30 research outputs found

    Türkiye’de bir nakşibendi grubunun dönüşümü : menzil grubu örneği

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.İnsanlığın başlangıcından itibaren önemli bir toplumsal kurum olan din, toplumu her yönüyle konu edinen sosyolojinin önemli konularından biri olagelmiş, sosyolojinin kurucu ve önde gelen isimleri din kurumu üzerine çalışmış, din sosyolojisi sosyolojinin artan öneme sahip bir dalı olarak öne çıkmıştır. Din sosyolojisinin önemli çalışma alanlarından birini ise dinî gruplar oluşturmaktadır. Geçmişten günümüze kadar Türkiye'de dinî grupların faaliyetlerinin artarak ve çeşitlenerek devam ettiği görülmektedir. Üyelerini toplumun içerisinden edinmesi ve toplumsal alanda faaliyetlerini yürütmesi nedeniyle toplum ve dini gruplar devamlı olarak etkileşim içerisindedir. Siyasi, hukuki, ekonomik vb. değişiklikler, sekülerleşme ve modernleşmenin toplumun dindarlık seviyesi ve dine bakışı üzerindeki etkileri gibi değişkenler dini gruplarında dönüşümüne neden olmaktadır. Türkiye'deki dinî grupların dönüşüm süreci, gerek üye sayısı ve faaliyet gösterdiği coğrafi alanın genişliği ve gerekse faaliyetlerinin çeşitliği nedeniyle öne çıkan Nakşibendi tarikatına bağlı Menzil grubuna yönelik bu alan çalışması ile açıklanmaya çalışılmaktadır. Kavramsal açıklamalarla başlayan çalışmada, tarihsel süreç içerisinde dinî gruplar ve Türk modernleşmesi etkileşimi üzerinde durulmuş, sekülerleşme ve örtük sekülerleşme bağlamında dinî gruplar üzerine değerlendirmeler yapılmaya çalışılmıştır. Nakşibendi tarikatı ve Menzil grubu; kurucuları ve öncü şahsiyetleri, tarihi, doktrinleri ve ritüelleri başta olmak üzere bütün yönleriyle ele alınmıştır. Menzil grubunun; tasavvufi kavramlar ve ritüeller, faaliyet alanları, davranış ve tutumlar gibi açılardan değerlendirilerek, tarihsel süreç içerisinde ne ölçüde değişime uğradığı, gerek dinî-tasavvufi kaynak ve akademik çalışmalardan ve gerekse alan çalışmasından elde edilen verilerle açıklanmaya çalışılmıştır. Menzil grubunun kurumsallaşma ve örgütlenme düzeyi ve şekli ele alınmış, grubun bu yöndeki çalışma ve politikaları incelenmiştir. Grup içerisindeki profesyonelleşme ve uzmanlaşma düzeyi ve çalışmaları araştırma kapsamında ele alınmıştır. Grup üyelerinin dönüşüm sürecine yönelik tutumları ve adaptasyon süreci, grup üyeliğinin inşası da çalışmanın içeriğinde yer almaktadır.The religion, which is an important social institution since the beginning of mankind, is one of the essential issues of the sociology that examines the society from every point of view; the founders and prominent names of sociology have studied the concept of religion and thus the sociology of religion has emerged as a growing branch of sociology. Religious groups comprise one of the important study areas of the sociology of religion. It is seen that activities of the religious groups in Turkey continue by increasing and diversifying from past to present. The society and religious groups are in constant interaction because these groups acquire their members from the society and carry out their activities in the social field. Political, legal, economic and similiar changes, and variables such as the impacts of secularization ant modernization on society's level of religiosity and view of religion, lead also the transformation of religious groups. The transformation process of the religious groups in Turkey is tried to be explanied with this field work on the Menzil group affiliated with the Naqshbandi order and that comes into prominence both due to the largeness of the number of its members and of the geographical area in which it's active, and the variety of its activities. In this study starting with conceptual explanations, it has been emphasized the interation during the historical process berween religious groups and Turkish modernization; and evaluations have been carried out related with religious groups in the context of secularizationand latent secularization. The Naqshbandi order and Menzil group have been examined in all their aspects, especially their founders and pioneers, their history, doctrines and rituals, fields of activity, behaviours and attitudes, at the same time it has been tried to be explained to what extent this community has changed in the historical process with the aid of data collected from religious-sufistic sources, academic studies and fieldwork. The level and froms of institutionalization and organization of the Menzil group and its working and policies in this direction have been examined. The level of professionalization and specialization of the members within the group and studies in this direction have been handled within the scope of the research. The attitudes of the group members towards the transformation process as well as the adaptation period and information about group membership are included in this study

    Organic tomato growing plant activator applications effects on yield and quality

    Get PDF
    Bu araştırma, organik tarımda kullanımına izin verilmiş bazı bitki aktivatörlerinin domatesin verim ve meyve kalitesi üzerine etkilerini araştırmak amacıyla Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği organik tarım arazisinde yürütülmüştür. Denemede domates çeşidi olarak Baghera F ; bitki 1 aktivatörü olarak Manda 31, Messenger, Microfer, Cropset ve ISR 2000 ticari preparatları; konvansiyonel uygulamasında ise Scotts ticari isimli kimyevi gübre kullanılmıştır. Bitki aktivatörlerinin etkilerini belirlemede verim, meyve sayısı, meyve ağırlığı, meyve eni, meyve boyu, meyve eti sertliği, pH, suda çözünebilir kuru madde, likopen ve vitamin Akriterleri incelenmiştir. Denemede verim 6202-7602 kg/da arasında değişmiş, en yüksek verim ise konvansiyonel üretim metodundan tespit edilmiştir. Verim yönünden konvansiyonel üretim metodu ilk sırada yer alsa da; Manda 31, Cropset ve Microfer uygulamalarıyla istatistiki olarak aynı grupta yer almıştır. Bitki başına meyve sayısı 15-18 adet/bitki; meyve ağırlığı 157-176 g; meyve eni 72.2-76.6 mm; meyve boyu 69.1-72.4 mm; meyve eti sertliği 1.35-1.60 2 kg/cm ; pH 4.37-4.58; suda çözünebilir kuru madde %3.90-4.46; likopen içeriği 66-137 μg/g ve vitamin A 14.7- 38.9 μg/g arasında değişim gösterdiği tespit edilmiştir.This study was carried out in Suleyman Demirel University Faculty of Agricultural Research and Experimental Station, to investigate the effects of some plant activators permitted for use in organic farming on the yield and fruit quality of tomatoes. In the study as the tomato cultivar Baghera F ; Manda 31, Messenger, Microfer, Cropset, 1 and ISR 2000 as the plant activators; in conventional practise Scotts fertilizer were used. To determine the effects of the plant activators, the criteria which can be defined as the yield, number of fruit, weight of fruit, fruit width, fruit length, flesh firmness, pH, soluble solid content, lycopen ve vitamin Awere studied. At the end of the experiments it was observed that yield ranged from 6202-7602 kg/da and the highest yield was determined from the conventional production method. Although the conventional production method ranked first in yield, it was statistically in the same group with Manda 31, Cropset and Microfer. The applications resulted considerable variations number of fruit 15-18 unit/plant, fruit weight 157-176 g, fruit width 72.2-76.6 mm, fruit 2 length 69.1-72.4 mm, flesh firmness 1.35-1.60 kg/cm , pH 4.37-4.58, soluble solid content 3.90-4.46%, lycopen 66-137 μg/g, vitamin A14.7-38.9 μg/g

    Doğu Akdeniz Bölgesi’nde Örtü Altı Organik Domates Üretiminde Hastalık, Zararlı ve Yabancı Otların Mücadelesinin Yönetimi

    Get PDF
    Bu çalışma, 2004-2007 yılları arasında Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’ne ait organik-topraklı, topraksız kültür (organik-inorganik yetiştirme ortamları) ve kontrol seralarında yürütülmüş olup, örtü altı organik domates yetiştiriciliğinde karşılaşılan hastalık, zararlı ve yabancı otlara karşı organik tarıma uygun mücadele yöntemlerinin uygulanabilirliği, en uygun sulama programı araştırılmıştır. Organik-topraklı sera ve organik-inorganik kökenli dört farklı yetiştirme ortamlarından oluşan topraksız kültür seralarında her türlü girdiler ve yapılacak işlemler Tarım Bakanlığınca yayımlanan organik tarım yönetmeliğe uygun olarak seçilmiştir. Organik-topraklı seradan elde edilen ürüne ‘organik ürün’ sertifikası alımına yönelik gerekli denetlemeler danışman kuruluş tarafından yapılarak ürün sertifikalandırılmıştır. Örtü altı organik domates yetiştiriciliğinde kültürel önlemlerden solarizasyonun yanı sıra yararlı mikrorganizmalardan da yararlanılması ile hastalık, zararlı ve yabancı ot kontrollerinde mücadele sayısının azaltıldığı ve verimde geleneksel yetiştiriciliğe oranla ekonomik anlamda bir azalma görülmediği sonucuna varılmıştır. Organik topraklı, kontrol serası ve farklı yetiştirme ortamlarında organik domates yetiştiriciliğinde su kullanım etkinliği değerleri her üç deneme yılında da artan sulama suyuna bağlı olarak azalma göstermiştir. Organik-inorganik kökenli farklı yetiştirme ortamlarından oluşan topraksız kültür yetiştiriciliğinin ise gerek topraktan kaynaklanan hastalık, nematod ve yabancı ot çıkışının olmaması gerekse erkenci olması açısından dolayı özellikle toprağın bulaşık olduğu alanlarda organik-topraklı tarıma alternatif bir yetiştiricilik olabileceği kanısına varılmıştır

    Determination of allergenic pollens in the atmosphere of Trabzon province by volumetric method

    Get PDF
    Bu çalışmada, Trabzon ili atmosferinde bulunan polenler 01 Ocak 2016 – 31 Aralık 2016 tarihleri arasında volumetrik yöntemle VPSS 2000 (Lanzoni) cihazı kullanılarak araştırıldı. Bir yıllık çalışma süresince 45 taksona ait toplam 29150 polen m-3 Trabzon atmosferinde kaydedildi. Tespit edilen bu taksonların 24’ünün odunsu bitkilere (%69.78), 21’inin otsu bitkilere (%30.00) ve tanımlanamayan (%0.23) polenlere ait olduğu belirlendi. Çalışılan bölgede yoğun olarak saptanan odunsu taksonlar; Alnus sp. (%23.06), Cupressaceae-Taxaceae (%19.29), Pinaceae (%11.59), Betula sp. (%5.91), Platanus sp. (%3.38), Quercus sp. (%1.67), Ulmus sp. (%1.16) ve Fraxinus sp. (%1.05) olarak saptandı. Otsu bitkiler ise; Poaceae (%13.56), Urticaceae (%7.10), Boraginaceae (%2.12), Rumex sp. (%1.92), Mercurialis sp. (%1.36) ve Artemisia sp. (%1.25) olduğu belirlendi. Çalışılan bölgede polen yoğunluğunun en fazla olduğu aylar Şubat (%38.39), Mart (%11.88) ve Nisan (%15.67) olarak belirlendi.: In this study, airborne pollen grains of Trabzon were investigated using a volumetric trap VPSS 2000 (Lanzoni) from 01st January 2016 to 31st December 2016. During one-year study period, a total of 29150 polen m-3 belonging to 45 taxa were recorded. From identified taxa, 24 belong to arboreal (69.78%) and 21 taxa to non-arboreal (30.00%) and unidentified pollen grains (0.23%). In the investigated area, from arboreal plant taxa Alnus sp. (23.06%), Cupressaceae-Taxaceae (19.29%), Pinaceae (11.59%), Betula sp. (5.91%), Platanus sp. (3.38%), Quercus sp. (1.67%), Ulmus sp. (1.16%), Fraxinus sp. (1.05%) and from non-arboreal plant taxa Poaceae (13.56%), Urticaceae (7.10%), Boraginaceae (2.12%), Rumex sp. (1.92%), Mercurialis sp. (1.36%), and Artemisia sp. (1.25%) were responsible for the greatest amounts of pollen grains during the study period. The maximum pollen concentration of investigated area is recorded in February (38.39%), March (11.88%) and April (15.67%)

    Determining Teacher Candidates' Media Literacy Levels and A Media Literacy Training Programme For Faculties Of Education

    No full text
    21. yüzyılda yaşayan hiçbir insan medyadan ve oluşturduğu çevreden uzak duramamaktadır. Medya ve kitle iletişim araçları günümüz insanının her tarafını çevrelemiş durumdadır. Medyaya karşı doğru bir perspektif geliştirebilmek için bireylerin medya okuryazarı olmaları gerekmektedir. Medya okuryazarlığının önemi gelişmiş ülkeler tarafından fark edilmiştir. Gelişmiş ülkeler medya okuryazarlığını bireylere kazandırmak için okullarda medya okuryazarlık eğitim programları uygulayarak, bu alanla ilgilenen çeşitli kuruluşlar kurarak, öğretmen yetiştirme programlarına medya okuryazarlığını içeren yeni standartlar koyarak ilerleme kaydetmektedirler. Gelişmiş ülkeler bu konuya fazlasıyla önem verirken Türkiye'de öğretmen eğitimiyle ilgili bir müfredatın olmadığı görülmektedir. Bu nedenle bu araştırmanın amacı; öğretmen adaylarının medya okuryazarlık düzeylerini belirlemek, medya okuryazarlığı hakkındaki görüşlerini tespit etmek ve eğitim fakültelerinde uygulanabilecek bir medya okuryazarlığı eğitim programı tasarlamak, denemek ve değerlendirmektir. Bu araştırmada betimsel ve deneysel model kullanılmıştır. Bu araştırma öğretmen adaylarının medya okuryazarlık becerilerinin geliştirilmesi ve Türkiye'nin nitelikli insan gücüne sağlayacağı faydalardan dolayı önem arz etmektedir. Araştırmada elde edilen bulgulara göre öğretmen adaylarının medya okuryazarlık düzeyleri yeterli bir seviyede değildir. Akıllı telefonla internete bağlanma süresi arttıkça medya okuryazarlık düzeyi artmaktadır. Televizyon izlerken seçilen programın içeriği medya okuryazarlık düzeyini etkilemektedir. Haber ve haber programlarının öncelikli tercih edilmesi medya okuryazarlığına olumlu katkı sağlayarak medya okuryazarlık düzeyini yükseltirken dizileri tercih etmek düşürmektedir. Öğretmen adaylarından elde edilen bulgulara göre; televizyon izleme ve internet kullanım amacı medya okuryazarlık düzeyi için önem arz etmektedir. İnternet kullanım sıklığının yüksek olması medya okuryazarlığına olumlu katkı yapmaktadır. İnterneti bilgiye erişim ve haber alma amacıyla kullananların medya okuryazarlık düzeyi yüksek bulunmuştur. Öğretmen adaylarıyla yapılan görüşmelerde medya okuryazarlık kavramını açıklayabildikleri görülmüştür. Öğretmen adayları, bölümlerinin medya okuryazarlık seviyelerine herhangi bir katkı/fayda sağlamadığını ifade ederken, genel olarak bölümlerinde bu beceriyi temel alan bir ders olması gerektiğini ve ayrıca konferans, seminer, panel vb etkinliklerin düzenlenmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Öğretmen adayları medya okuryazarlığını metaforla ifade ederken; ateş, ağaç, dürbün, güneş gözlüğü, göz, mikroskop, su arıtma ve süzgeç gibi birçok metafor örneği belirtmişlerdir. Araştırma sonucunda; tasarlanıp uygulanan Medya Okuryazarlığı Eğitim Programı etkili olmuş ve fayda sağlamıştır. Bu sonuç oniki haftalık program uygulanmadan önce ve sonra öntest-sontest yapılarak raporlaştırılmıştır. Bu programın tüm öğretmen yetiştirme programlarında ders olarak yer alması önerilmektedir. Ancak tek başına bir ders olarak yer alması yeterli görülmemektedir. Bunun yanında zorunlu eğitimin farklı düzeylerinde medya okuryazarlığı eğitimi sistemli bir şekilde uygulanmalıdır. Eğitim fakültesi derslikleri buna göre yapılandırılmalı, öğretim elemanları yetiştirilmeli ve MEB ile birlikte çalışmaların yapılması gerekmektedir.Any human being living in the 21st century cannot stop themselves keeping away from media and the environment it constituted. Media and and mass media surround all ins and outs of modern day's human being. To be able to develop an accurate perspective towards media, individuals are needed to become media literate. The importance of media literacy has been recognised by developed countries. Developed countries, in order for individuals to gain media literacy, make progress by carrying out media literacy training programmes, establishing foundations concerned with media literacy and setting down new standards to teacher training programmes including media literacy. As developed countries give more importance to media literacy; it appears that there is no curriculum related to media literacy for training teachers in Turkey. For this reason, the aim of this study is to determine teacher candidates' media literacy level, identify their views on media literacy and design, test and assess a media literacy education programme which can be implemented at faculties of education. A descriptive and experimental model was used in this study. This research is important because of the contributions it will provide in the development of media literacy skills of teacher candidates and the benefits it will provide to qualified human power in Turkey. According to the results that are gained in the study, the media literacy levels of teacher candidates are not at sufficient level. Media literacy levels increase as the duration of connection to the Internet by smart/ mobile phone increases. The content of the chosen programme while watching TV affects the media literacy level. While preferring primarily news and news magazines increase the media literacy levels by providing positive contributions to media literacy, preferring series (soap operas) decreases it. According to the findings obtained from teacher candidates; the aim of watching TV and using Internet have importance on media literacy level. The high frequency of Internet usage has positive contributions to media literacy. The media literacy levels of people who use Internet to access and to obtain information are found to be high. Through interviews that are conducted with teacher candidates, they were observed to unfold the concept of media literacy. While teacher candidates state that their departments do not have a contribution to their media literacy levels, in general they indicated that there should be a course based on this skill and some activities, such as, conferences, seminars, panels should be organized. Whereas teacher candidates expressed media literacy through metaphors, they specified many metaphor samples like; fire, tree, binoculoars, sunglasses, eye, microscope, water purification and filter. At the end of the study, Media literacy Training programme which was designed and implemented has been influential and provided benefits. This result is reported before and after a twelve week implementation by performing pretest-post/test. Finally, the Media literacy Training programme is suggested to be incorporated as a course in all teacher training programmes. However, incorporating it as a single-stand course itself is not at all something to be desired. Besides that, media literacy education should be performed systematically at different levels of compulsory education. Lecture halls at faculties of education should be designed/configured according to this, instructors should be trained and further cooperations with Ministry of National Education should be conducted

    Media Literacy Levels of the Candidate Teachers

    No full text
    Bu araştırmanın genel amacı, öğretmen adaylarının görüşlerine göre, öğretmen adaylarının medya okuryazarlık düzeylerini belirlemektir. Ayrıca öğretmen adaylarının medya okuryazarlık düzeylerini cinsiyet, yaş, bölüm, öğretim türü, mezun olunan lise, liseden mezun olunan puan türü, bilgisayar kullanım olanağı, internet kullanım olanağı, gazete takip edip etmeme, TV kullanım sıklıkları, TV kullanım amaçları, internet kullanım sıklıkları ve internet kullanım amaçları gibi değişkenlerin ne düzeyde açıkladığını da incelemektir. Çalışma grubu olarak, 2007-2008 öğretim yılında Uşak Eğitim Fakültesi’nde kayıtlı Sınıf Öğretmenliği, Türkçe Öğretmenliği ve Sosyal Bilgiler Öğretmenliği öğrencilerinden oluşan 560 kişilik öğretmen adayı seçilmiştir. Araştırmada medya okuryazarlık düzeylerini ölçmek amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen “Medya Okuryazarlık Düzey Belirleme Ölçeği (MODBÖ)” kullanılmıştır. Verilerin analizinde frekans, yüzde, ortalama, standart sapma, faktör analizi, korelasyon, t testi ve anova testi kullanılmıştır. Araştırmada öğretmen adaylarının liseden mezun oldukları puan türleri, bilgisayar sahipliği, internet bağlantısının olup olmaması, gazete okumaları, TV izleme sıklıkları ve İnternet kullanım sıklıklarının medya okuryazarlık düzeyi üzerinde etkisi olduğu tespit edilmiştir.The purpose of this research is to determine -according to candidate teachers’ opinions- to what extent media literacy levels of the candidate teachers is explained by variables such as gender, age, department, teaching type, graduated high school, type of department graduated at high school, opportunity of computer usage, opportunity of internet usage, reading a journal continuously or not, frequency of TV usage, aims of TV usage, frequency and aims of internet usage. As a workgroup, 560 candidate teachers were chosen from Primary School Teacher Education Department, Turkish Teacher Education Department and Social Studies Teacher Education Department at Uşak University, Faculty of Education. In the research “Media Literacy Level Determination Scale” has been improved and used by the researcher to determine media literacy level. Frequency, percent, mean, standard deviation, factor analysis, correlation, t-test and anova test were used to analyze data. In this research, it has been determined that the variables such as type of department graduated at high school, having a computer, having internet connection, reading journals, frequency of watching TV and using internet have effect on media literacy level. Gender, age, department, type of education and type of graduated high school of candidate teachers were not seen to be contributing much to the variety of media literacy levels

    Media Literacy Levels of the Candidate Teachers

    No full text
    Bu araştırmanın genel amacı, öğretmen adaylarının görüşlerine göre, öğretmen adaylarının medya okuryazarlık düzeylerini belirlemektir. Ayrıca öğretmen adaylarının medya okuryazarlık düzeylerini cinsiyet, yaş, bölüm, öğretim türü, mezun olunan lise, liseden mezun olunan puan türü, bilgisayar kullanım olanağı, internet kullanım olanağı, gazete takip edip etmeme, TV kullanım sıklıkları, TV kullanım amaçları, internet kullanım sıklıkları ve internet kullanım amaçları gibi değişkenlerin ne düzeyde açıkladığını da incelemektir. Çalışma grubu olarak, 2007-2008 öğretim yılında Uşak Eğitim Fakültesi’nde kayıtlı Sınıf Öğretmenliği, Türkçe Öğretmenliği ve Sosyal Bilgiler Öğretmenliği öğrencilerinden oluşan 560 kişilik öğretmen adayı seçilmiştir. Araştırmada medya okuryazarlık düzeylerini ölçmek amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen “Medya Okuryazarlık Düzey Belirleme Ölçeği (MODBÖ)” kullanılmıştır. Verilerin analizinde frekans, yüzde, ortalama, standart sapma, faktör analizi, korelasyon, t testi ve anova testi kullanılmıştır. Araştırmada öğretmen adaylarının liseden mezun oldukları puan türleri, bilgisayar sahipliği, internet bağlantısının olup olmaması, gazete okumaları, TV izleme sıklıkları ve İnternet kullanım sıklıklarının medya okuryazarlık düzeyi üzerinde etkisi olduğu tespit edilmiştir.The purpose of this research is to determine -according to candidate teachers’ opinions- to what extent media literacy levels of the candidate teachers is explained by variables such as gender, age, department, teaching type, graduated high school, type of department graduated at high school, opportunity of computer usage, opportunity of internet usage, reading a journal continuously or not, frequency of TV usage, aims of TV usage, frequency and aims of internet usage. As a workgroup, 560 candidate teachers were chosen from Primary School Teacher Education Department, Turkish Teacher Education Department and Social Studies Teacher Education Department at Uşak University, Faculty of Education. In the research “Media Literacy Level Determination Scale” has been improved and used by the researcher to determine media literacy level. Frequency, percent, mean, standard deviation, factor analysis, correlation, t-test and anova test were used to analyze data. In this research, it has been determined that the variables such as type of department graduated at high school, having a computer, having internet connection, reading journals, frequency of watching TV and using internet have effect on media literacy level. Gender, age, department, type of education and type of graduated high school of candidate teachers were not seen to be contributing much to the variety of media literacy levels

    Media literacy levels of the candidate teachers

    No full text
    Bu çalışmanın amacı öğretmen adaylarının medya okuryazarlık düzeylerini ortaya koymak ve öğretmen adaylarının bilgisayar sahipliği, internet erişimi, gazete/dergi takip etme, TV izleme sıklığı ve internet kullanım sıklığı değişkenlerinin medya okuryazarlık düzeyi üzerindeki etkisini açıklamaktır. Araştırma grubunu 2007-2008 eğitim-öğretim döneminde Uşak Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe, Sınıf ve Sosyal Bilgiler Öğretmenliği'nden 495 öğretmen adayı oluşturmuştur. Araştırmada veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen "Medya Okuryazarlık Düzey Belirleme Ölçeği" ile toplanmıştır. Ölçeğin geçerlilik çalışmaları için uzman görüşüne başvurulmuş ve açımlayıcı faktör analizi yapılmıştır. Açımlayıcı faktör analizi sonucunda 17 madde ve 3 faktörden oluşan bir yapı elde edilmiştir. Güvenirlik çalışması için ise cronbach alpha değeri hesaplanmış ve ,840 olarak bulunmuştur. Elde edilen verilerin analizinde betimleyici istatistiklerle birlikte t testi, korelasyon ve ANOVA testleri kullanılmıştır. Elde edilen bulgular öğretmen adaylarının medya okuryazarlık düzeylerinin yüksek olduğunu ve bilgisayar sahipliği, internet sahipliği, gazete/dergi takip etme, TV izleme sıklığı ve internet kullanma sıklığı değişkenlerinin öğretmen adaylarının medya okuryazarlık düzeyi üzerinde anlamlı etkisi olduğunu göstermiştir.The purpose of this study is to determine the media literacy level of teacher candidates and explain effects of variables; having a computer, internet access, reading newspapers/magazines regularly, watching TV frequency and Internet usage frequency on media literacy level. Study group is consisted of 495 teacher candidates from Faculty of Education Uşak University, Turkish Teacher Education, Primary School Education and Social Studies Education Department in 2007-2008 academic year. Data is collected by "Media Literacy Level Determination Scale" which is developed by researchers. Descriptive statics were used with t test, correlation and ANOVA for data analyses. Results showed that teacher candidates have high media literacy levels and having a computer, Internet access, reading newspapers/magazines regularly, watching TV frequency and Internet usage frequency are variables that have significant effect on media literacy levels

    Problems Of Prımary Teachers In Vıllage Schools

    No full text
    Bu araştırmanın temel amacı, Türkiye’nin doğu ve güneydoğu illerindeki köy ilkokullarına atanmış sınıf öğretmenlerinin, mesleklerinin ilk yılında karşılaşmış oldukları sorunları belirlemektir. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim yöntemine göre tasarlanmıştır. Çalışmada, araştırma verilerinin toplanmasında yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Toplanan verilerin analiz edilmesinde betimsel analiz ve sürekli karşılaştırma yöntemleri kullanılmıştır. Araştırma grubunu, 2015-2016 eğitim öğretim yılında Ağrı, Bitlis, Diyarbakır ve Muş illerinin köylerinde görev yapan, mesleğinin ilk görev yılı olan 15 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada nitel veriler araştırmacı tarafından geliştirilen açık-uçlu görüşme formu ile elde edilmiştir. Verilerin analizi sonucunda öğretmenlerin karşılaştıkları sorunlar 5 kategori şeklinde gruplandırılmıştır: Öğrenci, öğretmen, yönetici, veli ve fiziki/altyapı sorunları. Öğrenci kaynaklı sorunlar; öğrencilerin Türkçe bilmemesi, devamsızlık yapmaları, birleştirilmiş/kalabalık sınıf olarak tespit edilmiştir. Öğretmen kaynaklı sorunlar; iyi bir eğitim alamadıkları, köy/ilçede barınma sorunları, ulaşım, beslenme, sosyal faaliyet ve öğretmen eksikliği şeklindedir. Yönetici kaynaklı sorunlar; öğretmenlere gereken desteği göstermemeleri, müfettişlerin baskı ve stres oluşturmaları şeklindedir. Veli kaynaklı sorunlar; çocuklarına ilgisizlik, çocuklarının ihtiyaçlarını sağlanmamak şeklindedir. Fiziki/altyapı kaynaklı sorunlar; yetersiz derslik, tezek yakılması, soba yakabilmek, araç-gereç ve materyal eksikliği, tuvalet ve hijyen eksikliği, kar yağışı, köy yolları şeklindedir. Çalışmanın sonuçları; mesleklerinin ilk yıllarındaki sınıf öğretmenlerinin ciddi sorunlarla karşılaştığı, hala okullarımızda altyapı anlamında eksiklikler olduğu, eğitimde eşitsizliğin aşılamadığı, çözülmeyen sorunların öğretmenlerin motivasyonlarını düşürdüğü, yönetici pozisyonlarında yer alan bireylerin iletişim noktasında öğretmenlere yol göstermesi gerektiği şeklindedir

    Öğretmen Adaylarının Medya Okuryazarlık Düzeyleri

    No full text
    corecore