzun dönemli güçlenme yanıtlarına selenyumun etkisi
AMAÇ: Hipotiroidizmin, beyinde sinaptik plastisite üzerine olumsuz etkileri olduğu bilinmektedir. DiO2 enzimi santral sinir sistemindeki tiroidhormon seviyesi değişikliklerine adapte olmada önemli bir föktördür. Selenyum, beyinde T4 hormonunun T3 hormonuna dönüşümünde rolalan deiyodinaz 2 (DİO2) enzim aktivitesini artırmaktadır. Bu amaçla, mevcut çalışmada hipotiroidizmde azalan uzun dönemli güçlenme (UDG)yanıtlarına selenyum takviyesinin yaptığı etkiler araştırılmıştır.GEREÇ VE YÖNTEM: Deneyler, 2 aylık yetişkin erkek Wistar sıçanlar üzerinde gerçekleştirildi. Sıçanlar; kontrol (K, n = 9), hipotiroid [6-n-propylthiouracil (Ptu), n = 9], hipotiroid+sodyum selenit (Sena, n = 7) ve hipotiroid+seleno-L-metiyonin (Semet, n = 7) grubu olmak üzere 4 gruba ayrıldı.Hipotiroidi grubuna, Ptu (1 mg/kg/gün), Sena grubuna sodyum selenit (0,5 mg/kg/gün)+ Ptu (1 mg/kg/gün), Semet grubuna ise seleno L-methionin(0,7 mg/kg/gün)+ Ptu (1 mg/kg/gün), 21 gün boyunca gavajla verilmiştir. Uzun dönemli güçlenme yanıtları dentat girus bölgesinden kaydedildi.Uzun dönemli güçlenme'yi indüklemek için hipokampüs yüksek frekanslı uyarım ile indüklendi (1sn'de 100 Hz frekans ile; 5'er dk aralıklarla 4 defa).BULGULAR: Uzun dönemli güçlenme yanıtları Populasyon Spike (PS) genliği ve Eksitatör Postsinaptik Potansiyel (EPSP) eğimleri baz alınarakdeğerlendirilmiştir. Tek yönlü ANOVA testi ile yapılan karşılaştırmalar sonucu: PS genlikleri bakımından Ptu grubu kontrol grubuna göre anlamlıölçüde azalmıştır (p=0.011), Sena ve Semet gruplarında ise anlamlı farklılık bulunmamıştır (p>0.05). EPSP eğimleri bakımından değerlendirildiğindegruplar arasında istatistiksel anlamlılık bulunmamıştır.SONUÇ: Çalışma bulgularına göre, hipotiroidizm UDG yanıtlarını azaltmaktadır ve bu sonuç daha önce yapılan çalışmalarla benzer sonuçlargöstermektedir. Selenyum ise bu azalmayı düzeltmektedir. PS genlik potansiyasyonu genellikle aksion potansiyellerin senkronizasyonu ile koreledir.Bu çalışmanın sonuçları özellikle, hipotiroidizmin sinaptik bağlantılar üzerine etkisinden çok, post sinaptik mekanizma ile UDG’yi bozduğunudüşündürmektedir. Sonuç olarak, selenyum takviyesinin hipotiroidi hastalarında tiroid hormon seviyelerini etkileyerek öğrenme ve bellekbozukluklarını düzeltebileceğini düşündürmektedir.Bu çalışma, Erciyes üniversitesi bilimsel araştırma projeleri birimi tarafından TTU-2016-6732 no’lu proje kapsamında desteklenmiştir.Anahtar Kelimeler: hipokampüs, hipotiroid, selenyum, uzun dönemli güçlenme.Objective: Hypothyroidism has adverse effects on synaptic plasticity in the brain. The DiO2 is an important factor in adaptingthe changes in thyroid hormone levels in Central NervousSystem. Selenium increases this enzyme activity, which isinvolved in the conversion of T4 to T3 hormone in the brain.Thus, in this study, it is aimed to investigate the effect of selenium supplimentation on decreased long-term potentiation (LTP)responses in hypothyroidism.Methods: It was used 2-month-old male Wistar albino rats. Therats were divided into 4 groups as control (C, n=9), hypothyroid[6-n-propyl thiouracil (Ptu), n=9], hypothyroid+ sodium selenitegroup (Sena, n=7) and hypotiroid+seleno-L-methionine (Semet,n=7). For the hypothyroid group, Ptu (1 mg/kg/day), Sena groupwas supplemented with sodium selenite (0.5 mg/kg/day)+Ptu (1mg/kg/day) while seleno-L-methionine (0.7 mg/kg/day)+Ptu (1mg/kg/day) was given to the Semet group for 21 days with gavage. LTP responses were recorded from hippocampus. The hippocampus was induced by high-frequency stimulation (with a frequency of 100 Hz in 1 sec, 4 times in 5 ‘intervals) to induce LTP.Results: LTP responses were assessed based on populationspike (PS) amplitude and excitatory postsynaptic potential(EPSP) slopes. One-way ANOVA test results showed that thePS amplitudes for Ptu group was significantly lower than thatin control group (p=0.011), but no significant difference wasfound in that on Sena and Semet groups (p>0.05). There wasno statistical significance between the groups when evaluatedEPSP slopes.Conclusion: According to results, hypothyroidism reduces LTPresponses. Selenium improves this decline. The results of thisstudy is suggested that the hypothyroidism, rather than its effecton synaptic connections, may disrupt LTD via the post-synapticmechanism. So selenium supplements may affect learning andmemory disorders by affecting thyroid hormone levels inhypothyroid patients. This study was supported by ErciyesUniversity Scientific Research Projects Unit under the Project of2016-6732.Keywords: Hippocampus, hypothyroidism, long-term potentiation, selenium</p
The Effect of Grape Seed Extract on the Pancreatic Weight in Diabetic Rats
Objective: The pancreas is a vital organ that produces metabolic hormones and enzymes. Type II diabetes either arises from defective insulin secretion from pancreatic beta-cell cells or a diminished pancreatic beta-cell mass. The possible effects of grape seed extract on various metabolic diseases have been investigated in recent years. This study was designed to determine the effect of grape seed extract therapy on pancreatic mass
Perforant yol-dentat girus sinapslarında uzun-dönemli güçlenmenin düşük frekanslı uyarımla önlenmesi
AMAÇ:Uzun dönemli güçlenme (UDG) ve baskılanma (UDB), sinaptik gücün uyarım sıklığına bağımlı bir değişimi olarakdüşünülebilir. UDG'nin indüksiyonundan önce verilen düşük frekanslı stimülasyon (DFU), bazal sinaptik kuvveti veya UDG'nin erkenfazını etkilemeden onu aktiviteye bağımlı bir şekilde inhibe eder ve fosfataz inhibitörleri tarafından bloke edilir. Bu çalışmada, dörtfarklı uyaran frekansı kullanarak DFU'nun sonraki UDG büyüklüğü üzerindeki etkisini araştırdık.YÖNTEM:Çalışmaya dahil edilen dört grup yetişkin Wistar rat, uyarım kalıbının frekansına göre ayrıldı (0,5-Hz, 1-Hz, 2-Hz ve 5-Hz,n = 8 / grup). Uzun dönemli baskılanma oluşturması beklenen bu farklı kalıpların sonraki UDG indüksiyonuna etkisi in-vivo yöntemlearaştırıldı. Tüm düşük freakns kalıpları 900 puls’tan oluşturuldu. UDG güçlü bir tetanizasyon protokolü kullanılarak indüklendi (100Hz, 1 saniye, 4 kez, 5 dakika aralıklı) ve eksitatör postsinaptik potansiyel (EPSP) eğiminin ve populasyon spike (PS) genliğinin, UDGindüksiyonundan 5 ve 60 dakika sonrasındaki 5’er dakikalık zaman aralığındaki ortalaması alınarak ölçüldü. UDG büyüklüğü, tekyönlü ANOVA testi kullanılarak karşılaştırıldı.BULGULAR:Uyaran şiddeti ile frekans arasında gözlenen anlamlı olmayan etkileşim, grupların input-output eğrilerinin farklıolmadığını gösterdi. Kalıcı bir UDG indüklemesi beklenen tetanizasyon protokolü, öncesinde 0,5-Hz frekanslı DFU kalıbıverildiğinde, EPSP-UDG oluşumunu 60 dakika boyunca inhibe etti ve bu inhibisyon 5-Hz uyarım kalıbından sonra gözlenmedi. PS-UDG genliği, ölçüm yapılan iki zaman aralığında da gruplar arasında anlamlı farklılık gösterdi (P < 0.001) ve büyüklükler ile DFUkalıbı frekansları arasında pozitif bir ilişki bulundu.SONUÇ:Bu veriler, belirli DFU kalıplarının, farklı hücre içi moleküler kaskadları aktive edebileceğini ve fosfatazların uzun süreliaktivasyona neden olan frekanslarda, erken UDG'yi etkilemeden sonraki UDG ekspresyonunu baskılayabileceğini göstermektedir.UDG'nin bu inhibisyonunun sinaptik aktivitenin daha düşük frekanslarında görülmesi, bu metaplastisite formunun, tekrarlanannöronal aktivite sonrasında UDG eksprese etme kapasitesini değiştirebileceğini ve böylece bellek oluşum etkileyebileceğinidüşündürmektedir.Bu çalışma, Erciyes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından TYL-2018-82105, TYL-2018-8210) nolu projelerkapsamında desteklenmiştir.Anahtar Kelimeler: hipokampus, priming stimulasyon, uzun dönemli güçlenme, metaplastisite, sıçanObjective: Long-term potentiation (LTP) and depression canbe considered in terms of the relationship of stimulation frequency and resultant change in synaptic plasticity. Low-frequency stimulation (LFS) given before induction of LTPinhibits LTP without affecting either basal synaptic strength orthe early phase of LTP. This anterograde inhibitory effect ofLFS is persistent and is blocked by inhibitors of phosphatases.Herein, we investigated the effect of LFS on subsequent LTPmagnitude using four different stimulus frequencies.Methods: The study used four groups of adult Wistar rats. Theeffect of different stimulation patterns (0.5-Hz, 1-Hz, 2-Hz and 5-Hz, n=8/ group) designed to induce long-lasting depression of theperforant pathway inputs to the dentate gyrus on subsequentlyinduced LTP was investigated. All paradigms consisted of 900pulses. LTP was induced by a strong tetanisation protocol andmeasured as 5-min average of excitatory-postsynaptic potential(EPSP) and population spike (PS) 5 min and 60 min after its induction. LTP magnitude was compared using one-way ANOVA test.Results: The input-output curves of the groups were comparableto each other, as shown by the non-significant interactionobserved between stimulus intensity and frequency. We foundthat 0.5-Hz, but not 5-Hz, stimulation inhibited for 60 min thesubsequent induction of fEPSP-LTP by a normally efficientLTP-inducing protocol. There was significant difference in PSLTP between two groups at two measurement intervals (p<0.001)and positive correlations between LTP magnitudes and frequencies.Conclusion: These data indicate that certain patterns of LFS canactivate different intracellular molecular cascades, and that longlasting activation of phosphatases by prior LFS can suppress thesubsequent expression of LTP. We suggest that this form ofmetaplasticity may influence information storage by modulatingthe capacity of synapses to express LTP after repeated bouts ofactivity.This study was supported by Erciyes University Research Found(TYL-2018-8215, TYL-2018-8210).Keywords: hippocampus, priming stimulation, long-term potentiation, metaplasticity, rats</p
Thoracic Complications in Behçet’s Disease: Imaging Findings
Behçet’s disease (BD) causes vascular inflammation and necrosis in a wide range of organs and tissues. In the thorax, it may cause vascular complications, affecting the aorta, brachiocephalic arteries, bronchial arteries, pulmonary arteries, pulmonary veins, capillaries, and mediastinal and thoracic inlet veins. In BD, chest radiograph is commonly used for the initial assessment of pulmonary symptoms and complications and for follow-up and establishment of the response to treatment. With the advancement of helical or multislice computed tomography (CT) technologies, such noninvasive imaging techniques have been employed for the diagnosis of vascular lesions, vascular complications, and pulmonary parenchymal manifestations of BD. CT scan (especially, CT angiography) has been used to determine the presence and severity of pulmonary complications without resorting to more invasive procedures, in conjunction with gadolinium-enhanced three-dimensional (3D) gradient-echo magnetic resonance (MR) imaging with the subtraction of arterial phase images. These radiologic methods have characteristics that are complementary to each other in diagnosis of the thoracic complications in BD. 3D ultrashort echo time (UTE) MR imaging (MRI) could potentially yield superior image quality for pulmonary vessels and lung parenchyma when compared with breath-hold 3D MR angiography