Effect of Low-flow Anesthesia Education on Knowledge, Attitude and Behavior of the Anesthesia Team

AbstractThe aim of this study was to evaluate the effect of education on the knowledge, attitude and behavior of anesthesiology staff and residents towards low-flow anesthesia. The staff and residents in the Department of Anesthesia and Reanimation, Zonguldak Karaelmas University were given theoretical and practical training in delivering low-flow anesthesia. To evaluate their attitudes and behaviors toward low-flow anesthesia, we collected data during the 6 months before training, during the first 3 months after training, and at 4–6 months after training. Anesthesia follow-up records, operation time, volatile anesthetic agent used, and the amount (in liters) of fresh gas low mid-anesthesia were recorded in all three stages. A total of 3,158 patients received general anesthesia and inhalation anesthesia was used in 3,115 of these patients. Our study group consisted of 2,752 patients who had no absolute or relative contraindications to low-flow anesthesia. While the mean fresh gas flow was 4.00 ± 0.00 L/min before training, this level dropped to 2.98 L/min in the first 3 months after training, and to 3.26 L/min in the following 3 months. The mean fresh gas flow was significantly lower at the two post-training assessments than before training (p < 0.05). In conclusion, low-flow anesthesia may be used more frequently if educational seminars are provided to anesthetists. The use of low-flow anesthesia may increase further by allocating more time to this technique in anesthesia training programs provided at regular intervals

Anaesthetic Management in Obstructive Sleep Apnoea Syndrome for Adenotonsillectomy

Case Report 230 The anaesthetic management of adenotonsillectomy in children with obstructive sleep apnoea syndrome is characteristic due to respiratory and cardiac side effects. A detailed physical examination in the preoperative period should be performed, including children&apos;s respiratory and cardiac systems. If they have an active infection, surgery should be postponed until the end of medical treatment. Preparation for difficult airway management should be done in the preoperative period. In this case, we presented a report of two children who had obstructive sleep apnoea syndrome, with airway management performed at the right lateral position to prevent the pharyngeal collapse and rapid sequence intubation performed using a short-acting muscle relaxant

Eyelid tumors in dogs: 47 cases retrospective study (2006-2017)

Çalışmada 2006-2017 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı Kliniği’ne göz kapağında kitle şikayeti ile getirilen ve sağaltımları yapılan toplam 47 köpeğe ait göz kapağı tümörleri olguları retrospektif olarak değerlendirildi. Olguların ayrıntılı göz muayenesi yapıldı. Kitlelerin uzaklaştırılmasında V şeklinde eksizyon yeğlenerek, tümör tam katlı olarak bölgeden uzaklaştırıldı. Yapılan histopatolojik inceleme sonucu, meibomian bezlerden köken alan neoplazmaların çoğunlukta olduğu belirlendi. Çalışma sonunda elde edilen veriler ile göz kapağı tümörü oluşumunda ırk predispozisyonu, yaşın ve cinsiyetin etkisi ile en yaygın görülen göz kapağı tümörü belirlenip, kullanılan cerrahi yöntemin rekonstruktif blefaroplastiye gerek kalmadan, kitlelerin uzaklaştırılmasında yeterli olduğu görüldü.In this study, the eyelid tumors and the treatment results of 47 dogs referred to Istanbul University Faculty of Veterinary Medicine Department of Surgery with a complaint of eyelid masses were evaluated retrospectively. Cases underwent detailed ophtalmic examination. A V-shaped excision was performed and the tumor was removed in full-thickness. Histopathological examination revealed that most of the neoplasms originating from the meibomian glands were observed. The most common eyelid tumors and formation of the eyelid tumors with respect to the race predisposition, and effects of age and sex were defined. The surgical method used were sufficient for removal of the masses without the necessity of a reconstructive blepharoplasty

Perlit Esaslı Geopolimer Harçların Özelliklerine Uçucu Kül Etkisinin Araştırılması

Son yıllarda çevrenin korunması ve sürdürülebilir gelişmenin sağlanması için enerji tasarrufu ve karbon salınımının düşürülmesi büyük önem kazanmıştır. Çimento en çok kullanılan yapı malzemelerinden biri olduğu için kullanımın azaltılması karbon salınımına katkı sağlayacaktır. Bu amaçla çimentolu harçlara alternatif olarak geliştirilen alkali ile aktivasyon yöntemi ile çimentosuz ya da kısmi çimentolu bağlayıcı elde edilebilmektedir. Alkali ile aktifleştirilmiş bağlayıcı üretim yöntemlerinden olan geopolimerler, alüminosilikat malzemenin alkali hidroksit ve/veya alkali silkatlar ile sentezlenerek amorf yapılı inorganik polimerler elde etme yöntemidir. Bu çalışmada aktivatör ile aktifleştirilen perlit tabanlı geopolimer harcının özellikleri üzerine uçucu külün etkileri araştırılacaktır. Üretilecek geopolimer harçlar üzerinde işlenebilirlik, birim ağırlık, eğilme dayanımı, basınç dayanımı, su emme ve boşluk oranı, deneyleri yapılacaktır. Deneyler sonucunda uçucu külün perlit esaslı geopolimer harçlarda oluşturacağı etki belirlenecektir.Bu çalışma, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından ABAP21F7 nolu proje ile desteklenmiştir

Üstün Yetenekli Öğrencilerin Barış Algıları (Kırıkkale Örneği)

The aim of this study is to determine the perception of peace in gifted students. In order to determine the study group, purposive sampling method was used. In this context, 12 gifted students who attend to a training center for gifted children in Kırıkkale and providing various criteria were included in the study.The study has been prepared in a phenomenological pattern with a qualitative approach. In data collection, drawing-writing and interviewing techniques were employed. The data acquired were content-analyzed. It has been seen that the students emphasized values such as unity and solidarity, pacifism and reconciliation along with the concept of peace. It has been observed that the students also emphasized the concept of violence. In the drawings of the students, the various elements of nature as well as the predominantly child and cloud drawings were mentioned as the symbol of peace.Bu çalışmanın amacı üstün yetenekli öğrencilerin barış kavramına yönelik algılarını ortaya çıkarmaktır. Araştırmanın çalışma grubunun seçiminde amaçlı örnekleme yönteminden yararlanılmıştır. Bu kapsamda, Kırıkkale İl Özel İdaresi Bilim ve Sanat Merkezi’ne devam eden ve çeşitli kriterleri sağlayan üstün yetenekli 12 öğrenci araştırmaya dahil edilmiştir. Araştırma nitel yaklaşıma uygun olarak tasarlanmış, fenomenoloji deseninden yararlanılmıştır. Araştırma verilerinin toplanmasında, çizme- yazma ve görüşme teknikleri kullanılmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda, öğrencilerin barış kavramına ilişkin olarak birlik ve beraberlik, savaş karşıtlığı ve uzlaşı gibi değerleri sıklıkla yineledikleri görülmüştür. Ayrıca öğrencilerin şiddet kavramını da sıklıkla vurguladıkları dikkati çekmektedir. Öğrencilerin çizimlerinde baskın olarak çocuk ve bulut çizimlerinin yanı sıra çeşitli doğa unsurları da barışın simgesi olarak belirtilmektedir

Perlit ve uçucu kül esaslı Geopolimer Harçların ortam küründe dayanım gelişimlerinin araştırılması

Bu deneysel çalışmada, öğütülmüş ham Perlit ve F sınıfı Uçucu kül malzemelerinin tekli ve ikili karışımları 10 M NaOH solüsyonu ile aktive edilerek geopolimer harçlar üretilmiştir. Üretilen harçlar herhangi bir ısıl kür işlemi olmadan, laboratuvar koşullarında (25 ±2 ºC, %60 bağıl nem) bekletilmiştir. Harçlar üzerinde 7 ve 28 günlük eğilme ve basınç dayanımı deneyleri gerçekleştirilmiştir. Harçlarda 7 günlük eğilme dayanımı elde edilemezken, en yüksek 7 ve 28 günlük basınç dayanımı sadece uçucu kül ile üretilen harçlarda sırasıyla 4.2 ve 9.7 MPa olarak elde edilmiştir. Deney sonuçları, perlit ve uçucu kül malzemelerinin 10 M NaOH solüsyonu ile ortam kürü koşullarında aktive olmaya elverişli olmadığını göstermişti

Investigation of mechanical and microstructural properties of perlite and fly ash-based geopolymer mortars subjected to high temperature

Bu tez çalışmasında, ince öğütülmüş ham perlit (HP) ve F Sınıfı uçucu kül (UK) kullanılarak geopolimer harçlar üretilmiştir. Üretilen harçların fiziksel, mekanik ve mikroyapısal özellikleri üzerine kür koşullarının, HP/UK kütle oranının ve yüksek sıcaklıkların etkileri araştırılmıştır. Geopolimer harçlar, 10M NaOH çözeltisi ile aktive edilmiştir. Geopolimer harçların HP/UK kütle oranları 100/0, 75/25, 50/50, 25/75 ve 0/100 olarak belirlenmiştir. Üretilen harçlar 90 °C'de 4, 8 ve 24 saat olmak üzere üç farklı sürede ısıl küre tabi tutulmuştur. Taze haldeki harçlar üzerinde yayılma deneyi gerçekleştirilmiştir. Sertleşmiş harçlar üzerinde 7., 28. ve 90. günlerde eğilme dayanımı ve basınç dayanımı deneyleri uygulanmıştır. 90 günlük harçların su emme ve boşluk oranları belirlenmiştir. 90 günlük geopolimer harçlar 400 °C, 600 °C ve 800 °C'ye ayrı ayrı maruz bırakılmıştır. Geopolimer harçların yüksek sıcaklık performansları yüksek sıcaklık etkisi sonrası kütle kaybı, dayanım kaybı ve mikro yapılarda meydana gelen değişiklikler açısından belirlenmiştir. Ortam sıcaklığında ve yüksek sıcaklıklarda en iyi performans 25/75 HP/UK kütle oranı ile üretilen geopolimer harçlarda gözlenmiştir. Deney sonuçları, HP/UK esaslı harçlar için 90 °C'de en optimum ısıl kür süresinin 8 saat olduğunu göstermiştir.In this thesis, geopolymer mortars were produced by using finely ground raw perlite (HP) and Class F fly ash (UK). The effects of curing conditions, HP/UK mass ratio and high temperatures on the physical, mechanical and microstructural properties of the produced mortars were investigated. Geopolymer mortars were activated with 10M NaOH solution. HP/UK mass ratios of geopolymer mortars were determined as 100/0, 75/25, 50/50, 25/75, and 0/100. The produced mortars were subjected to thermal curing at 90 °C for three different periods of 4, 8, and 24 hours. Flow table test was carried out on fresh mortars. Flexural strength and compressive strength tests were carried out on the hardened mortars at 7th, 28th, and 90th days. Water absorption and void ratios of 90-day mortars were determined. 90-day geopolymer mortars were exposed to 400 °C, 600 °C, and 800 °C, separately. High temperature performances of geopolymer mortars were determined in terms of mass loss, strength loss, and changes in microstructures after high temperature effect. The best performance at ambient and high temperatures was observed in geopolymer mortars produced with a mass ratio of 25/75 HP/UK. The test results showed that the optimum thermal curing time at 90 °C for HP/UK based mortars was 8 hours

Üstün Yetenekli Öğrencilerin Barış Algıları (Kırıkkale Örneği)

The aim of this study is to determine the perception of peace in gifted students. In order to determine the study group, purposive sampling method was used. In this context, 12 gifted students who attend to a training center for gifted children in Kırıkkale and providing various criteria were included in the study.The study has been prepared in a phenomenological pattern with a qualitative approach. In data collection, drawing-writing and interviewing techniques were employed. The data acquired were content-analyzed. It has been seen that the students emphasized values such as unity and solidarity, pacifism and reconciliation along with the concept of peace. It has been observed that the students also emphasized the concept of violence. In the drawings of the students, the various elements of nature as well as the predominantly child and cloud drawings were mentioned as the symbol of peace.Bu çalışmanın amacı üstün yetenekli öğrencilerin barış kavramına yönelik algılarını ortaya çıkarmaktır. Araştırmanın çalışma grubunun seçiminde amaçlı örnekleme yönteminden yararlanılmıştır. Bu kapsamda, Kırıkkale İl Özel İdaresi Bilim ve Sanat Merkezi’ne devam eden ve çeşitli kriterleri sağlayan üstün yetenekli 12 öğrenci araştırmaya dahil edilmiştir. Araştırma nitel yaklaşıma uygun olarak tasarlanmış, fenomenoloji deseninden yararlanılmıştır. Araştırma verilerinin toplanmasında, çizme- yazma ve görüşme teknikleri kullanılmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda, öğrencilerin barış kavramına ilişkin olarak birlik ve beraberlik, savaş karşıtlığı ve uzlaşı gibi değerleri sıklıkla yineledikleri görülmüştür. Ayrıca öğrencilerin şiddet kavramını da sıklıkla vurguladıkları dikkati çekmektedir. Öğrencilerin çizimlerinde baskın olarak çocuk ve bulut çizimlerinin yanı sıra çeşitli doğa unsurları da barışın simgesi olarak belirtilmektedir